ÇAMLIDERE (ANKARA) TAŞLAŞMIŞ AĞAÇ FOSİL ORMANI
Dr.Eşref ATABEY
Jeoloji Yüksek Mühendisi
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Bilimsel Teknik Kurul Üyesi, Ankara
esrefatabey@yahoo.com
Dr. Gerçek SARAÇ
Paleontolog
MTA Müze Müdürlüğü, Ankara
gerceksarac@hotmail.com
Ankara Çamlıdere ilçesi sınırları içinde kalan alanda şimdiye kadar varlığı bilinmeyen silisleşmiş
(taşlaşmış) orman ağaçları bulunmaktadır. Taşlaşmış ağaçların bulunduğu yöre batıda; Bolu, kuzeyde;
Çerkeş, Kurşunlu, Ilgaz, doğuda; Çankırı ve Şabanözü, güneyde; Beypazarı, Kazan, Çubuk yerleşim
yerleriyle sınırlı çok geniş bir alandır. Tarihsel süreçler içinde bu yörelerde yaşamış olan Galat halklarının
onuruna, jeolojik özelliklerine dayanılarak’’ Galatya Masifi’’ olarak anılmakta olan bu yöre yaklaşık 23-11
milyon yıl önceleri oluşmuş Erken-Orta Miyosen yaşlı, Andezitik, Dasitik, yer yer Riyolitik, Bazaltik; tüf,
volkanik konglomeralardan meydana gelen volkanik bir kompleks ve volkanik gereç içeren kumtaşı,
silttaşı, kiltaşı, şeyl, tüfit ve yer yer linyit damarları ve silis merceklerinden oluşan çok kalın sedimanter,
volkano sedimanter ve volkanik bir istifin parçasıdır.
Silisleşmiş (Fosil) orman ağaçlarından oluşan bulgu alanı tamamen volkanik ürünlerden oluşmaktadır ve
bu orman ilk yorumlarımıza dayanılarak Erken Miyosen’de (23–15 milyon yıl öncesi) gelişmiş olan çam ve
meşe ağaçlarının egemen olduğu karışık bir ormanın fosil kalıntılarıdır. İlk belirlemelere göre baskın
olarak kök, gövde ve dallardan oluşmuş ve bunların parçalanmış örnekleri 250–300 m uzunluğunda bir
zonda zenginleştiği belirlenmiştir. Şu anda eğimli olan fosilli tabakanın eğim doğrultusunda bu orman
üyelerinin eğer bilimsel kazılar yapılırsa tüm kök, gövde ve dallarıyla birlikte bulunabilecekleri ortadadır.
Bu tür bulgu alanlarının dünyada benzerleri az da olsa bulunmakta olup örnek olarak, literatürden çok iyi
bilinen ve şimdi bir açık hava müzesi olarak ziyarete açılmış Amerika’daki Mezozoik yaşlı silisleşmiş
orman fosilleri keza son yıllarda komşumuz Yunanistan’ın Midilli adasında Erken-Orta Miyosen yaşlı, yine
bir açık hava müzesine dönüştürülmüş taşlaşmış ağaçlar bulgu alanları gösterilebilir.
Yukarıda sınırları çizilen “Galatya Masifi”nin birçok yöresinde daha önceki yıllarda yapılan çalışmalarda
birçok silisli zondan söz edilmekte olup örneğin Güvem, Yukarı Çamlı köyünde işletilmiş ve günümüzde
terkedilmiş linyit ocağında da benzer silisleşmiş ağaç parçaları bulunmakla beraber hiçbir zaman bunlar
Çamlıdere yöresindekiler kadar zengin olmamış ve açık hava müzesi olma özelliği ve niteliği taşımamıştır.
Jeolojik özellikler ve güzellikler taşıyan Çamlıdere yöresinin bu silisleşmiş orman florası örnekleri bol
miktarda bulunmaları, ayrıca nadir olarak bu denli zengin bulunmaları nedeniyle onlara bir açık hava
müzesi olma sıfatını kazandırmaktadır.
Diğer taraftan bu orman florası 2863 sayılı yasanın jeolojik devirlerde oluşmuş olması ve özellik ve
güzellikler bulundurmaları nedeniyle, değinilen yazıya dayanılarak koruma altına alma özelliği de
göstermektedir. Bu alan dar kapsamda jeolojik koruma alanı (Jeosit) ya da geniş alanları kapsayacak
tarzda jeoloji parkı (Jeopark) olma özelliğindedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar bağlamında fosil ormanın bulunduğu Çamlıdere (Ankara) yöresindeki bu
alanın bir açık hava müzesi olarak korunmak üzere koruma altına alınarak ve bu alanda oluşturulacak bir
proje kapsamında kazılar yapılarak tüm ağaç, gövde ve köklerinin tüm görkemiyle ortaya çıkarılması ve
bu örneklerin yerinde korunarak dünyadaki diğer örnekleri gibi bir açık hava müzesi niteliğine
kavuşturulması gerekmektedir.
Yaşlı bir ağacın büyümesinin ve hayatının kayıtlarını tutması gibi, yerküre de geçmişinin ve anılarının
kaydını tutar. Bu kayıtlar hem yüzeyinde hem de derinliklerdedir, kayalarda ve kırlardadır, bu kayıtlar
okunabilir ve dilimize çevrilebilir.
Milyonlarca yıl önce volkanik faaliyetlerle oluşan silisce zengin volkanik göller içinde ve çevresinde ya da
volkanizmaya bağlı yoğun silis getiriminin olduğu ortamda silisleşen ağaçların (Örneğin: Ankara,
Çamlıdere’deki silisleşmiş ağaçlar) nasıl silisleştikleri (taşlaştıklarıyla) ilgili günümüzde deneyler
yapılmıştır.
Japonya Tateyama Sıcak Su Kaynağı’ndaki sıcak bir kaynak su gölü yüksek oranda silis içermektedir.
Akahane ve diğerleri, 2004 yılı Haziran ayında yayımlanan makalelerinde bu sıcak su gölünde silis
kürecikleri ile opal birikimleri tesbit ettiklerinden ve gölün akış kısmında bol miktarda silisce doygun ağaç
parçası bulunduğundan bahsetmektedirler. Bu silisleşmeler, ağacın ayrılmış yüzeyleri ya da hücre
çeperlerine silis küreciklerinin çökelmesinden kaynaklanmıştır. Özellikle kaplıca suyu göl yatağına silis
küreciklerinin depolanmasıyla opal oluşturmakta ve ağacın kendi dokusu üzerine aynı küreciklerin
depolanmasıyla silisleşme gelişmektedir. Silisin ağaç dokusunun damarlarının yüzeyi ve damarları
arasındaki boşluklarda depolandığını göstermiştir. Ağaç dokularının yapıları milyonlarca yıl önceleri
jeolojik geçmişteki (Ör: Çamlıdere’deki 23-15 milyon yaş arası silisleşmiş ağaçlar gibi) volkanik bölgelerin
yakınında oluşan doğal silisleşmiş ağaç dokularıyla aynı olduğu saptanmıştır. Bu sonuçlar bize sıcak
kaynak suyunda bulunanlar olmak üzere aynı koşullar altında oluştuğu görülen belli doğal silisleşmiş ağaç
parçalarının oluşum mekanizmasını açıklamaktadır. Silisleşme (Taşlaşma) sürecini doğrulamak amacıyla
Akahane ve diğerleri (2004) tarafından taze KIZILAĞAÇ parçaları sıcak sulu dereye yerleştirilmiştir.
Deneysel ağaç parçaları 7 yıllık bir dönemde ağaç dokusu hücresinde şekilsiz silis küreciklerinin
depolanmasıyla ağırlıkça yaklaşık %40 silisleşmiştir (Taşlaşmıştır). Uzmanlara göre Japonya Tateyama
sıcak su gölünde yapılan çalışma; silisleşmiş (Taşlaşmış) ağacın onlarca-yüzlerce yıl gibi kısa zaman
dönemlerinde uygun koşullar altında oluşabildiğini gösterirken silisleşmiş (Taşlaşmış) ağacı oluşturan
mekanizmaların anlaşılmasına katkıda bulunur. Bir başka araştırmada ABD Yellowstone Parkındaki
ağaçlarda yılda 0.1 ile 0.4 mm silis çökelimi saptanmıştır.
Yapılan deneysel sonuçlar bize Ankara-Çamlıdere’deki silisleşmiş (Taşlaşmış) ağaçların nasıl
silisleşebildiklerine ilişkin ipucu vermektedir. Çamlıdere’deki silisleşmiş ağaçlar 23-15 milyon yıl öncesi
faaliyet gösteren andezitik ve dasidik lav ile volkan külü, tüf, tüfit üreten volkanizma malzemesiyle iç içe
olan silisce doygun göl içinde ve silisce zengin volkanik getirimlerin etkisiyle asidik hidrotermal döngü
sonucunda, ağaçların hücreleri çeperlerine ve hücre boşluklarına silis küreciklerinin birikmesiyle,
yerleşmesiyle silisleşmiştir (Taşlaşmışlardır). Taşlaşan bu ağaç ormanı daha sonraki evrelerde oluşan
volkan patlaması ürünü volkan külleri, tüfleri, lavları ile örtülmüş ve bu volkanik örtü silisleşmiş
(Taşlaşmış) ağaç fosillerinin milyonlarca yıl öncesinden günümüze kadar korunmalarını sağlamıştır.
Tıpkı DİNGE BİLDİRGESİNDE yer aldığı gibi Galatya Masifi Silisleşmiş Ağaçları da geçmişin kaydını
bünyesinde tutmaktadır.
Bize düşen görev bu kayıtları okumak ve anlamını bilmektir.