11 psk0502 bir olgu indd



Yüklə 90,04 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix26.11.2017
ölçüsü90,04 Kb.
#12565


133

1

Araş Gör., 7. Psikiyatri Birimi., 



2

Doç., Adli Psikiyatri Birimi, Bakırköy Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve 

Araştırma Hastanesi, İstanbul.

ÖZET

Bazı insanlar sevişme ve cinsel ilişkiden oluşan olağan cinsel 

davranıştan doyum sağlayamazlar, sıra dışı cinsel davranış 

ve nesne seçimini tercih ederler. Bu tür eylemler psikiyatrik 

terminolojide  parafilik  eylemler  olarak  tanımlanır.  Bir  para-

fili türü olan fetişizm, kişinin cansız nesnelere, belirli vücut 

bölümlerine  güçlü  ve  tekrarlayıcı  cinsel  çekim  duymasıdır. 

Çoğu fetişist diğer insanlara zarar vermek istemez ama bu 

davranışlarla karşılaşan ve tedirgin  olan diğer insanlar işin 

içine karıştığında sorunlar yaşanabilir.

Etiolojide, genellikle altta yatan ve kökenleri çocukluğa kadar 

uzanan bazı kişilik bozuklukları olduğu düşünülür. Genellikle 

davranışlarını değiştirme isteği içinde değillerdir ve bir tera-

piste  başvurmayı  düşünmezler.  Psikolojik  konular,  parafili 

tipinin ve cinsel davranışın altında yatan anlamın belirlenme-

sinde önemlidir. Bu nedenle, psikodinamik yaklaşımlar (obje 

ilişkileri, kendilik psikolojisi ve dürtü teorisi) parafilik eylemin 

anlamına ışık tutabilir. 

Bu yazıda 22 yaşında, erkek, bebek bezi fetişizm olgusu su-

nulmaktadır.  Aile  dinamikleri  açısından  oğlundan  psikolojik 

olarak uzak  bir  anne  göze  çarpmaktadır.  Fetiş  nesnesi ço-

cuklukta fark edilip (4 yaş civarı) ergenlikte de cinsel olarak 

uyarıcı hale gelmektedir. Benzer şekilde Bay B’nin bu davra-

nışa 6 yaşında başladığı, sonra durdurabildiği ve 12 yaşında 

bu davranışının cinsel olarak uyarıcı hale geldiği dikkat çek-

mektedir. Bu olgu sunumu bağlamında bebek bezi  fetişizm 

olgusu hastalık öyküsü ve özgeçmiş bilgisi çerçevesinde ele 

alınmakta, adli ve dinamik açıdan tartışılmaktadır.



Anahtar Sözcükler: Fetişizm, bebek bezi, parafili, adli psi-

kiyatri


SUMMARY: A Case of Diaper Fetishism

Some people cannot obtain satisfaction from ordinary sexual 

relationships; instead they prefer alternative  methods. They 

are  referred  to  in  psychiatric  terminology  as  paraphiliacs. 

Fetishism is a type of paraphilia in which a person is sexually 

attracted to objects and some body parts. Most fetishists 

do not intend to cause harm to other people, but may have 

problems when others become involved in the problem. 

Underlying personality disorders  extending through childhood 

are thought to be the source of the etiology. Perverted people 

do not wish to change their behavior pattern. They never seek 

treatment from a therapist. Psychological issues obviously 

play a crucial role in determining the choice of paraphilia and 

the underlying meaning of the sexual acts. Psychodynamic 

models  (object  relations  theory,  self  psychology,  drive 

theory) can shed light on the meaning of a perversion.

In this case report, a 22- year-old man with diaper fetishism 

is  presented.  When  family  dynamics  are  considered,  the 

mother  has  been  described  as  psychologically  distant 

from  her  son.  The  fetish  object  was  recognized  during 

childhood    at    around  the  age  of  four.  During  puberty, 

the  fetish  object  became  sexually  attractive.  Our  patient 

exhibited  his  first    perverted  behavior  when  he  was  six 

years old. Later, he could control this behavior. At the age 

of twelve, the perverted behavior became sexually arousing.  

This  paper  emphasizes  the  diaper  fetishism  case  through 

the  patient’s  past  psychiatric  and  medical  history.  Diaper 

fetishism is discussed in the light of forensic, cognitive and 

psychodynamic theories.

Key  Words:  Fetishism,  diaper,  paraphilia,  forensic 

psychiatry



Bir Olgu Nedeniyle Bebek Bezi Fetişizmi

Dr. Nihan OĞUZ





Dr. Niyazi UYGUR

2

Türk Psikiyatri Dergisi 2005; 16(2):133-138




134

GİRİŞ

Fetişizm, kişinin cansız nesnelere, belirli vü-

cut bölümlerine duyulan cinsel istek durumudur. 

(Juninger 1997). Bu durum ICD-10 cinsel seçim 

bozuklukları  altında,  DSM-IV  parafili  kategori-

sinde kodlanmıştır. ICD-10’a göre bozukluk, fe-

tiş nesnenin cinsel uyarıda ve yanıtta önemli hale 

gelmesidir  (Mason  1997).  Fetişizm  çoğunlukla 

erkeklerde  görülen  bir  bozukluktur.  Fetişizmi 

olanlar, sapkın istekleri günlük yaşamlarını etki-

leyinceye kadar tedavi arayışına girmezler.  Psiki-

yatrik bozukluklar içinde fetişizm oranı % 0.8’dir 

(Chalkley ve Powell 1983). Fetiş nesneler çoğun-

lukla iç giyim, sentetik giysiler, ayak, ayakkabı, ço-

rap ve benzeri giyim malzemeleridir. Fetişistlerin 

% 35.4’ünde bir fetiş nesne, % 45.8’inde üç veya 

daha fazla fetiş nesne saptanmıştır. Fetiş nesneler 

ve davranışlar seks forumunda incelenmiş; burada 

fetiş nesneler iç giyim (külotlu çorap, bebek bezi, 

sutyen, ipek çoraplar, ipek kombinezon), kauçuk 

emzik gibi eşyalar, vücut bölümleri, deri giysiler, 

kateter, ipek mendil, bebek karyolası gibi nesneler 

olarak  sıralanmış;  davranışlar  ise  giyme,  bakma, 

okşama,  istifleme,  uzanma,  rektuma  sokma,  sür-

tünme,  emme,  çalma,  altında  yatma,  oturma  ve 

içinde uyuma olarak belirtilmiştir (Juninger 1997). 

Fetişistler,  cinsel  olarak  uyarılmak  için  cansız 

nesneleri kullanırlar. Freud, fetişizmin kastrasyon 

anksiyetesinden  kaynaklandığını  öne  sürmüştür. 

Fetiş olarak seçilen nesneler kadın penisini simge-

ler. Böylelikle kastrasyon hem reddedilir hem de 

doğrulanır. Fetişizmin kökeninde yaşamın ilk bir-

kaç ayında oluşmuş travmatik yaşantıların olduğu 

düşünülmektedir. Bu nedenle, kendilik bütünlüğü-

nün bozulduğu, bütünlüğün cinsellik yoluyla  sağ-

landığı öne sürülmektedir (Gabbard 2000).

Bu yazıda, ender görülen, adli psikiyatri açısın-

dan da incelenmiş olan bebek bezi fetişizmi olgu 

sunumu yapılmaktadır. 

Olgu

Bay B hastanemize ilgili Cumhuriyet Başsav-

cılığı  tarafından  sevk  edildi.  22  yaşında,  bekar, 

İskenderun doğumlu, ilkokul mezunu, çalışmıyor, 

ailesiyle yaşıyordu. Bebek bezi hırsızlığına girişim 

nedeniyle adli psikiyatri biriminde yatırılarak in-

celenen Bay B bebek bezi çalmak için girdiği evin 

balkonunda,  yorulduğu  için  elinde  bebek  bezleri 

ile uykuya dalmış olarak ev sahibi tarafından ya-

kalanmış ve psikolojik sorunları olduğu için bebek 

bezlerini çaldığını ifade etmesi üzerine ilgili mah-

keme tarafından psikiyatrik yönden incelenmesine 

karar verilmiştir. 

Özgeçmiş:  1981  yılında  on  bir  kardeşin  ye-

dincisi olarak doğmuş, doğumu normal olmuş, bir 

yaşına kadar anne sütü ile beslenmiş. Geçmiş kişi-

sel öyküsünden motor-mental gelişiminin normal 

olduğu, bir yaşından sonra bakımı ile ablasının il-

gilendiği,  annesinin  kendisinden  birer  yaş  küçük 

kardeşleriyle ilgilendiği, altı yaşına kadar sadece 

erkek olan yaşıtlarıyla oynadığı öğrenilmiştir. Altı 

yaşında  arkadaşlarıyla  oyun  oynuyorken  çatıdan 

düşmüş.  Ailesi  tarafından  hastaneye  kaldırılan 

Bay B’de düşme sonrası yaralanma ve bilinç kay-

bı olmamış. Ancak bu olaydan sonra komşularına 

ait kullanılmış bebek bezi (kumaş veya naylon ve 

her renk olabilir) bağlama davranışı başlamış. Bay 

B’nin bu bezleri iki-üç saat kendi bedeniyle ten te-

ması olacak şekilde anne ve babanın yatak odasın-

da  bağladıktan  sonra  yatağın  altında  biriktirdiği, 

kimsenin atmasına izin vermediği, iki-üç ay sonra 

bu  davranışını  terk  ettiği  öğrenildi. Yedi  yaşında 

ilkokula başlamış, okulda sıklıkla kız çocuklarıyla 

sorun yaşarmış, kardeşlerine kötü davrandığı için 

babasından sıklıkla dayak yermiş. On iki yaşında 

kendi  tanımıyla  “kırmızı  elbiseli  turist  bayanı” 

gördüğünde  kendiliğinden  penis  sertleşmesi  ve 

meni boşalımı yaşamış. Bu olay tekrar komşula-

ra ait kullanılmış bebek bezi bağlama davranışını 

tetiklemiş.  Kendi  altını  bağlama  yoluyla  mastür-

basyon yapmaksızın iki kez orgazm olduğunu ve 

beraberinde “kırmızı elbiseli turist bayanı” hayal 

ettiğini,  her  gün  sürdürdüğü  bu  davranışını  3-4 

ay sonra kendi iradesi ile engelleyebildiğini ifade 

etmiştir.  Daha  sonra  on  yedi  yaşında  bu  davra-

nışı  tekrarlayıp  4-5  ay  sürdürdükten  sonra  kendi 

iradesi ile engelleyebilmiş. Bu davranışını asker-

lik  sırasında  da  engelleyebilmiş, askerlik dönüşü 

tekrar  bebek  bezi  çalma  ve  bağlama  davranışına 

başlamış, ancak hırsızlık nedeniyle tutuklanmış ve 

bir ay cezaevinde kalmış. Bu davranışı nedeniyle 

başvurduğu  özel  doktor  tarafından  kendisine  pi-

mozid 4 mg/gün başlanmışsa da bu uygulamadan 

bir yarar görmediğini bildirmiştir. Bay B bu ilgi-

sinden kurtulamadığı için iki kez öz-kıyım girişi-

minde bulunduğunu belirtmiştir. Ayrıca, on iki ya-

şından itibaren sinirlendiği ya da  istekleri yerine 

getirilmediğinde bayılmalarının yaklaşık ayda bir 

kez olduğu, bayılma anında tam bilinç yitimi ol-

madığı, askerlik yaptığı sırada bayılma şikayetleri 

nedeniyle  anksiyete  bozukluğu  tanısını  aldığı  ve 

EEG’sinde “beta disritminin” (anksiyete bozuklu-

ğu ile uyumlu) olduğu öğrenildi. 




135

Sünnet yaşı ailesinden ve kendisinden öğreni-

lemedi. Sünnetle ilgili bir anısının olmadığını ve 

hiç cinsel ilişki deneyiminin olmadığını bildirdi.

Fizik ve nörolojik muayenesinde patolojik bul-

gu saptanmadı.

Psikiyatrik  muayenesinde  yaşında  gösterdiği, 

orta boylu, esmer tenli, öz bakımının yeterli oldu-

ğu, yöneliminin tam, psikomotor etkinliğinin do-

ğal olduğu saptandı. Hastanede bulunma ve ince-

lenme nedenini tam olarak değerlendirebiliyordu, 

sözlü iletişim ve göz teması kuruyordu. Konuşma-

sı amaca uygundu, duygulanımı ötimik, duygudu-

rumunu kendisi “iyiyim” şeklinde ifade etmektey-

di. Bilişsel işlevleri yeterli, çağrışımları düzgündü, 

varsanı ve sanrı tanımlamadı. Test yargılaması ve 

soyutlaması  yeterli  idi.  İç  görüsü  vardı.  Cinsel 

dürtülerinin toplum içinde uyumsuzluklara sebep 

olduğunu kabul ediyordu. Madde yoksunluk veya 

entoksikasyon bulgusu saptanmadı. Servis içinde 

uyumluydu. EEG’leri (uyku deprivasyonlu dahil) 

ve kafa manyetik rezonans görüntülemesi normal 

bulundu.

Psikometrik incelemesinde, Weschler Yetişkin 

Zeka Testinde (WAIS) sözel IQ: 89 “donuk nor-

mal”  olarak  belirlendi.  Rorschach  protokolüne 

göre kartları reddetme  eğilimi gösterdiği, üretime 

dönük  bir  çaba  içerisinde  olmadığı,  katı  bir  dü-

şünce tarzına sahip olduğu, genellemelere sığınıp 

ayrıntılara girmediği, toplumsal düşünceye katılı-

mının yeterli olduğu, ancak uyum yeteneğinin iyi 

olmadığı, çocuksu bir yapı taşıdığı, gerçeği değer-

lendirme yetisinin korunduğu, anksiyetesinin be-

lirgin olduğu tespit edilmiştir.

Minnesota  Çok  Yönlü  Kişilik  Envanteri 

(MMPI): Hastanın test yönergesini kavrayamadı-

ğı ve bu nedenle  tam olarak değerlendirilemediği 

belirtilmiştir.

DSM-IV Eksen I Bozuklukları için Yapılandı-

rılmış Klinik Görüşme Klinik Versiyon (SCID-I): 

Hafif derecede depresif olduğu, SCID-II’de obse-

sif-kompulsif, pasif-agresif, paranoid, şizoid, nar-

sisistik,  sınır,  şizotipal  kişilik  özellikleri  olduğu 

tespit edilmiştir. Hamilton Depresyon Ölçek puanı 

8 (hafif dereceli depresyon ile uyumlu), Hamilton 

Anksiyete Ölçek puanı 0 olarak saptandı. 

Klinik izlemde alkol ve madde kullanmadığını 

bildirmesine  karşılık  idrar  incelemesinde    tetra-

hidrokannabinol (THC-50) pozitif bulundu. Ertesi 

hafta yapılan idrar incelemesinde THC-50 negatif 

ancak kan testinde etil alkol pozitif bulundu. 

Bay B’nin stresli ortamlarda ortaya çıkan ba-

yılmalarına yönelik yapılan nöroloji konsültasyo-

nunda epileptik bir durumun düşünülmediği, tüm 

EEG’lerinin  normal  olduğu,  bayılmalarının  kon-

versiyon  bozukluğuna  bağlı  olarak  değerlendiril-

diği,  bebek  bezi  bağlama  davranışının  ise  bebek 

bezi fetişizmi (parafili) olduğu düşünülmüştür.  

Bay B’nin adli psikiyatrik değerlendirilmesin- 

de  bilinç  bozukluğu  olmadığı,  fetişizminin  do-

yuma  yönelik  olduğu,  davranışını  seçme  yetisini 

etkilediği  ve  bu  davranışını  iradesinin  denetimi 

altına  alma  çabalarının  yetersiz  kaldığı  göz  önü-

ne alınarak TCK.47 maddesinden azami derecede 

faydalanabileceği belirtilmiştir.      

TARTIŞMA

Sapkın  fanteziler,  erişkin  cinsel  davranışında 

görülebilir, ancak  zorlantı olarak yaşanmadığın-

dan  sorun  olarak  algılanmazlar  (Gabbard  2000). 

Parafili, erotik olarak uyarılma durumunu başlat-

mak, sürdürmek, orgazma ulaşmak için obsesif şe-

kilde garip bir uyarana bağlı olduğundan sapıklık 

olarak kabul edilir. Otuz farklı parafili tipi tanım-

lanmıştır  (Money  1984).  Fetişizm,  seksüel  çeşit-

lilik sınıflandırılmasında, cinsel olarak uyarılmak 

için eşe ihtiyaç duymayan parafili grubunda sınıf-

landırılmaktadır. Cinsel uyarı için genellikle kadın 

iç-çamaşırı, kadın ayakkabısı ve kadın vücudunun  

cinsel  olmayan  bölümleri  kullanılır.  Fetişizmde 

normal bir ilişkiden elde edilen doyuma fetiş nes-

nesi  ile  ulaşılır  (Brandon  1980,  Gabbard  2000). 

Çoğunlukla erkeklerde rastlanır. Kadınlarda cinsel 

tercihler erkeklerden daha kısıtlıdır. Bu durum fe-

tişizm için de geçerli olduğundan kadın fetişistlere 

seyrek rastlanır (Mason 1997).

Fetiş parafililerden bebek bezi fetişizmi (auto-

nepiophilia)  erken yaşta gelişir (Money 1984). 

Chalkey  ve  Powell’ın  1983’teki  çalışmasında 

olguların % 43.8’inin fetiş kıyafeti giydikleri, % 

22.9’unun fetiş kıyafetini başkasının üzerinde gör-

mekten hoşlandıkları, % 12.5’inin kauçuk nesne-

yi rektuma soktuğu, % 21’inin okşadığı, emdiği, 

yaktığı belirtilmiştir (Juninger 1997, Money 1984, 

Brandon 1980).

Bay B’nin bu bezleri 2-3 saat kendi bedeniyle 

ten teması olacak şekilde anne ve babanın yatak 

odasında bağladığı dikkat çekmektedir. 




136

Fetiş  nesnenin  çalınması  sık  görülen  bir  dav-

ranıştır. Fetişistlerin % 25’i fetiş nesneyi çalarlar. 

Genellikle de iç giyim eşyaları, ayakkabılar çalı-

nır. Nadiren de fetişist, fetiş nesneyi giyen insanı 

izler ve gözetler veya fetiş beden bölgeleri ile te-

mas kurmak için saldırabilir. Fetiş nesneye yönelik 

zorlantı benzeri dürtü, bozukluğun özelliğidir. Bu 

yönüyle obsesif kompulsif bozukluğa benzer (Ma-

son 1997) . 

Fetişizmde  yasal  sorunlar  çoğunlukla  hırsız-

lık  nedeniyle  olmaktadır  (Juninger  1997,  Mason 

1997). Bay B’nin de bebek bezlerini çalarak elde 

ettiği, evde kendi kardeşlerine ait bebek bezleri de 

bulunmasına rağmen komşulara ait bezleri çaldığı 

dikkat çekmektedir.

Fetişistlerde fetiş olan nesneye tek başına sahip 

olma itilimi çok belirgindir. Bu kişilerden bazıla-

rı koleksiyoncu olarak bilinirler (Fenichel 1945). 

Bay  B’nin  de  bebek  bezlerini  benzer  şekilde  bi-

riktirmesi  ve  kimsenin  atmasına  izin  vermemesi 

fetişistlerde  görülen  koleksiyonculuk  özelliği  ile 

uyumlu görünmektedir.

Fetiş,  kendi  değeri  önemsiz  bir  nesne  olabi-

lir, fakat fetişistin aşırı değerlendirmesiyle büyük 

önem kazanır. Koku, çoğu kez bu değerlendirme-

de  belirleyici  bir  etmendir  (Fenichel  1945).  Bay 

B’nin  tercih  ettiği  bebek  bezlerinin  kullanılmış 

olması kokunun önemini ve normalde kendi değe-

ri önemsiz olan kullanılmış bebek bezlerinin aşırı 

değerlendirildiğini göstermektedir.

Bay  B’nin  verdiği  bilgi  ve  test  sonuçlarının 

çelişmesi,  Rorschach  kartlarını  reddetme  eğilimi 

göstermesi, MMPI uygulamasında test yönergesi-

ni kavrayamadığını öne sürmesi ve kendisini hafif 

depresif sunması ile güvenilirliğini azalttığı görül-

mektedir. Nitekim böyle bir adli sorun yaşayanlar-

da genelde savunucu tutumun gözlendiği ve güve-

nilirlik sorununun yaşandığı dikkat çekmektedir. 

Genital  uyarı  ve  bebek  eşyaları  ile  erken  ço-

cukluk deneyimleri, bebek bezi ve emzik türünde 

eşyalar gibi fetiş nesnelerin oluşmasına yol açabil-

mektedir.  Fetişizmin,  klasik  koşullanma  sonucu 

öğrenilmiş bir davranış olduğu öne sürülmektedir. 

Çalışmalarda fetiş nesnenin çocuklukta fark edilip 

(4  yaş  civarı),  ergenlikte  de  cinsel  olarak  uyarı-

cı hale geldiği dikkat çekmektedir (Mason 1997, 

Wilson 1981). Bay B’de bebek bezi bağlama dav-

ranışının 6 yaşında başladığı ve 12 yaşında da cin-

sel olarak uyarıcı hale geldiği görülmüştür.

Freud, fetiş nesnenin seçiminin çocuklukta olan 

travmatik deneyimlerle ilgili olduğunu belirtmiştir 

(Fenichel  1945).  Başka  bir  ifade  ile  sapkınlıkta, 

çocukluk travmasının erişkin başarısına dönüştü-

rüldüğü belirtilmektedir. Hastaların, çocuklukta ol-

muş küçük düşürücü travmaların öcünü alma ama-

cıyla fanteziler kurdukları düşünülmektedir. Bu öç 

alma, sapkın davranış sırasında eşi küçük düşürme 

ve  ilişkiden  uzak  durma  şeklinde  olabilmektedir 

(Gabbard  2000).  Freud’a  göre  fetiş  nesne  penisi 

temsil eder, erkeği kastrasyon korkusundan korur 

ve penisi olmayan kadının inkarıdır. Fetişist, kadın 

genitalini reddeder ama gerçekte kadının penisinin 

olmadığını bilir. Dolayısıyla ego-bölünmesi geli-

şir. Fetiş nesne oluşumunda, anneden ayrılma ve 

prefallik fazda oluşan anksiyetenin önemli olduğu 

belirtilmektedir.  Fetişistlerin  düşük  öz  güven  ve 

yetersizlik duygusunu aşabilmek için cansız nes-

nelere yöneldikleri öne sürülmektedir. Fetiş davra-

nışın erken yaşta ebeveynin kötü tutumlarının yol 

açtığı travmaya yönelik oluştuğu belirtilmektedir. 

Fetiş  nesne  oluşumunda  1)  birey  çocukluğunda 

ona zarar vermiş olan kişiyi (nesneyi) cezalandırır, 

2) nesneyi insandan ayırır, 3) cansız nesneyi çalı-

nan insanla birleştirir, 4) fetişi bir zamanlar sevi-

len, ihtiyaç duyulan ve travmatize eden kişi yerine 

tercih eder (Mason 1997). 

Kastrasyon  anksiyetesi  penisi  olmayan  kadı-

nın keşfine yol açar. Fetiş nesnesi yer değiştirme 

mekanizması ile oluşur. Burada bölme, nesneyi in-

sandan ayırma, aşırı değerlendirme savunma me-

kanizmaları rol oynar. Başka bir ifade ile yetişkin 

cinselliği yerine  çocuk cinselliği tercih edilir. Bu, 

gelişimdeki bir duraklamaya ya da bir regresyona 

bağlı  olabilir. Ancak  çocuk  cinselliğinin  belirgin 

bölümleri bastırılmıştır. Çocuk cinselliği öğesinin 

hipertrofisi bu bastırmayı pekiştirmek için kulla-

nılmaktadır. Fetiş nesne çocukluktan gelen kendi 

değeri önemsiz bir nesne olabilir. Ancak fetişistin 

aşırı değerlendirmesiyle büyük bir önem kazanır. 

Kadın penisini temsil eden bir nesne, ancak kadın 

vücuduyla ilişkili olmadığı sürece cinsel heyecan 

uyandırır.  Başlangıçtaki  obje  bastırılır  ve  sadece 

onun bir bölümü olan fetiş, abartılmış bir şiddette 

bilinçli kalır (Mason 1997, Wilson 1981, Fenichel 

1945).


Bay  B’nin  bakımı,  1  yaşından  sonra  annenin 

hamileliği  nedeniyle  abla  tarafından  yapılmıştır. 

Bu  durum,  annenin  hamileliğinin  ayrılma-birey-

selleşme evresinde oluşabilen normal seperasyon 

anksiyetesini  daha  da  artırdığını;  onu  terk  eden 



137

(kötü) annenin cezalandırılıp yerine bebek bezinin 

geçtiğini düşündürmektedir. Böylelikle bebek bezi 

bir zamanlar sevilen, ihtiyaç duyulan anne yerini 

almaktadır. Pek çok fetişist, annelerinin içsel tem-

silinden  tam  olarak  ayrılıp  bireyleşememişlerdir. 

Bu  nedenle,  ayrı  bir  birey  olarak  içsel  ve  dışsal 

nesneler tarafından yok edilme tehlikesi hisseder-

ler. İçselleştirdikleri ezici anne figürü sapkın cin-

sel davranış olarak ortaya çıkabilir. Diğer yönden, 

sapkın  cinsel  davranış  yoluyla  içselleştirdikleri 

anne  üzerinde  kontrol  sağlıyor  olabilirler  (Gab-

bard 2000) . 

Fetişizm a) fetiş, kadın bedeninin bir parçasıdır, 

b) kadın kıyafetinin bir parçasıdır, c) fetiş özel bir 

materyaldir, d) hayvan fetişizmi olarak sınıflandı-

rılmıştır (Mason 1997) .

Fetiş nesnelerin rahmi ve vajinayı temsil eden 

kap veya oyuk eşyaların olduğu öne sürülmüştür. 

Bazı yazarlar da fetiş nesneleri, nesnenin maddesi 

(kauçuk, deri) ve şekli (ayakkabı, kemer) gibi iki 

ayrı gruba daha kategorize etmişlerdir. Fetiş nesne-

ler parlaklığı, yapısı, şekli, kokusuna göre incele-

miş ve algısal tercihe göre sınıflandırılmıştır. Ona 

göre bu özelliklerle anne veya önemli biri arasın-

da bağ olduğuna dikkat çekilmiştir. Nesne, arzula-

nan kişi ile özdeşleşmeyi temsil eder ve gelişimde 

kritik  bir  dönemi  belirtir.  Örneğin  ayakkabının, 

dişi pubik bölgesine benzediği öne sürülmektedir 

(Mason 1997). 

Bay B’nin de sadece bebek bezi tercih etmesi 

bu bezin kullanılmış olmasının önemli olduğu, do-

layısıyla bebek bezinin annesi ile arasındaki bağı 

temsil edebileceğini düşündürmektedir. Bebek be-

zinin  kendisinin  de  vajinayı  temsil  edebileceğini 

düşündürmektedir. Yine bebek bezi geçiş nesnesi 

olarak  düşünüldüğünde,  empatik  kendilik  nesne-

lerinin  yokluğunda  hatalı  içselleştirme  sürecinin 

sapkın  cinsel  etkinliğe  yol  açabileceği  düşünül-

mektedir. Böylelikle cinsellik, acı veren ve kendi-

likte travmatik hasara yol açan deneyimleri kontrol 

etmeyi sağlıyor olabilir (Gabbard 2000).  

Parafililerle  kişilik  bozukluğu,  psikiyatrik 

hastalıklar ve suç işleme, sıklıkla birlikte görülür 

(Wilson  1981).  Nörotik  organizasyondaki  hasta-

ların  parafilik  etkinliği  cinsel  üstünlük  sağlamak 

için, psikotik sınırda olan hastaların ise kendiliğin 

dağılmasını engellemek için kullandıkları düşünül-

mektedir  (Gabbard  2000).  Bay  B’de  fetişistlerde 

gözlenen  sınır  kişilik  organizasyonu  ile  şizotipal 

özellikler dikkat çekmektedir. Buradan Bay B’nin 

bebek  bezini  kendiliğin  dağılmasını  engellemek 

için  kullandığı  düşünülebilir.  Bebek  bezinin  bir 

geçiş nesnesi olduğu ve bu nesne yoluyla, annesi-

nin kendi bakımını bırakmasıyla oluşan travmatik 

deneyimi kontrol altına aldığı düşünülebilir. 

Sapkın erkeklerin çoğunluğunun cinsel olarak 

kısıtlayıcı  ailelerden  geldikleri  ve  bu  erkeklerin 

pornografiyi  çocukluklarında  görmedikleri  be-

lirtilmektedir (Wilson 1981). Bay B’nin ailesi de 

benzer  yapıdadır.  Kalabalık  ve  özensiz  ortamda 

olan  arka  arkaya  doğumlar  Bay  B’nin  uygunsuz 

ve  yaşına  uymayan  biçimde  uyarılmasına  sebep 

olmuş olabilir. Öte yandan, cinselliğin ayıp, günah 

olarak tanımlandığı aile ortamı da Bay B’ye  cin-

sellikle ilgili çelişkili mesajlar vermiş olabilir. Bü-

tün bu çelişkili mesajlar Bay B’de suçluluk duygu-

su uyandırmış olabilir.  

Ayırıcı  tanıda,  psikiyatrik  öykü  ve  muayene-

sinde  sanrılar,  varsanılar,  dezorganize  konuşma, 

dezorganize  davranış  olmadığından  psikotik  bo-

zukluklar; depresif, taşkın, kabarmış ya da öfkeli 

duygudurum  olmadığından  duygudurum  bozuk-

lukları  dışlandı.  Bay  B’nin  psikiyatrik  öyküsün-

de askerlik yaptığı sırada bayılma şikayetleri ne-

deniyle  anksiyete  bozukluğu  tanısı  konduğu  ve 

EEG’sinde  “beta  disritminin”  (anksiyete  bozuk-

luğu ile uyumlu) olduğu öğrenilmişse de serviste 

bulunduğu süre içerisinde hiçbir anksiyete, korku, 

kaçınma ya da artmış uyarılma belirtileri olmadığı 

ve çekilen tüm EEG’leri normal olduğundan ank-

siyete  bozuklukları  dışlandı.  Bütünleşmiş  bilinç, 

bellek, kimlik, çevrenin algılanmasında bozukluk 

olmadığından disosiyatif bozukluklar dışlandı. Li-

teratürde  fetişizm  ve  temporal  lob  epilepsisi  bir-

likteliği hakkında olgu sunumları dikkat çekmekle 

birlikte  Bay  B’nin  çekilen  tüm  EEG’lerinin  nor-

mal olduğu görülmüştür; ancak, bebek bezi bağla-

ma davranışının 6 yaşında çatıdan düştükten sonra 

başlaması şüpheli de olsa bir temporal lob patolo-

jisini düşündürmektedir. Ancak, Bay B’nin çatıdan 

düştükten sonra hastaneye götürüldüğü, herhangi 

bir  yaralanma  ve  bilinç  kaybının  olmadığı,  izle-

minde de herhangi bir sorun olmadığı belirtilmiş-

tir. Bu durum da bizi temporal lob patolojisinden 

uzaklaştırmaktadır.  Bay  B’nin  klinik  izleminde 

alkol ve madde kullanmadığını bildirmesine kar-

şılık  idrar  incelemesinde    tetrahidrokannabinol 

(THC-50) ve kan testinde etil alkol pozitif bulun-

du.  Bay  B’de  serviste  bulunduğu  süre  içerisinde  

entoksikasyon ve yoksunluk bulgusu gözlenmedi. 

Yine ailesinden 12 aylık bir dönem içinde klinik 




138

Fetişizm, klinik psikiyatride nadir görülen, daha 

çok da adli sorun yaşandığında karşılaştığımız bir 

durumdur.  Genellikle  fetişistler  bozukluklarına 

uyum  sağlarlar  ve  bu  davranışlarından  şikayetçi 

olmazlar.  Bireyin  cinsel  arzuları  aşırı  olduğunda 

ve toplumsal uyumunu bozduğunda yardım gere-

kebilir. 

açıdan belirgin bozulma ya da sıkıntıya yol açan 

uygunsuz bir alkol-madde kullanımının olmadığı 

öğrenildi. Her ne kadar laboratuvar bulguları pozi-

tif olsa da bu, tek başına alkol-madde kötüye kul-

lanımı ve bağımlılığı tanılarını koymak için yeterli 

değildir. Bu nedenle de alkol ve madde ile ilişkili 

bozukluklar dışlandı.

KAYNAKLAR

Brandon  S  (1980) The  range  of  sexual  variations.  Clin  Obstet 

Gynaecol, 7: 345-361.

Chalkley AJ, Powell GE (1983) The clinical description of forty-

eight cases of sexual fetishism. Br J Psychiatry, 142: 292-295.

Fenichel O (1945) Nevrozların Psikoanalitik Teorisi (Çev. Tuncer 

S). Ege Üniversitesi Matbaası, Bornova-İzmir, 1974.

Gabbard  GO  (2000)  Psychodynamic  Psychiatry  in  Clinical 

Practice,  3.  baskı,  Washington, American  Psychiatric  Press,  s.299-

307. 


Juninger J (1997) Fetishism: Assessment and Treatment. Sexual 

Deviance  Theory, Assessment,  and  Treatment,  1.  baskı,  D.Richard 

Laws, William O’Donohue (Ed), New York. Guilford Publications, 

s.92-110.

Mason  FL  (1997)  Fetishism:  Psychopathology  and  Theory. 

Sexual  Deviance  Theory,  Assessment,  and  Treatment,  1.  baskı, 

D.Richard  Laws,  William  O’Donohue  (Ed),  New  York.  Guilford 

Publications, s. 75-91.

Money J (1984) Paraphilias: Phenomenology and Classification. 

Am J Psychother, 38: 164-179. 



Wilson G D (1981) Sexual deviations. Br J Hosp Med, 8-15. 

Yüklə 90,04 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə