13
Yanısıra temel gereksinimi avangart sanat ve akım-
larını araştıran akademik çalışmalar için bu tanımla-
malar başvuru kaynağı olamayacak kadar yetersizdir.
Vikipedi’nin bu yaklaşımı anlaşılırlık ve öğreticilikten
uzaktadır. Happeningin tanımına bu yoldan ulaşmaya
çalışan hedef kitlenin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak
olduğu da görülmektedir. Vikipedi kaynakçasında ayrıca
Türkiye’den hiçbir happening örneğine yer verilmemiş
olması ise doğaldır, çünkü Türkiye’de happening örneği
diyebileceğimiz performansların sayısı yok denecek
kadar azdır.
İkinci tanım ise “Görselsanatlar.org” adresinde veril-
miştir. Burada Happening’in sözlük anlamı üzerinde
durulur ve örnekler halinde bu tanımlara yer verilir.
Happening (Oluşum) Sanat tarihine ilk kez 1959’da, Allan
Kaprow’un New York Reuben Galerisi’ndeki “6 Bölümde 18
Olay” adlı gösterisiyle giren Happening özellikle New York,
Paris, Venedik, Viyana, Düsseldorf, Buenos Aires ve Tok-
yo’da yaygınlaşmıştır. Allan Kaprow’un 1959’da düzenlediği
Happening hızla yayılmaya başlar. Bu gösteride sanatçılar
bir şeyler okuyor, pantomim yapıyor, resim çiziyor, keman,
flüt ya da gitar çalıyorlardı. Bu sırada seyirciler de salonlar
arasında dolaşıyor ve davetin amacı olan Happeninglere
katılıyorlardı. Bütün bu farklı emprovizasyonlar arasında
bağ kuracak olan seyircidir. Kaprow’a göre Happening
“farklı zamanlarda ve yerlerde tamamlanan ya da algılanan
bir tür eylem kolajıdır, eylemin sanatçı açısından açık seçik
hiçbir anlamı olamaz.” Gerçekten de Happeningi resmi ola-
rak tanımlayan hiçbir bildiri ya da program olmadığından
bu etkinlik çok, farklı biçimlerde gerçekleşebilmektedir.
Happeningler tiyatro salonlarında ya da yerlerde sahnele-
nebilir. Dekorlarla oluşturulan bir sahnede tasarlanmış ya
da emprovize olarak sahnelenen olaylardır. Happeninglerin
dünyanın birçok bölgesinde çok hızlı bir biçimde yayılması-
nın nedeni bu türün kendine özgü bir özendiriciliği olmasına
bağlanabilir. Eskiden olduğu gibi, bir galeride sergilenmek
üzere eserlerini düzenleyip, sonra bir adım geriden izle-
yicilerin onlara gösterdikleri ilgiyi seyretme gibi soğuk bir
işlemden kurtulan sanatçı, seyircisiyle kişisel olarak yakın
bir bağ kurmuş oluyordu. İzleyicilerin cephesinde ise bir
oyun yada sirk görünümü altında sunulan olaylara, zaman
ve dikkatini verme alışkanlığı doğuyor, sanatçını yapıtını be-
lirli bir yere ve onu uydurabilme fırsatı elde etmiş oluyordu.
Bu sitedeki tanımlama da happening için diğer sitelerde
rastlanan tanımlardandır. Ancak bu tanımlama içeri-
sinde de Türkiye’de happening örnekleri olup olmadığı
konusunda kesin bir bilgi verilmemiş ve bir örnekleme
yapılmamıştır. Ancak dünyadaki örneklerinden söz
edilmiştir.
Red Grooms aktörlerin sahnede yangından kaçmak için
kendilerinin peş peşe pencerelerden attığı bir dekor
oluşturarak müzikal bir komedi sergilemiştir: Burning
Building (1962), 1963’te Claes Oldenburg patenli insanlar ve
Kennedy’nin cenaze töreni dolayısıyla televizyonda gördüğü
limuzin kortejinin taklidi siyah arabalarla Autobodys’i
gerçekleştirir. Ja-ponya’daysa gurup Gutaî eskiden beri
gerçekleştirdiği gösterilerle bir tür Happening yapmaktay-
dı. Ama 1960 yılı başlarında New York’ta kimse tanımıyordu
bunları. Happening üstünde Dada’nın da çok büyük etkisi
olmuştur. Happening’în önde gelen isimlerinden John
Cage çeşitli yerlerde verdiği konferanslarda sözkonusu
Dada etkisini etkin biçimde anlatmıştır. Happening 1960
sonlarına doğru yerini Gövdesel Sanata ve Performance’a
bırakmıştır.
Yukarıda verilen happening örneklerinde happeningin
evrensel bir olgu ve olaylar zinciri olarak performatif
stilde şekillenip yaşadığımız çağı sorgulayarak bugüne
geldiğini; toplumsal, dinsel ve diğer yerel değerleri de
katarak zenginleştiğini belgelemektedir.
Happening tiyatro değildir
Happeningleri tiyatrodan ayıran özellikleri ise şöyle
sıralayabiliriz. Happeningler;
1- Sanat ile yaşam arasındaki çizgi olabildiğince akış-
kan, hatta belki de belirsiz olmalıdır. İnsan yapısıyla
hazır arasındaki karşılıklı ilişki böylece azami potansi-
yeline ulaşacaktır. Bu bağlantı açıklayıcı olmasa bile, en
azından eseri kimse bu veya şu üstün eserle karşılaş-
tıramayacağından, eser hiçbir zaman kötü sanat örneği
olmayacaktır.
2- Bir happening, birkaç geniş aralıkla, hemen hareket
eden ve değişen mekanda yapılmalıdır. Tek bir gösteri
mekanı statik olmaya eğilimlidir. Bunlardan da önemli-
si, geleneksel tiyatro uygulamalarına benzer.
3- Katı bir program uygulamaktan kaçınılmalı ama,
çeşitlendirebilmek ve kesintiye uğratabilmek, hatta
sonsuz kılabilmek için zaman tanımalı.
4- Oluşturulan sadece bir kez sahnelendirilmelidir.
Happening türünün şansa veya malzemenin önüne veya
olayların değişebilirliğine bağlı olarak tekrarlanması
neredeyse imkansızdır.
5- Seyirci sonunda tamamen ortadan kalkmalıdır. Bu
şekilde bütün elemanlar, insanlar, uzam, belirli malze-
meler ve ortamın özellikleri o zaman bütünlenebilir.
6- Sanatsal geleneğin incelenmiş, gelişmiş alışkanlıkla-
rından kaçınılmalıdır.
7- Oluşturulan, sınırlı bir matris içinde oluşmaz ve
içerdiği olaylar arasında ussal bir ilişki kurma amacı
gütmüyorsa da düşüncel bir anlam taşır.
Happeningin ilk uygulamaları New York’ta 1961’lerde
çoğu soyut dışavurumcu, pop sanat ve kavramsal sanat
alıntılarına bağlı olarak Amerikalı sanatçılar tarafından
geliştirilmiştir.
Happeningler ile fluxus temelde birbirine benzemekle
birlikte bir noktada ayrılırlar. Fluxus gerçekleştirdiği iş-
leri tekrar tekrar sahneleyebiliyor ve izleyici bu olaylara
ya hiç katılmıyor ya da sınırlı katılım sağlıyor.
Happeninglerin ve öteki gösteri türlerinin tüm batı
dünyasında bu denli hızla yayılması bir sanat biçiminin
sunduğu kendine özgü teşvik edici yanlara bağlanabilir.