Makedonya’da 6, 7 ve 8. Sınıf Türkçe Tarih Ders Kitaplarında Osmanlı-Türk Algısı
[807]
nizamlarının zorla tatbiki gibi bir uygulama söz konusu olmamıştır (İnalcık,
1953: 245).
“Balkan Devletlerinde Osmanlı İdaresine Karşı Direniş” başlığı altında
da bölge halklarının yüksek vergi ve dini baskılardan ötürü bir başkaldırıya
giriştiğinden bahsedilirken, Osmanlıların din değiştirmediği için birçok
Makedon’u ve ismi verilen iki Hıristiyan’ı işkence ederek öldürdüğü hiçbir
kaynak belirtilmeksizin ifade edilmiştir (Başkoski ve diğerleri, 2005: 101). Bu
aktarım da son derece kusurludur. Kaldı ki bir bölgede yaşayan ahalinin kendi
yönetim şekline ve idaresine karşı isyan hali tarihte pek çok kere görülmüştür.
Ancak isyanın geçerli sebeplere dayandırılması şarttır. Kitapta bu sebeplerin
zikredilmesi ve haklı alt yapılarının ortaya konulmasından çok Osmanlılar
zorba, baskıcı ve şiddet yanlısı olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Bu durum bazı
Osmanlı yöneticilerinin ellerindeki kırbaçlarla ahaliye işkence yaptığı şekliyle
tasarlanmış resimlerle desteklenmeye çalışılmıştır. Hâlbuki Osmanlıların hiçbir
fetih döneminde masum sivil ahaliyi katletmediği, yönetimi altındaki insanlara
ayrımcı bir muamele yapmadığı her vesileyle bilinmektedir. Ayrıca kitabın aynı
bölümünde bölge halkının haydutluk yaptığı, haydutluğu sevdiği ve haydutluk
yapanlara methiyeler dizdiği bu haydut gruplarının Türk kervanlarına,
sipahilere, bazı mülklere saldırdığı da yine kendilerince neredeyse
destanlaştırılarak verilmiştir (Başkoski ve diğerleri, 2005: 102). Bu durumdan
da bölgedeki bu isyanların daha çok Osmanlıların bölgedeki egemenliğinin hem
Avrupalı güçler hem de Rusların tahrikiyle kabul edilemediği ve sindirilemediği
anlaşılmaktadır. Yaşandığı iddia edilen tarihi sürecin ders kitaplarındaki
aktarılış hali Balkanlardaki halkın duygu ve düşüncelerinden çok uzaktır.
Günümüzde her kesimden araştırmacı tarafından da Balkanlarda ahalinin dini
yaşamı ve ibadet özgürlüğünün Osmanlı tarafından garanti altına alındığı her
vesileyle vurgulanmaktadır. Kaldı ki kendilerince büyük bir gösterişle kabul
edilen bu isyankâr ve haydutçu yaşayış şekli Balkanları her geçen yıl geriye
doğru götürmüş ve günümüzde dahi büyük ve çok kırılgan bir siyasi yapı haline
dönüştürmüştür. Osmanlı yönetim ve inanç sisteminin istikrar, adalet ve
hoşgörüsünden memnuniyetsizlik varmış gibi gösterilmesi ve bir takım haçlı
zihniyetlerinin ürünü olan ittifakların meydana gelerek Osmanlıların bölgeden
çıkarılmasının sonuçlarının, Balkanları, günümüzde dahi çözülemeyen ve pimi
çekilmiş bir el bombası haline getirdiği gerçeği asıl üzerinde durulması gereken
konudur.
Selçuk Ural
[808]
Osmanlıların bölge halkını zorla İslamlaştırmaya çalıştığı ve hatta
işkenceyle öldürdüğü iddiası hem ispatlanmaya ihtiyaç duymaktadır hem de bu
yaş grubundaki gençlerin zihninde çok farklı ve aslında hiç de hak etmediği
ölçüde zorba bir Osmanlı imajı oluşturabilir. Bu tarzdaki iddialar tarih ders
kitaplarından ziyade akademik boyuttaki eserlerde ve bilgi ve belgeler eşliğinde
ortaya konulmalıdır. Yine Osmanlı idaresi altında olan birçok yörenin ve
özellikle de Balkanların ahalisinin Osmanlıların bölgeye gelmesiyle birlikte
gelinen aşamayı “Osmanlı barışı” şeklinde ifade ettikleri de unutulmamalıdır.
Aslında hem inanç hem iktisadi hem de içtimai manada ağır baskılar,
yoksulluk, iktisadi tükenmişlik, idari basiretsizlik ve benzeri haller öncelikle
bölgedeki toplulukların despotluk ve baskıcı rejim anlayışında aranmalıdır.
Ayrıca eğer Osmanlıların yağma ve talandan yana olup sadece yıkım üzerinden
beslendikleri doğru olsaydı Balkanların o dönem itibariyle bile hem mimari hem
siyasi hem de insani bakımdan bitme noktasına geleceği gözden
kaçırılmamalıdır. Oysaki Osmanlılarla birlikte Balkanlardaki iktisadi, içtimai,
mimari ve insani gelişmişlik düzeyinin artışı ve Balkanlarda yaşanan refah
seviyesi kitabın birçok yerinde yazarları tarafından da bazı şehirler özelinde
(İşkodra, Elbasan, Valona, Bosna, Üsküp, Piriştine, Belgrad) ortaya
konulmuştur.
Yedinci Sınıf Tarih Ders Kitaplarında Osmanlı
İkinci olarak ele alacağımız kitabımız da yine Makedonya Eğitim ve
İlim Bakanlığının 2005 yılındaki izniyle, 2009 yılında Türkçe hazırlanarak
Üsküp’te basılmış yedinci sınıf tarih ders kitabıdır. Kitabın önsözü ve
içindekiler bölümünde bahsedildiği üzere XVIII. asrın sonlarından I.Dünya
savaşına kadar geçen süreci kapsamıştır. Kitapta önce XVIII. asırda Rus
Çarlığının Osmanlı Devleti aleyhindeki bir genişleme siyasetinden bahsedilerek
öncelikle Avrupa’nın en güçlü devleti haline geldiği iddia edilmiştir. Siyasi
manada üstünlüğün başladığı iddia edilmesine rağmen bu durumun kendisini
içtimai ve iktisadi düzeyde hiç gösteremediği de vurgulanmıştır. Ayrıca Rus
çarlığının XIX. asrın ikinci yarısında Kazakistan, Türkmenistan ve Pamir
coğrafyalarında genişleme göstererek Asya’da güçlendiği ve İngiltere ile
Japonya’nın rakibi haline geldiği ifade edilmiştir. Ancak Asya’daki bu
mücadelelerinden üstünlükle ayrılamayan Rusların asıl hedef yönünün değiştiği
ve Balkanlar olduğu da ifade edilmiştir. Rusların Balkanlarda egemen olan
Osmanlı üzerindeki fikriyatı noktasında ise Balkanlardaki Slav halklarının