[]

Yüklə 108,5 Kb.

tarix	07.11.2018
ölçüsü	108,5 Kb.
	#77972

5. ?￳ﾰﾁﾹ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾴ? ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾹ

?￳ﾰﾀﾮ? ?￳ﾰﾁﾨ? ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾩ? ?￳ﾰﾁﾤ?￳ﾰﾁﾡ ?￳ﾰﾁﾦ ?￳ﾰﾁﾹ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾴ??￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾹ ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾹ

?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾲ? ?￳ﾰﾁﾲ? ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾤ ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾴ? ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾴ ?￳ﾰﾁﾨ? ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾩ? ?￳ﾰﾁﾦ ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾣ? ?￳ﾰﾁﾳ ?￳ﾰﾁﾯ? ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾥ??￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾦ?￳ﾰﾁﾣ ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾤ.?￳ﾰﾁﾨ? ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾦ?￳ﾰﾁﾣ ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾤ ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾬ? ?￳ﾰﾁﾥ ? ?￳ﾰﾁﾥ? ?￳ﾰﾁﾦ ?￳ﾰﾁﾢ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾹ ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾤ?￳ﾰﾁﾮ? ?￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾥ?.?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾥ?, ?￳ﾰﾁﾯ? ?￳ﾰﾁﾮ? ?￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾨ ?￳ﾰﾁﾥ?, ?￳ﾰﾁﾰ?￳ﾰﾁﾳ?￳ﾰﾁﾤ?￳ﾰﾁﾳ ?￳ﾰﾁﾮ ?￳ﾰﾁﾨ? ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾲ? ?￳ﾰﾁﾦ ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾣ? ?￳ﾰﾁﾡ? ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾮ? ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾥ ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾤ ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾦ?￳ﾰﾁﾣ ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾴ? ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾥ ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾶ?￳ﾰﾁﾤ ?￳ﾰﾁﾹ ?￳ﾰﾁﾯ? ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾬ?￳ﾰﾁﾷ?￳ﾰﾁﾮ??￳ﾰﾁﾨ? ?￳ﾰﾁﾥ? ?￳ﾰﾁﾦ ?￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾥ?.?￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾲ?, ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾭ ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾹ ?￳ﾰﾁﾳ ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾹ ?￳ﾰﾁﾬ?￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾬ? ?￳ﾰﾁﾮ ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾧ ?￳ﾰﾁﾨ??￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾥ ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾳ ?￳ﾰﾁﾳ ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾫ?￳ﾰﾁﾮ? ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾭ ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾭ? ?￳ﾰﾁﾮ? ?￳ﾰﾁﾯ? ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾭ ?￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾥ??￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾳ, ?￳ﾰﾁﾥ ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾴ ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾥ ?￳ﾰﾁﾨ? ?￳ﾰﾁﾰ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾦ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾴ? ?￳ﾰﾁﾦ ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾦ?￳ﾰﾁﾣ ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾷ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾧ? ?￳ﾰﾁﾹ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾥ? ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾦ?￳ﾰﾁﾣ ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾤ.

1

5. ?￳ﾰﾁﾹ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾴ? ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾹ

?￳ﾰﾁﾹ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾴ? ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾹ ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾫ? ?￳ﾰﾁﾯ? ? ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾮ ?￳ﾰﾁﾦ ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾣ??￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾨ ?￳ﾰﾁﾨ? ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾬ?￳ﾰﾁﾷ?￳ﾰﾁﾮ? ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾰ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾳ:? ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾣ? ?￳ﾰﾁﾮ ? ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾹ ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾥ ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾳ?: ?￳ﾰﾁﾬ? ?￳ﾰﾁﾦ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾤ? ?￳ﾰﾁﾦ ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾨ?(

?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾳ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾴ

), ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾬ?￳ﾰﾁﾤ?￳ﾰﾁﾮ? ?￳ﾰﾁﾨ? ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾮ? ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾳ, ?￳ﾰﾁﾨ??￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾬ ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾳ, ?￳ﾰﾁﾮ? ?￳ﾰﾁﾨ? ?￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾳ? ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾮ ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾴ??￳ﾰﾁﾳ? ?￳ﾰﾁﾳ ?￳ﾰﾁﾯ ?￳ﾰﾁﾶ?￳ﾰﾁﾲ??￳ﾰﾁﾡ? ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾷ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾧ?, ?￳ﾰﾁﾯ? ?￳ﾰﾁﾯ ?￳ﾰﾁﾳ?￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾯ??￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾣ? ?￳ﾰﾁﾲ ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾳ?￳ﾰﾁﾣ? (?￳ﾰﾁﾳ ?￳ﾰﾁﾮ ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾶ?￳ﾰﾁﾳ?: ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾯ??￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾯ?)D?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾴ ?￳ﾰﾁﾸ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾴ ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾲ? ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾳ ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾤ ?￳ﾰﾁﾣ??￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾥ ?￳ﾰﾁﾶ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾷ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾥ,?￳ﾰﾁﾯ? ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾥ ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾷ?￳ﾰﾁﾥ? ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾮ? ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾣ? ?￳ﾰﾁﾮ? ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾤ?￳ﾰﾁﾣ??￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾮ?

2

5. ?￳ﾰﾁﾹ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾴ? ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾹ

?￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾤ?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾡ? ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾳ?￳ﾰﾁﾳ ?￳ﾰﾁﾦ ?￳ﾰﾁﾹ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾴ? ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾹ?

?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾦ?￳ﾰﾁﾣ ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾷ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾧ? ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾦ?￳ﾰﾁﾲ? ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾭ ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾥ? ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾤ? ?￳ﾰﾁﾦ ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾷ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾧ?,?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾭ ?￳ﾰﾁﾶ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾤ?￳ﾰﾁﾹ ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾷ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾧ? ?￳ﾰﾁﾮ ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾬ?￳ﾰﾁﾲ, ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾬ? ?￳ﾰﾁﾹ ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾮ??￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾥ ?￳ﾰﾁﾹ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾫ?:1. ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾳ?￳ﾰﾁﾳ ?￳ﾰﾁﾳ ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾰ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾶ? ?￳ﾰﾁﾮ ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?: ??￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾲ ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾤ? ?￳ﾰﾁﾦ ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾷ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾧ??￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾤ ?￳ﾰﾁﾯ? ?￳ﾰﾁﾥ ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾹ ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾹ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾣ

? E?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾰ?￳ﾰﾁﾥ: ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾧ ?￳ﾰﾁﾨ? ?￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾢ?￳ﾰﾁﾲ ?￳ﾰﾁﾦ ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾤ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾳ

2. ?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾲ? ?￳ﾰﾁﾹ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾣ?: ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾳ ?￳ﾰﾁﾯ ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾷ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾧ? ?￳ﾰﾁﾢ?￳ﾰﾁﾵ? ?￳ﾰﾁﾨ? ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾮ

? C?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾥ ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾬ?￳ﾰﾁﾧ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾬ ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾷ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾧ? ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾨ ?￳ﾰﾁﾶ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾤ?￳ﾰﾁﾹ ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾷ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾧ? ?￳ﾰﾁﾢ?￳ﾰﾁﾵ??￳ﾰﾁﾨ? ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾥ?, ?￳ﾰﾁﾲ ?￳ﾰﾁﾳ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾡ? ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾷ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾧ? ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾨ ?￳ﾰﾁﾶ?￳ﾰﾁﾲ? ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾷ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾧ? ?￳ﾰﾁﾢ?￳ﾰﾁﾵ??￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾰ?￳ﾰﾁﾥ

5. ?￳ﾰﾁﾹ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾴ? ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾹ

1

5. ?￳ﾰﾁﾹ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾴ? ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾹ

?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾳ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾴ

2

5. ?￳ﾰﾁﾹ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾴ? ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾹ

?. ?￳ﾰﾁﾯ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾮ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾀﾭ?￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾮ?: ?￳ﾰﾁﾹ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾭ?￳ﾰﾁﾴ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾴ?: ?￳ﾰﾁﾨ? ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾦ ?￳ﾰﾁﾣ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾣ?.

?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾬ?￳ﾰﾁﾳ?￳ﾰﾁﾰ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾀﾬ ?￳ﾰﾁﾨ?￳ﾰﾁﾬ?￳ﾰﾁﾳ?￳ﾰﾁﾰ?￳ﾰﾁﾩ?￳ﾰﾁﾡ??￳ﾰﾁﾵ?￳ﾰﾁﾲ?￳ﾰﾁﾥ?￳ﾰﾁﾬ? ?￳ﾰﾁﾦ ?￳ﾰﾁﾳ?￳ﾰﾁﾡ?￳ﾰﾁﾬ

36: 167?180 (2008)

5.Dizgeselcilik Kuramı

5.1.Ana Fikir

Bilimin temelinin "bilimsel yöntem" olmadığı yönünde sağlam argümanlar vardır.

Bilimsel yöntem bir dizi mutlak bir biçimde bağlayıcı kurallar olacaktır.

Ne var ki, böyle bir dizi için, bilim tarihinde yalnızca bir dizi kuralı izleyerek sağlam bilimsel sonuçların elde edilemeyeceğini gösteren örnekler (episodes) bulunabilir.
Dahası, paradigma teorisi, olgunlaşmış bilimlerin kurallarla değil paradigmalarla iş gördüğünü betimlemesi bakımından akla çok yatkındır.

O halde, bilimsel bilginin özgüllüğünü "bilimsel yöntem" olarak nitelendiremeyiz.

Dizgeselcilik kuramı bilimin tarifini şu özelliklerle arar:

Bilim çok geniş anlamda: mühendislik bilimleri, sosyal bilimler, ve insan bilimleri de dahil tüm "araştırma alanları" (Wissenschaft)
Temel karşılaştırma, peseudo-bilimlerle ya da metefizikle değil gündelik bilgiyledir (tümdengelimcilikteki sınır çizme ölçütü gibi).
Bilimde heryerde keskin sınırlar beklemeyin, örneğin mühendislik bilimi ve ürün geliştirme arasındaki sınır gibi.

Dizgeselcilik kuramının temel tezi

Bilimsel bilgi, ağrılıklı olarak daha dizgesel olması bakımından, diğer bilgi türlerinden, özellikle gündelik bilgiden farklıdır.

Değiniler:

Tez karakter bakımından karşılaştırmalıdır: diğer bilgi türlerinin bütünüyle dizgesellikten yoksun olması gerekmez.

Örneğin: öğrencilerin sayısını saymak.

"Daha dizgesel" aynı alandaki bilgiye işaret eder.

Meteoroloji bilgisini hava durumu hakkındaki gündelik bilgiyle karşılaştırın, yahut psikoloji alanındaki bilgiyi insanlar hakkındaki gündelik bilgimizle kıyaslayın.

Cevap sadece bilimsel bilginin varolduğu alanlar için doğrudan geçerli değildir.

Örneğin:gen anlatım prosesü (transkripsiyon, tercüme, vb.).

İlkin, ilgili alanda varolan karşılık gelen gündelik bilgiye erişene kadar geri gitmek. Örneğin, Mendel'in yasaları, besicilerin ve çiftçilerin bilgisi.

Bu arada, bilimsel bilgi diğer bilgi biçimlerinden daha dizgeseldir.

İkincisi, günümüzün bilimsel bilgisine gelinceye değin bilimsel bilginin gelişimini izle; onun dizgeselliğindeki artışı.

Cevap, öncelikle normatif değil betimleyicidir.

Dizgselcilik kuramı temel tezinin bilimin dokuz farklı veçhesine (ya da boyutuna) uygulandığını iddia eder.

Betimlemeler
Açıklamalar
Tahminler
Bilgi iddialarının savunusu
Eleştirel söylem
Epistemik bağlantılılık
Tamamlanmışlık ideali
Bilgi üretimi
Bilginin yapısı ve temsili

Bu temel tezin tam bir gerekçelendirilmesi, tüm bilimlerin gündelik bilgiden dokuz boyut bakımından daha dizgesel olduğunu gösterecektir.

Bu imkansızdır.

Bu dokuz boyut bakımından daha yüksek derecede dizgesellik iddia etmek için, örnekler kullanacağım.

(Tüm örnekleri hatırlamanıza gerek yok!)

5.2.Dizgeselliğin dokuz boyutu

Bilimin gündelik bilgiden daha dizesel olduğu dokuz boyutun tamamı bakımından gösterilmelidir.

Betimlemeler

(Klasik) formal bilimler: araştırma alanının aksiyomatik betimlemesi.
Sınıflandırma: matematiksel nesneler, biyolojik türler, mineraller, kimyasal elementler, bileşenler, lisanlar, devlet biçimleri, edebi türler vb.
Betimleyici ifadelerin nicelleştirilmesi; daha yüksek kesinlik, daha çok düzen.
Empirik genellemeler: (yeterli tasnifleri önceden varsayan) fenomenolojik yasalar.
Tarihsel betimlemeler: gündelik anlatılarla aynı yapıda ama çeşitli boyutlar bakımından daha disiplinli.

Açıklamalar

Empirik genellemelerle açıklamalar
Bilimler: (nedensel ) teorilere başvurarak açıklamalar: birleştirme(unifying).
Sosyal bilimler: niyetlere ve inançlara başvurarak eylemlerin açıklamaları; gündelik yaşamla aynı yapıda ama daha dizgesel.
Tarihsel disiplinler: gündelik yaşamdakilerle aynı yapıda ama daha dizgesel anlatısal açıklamalar.
Modellerle açıklamalar.
Bir dizgenin parçalarına ve onların etkileşimlerini yöneten yasalara başvurarak indirgemeci açıklamalar.

Tahminler

Determinist ya da olasılıkcı empirik genellemelere ya da teorilere doğrudan başvurma: astronomi, nükler fizik vb.
Modellere, simülasyonlara, zaman serilerine, istatistiğe başvurma: ekonomi, meteroloji, malzeme bilimi vb.

Bu türden tahminler gündelik tahminlerden daha düzenli, daha açık ve daha iyi bir biçimde denetlenir.

4. Bilgi İddialarının Savunusu

Bilgi iddialarının yanılma payını hesaplarken: hata eleme yönünde dizgesel çabalar.

Formal bilimler: kanıt
İnformal bilimler: empirik veri; güçlü bir biçimde spesifik prosedürler alanı (deney, kaynakların eleştirisi vb.). İlkece spekülatif ve bu nedenle özellikle riskli olan kuramların test edilmesi bakımından bilhassa önemli.
Tarihsel disiplinler: kaynaklar bakımından dizgesel prosedürler.
Daha ciddi test prosedürlerine izin veren niceliksel ifadeler.

Eleştirel Söylem

Biliminsanlarının hata yapmaları ya da farklı nedenlerden ötürü yanılgıya düşebilmelerinden ötürü eleştirel söylem zorunludur.
Bilimde dizgesel bir biçimde eleştirel söylem tesis eden birçok sosyal kurum vardır.

Yayınlar için "bilimsel değerlendirme" dizgesi.

Dergilerde tartışma bölümleri.
Eleştiri makaleleri
Kitap eleştirileri
Daima akabinde tartışmaya gidilen konuşmalar.
Konferanslar
"Büyük bilim" içinde sosyal organizasyon.

Epistemik Bağlantılılık

"Epistemik bağlantılık" nosyonu soyut bir düzlemde çok kesin kılınamaz.

Soyut bir biçimde, mantıksal bağımlılık, doğrulama, genelleme ya da alıntı gibi mantıksal ve epistemik ilişkilerin tümünü ifade eder.

Hangi ilişkilerin kastedildiği bağlama bağlıdır.
Örneklendirmek gerekirse amaç ,

uygulamalı araştırmadan ürün geliştirmeyi, örneğin otomobil motorları ya da çukulata
çağdaş tarihten politik gazeteciliği ayırt etmektir.

Bilimsel alan "uygulamalı" alandan daha yüksek derecede bir epistemik bağlantılılığa sahiptir.

Tamamlanmışlık İdeali

Bilginin sağlam ve istikrarlı artışı: bilim ve diğer bilgi türleri arasındaki ilksel farklılıklardan biri.

Bu olgunun ardındaki motivasyon: söz konusu alan bakımından tamamlanmışlık ideali.

Örnekler: Aksiyomatik dizgelerin tamamlanmışlığı; elemenlerin periodik dizgesi; fizikteki temel etkileşimler; biyolojik türlerin tasnifi; tarihsel süreçleri dönemlere ayırma; eleştirel tam edisyonlar.
Ama aynı zamanda bu idealin gerçekleştirilmesi rasgele değil dizgesel bir biçimde izlenir.

Bilgi Üretimi

Yeni ya da geliştirilmiş veri için dizgesel araştırma (arşivler, ölçmeler, gözlemler vb.)
Varolan bilgi temelinde bilgi boşluklarının dizgesel olarak kapatılması: oto-katolizör (ya da tamamlayıcı) bir proses olarak bilim.
Bilginin diğer alanlarından, özellikle teknolojiden (bilgisayarlardan!) faydalanma
Şanstan dizgesel oalrak faydalanma: kaba güç yaklaşımları, keşif türünden deney yapma, hipotezlerin test edilmesi sırasında yaşanan şanslı keşifler.

9. Bilginin yapısı ve temsili

Formal bilimler: aksiyomatik temsil.
İnformal bilimler: genel ve özel, hipotetik ve güvenli, empirik ve teorik, mantıksal olarak bağımlı ve bağımsız ayrımı.
Temsilin özel formları:terimlendirmeler, grafikler, haritalar, tablolar, kataloglar, vb.

Dizgesel temsil, bilginin alımlanmasının etkerliğini arttırır ve yanlışın elenmesini ve bilgi boşluğunun teşhisini destekler (dizgeselliğin farklı veçheleri arasında pozitif geri bildirim).

Kaynak: P. Hoyningen-Huene: Systematicity: The Nature of Science. Philosophia, Philosophical Quarterly of Israel 36:167-180 (2008).

Yüklə 108,5 Kb.

Dostları ilə paylaş: