12 Ocak 1905’te İstanbul’da doğdu. 12 Ocak 1905’te İstanbul’da doğdu



Yüklə 445 b.
tarix01.11.2017
ölçüsü445 b.
#7742



12 Ocak 1905’te İstanbul’da doğdu.

  • 12 Ocak 1905’te İstanbul’da doğdu.

  • Babası deniz binbaşı Mehmet Nail Bey.

  • Atsız’ın bir kardeşi yine bir eğitimci ve yazar olan Ahmet Nejdet Sançar, diğer kardeşi ise Fatma Nezihe Çiftçioğlu’dur.



Atsız, ilk ve orta öğrenimini Kadıköy’deki Fransız ve Alman Mektebi’nde, Kadıköy ve İstanbul Sultanisi’nde yapmıştır.

  • Atsız, ilk ve orta öğrenimini Kadıköy’deki Fransız ve Alman Mektebi’nde, Kadıköy ve İstanbul Sultanisi’nde yapmıştır.

  • İstanbul Sultanisi'ni bitirdi.



  • 1930'da Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu.

  • 1931 yılında felsefe bölümünde okuyan Mehpare Hanım ile evlenmiş; fakat 1935’te ayrılmıştır.

  • Çıkardığı dergilerin çoğu, bir süre sonra mahkeme kararları ile kapatılmıştır.

  • 1931'da "Atsız Mecmua"yı yayınlamaya başladı.



Köycü bir yaklaşımdan Türkçü bir yaklaşıma yönelen bu dergideki bazı yazıları nedeniyle üniversiteden uzaklaştırıldı, öğretmenliğe başladı.

  • Köycü bir yaklaşımdan Türkçü bir yaklaşıma yönelen bu dergideki bazı yazıları nedeniyle üniversiteden uzaklaştırıldı, öğretmenliğe başladı.

  • 1933'ten 1952'ye kadar Malatya, Edirne ile İstanbul’daki okullarda edebiyat öğretmenliği ve kütüphanecilik yaptı.

  • 1933-1934 arasında "Orhun" dergisini çıkardı.



2'nci Dünya Savaşı sırasında güçlenen "Turancı" akım içinde önemli bir yeri oldu. Ekim 1943'te "Orhun"u yeniden çıkarmaya başladı.

  • 2'nci Dünya Savaşı sırasında güçlenen "Turancı" akım içinde önemli bir yeri oldu. Ekim 1943'te "Orhun"u yeniden çıkarmaya başladı.

  • Bu dergide solcu eylemlerle bu eylemlere katılanları iki kez Başbakan Şükrü Saraçoğlu'na şikayet eden mektup yayınladı.

  • .



1944'te "Irkçılık-Turancılık" davasından tutuklandı.

  • 1944'te "Irkçılık-Turancılık" davasından tutuklandı.

  • 1952'de Süleymaniye Kütüphanesi'nde görevlendirildi. Aynı yıl "Orhun"u tekrar çıkardı



1964-1975 arasında "Ötüken" dergisini yayınladı. .1964´den vefatına kadar Ötüken dergisini yayınladı

  • 1964-1975 arasında "Ötüken" dergisini yayınladı. .1964´den vefatına kadar Ötüken dergisini yayınladı

  • Ötüken'deki yazıları nedeniyle 1973'te bir kere daha cezaevine girdi.

  • 10 Aralık 1975’te kalp krizi geçirmiş, fakat doktor onun kalp hastası olduğunu anlayamamıştır. 11 Aralık 1975’te geçirdiği ikinci kalp krizi, Atsız’ı aramızdan alıp götürmüştür.



Fikir hareketini yürütmek, Allah´tan başka kimsenin önünde eğilmemeyi, Allah´tan başka kimseden korkmamayı, dünya ile ilgili arzu ve ihtiyaçlara tenezzül etmemeyi gerektirir ki, her zaman saygı ve hayranlıkla andığımız Atsız; baş eğmeyen, diz çökmeyen ve bütün baskılara rağmen susmayan, susturulamayan bir dava adamı olarak, arkasından silinmez izler bırakarak tarihe geçmiştir.

  • Fikir hareketini yürütmek, Allah´tan başka kimsenin önünde eğilmemeyi, Allah´tan başka kimseden korkmamayı, dünya ile ilgili arzu ve ihtiyaçlara tenezzül etmemeyi gerektirir ki, her zaman saygı ve hayranlıkla andığımız Atsız; baş eğmeyen, diz çökmeyen ve bütün baskılara rağmen susmayan, susturulamayan bir dava adamı olarak, arkasından silinmez izler bırakarak tarihe geçmiştir.



Usta kalem Atsız’ın, okuyanı kendi dünyasına çeken büyük bir yazarlığı ve şairliği, ne yazık ki birçok çevre tarafından görmezden gelinmiş ve o yalnızca bir “siyaset adamı” olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Oysa Atsız, hiçbir zaman siyasete girmemiş, yalnızca ömrünü adadığı Türkçülük sevdasını kalemiyle yüceltmeye çalışmıştır.

  • Usta kalem Atsız’ın, okuyanı kendi dünyasına çeken büyük bir yazarlığı ve şairliği, ne yazık ki birçok çevre tarafından görmezden gelinmiş ve o yalnızca bir “siyaset adamı” olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Oysa Atsız, hiçbir zaman siyasete girmemiş, yalnızca ömrünü adadığı Türkçülük sevdasını kalemiyle yüceltmeye çalışmıştır.



Atsız, henüz 25 yaşındayken “Türklere Ait Yer İsimleri” adlı bir makale hazırlamış ve hem yazarlığındaki güç hem de çalışkanlığı ile hocası Fuat Köprülü’nün dikkatini çekmiştir. Çok genç yaşta yazmaya başlayan ve Mahmut Kemal İnal’ın “atlıyı atından indirecek kişi” olarak tanımladığı Atsız, geçirdiği zorlu günlerde bugün milyonlarca kişinin tekrar tekrar okuduğu büyük eserler yazmıştır

  • Atsız, henüz 25 yaşındayken “Türklere Ait Yer İsimleri” adlı bir makale hazırlamış ve hem yazarlığındaki güç hem de çalışkanlığı ile hocası Fuat Köprülü’nün dikkatini çekmiştir. Çok genç yaşta yazmaya başlayan ve Mahmut Kemal İnal’ın “atlıyı atından indirecek kişi” olarak tanımladığı Atsız, geçirdiği zorlu günlerde bugün milyonlarca kişinin tekrar tekrar okuduğu büyük eserler yazmıştır



Atsız’ın belki de en büyük özelliği, yılmaz bir kişiliğe ve kararlı bir duruşa sahip olmasıdır. Yaşadığı kötü olaylar onu yıldırmanın tersine, onun mücadelesine güç kazandırmıştır. Atsız’ın, bilindik Türk-İslam birliği ülküsünden daha uzak, yalnızca Türk soylu olanları kapsayan bir birliği düşlediği ve bu yolda bir “Türk ırkçısı” olduğu doğrudur. Yalnız bu ırkçılık, Atsız’da bir “saplantı” olarak oluşmamış, onun yalnızca Türkler’e olan bağlılığının adı olmuştur.

  • Atsız’ın belki de en büyük özelliği, yılmaz bir kişiliğe ve kararlı bir duruşa sahip olmasıdır. Yaşadığı kötü olaylar onu yıldırmanın tersine, onun mücadelesine güç kazandırmıştır. Atsız’ın, bilindik Türk-İslam birliği ülküsünden daha uzak, yalnızca Türk soylu olanları kapsayan bir birliği düşlediği ve bu yolda bir “Türk ırkçısı” olduğu doğrudur. Yalnız bu ırkçılık, Atsız’da bir “saplantı” olarak oluşmamış, onun yalnızca Türkler’e olan bağlılığının adı olmuştur.



Roman ve şiiri herkes yazabilir; fakat yazdıklarıyla milyonlarca genci harekete geçirip, bir düşünce akımı yaratarak yaşadığı döneme damgasını vurmak güç iştir. İşte Atsız, bunu başarabilmiş bir şahsiyettir. Şiirlerinin çok azında aruz veznini kullanmış, geri kalanında hep milli ölçümüz olan hece ölçüsünü kullanmıştır. Ayrıca şiirleri yalnızca Türkçülüğü konu almamıştır. Sevgi ve ayrılık konulu şiirleri de vardır.

  • Roman ve şiiri herkes yazabilir; fakat yazdıklarıyla milyonlarca genci harekete geçirip, bir düşünce akımı yaratarak yaşadığı döneme damgasını vurmak güç iştir. İşte Atsız, bunu başarabilmiş bir şahsiyettir. Şiirlerinin çok azında aruz veznini kullanmış, geri kalanında hep milli ölçümüz olan hece ölçüsünü kullanmıştır. Ayrıca şiirleri yalnızca Türkçülüğü konu almamıştır. Sevgi ve ayrılık konulu şiirleri de vardır.



Romanları : Dalkavuklar Gecesi, İstanbul 1941. Bozkurtların Ölümü, İstanbul 1946. Bozkurtlar Diriliyor, İstanbul 1949. Deli Kurt, İstanbul 1958. Z Vitamini, İstanbul 1959. Ruh Adam, İstanbul 1972.

  • Romanları : Dalkavuklar Gecesi, İstanbul 1941. Bozkurtların Ölümü, İstanbul 1946. Bozkurtlar Diriliyor, İstanbul 1949. Deli Kurt, İstanbul 1958. Z Vitamini, İstanbul 1959. Ruh Adam, İstanbul 1972.



Öyküleri: 'Dönüş', Atsız Mecmua, sayı.2 (1931) , Orhun, sayı.10 (1943) 'Şehidlerin duası', Atsız Mecmua, sayı.3 (1931) , Orhun, sayı.12 (1943) 'Erkek kız', Atsız Mecmua, sayı.4 (1931) 'İki Onbaşı, Galiçiya...1917...', Atsız Mecmua, sayı.6 (1931) , Çınaraltı, sayı.67 (1942) , Ötüken, sayı.30 (1966) 'Her çağın masalı: Boz oğlanla Sarı yılan', Ötüken, sayı.28 (1966)

  • Öyküleri: 'Dönüş', Atsız Mecmua, sayı.2 (1931) , Orhun, sayı.10 (1943) 'Şehidlerin duası', Atsız Mecmua, sayı.3 (1931) , Orhun, sayı.12 (1943) 'Erkek kız', Atsız Mecmua, sayı.4 (1931) 'İki Onbaşı, Galiçiya...1917...', Atsız Mecmua, sayı.6 (1931) , Çınaraltı, sayı.67 (1942) , Ötüken, sayı.30 (1966) 'Her çağın masalı: Boz oğlanla Sarı yılan', Ötüken, sayı.28 (1966)



KİTAPLARI :

  • KİTAPLARI :

  • Yolların Sonu , Türk Ülküsü , Türk Edebiyat Tarihi , Türk Tarihinde Meseleler , Çanakkale’ye Karşı Yürüyüş , Türkçülüğe Karşı Haçlı Seferleri , İçimizdeki Şeytan , En Sinsi Tehlike , Hesap Böyle Verilir , Divan-ı Türk-i Basit, Gramer ve Lugatı , Şart Başına Cevap , 16. Asır Şairlerinden Edirneli Nazmi'nin Eseri ve Bu Eserin Türk Dili ve Kültürü Bakımından Ehemmiyeti…

  • Bunların dışında sayısız şiir ve makalesi vardır.



Yer bulmasin gönlünde ne ihtiras, ne haset. Sen bütün varlığına yurdumuzun malısın. Sen bir insan değilsin; ne kemiksin, ne de et; Tunçtan bir heykel gibi ebedi kalmalısın.

  • Yer bulmasin gönlünde ne ihtiras, ne haset. Sen bütün varlığına yurdumuzun malısın. Sen bir insan değilsin; ne kemiksin, ne de et; Tunçtan bir heykel gibi ebedi kalmalısın.

  • Iztırap çek, inleme... Ses çıkarmadan aşın. Bir damlacık aksa da, bir acizdir göz yaşın; Yarı yolda ölse de en yürekten yoldaşın Tek başına dileğe doğru at salmalısın.



Sonbahardı... Seninle geçiyorduk o yoldan; Topraklardan, havadan bir hüzün taşıyordu. Bize yaklaşıyordu. Gönlümüzde yepyeni bir duygu yaşıyordu. Rüzgarların değildi bu musiki, bu hüzün; Hatırladın değil mi? Kuşlar ağlaşıyordu... Havada bir serinlik... Tatlı bir hayal gibi... Toprak nasıl meçhuldü tıpkı istikbal gibi? O gün tabiat başka bir türlü yaşıyordu.

  • Sonbahardı... Seninle geçiyorduk o yoldan; Topraklardan, havadan bir hüzün taşıyordu. Bize yaklaşıyordu. Gönlümüzde yepyeni bir duygu yaşıyordu. Rüzgarların değildi bu musiki, bu hüzün; Hatırladın değil mi? Kuşlar ağlaşıyordu... Havada bir serinlik... Tatlı bir hayal gibi... Toprak nasıl meçhuldü tıpkı istikbal gibi? O gün tabiat başka bir türlü yaşıyordu.



Kalbin acı, gözlerin yaşla dolmuştu senin; Yapraklar gibi yere dökülüyordu senin; O nağme mesafeyi, zaman aşıyordu. O bir beste değildi:Kuşlar ağlaşıyordu. En hazin şey muhakkak öksüz kalan ocaktır. Bu ocak hüzünlerle dolup boşalacaktır. Eski bir sonbaharı, küçük kuşları anmak Belki veda etmektir sana birkaç satırla... Yine bir sonbaharda ordan yalnız geçersen Beraber geçtiğimiz serin günü hatırla!..

  • Kalbin acı, gözlerin yaşla dolmuştu senin; Yapraklar gibi yere dökülüyordu senin; O nağme mesafeyi, zaman aşıyordu. O bir beste değildi:Kuşlar ağlaşıyordu. En hazin şey muhakkak öksüz kalan ocaktır. Bu ocak hüzünlerle dolup boşalacaktır. Eski bir sonbaharı, küçük kuşları anmak Belki veda etmektir sana birkaç satırla... Yine bir sonbaharda ordan yalnız geçersen Beraber geçtiğimiz serin günü hatırla!..

  • HÜSEYİN NİHAL ATSIZ



Atsız, genç yaşta başladığı yazarlık yaşamı boyunca, birçok farklı takma ad kullanmıştır. Bunun nedeni, sürekli yazdığı yazılar yüzünden mahkemelik olması ve Atsız’ın kaleminden çıkan tüm yazılara sıkı muhalefet olan bir kitlenin oluşudur.

  • Atsız, genç yaşta başladığı yazarlık yaşamı boyunca, birçok farklı takma ad kullanmıştır. Bunun nedeni, sürekli yazdığı yazılar yüzünden mahkemelik olması ve Atsız’ın kaleminden çıkan tüm yazılara sıkı muhalefet olan bir kitlenin oluşudur.

  • . Bunun için Atsız Ata bazı yazıların kendine ait olduğunun bilinmemesi veya herkesin anlamaması için, belki de daha farklı bir amaçla bazı yazışmalarında aşağıdaki takma adları kullanmıştır.



Takma Adları

  • Takma Adları

  • Y. D. K. A. A. K. Kür Şad T. Bayındırlı Selim Pusat Sururi Ermete Bozkurt Atlı M. Emin



Ahlakın meydana gelmesinde en önemli sebep soydur. Bir toplumun ahlakı, soyunun karışması ile değişebilir.

  • Ahlakın meydana gelmesinde en önemli sebep soydur. Bir toplumun ahlakı, soyunun karışması ile değişebilir.

  • Ahlak, millet yapısının temelidir. O olmadan hiç bir şey olmaz.

  • Ben, yabancı kaynaklı hiçbir fikri benimsemeğe tenezzül etmeyecek kadar millî şuur ve gurura malik bir Türk’üm. Siyasi, içtimai mezhebim Türkçülük‘dür.



  • Bir millet bağımsızlığını, hürriyetini ve sınırlarını kaybedebilir, hatta yıllar boyunca başka bir milletin esareti altında yaşamak zorunda kalabilir ama bütün bu unsurlar o milletin yok olmasına etken olamaz. Ancak kendi dilini kaybetmiş bir millet yok olmaya mahkumdur.



Yağmur Oğlum;

  • Yağmur Oğlum;

  • Bugün tam bir buçuk yaşındasın. Vasiyetnameyi bitirdim kapatıyorum. Sana bir resmimi yadigâr olarak bırakıyorum. Öğütlerimi tut, iyi bir Türk ol!

  • Komünizm bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle. Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır. Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar tarihi düşmanlarımızdır.



Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizliler, Romenler yeni düşmanlarımızdır.

  • Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizliler, Romenler yeni düşmanlarımızdır.

  • Japonlar, Afganlılar ve Amerikalılar yarınki düşmanlarımızdır.

  • Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lazlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler içerideki düşmanlarımızdır.

  • Bu kadar çok düşmanla çarpışmak için iyi hazırlanmalı.

  • Tanrı yardımcın olsun.





Yüklə 445 b.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə