CAMİ VE KİTAP
146
lam dünyasının önemli eğitim öğretim merkezleri arasında
yer almış, dolayısıyla da Abbasî Hilâfeti, Ağlebîler, Fatımîler,
Horasânîler, Hafsîler ve Osmanlılar gibi bölgeye hâkim yöne-
timlerin daimi olarak ilgisine mazhar olmuştur. Burada yalnızca
dinî ilimlerin öğretimiyle yetinilmiyor, bunların yanı sıra edebî
ilimler, tıp, astronomi ve riyâziye başta olmak üzere felsefî ve
aklî ilimler de okutuluyordu. Bütün bu durumlar sebebiyle
Zeytûne Camii’nin bünyesinde muhtelif kütüphanelerin ku-
rulmuş olması gerekiyordu. Nitekim Hafsî sultanları tarafından
Zeytûne Camii’nde kütüphaneler kuruldu. Sultan Ebû Fâris
Abdülazîz,
el-Maksûretü’l-Azîziyye adı verilen kütüphanesine
30.000 ciltten fazla eser vakfetmişti. Bu kütüphane daha sonra
vakfedilenlerle birlikte 200.000 kitaptan oluşan bir koleksiyona
sahip olmuştu. Sultan Ebû Amr Osman, 1450’te sarayındaki
kitapları ve özellikle nadir yazma eserleri Zeytûne Camii’nde
yapılan yeni bir kütüphaneye bağışlayarak naklettirmişti. V.
Muhammed el-Mütevekkil’in burada kurduğu
Abdaliyye Kü-
tüphanesi için yazma eser satın almak üzere İspanya’nın Şâtıbe
şehrine gönderdiği âlimler de 3000 eserle geri dönmüşlerdi.
Fakat hangi güzellik var ki sonsuza kadar aynen devam ede-
bilmiştir. Nitekim İspanyolların Tunus’u işgal etmeleri Zeytûne
Camii’ndeki ilmî faaliyetlere büyük zarar vermişti. İspanyollar,
1535 ve 1573’te Tunus’a girdiklerinde Zeytûne Camii kütüpha-
nelerindeki kitapların çoğunu yaktılar, sokaklara dökerek atlara
çiğnettiler, bir kısmını da papalığın kütüphanesine götürdüler.
Buradaki gerileme Osmanlıların bölgeye hâkimiyeti sonrasında
önemli ölçüde tersine döndürülebildi. Nitekim I. Ahmed Bey,
İspanyol işgali sırasında tahrip edilen kütüphanelerden birini
yeniledi ve buraya
el-Mektebetü’l-Ahmediyye adını verdi. Meh-
med Sâdık Paşa da 1875’te Abdaliyye Kütüphanesi’nin olduğu
yere
el-Mektebetü’s-Sâdıkıyye’yi yaptırmıştı. Zeytûne Camii’nde
yüzyıllarca verimli biçimde yürütülen eğitim öğretim faaliyeti,
günümüzde, 1956’da Tunus’un bağımsızlığını kazanması son-
rasında kurulan
Zeytûne Üniversitesi/el-Câmiatü’z-Zeytûniyye’de
sürdürülmektedir.
CAMİ VE KİTAP.indd 146
29.09.2016 15:34:20
147
Müslümanların mâbedi ile kitap/kütüphane birlikteliği do-
layısıyla hatırlanması gereken önemli bir örnek de Kahire’de,
İslam dünyasının günümüzde de yaşamakta olan en köklü dinî
eğitim kurumlarından biri konumundaki cami ile çevresindeki
medrese, kütüphane, revak, türbe vb. muhtelif tesislerden olu-
şan
Câmiu’l-Ezher/Ezher Külliyesi’dir. Ezher, Mısır’ın Fatımîler
tarafından fethinden bir sene sonra ve yeni başkent Kahire’nin
tesisinin akabinde Cevher el-Kâtib es-Sıkıllî tarafından 22 Hazi-
ran 972’de inşaatı tamamlanmış ve cami olarak açılışı yapılmış
ve bir süre yalnızca namaz kılma mahalli olarak kullanılmıştır.
Fakat Ezher’in bu konumu fazla sürmemiş, 988/89’da ken-
disi de zengin bir kitap koleksiyonuna sahip bir dârululûm
kurucusu olan vezir Yakub b. Killis’in teklif ve teşvikiyle, be-
şinci Fatımî halifesi el-Aziz (976-996) tarafından bir öğretim
kurumu haline dönüştürülmüştür. Ezher bu durumunu yani
eğitim öğretimin ağırlıklı fonksiyonunu oluşturmasını, zaman
içerisinde Mısır’ın Eyyûbî, Memlük ve Osmanlı hâkimiyetle-
ri dönemlerinde de eksilmeksizin devam ettirmiş ve bilindiği
üzere günümüze geniş kapsamlı bir üniversite olarak intikal
etmiş bulunmaktadır. Söz buraya gelmişken gönül, Osmanlı
başkentinin Fâtih, Süleymaniye … vb. büyük camilerindeki
ilmî ve kültürel faaliyetlerin de zikredilmesini arzu etmekte ise
de bu defa ancak isimlerinin hatırlanmış olmasıyla yetinmek
istiyoruz.
Sonuç
İslam’ın olmazsa olmazı olarak cami/mescidin, Müslümanın
hayatında çok önemli bir yeri bulunduğu/bulunması gerektiği
herkesçe kabul edilen bir gerçektir. Müslümanlar camileri, dün-
ya ve ahiret hayatlarının hayrı istikametinde nasıl değerlendir-
meleri gerektiği sorusunun cevabını, öncelikle Kur’an-ı Kerim
ve sonra da peygamberlerinin Sünnet’inde buldular. Bu esaslar
en görünür biçimde Hz. Peygamberin şahsında Mescid-i Ne-
bevî’de uygulamaya çevrilmişti. İşte bu nedenledir ki, dünden
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE CAMİ, KİTAP VE KÜTÜPHANE
ÜZERİNE BAZI DEĞERLENDİRMELER
CAMİ VE KİTAP.indd 147
29.09.2016 15:34:20
CAMİ VE KİTAP
148
bu güne Müslümanlar, bilhassa da cami denildiğinde Mescid-i
Nebevî’deki Hz. Peygamberi gözlerinin önüne getirmekteler.
Müslümanlar arasında Hz. Peygamberin örnekliği, geniş
İslam coğrafyasının en bilinen yörelerinden en ücra köşelerine
kadar, akıp giden yüzyıllar boyunca dikkate alındı ve yaşatıl-
maya çalışıldı. Bu arada cami ile ilgili dinî buyruklara uyma
özeni yanında bir de cami kültürü oluştu. Hatta bu alanda
değişik Müslüman milletler ve topluluklar arasında, biri diğe-
rinden teferruatta ayrılıklar gösteren, kültürel unsurlar ortaya
çıktı. Nitekim bu durumun en görünür örneği bizzat caminin
mimarisinde ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Anlayış ve uygulamada aralarında bazı farklı değerlendir-
meler söz konusu olsa bile, bilgiye büyük önem veren bir dinin
müntesiplerinin, bu durumun gereklerini dikkate almamış ol-
maları mümkün değildir. İşte bu nedenledir ki, baştan itibaren
Müslümanlar, camileriyle kitap ve kütüphane arasında ayrılmaz
bir birliktelik oluşturmuşlardır. Sonuçta camiler namaz kılı-
nan, kulluğa yönelik diğer faaliyetlerin yapıldığı yerler olma
yanında, imkânlar ölçüsünde, kitapları barındıran mekânlar
da olmuşlardır. Makalemizde bu durumun, en sade şekliyle de
olsa, bir envanter denemesi yapılmaya çalışılmıştır.
Camiyi iyi biliyoruz. Cami ve kütüphane denildiğinde,
geçmişten günümüze, çok isabetli birliktelikler sergilendiğine
inanıyoruz. Bu durumun örneklerini ortaya koyabilmek için ça-
lıştığımız sırada gördük ki, genelde Müslümanlar, bir tarafında
kütüphane bulunan farklı birliktelikler meydana getirmişlerdir
ki, bu vesile ile onları ismen de olsa hatırlamak isabetli olacak-
tır. Doğal olarak eğitim öğretimin kütüphanesiz olamayacağı
gerçeğinden hareketle geçmişte hemen her medresede bir kü-
tüphane bulunmuş olmasına vurgu yaptıktan sonra, bazıları-
nın bünyelerinde birer kütüphanenin de bulunduğu kurumlar/
birimler arasında; saray, köşk, konak, imaret, dergâh, zaviye,
muallimhane, tekke, hankah, türbe, meşhed, bedesten, çarşı,
hastahane, rasathane, kale, ribat… gibi yerleri zikredebiliriz.
CAMİ VE KİTAP.indd 148
29.09.2016 15:34:20
Dostları ilə paylaş: |