14
İslâm düşüncesi, kendinden önceki düşünce ve kültür miraslarına kendi orijinal
değerlerini ve özelliklerini de katmış ve daha sonraki felsefî düşünce mirasına derin
tesirler yapmıştır.
12
KAVRAMSAL ÇERÇEVE
A-TASAVVUF-SUFÎ KELĠMESĠNĠN KÖKÜ
Sufî kelimesinin kökeni hususunda; saflık arılık duruluk anlamındaki
―Safa‖,
13
Sufîlerin Allah huzurunda ilk safta duran kişiler olmasından hareketle ―es-
Saffu‘l Evvel‖ ifadesindeki saf,
14
sufîlerin özellikleri ve yaşantıları itibariyle
kendilerine benzedikleri düşünülen Hz.Peygamber zamanındaki, ―Ehlu‘s-Suffe‖
ifadesindeki ―Suffe‖
15
kelimelerini zikredenler yanında onun acı bir bitki olan
―Sûfâne‖ kelimesinden geldiğini söyleyenler olmuştur. Bununla herhalde tasavvufun
az yemek yemeyi ifade eden yönüne işaret edilmek istenmiştir.
16
Bir görüşe göre de
sufîler bir çöl bitkisi olan ―Sûfâne‖ yi yiyerek hayatlarını geçirdikleri için bu adı
almışlardır. Ancak bu görüş hem gerçeğe hem de dil kurallarına aykırıdır. Çünkü
12
Hökelekli, a.g.e., s.233.
13
Ebû Nasr es-Serrac et-Tûsî, el-Lüma’ fi’t-Tasavvuf, tahkik, Abdulhalim Mahmud
Tahâ Abdulbaki Surur, Bağdat 1960, s.46; Gülâbâdî, Ebu Muhammed b. İbrahim b.
Yâkub b. Yusûf, et-Taarruf li Mezhebi Ehli’t-Tasavvuf, thk. Mahmud Emin en-
Nevevî, Kâhire 1980, s.80; Hayrani Altıntaş, Tasavvuf Tarihi, Ankara, Akçağ
yayınları, s.5; Muhittin Uysal, Tespit ve Yorum Bakımından Tasavvuf Kitaplarında
Bulunan İhtilâflı Haberler, Basılmamış Doktora Tezi, Konya 1999, s.25.
14
Gülâbâdî, a.g.e., ss.28-29.
15
Serrac, a.g.e., s.47; Gülâbâdî, a.g.e., s.29; Altıntaş, a.y.
16
Altıntaş, a.y; Arif Erkan, İslâm’da Zühd ve Tasavvuf, İstanbul 1972, s.152.
15
sufîlerin geçim kaynağı söz konusu bitkiden ibaret olmadığı gibi, kelimenin ismul
mensubu sufî değil sûfâni şeklinde kullanılır.
17
Sühreverdî‘ye göre, ―sufî‖ kelimesi etimolojik olarak kaba yünlü elbise
anlamındaki (ve söylendiğine göre Peygamberimiz (s.a.v) tarafından giyilmiş olan)
suf‘dan türemiştir. Sufîler, Allah‘tan sonra ilk sıradaki (saff) kişilerdir; kelime
başlangıçta safavî şeklinde olmasına rağmen sonradan sufî olarak değişmiştir; kelime
bir grup Müslümanın vakitlerini dinî ilimler ve zühdle geçirdikleri yüksekçe bir yer
olan suffe‘den türemiştir.
18
Sufî kelimesinin Arabistan‘da İslâm öncesi dönemde de kullanıldığı Serrac
tarafından iddia edilmiştir. Bununla birlikte Sühreverdî, bu kelimenin Peygamber‘den
(s.a.v) sonraki üçüncü nesil (tebe-i tâbiîn) tarafından kullanılmaya başlanmış
bazılarına göre ise hicretin üçüncü yüzyılında kullanıma girmiştir. Sahabe ve Tabiîn
unvanları büyük saygı gördüğü için sufî kelimesi bunların zamanında ortaya
çıkamamıştır.
19
B-TASAVVUFUN TANIMI
H. Kâmil Yılmaz, tasavvuf kelimesinin kökü ve tarifi konusunda belli bir
görüş birliği sağlanamadığını belirterek; nazarî ve aklî bir ilim olmayan, aksine
17
Ebû Nu‘aym el-İsfehânî, Hılyetü’l-Evliyâ ve Tabakâtu’l-Asfiyâ, Mısır 1974, I,
s.17; Uysal, a.y.
18
M.M, Şerif, İslâm Düşüncesi Tarihi, (Türkçe Baskının Editörü, Mustafa
Armağan), İstanbul 1990, İnsan Yayınları, s.393.
19
Şerif, a.g.e., s.394.
16
tecrübî bir ilim olan tasavvufun pek çok tarifi bulunduğunu söylemiştir. Çünkü her
mutasavvıf tasavvufu yaşadığı manevî tecrübelere ve bulunduğu makamlara göre
tanımlamaktadır.
20
Sözlükte ―yün giymek, saf olmak‖ anlamına gelen, suf kökünün beşinci
vezninden (tafa‘ul) masdar olan tasavvufun
21
pek çok tanımı yapılmıştır. Bunlardan
bazıları şöyledir:
―Tasavvuf, kötü huyları terk edip güzel huylar edinmektir‖, ―Hakk ile birlikte
ve O‘nun huzurunda olma halidir‖, ―Tasavvuf baştan sona edeptir‖, ― Nefisten fâni,
Hak ile bâkî olmaktır‖, ―Hakk‘ın seni sende öldürmesi ve kendisiyle dirilmesidir‖,
―Temiz bir kalp, pâk bir gönül sahibi olmaktır‖, ―Herkesin yükünü çekmek, kimseye
yük olmamaktır‖, ―Kimseden incinmemek, kimseyi incitmemektir‖
22
, ―İslâm‘ın ruhî
manevî yönünü öne çıkaran, insana Allah‘ı görüyormuşçasına bir ibadet ve davranış
bilinci kazandırmayı hedefleyen düşünce biçimi, hayat tarzıdır‖, ―Kötü huyları terk
edip güzel huylar edinme; Hz Muhammed‘in edep ve ahlâkını davranış hâline getirme
yoludur‖, ―Gönlü Allah‘tan alıkoyan her şeyden arındırma, dünya ve içindekilerin
geçici olduğunu bilip hayata bir yolcu gibi bakabilme anlayışıdır‖, ―Kâmil bir insan
olabilmek için kalp ve dille sürekli Allah‘ı zikretmek ve Hz. Muhammed‘i hayatın
20
Yılmaz, a.g.e., s.30.
21
Louis Massingnon, “Tasavvuf”, İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 1974, 12/I, s.26;
Uysal, a.g.e., s.26.
22
Mehmet Canbulat, “Tasavvuf”, Dini Kavramlar Sözlüğü, Ankara 2006, Diyanet
İşleri Başkanlığı Yayınları, s.634.
Dostları ilə paylaş: |