DERİ HASTALIKLARI PATOLOJİSİ
Derinin Histolojik Özellikleri:
Deri vücudun en büyük organıdır. Toplam vücut ağırlığının % 16’sını oluşturur.
Ektoderm kökenl
i bir epitel katmanı olan epidermisden ve mezoderm kökenli bir bağ dokusu
olan dermisden oluşur. Dermis ve epidermisin birleşme yeri düzensizdir ve dermisin papilla
adı verilen uzantıları epidermisin epidermal çıkıntıları olarak bilinen kabartıları ile iç içe
geçerler.
Epidermis esasen çok katlı yassı keratinli epitelden oluşur, ama bol bulunan en az 3
adet hücre tipi de içerir. Melanosit, Langerhans hücreleri ve Merkel hücreleri. Keratinize edici
epidermal hücreler keratinositlerdir. Dermisten dışarıya doğru, epidermis keratin üreten
hücrelerin oluşturduğu 5 katmandan kurulmuştur:
1.Str. bazale
2. Str spinozum
3. Str granülozum
4. Str lusidum
5. Str korneum
Langerhans Hücreleri:
Esas olarak epidermisin str. spinozum tabakasında bulunan yıldız
şekilli hücreler olup, kemik iliğinden köken alırlar, deriye kan yolu ile taşınır ve antijenleri
bağlama, işleme ve T hücrelerine sunma yeteneğine sahiptirler. Yani immunolojik deri
tepkimelerinde önemli bir rol oynarlar.
Merkel Hücreleri: Dokunma duyusunda rol ala
n bu hücreler genel olarak el ayalarında ve
ayak tabanlarındaki kalın deride bulunurlar. Nöroendokrin sistemle ilişkili işlevlerinin olduğu
da bilinmektedir.
Epidermal türevler; kılları, tırnakları, yağ ve ter bezlerini içerir. Dermisin altında gevşek bağ
doku ve yağ hücrelerinden meydana gelen hipodermis(subcutis) yer alır. Hipodermis dermisin
bir parçası kabul edilmez ve deriyi komşu dokulara gevşekce bağlar.
Derinin
Fonksiyonları:
•
Su bariyeri:
Stratum corneum barieri sayesinde sıvı ve elektrolit kaybını önemli
derecede engeller.
•
Mekanik koruma:
Fiziksel ve kimyasal zararlılara karşı korur.
•
Vücut
ısısını ve kan basıncını düzenler.
•
Ultraviyole etkisiyle D
3
Vitaminini sentezler.
•
Duyu organı olarak görev yapar.
2
•
Yağ, su, vitamin, karbonhidrat, protein ve diğer besinleri depo eder.
•
Sitokinler ve antimikrobiyal peptidlerin en büyük kaynağı olan keratinositler
mikrobiyal zararlılara karşı koruyucu olarak, yangı ve doku iyileşmesine de iştirak
ederek immun sistemde önemli bir görev alırlar.
Fiziksel muayenede d
erinin özel klinik bir önemi vardır. Örneğin, derinin rengi patolojik
bir durumun varlığını gösterebilir; sarı bir renk sarılığı; mavi-gri bir renk kalp-damar ve
solunum yollarında patolojik bir durumu yansıtan siyanozu; soluk bir renk anemiyi,
pigmentasyo
n yokluğu tirozin aminoasidini melanine dönüştüren tirozinaz enziminin genetik
olarak yokluğu ile karakterize albinizmi düşündürür. Birçok bulaşıcı ve immunolojik hastalık,
doğru tanıya götüren tipik deri değişiklikleri oluşturur. Ayrıca derinin kendine özgü
hastalıkları da vardır.
DERİDE YANGI İLE İLGİLİ OLMAYAN BOZUKLUKLAR
Postmortal Değişimler
Livor Mortis (Ölüm
morlukları, lekeleri): Ölümden sonra dolaşımın durmasıyla kanın
damarlarda göllenmesi ve zedelenen endotel katmanından dışarı eritrositlerin sızmasıyla
oluşur. "Postmortem hipostaz, hipostatik konjesyon" olarak da adlandırılan bu morluklar,
kadavranın yattığı tarafta yerçekiminin belirlediği bir dağılım gösterir. Lekeler ölümden sonra
yaklaşık 1 saat içinde oluşmaya başlar ve 5-6 saat içinde belirginleşerek yaklaşık 12 saat
sonra en belirgin duruma gelirler. Hayvanlar genellikle pigmentli deriye v
e kalın tüy örtüsüne
sahip
oldukları için livor mortisin fark edilmesi güçtür. Ancak açık renk derili veya kısa tüylü
hayvanlarda (beyaz domuzlar vb.) kolay
lıkla izlenir.
Psöydomelanoz:
Bir kokuşma belgesi olan pöydomelanoz ölümden sonra organ ve dokuların
mavi-
yeşil renk almasıdır. Ölümden sonra özellikle kalın bağırsaklarda kükürt içeren gıda
kitlesinin putrefaksiyonu sonu açığa çıkan hidrojen sülfitin(H
2
S), eritrositlerin hemolize
olmasıyla serbest kalan hemoglobinden ayrılan demir ile birleşerek demir sülfit oluşmasından
ileri gelir.
3