Tarih yazmak tarih yapmak kadar zordur



Yüklə 46,5 Kb.
tarix22.10.2018
ölçüsü46,5 Kb.
#75358

Tarih yazmak tarih yapmak kadar zordur. Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” M. Kemal Atatürk.
Talimatla yazdırılan kitaplarda

Saptırılan tarihimiz

ve gerçekler (8)
Birol Özter
–– Kıbrıs’ta egemen güçler zamandizinsel olarak sıralandığında, tarihin hiçbir döneminde Greklerin (Yunanlılar) Kıbrıs’a hâkim olmadıkları görülmektedir.
–– Winston Churchill gibi Yunan dostu ve Türk düşmanı bir devlet adamının bile kabul ve ifade ettiği gerçekleri saptırarak, Rum-Yunan iddialarını ders kitaplarına gerçek diye almak kime, neye, hangi amaca hizmet olabilir?.. Kraldan fazla Kralcı kesilerek Rum iddialarına sahip çıkmak yerine gerçekleri ifade ile yetinmek daha doğru olmaz mı?

––Bu kitapları Türk çocuklarına, hem de üzerine “Kıbrıs Tarihi” diye yazarak okutmak; çocuklarımıza, şehitlerimize ve Türk toplumuna karşı hem saygısızlık, hem suçtur.


–– Tarih kitaplarında Selimiye Camii’ni “St. Sofia Kilisesi”, Lala Mustafa Paşa Camii’ni “St. Nicolas Kilisesi” kilisesi diye tanımlamak ve öğretmek, bu eserleri kiliseye ikram etmenin hazırlığı, atalarımıza ve Kıbrıs uğrunda verdiğimiz 80 bin şehide ihanetin belgesi değil mi?
Kıbrıs Tarihi Orta 1 Ders Kitabı

Dünden devam


İDDİA 12: 2004’te basılan Kitap’ta “AKA ve DOR Kolonileri için Grek Kolonileri” denilmişti. 2005 yılında basılan kitabın 39. sayfasında “Deniz Kolonileri” ifadesi kullanılmış ama gerek parçada gerekse sayfa 40’taki haritada yine “GREK Kolonileri” tabiri tekrarlanmıştır.
GERÇEK 12: Kıbrıs’ta egemen olan güçler zamandizinsel olarak sıralandığında “Mısır-Hitit-Aka ve Dor-Finike-Asur-Pers-Makedonya-Roma-Bizans-İngiliz-Lüzinyan-Venedik-Türk-İngiliz-Bağımsız” olduğu açıkça görülmektedir. Tarihin hiçbir döneminde Grekler (Yunanistan) Kıbrıs’a hâkim olmamıştır. AKA ve DOR Kolonileri için kitapta “GREK KOLONİLERİ” söylemi geliştirilerek (Aka ve Dorlar Asya kökenli kavimlerdi) Yunanistan’ın Kıbrıs’a hâkim olduğu ispatı yapılmaya çalışılmaktadır. Tıpkı Yunanlı tarihçilerin yapmaya çalıştıkları gibi.
1907 yılında Kıbrıs’ı ziyaret eden Sir. Winston Churchill bu konuda şunları söylemiştir:

––“Kıbrıs adasındaki Rum toplumunun Yunanistan’ın ve Elenizm'in bir parçası olduğu iddiası, hangi belgeye ve gerçeğe dayanıyor? Kıbrıs adası tarih içinde; Mısır, Samani İran, Asur, Roma, Venedik, Ceneviz ve Osmanlı devletleri yönetimine bağlı olmuştur. Fakat Kıbrıs adasının Yunanistan Devleti’nin ve Helenizm’in bir parçası olduğunu, tarih hiçbir zaman yazmamıştır. Kıbrıs adası sınırsız bir hayal gücü içinde bile tarihi ve coğrafi açıdan Yunanistan’ın ve Elenizm'in bir parçası olmamıştır. Kıbrıs adasında şimdi yaşayan Rum toplumu Yunanlı değildir. Kıbrıs adasında şimdi yaşayan Rum toplumu, Mısır toprağından Kıbrıs adasına göç etmiş Mısırlılar ile yerli halkın karışımından oluşmuş melez bir ırktır. Bu toplumun konuştuğu Rumca, bunların Yunanca ile bağlantılarını kurmuştur.”

Winston Churchill gibi Yunan dostu ve Türk düşmanı bir devlet adamının bile kabul ve ifade ettiği gerçekleri saptırarak, Rum-Yunan iddialarını ders kitaplarına gerçek diye almak kime, neye, hangi amaca hizmet olabilir?.. Kraldan fazla Kralcı kesilerek Rum iddialarına sahip çıkmak yerine gerçekleri ifade ile yetinmek daha doğru olmaz mı?

İDDİA 12: Orta I. Sınıfların kitabında (sayfa 46) bugünkü Türkiye topraklarının gösterildiği bir harita üzerinde bütün Anadolu’yu kapsayacak şekilde “Konstantinopolis” yazısı konulmuştu. Yeni baskılarda “Konstantinopolis” kelimesinin yanında parantez içerisine “İstanbul” da yazılmıştır (Sayfa 53).
GERÇEK 12: Eğitim Bakanlığı tarafından Türk öğrencilerine, Tarih ders kitabı olarak kabul edilerek, müfredat kapsamına alınan bir kitapta Türkiye (Anadolu) haritası üzerine “Konstantinopolis” yazılmasının ne yarar sağlayacağı, hangi amaca hizmet edeceği anlaşılır değildir?!

Stazburg’tan alınan sözde takdir bu yaklaşım için mi acaba?


Tarih Ders Kitapları

Hıristiyan çocukları için mi yazıldı?
–– Devlet okullarımızda okutulmak üzere bu tarih kitaplarının kaleme alınmasında emeği geçen Komisyon üyeleri acaba bu kitapları Hıristiyan çocukları için mi yazdılar?
İDDİA 13: Sayfa 50’den itibaren kitabın sonuna kadar olan bölümde açık ve yoğun biçimde “Hıristiyanlık propagandası” yapılmaktadır. Bunlardan 4–5 sayfa Ortodoks kilisesinin ve mezhebinin propagandasına, 2–3 sayfa ise Katolik kiliselerinin ve Katolik mezhebinin propagandasına ayrılmıştır. Bu sayfalarda “Aziz St Paul” ve “St. Barnabas”ın 4 resmine, haritada Anadolu’nun Konstantinopolis (İstanbul) olduğuna (sayfa 53), 5 kilise resmine, Kıbrıs’ta Ortodoks Kilisesi başlığı altında Ortodoksluğun şemasına, bir tam sayfada Katolik kilisesinin şemasına, birçok temsili papaz resmine, 7 adet gerçek papaz resmine yer verilmiştir. Bu kadar çok papaz resmine Rum çocuklarına okutulan din derslerinde bile rastlanmamaktadır. Tarihçilerimize böylesi papaz merakı nereden gelmiştir. Çocuklarımıza papazları ve Hıristiyanlığı öğretmekten ne ummakta, ne yarar görmektedirler?
GERÇEK 13: Devlet okullarımızda okutulmak üzere bu tarih kitaplarının kaleme alınmasında emeği geçen Komisyon üyeleri acaba bu kitapları Hıristiyan çocukları için mi yazdılar?... Yoksa iddia edildiği gibi bu kitapları hiç incelemeden Vassos Karageoarghis’in kitabından mı alıp Türk çocuklarına dağıttılar?!
İslamiyet’in okutulmasından veya camilerimizin resimlerinden vazgeçsek bile hani, nerede biz bu topraklar üzerinde özgür ve mutlu yaşayalım diye, bu toprakları vatan yaparken, bayrağımızı kanlarıyla çizmek yolunda canlarını verenlerin isimleri, hani resimleri, hani şehitliklerimiz, hani toplu mezarlarımız? Bu kitaplarda hiçbiri yok.
Cami” mi, Katedral mi?!
–– Kitabın yazarı olan Türk öğretmenlerimizin tercihi Lala Mustafa Paşa Camii’ni, St. Nicolas kilisesi olarak görmek midir?
–– Caminin Lala M. Paşa Camii olduğunun inkârı kime ne yarar sağlamaktadır?
İDDİA 14: İlk baskı sayfa 66’da “Lala Mustafa Paşa Camii”nin içten revaklı resmi konularak altına “St. Nicolas” Katedrali yazılmıştır.
Yeni basılan Orta I kitabında (Sayfa 65’te) ise “St. Nicolas Kilisesi” yazısının önüne parantez açarak “Lala Mustafa Paşa Camii” denilmiştir.
Yine ilk baskıda iki minareli bir caminin altına St. Sofia Katedrali” yazılmıştır. Kitapların yeni baskısında değiştirilerek (Sayfa 65) “St. Sofia Katedrali” yazan kısmın önüne parantez içerisine “Selimiye Camii” diye not düşülmüştür.
GERÇEK 14: Sayfa 65’te Selimiye Camisi’nin altına ise “St. Sofia” diye yazılmış, yanına parantez içerisinde “Selimiye” denmiştir. “2 minareli kilise mi olur, hem de St. Sofia kilisesi mi olur?” diye sormazlar mı yazana?!
Burada da Selimiye Camii gerçeğinin inkârı vardır. Kitabın yazarları “O Selimiye Camisi değil, St. Sofia Kilisesi’dir” demeye getiriyorlar. Küçücük öğrencilere ne gibi bir yarar sağlayacağı düşünülüyor acaba?
Sürecek.
Yüklə 46,5 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə