8
/ Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
Devleti‟ni kuran Kaslar‟ın varlığı meselesidir. Ekrem MemiĢ, anılan
kavimlerin, Türk olduklarının, on beĢ tarihçi ve filolog tarafından çeĢitli
deliller gösterilmek suretiyle ortaya konulduğunu ifade etmektedir
23
.
Osman Karatay bu konuda Ģunları yazmaktadır:
“Ünlü Akkad imparatoru Naram-Sin‟in MÖ 2000 yılında yaptığı Anadolu
seferinde, ona karĢı savaĢan Doğu Anadolu krallıklarından biri de Tourki veya
Turki‟dir; kralın adı ise ĠlĢu-Nail‟dir. Buradaki ilk kelime ilçi‟yi çağrıĢtırıyor. Bu
ise açık Ģekilde Türkçedir ve muhtemelen devlet baĢkanlığı unvanıdır.”
24
.
Guti sülalesinin hüküm sürdüğü çağda (XXIII) Akkad ordusunun
Kuzey bölgelerde savaĢtığı 17 topluluktan biri de tourki veya Turki olarak
adlandırılan boy idi. Daha sonraki tarihlerde kaydedilen Asur yazıtlarında
Dicle nehrinin yukarı kolunda yaĢayan Subarların Turxu (Turhu) Ģehri de
geçmektedir. Dicle nehrinin sol yakasında ve Urmu Gölü‟nün yakınında
yaĢayan Türkler ise Mari belgelerinde yer almaktadır
25
. Burada aynı coğrafyayı
paylaĢan Kumuklar, KaĢgaylar, Gugerler, Salurlar ve diğer Türk kavimlerini
de unutmamak gerekir
26
. Bütün bu kanıtların ıĢığında, Türklerin Orta
Doğu‟daki varlığı ve kültürünün çok eskilere dayandığını, buna göre de ana
vatanlarının geniĢ çapta Orta Doğu bölgesi, dar çerçevede ise Mezopotamya
ve Anadolu toprakları olduğunu kabul etmememiz gerekmektedir.
Turukkularla adı geçen Kaslar‟a gelince, onlar, Mezopotamya
bölgesine düzenlemiĢ oldukları iki büyük saldırıdan sonra Irak‟ı ele geçirdiler
ve burayı M. Ö. 1595-1157 yılları arasında yaklaĢık dört yüzyıl yönettiler
27
. Bu
Bunun dıĢında Azerbaycanlı tarihçilerden Z. Yampolski, Yusif Yusifov ve S. Olyarov, Asur
metinlerinde geçen turukki boyunu Türk kabul etmiĢler ve bu adın çeĢitli zamanlarda ve
çeĢitli dilli yazılarda türük//törük//turuk//türki Ģeklinde kullanıldığını kaydetmiĢlerdir. Bkz.
http://tr. Wikipedia.org//wiki//Turukki, (23.04.20014)
23
Ekrem MemiĢ, “Orta Doğu‟da Türklerin Varlığı TartıĢmaları”, c. I, s. 640.
24
Bkz. Osman Karatay, Ġran ile Turan Hayali Milletler Çağında Avrasya ve Ortadoğu, Ankara,
2003, s. 73.
25
Bkz. http://tr. Wikipedia.org//wiki//Turukki, (23.04.20014)
26
Mir Fatih Zekiyev, Ön ve Orta Asya, Kafkasya, Karadeniz'in Kuzeyi, Ġdil-Ural ve Batı
Sibirya'daki Eski Türkler, Türkler, Ankara, 2002, c. I, s. 619.
27
Ekrem MemiĢ‟in Kasların Mezopotamya topraklarındaki egemenlikleri ile ilgili vermiĢ
olduğu M. Ö. 1677-1100 Ģeklindeki baĢlangıç ve bitiĢ tarihiyle, Sami Sa‟id el-Ahmed‟in M. Ö.
1595-1157 biçimindeki baĢlangıç ve bitiĢ tarihi arasında bir çeliĢki söz konusudur. Birincinin
vermiĢ olduğu baĢlangıç tarihi ile ikincinin vermiĢ olduğu baĢlangıç tarihi arasında 83, her
ikisinin belirttiği bitiĢ tarihleri arasında da 57 yıllık bir fark görülmektedir. B u çeliĢkinin
matbaa hatasından veya herhangi bir aksaklıktan kaynaklandığı anlaĢılmaktadır.
Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
/ 9
kavim, Arap kökenli Eskiçağcı tarihçiler tarafından kökenleri belli olmayan
yabancı bir topluluk olarak tanıtılmıĢsa da onlarla ilgili verilen bilgilerden
Türk oldukları açıkça anlaĢılmaktadır. Bir defa bütün Babil topraklarını
yöneten Kas krallarının Egüm, KarındeĢ, Görigalzo, GedüĢman, BornaburyaĢ
Ģeklindeki adları bugünkü Türkçedeki kelimelerle büyük bir benzerlik
göstermektedir. Ayrıca Kaslar hakkında verilen bilgilerden, onların
taĢımacılıkta atı kullandıkları, atlarla çekilen savaĢ arabalarına bindikleri, atlara
ve atçılığa büyük önem verdikleri, ġamanizm inancı ile ilgili yıldız falı,
gelecekten haber verme ve efsanevî hikayeler yaratma özelliği taĢıdıkları
anlaĢılmaktadır. Buna ek olarak Kas krallarının inĢa ettiği mabetler, Partların
Anadolu‟nun doğusunda yapmıĢ oldukları mabetlere benzemekteydi
28
.
Eski çağla ilgili yukarıdaki bilgi ve tespitlerin yanında, Ġskitlerin, Ak-
Hunların, Sakaların, Hazarların ve Kök Türklerin bir taraftan bugünkü Doğu
ve Güney Doğu Anadolu‟ya, diğer taraftan da kuzeyde yer alan Orta
Mezopotamya bölgesinin eski adlarıyla Ninavâ (Musul), Erbaello (Erbil),
Karhini (Kerkük) ve Dâkûkâ (Dakuk veya yerli Ģiveyle Tavuk/Tavık),
Ģehirlerine geldiklerini tespit edebiliyoruz. Anılan Türk kavimleri içinde yer
alan Ġskitlerin Ön Asya‟daki akıl almaz ilerleyiĢlerini, Abdülhaluk Çay ve
Ġlhami DurmuĢ‟tan dinleyelim:
“Ġskitler Çin Seddi‟nden Tuna nehrine kadar yayılmalarının yanında, Ön
Asya‟ya da yönelmiĢtir. Ġskitlerin Ön Asya‟ya yönelmelerinin sebebi Kimmerleri
takip etme düĢüncesidir. Kimmerleri yurtlarından çıkaran Ġskitler, bunların
ardından, Kafkaslar‟ı doğudan dolaĢarak, Hazar Denizi kıyısını takiben
Derbent-Demir Kapı geçitleri üzerinden Azerbaycan‟a ve daha güneye-daha genel
bir deyimle-Ön Asya‟ya dalgalar halinde akmaya baĢlarlar. Urartu Kralı II.
Rusa‟nın Kimmerlerle olduğu gibi, akıllıca bir siyaset izleyerek, bunlarla anlaĢma
yaptığı görülür. Ġskit akınları Asur sınırlarına yönelir. Kimmerleri kovalayarak
gelen Ġskitler Medlerin egemenliğine son verirler. Bütün Küçük Asya‟ya yayılırlar
ve burada yirmi sekiz yıl hüküm sürerler. Ġskitlerin çok istekli bir Ģekilde güneyde
bulunan ülkelere gittikleri birçok tarihi hakikatten anlaĢılmaktadır. Akamenit
döneminden sonra bunların bir kısmını günümüze kadar adları Arachosia ve
Drangiana olarak söylenen yerlerde buluyoruz. Keza onlar, Anadolu‟nun içlerine
kadar da yayılmıĢ ve orada hakimiyetlerinin izini bırakmıĢtır. Aynı Ġskitler
muhtemelen de Akamenit Dönemi öncesinde Fırat ve Dicle dolaylarında hüküm
sürmüĢ ve dillerine ait ipuçları bırakmıĢtır. M. 4. yüzyılın baĢlarında dahi Doğu
28
Kas tarihi ve medeniyeti ile ilgili bilgi için bkz. Sami Sa‟id el-Ahmed, el-Asri‟l-Bâbili el-
Kadîm,
el-„Ġrâk fi‟t-Târih, Bağdad, 1983, s. 102-106.