KİNDÎ VE BAZI ÂYET YORUMLARI
167
Kindî’ye dair bir çalışma olmaması, belki de onun örneğin İbn Sînâ gibi
müstakil bir sûre tefsirinin olmamasına ya da
kimine göre onun eserlerine
bu gözle bakacak yeterli malzemenin eserlerinde olmamasına bağlanabilir.
Ancak her ne kadar kendisinin müstakil bir tefsiri ya da sûre tefsiri olmasa
da Ahmed b. el-Mu’tasım’ın Rahmân sûresi 6. âyetinin yorumuna dair sor-
duğu soruya cevaben kaleme aldığı
G klerin el- irmu’l-Aksâ Allah’a
Secde ve İtaat Edişi zerine adlı risâlesi, bize onun Kur’ân âyetleri ile
ilişki kurma biçimine dair fikir verebilir. Bu çalışma Kindî’nin ilgili maka-
lesi çerçevesinde onun bu yönünü ortaya koymaktadır.
Karşılaştırmalı - eleştirel inceleme yöntemi ile kaleme aldığımız bu ça-
lışma, konunun seçilme nedeni, hedefi ve yöntemine
dair bilgilerle başla-
yacaktır. Ardından çalışmada Kindî’nin Kur’ân anlayışı tespit edilmeye
çalışılacak ve Kindî’nin âyetlerle ilişki biçimi, tefsir usûlü açısından değer-
lendirilecektir. Sonrasında, elde edilecek verilere göre Kindî’nin bir mü-
fessir sayılıp sayılamayacağı tartışılacak ve nihâyetinde elde edilen veriler,
sonuç başlığı altında değerlendirilecektir.
Kindî’nin Kur’ân âyetleri ile ilişki biçimini
ortaya koyabilmek için onun
Kur’ân’a bakış açısını, Kur’ân algısını ön bilgi olarak edinmek gereklidir.
Ardından ilgili makalesi, onun Kur’ân algısına dair edinilen bilgiler eşli-
ğinde tefsir usûlü açısından değerlendirilmelidir. Böylece Kindî’in tefsirci-
lik yönü ya da âyetlerle ilişki biçimi ortaya konulabilecektir.
Kindî nin Kur n Anlayışı
Kindî’nin Kur’ân anlayışını çözebilmek için öncelikle onun vahiy, nü-
büvvet, mucize ve hitabın dili gibi zihninde Kur’ân’ı
nereye oturttuğunu
ortaya koyan konulara dair fikirlerini ana hatlarıyla da olsa görmek gereke-
cektir. Zira bunlar Kindî açısından Kur’ân’ın ontolojik konumunu ve
Kur’ân’daki/Kur’ânî bilgilerin epistemolojik değerini gösterecektir.
Kindî’ye göre istek ve irade dışı bir olay olan vahiy, güvenilir bir bilgi
kaynağıdır. Vahyî bilgi, beşerî
bilgi gibi çaba harcayarak, mantıkî ve mate-
matiksel yöntemler kullanılarak elde edilemez. Sadece Allah’ın, peygam-
berlerin tertemiz ruhlarını aydınlatması sonucu, zaman faktörü olmaksızın
ortaya çıkar. Ona göre, ontolojik olarak farklı olan Allah ile insan arasında-
Tefsiri”,
Ankara niversitesi İlahiyat Fakültesi Der isi (1957): 1-18; Zeki Duman,
“İmam Gazzâlî’nin Tefsir Anlayışı
Metodu ve Tefsiri,
Erciyes niversitesi İlahiyat
Fakültesi Der isi (1989): 61-79; Ömer Faruk Yavuz, “Gazâlî ve İlmî Tefsir”,
n-
dokuz Mayıs niversitesi İlahiyat Fakültesi Der isi 31( ): 39-59; Mesut Okumuş,
Kur’ân’ın Felsefî kunuşu İbn Sînâ rne i (Ankara: Araştırma Yayınları, 2003);
Mesut Okumuş, “Gazzâlî’nin Kur’ân Anlayışı ve Çok Boyutlu Tefsir Telakkisi Üze-
rine”,
Diyanet İlmî Der i (2011): cilt: X VII, 27-44; Mesut Okumuş, “Gazzâlî’nin
Kur’ân Yorumlarına İbn Sînâ’nın Etkileri”,
İslâmî Araştırmalar - (2000): cilt. 13,
341-353, Gazâlî Özel Sayısı , bunlardan bazılarıdır.
DİYANET İLMÎ DERGİ
·
CİLT: 54
·
SAYI: 2
·
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2018
168
ki iletişimin sağlanması amacıyla Allah’ın, içlerinden
bir elçi seçerek in-
sanlara dilediğini onun vasıtasıyla bildirmesi yani nübüvvet makul bir du-
rumdur. Özellikle de insanın akıl erdirmesi mümkün olmayan konularda
vahyî bilgiye ihtiyacı vardır. Ayrıca vahyî bilgi, felsefî bilgiden, dolayısıy-
la peygamber de filozoftan üstündür.
3
Kindî, peygamberin Allah’tan getirdiği her şeyin aklın verilerinde mev-
cut olduğunu yani akılla çelişme imkânının asla olmadığını
ifade etmekte-
dir.
4
Ayrıca bir insanın peygamberlik iddiasının ve getirdiği bilginin vahiy
olduğu iddiasının doğruluğunu getirilen bilginin içerik ve ifade biçimi (ve-
cîz, sade, açık-seçik, kapsamlı ve kestirme) itibariyle bir benzerinin diğer
insanlar tarafından ortaya koyulamamasına yani vahyî bilginin onları âciz
bırakmasına bağlamaktadır.
5
Ayrıca vahyin anlaşılması da, vahyin indiril-
diği dili bilmekle imkan dâhiline girer. Kur’ân özelinde düşünecek olursak
Kur’ân, Kur’ân dilini/hitabını yani Arapça’yı,
hitap özelliklerini, sarf, na-
hiv ve iştikâkı bilmekle anlaşılma imkânı verecektir.
6
Yukarıda verilen bilgiler incelendiğinde Kindî’nin Kur’ân algısı şu şe-
kilde özetlenebilir: Kur’ân, ilâhî bir bilgidir, vahiy ürünüdür. Allah’ın in-
sanlara bildirmek istediği iradesidir ve bu bildirme bir aracı (peygamber)
ile gerçekleşmiştir. Kur’ân’ı anlamak, onun dilini bilmeyi gerektirir.
Kur’ân, içeriği ve üslûbu ile benzerini insanların getirmekte âciz kalacağı
bir vahiy ürünüdür. Bu nedenle her türlü insan üretimi bilgiden üstündür.
Ayrıca içeriği kesinlikle akıl ile çelişmez.
Kindî’nin Kur’ân anlayışına dair bu çıkarımımızın ardından onun tefsir-
ciliği, âyetlerle ilişki keyfiyeti üzerinde inceleme yapmaya başlayabiliriz.
Kindî nin yetlerle lişki Biçiminin Tefsir s lü Açısından eğer-
lendirilmesi
Kindî’nin günümüze ulaşan makaleleri arasında öğrencisi Ahmed b.
el-Mu’tasım’e yazdığı
G klerin Allah’a Secde ve İtaat Edişi zerine adlı
makalesi, onun tefsirle ilgisini inceleme imkânı sunmaktadır. Çünkü Kindî
bu risâlesini Rahmân 55/6 âyetinin yorumuna dair Ahmed’in sorusuna ce-
vaben kaleme almıştır. Kindî’nin bize ulaşan eserleri arasında
doğrudan bu
nitelikte/tefsir niteliğini taşıyan
7
başka bir eserinin olmaması nedeniyle,
3
Yakûp b. İshâk el-Kindî, (252/866 ), “Aristoteles’in Kitaplarının Sayısı Üzerine”,
Kindî - Felsefî Risâleler i inde, haz. Mahmut Kaya (İstanbul: Klasik Yayınları,
2014), 274-276; Kaya,
Kindî - Felsefî Risâleler, s. 36.
4
Yakûp b. İshâk el-Kindî, (252/866 ), “Göklerin Allah’a Secde ve İtaat Edişi Üzeri-
ne”,
Kindî - Felsefî Risâleler i inde, haz. Mahmut Kaya (İstanbul: Klasik Yayınları,
2014), 228.
5
Kindî, “Aristoteles’in Kitaplarının Sayısı Üzerine”, 275.
6
Kindî, “Göklerin Allah’a Secde ve İtaat Edişi Üzerine”, 229.
7
Onun bu risâlesi, ‘tefsir mahiyetinde’ şeklinde nitelenmiştir. Bkz. Okumuş,
Kur’ân’ın