EJDER OKUMUŞ
DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 10 SAYI 2
128
| db
ayrıca soyut ve metafiziksel olarak düşünülmesi ve bununla bağlan-
tılı olarak zamana ilişkin problemlerin felsefî bir bağlam içinde ele
alınmasının
19
yanı sıra tarihin ana konusu olarak kabul edilmesi
olabilir. Giddens’a göre tarihçilerin zaman boyutuyla ilgilenen uz-
manlar olarak görülmesi ve coğrafyacıların da uzam boyutuyla ilgi-
lenen uzmanlar diye bilinmesi, toplum kuramında zaman ve uza-
mın gözardı edilişinde etkili olmuştur.
20
Belirtilmelidir ki zaman
üzerine sosyolojik çalışmaların azlığı veya yetersizliği, zaman sosyo-
lojisinin önemini yadsımak için bir sebep teşkil etmez; tersine za-
man sosyolojisine ilişkin çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu ima eder.
Nitekim böyle bir ihtiyaçtan dolayı zamanın sosyolojisi hakkındaki
bu çalışma ortaya çıkmıştır ve bu çalışma ile, zamanı sosyolojik
perspektiften ele almak ve zaman sosyolojisi çalışmalarına katkıda
bulunmak amaçlanmaktadır.
Zaman, ontolojik, metafizik, astronomik, doğal, fizik, matema-
tik, biyolojik, arkeolojik, tarihsel ve psikolojik boyutlara da sahip
olmakla birlikte bu çalışmada zaman toplumsal bir fenomen olarak
ele alınmaktadır. Dolayısıyla çalışmada, doğrudan doğruya sosyal
zaman incelenmekte, zamanın sosyolojisi yapılmaya çalışılmaktadır.
Elbette zamanın söz konusu boyutları da önemlidir ve incelenmeye
değerdir, ancak bu çalışmanın ana teması değildir. Fakat gerek
görüldükçe onlara da işaret edilmektedir.
2. Zamanı Anlama Çabaları
Vaktin azlığı ve çokluğunu,
21
uzunluğu ve kısalığını,
22
oluş, ha-
reket ve değişimi, öncelik ve sonralığı, birbiri ardına gelişi ve sürek-
liliği ifade eden bir sözcük olarak zaman, insan için bir muamma-
dır; aslında onu yaşar, tecrübe eder, belki biliriz; ama iş sözcüklerle
ifade etmeye gelince, işin içinden çıkamayız. Gerçekten de zamanı
tanımlamak ve üzerinde ittifak edilen bir zaman tanımına ulaşmak
oldukça zordur, hatta mümkün değildir. Bu güçlük veya imkânsız-
lık, belki de en güzel ifadelerinden birini, Saint Augustine’in (354-
430) şu cümlelerinde bulmaktadır:
Zaman nedir? Kim bunu kolayca ve kestirmeden tanımlayabi-
lir? Kim onu, hakkında bir sözcük ortaya koyacak şekilde, dü-
19
Bkz. Norbert Elias, Zaman Üzerine, Çev. Veysel Atayman, Ayrıntı Yay., İstanbul 2000,
s. 69
20
A. Giddens, Toplumun Kuruluşu, s. 440
21
Mütercim Asım, Kâmûs Tercümesi, c. 4, İstanbul 1304, s. 643
22
İbn Manzur, Lisânu'l-Arab, c. 13, Dâru Sâdır, Beyrut 1990, s. 199
ZAMAN SOSYOLOJİSİ: BİR GİRİŞ DENEMESİ
DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 10 SAYI 2
db |
129
şüncede de olsa kavrayabilir? Fakat konuşma sırasında, za-
mandan daha tanıdık ve daha bilinir bir şeyden bahsedebilir
miyiz? Ondan söz edince, onu anlıyoruz, bir başkasının ondan
bahsettiklerini duyduğumuzda da onu anlıyoruz. O halde za-
man nedir? Eğer hiç kimse benden bunu sormazsa, biliyorum;
ama soran kişiye onu açıklamak istesem bilmiyorum…
23
Saint Augustine’in belirttiği husus, Necip Fazıl’ın yukarıda veri-
len dizelerinde ifadesini bulmaktadır.
Zamanı tanımlama ve açıklama güçlüğünden dolayı zamanla
ilgili değişik alanlarda, özellikle fizik, felsefe ve teolojide çok muh-
telif tanım, izah ve teoriler ortaya konmuştur. İbn Sina’nın (980-
1037) da ifade ettiği gibi insanlar zaman hakkında farklı görüşlere
sahiptirler.
24
Bu çerçevede zamanın gerçekliği, mutlaklığı veya izafi-
liği, zaman-varlık ilişkisi gibi konular, söz konusu disiplinlerle diğer
bazı alanların hep önemli tartışma konularından biri olagelmiştir.
Acaba zaman diye bir şey gerçekten var mıdır? Zaman yaratılmış
bir nesne midir? Zaman mutlak mıdır yoksa izafi midir? gibi sorular
etrafında düşünürler ve ilim adamları zamanı tartışmış, anlamaya
çalışmışlardır.
Zamanla ilgili çeşitli görüş ve tartışmalar çerçevesinde bir ge-
zinti yapan N. Elias (1897-1990), zamanın, bir nesne değil, ilişki
biçimini temsil eden bir fenomen olduğunu, Einstein'in bunu ispat
ettiğini ve dolayısıyla Newton'un düşündüğü gibi zamanın yaratıl-
mış bir nesne olmadığını düşünmektedir. Elias'a göre insanın dışın-
da zaman diye bir nesne yoktur.
25
Anlaşıldığı üzre zaman, insan zihnini en fazla uğraştıran konu-
lar arasında yer almaktadır. Bunun, zamanın bir varlık sorunu ol-
ması ve var olanların zaman içinde var olmalarıyla yakından ilgisi
vardır. Gerçekten de zaman, belki de insan hayatının en gizemli
özelliğidir. Nitekim problemle kökten bir biçimde uğraşma işine
girişmiş olan Heidegger (1889-1976) gibi bir filozofun karmaşık bir
sözdağarcığı kullanmak zorunda kalması boşuna değildir.
26
23
St. Augustinus, The Confessions, İng. Çev. Edward B. Pusey, Pocket Books, New York
1957, s. 224
24
İbn Sina, Kitâbu’ş-Şifâ Fizik I, Çev. M. Macit-F. Özpilavcı, Litera Yay., İstanbul 2004,
ss. 189-197
25
N. Elias, a.g.e., ss. 67, 70 vd.
26
Anthony Giddens, Toplumun Kuruluşu, Çev. Hüseyin Özel, Bilim ve Sanat Yay.,
Ankara 1999, s. 81