Bahçe Bitkilerinin Generatif (eşeyli = tohumla) Çoğaltılması



Yüklə 209,33 Kb.
səhifə1/6
tarix21.04.2018
ölçüsü209,33 Kb.
#39587
  1   2   3   4   5   6

Bahçe Bitkilerinin Generatif (eşeyli = tohumla) Çoğaltılması

Tüm çiçekli bitkilerde olduğu gibi, bahçe bitkilerinde de tür ve çeşitlerin devam ettirilebilmeleri için çoğaltılmaları gerekir. Ayrıca bu türlerde ticari anlamda üretim yapabilmek için bağ ve bahçelerin kurulması gereklidir. Bu amaçla yetiştiriciliği yapılacak tür ve çeşitlerin üreme mekanizmasının bilinmesi ve buna göre de çoğaltım yöntemlerinin geliştirilmesi zorunludur.

Bahçe bitkileri başlıca 2 yöntemle çoğaltılır.

1. Generatif (eşeyli = tohumla) çoğaltma

2. Vegetatif (eşeysiz) çoğaltma __

Generatif (eşeyli) çoğaltma

Eşeyli çoğaltımda üretim materyali tohumdur. Tohum, iki ayrı bireyde veya aynı bireyin farklı organlarında oluşan (çiçek) erkek ve dişi gametlerin birleşerek döllenmiş yumurtayı (zigot) oluşturması ile meydana gelen ve ait olduğu bitkinin yeni bir bitki oluşturabilecek en küçük parçasıdır. Canlı bir tohumun meydana gelebilmesi için çiçek organlarının oluşması, daha sonra da tozlanma ve döllenmenin olması gerekir. Tozlanma ve döllenme konularında (çiçek ve döllenme biyolojisi hakkında) üçüncü bölümde gerekli bilgiler verilmiştir. Buna göre döllenme olayında (n) kromozomlu çiçek tozunun dişicik tepesi üzerinde çimlenmesi, yumurtalığa girmesi ve yine (n) kromozomlu yumurta hücresini döllemesi ile, erkek ve dişi eşey hücrelerinden eşit sayıda kromozomu taşıyan 2n kromozomlu embriyoya sahip tohum meydana gelir. Böylece oluşan tohum, ya anaya ya babaya ya da bunların her ikisine benzeyebileceği gibi, bunların ikisine de benzemeyebilir.

Bir bitkinin dış görünüşü ve karakterleri, kromozomlar üzerinde bulunan genlerle kontrol edilir. Belli bir karakter, ya bir gen ya da birçok genin etkileşmesi sonucu ortaya çıkar. Ayrıca çevre koşulları da gen etkilerinin ortaya çıkışında rol oynar. Buna göre herhangi bir karakter, diğeri üzerinde baskın (Dominant) veya çekinik (Ressesif)

etkiye sahip olabilir. Bu durumda eğer bir kromozom üzerinde bulunan genlerin % olarak büyük bir kısmı, bu kromozom çiftinin öteki eşinin üzerindekilerin aym ise (Homolog kromozomlar) bitki homozigottur. Homozigot iki ebeveynin birleşmesi ile birbirinin aym veya benzer özellikte bitkiler elde edilir. Buna karşılık, eğer bir kromozom üzerindeki genlerin büyük bir kısmı kromozom çiftinin öteki eşinin üzerindekilerden farklı ise, o zaman bitki heterozigot yapıdadır. Bu durumda ana ve babanın önemli karakterleri döllere geçmeyebilir. Bu nedenle çok yıllık bahçe bitkilerinin büyük bir çoğunluğunda tohumla çoğaltım yapıldığında, ana ve babadan bitki büyüklüğü, gelişme kuvveti, büyüme şekli, verim ve kalite ile çevre koşullarına ve hastalıklara dayanıklılık yönünden farklı bitkiler elde edilir.

Tohumla çoğaltma; yumrular, soğanlar ve çelik gibi vegetatif organları ile üretilen patates, sarmısak, enginar, nane gibi bazı sebze türlerinin dışında tüm sebze türlerinin üretimi ile bazı meyve türlerinde (vişne, kiraz, kaysı, şeftali, badem, Antep fıstığı, elma, armut) anaç üretiminde kullanılmaktadır. Tohumla çoğaltılan bu anaçlar üzerine kültür çeşitleri aşılanır.

Çok yıllık bahçe bitkilerinde aşağıdaki nedenlerle generatif yolla çoğaltım tercih edilmez:

1. Üretimde kullanılan çeşitler heterozigot kalıtsal yapıları nedeniyle tohumla çoğaltıldıklarında genetik yapı olarak açılım gösterirler. Yani genellikle ana bitkilere benzer bitkiler meydana getirmezler.

2. Bazı meyve tür ve çeşitlerinde çekirdeksizlik sözkonusudur. Yani tohum oluşmaz. Bunlara muz, bazı portakal, mandarin ve altıntop çeşitleri ile çekirdeksiz üzüm çeşitleri örnek olarak verilebilir.

3. Bazı meyve türlerinde tohumlar oluşur. Ancak tohumların çimlenme gücü ya çok düşüktür ya da hiç çimlenme gücü yoktur. Bu durumda tohumla ticari anlamda üretim yapılamaz.

Bununla birlikte ileride açıklanacağı gibi, çöğür ve yoz anaçların Embriyonun şekli ve büyüklüğü türlere göre farklılık gösterir (Şekil 6.1). Bazı türlerde embriyo tohumun tümünü kaplarken (baklagiller, marul), bazılarında küçük kalmıştır (domates).



Endosperm

Endosperm, besin deposu olarak görev yapar. Bazı türlerde tohumun büyük bir kısmını oluştururken, bazılarında embriyonun içine sıkışmış ve gelişmemiş durumdadır. Bazı durumlarda endosperm embriyoyu besleyemez ve embriyo gelişmenin başında dumura uğrar. Bu olaya somatoplastik denir. Bu durum türler arası melezlemelerde ortaya çıkar ve embriyolar meyveden erken dönemde çıkarılıp özel besi yerlerine dikildiğinde yaşatılabilir.



Tohum kabuğu

Tohumun dışını saran tohum kabuklan (testa), çekirdek ve endosperm kalıntıları ve bazı durumlarda da meyvenin bir kısmından ibarettir. Tohum kabuğu çoğunlukla tek veya iki adettir. Nadiren üç kabuk bulunur. Dış kabuk sertleşir, kalınlaşır ve kahverengimsi bir renk alır. Buna karşılık iç tohum kabuğu çoğunlukla ince ve zar gibidir. Bazı bitkilerde meyvenin kısımları tohuma yapışık kalır. Bu durumda meyve ve tohumun ikisi de tohum olarak değerlendirilir. Örneğin cevizimsi meyveler, havuç ve ıspanakta meyve ve tohum tabakaları birbirine yapışmıştır. Bazı durumlarda da (sert çekirdekli meyve türlerinde olduğu gibi), tohum kabuğu üzerinde sert kabuklar bulunur. Yumuşak çekirdekli meyve türleri ile tüm sebze türlerinde tohum kabuğunun üzerinde başka kabuk bulunmaz. Bazı türlerde ise tohum kabuğunun üzerinde tüy veya dikenler bulunabilir (domates, havuç).

Tohum kabukları, embriyoyu dış koşullardan korur. Bu nedenle tohumlara dışsal bazı uygulamalar yapılabilir ve embriyo zararlanmadan uzak yerlere taşınabilir veya uzun yıllar saklanabilir.

Tohumlarda aranan özellikler

Generatif çoğaltımda kullanılacak tohumların seçiminde dikkatli olmak gerekir. Özellikle sebze türlerinde üretime kaliteli tohumla başlamak, başarılı üretimin temelini oluşturduğundan daha da önemlidir. Bütün bahçe bitkilerinde çoğaltma amacıyla kullanılan tohumların taze, dolgun, ağır, parlak renkli, küfsüz, zedelenmemiş, böcekler tarafından yenmemiş olmaları gerekir. Üretimde kullanılacak tohumlarda iç ve dış özelliklere bakılmalıdır.

a) Dış özellikler

Tohumun rengi, şekli, iriliği, parlaklığı, kokusu, temizliği, saflığı gibi özellikler dikkate alınmalıdır.

Renk, şekil, parlaklık, koku ve irilik türlere göre farklılık gösterir. Ancak bu özelliklerin o sebze türünün özelliklerine uyması gerekir. Üretimde kullanılacak tohumların fiziksel safiyeti yüksek olmalıdır. Fiziksel safiyet, tohumluk içinde bulunan o tür ve çeşide ait tohumların oranı ile yabancı madde olarak kabul edilen diğer ürün ve yabancı ot tohumları, toprak, taş, kum ve benzeri canlı cansız tüm maddelerin oranıdır. Tohumlardaki temizlik ve saflık oranları sebze türlerine ve tohumluk sınıflarına göre farklılık gösterir. Bununla birlikte iyi bir tohumlukta çeşit safiyetinin en az % 95-98, yabancı madde miktarının da en çok % 2-5 arasında olması istenir. Çizelge 6.1'de sebze türlerinin ticari tohumluklarında olması gereken saflık ve yabancı madde oranları verilmiştir.

b) İçsel özellikler

Tohumun sadece dış özelliklerine bakılarak canlı olup olmadığı hakkında karar verilemez. Bu nedenle tohumun iç özelliklerinin de kontrol edilmesi gerekir. İçsel özellik olarak tohumun canlılığı, tohum gücü ve genetik safiyeti dikkate almır.

Tohumun canlılığı ve gücü çimlenme ve çıkış testleri ile anlaşılır. Çimlendirme testleri, laboratuvarda petri kapları veya nem çekici

Çizelge 6.1: Sebze türlerinin ticari tohumluklarında bulunması gereken saflık ve yabancı madde oranları

kağıtlar arasında yapılır. Çimlendirme testleri sonucunda çimlenme oranı ve hızı belirlenebilir. Çimlenme oranı, optimum koşullar altında belli bir zaman sonunda çimlenen tohumların % olarak oranım belirtir. Çimlenme hızı ise, belirli orandaki tohumun çimlenmesi için geçen zamanı ifade eder.

Bir tohum örneğinin tarla koşullarında çimlenme yüzdesi yüksek olsa da, özellikle uygunsuz toprak koşullarında düzgün bir çimlenme göstermeyebilir. Ayrıca çimlendirme testleri optimum koşullarda yapıldığı için, zayıf, hafif zararlanmış tohumlar da testlerde çimlenmiş kabul edilir. Oysa bu tohumlar tarlada çimlenemez. Bu nedenle ayrıca çıkış gücü ve hızı testleri yapılarak "tohum gücü" belirlenmelidir. Çıkış testleri de, çimlendirme testleri gibi laboratuvar koşullarında yapılır. Ancak çimlendirme ortamı olarak kum kullanılır. Çıkış testlerinde, çıkış için tohumun toprak yüzeyine çıkıp, çenek yaprakların yere paralel hale geldiği dönem kabul edilir ve yine belli bir zaman diliminde toprak yüzeyine çıkan bitki sayısı % olarak çıkış oranını, tohumların çimlenip % 50'sinin toprak yüzeyine çıkmasına kadar geçen süre de çıkış hızını belirtir. Hem çimlendirme hem de çıkış testlerinin yapılacağı sıcaklık ve ortam koşulları uluslararası kurallarla düzenlenmiştir.

Tohum gücünü belirleyebilmek amacıyla çıkış testlerinin dışında, tohumların özelliklerine göre geliştirilmiş testler de bulunmaktadır.

Üretimde kullanılacak sebze tohumlarının çimlenme güçlerinin yüksek olması istenir. Bu konudaki sınırlar, sebze türlerine ve tohumluk sınıflarına göre değişir. Çizelge 6.2'de Avrupa Ekonomik Topluluğu ülkelerinde uygulanmakta olan en az çimlenme oranları gösterilmiştir.

Çizelge 6.2: Önemli sebze türlerinin ticari tohumluklarında olması gereken en az çimlenme oranları



Tohumluk üretimi

Tohumlukların üretimi otsu ve odunsu bitkilerde farklılıklar göstermektedir. Otsu bahçe bitkilerinde tohumla üretim yapılmak isteniyorsa, bitkinin özelliklerine göre üretimde kullanılacak tohumlukların dikkatlice seçilmesi gerekir. Eski yıllarda üreticiler,


kendi tohumluklarını kendileri üretirlerdi. Günümüzde de gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde, halen üreticiler bahçenin bir bölümündeki bitkileri tohumluk olarak bırakmakta ve bunlardan tohum alma yoluna gitmektedirler.

Üretimde kullanılacak çeşidin tohumluğunun, genetik yapısını muhafaza edecek şekilde üretilmesi gerekir. Bu durum özellikle sebze türlerinin üretiminde önem kazanır.

Sebze tohumluklarının üretici tarafından üretilmesi 3 yönden sakınca yaratır.

1. Sebze türlerinin büyük çoğunluğu yabancı tozlanır. Farklı tür ve çeşitlerin tohumlarının üretilmesi sırasında yabancı tozlanmayı engelleyici gerekli izolasyon aralıklarının verilmemesi, az sayıda bitkinin tohumlarının birlikte alınması ve bunun birkaç yıl üst üste


tekrarlanması kısa süre içinde çeşidin genetik yapısının bozulmasına neden olur.

2. Bazı hastalık ve zararlılar tohumla taşınır. Üretim sırasında dikkatsizce hastalıklı bitkilerden tohum alınması, bu tip hastalıkların hızla üretim yapılan parsellere bulaşmasına neden olur.

3. Üreticinin bazı bitkileri tohumluk olarak ayırması, tarlada alan ve ürün kaybına neden olur.

Bu sakıncalar dikkate alınarak, sebzecilikte ticari tohumlukların üretimi kamu veya özel kuruluşlarca yapılır. Böylece tohumun gerek genetik yapısının korunması, gerek canlılığının kontrolü, deneyimli elemanlarca yapılır. Bu da üreticiye sağlıklı ve kaliteli tohumun ulaşmasını sağlayarak, ürün verim ve kalitesinin artmasına neden olur.

Üretimde kullanılacak yeni bir çeşit üreticiye ulaştırılmcaya kadar Çizelge 6.3.'de görülen aşamaları izler.

Şimdi bu aşamaları kısaca inceleyelim.

1. Islah: Tohumluk üretiminde, üretimde kullanılacak türe ait çeşitin geliştirilmesi gerekir. Çeşit, ıslah çalışmaları sonucu geliştirilmiş, gerek bitki karakterleri gerekse teknolojik özellikleri yönünden diğerlerine göre farklılık gösteren, genetik yapı yönünden durulmuş, yani homozigotlaşmış, birörnek gelişme gösteren, bu

Çizelge 6.3: Ticari sebze tohumluklarının üretim şeması

özelliklerini nesiller boyunca devam ettirebilen hatlardır. Üretimde açıkta tozlanan, hibrit ve sentetik hatlar kullanılır.

Yeni çeşitler, resmi araştırma enstitüleri, fakülteler ve özel kuruluşlarca geliştirilir. Türün döllenme biyolojisi ve başlangıç materyalinin homozigoti durumuna göre, yeni bir çeşidin geliştirilmesi 5-10 yıllık bir süreyi gerektirir. Çok yıllık bitkilerde yeni çeşit ıslahı daha uzun süre alabilir.

Yeni çeşitler ıslah çalışmaları sonucunda elde edilebildiği gibi, yurt dışından da ithal edilebilir.

2. Çeşit Değerlendirme ve Çeşit Olarak Onaylama: Geliştirilen veya yurt dışından getirilen çeşitler, kamu veya özel kuruluşlarca farklı yörelerde tarla denemeleri yapılarak denenir. Ülke ekonomisine katkı sağlayabileceği, araştırma sonuçlarına göre belirlenen çeşitler ülkedeki


kanunlara göre onaylamr. Onaylanan veya tescil edilen veya üretim izni alan çeşitlerin üreticiye ulaştırılmak üzere tohumluklarının üretimine geçilir.

3. Anaç ve Sertifikalı Tohum Üretimi: Islahçı tarafından az miktarda üretilen tohumdan ticari tohum üretilebilmesi için, tohumların çoğaltılması gerekir. Bu nedenle ıslahçı tohumundan (elit), ıslahçının kontrolü altında anaç tohum, bundan da üreticiye ulaştırılacak sertifikalı tohumluklar üretilir. Bu tohumlukların üretimi, çeşidin genetik saflığını koruyacak şekilde gerekli izolasyon aralıkları bırakılarak yapılır. Tohumlukların tarla ve laboratuvar kontrolları


tarafsız kuruluş olan Tescil ve Sertifikasyondan sorumlu resmi kuruluş elemanları tarafından gerçekleştirilir. Böylece, üreticiye genetik yapısı korunmuş, çeşidi belli ve canlılığı yüksek olan tohum ulaştırılmış olur.

4. Hasat, Temizleme, Sınıflandırma, İlaçlama, Paketleme ve Depolama: Tohumluk bitkiler, hasat dönemine ulaştıklarında, yetiştirilen türün özelliğine göre uygun bir yöntemle hasat edilir. Hasat ve sonrasındaki işlemler tohumun ilerideki canlılık oramnı etkiler. Bu nedenle tohumların, çimlenme gücü yönünden en yüksek düzeye ulaştığı dönemde hasat edilmesi gerekir. Büyük çapta yapılan ticari tohum üretiminde hasat ve sonrası için özel ekipmanların


kullanılması yararlıdır.

Sebze tohumlarının bazıları etli veya sulu meyveler içinde (domates, patlıcan, hıyar, karpuz, kavun, kabak), bir kısmı baklalar içinde (fasulye, bezelye, bakla, lahana, karnabahar, turp), bir kısmı da kurumuş meyveler içinde (soğan, pırasa, havuç, marul, ıspanak, pancar) bulunur.

Her ne şekilde olursa olsun tohumların erken veya geç hasat edilmeleri, tohum verimim azalttığı gibi, tohumun depolama sırasındaki canlılığını da azaltır.

Hasat edilen tohumlar kurutulur, bitki ve toprak kısımlarından temizlenir. Gerekliyse iriliklerine göre sınıflandırılır, ilaçlanır ve paketlenerek etiketlenir. Depolanacak tohumlar depolara alınır. Depolama ve satış öncesi çimlendirme ve nem kontrolü yapılarak, tohumun canlılık düzeyi ve depolama açısından yeterli neme sahip olup olmadığı belirlenir.

5, Pazarlama ve Dağıtım: Paketlenmiş tohumlar, üreticilerin istekleri dikkate alınarak ya kamu kuruluşlarınca ya da özel kuruluşların bayileri aracılığı ile üreticilere ulaştırılır. Bu aşamada Tarım Bakanlığı'mn yayım kuruluşları ile özel kuruluşlarca üreticiye çeşidin özellikleri ve yetiştirme tekniği konusunda aydınlatıcı bilgiler ulaştırlır.

Odunsu bahçe bitkilerinde tohum üretimi otsu bitkilerdekinden oldukça farklıdır. Odunsu bahçe bitkilerinin çoğu heterozigot kalıtsal yapıdadır. Yabancı tozlanma yaygın olduğu için, doğrudan tohumla çoğaltıldıklarında daha önce de belirtildiği gibi genetik yönden değişim olasılığı çok yüksektir. Bu nedenle tohumla çoğaltım ancak çöğür ve yoz anaçların çoğaltanında kullanılmaktadır. Bununla birlikte, çoğaltım amacıyla kullanılacak tohumların alındığı bitkiler, bunların yetiştirildikleri bölgeler, çevrelerinde bulunan tür ve çeşit zenginliği dikkate alınarak seçilmelidir. Bu amaçla, tohumların birörnek gelişme gösteren, sağlıklı, hastalık ve zararlılarca bulaşmamış ağaçlardan alınması gerekir.

Çok yıllık odunsu bahçe bitkilerinin çoğunun tohumları, meyveler olgunlaştıktan sonra hasat edilir ve meyveden ayrıldıktan sonra ekim zamanına kadar muhafaza edilir (elma, armut, ayva, erik, şeftali, kayısı vb). Turunçgiller ise tohumların canlılığını çabuk kaybetmeleri nedeniyle, ekim zamanına kadar meyve içinde muhafaza edilebilir.

Çok yıllık odunsu bahçe bitkilerinin çoğunun tohumlarının sert kabuklu ve dinlenme sürelerinin uzun olması nedeniyle kolay çimlenmelerini sağlamak amacıyla katlanmaları gerekir. Bu amaçla tohumlar, kullanılacak tohumun miktarına göre, sandıklar, kasalar ile benzeri kaplar içinde uygun bir ortam (kum, perlit, turba gibi) ve kullanılarak serin ve nemli bir ortamda (soğukta nemli katlama) veya sonbaharda doğrudan çöğür parsellerine ekilerek katlanırlar. Katlama süresi, tohum kabuğunun sertliğine bağlı olarak 60- 120 gün arasında değişir. Tohumların katlama sıcaklığı da türlere göre değişmekle birlikte 5-10°C civarındadır. Katlama süresinin sonunda tohumlar alınarak fidanlıklardaki tohum tavalarına ekilirler. Ekimden 1-2 yıl sonra aşılanabilecek kalınlığa gelen çöğürlerin üzerine kültür çeşitleri aşılanır



Bahçe BitkilerindeVegetatif (eşeysiz) çoğaltma

Vegetatif (eşeysiz) çoğaltma

Genel anlamda, bitkilerin değişik yaşlarda gövde ve dal parçaları, büyüme uçlarındaki meristematik dokuları, kökleri, yaprakları, ya da özelleşmiş veya değişikliğe uğramış gövde ve kök parçaları kullanılarak yapılan çoğaltmaya eşeysiz (vegetatif) çoğaltma denilmektedir. Ana bitkiden ayrılan bu parçalar yeni kökler, sürgünler veya bunların her ikisini birden oluşturabilir, ya da başka bitki veya bitki parçasıyla kallus oluşturarak birleşebilirler. Örneğin, dal çelikleri dip kısımlarında kök oluştururken, üzerlerinde bulunan tomurcuklardan da yeni sürgünler meydana gelmektedir.

Eşeysiz çoğaltma ile elde edilen yeni bitkinin genetik yapısında, eğer mutasyona uğramamışsa herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. Ancak bazı çevre koşulları (iklim, toprak veya hastalıklar gibi) bitkinin dış görünüşü veya meyvelerinde değişime neden olabilmektedir. Kökeni tek bir bitki olan ve bu bitkiden eşeysiz olarak çoğaltılmış, birörnek genetik yapıdaki bitkilere klon denilir. Örneğin, Amasya elma çeşidi veya Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşidi birer klondur ve özellikleri bozulmadan günümüze kadar eşeysiz çoğaltma ile korunmuşlardır.

. Vegetaîif çoğaltmanın önemi ve amaçları Bitkileri vegetatif olarak çoğaltmanın amaçlarını şöyle sıralayabiliriz:

1. Muz, çekirdeksiz üzüm çeşitleri ile bazı portakal, mandarin ve altıntop çeşitleri yaşama yeteneğine sahip tohum oluşturamazlar. Bu tür veya çeşitler, yalnız eşeysiz yöntemlerle çoğaltılabilirler.

2. Bazı bitkilerin üstün özelliklerini tohumla çoğaltarak korumak mümkün değildir. Üzümsü meyveleri de içine alan meyve türlerinin büyük çoğunluğu, yabancı döllenme ve heterozigotik genetik yapıları nedeniyle, tohumla çoğaltıldıklarında yüksek oranda açılım gösterirler.


Bu yüzden, söz konusu bahçe bitkilerinin üstün özellikleri ancak eşeysiz çoğaltma yoluyla korunabilmektedir.
3. Eşeysiz çoğaltma, tohumla çoğaltmadan daha hızlı bir gelişme sağlar. Bu durum özellikle çilek, nane ve patates gibi çok küçük tohumlara sahip bitkiler için daha çok geçerlidir. Bu bitkilere ait tohumların çimlenmesi ile çok küçük bitkicikler meydana gelmektedir.
Yine bu bitkilerin büyüme ve verimleri, kollardan veya patates yumrularından elde edilen bitkilerle karşılaştırıldığında çok gerilerde kalmaktadır.

4. Bazı koşullarda eşeysiz çoğaltma, daha kolay ve daha ekonomik olabilmektedir.

Eşeysiz çoğaltmada kullanılan vegetatif materyalin tam bir bitkiye dönüşümü için gerekli olan yeni kök ve sürgün oluşturma yeteneği, kalıtsal yapının yanısıra, çevre koşullarının uygun olması ile de yakından ilgilidir. Örnek olarak, iyi bir kök oluşumu için uygun sıcaklık, havalanma ve nem koşullarının yanısıra, uygun bir köklenme ortamı gerekmektedir.

Bilindiği üzere, sıcaklık hayatsal faaliyetlerin oluşumu ve devamı için son derece önemlidir. Yine, yüksek meristematik aktiviteye sahip doku ve organlarda solunum oranının çok yüksek olması, eşeysiz çoğaltma açısından dikkate alınması gereken diğer bir husustur. Kök ve sürgün gelişiminde hızlı bir hücre bölünmesi gerekli olduğundan, bu sırada fazla miktarda oksijene ihtiyaç duyulur. Toprak ve hava nemi, terleme için zorunlu olduğu gibi, hücre uzaması ve fotosentez için de mutlak gereklidir. Çoğaltma ortamı olarak kullanılan turba, kum , perlit ve diğer bazı materyaller, uygun sıcaklık, nem ve havalanma koşullarının yaratılmasında büyük ölçüde etkilidir. Yine ortamın geçirgenliğinin yanısıra, su ve besin maddelerim tutma özellikleri çevre koşullarını değiştirerek eşeysiz çoğaltmada elde edilecek başarıyı dolaylı yönden etkilemektedir.

Eşeysiz çoğaltmada, vegetatif bitki materyalinin yedek besin durumu, dinlenme halinde olup olmaması, hormon dengesi, önemli içsel koşulları oluşturmaktadır. Ayrıca, yeni bir bitki meydana getirecek olan bitki parçasının, kök ve sürgün oluşturmak amacıyla meristematik aktivite gösterebilmesi için uygun bir olgunluk ve gelişme döneminde olması gereklidir. 6.2.2. Vegetatif çoğaltma yöntemleri

Eşeysiz çoğaltma yöntemlerini beş grupta toplamak mümkündür:

1. Bitkileri başka bir bitkinin kökleri üzerinde yetiştirme (Aşı ile çoğaltma),

2. Bitkilerin değişik yaş ve özellikteki gövde ve dal parçaları ile sürgünlerinde kök ve sürgün oluşturma (Çelik ve daldırma ile çoğaltma),

3. Özelleşmiş ya da değişikliğe uğramış vegetatif kısımlarla yapılan çoğaltma (Yumru, soğan, kol ve kök sürgünleriyle çoğaltma),

4. Apomiktik tohum kullanarak yapılan çoğaltma,

5. Doku kültürleri ile çoğaltma.

Anaçlar
Ağacm veya omcanm kök sistemini oluşturan anaçlar, çoğaltma yöntemlerine göre tohumdan elde edilen "çöğür anaçlar" (veya generatif anaçlar) ve vegetatif yöntemlerle (çelik, daldırma, kök sürgünleri gibi) çoğaltılan "klon anaçlar" (vegetatif anaçlar) olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Asma anaçları, tümüyle vegetatif anaçlar grubu içinde yer alırlar.

Anaçlar ayrıca büyüme kuvvetlerine, üzerine aşılanan çeşidin gelişmesi üzerindeki etkilerine göre kuvvetli, orta kuvvetli, zayıf (meyvecilikte bodur) ve çok zayıf (meyvecilikte çok bodur) olarak da sınıflandırılırlar. Bu anaçlardan kuvvetli olanlar yüksek boylu ağaçlar ve kuvvetli gelişen omcalar oluştururken, zayıf anaçlar ise küçük, kısa boylu ağaçlar veya daha zayıf gelişen omcalar meydana getirirler. Kuvvetli asma anaçları, vejetasyon süresi uzun yörelerde, kuvvetli gelişen zayıf asma anaçları ise vejetasyon süresi kısa yörelerde ve zayıf gelişen üzüm çeşitleri için kullanılırlar.

Meyve yetiştiriciliğinde çöğür (generatif) ve klon (vegetatif) anaçlarının kendilerine özgü üstünlükleri ve sakıncaları bulunmaktadır. Bu nedenle yetiştiricilerin kendi koşullarına göre anaçların özelliklerini dikkate alarak seçim yapmaları gerekmektedir.

Şekil 5.2: Bazı asma ve meyve anaçlarının gelişme durumları



Çöğür (generatif) anaçlar

Çöğür (generatif) anaçlar

Anaç elde etmek amacıyla kullanılan tohumlar, kültür çeşitlerine ait ağaçlardan alınmışsa bu tür anaçlara "yoz", yabani tiplerden sağlanmış ise bunlara da "çöğür" adı verilmektedir.

Çöğür anaçların üstünlükleri

a. Kök sistemleri derin ve kuvvetli gelişmiştir. Bu nedenle topraktaki su ve besin maddeleri noksanlıklarına karşı daha dayanıklıdırlar.

b. Derinlere giden kök yapıları nedeniyle, toprağa tutunmaları daha güçlüdür.

c. Virüs hastalıkları ile bulaşık değildirler.

Çöğür anaçların sakıncaları

a. Çöğür anaçları ebeveynlerinin heterozigot kalıtsal yapılan ve yüksek oranda yabani döllenme özellikleri nedeniyle, birörnek bitkiler oluşturamazlar. Bu yüzden meydana gelen ağaçların gelişme kuvvetleri farklı olduğu gibi, soğuğa ve kurağa, hastalık ve zararlılara
dayanımları da farklıdır. Yine ağaçların ürüne başlama yaşları ile verim ve meyve kaliteleri de farklılık gösterebilir.

b. Çöğür anaçlar genelde yüksek boylu ağaçlar meydana getirirler. Bu durum budama, hasat ve tarımsal savaş gibi kültürel işlemleri güçleştirmektedir.

c. Ağaçlar geç meyveye yatarlar ve yüksek kaliteli meyve tutma oranları azdır.

Kioıî (vegetatif) anaçlar

Klon anaçların üstünlüklerini şu şekilde açıklamak mümkündür:

a. Aynı kalıtsal yapıda olmaları nedeniyle, birörnek bireyler meydana getirirîer.Bu anaçlar üzerine aşılanan çeşitlere ait ağaçlar ve omcalar aynı büyüme kuvvetinde olup soğuğa, kurağa, hastalık ve zararlılara karşı dayanımları aynıdır.

b. Bunların belirli özelliklerinden yararlanılmaktadır. Örneğin, zayıf anaçların kullanılması ile bodur ağaçlar elde edilmekte, böylece yoğun dikim nedeniyle birim alandan elde edilen verim artmaktadır. Bu yolla elde edilen bodur ağaçlar verime daha erken başlamakta, bol ve kaliteli ürün vermekte ve ayrıca bu bahçelerde budama, mücadele, derim gibi kültürel işlemler daha kolay ve ekonomik olarak yapılabilmektedir.

Kion anaçların sakıncaları

a. Çoğaltılacak klon eğer virüs hastalıkları ile bulaşık ve özel önlemler alınmamış ise, yeni çoğaltılan anaçlar da virüs hastalıkları ile bulaşık olacaktır.

b. Bodur tipler genellikle, kök sistemlerinin zayıf ve gevrek bir yapıda olması nedeniyle, rüzgâr ve meyve yükü sonucu devrilebilmektedirler. Bunlar için kuvvetli dayanaklar kullanılması gereklidir.

c. Daha yüzlek kök yapıları nedeniyle, su ve besin maddelerinin yetersiz olduğu toprak ve elverişsiz iklim koşullarına uyumları iyi değildir.


Yüklə 209,33 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə