idil, 2018, cilt / volume 7, sayı / issue 45
www.idildergisi.com
497
DOI: 10.7816 /idil-07-45-02
ÖZ
Mehmed Fuad Köprülü, 1913 yılında yazdığı “Türk Edebiyatı Tarihinde Usul” adlı maka-
lesiyle Türk Edebiyatı’nın Avrupa ilim ve metotlarıyla nasıl çözümleneceğini ortaya koy-
muştur. Bu makalede yer alan metot üç aşamalıdır ve bu aşamalar; şekil, konu ve öz’dür. İlk
aşama olan şekil bölümünde, yazının hangi ölçüyle ve ne şekilde yazıldığı incelenmektedir.
Konu bölümünde eserin konusu ayrıntılı bir şekilde ortaya koyulmaktadır. Son bölüm olan
öz kısmında ise şekil ve konu bölümünde analiz edilen bilgiler sentezlenerek içerik bulun-
maktadır. Bu aşamalara bakıldığında Panofsky’nin üç aşamalı kuramı olan birincil veya do-
ğal anlam (ön ikonografik aşama), ikincil veya danışıklı anlam (ikonografik aşama) ve içsel
anlam veya içerik (ikonolojik aşama) ile örtüştüğü görülmektedir. Birincil veya doğal anlam
(ön ikonografik) aşamasında sanat yapıtında yer alan biçimsel öğeler incelenmektedir. Köp-
rülü’nün makalesindeki şekil başlığı ile aynı ifadeleri yansıtmaktadır. İkincil veya danışıklı
anlam (ikonografik) aşamasında eserin konusu, semboller ve kimlikler yer almaktadır. Bu
aşama ise Köprülü’nün konu başlığında incelediği bilgileri içermektedir. İçsel anlam veya
içerik (ikonolojik) aşamasında ise birincil anlam ve ikincil anlamda analiz edilen bilgiler sen-
tez edilerek eserin içeriği ortaya koyulmaktadır. Her iki kuramın da sanat yapıtını incelerken
aynı aşamalara sahip olması ilginçtir. Köprülü’nün Panofsky’den yirmi altı yıl önce böyle bir
çalışma yapmış olması çağını aşan bir yazar olduğunu düşündürmektedir.
Buşra İncirkuş
Dr.Öğr.Üyesi, İstanbul Gelişim Üniversitesi, bincirkus(at)gelisim.edu.tr
MEHMED FUAD KÖPRÜLÜ’NÜN VE ERWIN
PANOFKSY’NİN SANAT YAPITI İNCELEME
YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
Buşra İncirkuş - Mehmed Fuad Köprülü’nün V
e Erwin Panofksy’nin Sanat
Yapıtı İnceleme
Yöntemlerinin Karşılaştırılma
COMPARISON OF MEHMED FUAD KÖPRÜLÜ’S
AND ERWIN PANOFSKY’S ARTWORK ANALYSIS
METHODS
Anahtar kelimeler:
Mehmed Fuad
Köprülü,
Köprülü’nün
Metodu, Türk
Edebiyatı, Erwin
Panofsky, Panof-
sky’nin Metodu.
Keywords:
Mehmed Fuad
Koprulu, Koprulu’s
Method, Turkish
Literature, Erwin
Panofsky, Panofsky’s
Method.
ABSTRACT
Mehmed Fuad Köprülü has presented how to solve Turkish Literature with European scienc-
es and methods by his article “Usul in Turkish Literature History” written in 1913. The meth-
od involved in this article is of three stages; shape, subject and essence. In the first stage of
the shape section, it is examined the poem or the writing is written which measure and how
it is written. In the subject section, the subject of work is presented in detail. In the essence
part which is the last chapter, the information analyzed in the section of shape and subject is
synthesized and content is present. From this point of view, it appears that Panofsky over-
laps with the three-stage theory of primary or natural meaning (pre-iconographic stage),
secondary or convergent meaning (iconographic stage) and internal meaning or content
(iconological stage). In the primary or natural meaning (pre-iconographic) stage is examined
the formal elements in the work of art. It reflects the same expressions as the shape title in
Köprülü’s article. In the secondary or convergent (iconographic) stage is located the subject
of work, symbols and identities. This stage includes the information that Köprülü examined
in the subject heading. In the inner meaning or content (iconological) stage, the information
analyzed in the primary meaning and the secondary sense are synthesized and the content of
the work is revealed. It is interesting that both theories have the same stages when examining
the artwork. Köprülü makes you think that he is a writer who passed the age of sixteen years
before Panofsky had done such a study.
www.idildergisi.com
idil, 2018, cilt / volume 7, sayı / issue 45
498
DOI: 10.7816 /idil-07-45-02
Giriş
Türk ordinaryüs profesör Mehmed Fuad Köprülü
(1890-1966),
Dışişleri Bakanlığı yapmış siyasetçi ve ede-
biyat araştırmacısıdır. Başta Türk edebiyatı olmak üzere
pek çok alanda eser vermiş bir bilim adamıdır. Türki-
ye’de modern tarihçiliğin öncüsü ve Türkiye’nin mo-
dern anlamdaki ilk Türkoloğudur. Bu anlamda Osmanlı
Edebiyatı olarak geçen edebiyatımızı Türk Edebiyatı
olarak değiştiren öncü bir edebiyat tarihçisidir.
Köprülü’nün de aralarında olduğu Fecr-i Ati,
Türk edebiyatında ilk kez bir bildiriyle görüşlerini or-
taya koyan, okura duyuran edebiyat topluluğudur. Sa-
nat anlayışları “sanat kişisel ve saygıdeğerdir” şeklindedir.
Dile, edebiyata ve toplumsal bilimlerin ilerlemesine
hizmeti amaçlayan bu topluluk yetenekli sanatçıların
bir araya gelmesiyle oluşan güçle halkı aydınlatmak
istemiştir. Bunun için topluluk üyelerinin kitaplarını
yayımlamak ve bu kitaplardan bir kitaplık oluşturmak;
batının önemli yapıtlarını Türkçeye çevirmek; herkese
açık toplantılarla halkın edebiyat ve sanat konularında-
ki görüşlerini geliştirmek; batıdaki benzer topluluklarla
kültür alışverişinde olmak da topluluğun amaçları ara-
sında yer almıştır. Köprülü de bu topluluk içinde yer
alarak ilk sanatsal faaliyetlerini ve sonraki çalışmaları-
nın temellerini ortaya koymuştur. Köprülü toplulukta
Türk edebiyatının ilerlemesi için elinden geleni yapmış-
tır. Fecr-i Ati, Türk edebiyatında şair ve yazarları ortak
bir amaç çevresinde ilk kez bir araya getiren ve edebiya-
tın çağdaşlaşmasında bir adım olmasıyla önemli bir ilke
imza atmıştır.
Köprülü, Avrupa ilim metotlarını öğrenip, milli
değerlerle yoğrularak yapılan bir usulün taklit olmaya-
cağını ve varlığını koruyacağını söylemektedir. 1913 yılı
Köprülü için bir dönüm noktası işlevi görmektedir. Bu
yılda lise öğretmenliğinden İstanbul Darülfünunu Türk
Edebiyatı Tarihi müdürlüğüne getirilmiş; şair ve öğret-
men kişiliğinden âlimlik mertebesine ulaşmıştır (Turan,
1953: 13). Köprülü, ilk defa edebiyatımızı ilmi metotlar-
la ele alarak kronolojik bir biçimde objektif usullerle in-
celemiş ve edebiyatımızı dönemlere ayırmıştır. Köprü-
lü’ye göre edebiyat tarihçisi “nesnel-tarihçi” ve evrensel
bakış açısına sahip olmalıdır. Edebiyat tarihimize getir-
diği bu yaklaşımla kendisinden sonra yapılacak edebi-
yat tarihi çalışmalarına da yön vermiştir (Okumuş, Şa-
hin, 2010: 398).
Erwin Panofsky, 1892’de Almanya’nın Hanno-
ver kentinde doğmuştur. Berlin, Münih ve Freiburg
Üniversitelerinde eğitim gördükten sonra, 1921 yılında
Hamburg Üniversitesi’nde sanat tarihi dersleri vermeye
başlamış ve 1926-1933 yılları arasında bu üniversitede
profesör olarak görev yapmıştır. Çalışmalarında sanatı
çağın insan eylemlerinin bütünü içinde ele almış ve dış
görünüşlerin ötesinde, sanatın anlamsal yanıyla da il-
gilenmiş, sanat yapıtının yaratılmasındaki özel yanları
bulup çıkarmaya çalışmıştır (Panofsky, 2012: 3).
Köprülü’nün Metodu
1913 yılında Bilgi Mecmuası’nın ilk sayısında
yer alan “Türk Edebiyatı Tarihinde Usul” adlı maka-
lesiyle edebiyatımızın incelenmesinde takip edilmesi
gereken en son metotları inceleyerek dikkatleri üze-
rinde toplamaktadır (Yılmaz, 2008: 173). Köprülü’nün
metotla ilişkin görüşleri ve yorumları, yüz yılı aşkın sü-
redir ülkemize ve toplum bilimlerine özgürleştirici etki
yaptığı çok açık bir şekilde görülmektedir. Köprülü,
Avrupa edebiyat metotlarını Türk edebiyatında uygu-
lamış; edebiyatımızın dünyaya ve diğer medeniyetlere
tanıtılmasında katkıda bulunmuştur (Berktay, 1983: 81).
Bu makaleyle Köprülü, ünlü Fransız edebiyat tarihçisi
Gustave Lanson’un ana fikirlerinden yararlanıp, ken-
di şahsi görüş ve fikirleriyle ilk ilmi yazısını yazmıştır.
Köprülü, makalede Türk edebiyatı tarihinin Avrupa
ilim metotlarıyla fakat kendi milli bünyemize uygun bir
şekilde nasıl incelenebileceğini göstermeye çalışmakta
ve ileride yapacağı çalışmanın esaslarını tespit etmek-
tedir (Köprülü, 1987: 2). Türk edebiyatı tarihinde ciddi
bir iş yapmak isteyen Köprülü’nün ilk yaptığı çalışma
Avrupa ilim metotlarını öğrenip Avrupalıların bu konu
hakkında nasıl bir çözüm bulduklarına dair inceleme
yapmaktır. Köprülü makalesinde Türk edebiyatı eleş-
tirisinin temellerini ve hedeflerini bütüncül bir şekilde
ortaya koymaktadır. Köprülü’nün metoduna göre esas
amaç, edebi metinleri tam olarak anlayabilmektir. Ese-
rin doğru anlaşılabilmesi için karşılaştırmalı bir metot-
tan yararlanılmalıdır. Bu karşılaştırmaların seçkisi itina
ile yapılmalı ve sanat tarihinin özgün ve en güçlü eser-
leri ele alınmalıdır. Ayrıca, eserleri yaratan sanatçının
yaşam öyküleri ve sanat anlayışı daima göz önünde bu-
lundurulmalıdır. Edebiyat tarihinin başlangıçtan itiba-
ren gelişimini ve değişimini açıkça ortaya koymak ge-
reklidir. Bu yapılırken gelişimi ve değişimi belirleyen,
onu şartlayan genel ortamın verileri dikkatle değerlen-
dirilmelidir. İlk devirdeki İslam öncesi ve İslam sonrası
süreçlerdeki ve sanatta Batıya açılıştan günümüze tüm
edebi oluşumları eksiksiz tespit edip değerlendirmek
esastır (Güneş, 2011: 168-169). Köprülü’ye göre edebiyat
tarihçisinin görevi, disiplinli ve donanımlı bir şekilde
hem kendi devir üslubunu hem de diğer medeniyetle-
rin üslup anlayışını kavrayarak geniş bir bakış açısına
sahip olmaktır.
Buşra İncirkuş - Mehmed Fuad Köprülü’nün V
e Erwin Panofksy’nin Sanat
Yapıtı İnceleme
Yöntemlerinin Karşılaştırılma
idil, 2018, cilt / volume 7, sayı / issue 45
www.idildergisi.com
499
DOI: 10.7816 /idil-07-45-02
Köprülü, Türk edebiyatı tarihine getirdiği metot
için Lanson’un tesirinin yanı sıra Hippolyte Taine’nin
sanat görüşlerinden de yararlanmıştır. Bu yöntemlerin
birleştiği nokta yazarın edebi eseri oluştururken; yaşa-
dığı devir, sosyal çevre, iktisadi şartlar ve gelenekleri ele
almasıdır. Köprülü bu metotları özümsemiş ve kendi
özgün kuramını oluşturmuştur. Bu metot, şekil (üslup),
konu ve öz (esas, anlam) olarak üç aşamadan oluşmakta-
dır. Köprülü’ye göre edebi eseri şekille birlikte oluşturan
asıl unsur “esas” veya “ruh” unsurudur (Yılmaz, 2008:
178). İlk aşama olan “şekil” adı altında Köprülü, yazılan
metinlerin düz yazı, şiir, koşma, gazel ya da destan vb.
gibi hangi üslupla ve hangi aruz ölçüsüyle yazıldığını
belirlemektedir. İkinci sırada olan “konu” aşamasında
Köprülü, eserin konusunu ayrıntılı bir şekilde irdele-
mektedir. Son aşama olan “öz»de ise biçim ve konuya
dair analizler yapıldıktan sonra bunların sentezlenerek
içeriğin tespit edilmesi gerekir. Bu yöntem Avrupa ilim
ve metotlarından faydalanılarak oluşturulmuş, Köprü-
lü tarafından Türk edebiyatı çalışmalarına uyarlanmak
üzere geliştirilmiştir. Bir sanat eserinin bu üç yöntemle
çözümlenmesi eserin daha iyi anlaşılmasını sağlamak-
tadır. En önemli aşama olan öz’de, eserin şekil ve konu
bakımından incelendikten sonra özünü kavramaya yö-
neliktir. Bu şekilde eserin özümsenmesi ve vermek is-
tediği mesaj anlaşılabilecektir. Bu yöntem, başta sadece
edebiyat çalışmalarına uygulanmış olmasına rağmen
resim sanatının örneklerine de uyarlanabilir. Bir resim
çalışmasının şekil, konu ve öz bakımından incelenmesi
o resmin daha iyi kavranmasına yardımcı olacaktır.
Köprülü, “Türk Edebiyatı Tarihi” adlı kapsamlı
eserinde Yunus Emre’nin “Yunus Divanı” eserini kendi
kuramına göre çözümlemiştir. Kitapta, Yunus Emre’nin
hayatından, eserinden ve sanat kişiliğinden söz etmek-
tedir. Köprülü, ilk önce eserin mesnevi ve gazellerden
oluşup hece vezniyle yazıldığını söyleyerek kuramının
birinci aşaması olan şekil hakkında bilgi vermektedir.
Daha sonra zamanının bütün ilmi felsefelerinden etkile-
nen şair için tabiatla ve dış alemle bütünleşip oluşturdu-
ğu divanını Yaradan’a sığınarak ortaya koyduğunu söy-
leyerek konu hakkında bilgi vermektedir. En son olarak
da ilahilerinde, nutuklarında Bektaşi’nin tabiriyle “ne-
fes”lerinde Yunus’un asıl şahsi görüşü görülmekte ve
Celaleddin Rumi’nin Farsça olarak yazdığı ilmi felse-
feyle Yunus’un neşrettiği sade Türkçe ve hece vezniyle
ortaya koyduğunu aynı değerde görerek eserin özünü
ortaya koymaktadır (Köprülü, 2014: 343-344).
Panofsky’nin Metodu
Ülkemizin aydın kuramcıları arasında saygın bir
yeri olan ve erken yitirdiğimiz Bedrettin Cömert, Alman
asıllı sanat eleştirmeni
Panofsky’nin yöntemini ülkemize
tanıtması bakımından son derece önemli bir yere sahiptir.
Cömert, kuramın anlaşılmasında öncü rolü üstlenmiş ve bir
eserin doğru çözümlenmesi için
Panofsky’nin üç aşamalı
yönteminin arı ve anlaşılır bir dille
Türkçe’ye çevrilerek
sanat tarihi araştırmalarında kullanılmasını sağlamıştır
(Cömert, 2010: 18).
Panofsky’nin yönteminin aşamaları; birincil veya
doğal anlam (ön ikonografik aşama), ikincil veya danışıklı
anlam (ikonografik aşama) ve içsel anlam veya içerik (
iko-
nolojik aşama)›ten oluşmaktadır (Panofsky, 2012: 28-29).
Yöntemin ilk aşaması olan “birincil veya doğal anlam”
da sanat yapıtında yer alan biçimsel tüm öğelerin bel-
li bir düzene göre tanımlanmaktadır. İkinci aşama olan
“ikincil veya danışıklı anlam” da eserin konusu veril-
mekte ve varsa semboller, atribüler ve kimliklerin ta-
nımlanması yapılmaktadır. Son aşama olan “içsel anlam
veya içerik” de metodun ilk iki aşamasında yapılan ana-
lizlerin sentezi yapılmaktadır. Eserdeki anlamlar, ana -
yan anlam olarak verilmekte ve eserin mesajı belirlen-
mektedir (Akkaya, 2014: 82).
Erwin Panofsky, 1939 yılında sanat çalışmaları-
nı çözümlemek amacıyla üç aşamalı bir yöntem geliş-
tirmiştir. Bu çalışmaların anlam boyutuna önem ver-
miştir. İlk aşama olan birincil veya doğal anlamda (ön
ikonografik aşama) en temel bakış açısıyla, resimde
görülen kişiler veya nesneler ifade edilir. Genel durum
ortaya konularak sanat çalışmasına giriş yapılır. İkinci
aşama olan ikincil veya danışıklı anlamda (ikonogra-
fik aşama) çalışmanın konusu ortaya konmaktadır. Bu
aşamada çalışmanın vereceği anlamın belli bir kültür
ve eğitimle çözülebileceği açıklanmaktadır. Örnek ola-
rak Leonardo Da Vinci’nin yaptığı “Son Akşam Yeme-
ği” adlı freskonun konusu, Batı kültürü ve Hristiyanlık
eğitimi almamış birine belli bir anlam ifade etmeyecek-
tir. Bu sebeple bu aşama, çalışmanın konusundan yola
çıkılarak anlamı bulmada son derece önemli olmakta-
dır. Son aşama olan içsel anlam veya içerikte (ikonolo-
jik aşama) sanat eserinin anlatmak istediği mesaj özümsenip,
anlam genişletilerek eser; sosyal, kültürel ve tarihsel bir
bakış açısıyla değerlendirilmektedir. Böylelikle eserin vermiş
olduğu anlam boyutunun bütüncül bir yaklaşımla ortaya
konması sağlanmaktadır.
Köprülü ve Panofsky’nin Metodlarının Karşı-
laştırılması
Köprülü ve Panofsky, sanat eserinin çözümlen-
mesinde benzer aşamaları kullanmıştır. Her iki yön-
temde üç aşamadan oluşmakta; içerik bakımından da
Buşra İncirkuş - Mehmed Fuad Köprülü’nün V
e Erwin Panofksy’nin Sanat
Yapıtı İnceleme
Yöntemlerinin Karşılaştırılma
www.idildergisi.com
idil, 2018, cilt / volume 7, sayı / issue 45
500
DOI: 10.7816 /idil-07-45-02
benzerlikler bulunmaktadır. Köprülü’nün ilk aşaması
olan şekil, Panofsky’nin ilk aşaması birincil veya doğal
anlamla; Köprülü’nün ikinci aşaması olan konu, Panof-
sky’nin ikincil veya danışıklı anlamla ve yine Köprü-
lü’nün üçüncü aşaması öz, Panofsky’nin son aşaması
olan içsel anlam ve içerikle örtüşmektedir. Her iki yönte-
min birinci aşaması edebiyat alanında eserin (düz yazı,
şiir vb.) hangi türde yazıldığını, resim çalışmalarında
ise resimdeki öğelerin ne olduğunu ortaya koymakta-
dır. İkinci aşamada edebiyat ya da resim çalışmasının
konusunun ne olduğu incelenmektedir. Üçüncü aşama-
da ise her iki türdeki eserinde anlatmak istediği anlam
ayrıntılı bir şekilde çözümlenmektedir. Bu şekilde yapı-
lan yöntemle incelenen sanat eseri, ister edebiyat çalış-
ması ister resim sanatından bir örnek olsun, kapsamlı
bir şekilde irdelenerek eserin daha tutarlı ve sağlam bir
çözümlemesinin yapılmasını sağlamaktadır.
Köprülü metodunu 1913’te, Panofsky ise yön-
temini 1939 yılında geliştirmiş ve yayınlamıştır. Panof-
sky’nin, Köprülü’nün metodunu okuyup okumadığı
hakkında bir bilgi bulunmamaktadır fakat bu göster-
mektedir ki Köprülü, metodunu tam yirmi altı yıl önce
oluşturarak ne kadar aydın ve çağını aşan bir kuramcı
olduğu açıkça anlaşılmaktadır (Akkaya, 2014: 80).
Sonuç
Sonuç olarak, Köprülü, edebiyatı sadece kendi
milli görüşlerimize göre değil evrensel bir bakış açısıyla
da irdeleyerek tarih ve edebiyatın tek bir kaynaktan ya-
rarlanılmayacak kadar geniş bir olgu olduğunu ortaya
koymaktadır. Ayrıca Köprülü’nün Panofsky’den yirmi
altı yıl önce böyle bir çalışma yapmış olması ne kadar
ileri görüşlü olduğunu düşündürmektedir. Köprü-
lü’nün metodu sadece edebiyatımızda değil diğer tüm
alanlara uygulanabilirlik yönünden son derece yararlı
ve bütüncül bir bakış açısıyla ortaya konulmuş bir me-
tottur. Ancak, Türkiye’de sanat tarihi Batılı kuramlara
göre gelişmeye çabalarken hem ağır kalmış hem de kav-
ram kargaşasına sürüklenmiştir. Sanat tarihi bölümle-
ri kurulduğunda Köprülü’nün bu metodunun Görsel
Sanatlara uygulanabilirliği fark edilememiştir. Halbu-
ki Köprülü’nün metodunun çağını da aşan gelişmişlik
konumu ve sanat tarihinin kapsamına giren tüm alan-
lardaki yaklaşımlara olumlu ve hızlı bir ivme kazandı-
rabileceği anlaşılabilseydi sanat tarihimiz daha özgün,
tutarlı, sağlam bir kuram ve metodoloji temelinde bir-
çok probleminden farklı bir çizgide gelişebilme imkanı
bulacaktı. Bunun sonucu olarak bugün eksikliğini his-
settiğimiz kuramcılarımız ve onların açtığı yoldan sanat
eserini sağlıklı ve tarafsız inceleyecek bilim adamları-
mızın sayıları artmış olacağından, sanat tarihi alanının
gelişmişlik düzeyi mevcut durumunun daha ilerisinde
olacaktır.
KAYNAKLAR
AKKAYA, Tayfun. Akademik ve Disiplinlerarası
Yeni Sanat Eleştirisi Kuramı. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat,
2014.
BERKTAY, Halil. Cumhuriyet İdeolojisi ve Fuat
Köprülü. İstanbul: Kaynak, 1983.
CÖMERT, Bedrettin. Mitoloji ve İkonografi. Anka-
ra: De Ki, 2010.
GÜNEŞ, Mehmet. “Türk Edebiyatı Tarihçiliğinde
Mustafa Nihat Özün ve Metinlerle Muasır Türk Edebiyatı
Tarihi”. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları
Enstitüsü Dergisi, 45. (2011): 168-169.
KÖPRÜLÜ, Mehmed Fuad. Türk Edebiyatı Tari-
hi. İstanbul: Alfa, 2014.
KÖPRÜLÜ, Orhan F.Fuad Köprülü. Ankara: Kül-
tür ve Turizm Bakanlığı, 1987.
OKUMUŞ, Salih, ŞAHİN, İdris. “Tanzimat’tan
Günümüze Edebiyat Tarihi Yazarlığı ve Edebiyat Tarihleri
Üzerine Bir İnceleme”. Uluslararası Sosyal Araştırmalar
Dergisi 14. (2010): 398.
PANOFSKY, Erwin. İkonoloji Araştırmaları. Çev.
Orhan Düz. İstanbul: Pinhan, 2012.
TURAN, Osman. 60. Doğum Yılı Münasebetiyle
Fuad Köprülü Armağanı. İstanbul: Osman Yalçın Matbaa-
sı, 1953.
YILMAZ, Kadriye. “Mehmed Fuad Köprülü’nün
Bugünkü Edebiyat Adlı Eserinden Hareketle Edebiyata Dair
Görüşleri”.
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk
Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 14. (2008): 173-
189.
Buşra İncirkuş - Mehmed Fuad Köprülü’nün V
e Erwin Panofksy’nin Sanat
Yapıtı İnceleme
Yöntemlerinin Karşılaştırılma
Dostları ilə paylaş: |