Tez özetleri Astronomi ve Uzay Bilimleri Anabilim Dalı


Koruma Ve Hizmet Amaçlı İşletilen Ormanların Optimal



Yüklə 0,84 Mb.
səhifə6/15
tarix21.04.2018
ölçüsü0,84 Mb.
#39636
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   15

Koruma Ve Hizmet Amaçlı İşletilen Ormanların Optimal

Kuruluşunun Belirlenmesi: Odayeri Planlama Ünitesi Örneği
Koruma ve hizmet üretim amaçlı olarak ayrılan/ayrılacak orman fonksiyonları için bu zamana kadar optimal kuruluşlar ortaya konulmamıştır. Bu alanların fonksiyonel işletme sınıflarına ayrılarak optimal kuruluşlarının ortaya konulması ormanların topluma sunacağı sürekli ve kesintisiz hizmetler açısından son derece önemlidir. Bu çalışmada koruma ve hizmet amaçlı olarak işletilen ormanların; erozyonu önleme, hidrolojik, rekreasyon ve estetik fonksiyonlarının Ekosistem Tabanlı Fonksiyonel Planlama yaklaşımına uygun bir şekilde optimal kuruluşlarının nasıl belirleneceğinin ortaya konulması hedeflenmiştir. Optimal kuruluşlar işletme şekli, orman formu ve amenajman metoduna göre belirlendiği için işletme sınıfları bazında gerçekleştirilmektedir. Bu amaçla bahsedilen fonksiyonların belirlenmesi için gerekli olan mevcut ölçüt ve göstergelerden yararlanılarak plan ünitesindeki bütün meşcereler için ana fonksiyonları gözeterek fonksiyonel işletme sınıflarının ayrılması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda belirlenen fonksiyonel işletme sınıflarında optimal kuruluşların nasıl belirleneceği teorik olarak açıklandıktan sonra, örnek bir plan ünitesinde sayısal ve grafiksel olarak durumu ortaya konulmuştur.
Plan ünitesi içerisinde yer alan orman fonksiyonları belirlenirken bölme ya da bölmecikler esas alınarak her fonksiyon ayrı ayrı belirlenip tek bir harita üzerinde çakıştırılmıştır. Orman Amenajman pratiğinde ürün ve hizmetlerin akışındaki süreklilik işletme sınıfı ile yerine getirilebileceği için meşcerelerin ana orman fonksiyonları esas alınarak aynı fonksiyona sahip alanlar aynı işletme sınıfı içerisinde değerlendirilerek; su koruma işletme sınıfı, toprak koruma işletme sınıfı, estetik (peyzaj koruma) işletme sınıfı ve rekreasyon işletme sınıfı adlarıyla fonksiyonel işletme sınıfları oluşturulmuştur. Çalışma alanı için oluşturulan koruma ve hizmet amaçlı fonksiyonel işletme sınıflarının optimal kuruluşları normal hasılat tabloları ya da meşcere tablolarından faydalanılarak belirlenmiştir.
İlk defa bu çalışmada eğim, anakaya grupları ile meşcere yapısı, kök sistemi ve karışım biçimi gibi veriler bir arada kullanılarak toprak koruma fonksiyonuna ayrılması gereken alanlar belirlenmiştir. Rekreasyon işletme sınıfının sürdürülebilir bir şekilde nasıl oluşturulması gerektiği yine bu çalışma ile açıklanmıştır. Ayrıca koruma ve hizmet amacı ile işletilecek ormanlardaki her orman formu için optimal kuruluşlar ortaya konulmuştur.


The Determination Of Optimal Structure Of Forests Operated For

Conservation And Service Purposes: A Case Of Odayeri Planning Unit
Optimal forest structures have not been revealed for various forest areas allocated for conservation and other services. Determination of optimal structures by allocating these areas into different forest uses is very important in terms of sustainable management of forest good and services. In this study, it was aimed to reveal how to determine optimal structures for soil protection, hydrological control, recreational and aesthetic values of forests under Ecosystem Based Multiple Use Forest Management Planning approach. Since optimal structures are determined based on management regime, forest form, and management method, they are carried out on the basis of sub-management unit. By considering main values for all stands in a planning unit and using criteria and indicators necessary for determining specified forest use areas, it was intended to allocate forest stands into various other appropriate forest uses. Once the theoretical framework of the optimal structures for sub-management areas was determined, they were presented in digital and graphical forms in a sample forest management planning unit.
In defining forest values in a planning unit, each forest use area was determined individually based on forest compartments or sub-compartments and then overlaid on a single map. Sub-forest management units of water preservation, soil conservation, aesthetic (landscape protection), and recreation were formed by evaluating forest areas with respect to the specific values of the forest stands. Sub-forest management units are then formed on the basis of main forest values of the stands since continuity of flows of products and services can be ensured by creating sub-forest management units in the current application of Forest Management Guidelines of forestry in the country. Optimal structures of the sub-management units, generated in the study area for conservation and service purposes, were determined based on regular yield tables or stand tables.
This study developed a new method with extensive criteria and indicators such as slope, main rock groups, stand structure, root system and species mix to better allocate forest areas into soil conservation values. The thesis has also provided a new approach to classify recreational areas and thus its-sub-management unit toward the multiple use of forest resources. Besides, forest optimal structure was determined for each forest use focusing on both conservation and aesthetic-recreation areas.

  

AKBURAK Serdar


Tez Adı : Meşe ve Gürgen Meşcerelerinde Aralamanın Toprak Solunumu ve

Mikrobiyal Solunum Üzerine Etkileri

Danışman : Prof. Dr. Ender MAKİNECİ

Anabilim Dalı : Orman Mühendisliği

Programı : Toprak İlmi ve Ekoloji

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Ender MAKİNECi

Prof. Dr. M. Ömer KARAÖZ

Prof. Dr. Doğanay TOLUNAY

Doç. Dr. Ömer KARA

Doç. Dr. Kürşad ÖZKAN

Meşe ve Gürgen Meşcerelerinde Aralamanın Toprak Solunumu ve

Mikrobiyal Solunum Üzerine Etkileri
Bitki kökleri ve organizma faaliyetleri tarafından gerçekleştirilen ayrışma süresince CO2 emisyonunu içeren toprak solunumu karbon döngüsünün temel sürecidir ve toprakta bağlanan karbonun atmosfere dönmesinde temel yolu temsil eder.
Bu çalışmada İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi, Eğitim ve Araştırma Ormanında 2010 – 2012 yılları arasında meşe (Quercus franietto) ve gürgen (Carpinus betulus) meçcerelerinde yapılan aralama uygulamasının toprak solunumunun ve mikrobiyal solunum üzerine etkileri izlenmiştir. Her bir tür için iki aralama ve iki kontrol alanı belirlenmiştir. Aralama yapılan alanlarda meşcere ağaç ğöğüs yüzeyinin % 50’si çıkarılmıştır. Araştırmada toprak solunumu ve mikrobiyal solunum üzerinde etkili olan başlıca faktörler (toprak sıcaklığı, nemi, karbon içeriği, azot içeriği, pH, diri örtü miktarı, ölü örtü miktarı ve ince kök kütlesi) incelenmiştir. Toprak solunum ölçümleri soda kireci yöntemine göre iki ayda bir yapılmıştır. Mikrobiyal solunum ölçümleri hem toprak hem de ölü örtü için inkübasyon yöntemi ile gerçekleştirilmiştir.
Araştırma sonucunda toprak solunum değerinin meşe türünde aralanan (1,92 g C/m2/gün) ve aralanmayan (1,79 g C/m2/gün) alanlar arasında istatistiksel olarak önemli düzeyde farklı olduğu bulunmuştur. Gürgen alanlarında ise aralanan (1,76 g C/m2/gün) ve aralanmayan (1,72 g C/m2/gün) alanlar arasında toprak solunumu açısından bir fark belirlenememiştir. Toprak solunumu her iki türde de ölçüm periyodu boyunca başlangıca göre azalma göstermiştir. Fakat aralama alanlarında kontrol alanlarından daha yüksektir. Toprak solunumunun diri örtü miktarı, toprak sıcaklığı ve ince kök miktarı ile doğrusal ilişki gösterdiği ortaya konmuştur.
Toprak mikrobiyal solunumu iki yıllın tamamı değerlendirildiğinde hem meşe hemde gürgen aralama alanlarında kontrol alanlarına nazaran daha yüksek olmasına rağmen anlamlı fark yoktur. Ölü örtü mikrobiyal solunumu hem meşe hem de gürgen kontrol alanlarında aralama yapılan alanlara göre daha yüksek bulunmuştur. Toprak mikrobiyal solunumu aralama alanlarında toprak pH’sı ve toprak azot içeriği ile doğrusal ilişki göstermiştir. Ölü örtü mikrobiyal solunumu ölü örtü karbon içeriği ve ölü örtü karbon/azot oranı ile doğrusal ilişki göstermiştir.
Araştırma sonucu değerlendirmesine göre toprak solunumu üzerinde ana faktör olarak diri örtü miktarı ön plana çıkmıştır. Ayrıca toprak mikrobiyal solunumu açısından azotun ve pH’nın sınırlayıcı faktörler olduğu belirlenmiştir.

 

 



The Effects of Thinning on Soil Respiration and Microbial Respiration in

Oak and Hornbeam Stands
Soil respiration, which involves the emission of CO2 during the decomposition of organic matter carried out by the metabolic activity of the plant roots and soil microorganisms, is a fundamental process in the carbon cycle and represents the main pathway whereby carbon fixed by the soil is returned to the atmosphere.
In this study, effects of thinning on oak (Quercus franietto) and hornbeam (Carpinus betulus) stands were examined between 2010 – 2012 years in Research Forest of Faculty of Forestry, Istanbul University we determined two thinning areas and two control areas under each tree species. Thinning reduced tree density by 50 % of basal area. This research is being focused on the main factors (soil temperature, moisture, carbon content, nitrogen content, ground cover biomass, forest floor and fine root biomass) which are effective on the soil respiration and microbial respiration. Soil respiration was measured bimonhtly with the soda-lime method. Microbial respiration was measured for soil and forest floor with incubation method.
The research results of annual average respiration value were significantly higher in thinned areas (1,92 g C/m2/day) than in control areas (1,79 g C/m2/day) in oak stands. On the contrary, soil respiration were not significantly different between thinned areas (1,76 g C/m2/day) and control areas (1,72 g C/m2/day) in hornbeam stands. During research period, soil respiration decreased from baseline in both oak and hornbeam stands. Soil respiration higher in thinned areas compared to control areas. Soil respiration was linear correlations with ground cover biomass, soil temperature and fine root biomass during two years in each tree species.
Soil microbial respiration were not significantly different despite of higher in thinned areas than control areas in oak and hornbeam stands evaluated in a two-year full time. Microbial respiration of forest floor in control areas significantly higher than thinned areas in oak and hornbeam stands Soil microbial respiration was linear correlations with soil nitrogen content and soil acidity while forest floor microbial respiration was linear correlations with carbon content and carbon/nitrogen ratio of forest floor.
In conclusion, ground cover biomass was main factor directing soil respiration in the stands. In addition, soil nitrogen content and soil acidity were limited factors for soil microbial respiration.

ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
  

GÜCÜŞ MEHMET ONURHAN

Tez Adı : Melez Kavak (Populus Euroamericana I214) Odununda Modifiye Kraft Yöntemleri İle Kâğıt Hamuru Üretimi

Danışman : Prof. Dr. Celil ATİK

II. Danışman : Prof. Dr. Mehmet AKGÜL

Anabilim Dalı : Orman Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı

Programı (Varsa) : Orman Ürünleri Kimyası ve Teknolojisi Programı

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Celil ATİK

Prof. Dr. Bahattin GÜRBOY

Doç. Dr. Birol ÜNER

Doç. Dr. Nural YILGÖR

Prof. Dr. Arif KARADEMİR
Melez Kavak (Populus Euroamericana I214) Odununda Modifiye

Kraft Yöntemleri İle Kâğıt Hamuru Üretimi
Dünyada sürekli artan hammadde ihtiyacı, üreticileri daha düşük nitelikteki hammaddeden daha iyi kalitede ürün üretmeye zorlamaktadır. Kâğıt ve karton sektörü de aynı şekilde ürün kalitesini arttırmanın yollarını aramaktadır. Hızlı gelişen ağaç türlerinin kâğıt hammaddesi üretiminde kullanılması ise kaçınılmaz bir olgu haline gelmiştir. Bu şekilde geleneksel yolların yanı sıra bunlarda yapılan modifikasyonlar ile daha etkili ve verimli olmaları sağlanmaktadır.
Bu çalışmanın kapsamı Melez Kavak (Populus euroamericana I214) klonundan farklı modifiye kraft yöntemleri ile kâğıt hamuru elde etmek ve bu kâğıt hamurlarını karakterize etmektir. Optimum koşulu belirlemek için ise toplam 9 adet pişirme yapılmıştır. Kraft hamur özelliklerinden verim, viskosite ve kappa numaralarına bakılarak 4 numaralı pişirme (KK4) olan, %18 AA, %25 Sülfidite, 170 °C maksimum sıcaklık ve pişirme süresi 60 dk olan şartlar optimum olarak belirlenmiştir. Optimal Kraft şartlara (KK4) ek olarak iki farklı pişirme gerçekleştirilmiştir, antrakinon (AQ) ilaveli pişirlemelerde % 0,1 AQ (KK10), polisülfür (PS) ilaveli pişirmede ise % 4’lük PS (KK11) ile 2 adet optimum koşul oluşturulmuştur. Elde edilen hamur verimleri sırasıyla KK4, KK10 ve KK11 için 46,96, 48,84 ve 48,03 olarak bulunmuştur. Bu hamurların polimerizasyon dereceleri ise sırası ile 1318, 1379 ve 1396 olarak belirlenmiştir. Ön işlem için oksalik asit (OA), organosolv (etil alkol), sodyum borhidrür (NaBH4) ve enzimler ile ön hidroliz (ön işlem) uygulanmıştır.
Odun yongalarına, oksalik asit (OA), organosolv (etil alkol), sodyum bor hidrür (NaBH4) ve enzimler (ksilanaz ve lakkaz) ile ön işleme (ön-hidroliz) tabi tutulmuştur. Ön işlem için optimum koşulu belirlemek amacıyla indirgenmiş şekerler analiz yapılmıştır.

Elde edilen hamurların değerlendirilmesi hamurların fiziksel direnç ve optik niteliklerine göre yapılmıştır. En yüksek patlama indisi PS ilaveli ksilanaz ön işlem koşulunda 7,65 kPa.m²/g ve en yüksek yırtılma indisi PS ilaveli sodyum borhidrür ön işlemi koşulunda 9,89 mN.m²/g olarak bulunmuştur.


Sodyum bor hidrür ile ön işlem uygulamaları, verimi, kappa sayısı ve kâğıt hamuru ve viskozite sonuçları incelenerek en uygun uygulama olduğu bulunmuştur. Ayrıca, enzim ön işlemi öncesi hamur verim uygun olarak kabul edilebilir sonuçlar göstermektedir. Bunların yanında ön işlem kimyasalı seçimi yapılmadan önce enerji ve tüm ekipman maliyetleri için fayda-maaliyet analizleri yapılmalıdır. Bu da ayrı bir araştırma konusu olarak değerlendirilebilir.

Ph. D. Thesıs Modıfıed Wıth Kraft Pulp Productıon Methods Wıth

Hybrıd Poplar (Populus Euramericana I 214)
The increasing demand for raw materials forces the manufacturers to produce products with better quality from the lower quality raw materials. Pulp and paper industry is also looking for ways to improve the quality of their products in the same way. Utilisation of fast groving tree species as a raw material for the pulp industry is going to become an inevitable phenomenon. In this way, raw materials are going to be provided with a more effective and efficient way.
The scope of this study is to characterize the pulp obtained by modified kraft from pretreated hybrid poplar (Populus euroamericana I214). To determine the optimal kraft condition, 9 cookings were performed. According to the pulp yield and the kappa number criteria the following kraft coking conditions were selected: active alkali 18 %, sulphidity 25 %, temperature 170 °C and duration 60 min. Additionaly two modified kraft cooking with 0,1% antraquinone (AQ) and 4% polysulfide (PS) addition were performed, which pulp yield was 46,96%, 48,84% and 48,03% respectively. The polymerization degree of 1318, 1379 and 1396 was obtained for optimal kraft, AQ kraft and PS kraft pulps respectively.
Wood chips were pre-treated (pre-hidrolised) with oxalic acid (OA), organosolv (ethyl alcohol), sodium borohydride (NaBH4) and enzymes. In order to determine the optimum condition for the pre-treatment, reduced sugars were analyzed.
Assessments of obtained pulps were performed according to the physical strength and optical properties. The highest bursting index of 7,65 kPa.m²/g was obtained for xylanase pre-treated PS kraft pulp. While, the highest tear index of 9.89 mN.m²/g was obtained for sodium borohydride pre-treated PS kraft pulp.
Pre-hydrolysis performed with sodium borohydride was found to be most appropriate application in term of yield, kappa number and viscosity of pulp. Furthermore, enzymatic pre-treatment indicate acceptable results in accordance with pulp yield. The overall benefit of the pre-treatment might be determined after performing of cost analysis of treatment ongoing and profit of obtained by-products.


GÖNÜLTAŞ Oktay

Tez Adı : Doğu Ladini (Picea orientalis) ve Meşe (Quercus spp.) Kabukları Taneninin Biotutkal Üretiminde Kullanılması

Danışman : Prof. Dr. Mualla BALABAN UÇAR

Anabilim Dalı : Orman Endüstri Mühendisliği

Programı : Orman Ürünleri Kimyası ve Teknolojisi

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Mualla BALABAN UÇAR

Prof. Dr. Ahmet KURTOĞLU

Prof. Dr. K. Hüseyin KOÇ

Prof. Dr. Arif KARADEMİR

Doç. Dr. Yalçın ÇÖPÜR

Doğu Ladini (Picea orientalis) ve Meşe (Quercus spp.) Kabukları

Taneninin Biotutkal Üretiminde Kullanılması
Bu tez çalışmasında, biobazlı tanen tutkalı üretimi yapılmıştır. Biotutkal sentezinde kullanılan tanenler orman işletmelerinde kesim sonrası ortaya çıkan atık ladin (Picea orientalis) kabuğu ve ahşap levha endüstrisinde üretim sonrası ortaya çıkan atık meşe (Quercus spp.) kabuklarından elde edilmiştir. Araştırma materyali olan ladin kabukları Artvin ve Trabzon bölgesi orman işletmelerinden, meşe kabuğu ise Kastamonu Entegre Ağaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. Kastamonu Tesisleri’nden temin edilmiştir.
Kabuk örneklerinden tanen ekstraksiyonu öncesinde temel kimyasal analizler yapılarak kimyasal yapı ortaya konulmuştur. Ardından kabuk örneklerinde sıcak su, sodyum sülfit, sodyum karbonat ve üre çözeltileri ile değişik parametreler altında ekstraksiyon denemeleri yapılmış, ekstraksiyon aşaması optimize edilmiştir. Daha sonra elde edilen veriler doğrultusunda sprey kurutucuda toz tanen üretimi yapılmıştır. Üretilen ladin ve meşe tanenlerinin kimyasal yapısını ortaya koymak için tanen analizleri gerçekleştirilmiştir. Sonraki aşamada ladin ve meşe taneni kullanılarak biotutkal sentez denemeleri yapılmıştır. Bu denemelerde sıcaklık, pH, formadehit tanen molar oranı, viskozite, serbest formaldehit miktarı gibi parametreler optimize edilmiştir. Ardından üretilen tutkalın fiziksel ve kimyasal özellikleri ortaya konmuştur. Son olarak biotutkalın yapışma performansı TMA cihazında 3 nokta eğme testi ile belirlenmiştir.
Kabuklarda kül tayini sonuçlarına göre artvin ve trabzon ladin örneklerinde % 4,31 ve % 3,99 kül bulunurken meşe kabuğunda % 10,02 gibi yüksek sonuçlar belirlenmiştir. Sıcak su çözünürlüğünün ladin örneklerinde meşeye göre daha yüksek olduğu ortaya konulmuştur. Artvin ladin, trabzon ladin ve meşe kabuklarında kalıntı lignin sırasıyla % 19,53; % 20,61 ve % 18,49 olarak belirlenirken α-selüloz miktarı için % 37,28; % 37,92 ve % 41,59 değerleri elde edilmiştir. Toplam fenol tayini ve butanol HCl yöntemi sonuçlarına göre artvin ladin kabuğu en yüksek değerlere sahiptir. Ladin ve meşe kabuğu örneklerinde hidrolize tanenler olan gallo tanen bulunurken ellag taneni bulunmadığı belirlenmiştir.

Ekstraksiyon aşamasında ladin ve meşe kabukları için % 2 sodyum sülfit+% 0,50 sodyum karbonat çözeltisi ile 1:8 çözücü kabuk oranında ve 1 saat ekstraksiyon süresinde optimum sonuçlar elde edilmiştir. Kabuk ekstraksiyon çözeltileri pH değerleri, sıcak su ekstraksiyon çözeltilerinde pH 4,5 civarında iken sodyum sülfit ve sodyum karbonatlı çözeltilerin pH’ı 7 civarındadır. Deri tozu yöntemine göre, ladin su ve sülfit tanenleri meşe su ve sülfit tanenlerine göre daha az tanen olmayan fraksiyon içerdiği görülmüştür.


Ladin ve meşe sülfit tanenleri kullanılarak çok sayıda tutkal reçetesi hazırlanmıştır. Biotutkal üretim denemeleri sonuçlarına göre, formaldehit tanen molar oranının tutkaldaki serbest formaldehit miktarı ve tutkalın raf ömrü üzerinde oldukça etkili olduğu anlaşılmıştır. Sentezlenen biotutkal formülasyonlarında ladin için en yüksek raf ömrü 72 gün iken meşe için 38 gün olarak gerçekleşmiştir. pH’a bağlı jel zamanı değişimi de incelenmiş, ladin ve meşe sülfit tanenlerinin su taneninden daha yüksek jel zamanına sahip olduğu ortaya konulmuştur. Biotutkalın yapışma performansının belirlendiği TMA 3 nokta eğme testi elastikiyet modülü sonuçlarına göre, ladin taneni tutkalı ticari fenol formaldehit tutkalına benzer yapışma performansına sahip olduğu görülmüştür.
Utilization of Bark Tannins from Oriental Spruce (Picea orientalis) and

Oak (Quercus spp.) in Bioadhesive Production
In this PhD dissertation, bio-based tannin adhesives were developed by using tannins from spruce (Picea orientalis) and oak (Quercus spp.). The barks were obtained from wood based panel industry and forest residues. Spruce barks were obtained from Artvin and Trabzon area while oak barks were supplied by Kastamonu Integrated Wood Industry and Trade Inc., Kastamonu Turkey.
Basic chemical analyses were performed to determine chemical composition of the bark samples. Then hot water, sodium sulfite, sodium carbonate, and urea solutions were used for tannin extraction from bark with different extraction parameters and then the extraction stage were optimized. Afterwards, the tannin powders were produced with a spray dryer based on the observations during the extraction process. Chemical analyzes were performed to determine the chemical structure of the spruce and oak tannins. After that bioadhesive synthesis experimentals were carried out using the spruce and oak tannins. In the experimentals, the bioadhesive synthesis parameters such as pH, formaldehyde:tannin molar ratio, viscosity, and free formaldehyde content were optimized. Physical and chemical properties of the bioadhesives were determined. Finally, the adhesion performance of the bioadhesives were determined using a TMA instrument with three-point bending test.
Ash content values of the barks obtained from Artvin and Trabzon area were 4,31% and 3,99%, respectively, while the oak bark samples were 10,02%. Hot water solubility of the spruce bark samples were higher than the oak bark samples. Residual lignin contents of Artvin spruce, Trabzon spruce, and oak were 19,53%, 20,61%, and 18,49%, respectively, while α-cellulose contents were 37,28%, 37,92%, and 41,59%, respectively. The results of the total phenol and butanol-HCl assay showed that Artvin spruce barks had higher values than other bark samples. As hydrolysable tannins, there were gallo tannins in the samples of spruce and oak barks whereas ellagic tannins were not found.
At the bark extraction stage, 2,5% sodium sulfit + 0,50% sodium carbonate solution, 1:8 bark:solution ratio, and one hour extraction time were obtained as an optimum result. The pH of hot water extraction solutions were around 4,5 while the pH of sodium sulfide and sodium carbonate solutions were about 7. The hide powder method used in this study indicated that non-tannin fraction of the oak tannin and oak sulfited tannin were higher than the spruce tannin and spruce sulfited tannin.
Many adhesive formulations were developed with the spruce and oak tannins. The results obtained in this work clearly showed that the shelf life and free formaldehyde content values of the adhesives were affected by the formaldehyde:tannin molar ratios. As for the maximum shelf life values of the bioadhesives, the spruce tannin adhesive had 72 days shelf life, whereas the oak tannin adhesive had 38 days. The gelation time values related with pH were also examined. The findings demonstrated that the spruce and oak sulfited tannins had higher gelation time values than those of the water tannins. To determine adhesion performance of the bioadhesives, modulus of elasticity (MOE) were carried out by a TMA instrument with 3-point bending test. It was concluded that the spruce tannin based bioadhesives had similar adhesion performance as compared with a commercial phenol formaldehyde adhesive

Yüklə 0,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   15




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə