Aga mikolaj soprano konzertmeister irina nikotina
Yüklə 78,68 Kb. Pdf görüntüsü
|
- Bu səhifədəki naviqasiya:
- Program R. Wagner
- James Feddeck
- Aga Mikolaj
- Program Notları |Notes Richard WAGNER (1813-1883)
- Paul HINDEMITH (1895 - 1963)
| 29 Ekim October 2016 Cumartesi Saturday, 20.00 Bilkent Konser Salonu | Concert Hall BAYRAM
COŞKUSU THE SPIRIT OF FESTIVITY JAMES FEDDECK ŞEF | CONDUCTOR AGA MIKOLAJ SOPRANO KONZERTMEISTER IRINA NIKOTINA Zorunlu durumlarda program değişikliği yapılabilir. Programs may be subject to changes due to reasons beyond our control. Program R. Wagner Uçan Hollandalı Uvertürü | The Flying Dutchman Overture R. Wagner Wesendonck Lieder I. Der Engel (Melek) II. Stehe still (Sessiz Ol) III. Im Treibhaus (Sera) IV. Schmerzen (Acı) V. Träume (Rüyalar)
interval P. Hindemith Mathis der Maler: Symphony I. Engelkonzert (Meleğin Seslenişi) II. Grablegung (Mezara Giriş) III. Versuchung des heiligen Antonius (Aziz Antonius’un Günaha Sokulması) Değerli Dinleyicilerimiz, Gittikçe artan sayılarla yeni dinleyicilerimizin aramıza katılmasından mutluluk ve gurur duyuyoruz. İzleyicilerimizin beğenilerini içten alkışlarıyla sergilemeleri, bizler için paha biçilmez bir destek. Konserlerimizde ses ve görüntü kaydı yapılmaktadır. Seslendirilen eserlerin bazıları birkaç bölümden oluşmaktadır. Eserin tümü bittikten sonra alkışlamanız bizlere kolaylık sağlayacaktır. Aynı nedenle konser esnasında cep telefonlarınızı tamamen kapatmanızı ve flaşla fotoğraf çekmemenizi rica ederiz. Dear Listeners, We are happy and proud to perform to a growing audience. The applause we receive from the audience is an invaluable expression of appreciation. All our concerts are audio-visually recorded. Some of the works performed by the artists are composed of several parts. It would be highly convenient if the listeners hold their applause until the end of the work. For the same reason, we kindly ask our listeners to turn off their cell phones and not to take any photographs with flash during the concert. James Feddeck şef conductor “Müthiş bir buluş… Bu ayarda müzisyenler zor bulunur.” The Herald Hızla günümüzün en ilgi çekici ve dikkate değer şefleri arasına giren James Feddeck, Atlantik’in her iki yakasında orkestraları doğuştan gelen yeteneği ve olağanüstü müzisyenliğiyle etkisi altına alıyor. Kısa bir süre önce Hallé ile ilk konserine çıkan Feddeck için The Guardian, “tarzı ve çelik gibi sağlamlığıyla konseri kurtardı”ğını yazarak “izlenmesi gereken bir şef” olduğu yorumunu yaptı. Geçen sezonda James Feddeck, Chicago Senfoni Orkestrasıyla ilk konser serisini gerçekleştirdi.
kuşkusuz, yetenekli bir şef … müzikte kesin bir amacın sahnedeki örneği. Apaçık temposu ve ifade gücü yüksek hareketleri, biçemsel açıdan çok farklı üç partisyonu anlayarak içselleştirdiğini ve fikirlerini orkestra üyelerine güçlü, ama gösterişsiz bir şekilde geçirebildiğini ortaya koydu” yorumunda bulundu. Son birkaç sezonda Feddeck, Kuzey Amerika ve Avrupa’da, aralarında Detroit, Minnesota, Toronto Senfoni, City of Birmingham Senfoni, Royal Flemish Filarmoni, San Francisco Senfoni, Los Angeles Oda, Helsinki Filarmoni, Lyon Ulusal Orkestrası, Berlin Alman Senfoni Orkestrası ve Lozan Oda Orkestrasının bulunduğu önemli orkestralarla ilk performanslarını sergiledi. Sanatçı 2016-17 sezonunda ve sonrasında Royal Stockholm Filarmoni, Seattle Senfoni, Royal Liverpool Filarmoni, BBC Filarmoni, Bournemouth Senfoni, Yeni Zelanda Senfoni, Tazmanya Senfoni, Viyana Radyo Senfoni, Fransa Ulusal Orkestrası, Residentie Orkest ve Hallé, İskoç Ulusal Kraliyet Orkestrası, Rochester Filarmoni, RTÉ Ulusal Senfoni ve BBC Senfoni orkestralarıyla konserler verecek. 2013 yılında ünlü Solti Orkestra Şefliği Ödülüne değer görülen Feddeck, Cleveland’da yardımcı şef olarak çalıştı; burada konser serilerini yönetmenin yanı sıra, Don Giovanni’nin eksiksiz bir prodüksiyonunda ve Carmina Burana performanslarında Franz Welser-Möst’ün yerine sahneye çıktı, eleştirmenlerden övgü aldı. Sanatçı bundan önce Aspen Müzik Festivali ve Okulunda David Zinman ile çalıştı, 2008’de Aspen Şeflik Ödülüne layık görüldü. James Feddeck orkestra şefliğinin yanı sıra, başarılı bir org sanatçısı olarak Avrupa ve Kuzey Amerika’da resitaller veriyor. Oberlin Konservatuvarında obua, piyano, org ve orkestra şefliği okuyan Feddeck, 2010’da Oberlin’de Dikkate Değer Genç Mezun Ödülüne değer görülen ilk kişi oldu. “A tremendous find… Musicians of this calibre are like gold dust” The Herald. James Feddeck is rapidly becoming one of the most interesting and remarkable conductors of today, impressing orchestras with his innate talent and outstanding musicianship on both sides of the Atlantic. Of his recent debut with the Hallé, The Guardian noted that he stepped in “to salvage the concert with style and steel” and is “a conductor to watch”. Last season, Feddeck made his subscription series debut with Chicago Symphony Orchestra, “James Feddeck: a gifted conductor who's clearly going places … a model of firm musical purpose on the podium. His lucid beat and articulate gestures reflected an insightful understanding of the three stylistically disparate scores and a vigorous, but not ostentatious, manner of getting his ideas across to the players” noted the
Over the last few seasons Feddeck has made a number of significant North American and European debuts, including with the Detroit, Minnesota, Toronto Symphony, City of Birmingham Symphony, Royal Flemish Philharmonic, San Francisco Symphony, Los Angeles Chamber, Helsinki Philharmonic orchestras, as well as Orchestre national de Lyon, Deutsches Symphonie- Orchester Berlin and Orchestre de Chambre de Lausanne. Highlights for the 2016/17 season and beyond include debuts with the Royal Stockholm Philharmonic, Seattle Symphony, Royal Liverpool Philharmonic, BBC Philharmonic, Bournemouth Symphony, New Zealand Symphony and Tasmania Symphony orchestras, as well as with Radio- Symphonieorchester Wien and Orchestre National de France. Feddeck will also return to the Residentie Orkest and Hallé, Royal Scottish National, Rochester Philharmonic, RTÉ National Symphony and BBC Symphony orchestras. Winner of the prestigious Solti Conducting Award in 2013, Feddeck is a former Assistant in Cleveland, where he conducted subscription concerts and stepped in for Franz Welser-Möst in a fully-staged production of Don Giovanni and in performances of Carmina Burana – both to critical acclaim. Prior to that he studied with David Zinman at the Aspen Music Festival and School where he received the Aspen Conducting Prize in 2008. In addition to his conducting, James Feddeck is an accomplished organist and has performed recitals throughout Europe and North America. He studied oboe, piano, organ and conducting at the Oberlin Conservatory of Music and in 2010 was recognised by Oberlin as the first recipient of the Outstanding Young Alumni Award. Aga Mikolaj soprano
Geçmişte Münih’teki Bayerische Staatsoper’in bir üyesi olan Aga Mikolaj, Dame Elisabeth Schwarzkopf ile çalıştı ve Mozart’ın baş kadın karakterleriyle ünlü oldu. Şimdi Richard Strauss, Verdi ve Wagner’in başrollerini de içine alan geniş repertuvarı olan sanatçı, Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya’da opera alanında başarıdan başarıya koşuyor. Mikolaj uzun soluklu sanat hayatında, Opéra National de Paris ve Teatro alla Scala’da (Die Zauberflöte), Staatsoper unter den Linden, Semperoper Dresden’de (Don Giovanni), Glyndebourne Festivalinde (Cosí fan tutte) ve Opera de Monte Carlo’da (Falstaff) sahneye çıktı. Sanatçı, Bolşoy Tiyatrosunda Dmitri Tcherniakov’un Don Giovanni prodüksiyonunda Donna Anna, Essen’deki Aalto Theater’de Eva (Die Meistersinger) ve Bayerische Staatsoper’de Freia (Das Rheingold) rollerini seslendirdi. Gustavo Dudamel yönetimindeki Los Angeles Filarmoniyle Donna Elvira’yı canlandıran Mikolaj, Seiji Ozawa yönetimindeki Wiener Staatsoper ile Japonya turnesine çıktı. Aga Mikolaj, 2013’te Daniel Barenboim’in başarılı Ring Cycle’ı ile Teatro alla Scala’da, Berliner Staatsoper’de ve Londra’da BBC Proms kapsamında sahneye çıktı.
Tam bir konser sanatçısı olan Aga Mikolaj, Atlantik’in her iki yakasında Mahler, Beethoven, Schubert, Strauss, Verdi, Penderecki ve Szymanowski gibi bestecilerin yapıtlarını seslendirdi. Bu sezon, Markus Stenz yönetimindeki Royal Concertgebouw Orkestrasıyla Detlev Glanert’in Requiem’inin dünya prömiyerini yapacak olan sanatçı, Lahey’de James Feddeck yönetimindeki Residentie Orkest ile Vier letzte lieder’de sahne alacak. Mikolaj ayrıca James Conlon yönetimindeki Orchestra Sinfonica Nazionale ile Beethoven’in 9. Senfonisini, Gianluigi Gelmetti yönetimindeki Monte Carlo Filarmoni Orkestrasıyla Missa Solemnis’i ve Andris Poga yönetimindeki Lyon Ulusal Orkestrasıyla Wesendonck Lieder’i seslendirecek. Tokyo Yeni Ulusal Tiyatrosunda Figaro’nun Düğünü’nün Andreas Homoki prodüksiyonunda Constantin Trinks yönetiminde Contessa rolünü canlandıracak. A former member of Munich’s Bayerische Staatsoper, Aga Mikolaj studied with the late Dame Elisabeth Schwarzkopf and built her reputation on Mozart’s leading ladies. Having now amassed a wide and varied repertoire including principal roles by Richard Strauss, Verdi and Wagner, she has gone on to enjoy operatic success throughout Europe, the USA, and Japan. Highlights of an extensive career include debuts at Opéra National de Paris and Teatro alla Scala (
Staatsoper unter den Linden, Semperoper Dresden ( Don Giovanni), at Glyndebourne Festival (Cosí fan tutte) and at Opera de Monte Carlo ( Falstaff). Further notable appearances have included a role debut as Donna Anna (
at the Bolshoi Theatre, Eva ( Die Meistersinger) at the Aalto Theater in Essen and Freia ( Das Rheingold) at the Bayerische Staatsoper. She has also sung Donna Elvira with the Los Angeles Philharmonic under Gustavo Dudamel and on tour with the Wiener Staatsoper in Japan under Seiji Ozawa. In 2013, Aga Mikolaj appeared as part of Daniel Barenboim’s triumphant Ring Cycle at Teatro alla Scala, Berliner Staatsoper and as part of London’s BBC Proms. A consummate concert artist, Aga Mikolaj has performed on both sides of the Atlantic in works by composers such as Mahler, Beethoven, Schubert, Strauss, Verdi, Penderecki and Szymanowski. This season she returns to the Royal Concertgebouw Orchestra for the world premiere of
Detlev Glanert’s Requiem under Markus Stenz, and to The Hague with the Residentie Orkest for Vier letzte lieder conducted by James Feddeck. Elsewhere Mikolaj sings Beethoven’s Symphony No.9 with the Orchestra Sinfonica Nazionale della Rai under James Conlon, Missa Solemnis under Gianluigi Gelmetti with Orchestre Philharmonique de Monte-Carlo and
National de Lyon under Andris Poga. On stage, Aga Mikolaj returns to the New National Theatre Tokyo as Contessa in Andreas Homoki’s production of Le nozze di Figaro under Constantin Trinks. Program Notları |Notes Richard WAGNER (1813-1883) Uçan Hollandalı Uvertürü | The Flying Dutchman Overture Wagner, 1839’da Paris’e yerleşti. Burada geçirdiği üç yıl, başarısızlıklarla dolu olsa da, onun hem müzikal hem de politik görüşlerinin olgunlaştığı bir dönem olmuştur. Paris Büyük Operası (
üzerinde etkili olmuş; şehrin sosyalist, devrimci düşünceleri siyasi görüşlerini derinden etkilemiştir. Besteci bu dönemde Rienzi ve Uçan Hollandalı gibi iki önemli yapıt ortaya çıkarmış ve makaleler yazmıştır. Wagner,
Heine’nin 1833 tarihli Aus den Memoiren des Herren von Schnabelowopski isimli romanıyla tanışmış, librettosunu kendi hazırlamıştır. Rienzi ile birlikte aynı anda çalışarak iki operayı da 1840 yılında tamamlamıştır. Dresden Saray Tiyatrosu bu eserleri 1842 yılında sahnelemeyi kabul etmiştir. Rienzi 20 Ekim 1842’de, Uçan Hollandalı 2 Ocak 1843’de, bestecinin şefliğinde sahnelenmiş; iki eser de büyük başarı kazanmıştır. Bu başarı sayesinde besteci Dresden Sarayına şef olarak atanmıştır. Uçan Hollandalı operasında, Şeytan tarafından yedi yılda bir karaya çıkmasına izin verilen Hollandalı kaptan, bu lanetten ancak sadık bir eş bulursa kurtulabilecektir. Karaya çıkabildiği bir gün Norveçli kaptan Daland’ın kızı Senta’ya âşık olur, ancak bir süre sonra Senta’nın bir nişanlısı olduğunu, yani sadık bir eş olmadığını öğrenir. Hayalet gemisine binip yeniden denize açılırken Senta üzüntüsünden kendisini kayalıklardan aşağıya atarak intihar eder. Hollandalının gemisi de kayalıklara çarparak parçalanır. Uvertür yapıtın önemli temalarının sunulduğu bir özet gibidir. Bakır nefeslilerin ağırlıkta olduğu fırtınalı denizin vahşiliğini betimleyen Uçan Hollandalı temasının ardından, Senta’nın kederli sonunu simgeleyen hüzünlü bir tema duyulur. Eserin devamı bu iki temanın zıtlığı üzerine ilerler, bu iki farklı duygusal durum bir yandan birbirlerinin önüne geçerken, bir yandan da birbirlerini tetikler. Böylece müziğin gerilimi giderek tırmanır ve iki âşığın da yaşamını yitirdiği doruk noktasına ulaşır. Sonuçta Hollandalı cezasından kurtulmuş ve huzura kavuşmuştur. Wagner bu eserle kendisinin drama diye isimlendirdiği opera kuramının temellerini atmış ve
dramatik kurgunun etkin bir parçası olması gibi düşüncelerini uygulamanın adımlarını atmıştır. Wagner settled in Paris in 1839. Although the three years he spent in Paris were full of failures, this was the period when he matured his musical and political thoughts. While the Grand Opera in Paris influenced his stylistic tendencies, the socialist and revolutionary ideals of the city made a strong impact on his political opinions. Over this period the composer produced two major works, Rienzi and The Flying Dutchman, and wrote articles. Wagner had read about the story of The Flying Dutchman in Heinrich Heine’s 1833 novel Aus den Memorien des Herren von Schnabelewopski and wrote the libretto of the work himself. Working on The Flying Dutchman and Rienzi at the same time, he completed both operas in 1840. After the Court Theatre of Dresden accepted to stage these two works,
Rienzi was premiered on October 20, 1842 and The Flying Dutchman on January 2, 1843 under the baton of the composer. Both works were received favorably, and Wagner was appointed the conductor at the Dresden Court. In the Flying Dutchman Opera, the Dutch captain who was cursed by the Satan can only find salvation by finding a loyal wife. On a day when he disembarked, he fell in love with Senta, daughter of the Norwegian captain Daland. However, he soon found out that Senta was engaged, so she would not be a loyal wife. As he boarded his phantom ship and sailed into the sea, Senta jumped off the cliff and the Dutchman’s ship crashed into the rocks. The overture
is like a summary of the major themes in the work. The Flying Dutchman theme describing the stormy sea through predominantly brass winds is followed by a sorrowful theme symbolizing the sad end of Senta. The rest of the work is based on the contrast between these two themes; the two different moods sometimes foreshadow and at other times trigger one another. Consequently, the tension of the music escalates, until reaching a climax where both lovers die. In the end, the Dutchman is released from the curse and finds peace. In this work, Wagner laid the groundwork for the opera theory he dubbed drama and took the first step to applying his ideas such as the
part of the dramatic fiction. Wesendonck Lieder Wagner opera dışında yalnızca birkaç eser bestelemiştir. Orijinali piyano ve şan için yazılmış, beş şarkıdan oluşan
ünlü operası Tristan ve İsolde ile aynı dönemde –Wagner’in 1848-49 yıllarında katıldığı devrimci ayaklanmaların başarısız olmasının ardından Dresden Operasındaki şeflik görevini bırakmak zorunda kaldığı ve uzun süre büyük bir bölümü Zürih’te geçen sürgün hayatı yaşadığı dönem– yazılmıştır. Şarkılarda kullanılan şiirler Mathilde Wesendonck’a aittir. Mathilde çok zengin bir ipek tüccarı olan Otto Wesendonck’la 1848 yılında evlenmiş ve çift 1851 yılında Zürih’e taşınmıştır. Wagner’le Zürih’te tanışırlar, Otto Wesendonck bestecinin önemli bir maddi destekçisi olur. Wagner ve Mathilde bir aşk ilişkisi yaşarlar. Bu ilişki Tristan ve İsolde’nin ilham kaynağı olmuştur. Sırasıyla Melek, Sessiz Ol, Sera, Acı ve Rüyalar başlıklarına sahip şarkılar anılar ve rüyalara dair imgelerle bezenmiş felsefi ve duygusal dışavurumları konu edinir. Müzikler Tristan ve İsolde operası ile büyük benzerlik gösterir. Sera isimli şarkı, operanın üçüncü bölüm prelüdü ile neredeyse birebir aynıdır. Wagner produced only one or two works outside the opera genre.
for the piano and voice, is one of these rare works. It was written in the same period with the composer’s well- known opera Tristan and Isolde, when, after the failure of the revolutionary rebellions he took part in from 1848 to 49, Wagner had to leave his conductor position at the Dresden Opera and live in exile for a long time, a major part of which he spent in Zurich. The poems used in the songs are Mathilde Wesenonck’s. Mathilde married Otto Wesendonck, a very rich silk merchant, in 1848, and the couple moved to Zurich in 1851. After they met Wagner in Zurich, Otto Wesendonck became a generous patron to the composer. Wagner and Mathilde had an affair, which was the inspiration for
Angel, Be Still, In the Greenhouse, Sorrows and Dreams, respectively, are about philosophical and emotional expressions interspersed with images about memories and dreams. The music is very similar to that of
prelude of the third movement of the opera. Paul HINDEMITH (1895 - 1963) Mathis der Maler: Symphony Birinci Dünya Savaşının ardından Avrupa’da Alman Romantizmine karşı bir tepki oluşmuş, duygusallıktan arınmış nesnelliği elde etmeyi amaçlayan sanat akımları ön plana çıkmıştır. Paul Hindemith bu yaklaşımın en önemli temsilcilerindendir. Ancak 1933 yılında Nasyonal Sosyalistlerin iktidara gelmesinin ardından Hindemith’in yaşantısı değişir. Kendisi ve sanatı üzerindeki baskılar artar. Bu dönemde bir opera yazmak üzere konu arayışına girişir. 16. yüzyılın başında büyük Alman köylü ayaklanması sırasında yaşamış ve çeşitli baskılar altında sanatını sürdürmek zorunda kalmış ressam Matthias Grünewald’ın yaşantısını kendine yakın bulur ve Mathis der Maler isimli yapıt üzerinde çalışmaya başlar. Operanın librettosunu da kendisi yazar. Operanın bir ön sergilemesi olarak düşünülmüş olan Senfoni’nin 12 Mart 1934’te Berlin’de gerçekleştirilen ilk seslendirmesinin ardından yandaş basında kendisine yönelik ağır eleştiriler yer alır. Propaganda bakanı Goebbels’in hakarete varan ifadelerinin üzerine Hindemith Berlin Müzik Akademisindeki görevinden ayrılır. Tam da bu sırada Ankara’dan gelen teklifi kabul ederek genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk devlet konservatuarının müzik bölümünü yapılandırır, Nazilerden kaçan Yahudi müzisyenlerin Türkiye’ye yerleşmesine yardım eder. Senfonide, Hindemith’in müziğin sosyal fonksiyonu olması gerektiğine dair inancına uygun olarak, halk şarkıları ve korallerden alıntılar sıklıkla kullanılmış, teori konusundaki çalışmalarına paralel bir armoni ve kontrpuan anlayışına yer verilmiştir.
Following the World War I, the reaction against the German Romanticism in Europe led to the birth of artistic movements that were relieved of sentimentality and aimed to attain objectivity. Paul Hindemith is one of the leading representatives of this approach. However, after the national socialists came to power in 1933, the composer’s life changed, as the pressure on him and his art mounted. In this period, Hindemith started to search for a subject to write an opera on. Impressed by the life of Matthias Grünewald, a painter who lived in the period of the German peasant revolt at the beginning of the 16 th
Hindemith started working on the work titled Mathis der Maler. He wrote the libretto himself. The Symphony conceived as a preview of the opera was premiered on March 12, 1934 in Berlin and met with severe criticism from the partisan press. Almost insulted by the Propaganda Minister Goebbels, Hindemith left his position at the Berlin Academy of Music. It was exactly in this period that he accepted the offer he received from Ankara, and took part in the establishment of the music department at the first State Conservatory of the young Republic of Turkey. He also helped Jewish musicians fleeing the Nazis settle in Turkey. In line with Hindemith’s conception that the music should serve a social function, the Symphony included quotations from folk songs and chorales and adopted an understanding of harmony and counterpoint parallel to the one found in the composer’s theoretical studies.
Bilkent Üniversitesi kültür ve sanat faaliyetidir. Cultural and artistic activity of Bilkent University.
I. Keman | 1 st Violin Irina Nikotina, konzertmeister Suzanna Bezhani Bahar Kutay Refik Zamanalioğlu Adilhoca Aziz Süreyya Defne Eda Delikçi Davut Aliyev Elena Postnova Arif Möhsünoğlu Hüseynali Hüseynaliyev Yeşim Güner * II. Keman | 2 nd Violin
Feruza Abdullayeva, grup şefi | principal Rasim Bağırov Elena Rihsi Marina Görmüşoğlu Adelya Ateşoğlu Nil Cetiz İskender Okeev Ferhat Gülmehmet Seyran Ahundzade Emel Özer * Viyola | Viola Cavid Cafer, grup şefi | principal Elena Gnezdilova Sema Hakioğlu Uluğbek Rihsi Ece Akyol Svetlana Simolin Elif Onay Barış Simolin İrşad Mehmet Viyolonsel | Violoncello Hayreddin Hoca, grup şefi | principal Serdar Rasul Artur Rahmatulla Adil Babacan Yiğit Ülgen Verda Çavuşoğlu Salim Gayıblı Kontrbas | Double Bass Sergey Margulis, grup şefi | principal Dritan Gani Zurab Tsitsuachvili Burak Noyan Şalva Gagua Bilkent Senfoni Orkestrası Bilkent Symphony Orchestra Flüt | Flute Albena Sezer, grup şefi | principal Zita Zempleni Ebru Aykal Obua | Oboe Selçuk Akyol, grup şefi | principal Violetta Lupu Viktoriya Tokdemir Klarnet | Clarinet Nusret İspir, grup şefi | principal Leonid Volkov Fagot | Bassoon Ozan Evruk, grup şefi | principal Ezgi Tandoğan Onat Korno | Horn Laszlo Gyarmati, grup şefi | principal Güloya Altay Hasan Erim Hacat Sercan Genç * Trompet | Trumpet Krassimir Koniarov Billur Ongun Trombon | Trombone Cem Güngör, grup şefi | principal Yalın Akdağ * Aleksey Medvedev Tuba Noriyoshi Murakami Vurmalı Çalgılar | Percussion Aydın Mecid, grup şefi | principal Ali Can Öztan * Ata Özer * Arp | Harp Ece Yavaş * * Misafir Sanatçı | Guest Artist Yüklə 78,68 Kb. Dostları ilə paylaş:
|