TüRKÇe ve dil biLGİSİ Bu programı gerçekleştirdiği için


Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir



Yüklə 446 b.
səhifə8/8
tarix30.12.2017
ölçüsü446 b.
#18590
1   2   3   4   5   6   7   8

  • Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

  • (Mustafa Kemal Atatürk)

  • Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!

  • (Yahya Kemal Beyatlı)



  • Ey köyleri hududa bağlayan yaslı yollar,

    • Ey köyleri hududa bağlayan yaslı yollar,

    • Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar!

    • (Faruk Nafiz Çamlıbel)

    • Dur, yolcu! Bilmeden gelip bastığın

    • Bu toprak bir devrin battığı yerdir.

    • (Necmettin Halil Onan)

    • Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken

    • Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz!

    • (Faruk Nafiz Çamlıbel)



    • İsteseymiş bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki vakti yokmuş (!)

    • Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.



    Eğik Çizgi (/)

    • Eğik Çizgi (/)

    • Ne sen, ne ben / Ne de hüsnünde toplanan bu mesâ / Ne de âlâm-ı fikre bir mersâ / Olan bu mâi deniz / Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz.

    • (Ahmet Haşim, O Belde)



    Altay Sokağı, Nu.: 21/6

    • Altay Sokağı, Nu.: 21/6

    • Altay Sokağı, Nu.: 21/6 Kurtuluş / ANKARA





    Tek Tırnak İşareti (‘…’)

    • Tek Tırnak İşareti (‘…’)

    • Edebiyat öğretmeni “Şiirler içinde ‘Han Duvarları’ gibisi var mı?” dedi ve Faruk Nafiz'in bu güzel şiirini okumaya başladı.

    • “Şinasi'nin ‘safi Türkçe’ ile yazdığını söylediği şiirlerden sonra vardığı bu konuşulan dil fikri şüphesiz ki ondan gelen en büyük kazancımızdır.”

    • (Ahmet Hamdi Tanpınar)



    • Göktürk Anıtları'nda geçen fakat günümüze ulaşmayan bazı örnekler: bodun ‘millet, kavim’, sab ‘söz’, eçü apa ‘ecdat, atalar’, tüketi ‘tamamen, bütünüyle’.



    Yay Ayraç ( () )

    • Yay Ayraç ( () )

    • Anadolu kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz.

    • (Nurullah Ataç, Söyleşiler)

    • Süleyman Şah'ın cenazesi sudan ihraç olunarak (çıkarılarak) hemen orada defnedilmiştir ki makarrı (durağı) hâlâ “Türk Mezarı” namıyla maruftur (tanınmıştır).

    • (Refik Halit Karay, Bir İçim Su)



    • Cihanın tarihi, vatanı uğrunda senin kadar uğraşan, kanını döken bir millet daha gösteremez. Senin kadar kimse kendi vatanına sahip olmaya hak kazanmamıştır. Bu vatan ya senindir, ya kimsenin.

    • (Ahmet Hikmet Müftüoğlu)



    • I) 1) A) a)

    • II) 2) B) b)



    Köşeli Ayraç ( [ ] )

    • Köşeli Ayraç ( [ ] )

    • Mongolın Ertniy Tüü (Arheologiyn Nayruulal) [Mogolistan'ın Eski Tarihi (Arkeolojik Araştırmalar)], BNMAU-ın şinjleh Uaanı Akademii Tuuıyn ureelen, Ulaanbaatar 1977.



    • Reşat Nuri [Güntekin], Çalıkuşu, Dersaadet 1922.

    • Yekta Bahir [Ömer Seyfettin], Yeni Lisan, Genç Kalemler.



    • Kısaltmalar

    • TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi),

    • TDK (Türk Dil Kurumu);

    • KB (Kutadgu Bilig),

    • TD (Türk Dili),

    • B (batı),

    • GB (güneybatı),



    • ASELSAN (Askerî Elektronik Sanayii),

    • BOTAŞ (Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi),

    • İLESAM (İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği),

    • TÖMER (Türkçe Öğretim Merkezi).



    • ABD (Amerika Birleşik Devletleri)

    • UK (İngiltere)

    • T.C. (Türkiye Cumhuriyeti).



    • C (karbon),

    • Ca (kalsiyum),

    • Fe (demir);

    • m (metre),

    • km (kilometre),

    • g (gram),

    • l (litre),

    • hl (hektolitre),

    • m² (metre kare),

    • cm² (santimetre kare)



    • İng. (İngilizce),

    • Kocatepe Mah. (Kocatepe Mahallesi),

    • Prof. (Profesör),

    • Dr. (Doktor),

    • Av. (Avukat),

    • Gen. (General);

    • is. (isim),

    • hzl. (hazırlayan),

    • çev. (çeviren),

    • kim. (kimya).



    • kg'dan, cm'yi, mm'den;

    • BDT'ye, THY'de, TRT'den.

    • ASELSAN'da, BOTAŞ'ın, NATO'dan, UNESCO'ya.

    • vb.leri

    • (s.sı yerine) sayfası, (doç.ler) doçentler)



    • AGİK'in (AGİĞ'in değil),

    • CMUK'un (CMUĞ'un değil),

    • RTÜK'e (RTÜĞ'e değil),

    • TÜBİTAK'ın (TÜBİTAĞ'ın değil).

    • ÇUKOBİRLİK'e (söylenişi ÇUKOBİRLİĞE),

    • FİSKOBİRLİK'in (söylenişi FİSKOBİRLİĞİN).











    süpriz sürpriz

    • süpriz sürpriz

    • münübüs minibüs

    • kontür kontur kontör

    • Demokles(’in kılıcı) Damokles

    • silahşör silahşor

    • karekter karakter

    • revanş rövanş

    • kozmatik kozmetik

    • imac imaj

    • konsansüs konsensüs





    Ünsüz benzeşmesi:

    • Ç, f, h, k, p, s, ş, t sesleriyle biten sözlere d, c, g ile başlayan ekler geldiğinde bu sesler t, ç, k’ye dönüşür.

    • yol+da ağaç+ta

    • oda+cı iş+çi

    • yor+gun bık+kın





























    SEZAR’IN MEŞHUR SORUSU:

    • SENDEMİ BRUTUS ?

    • SENDE Mİ BRUTUS?

    • SEN DE Mİ BRUTUS?



    Bazı özel adlar dikkatsizlik veya bilgisizlik yüzünden yanlış yazılmakta ve söylenmektedir.

    • Bazı özel adlar dikkatsizlik veya bilgisizlik yüzünden yanlış yazılmakta ve söylenmektedir.

    • Azerbeycan Azarbaycan Azerbaycan

    • Makadonya Makedonya

    • Amarika Amerika



    YAZIM YANLIŞI YAPMAMAK İÇİN

    • YAZIM YANLIŞI YAPMAMAK İÇİN

    • YAZIM KILAVUZU’NA BAKILMALIDIR





    SÖYLEYİŞ BOZUKLUKLARI



    Yaygın söyleniş biçimleri zamanla değişebilir.

    • Yaygın söyleniş biçimleri zamanla değişebilir.

    • meyda:na gelen > meydana gelen

    • Doğru olanı, yaygın söyleniş biçimlerini kullanmaktır.









    DAHİ

    • “...krediye dāhi ihtiyacı olan memur...” doğrusu: dahi

    • “...bunu yapan meslektaşlarımız dāhi olsa...” doğrusu: dahi



    Hālim Sarıoğlu”

    • Hālim Sarıoğlu”

    • doğrusu: Halim

    • Fākir

    • doğrusu: fakir

    • “...bize nāsip olacak...”

    • doğrusu: nasip

    • “...aynı mekānizmadan...”

    • doğrusu: mekanizmadan



    “Dövmenin zarārı var mı, yok mu?”

    • “Dövmenin zarārı var mı, yok mu?”

    • doğrusu: zararı

    • “Zarar” sözünün bütün ünlüleri kısadır; ek alsa da almasa da son hece ünlüsü kısa söylenir.

    • “Asgarî otuz bin, aza:mi: üç milyon lira idi.”.

    • doğrusu: a:zami: .

    • Söylenişinde en çok yanlış yapılan sözlerden biri de “azamî”dir. Birinci ve üçüncü ünlüsü uzun, ikinci ünlüsü ise kısadır.



    “Pazar günkü nüsha:sında

    • “Pazar günkü nüsha:sında

    • doğrusu: nüshasında

    • “Suriye ma:ka:mları Hafız Esat’ın hiçbir sağlık problemi olmadığını belirterek...”

    • doğrusu: makamları

    • Kabi:nenin kendi içinden eleştiriler var.”

    • doğrusu: Kabinenin



    2. Uzun iken kısa söylenen heceler

    • Başka dillerden alınma sözlerde bulunan uzunluklar Türkçede bazen kısaltılmış, bazen uzun olarak korunmuştur. Bu tür sözlerde ölçünlü (standart) Türkçedeki kullanım esastır. Alındığı dilde uzun diye Türkçenin kısalttığı ünlüler uzun söylenemeyeceği gibi, Türkçede uzun ünlü yoktur, gerekçesiyle de uzunluklar kısaltılamaz. Vakıf ile vâkıf, varis ile vâris birbirinden ayrılmalıdır.



    Ölçünlü dilde uzun olduğu hâlde bilgisizlikten, dikkatsizlikten veya ağız özelliklerinden kaynaklanan yanlış kısaltmalar vardır.

    • Ölçünlü dilde uzun olduğu hâlde bilgisizlikten, dikkatsizlikten veya ağız özelliklerinden kaynaklanan yanlış kısaltmalar vardır.

    • Öte yandan ulamanın olduğu yerde, durak yapılması da bir başka önemli söyleyiş yanlışlığıdır.





    İptal edilmesi gerekecek.”.

    • İptal edilmesi gerekecek.”.

    • doğrusu: İpta:ledilmesi

    • İptal’den sonra etmek, edilmek, olunmak fiilleri gelirse hece uzatılır ve sonraki kelimeye ulanır. İptal ünlüyle başlayan bir ek alırsa a yine uzun söylenir: ipta:li, ipta:le... Sözden sonra ünlü gelmez ve hece kapalı kalırsa -tal hecesi kısa söylenir.



    Veliler bir baskı olarak nitelendirdikleri bu uygulamaya artık bir son verilmesini istediler.”.

    • Veliler bir baskı olarak nitelendirdikleri bu uygulamaya artık bir son verilmesini istediler.”.

    • doğrusu: veli:ler. “Veli” kelimesinin son ünlüsü uzun söylenmelidir. Özel isim olarak kullanılışında kısa söyleyiş yerleşmiştir.

    • “Dünyanın pek çok tarihi ve turistik yerini dolaşmış.”.

    • doğrusu: ta:rihî “Tarihî” kelimesinin sonundaki ünlü, nisbet î’sidir ve uzun söylenir.



    İnce söylenmesi gerekirken kalın söylenen sesler

    • Alfabemizde bir k harfi bulunur. Ancak söyleyişi ayrı iki k vardır. Birincisine ince, ikincisine kalın k denir. Türkçe kökenli kelimelerde ince k ile kalın ünlüler aynı hecede bulunamaz. Kalın k ise ince ünlülerle aynı hecede olamaz. Ancak alıntı kelimelerden bu kurala uymayanlar vardır. Söz gelişi hikâye’de a kalın olduğu hâlde k ince söylenir. Aşağıdaki örneklerde ince okunması gereken k’ler kalın okunmuştur.











    /e/’nin açık söylenmesi

    • Bazı kelimelerin ilk hecelerindeki e sesinin gereğinden fazla açık söylendiği görülmektedir.

    • elli ender

    • mensup gençlik

    • temsil kendi

    • derviş sendika

    • temkinli mendil



    Sözlerin anlamları ve okunuşları için:

    • TÜRKÇE SÖZLÜK



    TÜRK DİL KURUMU

    • TÜRKÇE SÖZLÜK













    DEYİM VE BİRLEŞİK FİİL YANLIŞLARI



    Beş aşağı beş yukarı”.

    • Beş aşağı beş yukarı”.

    • Doğrusu: Üç aşağı

    • Ne olur olmaz diye tedbirli konuşuyor.”

    • Doğrusu: Ne olur ne olmaz

    • “...eli ayağı yere basan tek parti...”. Doğrusu: ayağı yere basan



    davullu zurna ile karşılamak”

    • davullu zurna ile karşılamak”

    • Doğrusu: davul zurna ile

    • “Acilen şifasını bulmasını diliyoruz.”

    • Doğrusu: şifa bulmasını

    • “Milyonlar onu gönlüne gömdü

    • Doğrusu: kalbine gömdü



    Sözlerin Yanlış Anlamda Kullanılması

    • Bir dilin sözleri bazen çok ince anlam ve kullanım farklarıyla birbirlerinden ayrılırlar. Anlamlarının aynı olduğunu sandığımız sözlerin çok defa kullanım yerleri farklı olabilir. Söz gelişi baş-kafa-kelle aynı anlamda görünürler ama aynı yerlerde kullanılamazlar. İnsanın başı ağrır, fakat kafası kızar; kelle ise işkembecide bulunur. Yürek-kalp-gönül sözleri de böyledir. Yüreksiz adam korkaktır; kalpsiz ise merhametsiz. Gönülsüz dersek isteksiz anlaşılır.





















    Yabancı sözcüklerin getirdiği olumsuzluklar:

    • Söz varlığımız yabancılaşmaktadır.

    • Karşılığı olan Türkçe sözcüklerin unutulmasına yol açmaktadır.

    • Birden fazla sözcüğün yerine kullanılması durumunda ayrıntılar kaybolmakta, dilimiz kısırlaşmaktadır.

    • Söyleyişte ve yazılışta karmaşa yaşanmaktadır.



    Konuya bu bazda bakmalıyız. Fiyatlar dolar bazında artışta.

    • Konuya bu temelde (veya) bu esasta bakmalıyız.

    • Fiyatlar döviz ölçüsünde artışta.

    • (veya)

    • Fiyatlar dövize göre artışta.



    directe (Fr.), direct (İng.) direkt satış, direkt ilişki, direkt sefer

    • doğru, dosdoğru, doğruca, dimdik, sapmadan, dönmeden

    • aracısız, dolaysız

    • durmadan, duraksız, molasız



    trend (İng.) Eğilim, yönelme, yönelim, gelişme yönü, doğrultu; üslup, tarz, moda

    • Giyimde trendi yakalamak için epey yer dolaştı.

    • Giyimde modayı yakalamak için epey yer dolaştı.

    • Borsa iyi bir trend yakaladı.

    • Borsa iyi bir çıkış (veya yükseliş) yakaladı.

    • Ekonomide trend değişimi yaşanıyor.

    • Ekonomide yön değişikliği yaşanıyor.

    • Geçen haftaki maça göre bir trend kaybı var.

    • Geçen haftaki maça göre bir iniş (veya düşüş) söz konusu.



    trend (İng.)

    • eğilim, yönelme, yönelim, gelişme yönü, doğrultu; tarz, üslup, meyil, temayül

    • gibi Türkçede değişik cümlelerde 56 farklı kullanım olduğu ortaya konulmuştur.

    • Yard. Doç. Dr. Bedri Aydoğan, Türk Dili dergisi, Nisan 2004









    Daha ayrıntılı bilgi:

    • Türk Dil Kurumu



    Saygılarımla…

    • Saygılarımla…

    • Belgin AKSU

    • Türk Dil Kurumu Uzmanı

    • http://tdk.org.tr

    • (312) 428 61 00

    • Atatürk Bulvarı 217

    • Kavaklıdere-ANKARA



    Yüklə 446 b.

    Dostları ilə paylaş:
    1   2   3   4   5   6   7   8




    Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
    rəhbərliyinə müraciət

        Ana səhifə