Zaman sosyolojiSİ



Yüklə 474,71 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/24
tarix14.06.2018
ölçüsü474,71 Kb.
#48828
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   24

 

 

 

EJDER OKUMUŞ 

 

 

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 10 SAYI 2 



 

134


| db  

Bekir er-Râzî’nin mutlak ve ezelî zaman görüşüne katılmamakta ve 

ona karşı çıkmaktadır.

46

     



Ebû Bekir er-Râzî (864-925), iki türlü zaman olduğunu, bunlar-

dan birinin mutlak zaman, diğerinin ise izafi zaman olduğunu be-

lirtmektedir. Ona göre izafi zaman, Ebû Hâtim er-Râzî’nin yukarıda 

söylediği gökkürelerinin hareketine bağlı olarak tasarlanan zaman, 

mutlak zaman ise müddet ve dehir adındaki başlangıcı olmayan, 

hareket ve sürekliliği ifade eden zamandır. Eğer dehrin hareket ve 

süreklilik demek olduğu anlaşılırsa, mutlak zaman da anlaşılır. 

Ebed ve sermed denen şey de budur.

47

  

Farabî’nin (870-950) zaman görüşüne gelince; Farabi zamanı, 



hareketle ilgili olarak ele alır. Farabi’ye göre zamanın kesitine an 

denir. Zaman bakımından hareketin bir başlangıç ve sonunun bu-

lunması mümkün değildir. Bu durumda hareket eden ve onu hare-

ket ettiren birinin bulunması gerekir. Hareket ettirenin kendisi de 

hareket ediyorsa, onun da bir hareket ettirene ihtiyacı var demektir; 

çünkü hareket eden hareket ettirensiz düşünülemez ve hiçbir şey 

kendiliğinden hareket edemez. Şu halde sonsuz hareket mümkün 

değildir ve bu hareket zincirinin, kendisi hareket etmeyen bir hare-

ket ettiricide son bulması gerekir. Aksi halde bu durum, iki sonsuz 

hareket eden ve ettirenin bulunduğu düşüncesine götürür ki, bu da 

imkansız bir şeydir. Kendisi hareket etmeyen hareket ettiricinin, bir 

olması, uzanımlı ve cisim olmaması, bölünmemesi ve kendisinde 

hiçbir  şekilde çokluk bulunmaması gerekir. Farabî’ye göre dairevî 

hareketin dışında hiçbir hareket sürekli değildir. Zaman kavramı da 

b u hareketle ilgilidir. Doğrusal hareketin ne bir yöne yönelişinde 

ne geri dönüşünde, ne de geri dönerken bir açı meydana getirişinde 

süreklilik söz konusudur.

48

  



İhvan-ı Safa’nın (onuncu asır) zaman yaklaşımında zaman, fe-

leğin (gök küresinin) hareketlerinin sayısı ve gece ile gündüzün 

tekrarıdır. Bu tanımla İhvân'ın zamanı doğrudan doğruya hareketle 

ilişkisi çerçevesinde ele aldığı görülmektedir. Bu tanımla onlar, 

zamanın, gök küresinin hareketinin sayısını bildirdiği gibi, gece ile 

gündüzün tekrar olduğunun bilinmesini de sağladığını ifade etmeye 

                                                            

46

   Ebû Hâtim er-Râzî, “Ebû Bekir er-Râzî ile Ebû Hâtim er-Râzî Arasında Geçen Tartış-



ma”, İslam Filozoflarından Felsefe Metinleri, Haz. ve çev. Mahmut Kaya, Klasik Yay., 

İstanbul 2003, s. 91 

47

   Ebû Hâtim er-Râzî, a.g.e., s. 90 



48

   Farabî, “Felsefenin Temel Meseleleri”, İslam Filozoflarından Felsefe Metinleri, Haz. ve 

çev. Mahmut Kaya, Klasik Yay., İstanbul 2003, s. 172-173 



 

 

 

ZAMAN SOSYOLOJİSİ: BİR GİRİŞ DENEMESİ 

 

 

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 10 SAYI 2 



 

db | 


135

 

çalışmaktadırlar. Ayrıca bu tanım bize Aristo'nun "zaman nedir?" 



sorusuna verdiği cevabı hatırlatmaktadır. Şöyle ki, Aristo bu soruya 

"... Zaman, öncelik ve sonralığa göre hareketin sayısıdır...'"

49

 şeklin-


de cevap vermekteydi. Görüldüğü gibi, İhvanın zaman tanımı, Aris-

to'nun tanımıyla, zamanın hareketle olan ilişkisi açısından büyük 

bir benzerlik, hatta aynîlik içindedir. Yalnız Aristo'dan fazla olarak 

İ. Safa, zamanın gök küresinin hareketiyle gece ile gündüzün bilin-

mesine yaradığına işaret eder.

50

  



İbn Sina (980-1037), zamanı farklı görüşleri de eleştirerek ge-

nişçe ele almıştır.

51

 İbn Sina’ya göre ancak sürekli olarak yenilenen 



bir durumun varlığı ile birlikte var olan zaman, öncelik ve sonralık-

ta hareketin ölçüsüdür. Zaman, ancak hareket ile tasavvur olunur. 

Hareket hissedilmezse zaman da hissedilmez. Hareket ve değişim 

yoksa zaman da yoktur.

52

  

Zaman hakkında Birunî’nin (973-1048) de önemli görüşleri bu-



lunmaktadır. Ebû Reyhan el-Birunî’ye göre zaman ezeli değildir, 

sınırlı ve sonludur. Yani zaman Allah tarafından yaratılmış ve dola-

yısıyla Allah tarafından belirlenmiş bir sonla son bulacaktır.

53

 



Gazzali’ye (1058-1111) göre ise zaman, öncelik ve sonralık yö-

nünden işaretlenen hareketin ölçüsüdür. Ne hareket ne de zaman 

ezelî ve kadimdir; ikisi de sonradan yaratılmıştır. Zamandan önce 

asla bir zaman yoktur. “Allah, âlem ve zamandan öncedir”.

54

  Eğer 


zamanda cereyan eden olaylar veya değişen  şeyler, bir başlangıca 

sahipse, zaman da hareket ve değişmenin bir ölçüsü olarak bir baş-

langıca sahip olmalıdır. Dolayısıyla sadece Tanrı evrenin başlangı-

cına takaddüm eder.

55

 Gazalî’nin yaklaşımında mekana ilişkin boyu-



tun cisme bağlı olması gibi zaman ilişkin boyut da harekete bağlı-

dır; zira mekana ilişkin boyut cismin boyutlarının uzantısı olduğu 

gibi zaman da hareketin sürekliliğidir.

56

  



                                                            

49

   Aristoteles, Physics, c. 1, ed. Jonathan Barnes, New Jersey1985, s. 373 



50

   K. Sarıkavak, “a.g.m.”, s. 56 

51

   Bkz. İbn Sina, Kitâbu’ş-Şifâ Fizik I, Çev. M. Macit-F. Özpilavcı, Litera Yay., İstanbul 



2004, ss. 189-222  

52

   A.e., ss. 200-204 vd.; Seyyid Hüseyin Nasr, İslam Kozmoloji Öğretilerine Giriş,  Çev. 



Nazife Şişman, İstanbul  1985, s. 251 

53

   Bkz. a.e., ss. 133-137 vd. 



54

   Gazzalî, Filozofların Tutarsızlığı, Çev. Mahmut Kaya-Hüseyin Sarıoğlu, 2. bs., Klasik 

Yay., İstanbul 2009, s. 32 

55

   K. Sarıkavak, “a.g.m.”, s. 68   



56

   Gazalî, a.g.e., s. 34  




Yüklə 474,71 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   24




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə