Bugünkü bilgilere göre milyon canlı türü birlikte yaşar, tek yaşayamazlar. Bugünkü bilgilere göre 7 milyon canlı türü birlikte yaşar, tek yaşayamazlar



Yüklə 445 b.
tarix06.05.2018
ölçüsü445 b.
#41883



Bugünkü bilgilere göre 1.5-1.7 milyon canlı türü birlikte yaşar, tek yaşayamazlar.

  • Bugünkü bilgilere göre 1.5-1.7 milyon canlı türü birlikte yaşar, tek yaşayamazlar.

  • Belli bir toplum birimi oluşturmuşlar.

  • Ekolojide türlerden oluşmuş en önemli toplum birimi kommunitedir.

  • Bu terim Petersen tarafından 1913’te ortaya atılmış.

  • Mobius (1877) biyosönoz ile eşanlamlı kullanılmıştır.



  • Kommunite: Belli çevresel koşullara sahip bir ortamda yaşayan bitkisel ve hayvansal populasyonların biraraya gelmesiyle oluşan topluluktur.

  • Hayvansal ve bitkisel populasyonları içerir.



Biyosönoz canlı toplulukları, yaşam birlikleri veya tür toplulukları olarakta adlandırılabilir.

  • Biyosönoz canlı toplulukları, yaşam birlikleri veya tür toplulukları olarakta adlandırılabilir.

  • Kommunite tipi ve büyüklüğü çevresel koşullara, bunların çeşitliliğine ve organizmalar üzerindeki etkisine bağlıdır.

  • Sıcaklık, yağış, nem, substratum gibi bazı faktörler kommunite sınırını belirlemede önemli etkiye sahiptir.



Dağılışlar ve yaşantıları kurallıdır, rastgele değildir.

  • Dağılışlar ve yaşantıları kurallıdır, rastgele değildir.

  • Bu nedenle ekvatordan kutuplara doğru biyomlar, yaşam kuşakları değişik büyüklüktedir.

  • Örneğin; Akdeniz ekosistemi bitkisel hayvansal organizmalarda arasındaki enerji akışı gerçekleşir.



Ekoton: Kommuniteler arası geçiş zonudur.

  • Ekoton: Kommuniteler arası geçiş zonudur.

  • Ekotonun genişliği ve şekli değişkendir.

  • Büyük biyomlarda kilometrelerce genişliktedir.

  • Küçük kommunitelerde birkaç metredir.



  • Ekotonlar komşu kommunitelerde türce daha zengindir. Sınır etkisi nedeniyle.

  • Örneğin;

  • Karasal ortam ile göl arasında oluşan bataklık,

  • Orman ile otlaklar arasında geçiş oluşturan çalılık zonu(Şekil 8.1).









Ortam özelliğine göre;

  • Ortam özelliğine göre;

  • a. Karasal kommunite

  • b. Denizel kommunite

  • c. Tatlı su kommunite.

  • Bunlara major kommunite denir. Güneş enerjileri dışında kendi kendilerine yeterlidir.

  • Mimor kommunite sosyetelerden ibarettir.

  • Örneğin; Karasal ortamda biyomlar major kommunite ve biyomdaki kuru ağaç gövdesi de minor kommunitedir.



Doğada var olan kommunitelerin saptanmasında çevresel faktörler yönünden homojen özelliğe sahip alanlardan başlanır.

  • Doğada var olan kommunitelerin saptanmasında çevresel faktörler yönünden homojen özelliğe sahip alanlardan başlanır.

  • Amaca uygun örnekleme yöntemi ve araçları seçilmelidir.



Örnekleme birimi çölde 1 km2, denizlerin fitofil alg kommuniteleri için 400-500 cm2, çamurlu dipler için 50 dm2 belirlenmiş olup, bu birime minimal alan (kuadrat) veya minimal hacim adı verilir.(Şekil 8.3)

  • Örnekleme birimi çölde 1 km2, denizlerin fitofil alg kommuniteleri için 400-500 cm2, çamurlu dipler için 50 dm2 belirlenmiş olup, bu birime minimal alan (kuadrat) veya minimal hacim adı verilir.(Şekil 8.3)





En küçük birim alan veya hacimdem başlanır. Giderek alan artırılır, ta ki tür sayısı sabitleşinceye kadar.

  • En küçük birim alan veya hacimdem başlanır. Giderek alan artırılır, ta ki tür sayısı sabitleşinceye kadar.

  • Araştırmadan sonra tür listesi hazırlanır.

  • Her örneklemede rastlanan türe karakteristik tür denir.



A. ANALİTİK ÖZELLİKLER (AYIRT EDİCİ)

  • A. ANALİTİK ÖZELLİKLER (AYIRT EDİCİ)

  • 1. Kantitatif (Bolluk, Yoğunluk, Sıklık, Biyokütle, Örtü, Baskınlık)

  • 2. Kalitatif (Topluluk şekli, canlılık durumu)

  •  

  • B. SENTETİK (BİRLEŞTİRİCİ)

  • 1. Bulunma derecesi

  • 2.Kalıcı olma

  • 3. Sadakat derecesi



Bolluk

  • Bolluk

  • Gözlem veya örnekleme alanında bulunan bir türe ait bireylerin sayısal durumu bolluk (abondns) olarak tanımlanır.

  • Bolluk ortama ve zamana göre değişmeler gösterir.

  • DAFOR (D: çok bol, A: bol, F: sık, O: seyrek, R: nadir)

  • Bolluk; yoğunluk, biyokütle, sıklık ve örtü durumuna bakarak belirlenir.

  • Örneğin; İzmir limanında m2 ’de 100 midye veya m2’de 1 kg midye vardır.

  • Yoğunluk (Densite)

  • Birim alan veya hacımdaki birey sayısıdır.





Örnekleme yapılır ve ortalaması alınır;

  • Örnekleme yapılır ve ortalaması alınır;

  • Yoğunluk (d)= N1+N2+N3+.......Nn/n

  • N1= 1 nolu örneklemedeki birey sayısı

  • n= örnekleme alanı

  •  

  • Nisbi yoğunluk (Nd) = NA x100/N

  •  

  • NA= A türünün toplam birey sayısı

  • N= Tüm türlerin birey sayısı

  • Bir türün bölgesel bolluğunda biyokütle (Biyomas) yöntemleri de kullanılır.

  • Birim alan veya hacimdeki organik madde miktarı kuru olarak alınır.



Sıklık(Frekans)

  • Sıklık(Frekans)

  • Kantitatif ve istatiksel bir kavramdır.

  • Türün araştırma bölgesinde bulunma yüzdesini gösterir.

  • Rastlanan örnekleme sayısının tüm örnekleme sayısına oranının yüzdesidir.

  • Sıklık (F) = Na x 100/Nn

  • Na= a türünü içeren örnekleme sayısı

  • Nn= Tüm örnekleme sayısı



Nisbi sıklık (NF) = FA x 100/Fn

  • Nisbi sıklık (NF) = FA x 100/Fn

  • FA= A türünün sıklığı

  • Fn= Tüm türlerin frekans değeri toplamı

  • Bir kommunitede bulunan türler sıklık bakımından 5 gruba ayrılır;

  • % 1- 20 Nadir bulunan türler

  • % 21-40 Seyrek bulunan türler

  • % 41-60 Genellikle bulunan türler

  • % 61-80 Çoğunlukla bulunan türler

  • % 81-100 Devamlı bulunan türler



Botanikçiler veya sesil organizmalar üzerinde çalışan zoologlar türlerin bolluklarını açıklamada genellikle örtü (cover) veya baskınlık (Dominans) tayin yöntemlerinden yararlanırlar.

  • Botanikçiler veya sesil organizmalar üzerinde çalışan zoologlar türlerin bolluklarını açıklamada genellikle örtü (cover) veya baskınlık (Dominans) tayin yöntemlerinden yararlanırlar.

  • Türün % olarak kapladığı alan bir türe ait birey sayısı ile tüm türlere ait birey sayısı oranıdır.



Baskınlık (D)= SA x 100/S

  • Baskınlık (D)= SA x 100/S

  • SA= A türünün basal alanı

  • S= Tüm türlerin alanı

  • veya

  • Baskınlık (D)=NA x100/Nn

  • NA= A türüne ait birey sayısı

  • Nn= Tüm türlere ait birey sayısı



Nisbi baskınlık(ND) =SA x 100/Sn

  • Nisbi baskınlık(ND) =SA x 100/Sn

  • Bir türün araştırma bölgesindeki örtü veya baskınlık durumu 7 kategoride incelenir. Bunlar;

  • 0= Çok nadir türler

  • += Nadir veya çok nadir türler

  • 1= Oldukça bol fakat örtü derecesi % 5’ten düşük türler

  • 2= Örtü derecesi % 5-25 arasında olan türler

  • 3= Örtü derecesi % 25-50 arasında olan türler

  • 4= Örtü derecesi % 50-75 arasında olan türler

  • 5= Örtü derecesi % 75-100 arasında olan türler



Bir türün nisbi sıklık, nisbi baskınlık ve nisbi yoğunluk değeri ile türün önemlilik değeri bulunur.

  • Bir türün nisbi sıklık, nisbi baskınlık ve nisbi yoğunluk değeri ile türün önemlilik değeri bulunur.

  • Önemlilik değeri (ÖD) = NF+NB+ND

  • (Şekil 8.6)





Topluluk Şekli

  • Topluluk Şekli

  • Bir türe ait bireylerin yayılış alanları içindeki gruplaşma dereceleri topluluk şeklini (sosyabilite) oluşturur.

  • Bazıları izole olur ve bazıları gruplar oluşturur. 5 topluluk şekli vardır;

  • İzole olmuş bireyler

  • Küçük gruplar oluşturan bireyler

  • Sürüler oluşturan bireyler

  • Küçük koloniler oluşturan bireyler

  • Topluluk (kompakt) oluşturan bireyler

  • (Şekil 8.7)





Canlılık Durumu

  • Canlılık Durumu

  • Tür yerli midir, yabancı mıdır?

  • Yabancı türlerin vitalitelesi zayıftır.



Bulunma derecesi

  • Bulunma derecesi

  • Araştırma alanında bir türün bulunup bulunmaması bulunma derecesi (presans) olarak tanımlanır.

  • Örneklemelerde bir türün rastlanma sayısı o türün bulunma derecesini gösterir.

  • Bulunma derecesi 5 grup olarak ayrılır;

  • V = % 80 - 100 mevcut türler

  • IV = % 60 - 80 mevcut türler

  • III = % 40 - 60 mevcut türler

  • II = % 20 – 40 mevcut türler

  • I = % 20’den az bulunan türler.

  • Kalıcı (konstans) türler: Örnekleme alanında yapılan çalışmalarda bazı türler örnek alanının en az yarısında bulunan türler.



Sadakat

  • Sadakat

  • Sadakat (fedilite, bağlılık, doğruluk) bir türün belli bit kommuniteye ait oluşunu gösterir.

  • Sadakat derecesi de 3 kategoride incelenir;

  • Karakteristik türler

  • Ayırımsız türler

  • Yabancı türler



Kommunitelerin özellikleri

  • Kommunitelerin özellikleri

  • Yapısal özellikler

  • Türlerin ve bunların bireylerinin dağılışı vertikal ve horizontal yönde belirli özellikler gösterir.

  • Tür ve birey yoğunluğu önemlidir.

  • Mekansal yapı

  • Kommunite ve ekosistemlerin canlı ve cansız öğelerinin kommunite ve ekosistem içindeki bulunuşu ve yerleşim düzeni bu toplulukların mekansal yapılarını oluşturur.

  • Yatay ve düşey yönde gelişir.



Organizmaların yatay yerleşimi ile mozaik yapı oluşur.

  • Organizmaların yatay yerleşimi ile mozaik yapı oluşur.

  • Mozaik yapıyı oluşturan organizma topluluklarına;

  • Biyoskön: En küçük bitki ve hayvan toplulukları

  • Biyokonon: Yoğun yerleşim yeri

  • Sinuzi: Benzer ekolojik istekli bitki toplulukları

  • Kommunite ekosistemleri canlı öğeleri cansız öğelerin etkisine bağlı olarak düşey yönde tabakalaşma (stratifikasyon) gösterir(Şekil 8.9).







Tabakalaşmada; Işık, nem, sıcaklık, besin ve oksijen etkilidir.

  • Tabakalaşmada; Işık, nem, sıcaklık, besin ve oksijen etkilidir.

  • Kommunitede mekan genişliği ile tür sayısı arasında bir ilişki vardır(Şekil 8.12).





Adasal biyocoğrafya kuramı

  • Adasal biyocoğrafya kuramı

  • (MacArthur ve Wilson 1957)

  • Teoriye göre denizdeki volkanik aktivite sonucu oluşmuş çıplak bir adaya karadan göç başlar(Şekil 8.13).









Canlılar yönünden yapı

  • Canlılar yönünden yapı

  • Komunite ve ekosistemlerin canlı yapısını burada yaşayan türler, bireyler ve bunların işlevsel özellikleri oluşturur. Bu nedenle bu yerlerin tür ve birey yoğunluğunun bilinmesi gerekir.

  • Doğada her tür farklı bir bireyle temsil edilmiştir.

  • Arı

  • Karınca

  • Sinek

  • Fok



Komunitelerin içerdiği tür ve birey sayısı bölgeden bölgeye değiştiği gibi ortamdan ortama da değişimler gösterir(Şekil 8.16).

  • Komunitelerin içerdiği tür ve birey sayısı bölgeden bölgeye değiştiği gibi ortamdan ortama da değişimler gösterir(Şekil 8.16).





Kommunitelerde bulunan tür sayısı tür çeşitliliği olarak tanımlanabilir.

  • Kommunitelerde bulunan tür sayısı tür çeşitliliği olarak tanımlanabilir.

  • Kommunitelerdeki tür sayısı arttıkça tür çeşitliliği de artar(Tablo 8.2).



Tür çeşitliliği tropiklerden kutuplara doğru düzenli olarak azalır(Şekil 8.17).

  • Tür çeşitliliği tropiklerden kutuplara doğru düzenli olarak azalır(Şekil 8.17).











Genel olarak tür sayısı ekvatordan kutuplara doğru azaldığı kabul edilmiş ve bu değişimleri yaratan faktörler 6 grupta toplanmıştır(Tablo 8.4).

  • Genel olarak tür sayısı ekvatordan kutuplara doğru azaldığı kabul edilmiş ve bu değişimleri yaratan faktörler 6 grupta toplanmıştır(Tablo 8.4).





Bu faktörlerden bazıları kommunitenin tür çeşitliliğini belirlemede ortak hareket ederler ve bunların etkinlik derecesi kommuniteden kommuniteye değişir(Şekil 8.20).

  • Bu faktörlerden bazıları kommunitenin tür çeşitliliğini belirlemede ortak hareket ederler ve bunların etkinlik derecesi kommuniteden kommuniteye değişir(Şekil 8.20).





10.000 yaşındaki Rudolf gölü 3,

  • 10.000 yaşındaki Rudolf gölü 3,

  • 200.000 yaşındaki Viktorya gölü 58,

  • 65 milyon yaşındaki Tanganika gölü 90 türe sahiptir(Şekil 8.21).







Kommunitelerin türce zenginliğinde birincil derecede etkili olan iklimsel faktörlerden özellikle sıcaklık ve yağışın önekli olduğu bilinmektedir.

  • Kommunitelerin türce zenginliğinde birincil derecede etkili olan iklimsel faktörlerden özellikle sıcaklık ve yağışın önekli olduğu bilinmektedir.

  • Aylık ortalama sıcaklık değişimlerinin genişliği ile kommunitelerin türce zenginliği arasında oldukça genel bir ilişkinin bulunduğu bilinmektedir(Mac-Arthur 1971).





Yüzeysel Heterojenitenin Etkisi

  • Yüzeysel Heterojenitenin Etkisi

  • Tür çeşitliliğinde, birincil ve ikincil etkiye sahip, canlıların yaşamlarını sürdürdükleri ortamlar morfolojik özellikleri açısından kompleks ve heterojen oldukları ölçüde zengin kommunitelere sahip olurlar(Şekil8.24).





Ormanda yaşayan kuş ve kemirici tür sayısının ağaç sayısı ile ağaç yapısının doğrusal etkisinde olduğu saptanmıştır(Şekil 8.25).

  • Ormanda yaşayan kuş ve kemirici tür sayısının ağaç sayısı ile ağaç yapısının doğrusal etkisinde olduğu saptanmıştır(Şekil 8.25).





  • Üretimin etkisi

  • Kommunitelerin çeşitliliğinde ikincil derecede

  • etkiye sahip bir faktördür.

  • Bazı araştırıcılara göre kommunitelerin

  • çeşitliliği yerleştikleri ortamın verimine

  • paralel olarak artar.



  • Bu tip kommunitelerde denge sağlanmıştır.

  • Enerji kaybı azalmış ve enerji canlı maddeye

  • dönüşmüştür.

  • Türler zengin populasyonlardan oluşur ve populasyon yarı izole olmuştur(Şekil 8.26).





Yırtıcılık Rekabet

  • Yırtıcılık Rekabet

  • Kommunitelerin türce zenginliğinden üçüncü düzeyde etkilidir.

  • Birçok araştırıcı kommunitedeki tür sayısının kommunitede bulunan yırtıcılık faktörünün etkisinde olduğunu; ancak bu faktörün bulunmadığı kommunitelerde ise bu etkinin rekabet faktörüne geçtiğini kabul ederler(Şekil 8.27).





Dalgaya açık kayalık sahillerde kommuniteler 3 türden oluşmuştur. Substratumun büyük bölümü Balanus balanoides ve Mytilus edulis tarafından işgal edilmiştir. Yerleşim için yarış şiddetlidir.

  • Dalgaya açık kayalık sahillerde kommuniteler 3 türden oluşmuştur. Substratumun büyük bölümü Balanus balanoides ve Mytilus edulis tarafından işgal edilmiştir. Yerleşim için yarış şiddetlidir.



  • Kapalı kommuniteler 7 türden oluşmuştur. Yerleşim için rekabet azalmış, ancak yırtıcılık faktörü artmıştır(Şekil 8.28).





Çeşitli amaçlarla (doğrudan besin, deri, diş gibi çeşitli hayvan ürünleri) yararlanmak.

  • Çeşitli amaçlarla (doğrudan besin, deri, diş gibi çeşitli hayvan ürünleri) yararlanmak.

  • Ormanları tahrip ederek, balıkları yok ederek dolaylı etki yapılır.

  • Her 10 milyon yılda bir memeli türü ortadan kalkar.

  • Yeni türlerle denge kurulur.



3.5 milyon yıl önce toplam tür sayısı 4200 kadar olup bundan 100 bin yıl önce (buzul devri) memeli türleri yok oluş hızı 8 katına çıkmıştır.

  • 3.5 milyon yıl önce toplam tür sayısı 4200 kadar olup bundan 100 bin yıl önce (buzul devri) memeli türleri yok oluş hızı 8 katına çıkmıştır.

  • İklimsel etki, taş devri ve av araçları.

  • 380 yıl önce insanın türler üzerindeki etkisi artmış, kaybolan tür sayısı 0.4’e çıkmıştır.

  • Avlanma ve tarımsal ilaç mücadelesi sonucunda tür sayısı azalır birey sayısı artar(Şekil 8.29).







Yüklə 445 b.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə