146
* TAED
51
Saadet KARAKÖSE
(Senin rüyanı riya, uykunu gaflet hâline getirdiler. Sen bu haldeyken ancak mahşerde
uyanırsın.)
Şair dünya meşgalesinin insanı değiştirebileceğine dikkat çekmekte ve insanın düzenin
yalanını ömür boyu fark etmeyeceği gerçeğini dile getirmektedir.
6.
Mal, mülk:
Halk arasında sehl-i mümteni üslubuyla Yunus Emre‟ye izafe edilen “Mal da yalan
mülk de yalan/Var biraz da sen oyalan” (www.meshursozler.com) sözü mal mülkün yalan
olduğunu çok açık ve güzel anlatmaktadır. Gerçekten de Yunus Emre‟nin bu konuda çok ibret-
âmiz sözü vardır.
Döküle altûnun mâlun ayrugıla ola hâlün
Senden girü kalan mâlun sana bil assı kılmaya (Yunus Emre, s. 256, G. 316).
(Öldüğün zaman altının, malın dökülür. Hâlin ellerinkine benzer. Senden geri kalan
mal, sana bir yarar sağlamaz.).
Şunlar ki çokdur mâlları gör niçe oldı hâlleri
Sonucı bir gönlek geymiş anun da yokdur yenleri (Yunus Emre, s. 259, G. 358).
(Şu malları çok olanların hâli ne oldu; bak. Sonunda yenleri bile olmayan bir gömlek
giymişler.)
Nice biñ taht islerin bir tahtaya bindürdiler
Tâc u tahtum var diyen gör mülk ü mâlıñ kandedür (Ümmi Sinan, s. 65, G. 43).
(Binlerce taht sahiplerini bir tahtaya bindirdiler. Ey “taç ve tahtım var” diyen, bak
bakalım mal ve mülkün nerede kaldı.).
Gel ey göñül bunda mekân tutulmaz
Fenâ mülkü dirler oynar ütülmez
Aldanup balına barmak banarsañ
Sin içinde râhat olup yatılmaz (Ümmi Sinan, s. 105, G. 75).
(Ey gönül, bu dünyaya “yokluk ülkesi” derler. Buraya yerleşilip kalınmaz. Bu dünya
insanlarla kumar oynar; hiç yenilmez. Aldanıp onun balına parmak banarsan mezar içinde rahat
olarak yatamazsın.)
Yalancı Şairin Gözüyle Yalana Bakış
TAED
51* 147
7.
Murat, Mutluluk:
Açar solar türlü çiçek
Kimler gülmüş, kim gülecek
Murat yalan ölüm gerçek
Dostlar beni hatırlasın (Âşık Veysel, s. 189).
Ütüldü can u dil nakdi dahi bu nakş murâd olmaz
Dirîgâ şes-der-i gamda gönül kaldı küşâd olmaz (Usuli, s. 55, G. 44).
(Can ve gönül varlığı kaybedildi. Bundan sonra bu istek gerçekleşmez. Yazıklar olsun,
bu gamın altı kapısında gönül kaldı; artık açılmaz.)
Şair maksada erişememeyi tavla oyununda yenilmek örneğiyle anlatıyor. Şeş-der,
ütülmek, küşad olmamak tavla terimleridir.
Bir dem murâdım üstüne devr eylemez felek
Âb istesem serâb-ı „ademden nişân verir (Nefi, s. 9, K. 4).
(Felek biran bile isteklerim doğrultusunda dönmez. Su istesem yokluk serabını gösterir.)
Burada yalan “serâb-ı „adem” terkibiyle ifade edilmektedir.
Sürüp cümle murâdâtı çıkar meydân-ı hâtırdan
Cihân içinde yıllarla murâd atını sürdün tut (Hayretî, s. 94, G. 22).
(Dünya içinde yıllarca murat atını koşturdun say da, bütün arzularını gönül
meydanından sürüp çıkar.)
Var imiş çün „âlemüñ bir şâdisinde biñ gamı
İmdi aldanma yalancı şâdmânî hîç imiş (Mihrî Hatun, s. 167, Mes. 367).
(Dünyanın bir neşesinde bin keder varmış. Şimdi aldanma yalancı, dünyanın neşesi
yokmuş.)
Ferah şâdî geçer bir dem Muhibbî aña aldanma
Gam u gussa velî gelse dimişler yok aña pâyân (Muhibbi, s. 637, G. 2162).
(Ey Muhibbi buna bir an bile aldanma. Mutluluk ve sevinç bir anda geçer. Gam ve
keder geldiğinde insanlar “bunun sonu yok” derler.)
Şair geçen mutlulukları az, gelen acıları çok gören insan psikolojisinden
bahsetmektedir.
148
* TAED
51
Saadet KARAKÖSE
8.
İnsan:
Kanı mülke benüm diyen köşk ü sarây begenmeyen
Şimdi bir evde yaturlar taşlar olmış üstünleri (Yunus, s. 298, m. 368).
(Ülkeye benim diyen, köşk ve saray beğenmeyenler nerede? Şimdi üstleri taştan
oluşmuş bir evde yatıyorlar.)
Nice bin âdem oğlanı helak olmak gerek tâ kim
Yalancı kahbe dünyâdan ola bir gerçek er peydâ (Usulî, s. 97, G. 1).
(Yalancı, kahpe dünyadan gerçek bir er çıkması için binlerce insanın helak olması
gerekir.)
N'eylersen eyle gerçek erenlerle hem-dem ol
Tûmâr-ı 'ömrün ucı yakındur yalan gibi (T. Yahya, s. 100, G. 34).
(Ne yaparsan yap, gerçek erenlerle birlikte ol. Ömür tomarının ucu yalan gibi yakındır.).
Şair ömrü bir kâğıt tomarına benzetmektedir. Ömre bir yalanın ortaya çıkması kadar
süre tanımakla dünya hayatının yalan olduğunu vurgulamaktadır.
Dünyâya göñül balgama çün ehl-i sefersin
Kim itdi ki sen eyleyesin bunda ikâmet (Muhibbi, s. 94, G. 185).
(Bu dünyada geçici olduğun için dünyaya gönülden bağlanma. Bu dünyada kim sonsuza
kadar kaldı da sen kalacaksın.)
9.
Dava:
Egri temeliñ üstine togrı tamâm olmaz binâ
Kim ki yoldan döner girü da‟vâsı hep yalan olur (Ümmü Sinan, s. 91, G. 63).
(Eğri temel üzerine doğru bina yapılamaz. Yoldan dönen kişinin davası hep yalan olur.)
Şair birinci mısrada atasözünden yararlanarak irsâl-i mesel yapmıştır.
Bize lân ile dürûgına olur revnak-deh
Kanı âdâb-ı kıyâsîdeki bürhân u delîl (Said Giray, s. 140, G. 113).
(O bize haksızlık ederek yalanını süsler. Kaideye uygunluk adabındaki tanık ve delil
nerede?)
Şair yalan bir davaya maruz kaldığını belirtiyor.
Dostları ilə paylaş: |