Copy — Madagascar 3 Production Notes



Yüklə 55,83 Kb.
tarix18.06.2018
ölçüsü55,83 Kb.
#49629





MADAGASKAR 3: AVRUPA’NIN EN ÇOK ARANANLARI

PRODÜKSİYON NOTLARI

Biri yolu uzatmak mı dedi?...

“Madagaskar” serisinin üçüncü filminde Alex (Ben Stiller), Marty (Chris Rock), Gloria (Jada Pinkett Smith) ve Melman (David Schwimmer), New York’taki Central Park Hayvanat Bahçesi’ne dönmeye çok kararlı. Afrika’yı artlarında bırakıp, yollarını iyice uzatıyor ve kelimenin tam anlamıyla Avrupa’ya çıkıyorlar – Bir Monte Carlo kumarhanesinin kasasına girmeyi başaran penguen ve şempanzelerin peşinden gidiyorlar. Kısa süre içinde hayvanlarımız, kendi şehrinde başıboş hayvanat bahçesi hayvanlarının dolanmasından pek hoşlanmayan ve ilk aslanını avlama fikri kendisini çok heyecanlandıran Fransız hayvan kontrol memuru Yüzbaşı Chantel Dubois (Frances McDormand) tarafından fark ediliyorlar. Kahramanlarımız, kendilerine mükemmel bir kılıf buluyor: Gezici bir sirk. Planlarıysa, sirki yeni baştan kurmak, birkaç yeni yetenek keşfetmek ve New York’a sağ salim gitmek.

İlk kez 3 boyutlu yayınlanacak olan filmde, Madagaskar kahramanlarımız firarda, sirkle beraber saklanıyor, ölüme meydan okuyan numaralar yapıyor ve yeni arkadaşlar ediniyorlar.

DreamWorks Animation SKG sunar: “Madagaskar 3: Avrupa’nın En Çok Arananları”. Bir PDI/DreamWorks Prodüksiyonu. Seslendirenler; Ben Stiller, Chris Rock, David Schwimmer, Jada Pinkett Smith, Sacha Baron Cohen, Cedric The Entertainer, Andy Richter, Frances McDormand, Jessica Chastain, Cryan Cranston ve Martin Short. Filmin yönetmenleri Eric Darnell ve Tom McGrath. 1 milyar dolardan fazla hasılat elde eden ilk iki filmin de yönetmenliğini yapan ikiliye, yönetmen Conrad Vernon da (“Şrek 2”, “Canavarlar Yaratıklara Karşı”) katılıyor. Senaristler Eric Darnell ve Noah Baumbach (“Yaman Tilki”, “Greenberg”.) Yapımcılar; Mireille Soria (“Madagaskar 2”) ve Mark Swift (“Madagaskar 2”). Müzikler, Hans Zimmer’a ait. Film “8 Yaş Altındakiler İçin Sakıncalı Olabilir” olarak sınıflandırılmıştır.

SORUMLULUKLARLA BAŞ ETMEK

2005’teki “Madagaskar”ın ve 2008’deki devam filmi “Madagaskar 2: Afrika’ya Kaçış”, hem aksiyon dolu komedilerdi, hem de evrensel temaları olan, seyircilerin ilişki kurabileceği iyi anlatılmış hikâyelerdi. Yapımcıların amacı sadece güldürmek değildi.

Yapımcı/yazar Tom McGrath şöyle diyor: “Başarıya ulaşmanızı sağlayan, hikâyenin duygusal bir yanı olması – çünkü sadece arka arkaya espriler patlatılsa, tutunacak bir şey kalmaz.” Yönetmen/yazar Eric Darnell anlatıyor: “Seyirci olarak karakterlerle bağlantı kurmak, karakterlerin istek ve ihtiyaçlarıyla empati kurabilmek istiyorsunuz. Bu derinliklere inebilmek çok önemli.”

Yapımcıların, karakterleri hem gerçek hem de mecaz anlamıyla yeni yerlere taşıma arzusu, “Madagaskar 3”te de devam ediyor. Ralph Waldo Emerson’ın ilham veren sözü “Hayat bir yolculuktur, varış noktası değildir”i kendilerine ilke edinen yapımcılar; insanın kendi memleketinde olmasının anlamı, kendine güvenmek ve kişinin tutkularını bulması gibi temaları ele aldı. Sonuç olarak Alex, Marty, Melman ve Gloria; Madagaskar ve Afrika’daki vahşi yaşamla mücadele ederken kim olduklarını daha iyi anladılar.

Darnell’in dediği gibi, “Başından beri kahramanlarımızın asıl aruzu buydu: Dünyadaki yerlerini belirlemek.”

Üstelik kendilerini öyle bir dünyada buluyorlar ki… Yolculukları, kahramanlarımızı New York’tan Madagaskar’a, ardından da Afrika’nın yaban köşelerine sürüklüyor. Son filmdeyse macera, Avrupa’ya yayılıyor. Bu da hem görsel hem de hikâye anlatımı açısından çok daha büyük bir boyuta geçişi gerektiriyor.

Yönetmen Conrad Vernon anlatıyor: “Bu filmde kapsam çok daha büyük. Birçok farklı yere gidiyor, birçok yeni karakterle tanışıyoruz. Roma’dayız, İsviçre Alpleri’ndeyiz, Londra’dayız, Monte Carlo ve New York’tayız.”

Dahası, ilk kez bir “Madagaskar” filmi 3 boyutlu olarak çekiliyor. Daha önceki “Madagaskar” filmlerine bakıp bu sefer neyi farklı yapabileceklerini düşünen yapım ekibi, film serisinin 3 boyuta çok uygun olduğunu fark etmiş.

Darnell şöyle diyor: “Biçimsel olarak zaten 3 boyutlu film yaptığımızı fark ettik. Filmin komedi yanı sebebiyle, kamerada bazı şeyleri ön plana çıkaran birtakım şeyler yapıyoruz. Sinematografimizin ve komedi özelliğimizin, 3 boyut dünyasına çok güzel bir şekilde harmanlandığını görünce, yaptığımız şeyi pek de değiştirmemiz gerekmedi. Ama hayvanlarımızı sirke sokmak, otomatik olarak bize 3 boyutlu olarak çalışabileceğimiz müthiş fırsatlar sundu – Dünyanın üzerinde oradan oraya gitmekle kalmıyor, havada atlıyor, dönüyor, uçuyorduk.”

McGrath ekliyor: “3D insana çalışabilecek birçok araç veriyor. Sizi sarmalıyor. Bir aksiyon sahnesi gibi, duygusal bir sahneyi de vurgulayabilirsiniz.”

Eski dost olan DreamWorks Animation gediklileri Darnell, McGrath ve Vernon, aynı kapasitede beraber çalışıyor olmaktan son derece memnunlar. İlk iki filmin yönetmenliğini Darnell ve McGrath yapmıştı ama Vernon da yaratıcı danışmanlığını üstlenmiş, Şempanze Mason’ı seslendirmişti, ki o esnada “Şrek 2”nin ve ardından da “Canavarlar Yaratıklara Karşı”nın yönetmenliğini üstlenmişti. Üç yönetmen alışıldık bir durum değil ama bu filmde, birlikte çalışmak ve yaratıcı süreçte paylaşımlarda bulunmak, yapım ekibinin hayaliydi.

Darnell şöyle diyor: “Bütün, parçaların toplamından fazla oluyor. Çünkü bu film serisine ve filmin tonlamasına kendimizi kaptırmışız. Üç yönetmenin bir ekip olarak çalışması aslında faydalı bir şey çünkü ben New York’a gidip Ben Stiller’ın kaydını alabiliyorum, Tom yapım tasarımcıları ve ışık departmanıyla çalışabiliyor, Conrad de animasyoncuların çalışmalarını yönetebiliyordu. Daha sonra bir araya gelip, hikâyeyi ve filmi aynı yöne doğru yönlendirdiğimizi görebiliyorduk çünkü yaratıcı açıdan etle tırnak gibiyizdir.”

McGrath ekliyor: “Doğaçlama gruplarının büyük bir kuralı vardır: ‘Doğaçlamada asla konuyu değiştirme, daima evet de.’ Birimizin aklına bir fikir geldiğinde iş birliği yapmak, katkıda bulunmak ve o fikirlerin üstünden yürümek harika bir şey. Grup dinamiği bu işte. Günün sonunda filmle ilgili vizyonumuz ortak.”

Bu vizyon; bir araya gelen hayvanların esprili olduğu kadar duygusal bir hikâyesini anlatmaktı.



KİM SİRK SEVMEZ Kİ?

Şempanzelerin becerisi sayesinde “Madagaskar 2”nin sonunda, hasar görmüş Air Penguin’i uçacak duruma getirmişler, primatları ve penguenleri Monte Carlo Kumarhanesine götürmüşlerdi. Amaçları, bol bol kumar oynayacakları bir tatil yapmaktı. “Madagaskar 3” başladığında, onların biraz fazla eğlendiğini görüyoruz. Dönmelerini beklemekten sıkılan kahramanlarımız, Afrika’dan ayrılığ adeta gizli ajan gibi “Penguen Kurtarma Operasyonu”nun Birinci Aşaması için Akdeniz’e giriş yaparlar. Plan çok basittir: Doğruca kumarhaneye gidilecek, penguenler alınacak ve Alex’in dediği gibi “Maymun Tahrikli Süper Uçak”la New York’a geri dönmelerini sağlamak. Ama tabii söylendiği kadar kolay değil bu.

Kumarhaneye girdiklerinde, Alex, Melman, Marty ve Gloria olay çıkarıyor ve bir anda gözü dönmüş bir hayvan kontrol memurunun kovaladığı kaçaklar konumuna düşüyorlar.

Tartışmasız filmdeki yeni harika karakter, delici gözlere sahip kötü adamımız Yüzbaşı Chantel DuBois. Monte Carlo Kumarhanesi’ndeki partiye giden kahramanlarımızı yakalamak için göreve gelen DuBois, sıradan bir hayvan kontrol memuru değil. Yarı tazı yarı Cruella DeVil olan (ilaveten biraz da Edith Piaf’lık katılan) DuBois’nın amacı sadece kahramanlarımızı yakalamak değil. Onları ortadan kaldırmaya yönelik planları var – ve işi bittiğinde de Alex’in kafasını da hayvan kafalarıyla dolu duvarına asmayı planlıyor.

McGrath anlatıyor: “DuBois, karakterlerimizin karşısına çıkan en güçlü kötü karakter. İlk iki filmde, hikâyenin aksiyonunu kötü karakterler yönetmiyordu. Karakterlere baskı uygulamak ve ortada böyle bir karmaşanın olması, hikâyeyi çok daha iyi bir hâle getiriyor.”

Yönetmen Conrad Vernon ise şöyle diyor: “Doğuştan hayvan izi sürme yetenekleri var: Koku alma duyusu çok keskin, son derece kıvrak. Köpek gibi yürüyüp koklayabiliyor, ceylan gibi sekebiliyor. Kesinlikle hayvanlara özgü becerilere sahip. Hayvan izi sürmekte de oldukça yetenekli. Kelimenin tam anlamıyla da yıkılmaz. Avlarını, Avrupa boyunca kovalarken binadan binaya giren ve gaddarca atılımlar yapan DuBois, amansız bir takip yürütüyor.

Vernon devam ediyor: “O, gerçek bir mücadele istiyor. Kaçak bir aslan olduğunu fark ettiğinde, bunun; ne zamandır beklediği an olduğunu anlıyor. Ufak avlar peşinde biri olmadığını kanıtlamak istiyor – bir aslanı yakalayıp, büyüklerle rekabet edebileceğini göstermek istiyor. Av peşinde koşmaktan büyük keyif alıyor, onu yakalayana kadar da görevine devam edecek.”

Böyle bir karakteri canlandırması için yapımcılar, acımasız ve azimli bir rolün altından kalkabilecek bir kadın oyuncu bulmaları gerektiğini biliyordu. Böylece Oscar ödüllü oyuncu Frances McDormand’ı seçtiler.

Vernon anlatıyor: “Frances, senaryoda gördüklerini harika bir şekilde karakterize edebiliyor. Okuduğu her replikte, karakterin konuşmasına, yürüyüşüne ve düşünme şekline dair aklına 50 fikir geliyor. Karakterin düşünce yapısına hemen giriveriyor. Canlandırma sırasında bunu yüzünde görebiliyorsunuz. Ne zaman bir şey söylese, temelinde av peşinde giden bir avcının olduğunu görüyordunuz. Bunun aklından çıkmasına asla müsaade etmedi.”

McDormand için bu rolü canlandırmak çok eğlenceli olmuş: “DuBois çok eğlenceli bir karakter. Onu götürmek istediğin birçok yön vardı. En nihayetinde onu biraz yoldan çıkmış ama yine de kendinden emin ve kararlı bir katil olarak gördüm. Başarısızlık, onun için bir seçenek değil.”

McDormand ekliyor: “Animasyon yapmayı çok seviyorum. Canlı aksiyon filminde kullanılanlardan çok daha farklı oyunculuklar sergilememe fırsat veriyor.”

SİRK ÇADIRININ ALTINDA

Monte Carlo sokaklarındaki çılgın koşuşturmacadan sonra, kahramanlarımız ve çetenin geri kalanı, güç bela Dubois’dan kaçıyor. Tek amaçları acilen bir yer bulup saklanmak yoksa Alex bir duvar süsü olacak. Çok az vakitleri kalmışken, gezici bir sirke rastlıyorlar. Saklanmak ve fark edilmeden Avrupa’da hareket etmek için bundan daha iyi yer mi olur?

Kahramanlarımızın lideri nasıl Alex’se, Zaragosa sirkinin de lideri de kaplan Vitaly. Ama Alex’in aksine Vitaly mutsuz, rahatsız ve bunalımda. Nefes kesici performanslarından birini gerçekleştirirken başına gelen bir kaza sonrası, eski kaplandan eser kalmamış.

Bryan Cranston, kükreyişini kaybeden kaplana karşı nasıl bir yaklaşım izlediğini anlatıyor: “Vitaly, kötü biri değil. Hatta harika bir kalbi var. Sadece zor zamanlar geçiriyor. Öfkesini de ‘insanlığını’ da aynı anda yakalamak benim için çok önemliydi. Üç yönetmenle çalışmak çok eğlenceliydi çünkü senaryo üzerinden gitmeye başlasak da, bana senaryo haricinde özgürlük tanıdılar, senaryoyu birkaç farklı hâlde oynamama izin verdiler. Bütün oyuncularda aynı şeyi yaptılar. Bize, asla hata yapamayacağımızı hissettirdiler.”

Oyuncu Martin Short, denizaslanını canlandırıyor: “Stefano’nun merhametli ve sevecen olmasını seviyorum. Bir Bernini havası var. Tutkuyla konuşuyor. Bırakın bir animasyon karakteri canlandırmayı, Stefano’nun sahip olduğu onca değişik duyguyla normal bir karakteri canlandırırken birçok doğaçlama yapıyorsunuz. Benim için bu her zaman için çok eğlencelidir. Bir diyalog koçuyla çalıştım yine de. Aksanı doğru yapmak istedim.”

İlk etapta kahramanlarımızdan biraz yorulan Gia, Alex ve çete, onları “sirkten” olduklarına ikna edince yumuşuyor.

Gia’ya, Oscar’a aday gösterilen oyuncu Jessica Chastain hayat veriyor: “Gia’yı canlandırmak çok hoşuma gitti çünkü çok büyük bir kalbi var ama aynı zamanda sirk ailesine karşı son derece korumacı.”

Chastain ekliyor: “Animasyon filminde çalışmak benim için yepyeni bir deneyim oldu. Bir mikrofonun önünde olup düşünmenin çok özgürleştirici bir yanı var. ‘Bir İtalyan jaguarı oynuyorum.’ Ömrü hayatımda ne zaman İtalyan bir jaguarı canlandıracağım ki?”

Tren istasyondan ayrılıp Roma’ya doğru ilerlerken, kahramanlarımız da onlara katılıyor ve sirkin son durağının New York olduğunu öğreniyorlar. Hayalleri gerçek oluyor! Tabii performansçılar, Londra’daki Amerikalı bir tanıtımcıyı etkileyebilirlerse. Ama Alex, Marty, Melman ve Gloria’nın bunu keşfetmesi uzun sürmüyor. Zaragoza Sirki’nin çok yardıma ihtiyacı var.

SİRKİ YENİDEN YARATMAK, KAHRAMANLARIMIZIN TARZIYLA

Gösterinin yıldızı biri anda yeteneklerine olan inancını kaybetse ne yaparsınız? Siz de kendinize güveninizi kaybedersiniz. En azından Vitaly ‘nin cesareti sekteye uğrayınca Zaragoza Sirki çalışanlarına böyle oluyor. Roma’daki korkunç performans, sirkin müdahaleye ve yeniden kurgulanmaya ihtiyacı olduğuna Alex’i ikna ediyor. Şayet New York’a dönmek istiyorlarsa bu müdahaleyi yapmalılar.

Sahiden de sirki yeniden kurgulamışlar. Yapımcılar, kahramanlarımızın insan dünyasıyla etkileşim hâlinde olduğu senaryolar yaratmaktan keyif alsalar da, Darnell şöyle diyor: “Sadece hayvanlardan oluşan bir sirk fikrinde oldukça bol mizah var. Alex’in aklındaki şey de bu.”

Ben Stiller anlatıyor: “Sirk hayvanları risk almayı bırakmışlar. Alex, gösteriyi yeniden kurgulamak için bir beyin fırtınası yapıyor – hepsini diğerlerinden farklı kılmak istiyor. İşin sırrı, performans sergileyenlerin kaybettikleri coşkuyu geri getirmekte yatıyor. Onlara ‘İnsanlara ihtiyacımız yok, çünkü bizim tutkumuz var’ diyor ve ardından hayal gücüyle deneyimlerini kullanıyor.”

Yapımcılar, filmdeki yeni ve gelişmiş, hayvanların sıkı çalışmalarının Londra seyircisi tarafından çok beğenilen, “İyi Sirk” sekansında, kendilerinin yaratıcılığı ve 3D’nin görkemli gücü çok iyi görülüyor. Bilindik ve alışıldık sirk kavramıyla sınırlı kalmıyorlar. Hatta bilerek imkânsızı yaratıyorlar.

Conrad Vernon anlatıyor: “Araştırma olarak Cirque du Soleil’ın ‘Iris’ini izlemeye gittik. Müthişti. Sirkimizin en beğendiğimiz kısımlarını alıp kendimizi nasıl güncelleyebileceğimizi sorduk kendimize. Sirklerin hiç yapmadığı bir şeyi, benzersiz bir şekilde animasyon kullanarak nasıl yapabiliriz? Bu çok zordu çünkü Cirque du Soleil çok şey yapıyor. Bir kız gördüm. Göğsünün üzerine yatmış, başının üstünde dönüyordu. Ancak çizgi filmlerde olabilecek bir şeydi bu. Onlardan bir adım önde olmamız gerektiğini düşündük. İşte o zaman her konuda biraz daha soyut olmamız gerektiği fikrini ortaya attık. Yavaş çekimler, sahne değişimleri ve kelimenin tam anlamıyla göz önünde yapılması imkânsız şeyler kullanalım dedik.”

Şarkıcı Katy Perry’nin coşkulu “Firework” şarkısı eşliğinde, bu kavramsal sahnede sirk hayvanlarıyla kahramanlarımız, çiçek dürbünü gibi bir görüntüyle dönüyor, atlıyor, zıplıyor ve havada coşkuyla uçuyorlar.

Eric Darnell anlatıyor: “Sirkte, ayağınızın yere basmaması harika bir şey. Hareket etmeniz için kocaman, 3 boyutlu bir alan var. Bilgisayarda, vinç, kamera taşıyıcı veya helikopter getirmeniz gerekmiyor. Yapmanız gereken çekimin gerçekleşmesi için kamerayı istediğiniz yere götürebilirsiniz. Bu sayede sirk, göz alıcı 3D yaratmak için muhteşem bir tuval görevi gördü. Her şey bu fikre uyuyor.”

Vernon devam ediyor: “Eric, Tom ve ben yapım tasarımcısı Kendal Cronkhite ve sanat yönetmeni Shannon Jeffries’la oturup hoşumuza giden konseptleri konuştuk. Örneğin Gloria ve Melman’ın ip üzerinde olması gibi. Belki de müzikle alakalı bir şey yapacaklar. Bu yüzden sahnede beş ip var. Belki merdiven gibi o beş ip üzerinde dans eder gibi inip çıkacaklar. Kendal, bu konseptleri ekiple de görüştü, bazı düzenlemeler yaptı ve onların görsel yaratıcılıklarıyla harika işler çıkardı. Onların çalışmalarına biz de bazı fikirler ekledik. Belirli tasarım kalıplarına çok uymadık, daha ziyade kavramsal olarak görsel açıdan çok görkemli bir şey bulma yolunda ilerledik. Ondan sonra tasarımları yaratanlar, bizim için onları bu dünyaya harmanladı.”

ESKİ DOSTLAR, YENİ NUMARALAR

Üç film ve üç kıtadan sonra, Madagaskar kahramanları hâlâ eğlenmenin ve akla gelebilecek en çılgın maceralara atılmanın bir yolunu bulabiliyorlar. Avrupa boyunca kovalanmak ve sirkte saklanmak, seyircinin hâlihazırda sevdiği karakterleri yeni bir açıdan görmesini sağlıyor. Dublaj ekibi, hayvan emsallerinin dönüşüyle ilgili duydukları heyecanı paylaşmaktan çok memnunlar.

Chris Rock’ın, serinin mizahından büyük keyif alması pek şaşırtıcı değil tabii: “Seyirci, komediye tepki veriyor. Karakterlerin samimiyeti çok hoşlarına gidiyor, filme dâhil olan yeni karakterleri de çok seviyorlar. Çocuklarım “Will.i.Am” deki Moto Moto adlı hipopotamı çok sevmişti. “Madagaskar” insanı hayal kırıklığına uğratmıyor. Ona güvenebilirsiniz. McDonalds gibi. Balıklı sandviç istediğinizde onun güzel geleceğini biliyorsunuz. Brooklyn’de yiyeceğiniz balık etiyle, Kentucky’de yiyeceğiniz aynıdır. “Madagaskar” da öyle. Balıklı sandviç gibi. Çoğu şehirde 12 numara.”

Jada Pinkett Smith anlatıyor: “’Madagaskar’ filmlerinin eğlenceli olduğu kadar duygusal da olmasını çok seviyorum. Çok basit ve ortak konuları ele alıyorlar: İlişkiler ve insanın kendiyle bir başkası ve dünya arasında bağ kurması temaları, ister yetişkin ister çocuk olsun dünyadaki herkes için aynıdır.”

Ben Stiller da bu düşünceye katılıyor: “İnsanlar, karakterler arasındaki dostlukları ve ilişkileri çok seviyor. Onlar daima birbirlerinin yanında. Bu karakterlerde bir masumluk var. Gerçek dünyayla başa çıkmayı bilmeden hayat yolunda ilerliyor. Onlar daha öğrenme sürecinde ve bunu beraber yapıyorlar. Büyük bir kısmı bundan ibaret. Tabii ki animasyon da harika. Retro bir Tex Avery havası var. Ama başka şeyler arasında sivriliyor.”

Conrad Vernon, kahramanlarımızın becerikliliğinin çok etkileyici olduğuna inanıyor: “Zorlu durumlardan komik bir şekilde sıyrılabiliyorlar ama bu filmde bunu daha çok görüyoruz. Hayatları tehlikede ve sirkte saklanmaya mecbur kalıyorlar. İşi bambaşka bir seviyeye taşıyansa, bulundukları durumdan en iyi şekilde faydalanmaları. Yeni arkadaşlar edinmekle ve yeni yetenekler keşfetmekle kalmıyor, aynı zamanda bulundukları şartları evlerine dönmek için kullanıyorlar. Bana kalırsa buna beceri denir. Kendileri hakkında bir şeyler de öğreniyorlar. Hayatı yaşamaya değer kılan şeyin bir “yer” olması gerekmiyor, hayatı yaşamaya değer kılan şey daha ziyade hayatlarındaki insanlar.”

Yapımcılar Hakkında

ERIC DARNELL (Yönetmen/Senarist) daha önce dünya çapında gişe başarısı elde eden “Madagaskar” ve devam filmi “Madagaskar 2: Afrika’dan Kaçış”ı yazmış ve yönetmenliğini yapmıştı. “Madagaskar” serisine dâhil olmadan önce Darnell, stüdyonun ilk bilgisayar animasyon filmi “Karıncalar”ın yönetmenliğini yapmıştı.

Darnell, 1991 yılında stüdyonun kuzey Kaliforniya kampüsündeki PDI/DreamWorks’e katıldı. Burada birçok reklam ve film projesinde bulundu ve yeteneklerini animasyon, görsel efekt ve sanat yönetmenliğinde kullandı. Stüdyo bünyesinde çektiği kısa animasyon filmi “Gas Planet”la uluslararası alanda tanındı, Ottawa Animasyon Festivali’nde jüri özel ödülü kazandı.

DreamWorks adına Darnell, stüdyonun ilk geleneksel animasyon uzun metraj filmi “Mısır Prensi” için de bilgisayar animasyon araştırma ve geliştirmesine yardım etti.

Darnell, Colorado Üniversitesinde Radyo Televizyon Gazeteciliği okudu ve CalArts’tan da deneysel animasyonda güzel sanatlar mastırı yaptı. Mastır bitirme projesi için Ahmanson Vakfı ve Prenses Grace Vakfı’ndan sinema filmi için bağış ödülü kazandı.

DreamWorks Animation’dan önce serbest animasyoncu olarak çalışan Darnell, rock grubu R.E.M.’in animasyon müzik klibi “Get Up”ın da yönetmenliğini yaptı.

TOM MCGRATH (Yönetmen/Skipper) 20 yıldan fazla süredir eğlence sektöründe çalışıyor. “Madagaskar 3: Avrupa’nın En Çok Arananları”, DreamWorks Animation bünyesinde yönettiği dördüncü filmi. “Madagaskar”la ilk sinema filmi yönetmenliğine imza atan (aynı zamanda senaryosunu da yazdı) McGrath, filmde oyunculuk yeteneklerini de sergiledi. Baş penguen Skipper’ı seslendiren McGrath, “Madagaskar”ın açtığı başarılı yoldan giderek gişede büyük sağlayan “Madagaskar 2: Afrika’dan Kaçış”la kariyerine devam etti, son olarak da “Megamind” (MegaZeka) filmini yönetti.

“Madagaskar: Afrika’dan Kaçış” üzerinde çalışırken aynı zamanda “Madagaskar Penguenleri”nde (The Madagascar Penguins in a Christmas Caper) Skipper’ı seslendirdi ve “Flushed Away” (Fare Şehri) ve “Şrek 3” için de dublaj yaptı.

McGrath daha önce “Kediler ve Köpekler” ve “Grinç” gibi filmlerde hikâye ve konsept alanlarında çalıştı. Aynı zamanda “Space Jam”, “Cool World” (Hayal Dünyası) gibi animasyonlarda da animasyoncu ve hikâye ressamı olarak görev aldı. Televizyon çalışmaları arasında “The Ren & Stimpy Show”un yönetmenliğinin yanı sıra başka Nickelodeon projeleri de yer alıyor.

McGrath, Washington Üniversitesi’nde Endüstriyel Tasarım okuduktan sonra CalArts’ta Karakter Animasyonu programından mezun oldu.

Başından beri Madagaskar serisinin bir parçası olan CONRAD VERNON (Yönetmen/Şempanze Mason) “Madagaskar 3: Avrupa’nın En Çok Arananları” filminin yönetmenlik kadrosuna katıldı. Bu filmden önce “Canavarlar Yaratıklara Karşı” filminin yönetmenliğini yapmıştı. İlk sinema filmi yönetmenliği 2004’te Oscar’a aday gösterilen “Şrek 2” filmiydi. Yönetmenliğinin ve “Madagaskar” serisinde Mason’ı seslendirmesinin yanı sıra, Vernon “Şrek” serisinde de Çörek Adam’ı seslendiriyor.

Vernon, 1996 yılında DreamWorks’e katıldı ve PDI/DreamWorks’un ilk bilgisayar-animasyon filmi “Karıncalar”da storyboard’çu ve Oscar ödüllü “Şrek” filminde ilave diyalog yazarı olarak görev aldı.

DreamWorks Animation’a katılmadan önce Film Roman’da popüler animasyon televizyon komedisi “The Simpsons”da storyboard’çu olarak çalıştı. Vernon’ın diğer animasyon çalışmaları şöyle: “Its Bitsy Spider” (Yönetmen), “The Ren &Stimpy Show” (yazar ve storyboard’çu), Hanna-Barbera’nın “2 Stupid Dogs”u (yazar ve storyboard’çu) ve Nickelodeon’un “Rocko’s Modern Life”ı. (yine yazar ve storyboard’çu). Film kariyerine 1991’de “Cool Word”de (Hayal Dünyası) animasyoncu, efekt animasyoncusu, hareket yazarı, plan ressamı ve karakter tasarımcısı olarak görev aldı.

Başarılı sinema ve televizyon yapımcısı MIREILLE SORIA (Yapımcı) animasyon filmleri yapımcılığına Oscar adayı “Spirit: Stallion of the Cimarron” (Özgür Ruh) ve “Sinbad: Legend of the Seven Seas,” (Sinbad: Yedi Denizler Efsanesi) filmleriyle geçiş yaptı. Daha önce de çeşitli canlı-aksiyon sinema filmleri ve televizyon projelerinin yer aldığı başarılı bir kariyere sahipti. İki başarılı animasyon filminde çalışmış olan Soria, ardından DreamWorks Animation hiti “Madagaskar”ın yapımcılığını üstlendi. Hemen ikinci film “Madagaskar 2: Afrika’dan Kaçış”ın prodüksiyonuna geçen Soria, aynı anda özel olarak piyasaya sürüle tatil filmi “Merry Madagascar”ın da sorumlu yapımcılığını yürüttü.

“Özgür Ruh”un yapımcılığını üstlenmeden önce Soria, Fox Family Pictures’da yapımcıudı. Orada romantik Külkedisi hikâyesi Drew Barrymore ve Anjelica Huston’ın yer aldığı “Ever After” (Sonsuza Dek) filminin yapımcılığını yapmıştı. Soria aynı zamanda Disney Channel’ın korku komedisi “Under Wraps”in de sorumlu yapımcısıydı.

Soria, daha önceden Walt Disney Pictures’da prodüksiyon departmanı başkan yardımcısı görevindeydi. Görevi sırasında “The Mighty Ducks” ve iki devam filminin, “Cool Runnings”in (Üşütük Popolar) ve Rudyard Kipling’in “The Jungle Book”unun (Ormanın Kitabı) canlı aksiyon versiyonunun geliştirilmesinden ve prodüksiyonundan sorumluydu. Soria Disney’ye, başkan yardımcısı olduğu ve aynı zamanda birçok projenin geliştirilmesinden ve prodüksiyonundan sorumlu olduğu Steve Tisch Company’den geldi.



MARK SWIFT (Yapımcı) “Madagaskar 2: Afrika’dan Kaçış”ın yapımcısı, “Arı Filmi”nin ortak yapımcısı ve Oscar adayı “Shark Tale” (Köpekbalığı Hikâyesi)nin yardımcı yapımcısıydı. Sinema filmlerine ek olarak Swift 2005’te kısa film “Madagaskar Penguenleri”ni yönetti.

Swift 1995’te DreamWorks Animation’a katıldı ve şirketin ilk yıllarında önemli bir prodüksiyon süpervizörü olarak görev yaptı. İlk olarak “Mısır Prensi”nde animasyon yapım süpervizörü olarak çalıştı. Ardından animasyon macera “El Dorado Yolu”nda prodüksiyon amiri oldu ve onun ardından “Sinbad: Yedi Denizler Efsanesi”nde görev aldı.

Swift animasyona, Steven Spielberg’ün Londra’daki Amblimation Studio’sunda yaklaşık 20 yıl önce başladı. Londra’dayken “An American Tail: Fievel Goes West”, “We’re Back! A Dinosaur’s Story” ve “Balto” gibi sinema filmlerinde çalıştı. Swift, Birmingham İngiltere’de büyüdü ve Manchester Üniversitesi’nde ekonomi okudu.

Yazar ve yönetmen NOAH BAUMBACH’ın (senarist) başarılı filmleri arasında “Kicking and Screaming”, “The Squid and the Whale” (Mürekkep Balığı ve Balina), “Margot at the Wedding” (Kız Kardeşim Evleniyor” ve “Greenberg” yer alıyor.

Baumbach “Mürekkep Balığı ve Balina” ile özgün senaryo dalında Oscar’a aday gösterildi. Film, 2005 Sundance Film Festivali’nde gösterildi. Burada drama filmleri kategorisinde yönetmenlik ödülünü, ayrıca Waldo Salt Senaryo Ödülü’nü aldı. Senaryo aynı zamanda New York Film Eleştirmenleri Birliği, The National Board of Review, Toronto Film Eleştirmenleri Birliği ve Los Angeles Film Eleştirmenleri Birliği’nden de En Özgün Senaryo ödülünü aldı. Film yaklaşık 150 tane “En İyi 10” listesine girdi. Bunlara AFI’nin “Yılın En İyi 10’u” listesi de dâhil. “Mürekkep Balığı ve Balina” 3 Altın Küre Ödülü’ne aday gösterildi. Aday gösterildiği dallar arasında En İyi Film (Müzikal/Komedi) kategorisi de vardı. Ayrıca aralarında En İyi Film, En İyi Yönetmen ve oyuncuları Jeff Daniels, Laura Linney ve Jesse Eisenberg’in de aday gösterildiği dalların olduğu tam altı Independent Spirit Ödülü’ne aday gösterildi.

2007’de “Kız Kardeşim Evleniyor” filmi, Telluride Film Festivali, Toronto Uluslararası Film Festivali ve New York Film Festivali’ne seçildi. Film, En İyi Film ve En İyi Kadro dalında Gotham Ödülü’ne aday gösterildi. Jennifer Jason Leigh, Nicole Kidman ve Jack Black karşısında sergilediği performansıyla Independent Spirit ödülüne aday gösterildi.

2010’da “Greenberg” filmi Berlin Uluslararası Film Festivali’nde gösterildi. Film, Greta Gerwig’e Gotham Ödülleri’nde En İyi Çıkış Yapan Kadın Oyuncu Ödülü adaylığının yanı sıra, Independent Spirit Ödülleri’nde de En İyi Film, Ben Stiller için En İyi Erkek Oyuncu ve Greta Gerwig için de En İyi Kadın Oyuncu dallarında adaylık kazandırdı.

Yönetmen Wes Anderson’la birlikte Baumbach, “The Life Aquatic With Steve Zissou” (Suda Yaşam) ve “Fantastic Mr. Fox” (Yaman Tilki – Roald Dahl romanından uyarlama) filmlerini beraber yazdı.

2008’de kısa filmler “Clearing the Air” ve “New York Underground”u yönetti. “New York Underground” “Saturday Night Live” için Bill Hader ve Fred Armisen’la ortak yazdıkları bir projeydi.

The New Yorker Dergisi’nin “Shouts and Murmurs” köşesinde mizah yazmaktadır.



Baumbach, Jonathan Franzen’ın “The Corrections” romanından uyarlanan HBO dizisinin pilot bölümünün yönetmenliğini yeni tamamladı. Projeyi Franzen’la ortak yazdılari sorumlu yapımcılığı da Franzen ve Scott Rudin’le birlikte üstlendiler. Dizide Chris Cooper, Diane West, Ewan McGregor, Greta Gerwig ve Maggie Gyllenhaal yer alıyor.


Yüklə 55,83 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə