Today’s technical education in turkey nurhayat varol technical Teacher abstract



Yüklə 3,42 Mb.
səhifə5/17
tarix20.09.2018
ölçüsü3,42 Mb.
#69456
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   17

Alınan Yol (m)


Şekil 4: Aşınan Plastik Miktarının katedilen sürtünme yoluna bağlı değişimi
sürtünen yüzeyler üzerinde gösterdikleri hızlandırıcı etkiyle aşınan madde miktarında birden artış gözlenmektedir.

Alınan Yol (m)


Şekil 5. Aşınan plastik miktarının katedilen sürtünme yoluna bağlı değişimi

4. ÖNERİLER:
Günümüzde artık plastik malzemeler dönen ve hareket eden makine elemanlarında da kullanılmaktadır. Plastiklerin böyle hareket1i yerlerde, (plastik destekli rulmanlarda, kapı ve pencere imalatında) kullanım esnasında gösterecekleri davranışlara açık1ık ve yorum getirmek; bu yolda yapı1an araştırmalara bir katkıda bulunmak amacıyla bu ça1ışma yapılmıştır.
Plastik ısınmadığı sürece plastiğin çalışma süresi içerisinde zamanla doğrusal olarak aşınacağı ve bir süre sonra kullanılmaz duruma gelebileceği varsayılabilir. Aşınmanın plastiğe yapılacak uygun katkılarla azaltılması buna çözüm olabilir.
Sürtünen yüzeye uygulanan basınç arttıkça aşınma bundan şiddetle etkilendiğinden basma zorlaması altında ça1ışacak makine aksamında plastiklerin daha dikkatli kullanı1maları gerekir.
Çalışma süresi arttıkça ısınma etkileriyle bazı anormal davranışlar ortaya çıktığından, plastiklerin uzun süreli çalışmalarda uygun bir sistemle soğuk tutulmaları yararlı olabilir. Ayrıca her plastik için uygun çalışma sıcaklık ve basınç değerleri için, gerekirse güvenli çalışma sınıflarını gösteren tablo değerleri verilmelidir.

5. KAYNAKCA:


  1. AKKURT, S., “Plastik Malzeme Bilgisi”, Birsen Yayınevi, İstanbul, 1991.




  1. ANIK, S., ANIK. S.E., “Malzeme Bilgisi ve Muayenesi”, Kutulmuş Matbaası, İstanbul 1977, S.287-328.




  1. ANTONY, K.C., “Wear-Resistant, Coba1t-Base Alloys”, J of Metals, Wear, Vol 35, 1983,

p. 52-60.


  1. BARGEL, H. J., Schulze, G., “Werkstoffkunde” VDI- Verlag, 2. Aufl., Dusseldorf, 1980. S.285-352.




  1. ÇELİK. H., “Kaynak Edilebilen Koba1t ve Demir Esaslı Alaşımların Yüksek Sıcaklıklardaki Aşınma Davranışları, I.T.U., Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, 1991.




  1. HABIG, K.H., “Wear Behaviour of Surface Coatings” Tribology International, Vol. 22., 1989, p. 65-75.




  1. KHRUSCHOW, M.M., “Principle of Abrasive Wear”, Wear, Vol: 28, 1974, p. 69-88.




  1. MECKLENBURG, K.R., “Testing for Athesive Wear”, Selection and Use of Wear Tests For Metals, ASTM Publication, p. 12-29.




  1. RHEE, S., LUDEMA, K. C. “Transfer Films and Severe Wear of Polymers”, European Tribology Congress, London, 1987.




  1. VAROL. N., “Plastik Malzemelerde Aşınma”, Fırat Ün. Fen Bilimleri Enstitüsü Müd., Yüksek Lisans Tezi, Elazığ, l994, 120 s.




  1. YILDIRIM, M.M., Malzeme Bilgisi, Alaşımlar ve Plastikler, F.U. Müh. Fak Yayınları, Cilt 3., No. 61. Elazığ, 1984. S. 87-128.



Yayınlandığı Yer: VAROL, N.: Polivinilklorün Aşınması İle İlgili Çalışma, Fırat Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi, Mesleki ve Teknik Eğitim Sempozyumu I, 22-23 Haziran 1995, Elazığ, Cilt:Teknik Bilimler S.239- 246


POLİVİNİLKLORÜRÜN AŞINMASI İLE İLGİLİ ÇALIŞMA

Öğr. Gör. Nurhayat Varol

F. Ü. Tek. Bil. Mes. Yük. OK.

ÖZET
Aşınma, sürtünmeli çalışan parça yüzeylerinde ortaya çıkan malzeme kaybı olduğuna göre arzu edilmeyen bir olaydır. Metalik malzemelerde aşınma olayı ve aşınma mekanizmaları birbirlerine benzer iken; plastikler farklı davranış gösterirler.
Plastikler ucuz, hafif, yalıtkan, kimyasal etkilere karşı mukavim ve piyasada kolay temin edilebilmesi özellikleri ile tercih edilmişlerdir. Ancak plastiklerin aşınma yoluyla deforme olması, yıpranması nedeniyle bu malzemelerin kullanıldığı yerde istenilen amaca ulaşımı gerçekleşemeyeceğinden bu konu büyük önem taşımaktadır.
Çevre kirlenmesinde en büyük rolü oynayan plastik atıkların doğaya verdiği zarar tartışılamayacak kadar fazladır. Kullanılan ve yıpranan metaller herhangi bir şekilde bozulunca yeniden eritilip değerlendirilebilirken, plastiklerin ancak termoplastik türleri tekrar eritilip kullanılır vaziyete getirilebilir. Bu atıklar aynı zamanda ülke ekonomisine de yük getirirler.
Bu çalışmada polivinilklorürün belli hızlarda, belirli sürelerde, belirli basınçlar altındaki aşınma davranışları deneysel olarak incelenmiş ve sonuçlar diyagramlar halinde verilmiştir.

1. GİRİŞ
Mekanik bir sebep veya mekanik bir enerji verilmesi sonucu ufak parçacıkların kopup ayrılması ile istenmeyen bir değişikliğin meydana gelmesi olayını aşınma olarak tanımlamak mümkündür.
Aşınma olayının gerçekleşmesi için parçaların birbirleriyle temas halinde çalışması, hareketin devamlı-yavaş olması, tanımdan da anlaşılacağı gibi mekanik bir etkinin olması, malzeme yüzeylerinde istenmeyen değişikliklerin meydana gelmesi gerekir. Bu açıklamalara göre yüzeylerin parlatılma işlemi ve makine aksamı olarak birlikte çalışan parçaların alıştırılması (kavramalar, frenler gibi) işlemlerinin aşınma olayı kapsamında incelenmemesi gerekir.
Aşınma olayında aşınan eleman, aşındıran eleman, ara malzeme, çevre, yükleme ve hareket parametreleri etkindir.
Aşınma şiddetli ve hafif olabileceği gibi, parçanın maruz kaldığı etkilere göre mekanik, kimyasal ve termal aşınma şeklinde olabilir. Ancak bu etkilerle gerçekleşen aşınma teknikte; adhezyon aşınma, abrasyon aşınma, erozyon aşınması, yenim aşınması, yorulma aşınması, korozyon aşınması, kavitasyon aşınması, termal aşınma, oksidasyon aşınma gibi teknik terimlerle adlandırılırlar.
Arzu edilmeyen bir durum olduğu için aşınma olayını azaltmak amacıyla bazı kriterlerin göz önüne alınması gerekir. Yüzey pürüzlülüğü arttıkça yükü taşıyacak gerçek alan azalır. Gerçek alanın azalması ile aşınma miktarı doğru orantılı olarak artar. Bunun içindir ki; yüzey pürüzlülüğü azaltılmalıdır. Tane boyutu ne kadar küçük ise malzeme o kadar tok ve mukavim olacağından tane boyutu küçük olmalıdır. Malzemenin sertliğinin artırılması ile aşınma direncinin arttığı tespit edilmiştir. Malzeme boyutunun geometrik şekli daireye yakın ise bu parçanın daha az aşındığı tespit edilmiştir. Malzemenin aşınma direnci de yüzey tabaka yapısıyla yakından ilişkilidir. Uygulanacak kimyasal, termo-kimyasal, elektro-kimyasal yöntemlerle oluşturulacak tabaka sürtünme özelliğini azalttığı için aşınma direncini artırır. Ortamın atmosfer durumu, atmosferdeki nem oranı, çevre sıcaklığı, aşınan ve aşındıran malzemelerin seçimi, yağlama teknikleri, işletme koşulları içerisinde göz önünde tutulması gereken hız, kayma. yolu, yük gibi etmenler aşınmayı etkileyen faktörlerdir.
Aşınma davranışlarını tespit edip ölçmek amacıyla birçok aşınma deney düzenek ve ölçüm yöntemleri geliştirilmiştir. Oldukça hassas terazi kullanılarak ağırlık farkı yöntemi, yine çok hassas ölçme aletleriyle kalınlık farkı yöntemi, radyoizotop yöntemi, iz değişim yöntemi kullanılan yöntemler olmakla birlikte daha kolay ve pratik bir metot olan ağırlık farkı yöntemi daha çok kullanılan metottur.

2. PLASTİK MALZEMELER
Bütün malzemeler arasında plastik malzemeler tüm dünya ülkelerinde son 30-35 yılda büyük üretim ve tüketim artışını göstermiştir. Ancak Türkiye’de tüketim diğer Avrupa ülkeleriyle kıyaslanınca çok daha az da olsa son 15-20 yılda avantajlarının farkına varıldığından kısmen metal ve alaşımlarının yerini alarak uçak gövdeleri, motor gövdeleri, türbin kanatları, otomobil gövdeleri gibi oldukça ağır koşullarda çalışan elektronik veya birçok eşya yapımında, inşaat alanında kullanılmaktadır.
Plastik malzemelerin üstünlükleri; ekonomiktirler, korozyon direnci yüksektir, düşük sıcaklıklarda dayanımları iyidir, hafiftirler, renk verebilme özelliklerinden dolayı kullanım alanı geniştir, elektrik iletkenlikleri olmadığı için yalıtkan olarak kullanılabilir, kimyasal dirençlerinin çok yüksek olması kullanım alanını genişletmiştir şeklinde özetlenebilir.
Makine parçalarının plastik malzemelerden imal edilmesinin ekonomik açıdan avantajlarından birisi, kısmi fonksiyonu olan birkaç parçanın tek parça şeklinde entegre olabilmesidir. Diğer bir avantaj ise özgül ağırlığından dolayı parçanın ağırlığının azalması ve dolayısıyla maliyetinin düşmesidir.
Plastikler laboratuarlarda elde edildikleri için mekanik, termik, çeşit, kalite, elektrik vb. özelliklerini iyileştirme şansı fazladır.
Plastikler işleme esasına göre ve kimyasal bileşimleriyle kendi aralarında farklılıklar gösterirler. Örneğin; termosetler ısı etkisiyle ancak bir defa istenilen şekli alabilen, tekrar dış etkiyle şekillenemeyen plastiklerdir. Termosetler polikondansasyon reaksiyon ile elde edilir. Polikondansasyon reaksiyonu; birçok temel moleküllerin, düşük moleküllü bir yan ürün ayrılarak bir makromoleküle dönüşmesidir. Bu yan ürün de çoğunlukla su veya amonyaktır.
Termoplastikler; ısı ve basınç etkisiyle yumuşarlar. Herhangi bir şekil alıp soğutulduklarında tekrar sertleşebilen ve hiç bir kimyasal değişikliğe uğramayan plastiklerdir. Bu tür plastiklerde makro molekül yapıları üç boyutlu ağ şeklindedir.
Elastomerler; oldukça yumuşak plastiklerdir. Zincir molekülleri arasında düşük ağ oluşumu onlara elastiklik özelliğini katmıştır.
Plastiklerin birçok alanda kullanımını kolaylaştıran ve bunun yanında kullanımını engelleyen bazı etmenler vardır. Plastiklerin yoğunluklarının 0.9-2.5 g/cm3 gibi bir değer alması onun hafifliğini simgeler, kimyasal etkilere karşı mukavimdir, ısı ve elektrik iletkenlikleri iyi değildir. Plastikler fazla ısı karşısında deforme olur veya yanabilirler. Plastiklerin eğilme yumuşaklığı fazladır, malzemenin ana kütlesini doldurma maddeleri, boya ve kuvvetlendiriciler oluşturur. Plastik malzemenin yapısındaki sert ve bükülmez zincirler elektronların serbest hareketlerini engellediği için iletkenlik özelliği taşımazlar. İklim şartları plastiğin rengini soldurur, hava ile etkileşim malzemenin gevrekleşmesine neden olur. Plastik malzemeler ısı etkisiyle metallerden daha fazla genleşirler.
Plastiklerin dayanıklılığını artırmak ve bazı özelliklerini iyileştirmek için; dolgu malzemeleri, renk verici, cam elyaf, yumuşatıcılar, stabilizatörler (kararlaştırıcılar), katalizörler (reaksiyon hızlandırıcılar) gibi katkı malzemeler kullanılabilir. Katkı malzemeleri ile interpolimerizasyon, fiziksel harmanlama, aşılama polimerizasyonu şeklinde harmanlama yapılarak plastik malzemeye istenilen özellik kazandırmak mümkündür.
Plastikler monomer adı verilen büyük moleküllü yapıya sahiptir. Bu büyük moleküller zincir şeklindedir. İşte molekül boyutunun büyük olması malzemenin ısıl ve mekanik dayanımını artırır. Makromoleküller monomer adı verilen temel moleküllerden meydana gelirler.
Plastik malzemelerin temel yapısını oluşturan hidrokarbonların Cml12ml2 formülündeki m sayısının artması demek, molekül boyutunun büyümesi ve buna bağlı olarak mekanik ve ısıl etkilere karşı direncinin artması demektir. Molekül ağırlığının artmasıyla malzemenin gazdan sıvı ve katı hale geçişi gerçekleşir.
Plastiklerin üretimlerinde polikondansasyon, poliadisyon ve polimerizasyon gibi farklı üç yöntem uygulanır. Makromolekülleri oluşturan temel moleküllerin sayısına polimerizasyon derecesi denir.
Bütün malzemelerde olduğu gibi plastiklerde de önceden söz edildiği gibi yıpranma olayı gerçekleşir. Makromoleküllerin ana zincirlerinde kopmalar oluşturan reaksiyon yıpranma olayı olarak yorumlanabilir. Makromoleküllerin kopması sonucu serbest makroradikaller oluşur. Yıpranma sürecinde oluşan makroradikaller reaksiyona girerek dallanmış, çapraz bağ gibi yapıların meydana gelmesine neden olurlar.
Plastik malzemelerde mekanik, termik, fotokimyasal ve radyasyon gibi olayların etkisi altında oluşan yıpranma fiziksel yıpranma; oksidasyon, gerilme çatlaması, çözülme ve yumuşama yıpranmaları kimyasal yıpranma olarak adlandırılırlar.
Yıpranmanın nedenleri bilindiğine göre önlem alma yollarının geliştirilmesi hiç de güç olmayacaktır.Yıpranma genelde;


  • Stabilizatör denilen özel madde kullanılarak,

  • Saf monomer kullanılarak önlenebilir.



3. POLİVİNİLKLORÜRÜN AŞINMA DAVRANIŞLARININ DENEYSEL ARAŞTIRILMASI
3.1. POLİVİNİLKLORÜRÜN TÜRKİYE’DE ÜRETİMİ VE ÖZELLİKLERİ
Teknolojide yaygın kullanılan ve kolay şekillendirilebilen, ülkemiz koşullarında daha kolay elde edilen polivinilklorür (PVC) bileşimli plastikler deneyde kullanılmıştır. PVC Türkiye’ de ilk defa 1970 yılında PETKİM yarımca petrokimya kompleksinde üretilmiştir. Ülkemizin ikinci petrokimya kompleksi olan PETKİM Aliağa Petrokimya kompleksinde ise üretim 1986 yılında başlanmıştır. Yıllık kapasitesi 100.000 ton olan fabrikada PVC ürünü ham madde vinil klorür monomerinin belirli basınç ve sıcaklıkla katalizör eşliğinde polimerizasyonu ile elde edilir. Toz olarak elde edilen ürün 25 kg’lık ventilli kraft kağıt torbalarda paketlendikten sonra piyasaya verilir.
PVC’lerde yumuşatıcı bulunmuyorsa; bu malzeme oda sıcaklığında serttir. Sıcaklık azaldıkça malzeme gevrekleşir. PVC’lerin en uygun kullanım sıcaklıkları 20-70°C arasıdır. PVC’ler aleve karşı oldukça dirençlidir. Kendi kendisini söndürme yeteneğine sahiptir. Alev karşısında oluşan klor gazı alevin sönmesini sağlar. PVC’ler kimyasal elemanlar karşısında özelliklerini uzun süre korurlar. Isı ve elektriksel yalıtkanlığı iyidir.
PVC’ler bu müspet özelliklerinden dolayı sanayi kesiminde yaygın kullanım alanı bulmuştur. Sert PVC özellikle borular,. akümülatör kutularında, tabak, plak yapımında ve kimyasal maddelerin bulundurulduğu kapların çeper yapımlarında kullanılır. Ayrıca sert PVC folyolardan manyetik ses bantları, yağ geçirmeyen kaplar, selefon bantları, saydam ve renkli filmler yapılır.

3.2. DENEYSEL ÇALIŞMA
Yapılan çalışmada PVC bileşimli plastiğin süre ve basınca bağlı farklı devirlerde aşınma davranışları incelenmiştir. Deney setinde 0.55 kW. gücünde bir elektrik motoru, devir sayısını değiştirmek için kayış-kasnak sistemi, balata, manivela kolu, manivela kolunun iki başına monte edilmiş aynı ağırlıklara sahip kutular, ağırlık için kilolar ve ağırlıkları belli deney numuneleri kullanılmıştır. Manivela kolunun debriyaj plakası ekseni yönünde hareketini sağlamak amacıyla rulman kullanılması Uygun görülmüştür. Deney seti şekil’de görülmektedir.

Şekil 1. Deney Setinin Genel Görünüşü
1. Tahrik motoru 3. Kaldıraç Kolu 5. Ağırlık Kafesi

2. Debriyaj Balatası 4. Kayış-Kasnak Sistemi
Manivela kolu üzerindeki kutuya bırakılan ağırlık etkisiyle belli bir basınç değeri altında plastik numune balata üzerine oturtulmuş, farklı iki devir için (n=l580 dak-1 ve n=1916 dak-1) aşınma, zamana bağlı olarak incelenmiştir. Bir elektrik motoru aracılığı ile tahrik edilen balata diski, kayış-kasnak sistemiyle belli devirlerde döndürülmüştür.
Aşınma miktarı; ağırlık farkı yöntemiyle tespit edilmiştir. Bütün numunelerin ağırlıkları önceden 10-4 gr. duyarlıklı terazi ile tespit edilip deneye tabii tutulduktan sonra tekrar ağırlığı tespit edilip parça yüzeyi ve balata yüzeyi her deney sonrası titizlikle temizlenmiştir. Her deney sonrası sürtünmeden dolayı ısınan balatanın soğuması sağlanarak bir sonraki deneye geçilmiştir. Deney sonuçları bu işlemlerin periyodik tekrarıyla elde edilmiştir.
Elektrik motorunun devir sayısının değişmesinin, plastik çubuklarda meydana gelen aşınmayı etkileyeceği bir gerçektir. Bu nedenle pens ampermetre ile elektrik motorunun çektiği akım sürekli ölçülmüş, debriyaj plakasını taşıyan milin alt ucuna takılan takometre ile devir değeri gözetim altında tutulmuştur. Deney işlemleri sırasında belirlenen süre kronometre ile ölçülmüştür.

Düşük basınç altında süre arttıkça aşınan plastik miktarı doğrusal bir artma gösterirken; uygulanan basınç artınca aynı zaman dilimlerinde elde edilen değerler arsında büyük sapmalar gözlenmiştir. Basınç ve süre artırılmaya devam edilirse, plastik malzemenin katkı malzemelerine bağlı olarak aşırı ısınmadan ötürü malzeme erimeye başlayıp topaklandığı için aşındırma işlemlerine devam edilememiştir. Şekil 2’de görüldüğü gibi aynı basınç altında yüksek devirlerde aşınmanın daha az olduğu, diğer şartlar aynı tutularak devirin düşürülmesiyle aşınmanın daha fazla olduğu gözlenmiştir. Bunun nedeni olarak; dönen debriyaj balata diski ile deney parçası arasında havanın soğuk olması ve aşınmayla kopan taneciklerin hızla savrulup yeniden yüzeye yapışmaması söylenebilir.




Şekil 2 1580 dev/dak hızda aşınan plastik miktarının deney süresine bağlı değişimi



Şekil 3. 1916 dev/dak hızda aşınan plastik miktarının deney süresine bağlı değişimi

4. SONUÇ
Sanayi ve ev aletlerinde kullanılmaya başlanan plastik malzemeler hareketli aksamların yerini de alınca kullanım süresinde gösterecekleri davranışlara yorum getirmek için bu çalışma yapılmıştır.
Sürtünme süresince sistemi etkileyen basıncın önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Büyük basınç altındaki makine aksamında kullanılacak plastiklerin katkı malzemeleri incelenmelidir.
Sürtünme esnasında süre arttıkça malzemenin ısınması söz konusu olur ve arzu edilmeyen davranışlar ortaya çıkar.
Belirli basınç altında ve belirli süre sonrasında sürtünen yüzeyler arasında kayganlık oluşması, malzemenin ısınması ve malzemelerin birbirlerine alışması sonrasında sürtünme aşınması yavaşlamaktadır.

5. KAYNAKÇA


  1. AKKURT. S., (1991) “Plastik Malzeme Bilgisi”. Birsen Yayınevi, İstanbul, 1991.




  1. ANIK, S., ANIK, S.E., (1977) “Malzeme Bilgisi ve Muayenesi”. Birsen Kitabevi. İstanbul.




  1. CZICHOS, H., (1978). “Tribology”. Tribology series, Elsevier Science Publisher. Vol. 1. Newyork.




  1. KHRUSCHOW, M.M., “Princible of Abrasiv Wear”. Wear vol. 28, S.69-88.




  1. TABOR, D., “The Wear of Non-Meatalic Materials”. A BriefReview, European Tribology Congress




  1. VAROL, A., ESEN, M., VAROL, N., “Pnömatik Katı Taşınımında Aşınmanın Tespiti” Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 6. Denizli Malzeme Sempozyumu s.478- 487.




  1. VAROL, N., “Plastik Malzemelerde Aşınma”. Fırat Ün. Fen Bilimler Enstitüsü Müd. Yüksek Lisans Tezi, Elazığ, 1994, s. 120




  1. YILDIRIM, M, M., Malzeme Bilgisi, Alaşımlar ve Plastikler. F.Ü. Müh. Fak. Yayınları. Cilt 3. No:61. Elazığ, 1984. S 87-128.



Yayınlandığı Yer : VAROL, N.: Öğrenme Etkinliği Olarak Video Kullanımı ve Video Film Hazırlanması, Fırat Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi, Mesleki ve Teknik Eğitim Sempozyumu I, 22-23 Haziran 1995, Elazığ, Cilt: Eğitim Bilimleri, S. 396-403


ÖĞRENME ETKİNLİĞİ OLARAK VİDEO KULLANIMI

VE VİDEO FİLM HAZIRLANMASI

Öğr. Gör. Nıırhayat VAROL

F.Ü. Tek. Bil Mes. Yük. Ok.

ÖZET
Günümüz teknolojik öğretme araçlarının gelişmesi ve mükemmel cihazların ortaya çıkmasıyla eğitimcilerin daha az zaman içerisinde, daha çok öğrenciye, daha fazla bilgi vermeleri zorunlu olmaktadır. Daha iyi ve daha çabuk öğrenme-öğretme sağlamak için eğitsel teknik ve yöntemlerin geliştirilip kullanılması gerekir. Eğitim ve teknolojiyi ayrılmaz ikili olarak düşünmek eğitim sistemimizin bir gereği olmalıdır
Televizyon, bilgisayar, elektronik öğrenme laboratuarları, fotoğraflar, video filmler vb. eğitimde kullanılabilir görsel-işitsel teknolojik ürünlerdir.
Video kaydının yapımı, öğrenme sürecinin bir tamamlayıcısı olduğu sürece video filmi öğrenme olarak ifade edilebilir. Video filmi öğretmek için önemli bir araçtır. Televizyon haberleşmenin önemli bir aracı olarak hayata başladıysa da manyetik teyp kaydının gelişimi yayın hazırlamada ihtiyatlı bir kayda imkan verir ve onun analizi için fırsat doğurur.

Video; öğrencinin defalarca konuyu izlemesine, bireysel öğrenmesine, aktif olmasına, kendi kendisini denetlemesine fırsat vermesi ile öğretme, biçiminin değişik bir yöntemini simgeler.


Video filmi hazırlayacak öğrenciye program kompozisyonu ve oluşturulması için işlemlerin pratik deneyimlerinin verilmesinde yarar olacaktır.Görüntü karması yapan ve yöneten öğrenci resim seçmenin program balansına etkisini öğrenirken, yaratıcılığını kullanır. Bu çalışmada teknolojide yerini alan video ile öğrenme; öğretme ve video film hazırlama etkinlikleri üzerinde durulacak ve araştırmaya dayalı verilere dayanan bulgular sunulacaktır.

1. GİRİŞ
Günümüzde eğitim, insanın davranışları açısından geliştirilmiş, çevresi ile uyumunun sağlanması, kültür hazinesinin zenginleştirilmesi için en etkili etmenlerden birisidir. Eğitim insana yönelik hizmet verirken bilim ise; bu amaca ulaşanlar için gerekli olan bilgiyi üretmektir. Bu alanda kullanılan teknoloji de üretilen bilimsel bilgilerin uygulanabilmesi için gerekli yapılan, araç ve yöntemleri geliştirmektedir; Dünyada hızlı bir teknolojik gelişme ve buna bağlı olarak değişik türde teknolojik kaynaklarla karşı karşıya gelme durumu söz konusudur. Eğitim sektörü bu gelişmeye uyum gösterecek önlemleri almakla yükümlüdür.
Günümüzde (son zamanlarda) birçok eğitim sistemi, etkinlik ve verimliliklerini artırmak üzere önemli girişimlerde bulunmaktadırlar. Uzmanlaşmış eleman temini, okul maliyetlerini düşürme önlemleri, iyi planlanmış kendi kendine öğrenmeye önem verme, öğretmene yardımcı materyallerin temini, okul hizmetlerine çağdaş yönetim uygulamaları getirme gibi etkinlikler bu girişimler arasında yer alabilir.

Görsel-işitsel ortamlar uygun seçilip bilinçli bir şekilde kullanıldığında ortamın, tekrar yöntemine kıyasla daha etken olduğunu göstermektedir. Daha çok sayıda, bireye, daha kısa sürede etkili bir öğretim hizmeti sunmada teknolojik kaynaklardan geniş ölçüde yararlanılmaktadır. Teknolojik kaynaklar, insanlığın karşılaştığı sorunların çözümünde onlara yardım amacı ile ortaya konmuşlardır.


Eğitim alanında verimlikte ilerleme sağlanamaması, arzu edilen, amaçlara ulaşılamaması, talebi karşılayamamak gibi faktörler eğitim sektöründe, krizlerin yaşanmasına neden olmuştur. Bundan dolayı ki; günümüzde ve gelecekte eğitim sektöründe insan gücü ve teknolojik kaynakları yerinde ve zamanında kullanmak için ciddi çalışmalar yapılması kaçınılmaz olmuştur. Bu kullanımı sağlayacak, yaygınlaştıracak kişide öğretmenler, eğitimciler olduklarına göre, onların yeni teknolojileri tanımaları ve kullanmaları, sistemle bütünleşmeleri gerekmektedir.
Bu mantıkla yola çıkılarak eğitim teknolojisi, öğretme ve öğrenmeyi teşvik eden, kolaylaştıran, öğrenciyi güdülemek amacını güden araç-gereçler (teknoloji) ile belirli öğretme, ve öğrenme sistemlerine göre hazırlanmış programların denenmesi ve geliştirilmesine ilişkin tüm süreç tasarım ve yöntemleri kapsar şeklinde ifade edilebilir.

Yüklə 3,42 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   17




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə