Ceza Genel Kurulu E: 2011/4-248



Yüklə 72,39 Kb.
tarix15.04.2018
ölçüsü72,39 Kb.
#38584

T.C.

YARGITAY


Ceza Genel Kurulu

E:2011/4-248

K:2012/37

T:14.02.2012




  • Savunma Hakkı

  • Yargı Çevresi Dışında Tutuklu Sanık

  • İstinabe

  • Duruşmadan Bağışık (Vareste) Tutulma

Özet: CYY’nin 196.maddesinin 2. Fıkrasının açık düzenlenmesinden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu sorgunun yapılmasında sanıkların tutuklu olup olmadığı konusunda herhangi bir ayırıma yer vermeyerek, yalnızca sanığın yargılandığı suç için yasada öngörülen cezanın alt sınırını esas alan ilkeyi benimsemiştir.


(AİHS m. 6/3-c)

(5237 s. TCK m. 206, 267, 268)

(5271 s. CMK m. 193, 194, 195, 196, 200, 204)

(1412 s. CMUK m. 226) (mülga)

(6136 s. ASK m. 13/1)

T.C.


YARGITAY

Ceza Genel Kurulu

E:2011/2-401

K:2012/39

T:14.02.2012


  • Yasa Yolu Bildirimi

  • Başvuru Şekli

  • Temyiz Süresi

  • Eski Hale Getirme

Özet: Yasa yolu bildiriminde sadece başvuru şeklinin gösterilmemiş olması, “yasa yolu süresinin” işlemeye başlamasını engellemeyecek, bu durumda, başvuru şekli gösterilmemiş veya yanlış gösterilmiş olsa dahi temyiz süreleri işleyecek ve süreden sonra yapılan temyiz başvurusu kabul edilmeyecektir.

(5271 s. CMK m. 34/2, 40, 231/2, 232/6, 264)

(1412 s. CMUK m. 310)

T.C.

YARGITAY


Birinci Ceza Dairesi

E:2011/6240

K:2011/8034

T:19.12.2011




  • Kastın Aşılması Suretiyle Adam Öldürme

  • Temel Cezanın Belirlenmesi

  • Darbenin Sayısı ve Yaranın Niteliği

  • Makul Ceza

Özet: Sanığın, olay tarihinde bıçakla maktulü sol kruriste kesi oluşturacak şekilde tek darbeyle yaraladığı, sol bacakta tarif edilen bu kesici delici alet yaralanmasına bağlı kanama nedeniyle maktulün öldüğü olayda, 12 yıldan 16 yıla kadar hapis cezası öngören 5237 sayılı TCK’nın 87/4.maddesi son cümlesi ile yapılan uygulama sırasında, darbe sayısı ve yaranın niteliği dikkate alınarak, alt ve üst sınırlar arasında makul bir temel ceza belirlenmesi gerektiği gözetilmelidir.

(5237 s. TCK m. 61, 87/4)

T.C.


YARGITAY

Birinci Ceza Dairesi

E:2011/1960

K:2012/7855

T:05.11.2012


  • Kasten Eşini Öldürmek

  • Haksız Tahrik

  • Tahrikte Dengenin Bozulması

Özet: Maktuleyi daha önce darp eden, evde bulunan eşyaları satarak maktule ile çocuklarını mağdur eden, hakkında tedbir kararı alınan ve olay yerine elinde bıçakla gelen sanıktan kaynaklanan haksız hareketlerin niteliği dikkate alındığında, maktulenin olay sırasında sanığa hakaret ettiği kabul edilse bile tahrikte dengenin sanık lehine bozulduğundan söz edilemeyeceği gözetilmelidir.

(5237 s. TCK m. 29,82/1-d)
T.C.

YARGITAY


İkinci Ceza Dairesi

E:2010/27586

K:2012/15203

T:28.05.2012




  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

  • İtiraz

  • Yeni Hüküm

Özet: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/12. Madde-fıkrası uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı itiraz yasa yoluna başvurulması halinde, ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarında hukuka aykırılık olup olmadığı hususlarının incelenebileceği, suçun sübutu, nitelendirilmesi gibi esasa ilişkin değerlendirme yapılamayacağı gözetilmelidir.

(5271 s. CMK m. 231/12)

T.C.


YARGITAY

İkinci Ceza Dairesi

E:2010/30693

K:2012/16649

T:18.06.2012


  • Konut Dokunulmazlığını Bozmak

  • Rıza

  • Yakın Akraba

Özet: Konut dokunulmazlığını bozmak suçunun işlenebilmesi için failin rıza dışında başkasına ait konuta veya eklentiye girmesi veya rıza ile konuta oturanların veya olayın özelliğine göre eve girilmesine izin verilen yakın akrabaların bu suçta fail olmayacakları kabul edilmektedir. Bu kapsamda boşandıkları tarihten beri geçen uzun süreye rağmen eski eşiyle aynı evde kalmaya devam eden şikâyetçinin, sanıkla aynı evde kalmak konusunda rızasının bulunduğu gözetilmelidir.

(5237 s. TCK m. 116)
T.C.

YARGITAY


Üçüncü Ceza Dairesi

E:2011/21737

K:2012/29653

T:13.09.2012



Özet: Orman İşletmesinden 2/B uygulaması ile ilgili ilanın hangi tarihte yapıldığının kesin bir şekilde tespit edilmesinden sonra ilanın zabıt tarihinden sonra yapılmış olmadı halinde idari bir işlem olan 2/B uygulamasının suç tarihinde orman tahdit sınırları içinde kalan yere vaki tecavüzü suç olmaktan çıkarmayacağı ve eylemin 6831 sayılı Kanun’un 93/2.maddesinde yazılı suçu oluşturacağı, 2/B ile ilgili ilanın suç tarihinden önce yapılması halinde sanığın kastı da tartışılarak kastın yokluğunun belirlenmesi halinde eyleminin suç teşkil etmeyeceği gözetilmelidir.

(6831 s. OK m. 2/B, 93/2)

T.C.


YARGITAY

Üçüncü Ceza Dairesi

E:2010/6651

K:2012/32108

T:01.10.2012


  • Subjektif Sorumluluk Esası

  • Nedensellik Bağı

  • Objektif Öngörülebilirlik

  • Olası Kast/Bilinçli Taksir

Özet: Sanığın müştekiye eliyle kasten vurup harici lezyon bırakmayacak şekilde TCK’nın 86/2.maddesi kapsamında yaralaması sonucunda gerçekleşen ağır ve başka netice (kalp krizi sonucu yaşamın tehlikeye girmesi ) bakımından olası kastla hareket ettiğinden söz etmenin mümkün bulunmadığı, ancak mağdurun yaşı da gözetildiğinde kalp krizi geçirebileceğinin objektif olarak öngörülebildiği ve fakat mağdurdaki kalp rahatsızlığının önceden bilinmemesi halinde basit taksirle yaralama suçundan TCK’nın 89/1-2.maddesiyle, bilinmesi halinde ise bilinçli taksirle yaralamadan TCK’nın 89/1-2, 22/3.maddeleriyle cezalandırılması gerektiği gözetilmelidir.

(5237 s. TCK m. 21,22/3,23,89/1-2)
T.C.

YARGITAY


Dördüncü Ceza Dairesi

E:2011/17464

K:2012/4240

T:29.02.2012




  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

  • Yeni Suç

  • Hükmün Açıklanması

  • Hak Arama Hürriyeti

  • Vasıtasızlık-Alenilik-Sözlülük

  • Hükmün Gerekçesi

Özet: Anayasa’nın “hak arama hürriyeti” başlığı ile düzenlenen 36. Maddesi ile taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. Maddesindeki “adil yargılanma” ilkesi karşısında; denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranan sanık hakkında, 5271 sayılı CMK’nın 231/11.maddesi gereğince, hükmün açıklanmasına karar verilebilmesi için öncelikle ceza yargılamasının “vasıtasızlık”, “alenilik” ve “sözlülük” ilkeleri gereği duruşma açılarak, yargılamadan haberdar edilmeli ve hükmün gerekçesinde iddia, savunma, sanığın lehine ve aleyhine olan tüm kanıtlar, sabit kabul edilen olaylar ve suçun yasal öğelerinin nasıl oluştuğu açıklanıp, tartışılmalı ve dayanakları gösterilmelidir.

(AİHS m.6)

(2709 s. Anayasa m. 36,141)

(5271 s. CMK m. 34,223/1,230,231/1-11)
T.C.

YARGITAY


Dördüncü Ceza Dairesi

E:2012/5915

K:2012/10384

T:03.05.2012




  • İddianamenin İadesi Nedenleri

  • Soruşturma/Kovuşturma Şartı

  • Soruşturma İzni

  • Bilgi Edinme Hakkı

Özet: 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun özel bir yöntem öngörmeyen 29/1.maddesindeki düzenlemeyle, kamu görevlisinin soruşturma usulü bakımından tabi olduğu 4483 sayılı Yasa’da yer verilen hükümler kastedilmiştir.

4483 sayılı Yasa ve benzeri özel soruşturma usulünü düzenleyen diğer yasalar gereğince, ilgili idari merci tarafından soruşturma ve/veya kovuşturma izni verilmeksizin ceza soruşturma ve kovuşturma şartlarının gerçekleşmediği hallerini de içerecek şekilde 5271 sayılı Yasa’nın 172/1.maddesi hükmü de dikkate alınıp 174. Maddede açıkça belirtilmemekle birlikte, iddianamenin iadesi kurumuna ilişkin yasal düzenlemenin amacı gözetildiğinde soruşturma ve kovuşturma şartı niteliğinde bulunması nedeniyle, 4483 sayılı Yasa uyarınca soruşturma izni alınmamasının da iddianamenin iadesi nedeni olarak kabul edilmesi bir zorunluluk olarak kabul edilmelidir.

(5271 s. CMK m. 172/1, 174)

(4982 s. BEHK m. 11, 29/1)

(4483 s. MDKGYK m. 2/2)

(BEHK Uygulamasına İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik m. 42/2)
T.C.

YARGITAY


Beşinci Ceza Dairesi

E:2012/2067

K:2012/5056

T:10.05.2012




  • Zimmet

  • Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma

  • Suç Vasfı

  • Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı

Özet:27.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nda 2762 sayılı Kanun’un 35/2.maddesindekine benzer bir hükme yer verilmediği gibi Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın malları ve paraları hakkında özel hüküm mevcut olmadığı, Medeni Kanun’daki hükümlere göre tescil edileceğinin belirtildiği, kamu gücü ayrıcalıklarının bulunmadığı, kamu kurumu ve kuruluşu olarak kabul edilemeyeceği dikkate alınıp, anılan Vakıfta memur olarak çalışan sanığın paraları mal edinmesi eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 155.maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmelidir.

(5237 s. TCK m. 155/2, 247)

(5737 s. Vakıflar K.)

(2762 s. Vakıflar K. m. 35/2) (mülga)

T.C.


YARGITAY

Beşinci Ceza Dairesi

E:2011/4057

K:2012/9283

T:24.09.2012


  • İkna Suretiyle İrtikap

  • Gerçek İçtima

  • Zincirleme Suç

Özet: Görevlerinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle, pul ve benzeri masraflar adı altında veya sistemde arıza olması nedeniyle makbuz verilemediğini söyleme şeklindeki hileli davranışlarla çeşitli kişilerden para alarak kendilerine menfaat temin eden mahkeme görevlilerinin eylemleri TCK’nın 250/2.maddesinde düzenlenen ikna suretiyle irtikap suçu niteliğindedir.

TCK’nın 43/2.maddesine göre; birden fazla kişiye karşı işlenen aynı suçun zincirleme suç kapsamında kabul edilebilmesi için, tek bir fiille işlenmesi gerektiğinden, somut olayda her bir mağdura karşı farklı zamanlarda işlenen suçlarla ilgili olarak, gerçek içtima kurallarına göre sanıkların her bir mağdura yönelik eylemleri ayrı ayrı değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilmelidir.

(5237 s. TCK m. 43/2, 53, 250/2)

(5271 s. CMK m. 324/2, 325/1)

T.C.


YARGITAY

Altıncı Ceza Dairesi

E:2012/10893

K:2012/13123

T:03.07.2012


  • Yağma

  • Şantaj

  • İddianame Kapsamı

Özet: Sanığın; iki yıl arkadaşlık yaptığı yakınıcı ile cinsel ilişkiye girdikleri sırada çektiği fotoğrafları internet ortamında yayınlayacağından bahisle tehdit ederek para istemekten ibaret eyleminin 5237 sayılı TCK’nun 107/2.maddesine uyan şantaj suçunu oluşturduğu gözetilmelidir.

İddianame kapsamında; önceki tarihli olayla ilgili olarak açılmış bir dava bulunmadığı cihetle, o tarihlerde aldığı parayı gerekçe göstermek suretiyle iddianame dışına çıkılarak eylemin tamamlanmış suç olarak kabulü mümkün değildir.

(5237 s. TCK m. 107/2)

T.C.

YARGITAY


Altıncı Ceza Dairesi

E:2012/11132

K:2012/13202

T:03.07.2012




  • Yağma

  • Kasten Yaralama

  • Cebir Unsuru

  • Korkutucu Güç

Özet:Yakınıcıdaki yargılanmanın 5237 sayılı TCK’nın 86/1.maddesi kapsamında kaldığı ve aynı Yasa’nın 149/2.maddesinin aradığı anlamda nitelikli yaralanmanın oluşmadığı anlaşıldığından, sanığın ayrıca yaralama suçundan dolayı da cezalandırılmasına yasal olanak bulunmadığı gözetilmelidir.

Sanığın yakınıcıya uyuşturucu madde içeren iğne enjekte ederek onu beden ve ruh bakımından savunamayacak hale getirmesi, yağma suçunun cebir unsuru içerisinde değerlendirilmelidir.

Silah olmanın verdiği korkutucu gücünden faydalanılmadığı anlaşılan şırınganın somut yağma suçunda silah olarak kabulü mümkün değildir.

(5237 s. TCK m. 86/1,149/1-a,e,149/2)

T.C.


YARGITAY

Yedinci Ceza Dairesi

E:2012/18604

K:2012/22032

T:11.07.2012


  • Petrol Kaçakçılığı

  • Ticari Amaçla Satın Alma

Özet: Kendisine ait otobüsle yolcu taşımacılığı yapan sanığın nereden temin edildiği belli olmayan ve kaçak olduğunu bildiği akaryakıtı otobüsünde kullanmak üzere satın almaktan ibaret eyleminin kaçak petrolün ticari amaçla satın alınması kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmelidir.

(5015 s. PPK m.2/21, ek m. 5/1)

(5607 s. KMK m. 3/5)

T.C.

YARGITAY


Sekizinci Ceza Dairesi

E:2011/11816

K:2012/23653

T:05.07.2012




  • Ruhsatsız Tabanca Taşımak

  • Esaslı Arıza

  • Zorla Çalıştırma Yasağı

  • Kamuya Yararlı Bir İşte Çalıştırılma

Özet: Ancak bir silah ustasının esaslı ve aletli müdahalesi ile arızasının giderilmesi halinde 6136 sayılı Yasa’ya göre silah vasfını kazanabilecek bir tabanca nedeniyle ruhsatsız tabanca taşımak suçundan mahkumiyet kararı verilemeyeceği gözetilmelidir.

Türkiye Cumhuriyet Anayasası’nın 18.maddesindeki yazılı zorla çalıştırma yasağı ve 5237 sayılı TCK’nın 50/1-f maddesi uyarınca, kamuya yararlı bir işte çalıştırılma seçenek yaptırıma karar verilebilmesi için sanığın gönüllü olması gerekir.

(5237 s. TCK m. 50/1-f)

(6136 s. ASK m. 13/4)

T.C.


YARGITAY

Sekizinci Ceza Dairesi

E:2011/11816

K:2012/23653

T:05.07.2012


  • Ruhsatsız Tabanca Taşımak

  • Esaslı Arıza

  • Zorla Çalıştırma Yasağı

  • Kamuya Yararlı Bir İşte Çalıştırılma

Özet: Ancak bir silah ustasının esaslı ve aletli müdahalesi ile arızasının giderilmesi halinde 6136 sayılı Yasa’ya göre silah vasfını kazanabilecek bir tabanca nedeniyle ruhsatsız tabanca taşımak suçundan mahkumiyet kararı verilemeyeceği gözetilmelidir.

Türkiye Cumhuriyet Anayasası’nın 18. Maddesindeki yazılı zorla çalıştırma yasağı ve 5237 sayılı TCK’nın 50/1-f maddesi uyarınca kamuya yararlı bir işte çalıştırılma seçenek yaptırıma karar verilebilmesi için sanığın gönüllü olması gerekir.

(5237 s. TCK m. 50/1-f)

(6136 s. ASK m. 13/4)

T.C.


YARGITAY

Sekizinci Ceza Dairesi

E:2010/9617

K:2012/24430

T:12.07.2012


  • Vahim Silah Bulundurma

  • Mauser Tüfek

  • Suç Vasfının Bölünmesi

Özet: Sanığın 6136 sayılı Yasa’nın 12/4.maddesi kapsamında vahim nitelikte bir adet mauser marka tüfek ile 7.65mm. çapında bir adet tabanca bulundurmaktan ibaret eyleminin 6136 sayılı Yasa’nın 13/2.madde ve fıkrasında tanımlanan suçu oluşturduğu ve alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini gerektiği gözetilmelidir.

(5237 s. TCK m. 3)

(6136 s. ASK m. 12/4,13/2,13/3)


T.C.

YARGITAY


Dokuzuncu Ceza Dairesi

E:2012/5472

K:2012/9197

T:11.09.2012




  • İddianamenin Konusu

  • Silahlı Terör Örgütünün Propagandasını Yapmak

  • Kimliğin Gizlenmesi Amacıyla Yüzün Kapatılması

  • Düşünce ve Kanaat Açıklaması

Özet: İddianamede dava konusu edilen fiil açıklanırken başka bir fiilden söz edilmesinin, bu ikinci fiilden dolayı da dava açıldığı anlamına gelmeyeceği ve hükmün ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verileceği gözetilmelidir.

3713 sayılı Kanun’un 7/2-a maddesine uygun “terör örgütünün propagandasına dönüştürülen gösteri yürüyüşünde, kimliğin gizlenmesi amacıyla yüzün kapatılması” eylemi sanığın saikiyle birlikte değerlendirildiğinde 6352 sayılı Kanun’un geçici 1. Maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklaması yöntemi olarak kabul edilemez.

(5237 s. TCK m. 220/6, 265/1-3)

(5271 s. CMK m. 225/1)

(2911 s. TGYK m. 32/1, 33/1)

(3713 s. TMK m. 7/2-a)

(6352 s. S.K. m. 105/2-b, geçici m.1,2)

T.C.

YARGITAY


Dokuzuncu Ceza Dairesi

E:2012/2231

K:2012/10565

T:04.10.2012




  • Nitelikli Mala Zarar Verme

  • Ziraat Bankası

  • Suç Vasfı

Özet: 4063 sayılı Kanun’la anonim şirkete dönüştürülmüş özel hukuk tüzel kişisi hüviyetinde olsa da sermayesi Hazine’ye ait olan Ziraat Bankası’na ait mala zarar verme eyleminin TCK’nın 152/1-a madde ve bendinde düzenlenen kamu malına zarar verme suçunu oluşturduğu gözetilmelidir.

(5237 s. TCK m. 151/1, 152/1-a)

T.C.


YARGITAY

Onuncu Ceza Dairesi

E:2012/12470

K:2012/14508

T:27.09.2012


  • Uyuşturucu Madde Ticareti Yapmak

  • Seçimlik Hareket

  • Zincirleme Suç

Özet: TCK’nun 188. Maddesinin 3.fıkrasında belirtilen seçimlik hareketlerden herhangi birinin birden fazla olarak yapılması halinde zincirleme suçun oluşacağı ancak tek satış ve tek bulundurma hareketinin bulunması halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmelidir.

(5237 s. TCK m. 53/1, 188/3)

T.C.


YARGITAY

Onbirinci Ceza Dairesi

E:2011/5131

K:2012/4092

T:22.03.2012


  • Başkasına Ait Kimlik Bilgilerinin Kullanılması

  • Resmi Belgenin Düzenlenmesi Sırasında Yalan Beyanda Bulunmak

  • Kimliği Bildirmeme

Özet: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” başlığını taşıyan 206. Maddesi kapsamında kişinin beyanı üzerine düzenlenen resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispatlayıcı nitelikte olması, bir başka ifadeyle beyanın doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırılmasının zorunlu olmaması şarttır.

“Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” başlıklı 268. Maddesinde düzenlenen suçun oluşması için ise, failin daha önce bir suç işlemiş olması veya bir suçtan yasal işlem yapılması gerekmektedir.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kimliği bildirmeme” başlığını taşıyan 40.maddesinin birinci fıkrası ile 5237 sayılı TCK’nın 206.maddesinde düzenlenen suç arasındaki fark da, beyanın resmi belge düzenlenmesi sırasında yapılıp yapılmadığıdır.

(5237 s. TCK m. 206,268)

(5326 s. Kabahatler K.m.40/1)

T.C.

YARGITAY


Onbirinci Ceza Dairesi

E:2009/10795

K:2012/10611

T:04.06.2012




  • Memurun Resmi Belgede Sahteciliği

  • Aldatma Yeteneğinin Takdiri

  • Orman Suç Tutanağı ve Sevk Pusulası

  • Sahteliği/Aksi Sabit Oluncaya Kadar Geçerli Belge

Özet: Belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir yetkisinin mahkemeye ait olduğu nazara alınarak, suça konu belgelerin duruşmada incelenip özellikleri duruşma tutanağına yazılmalı ve aldatma yeteneğinin ne surette oluştuğu karar yerinde açıklanıp tartışılmalıdır.

6831 sayılı Orman Yasası’nın 82/4.maddesi uyarınca; orman muhafaza memuru tarafından düzenlenen orman suç tutanağı ve sevk pusulasının “aksi kanıtlanıncaya kadar” geçerli belgelerden olduğu gözetilmelidir.

(5237 s. TCK m. 204/2-3)

(765 s. TCK m. 339/1) (mülga)

(6831 s. OK m. 82/4)

T.C.

YARGITAY


Onikinci Ceza Dairesi

E:2011/20114

K:2012/12183

T:15.05.2012




  • Koruma Tedbiri Nedeniyle Tazminat

  • Yol Tutuklaması

  • Makul Süre

Özet: En kısa sürede hâkim huzuruna çıkarılmama iddiasına dayalı tazminat talebi konusunda bir karar verilebilmesi için, yapılacak araştırma yakalanan sanığın hangi sürede hâkim huzuruna çıkarıldığını saptamaktan ibaret olup, talebin dava sonucuyla veya verilecek hükümle bir ilgisi bulunmamaktadır. Gözaltında veya tutuklulukta geçen sürelerin, sanığın mahkûmiyeti halinde bu cezasından mahsubu imkânının bulunması da ulaşılan bu sonucu değiştirmeyecektir.

Açık yasal düzenlemeler ile yasadaki emredici hükümler karşısında; gerektirici hiçbir neden bulunmamasına ve bir saatlik mesafeye rağmen sanığın cezaevinde tutulduğu 12 günlük süreyi en kısa süre ya da makul süre olarak kabule imkân bulunmadığı gözetilmelidir.

(AİHS m. 5/3)

(2709 s. Anayasa m. 19,90/son)

(5271 s. CMK m.94,141,142)

(466 s. KDYTK m. 2)

T.C.


YARGITAY

Onikinci Ceza Dairesi

E:2012/17703

K:2012/18222

T:11.09.2012


  • Kişisel Verilerin Kaydedilmesi

  • Özel Hayatın Gizliliğini İhlal

  • Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme/Ele Geçirme

  • Şantaj/Tehdit Ayrımı

Özet: Mağdurenin çıplak vaziyetteki görüntü ve fotoğraflarının kaydedilmesinden ibaret eylemin, “Kişisel verilerin kaydedilmesi” suçunu oluşturmayacağı, çekimin, mağdurenin bilgisi ve rızası kapsamında gerçekleşmesi nedeniyle, kaydetmekten ve rızası kapsamında gerçekleşmesi nedeniyle, kaydetmekten ibaret haliyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan da söz edilemeyeceği ancak; sanığın, bu kayıtlardan oluşturulan CD’leri mağdurenin rızası olmaksızın, değişik zamanlarda farklı kurumlara göndermesi durumunda, fiilin 5237 sayılı TCK’nın 134/2.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekir.

Mağdurenin işyerinden ayrılıp A…. İlini terk etmemesi halinde, görüntü ve fotoğraflarını içerir kayıtlardan oluşturduğu CD’yi çalıştıkları kurumun genel müdürlüğüne göndereceğini belirtip, “A…’yı terk edin gidin, sizi burada yaşatmam” şeklinde sözler söyleyen sanığın kendisine veya başkasına yarar sağlamaya yönelik hareket ettiğine dair delil bulunmaması karşısında, 5237 sayılı TCK’nın 107/2.maddesinde tanımlanan şantaj suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, eylemin bu haliyle genel kast ile işlenebilen ve 5237 sayılı TCK’nın 107/2.maddesinde tanımlanan şantaj suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, eylemin bu haliyle genel kast ile işlenebilen ve 5237 sayılı TCK’nın 106/1-1.cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturacağı gözetilmelidir.

(5237 s. TCK m. 106/1-1.cümle, 107/2, 134/1-2, 135, 136/1)


T.C.

YARGITAY


Onüçüncü Ceza Dairesi

E:2011/19838

K:2012/22352

T:31.10.2012




  • Hırsızlık

  • İletişimin Tespiti, Dinlenmesi ve Kayda Alınması

  • Katalog Suçlar

  • Sinyal Bilgilerinin Değerlendirilmesi

Özet: Belli bir zaman diliminde, belli bir yerde yapılan tüm görüşmelere ilişkin detayların temin edilip, görüşme yapanlar arasında eleme yapma ve bu kişi ya da kişiler üzerinde araştırmayı yoğunlaştırma işlemi, iletişimin tespiti değil, tipik bir sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi işlemidir. Sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi için ise, suçun 5271 sayılı CMK’nın 135/6.maddesinde sayılan katalog suçlardan olması ve hakim kararının bulunması zorunludur.

(2709 s. Anayasa m. 22)

(5271 s. CMK m. 135)


T.C.

YARGITAY


Onüçüncü Ceza Dairesi

E:2012/17565

K:2012/23123

T:07.11.2012




  • Moleküler Genetik İnceleme

  • Mağdurun Rızası

  • Hâkim Kararı

Özet: Mağdurun rızası varsa beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması için hakim veya Cumhuriyet Savcısından karar alınmasına gerek yok ise de; 5271 sayılı CMK’nın 78 ve 79/1. Maddeleri uyarınca, mağdurdan alınan kan örneği ile suç konusu araçtan elde edilen bulguların karşılaştırılması, diğer bir ifadeyle moleküler genetik inceleme işleminin yapılabilmesi için hakim kararının bulunması gerektiği gözetilmelidir.

(5237 s. TCK m. 26/2)

(5271 s. CMK m. 75, 76, 78, 79)


T.C.

YARGITAY


Ondördüncü Ceza Dairesi

E:2012/7353

K:2012/7578

T:02.07.2012




  • Beden ve Ruh Sağlığını Bozacak Şekilde Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı

  • Organ Sokma

  • Suça Teşebbüs

Özet: Sanığın, çocuğa karşı nitelikli cinsel istismarda bulunmak için mağduru cami tuvaletine götürüp kapıyı kilitledikten ve mağdurun külotunu çıkartıp kucağına oturttuktan sonra, diğer sanığın sesler duyup tuvaletin üst kısmındaki boşluktan bakarak durumu görmesi ve müdahalesi üzerine organ sokma eylemini tamamlayamadığı nazara alınarak suçun teşebbüs derecesinde kaldığı gözetilmelidir.

(5237 s. TCK m. 35, 103)

T.C.


YARGITAY

Onbeşinci Ceza Dairesi

E:2011/15770

K:2012/41895

T:24.09.2012


  • Nitelikli Dolandırıcılık

  • Serbest Meslek Mensubu

  • Emlak Komisyonculuğu

Özet: Yasada kendi nam ve hesabına mesleğin gerektirdiği etik kurallara uygun olarak çalışması gereken kişilerin toplumda kendilerine duyulan güveni kötüye kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlemeleri hali nitelikli dolandırıcılık olarak düzenlenmiş ise de, bu bendin uygulanabilmesi için failin serbest meslek mensubu olması ve dolandırıcılık suçunu da mesleği gereği kendisine duyulan güveni kötüye kullanmak suretiyle işlenmesi gerekir. Sanığın yaptığı emlak komisyonculuğu işi karşılığında aldığı bedeller için Vergi Usul Kanunu gereğince serbest meslek makbuzu düzenlemeyip fatura düzenlemek zorunda olduğu, ticari mahiyetteki işinin serbest meslek faaliyeti kapsamında olmadığı cihetle eylemin TCK’nın 157.maddesine uyan basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmelidir.

(5237 s. TCK m. 157, 158/1-İ)

(193 s. GVK m. 37, 65/2, 66)


T.C.

YARGITAY


Onbeşinci Ceza Dairesi

E:2011/17415

K:2012/43623

T:16.10.2012




  • Basın ve Yayın Araçlarının Sağladığı Kolaylıktan Yararlanmak Suretiyle Dolandırıcılık

  • Gazete İlanı

  • Özel Kolaylık

Özet: 5237 sayılı TCK’nın 158/1-g madde ve bendinde düzenlenen nitelikli halin uygulanması için basın ve yayın araçlarının işlenmesinde özel bir kolaylık sağlamış olması, gerçeğe aykırı haberlerle okuyucu veya izleyenlerin aldatılması suretiyle çıkar sağlanması gerektiği gözetilmelidir.



(5237 s. TCK m. 158/1-g)
Yüklə 72,39 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə