ÜSTÜn yetenekli Çocuklar biLDİRİler kitabi



Yüklə 2,17 Mb.
səhifə33/37
tarix20.09.2017
ölçüsü2,17 Mb.
#885
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   37

Duygusal Gelişim

Üstün yeteneklilerin duygusal gelişimlerinin önemli bir özelliği duygusal yoğunluk ve duyarlılıktır. Bu özellik bazen gizli bazen ise açıkça sergilenir. Ergenlerin duygusal gelişimleri üzerinde yapılan bir araştırmada üstün yeteneklilerin büyük bir çoğunluğu dışsal ödüllü başarıya ve tanınmaya kapalı, bunun yerine içe bakış ve duygusal farkındalılıklarının yüksek olduğunu ortaya koymuştur (Ward, 1985). İçe dönük duygusal gelişim aşırı kendinde odaklaşma ve benmerkezci olmaktan uzaktır. Bunun yerine kişinin kendi gerçek beninin farkında olmayı, duyguların ve düşüncelerin farkında olmayı, başkalarına karşı empatik olmayı, araştırma, sorgulama, içsel diyalog, ve öz düzeltici yargılamalarda odaklaşmayı içerir.

Üstün yeteneklilerin sosyal-duygusal alanlarını geliştirme konusunda dünyada bir çok çalışmanın yapıldığı bilinmektedir. Gelişimsel açıdan, üstün yetenekliler entelektüel ve psikolojik potansiyellerine ulaşmaları için özel ilgiye ve bakıma ihtiyaç duymaktadırlar.
İhtihar

Sosyal yalıtım, nörotik mükemmeliyetçilik, yüksek duygusal duyarlılık ve kendini ve problemliliği algılamaya yönelik derin içgörü üstün yeteneklilerin intihar etmesine yönelik eğilimi üzerinde etkili olabilir (Heller ve diğ. 2000). Özellikle ergenlik döneminde bu riskin söz konusu grup için değerlendirilmesi gereklidir. Yine de bu grubun normal popülasyondan farklı olacak şekilde intihar etmeye yönelik bir eğilim farkı taşıyıp taşımadığına ilişkin araştırma bulgusu mevcut değildir.

Yüksek Streslilik

Üstün yetenekli öğrencilerin genel kaygı ve stres düzeylerinin yüksek olduğu bilinmektedir. Bu nedenle sunulacak stres yönetim yardım çabalarının bu grup için önemsenmesi gereklidir. Kendilerini kontrol edebilmeye ve sorumluluklarını karşılayabilmeye uygun bir yönetim yapılandırmasının gerekliliği belirtilmektedir. Olumsuz otomatik düşüncelerin yoğunluğu da bu grup için gözetilmesi gereken bir diğer olumsuz başaçıkma boyutudur (Haller ve diğ. 2000).


Risk Alma Davranışları

Uygun düzeyde ayarlanmış risk alam davranışları akademik eğitim ve kariyer planlama için gerekli görülebilir. Bu davranış aslında aktif gelişim sergilemenin bir parçası olarak ta değerlendirilebilir. Fakat üstün yeteneklilerin çoğunlukla yarar veya zararını fazla hesaplamadan risk almaları, ihtiyaçlarını ve öncelikleri değerlendirmemeleri, kendilerini gerçekçi değerlendirmemeleri ve bu konudaki tecrübeleri fazla irdelemeden hareket etmeleri sakınca oluşturabilir (Davids & Rimm, 2004). Risk alma davranışları antisosyal tutumlar sergileme eğilimi ile de üstün yeteneklileri zorlayıcı tutumlar üretebilir (Colangelo & Davids, 2003).


Aile Problemleri ve Rehberliği

Üstün yetenekli bir çocuğa sahip olmanın alileler için getireceği sorumluluklar ve yaşantı farklılıkları değerlendirilmektedir. Bu gruptaki öğrencilerin ailelerinin de düzenli psikolojik yardım alması gittikçe önerilmektedir. Çocuklarını motive etme uygunlukları, disiplin kurma eğilimleri, dinleme becerileri, eğitimlerine katılma ve diğer ebeveynlere göre çocuklarına daha fazla zaman ayırma gibi konularda okul danışmanlarının ailelere rehberlik yapmaları gereklidir. Aile dinamiklerini geliştirme, gelişime açık olma ve üstün yetenekli öğrencilerin psiko sosyal ihtiyaçlarını gerçekçi gözetme gibi psiko-sosyal beklentilerin uygun karşılanabilmesi gereklidir (Colangelo & Davids, 2003).


Kariyer Planlama ve Cinsiyet Farklılıkları

Sosyal özellikler, iliteşim becerileri, zekâ düzeyleri ve cinsiyet diğer bireylerden farklı olacak şekilde üstün yeteneklilerin meslek seçimleri ve kariyer planlamalarında ayrıca önem kazanmaktadır. Örneğin bayan üstün yeteneklilerin erkeklere oranla fen bilimlerin ve teknik bilimlere yönelik ilgilerinin düşüklüğü bilinmektedir (Heller ve diğ. 2000; Davids & Rimm, 2004). Üstün yeteneklilerin meslek seçimi ve kariyer danışmanlığında özel yetenekler, kişisel amaçlılık ve toplumsal beklenti uygunluğu fazlasıyla gözetilebilmelidir (Cutts & Moseley, 2001). Özelleşmiş ilgi bir tek şeyle sürekli ilgilenme eğilimi, belirgin olmayan amaçlar, sosyalliği zorlayıcı tutumlar (geç kerer verme veya karar değişikliği), mutlaka başarılı olma arzusu ve yüksek (ego tatminine yönelik) kariyer beklentisinin karar verme sürecine yönelik baskısı değerlendirilmelidir.


Başarısızlık

Beklentilerden farklı olacak şekilde özellikle kişisel ve psiko-sosyal ihtiyaçları okulun karşılamasından kaynaklanan güçlüklar üstün yeteneklilerin başarısızlığını önemli bir sorun olarak karşımıza çıkarmaktadır. Bu oranın %50’ye kadar yükseldiği belirtilmektedir. Homojen grup etkisi, uygun olmayan aile ve çevre beknetileri, okul ve program yetersizliği ile kişi içi faktörlerin akademik başarısızlığa yönelik etkilerinin giderilebilmesi üstün yeteneklilere yönelik önemli bir eğitsel rehberlik işlevi olarak kullanılabilmelidir (Heller ve diğ. 2000).


GT ve Okul Psikolojik Danışma Hizmetleri

Sıralanan problemlere yönelik yardım süreci ve üstün yekenekli öğrencilerin psikolojik iyi olmalarına aracılık edecek şekilde GT’nin okul uygulamaları için avantajları kullanılabilir. Bu grup öğrencilerin entellektüel becerileri, akademik amaçlılıkları ve aile destekleri gözetildiğinde seçim teorisi ve iç kontrol psikolojisine dayalı işlemleri yürütebilmeleri kolaylaşabilecektir. Psikolojik hizmetlerin toplam kalite yönetimine yönelik önemli katkısı değerlendirildiğinde (Dökmen, 1996) gerçeklik terapisi uygulamasının gerek yöneticiler gerek öğretmen ve öğrenciler için gelişimsel bir model içerisinde böyle bir sistemi sunabilmesi mümkün olabilecektir.

Glasser (1965) okulun akademik ve davranış boyutunda sorumsuzluğu öğrettiğine inanır. Çocukların kendi akademik ve sosyal problemlerini kendilerinin çözmeye yönlendirilmesini tavsiye eder. Okul psikolojik hizmetleri öğrencinin problemlerini öğrenciler adına çözmek yerine, öğrencilerin kendi problemlerinin sorumluluğunu kendilerinin alarak önlemede ve çözmede etkin olabilmelerini sağlayacak şekilde yapılandırılmalıdır.

Glasser okulda psikolojik hizletlere bir sistem yaklaşım getirmektedir. Okul bir problem ortamı ve bu problemleri çözmek için barındırdığı danışmandan (rehber öğretmen) oluşan bir ortam değildir. Bu ortam herşeyden önce farklı ihtiyaçları tatmin etme açısından uyarlanmış ve düzenlenmiş bir sistemdir. Bu açıdan okulun işlevi problem çözmeye yönelik bir yapılanma yerine problem olmayacak şekilde ihtiyaçları karşılayabilmeyi öğretebilmektir. Okul sistemindeki bu elementler tüm temel ihtiyaçları karşılamaya yönelik olduğunda, yukarıda belirtilen problem oluşturucu ortam değiştirilmiş olacaktır. Bu nedenle okulun bir sistem olarak kapsamlı bir şekilde kontrol teorisi ve GT’nin önleyici psikolojik hizmetler yaklaşımıyla yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Bunu gerçekleştirmek için kontrol teorisinin okul sisteminin tüm parçalarına kazandırılması gerekir. Kontrol teorisinin özellikle üzerinde durduğu sorumluluk-seçme-davranış ilişkisinin tüm okul sistemi içerisinde yer alan bireylere öğretilmesi gereklidir. Glasser sorumlu ve etkin yaşam için seçme davranışının birey tarafından gerçekleştirilmesinin gerekliliği üzerinde durur. Demokratik bir ortamda seçme serbestisi tanınan birey, davranım konusunda daha sorumlu ve etkin rol takınacaktır. Özellikle öğrencilere böyle bir serbestinin kazandırılması hümanist eğitim anlayışının da önem verdiği insan potansiyellerini geliştirme de önemlidir (Evans, 1982).

Okul, hayatı daha iyi öğrenmek için bir uygulama laboratuvarıdır. Okul öğrenciye ait sorumluluğu yine öğrencinin ihtiyaçlarına gerçekçi bir şekilde tatmin sağlayan bir düzenleme içerisinde iade etme yoluna giderse, bu sorun kendiliğinden ortadan kalkacaktır (Özbay, 1996). Okul sadece belli bir bilgi alanının öğrenciye tek taraflı olarak kazandırılmasını sağlayan mekanizma değildir. Kişi hayatını topyekün algılayabilme serbestisi kazandığında, öğrenme ortamını da bu anlamda geniş boyutlu olarak düşünecektir. Bir birey olarak öğrenciye her türlü sorumluluk ve yükümlülüğü vermek, öğrencinin okul sistemine entegrasyonunu kolaylaştıracaktır (Glasser, 1990).

Okullardaki psikolojik hizmetlerin odağında bulunan kişi aşağıda verilen durumlara yönelik olarak işlev görerek okul psikolojik hizmetlerini yürütür.

• Sorumlu davranış ve başarı kimliğine dayalı bir hayat için model sağlama

• Okulda ilgi ve saygıya dayalı güven ortamı sağlama

• Kişinin güçlü yönleri ve başarıya götürecek potansiyellerinde odaklaşma ve bunların ortaya çıkmasına yardımcı olacak düzenlemeler gerçekleştirme

• Yaşanmakta olan davranışlar üzerinde durma ve etkisiz sorumsuz davranışların özüründen kaçındırma

• Gerçekçi olarak elde edilebilecek ihtiyaçları değerlendirme sürecini belirlemek ve bireylerin anlamalarını sağlayabilecek bir çerçevede bunu tekrar kendilerine sunmak

• Yapılan planlamaları yürütmede ve davranış değişimindeki kolaylıkları öğretmek

• Öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılama yollarını bulmada ve değişim için ilerlemede süreklilik konusunda yardımcı olmaktır.

Böyle bir yapılanmanın okul psikolojik danışmanlarının görevlerini daha etkin olarak yerine getirebilmelerine yardımcı olacaktır. Öğrenciler okul sisteminde temel ihtiyaçları uygun şekilde karşılama yoluna giderlerse, kontrol mekanizmalarını çevreleri yerine kendilerine yönlendirmiş olurlar. Öğrencilere yapılacak psikolojik hizmetlerin bu açıdan ele alınarak, öğrencilere ihtiyaç sistemlerini tanıtmaya, kontrol mekanizmalarını öğretmeye ve kendi istek ve ihtiyaçları doğrultusunda kendilerini farketmeye yönelik çalışmaların yapılması gerekir. Bunlar çeşitli grup rehberliği yöntemleriyle, okuldaki diğer öğretmenlerin eğitilmeleri yoluyla gerçekleştirilebilir.


SONUÇ ve ÖNERILER

Üstün yeteneklilerin programlarını hazırlamada entelektüel düzey ve özelliklerinin yanı sıra sosyal ve duygusal özelliklerine göre de planlama ve programlama yapılması gerekmektedir.

Kişilik özelliklerinin farklılaşması sonucu, üstün yeteneklilerin motivasyonel düzeyleri ve içerikleri farklılaşmaktadır. Özellikle içsel motivasyon oryenteli olmalarının yanında, kısmen dışsal motivasyonu destek ve sosyal kabul anlamında sunmanın faydalı olabileceği düşünülmektedir.

Gerçeklik terapisinin başarısızlığın olmadığı okul ve kaliteli okul ve davranış gibi eğitimle ilgili geniş bir perspetktifte sunduğu “toplam kalite anlayışının” üstün yeteneklilere sunulacak psikolojik hizmetlerde kullanılması alternatif uygulamalar sunabilecektir.

Bütüncül bir yaklaşımla, akademik başarılarının yanında diğer tüm özelliklerinin desteklenmesi, ilgilenilmesi ve korunması bireysel gelişim için önemlidir. Bu yönüyle üstün yeteneklilerin toplam davranış ve seçim teorisi kavramlarıyla tanıştırılması yararlı olabilecektir.

Aile rehberliği ve ailelerin çocuklarının temel ihtiyaçlarını anlama ve karşılama boyutunda sağlayacakları sosyal destek önemlidir.

Genel olarak üstün yetenekli başarı çocuk ve ergenlerin bağımsızlık, disiplinlilik, sebat, sabır, güçlü irade, amaçlılık, öz-yönelimlilik, mükemmeliyetçilik ve soğuk kanlılık özelliklerin iç kontrol psikolojisi ile açıklanması ve dengelenmesi kolaylaşabilecektir.

Ergenlere yönelik olarak yapılacak işlerin başında, sosyal destek sisteminin hazır olduğunu hissettirmek ve bunun bir baskı aracı olmasından kaçınmak gerekmektedir. Diğer taraftan üstün yetenekli ergenlerin erken kimlik çözümleme durumları göz önünde bulundurulmalı, mesleki anlamda olgunlaşmamış kararlar vermemelerini sağlayıcı önlemler alınmalıdır. Bu önlemler arasında, kaynakların artırımı, çoğul mesleki tercihlerin araştırılması, meslekler hakkında bilgilendirme, danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinin sunulması gibi seçenekler yer alabilir.


KAYNAKLAR

Barnette, E.L. (1989). A model to meet thee emotional and social needs of gifted and talented adolescents. Journal of Counseling and Development, 67, 525-528.

Buescher, T.M. (1986). A framework for the understanding the social and emotional development of the gifted and talented adolescents. Roeper Review, 8, 10-15

Carter, K.R. (1986). Evaluating the consequences of participating in a gifted pullout program. Journal for the Education of the Gifted, 9, 265-275.

Colangelo, N. & Davids, G. (2003). Handbook of Gifted Education, Pearson Education, Inc., Boston.

Corey, G.(1990). Theory and Practice of Group Counseling, Brooks Cole Publishing Company, CA.

Colangelo, Z. & Colangelo, N. (1991). Counseling with the gifted and talented students. In N. Colangelo and G.A. Davis, (Eds.). Handbook of Gifted Education. Needhaam Heights, MA.: Allyn & Bacon.

Cutts. N. E. & Moseley N. (Çev. İsmail Ersevim) (2001). Üstün Zekâlı ve Yetenekli Çocukların Eğitimi, Özgür Yayınları, İstanbul.

Davids, G.A. & Rimm, S.B. (2004). Education of the Gifted and Talented, Pearson Education Inc., Boston.

Delisle, J.R. (1991). Emotional needs, encouragement, and counseling. Roeper review, 13, 17.

Delisle, J.R. (1985). Counseling gifted person: A lifelong concern. Roeper Review, 8, 5-6.

Dökmen, Ü. (1996). TKY ile PDR’nin bağdaşabilirliği PDR için yeni bir çalışma alanı, IX Ulusal Psikoloji Kongresi, İstanbul.

Evans, D. B. (1982). What are you doing? An interwiev with Glasser, Personal and Guidance Journal, 60, 460-465.

Glasser, W. (1965). Reality Therapy: A New Approach to Psychiatry, Harper & Row, New York.

————, (1998). Kişisel Özgünlüğün Psikolojisi, (Çev. Müge İzmirli) Hayat Yayınları, İstanbul

————, (2000). Reality Therapy in Action, Harper Collins Publisher, New York.

————, (1997). Choice Theory and Student Success”, Educational Diegest, 63, 6-22.

————, (1986). The Basic Concept of Reality Therapy (chart), Institute for Reality Therapy,

————, (1999). Başarısızlığın Olmadığı Okul, (Çev. Kıvılcım Teksöz), Beyaz Yayınları, İstanbul.

————, (1998). Crisis Counseling for a Quality School Community: Applying Glasser’s Choic Theory, Accelerated Development, CA, 1998/b.

————, (1994). Control Theory, Harper & Row, New York, 1994. Heller, K.A. ve diğ. (2000). International Handbook of Gifted and Talent, Elsevier, Boston.

Kelly, K.R. & Jordan, L.K. (1991). Effects of academic achievement and gender on academic and social self-concept: A replication study. Journal of Counseling and Development, 69, 173-177.

Kline, B.A. & Meckstroth, E.A. (1985). Understanding encouraging the exceptionally gifted. Roeper Review, 8, 24-30.

Levine, E.S. & Tucker, S. (1986). Emotional needs of gifted children: A primary, phenomenological view. The Creative Child and Adult Quarterly, 11, 157-165.

Manaster, G.J. (1983). A framework for the understanding gifted adolescents’ psychological maladjustment. Roeper Review, 5, 70-73.

Özbay, Y. & Palancı, M. (2000), Üstün Yetenekli Çocukların ve Ergenlerin Psiko-sosyal Özellikleri, X. Eğitim Bilimleri Kongresinde Sunulan Bildiri, Erzurum.

Özbay, Y. (1996). Kontrol Teorisi ve Gerçeklik Terapisinin Okulda Psikolojik Hizmetlere Getirdiği Yeni Boyutlar, Eğitim Bilimleri Kongresi, Bursa.

Perrone, P.A. (1983). Issues in social and emotional development. Roeper Review, 5, 53-64.

Roedell, W. C. (1984). Vulnerabilities of highly gifted children. Roeper Review, 6, 127-130.

Renzulli, J.S. (1978). What Makes Giftedness? Reexamining a definition. Phi Delta Kappan, 60, 180-184.

Steawart, J.C. (1986). Counseling parents of exceptional children. Columbus, OH.: Charles E. Merrill.

Strip, C. Swassing, R. & Kidder, R. (1991). Female adolescents counseling female adolescents: A first step in emotional crisis intervention. Roeper Review, 13, 124-128.

Takacs, C.A. (1986). Enjoy your gifted child. Syracuse, NY: Syracuse Univ. Press.

Winner, E. (2000). The origins and ends of giftedness. American Psychologist, 55(1), 159-169.

Ward, V. S. (1985). Giftedness and personal development: Theoretical consideration. Roeper Review, 8, 6-10.

Wubbolding, R.E. (1998). Using Reality Therapy, Harper and Row Publishing, New York, 1998.

Üstün Yetenekli Ergenlerle Psikolojik Danışmanlık: Bir Çalışma Yöntemi Önerisi

Alper ŞAHİN*

ÖZET

Üstün yetenekli gençlerle yapılacak psikolojik danışmanlık çalışmaları norm grubundaki ergenlere göre farklılık göstermektedir. Bu farklılığın nedenlerinden biri gençlerin üstün yetenekleri iken diğeri de yetenekleriyle kişilik yapılarının etkileşimidir. Üstün yetenekli gençlerin kişilik yapılarını psikanalitik bakış açısıyla değerlendirmeye çalışan araştırmacı bu gençlerin gereksinimi olan psikolojik danışmanlık tarzının nasıl olduğunu bu makalede araştırmaktadır. Buna istinaden gençlerin intellektüel özelliklerinin bir içsel araştırma aracı olarak da kullanılması, psikolojik danışmanlık ortamının ergenlerin yetenekleri ve kişilikleri bağlamında koruyucu ve bütünleştirici bir yardım sağlaması gerekmektedir. Makale üstün yetenekli ergenlerle nasıl çalışılacağı konusunda psikoanalitik kurama dayanarak bir yöntem önermektedir.


GİRİŞ

Okullarda yürütülen psikolojik danışmanlık çalışmaları her öğrencinin yararlanma hakkı bulunan hizmetlerdir. Ülkemizde kısıtlı sayıda olmakla birlikte psikolojik danışmanlık çalışmaları okullarda yer almaktadır. Bu çalışmaların amaçları Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğrencilerin kendilerini daha iyi tanıma, geliştirme, uyum sağlama, sağlıklı bireyler olabilme olarak belirtilmiştir. Diğer yandan son yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı öğrencilere verilecek rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetlerinde yardımcı olacak çeşitli sınıf seviyeleri için kaynak kitaplar da hazırlatmıştır. Araştırmacı bu kitapları incelediğinde son derece etkin ve yararlı aktivitelerin bulunduğu bu kitapların üstün yetenekli çocuklarla çalışırken sadece belli bir seviyeye dek yeterli olduğunu görmüştür.

Bu çalışma üstün yetenekli ergenlerle izlenecek daha kapsamlı bir çalışma yöntemi arayışından yola çıkılarak hazırlanmıştır. Araştırmacı üstün yetenekli ergenlerin psikolojik gereksinimlerinin neler olduğunu sorarak bu çalışmanın ilk adımını oluşturmaktadır. İkinci adımda ise bu gereksinimlerin nasıl karşılanabileceği konusunda önerileri yer alacaktır.
ÜSTÜN YETENEKLİ ERGENLERİN PSİKOLOJİK GEREKSİNİMLERİ:

Çalışmanın bu kısmında ilk önce ergenlik ve üstün yetenek konularını açıklık getirmek gerekmektedir. Ergenlik konusu psikoanalitik kuramın bakış açısıyla kavranmaya çalışılmaktadır. Üstün yetenekten ne anlaşıldığı ise sosyal çevre bağlamında cevaplanacaktır.

Ergenlik, insanın yaşam sürecindeki önemli dönüm noktalarından biri olarak ergenliği gösterebiliriz. Parman’nın (2000) deyimiyle ergenlik sadece bir büyüme dönemi değildir aynı zamanda bir değişim ve dönüşüm dönemidir de. Winnicott (1997) bu değişim ve dönüşümün aslında kişinin başına ilk defa gelmediğini, bunun çocuklukta yaşanana yakın olduğunu çünki ergenin küçük bir çocuk özelliği göstermeye başladığını söyler. Aslında bu görüşlerinde çok da yalnız değildir. Kroger (1989) Margaret Mahler’in araştırdığı kişinin bebeklikteki bireyselleşme çabalarının, ergenlikte de daha geniş psikolojik ve sosyal boyutta gerçekleştiğini belirtir. Bunun anlamı ergenin çocuğun yürümeye başlamasıyla tekrar yakınlaşma dönemindeki eylemlere benzer bir etkinlikler sergiler. Mahler’e (2003) göre bebeğin yürümesiyle birlikte kendi bedeni ve ruhsal yaşamı üzerindeki etkisi artar ve zenginleşir ki bu da çocuğun daha fazla özgürlük kazanmak amacıyla etkinliğini artırmasına sebep olur, diğer yandan çevrenin tehlikeleri ve bu tehlikelere karşı ebeveynin sınır koyarak çocuğu koruması, bir yandan çocukta engellenmeye bağlı hırçınlık yaratırken diğer yandan da tehlike karşısında anne babasının kucağını aramasına sebep olur. Çocukluktaki ebeveyne bağlılık (attachment) entellektüel ve duygusal gelişme yeterli olmadığından çelişki içinde değildir. Diğer bir deyişle çocuk hem yeni kazandığı bağımsız hareket etme kabiliyetini uygulamak ister engellenirse ebeveynine kızabilir ama tehlike karşısında hemen onların korumasını ister. Ergenlikte ise işler biraz daha karmaşıklaşarak yürür. Buna göre ergen bir yandan yeni kazandığı bedensel ve zihinsel yetileri ile çevresini yeni olanaklarıyla keşfetmek ister ebeveynin kısıtlamalarına karşı yoğun tepkiler gösterir, diğer yandan sorunla karşılaştığında ebeveynin bu sorunu çözmesi kendisini kötü hissettirir çünki yeni gelen yetilerine rağmen kısıtlıdır (Kroger,1989).

Ergenlikle ilgili başka bir konu da daha önce belirtildiği üzere ergenin bağlanmasıdır. Ebeveyne olan güçlü bağların yerini ergenlikte arkadaş, arkadaş grupları ve diğer önemli kişiler alır (Mönks ve Ferguson, 1983). Brown ve Wright (2001) ergenin aile dışı kişilerle kurduğu bağlanma ilişkisinde de bebekliğinde annesi ile kurduğu bağlanma ilişkisinin bir benzerini kuracağını belirtirler. Buna göre bebekliğinde annesi ile güvenli, güvensiz ve belirsiz bağ kuran bebekler bu çeşit bağ kurma davranışlarını ergenliklerinde de göstereceklerdir.

Ergenlerin ebeveynleri ile ilişkileri sadece yukarda belirtilen güç ilişkisi üzerine kurulmaz. Anna Freud’ün (1989) belirttiği üzere ergenlikte ödipal kaygılar daha bir belirginlik kazanır çünki hem cinsel olgunluk vukuubulmuştur hem de fantazilerin yaşama geçme olasılıklarının farkına varmışlardır (Novick ve Novick, 2001). Dolayısıyla ebeveyne yakınlaşmak birçok ergen için pek tercih edilen birşey değildir. Aile içi çatışmalar duygusal denetimlerinde zorluk çeken ergenlere doğal bir korunma ve uzaklaşma ortamı da sağlar (Freud, S., 1991). Bununla birlikte bedensel ve zihinsel gelişimin olanaklarının yarattığı saldırgan ve insestüöz kaygılarla başetmeye çalışan ergen, yüksek sesli müzik, yoğun ve tehlikeli sporlar, uyuşturucu, küçük çaplı suçlar (Novick ve Novick, 2001) ve bazen intihar girişimleri ile (Schmid-Kitsikis, 2001) bu kaygıları duymamaya çalışır .

Diğer yandan, bu kaygılarla başetmenin başka bir yolu da Anna Freud’e göre ergenin intellektüel kapasitesini kullanmasıdır. Bitmek tükenmek bilmeyen gençlik sobbetleri, her türlü konunun konuşulmayıyla geniş bir sosyalleşme alanı yaratır. Burada konuşulan konular hak, adalet, eşitlik, güven, bağlılık konuları gençlerin en çok düşündükleri ama pek az uyguladıkları konulardır, sık sık çıktıkları kişiler değişir, arkadaş ihanetleri yaşanır, herşey kendi isteklerine göre olsun isterler, sevmediklerine karşı acımasızca davranabilirler. Çünkü bu konuşmalar sadece ruhsal alanda oluşan gerginliği başka bir yöne çekerek başetme yöntemidir (Freud, A., 1989). Yine A. Freud’e göre aşırı ahlakçı düşünce ve tutumlar da başka bir tür savunmayı oluşturmaktadır.

Novick ve Novick’in (2001) belirttiği gibi ergenlerin başetmek zorunda oldukları başka bir konu da bir yandan hızla gelişen bedensel ve zihinsel kapasite artımı karşısında kendilerini tümgüçlü olarak görmeleridir. Bu aslında başka bir yandan da yetişkinlerin gerçek gücüyle de başa çıkmayı sağlayan bir savunmadır da. Böylece yetişkinlerin karşısında özsaygılarını koruyabileceklerdir. Bu tüm güçlülük fantazisinin gerçekle olan ilişkisi son derece önemlidir (Novick ve Novick, 2001), bunun gerçek olana yakınlığı sağlığı uzaklığı ise hastalığı gösterecektir. Bir örnek vermek gerekirse soğuk havada bile ince giyinip çıkan bir genç en fazla hastalanabilir, ama çok hızlı ve tehlikeli araba kullanan bir genç ölebilir.

Ergenlikte olan bütün bu süreçleri iyi anlamak psikolojik danışmanın nasıl çalışacağı konusunda bir haritası olaması anlmına gelir. Çalışmanın konusuyla ilgili olarak haritayı tamamlayacak diğer alt başlık ise üstün yetenektir.


Üstün Yeteneklinin Sosyal Bağlamı:

Feldhusen’e (1986) göre üstün yetenek: özel yetenek, genel beceri, kendilik kavramı ve motivastonun birleşkesidir. Mönks (1992) bunlara, arkadaşlara karşı yakınlık, yaşam olaylarına karşı yoğun ilgi ve ileri derece düşünme becerilerini de ekler. Renzulli ise motivasyon, yaratıcılık ve yüksek entellektüel yeteneğin kesişimini üstün yetenek olarak alır. Bu üçlüyü okul, aile ve arkadaş üçgenine alan Mönks’de (1992) üstün yeteneğin sosyal alanını çizmiş olur.

Şahin’in (1995) belirttiğine göre ailenin birlik beraberliği üstün yetenekli öğrencinin yüksek akademik başarısı ve öz saygısıyla çok yakından ve anlamlı bir şekilde ilgilidir. Arkadaşların ise ergen için önemli olduğunu lieteratür ısrarla belirtmektedir (Mönks ve Ferguson,1983). Mönks ve Ferguson özellikle üstün yetenekli çocukların az arkadaşları olduğu, sosyal uyumda zorlandıkları noktalarının gözardı edilmemesi gerektiğini belirtirler.Üstün yetenekli ergenin anlaşılması için üzerinde durulması gereken diğer boyut okul olmaktadır.


Yüklə 2,17 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə