Ziya gökalp: turanciliktan tüRKÇÜLÜĞE Özet



Yüklə 274,94 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/15
tarix08.09.2018
ölçüsü274,94 Kb.
#67323
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   15

 

116


CEYLAN TOKLUOĞLU

Kasım - 2012

yakıştırılan ırkçılık ve Turancılık düşüncelerinin kaynağı sayılan Çarlık Rusyası 

yönetimi altındaki farklı Türk dili dallarında konuşan toplumları ve onların so-

runlarını Gökalp’e kıyasla “ilk elden, daha yakından” tanıyan bir kişiydi.

53

 Ber-



kes, Akçura’nın Türkiye’ye ilk geldiği yıllarda “kavim” ve “ırk” terimlerini birbi-

rine karıştırarak kullandığını yazmaktadır. Gökalp ise “ırk’, dil akrabası olarak 

“kavim” ve laik halk birimi olarak “millet” terimlerini şaşılacak bir açıklıkla 

birbirinden ayırarak kullanmıştır. Bu açıdan Akçura’dan farklılaşmaktadır.

54

 

Gökalp’e göre, “millet, saniyen ırk ve kavmiyet demek de değildir. Cemiyetler, 



kablettarih zamanlarda bile ırkan saf ve kavmiyetçe halis değildiler”.

55

 Buradan 



hareketle Berkes, Gökalp’in aslında Osmanlıcı, Akçura’nın ise Türkçü olduğunu 

söylemektetir. Ona göre, Gökalp’in milliyetçiliği “Osmanlı milliyetçiliği, hatta 

üçte bir oranda bir Müslüman milliyetçiliği olduğu için Akçura İttihatçılar ara-

sında onun gördüğü itibarı kazanamadı” demektedir.

56

 Gökalp, İslamlaşma ve 



Türkleşmeyi karşı karşıya getirmemiştir ve “muasır bir İslâm Türklüğü” geliş-

tirme fikrine yönelmiştir.

57

 Benzer bir şekilde Georgeon da, Berkes’in “unutulan 



adam” tanımına referans vererek Akçura’nın Gökalp’in yanında unutulmuşlu-

ğunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra Türk toplumunun en tu-

tucu kesimlerinin kullandığı bir tema haline gelen Pantürkizmin babası olarak 

tanınmasına bağlamaktadır.

58

 

20. yüzyılın başındaki Pantürkçü milliyetçi uyanışta Azerbaycanlılar da 



aktif ve etkili olmuşlardır. 19. yüzyılda Azerbaycanlılar arasında yaşanan kül-

türel uyanma ilk defa 1875 yılında, Bakü’de yayımlanan Ekinci isimli dergide 

siyasi bir vurguyla dile getirilmiştir.

59

 Bu uyanışın devamı olarak, Mayıs 1917 



tarihinde, Moskova’da Birinci Rusya Müslümanları Kurultayı toplanmıştır. 

Müslümanlar arasında bir dayanışma yaratma girişimi olmasına rağmen ku-

rultayda ortak bir eylem planı kararı alınamamış olması, Landau’ya göre, Pan-

53 Berkes, 



a.g.e.,

 s. 209.


54 Berkes, 

a.g.e.,

 s. 212.


55  Ziya Gökalp, Makaleler VII: Küçük Mecmua’daki Yazılar, Hazırlayan Dr. M. Abdülhalûk 

Çay, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, Sayı 387, Ziya Gökalp Dizisi 17, 1982, s. 226.

56 Berkes, 

a.g.e.,

 s. 213.


57 Deniz, 

a.g.m.,

 s. 50.


58 Georgeon, 

a.g.e.,

 s. 505. 

59  Jacob M. Landau, Pan-Turkism: From Irredentism to Cooperation, Hurst & Company, 

London, Birinci baskı 1981, 1995, s. 14.




117

ZİYA GÖKALP: TURANCILIKTAN TÜRKÇÜLÜĞE

Sayı: 84

türkçü vizyonun kırılmasına neden olmuştur. Sovyetler Birliği’nin kurulmasıy-

la, bölücü bir hareket olarak değerlendirilen Pantürkçülüğe (ve Panislamizme) 

karşı katı bir propaganda yürütülmüş, Ruslaştırma politikası başlatılmıştır. Bu 

politika çerçevesinde okullara Rusça girmiş, Türk ve Müslümanların yoğun 

olarak yaşadığı bölgelere Ruslar yerleştirilmiş ve kilit pozisyonlara Ruslar ge-

tirilmiştir.

60

 



Aralık 1908 tarihinde kurulan Türk Derneği Rusya Türklerini çalışmala-

rına katılmaya davet etmiş ve kısa sürede birçok temsilci İstanbul’a gelmiştir. 

Azerbaycan’dan İstanbul’a göçen entellektüeller burada sürekli kalmamışlar 

ve çeşitli aralıklarla ülkelerine dönerek yazılarında Türkçülük fikrini yaymaya 

çalışmışlardır. Bunların arasında Mehmet Emin Resulzade, 1910 ya da 1911 

yılında Bakü’ye dönmüş ve 1913 yılında Müsavat Partisi’nin başına geçmiştir. 

Partinin muğlak Panislamcı ideolojisini Türkçülüğe yönlendirmiştir. Bu süreç 

içerisinde giderek büyüyen fakat tam tanımlanmamış millî duyguların kuram-

sal temellerini de geliştirmiştir.

61

 Mesela Dirlik gazetesindeki bir makalesinde 



ümmet ve ulus kavramları hakkında yazmış ve ısrarla iki kavram arasında açık 

bir fark olduğunu savunmuştur. Ona göre, ümmet kavramının yalnızca dinî 

bir anlamı vardı ve İslam dinine inanan herkesin ortak vicdanını ifade etmek-

teydi. Ulus kavramı ise ortak dil, kültür, tarih ve din temelinde oluşmuş bir 

topluluğa işaret etmekteydi. Ortak din bu topluluğun özelliklerinden sadece 

bir tanesini oluşturmaktaydı. Diğer bir ifadeyle ulus, dinî bir grup anlamına 

gelemezdi; çünkü ulus fikri her şeyden önce laikti ve nitelikleri açık olarak 

milliyet (İng. nationality) fikrinin nitelikleriydi. Milliyetçiliğin bu laik tanı-

mı ilerleyen yıllarda Müsavatçılık ideolojisinin özünü oluşturmuştur. Müsavat 

Partisi yükselmekte olan milliyetçilik hareketi ile özdeş görülmüştür.

62

 Meh-



met Emin Resulzade, 1914’den önceki yıllarda Azerbaycanlılar için “Türki” ve 

daha eski olan “Tatar” ve “Transkafkasya Müslümanları” tanımlarını açıkça 

kullanmaya başlamasına rağmen Azerbaycanlılar milliyetlerinin adını içselleş-

60 Landau, 



a.g.e.,

 s. 15-20.

61  Tadeusz Swietochowski, “National Consciousness and Political Orientations in Azerbaijan

1905-1920”, Transcaucasia, Nationalism, and Social Change: Essays in the History of Ar-



menia, Azerbaijan, and Georgia,

 Derleyen Ronald Grigor Suny, The University of Michigan 

Press, Ann Arbor 1996, s. 219.

62  Aydın Balayev, “Sosyo-Politik Örgütlenme (1988-1997)”, Derleyen Büşra Ersanlı vd., Sözün, 



Sazın, Ateşin Ülkesi: Azerbaycan,

 Da Yayınları, İstanbul 2004, s. 90.




Yüklə 274,94 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   15




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə