Dış ticaretin bileşimini ve



Yüklə 0,76 Mb.
tarix23.09.2018
ölçüsü0,76 Mb.
#70219



Uluslararası Ticaret Analizleri Uluslararası Ticaret Teorisi (International Trade Theory) ve Uluslararası Ticaret Politikası (International Trade Policy) olmak üzere, birbirini tamamlayan iki alt gruba ayrılmaktadır.

  • Uluslararası Ticaret Analizleri Uluslararası Ticaret Teorisi (International Trade Theory) ve Uluslararası Ticaret Politikası (International Trade Policy) olmak üzere, birbirini tamamlayan iki alt gruba ayrılmaktadır.

  • Mal akımları uluslararası ekonomik ilişkilerde daima en eski ve en ağırlıklı yeri tutmuştur.

  • Ancak teknolojinin ulaştığı boyutlar ve dünya hizmet ticaretindeki hızlı artışlar son yıllarda dikkatlerin daha yoğun biçimde hizmetler alanına yöneltilmesine neden olmuştur





Uluslararası Ticaret teorisinin başlıca amacı, ülkeler arasındaki mal ve hizmet alım satımlarının nedenlerini açıklamaktır.

  • Uluslararası Ticaret teorisinin başlıca amacı, ülkeler arasındaki mal ve hizmet alım satımlarının nedenlerini açıklamaktır.

  • Uluslararası Ticaret teorisine ilişkin analizler, bazı aşırı basitleştirici varsayımlar altında

  • ülkelerin birbiriyle yapmakta oldukları ticaretin temelini, yani dış ticaret kazançlarını,

  • dış ticaretin bileşimini ve

  • göreceli reel fiyat ilişkilerini açıklamaya yönelik bilimsel faaliyetlerdir.



Teori kurma çalışmalarının dayandığı soyutlama işlemi dolayısıyla Uluslararası İktisatın bu alanına bazen Soyut Uluslararası Ticaret Teorisi (Pure Theory of International Trade) veya yalnızca Soyut Teori de denmektedir.

  • Teori kurma çalışmalarının dayandığı soyutlama işlemi dolayısıyla Uluslararası İktisatın bu alanına bazen Soyut Uluslararası Ticaret Teorisi (Pure Theory of International Trade) veya yalnızca Soyut Teori de denmektedir.



1. Ülkeler neden dış ticaret yaparlar, yani dış ticaretin kapalı ekonomiye göre ülkelere sağladığı yararlar nelerdir?

  • 1. Ülkeler neden dış ticaret yaparlar, yani dış ticaretin kapalı ekonomiye göre ülkelere sağladığı yararlar nelerdir?

  • 2. Bir ülke dış ticaretinin bileşimi nasıl açıklanabilir; yani bir ülkenin hangi malları ihraç, hangilerini ithal edeceği neye göre belirlenir?

  • 3. Bir ülkenin ihraç fiyatları ile ithal fiyatları oranı, yani dış ticarette nisbi fiyatlar, ya da dış ticaret hadleri nasıl oluşmaktadır?



Uluslararası ticaretin ilk kez bilimsel bir yöntemle incelenmesi Adam Smith’in 1776’da yayımlanan ünlü eseri “Ulusların Zenginliği” ile başlar.

  • Uluslararası ticaretin ilk kez bilimsel bir yöntemle incelenmesi Adam Smith’in 1776’da yayımlanan ünlü eseri “Ulusların Zenginliği” ile başlar.

  • Sonralar bu teoriye David Ricardo, John Stuart Mill, Alfred Marshall, Eli Heckscher, Bertil Ohlin, John Maynard Keynes, Jacob Viner ve Paul Samuelson önemli katkılarda bulunmuşlardır.





Merkantilist dönemden önce dünyada yaygın bir dış ticaretten söz etmek güçtür. Bu durumun tek istisnası uzak doğu ile Avrupa arasında yaşanan ve Türkiye’yi bir köprü durumuna getiren İPEK YOLU’dur

  • Merkantilist dönemden önce dünyada yaygın bir dış ticaretten söz etmek güçtür. Bu durumun tek istisnası uzak doğu ile Avrupa arasında yaşanan ve Türkiye’yi bir köprü durumuna getiren İPEK YOLU’dur

    • Merkantilist dönem feodalitenin yerine ulusal devletlerin kurulmakta olduğu bir dönemdir. Yeni oluşan ulus devletlerin resmi ekonomi doktrini merkantilizm olmuştur.
  • Merkantilizme göre dış ticaret politikasının temel amacı hazinenin altın stokunu artırmaktır.

  • Yoğun devlet müdahaleciliğine dayanan bir doktrindir.



  • İhracatın artırılmasına birinci derecede önem verirler.

  • Mamul mal ithalinin kısıtlanmasını öngörür. Hammaddelerin ithali serbesttir.

  • Merkantilistler altın girişlerini artırmak için ticaret filosunun gelişmesine de büyük ağırlık verir.



  • Merkantilist doktrine göre dünya serveti (altın veya gümüş stoku) sabittir. O nedenle dış ticaret yapan ülkelerin arasında daima bir çelişki vardır. Ticaretten bir taraf kârlı çıkarken diğer taraf aynı ölçüde zarara uğrar

  • Sanayi devriminden sonra (kas gücünün yerine buhar gücünün kullanılması ile) Merkantilizmin yerine liberal görüşler geçmeye başladı.

    • Sanayi devrimi → Üretim “patlaması” → Yeni piyasa arayışları → Serbest ticaret veya ticarette liberalizm düşüncesinin yaygınlaşması


Adam Smith’in Ulusların Zenginliği adlı kitabındaki görüşleri Klasik Liberalizm ya da Klasik İktisat Ekolünün temelini oluşturur.

  • Adam Smith’in Ulusların Zenginliği adlı kitabındaki görüşleri Klasik Liberalizm ya da Klasik İktisat Ekolünün temelini oluşturur.



Bütün bireyler ekonomik çıkarlarına göre hareket ederler. (homo economicus-ekonomik insan)

  • Bütün bireyler ekonomik çıkarlarına göre hareket ederler. (homo economicus-ekonomik insan)

  • Devlet kişilerin bireysel girişim haklarını kısıtlamaz. (laissez faire, laissez passer – bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler)

  • Bireyler kendi çıkarları peşinde koşmakla aynı zamanda toplumsal çıkarlara da hizmet etmiş olurlar.

  • Ekonomik hayatta düzen sağlayan bir görünmez el (invisible hand) vardır.



Smith’e göre, toplam dünya serveti sabit değildir.

  • Smith’e göre, toplam dünya serveti sabit değildir.

  • Dış ticaret, uluslararası uzmanlaşma ve işbölümü doğurarak dünya kaynaklarının verimliliğini artırır.

  • İki ülke bu şekilde daha yüksek üretim ve tüketim düzeylerine ulaşarak yaşam standartlarını artırırlar.



MERKANTİLİSTLER

  • MERKANTİLİSTLER

        •   MİLLİ SERVET = ALTIN + GÜMÜŞ
        • İHRACAT > İTHALAT
        • DÜNYA EKONOMİSİ STATİK 
        • DÜNYA SERVETİ SABİT 
        • EN İYİ POLİTİKA = İTHALATI KISIP, İHRACATI ARTIRMAK
  • OYSA SMİTH VE KLASİK İKTİSATÇILAR

        •  TOPLAM DÜNYA SERVETİ SABİT DEĞİL VE
        •  SERBEST TİCARET ÜLKELERİN SERVETLERİNİ, DOLAYISIYLA DÜNYA SERVETİNİ ARTIRIR.
        •  UZMANLAŞMA + İŞBÖLÜMÜ VERİMLİLİK DÜNYA ÜRETİMİ


Uluslararası Ticaret Teorisi Analizlerindeki Standart Varsayımlar:

    • Uluslararası Ticaret Teorisi Analizlerindeki Standart Varsayımlar:
      • İki ülke, iki mal, her ikisi de üretiyor, mallar homojen.
      • Para yok, mal malla değiştiriliyor.
      • Fiyatlar reel (mal ya da faktör miktarı).
      • Mal, faktör piyasalarında tam rekabet.
      • Devlet müdahalesi yok (gümrük tarifesi, kota vb. kısıtlamalar yok)
      • İşgücü ülke içinde tam hareketli, ülkelerarası tam hareketsiz.
      • Ekonomi tam çalışma durumunda.
      • Taşıma giderleri sıfir


Emek-değer teorisi

  • Emek-değer teorisi

    • Adam Smith ve David Ricardo’yu da kapsayacak biçimde Klasik Ekol’e bağlı iktisatçıların değer konusundaki görüşleri “emek-değer” teorisi (labor theory of value) olarak bilinir.
    • Bu yaklaşıma göre bir malın maliyeti (talep koşullarının bulunmaması durumunda o malın fiyatı) onun üretimi için harcanan emek miktarı ile ölçülür. Diğer yandan da emek, homojen (türdeş) bir üretim faktörü olarak kabül edilmiştir.
    • Üretiminde göreceli olarak fazla emek kullanılan malın maliyeti daha yüksektir.
    • Klasiklerin sadece emeği dikkate almasının nedeni;
      • doğal kaynakların tanrı vergisi olduğu,
      • semayenin ise biriktirilmiş ve üretim aracı biçiminde somutlaştırılmış emekten meydana geldiğidir.


Teori Adam Smith’in 1776 yılında yayınlanan “Ulusların Zenginliği” isimli eserinde ortaya atılmıştır.

  • Teori Adam Smith’in 1776 yılında yayınlanan “Ulusların Zenginliği” isimli eserinde ortaya atılmıştır.



Bir ülke karşı ülkeye göre hangi malları daha düşük maliyetle üretiyorsa o malların üretiminde uzmanlaşmalı ve bunları ihraç ederek pahalıya üretebildiklerini dış ülkeden ithal etmelidir.

  • Bir ülke karşı ülkeye göre hangi malları daha düşük maliyetle üretiyorsa o malların üretiminde uzmanlaşmalı ve bunları ihraç ederek pahalıya üretebildiklerini dış ülkeden ithal etmelidir.



A Malı B Malı

  • A Malı B Malı

  • Amerika 50 Birim veya 30 Birim

  • Almanya 20 Birim veya 80 Birim



Teori David Ricardo’nun 1817 yılında yayınladığı “Siyasal İktisadın ve Vergilendirmenin İlkeleri” kitabında ortaya atılmıştır.

  • Teori David Ricardo’nun 1817 yılında yayınladığı “Siyasal İktisadın ve Vergilendirmenin İlkeleri” kitabında ortaya atılmıştır.



Önemli olan üretimde üstünlük derecesidir. Bir ülke, diğerine göre, hangi malların üretiminde daha yüksek oranda üstünlük sahibi ise o mallarda uzmanlaşmalıdır.

  • Önemli olan üretimde üstünlük derecesidir. Bir ülke, diğerine göre, hangi malların üretiminde daha yüksek oranda üstünlük sahibi ise o mallarda uzmanlaşmalıdır.



Bir İşgünü ile üretilebilen mal miktarı

  • Bir İşgünü ile üretilebilen mal miktarı

  • Kumaş (metre) Şarap(litre)

  • İngiltere 80 40

  • Portekiz 10 20



Bir İşgünü ile üretilebilen mal miktarı

  • Bir İşgünü ile üretilebilen mal miktarı

  • Kumaş (metre) Şarap(litre)

  • İngiltere 80 40

  • Portekiz 10 20



Uluslar arası fiyat oranı 1mk=1ltş olsaydı

  • Uluslar arası fiyat oranı 1mk=1ltş olsaydı

  • İngiltere’nin dış ticaret kazancı ihraç edilen kumaş birimi başına ½ birim şarap

  • Portekiz’in kazancı ihraç ettiği şarap başına ½ birim kumaş olacaktır.



Gerek Mutlak üstünlük gerekse de Karşılaştırmalı üstünlük modellerinde ticaretin nedeni ülkeler arasında emek verimliliğindeki farklardır.

  • Gerek Mutlak üstünlük gerekse de Karşılaştırmalı üstünlük modellerinde ticaretin nedeni ülkeler arasında emek verimliliğindeki farklardır.

  • Ülkelerin hangi malları üretip ihraç edeceği ve hangisini de ithal edeceğini emek verimliliği belirlemektedir.



Emek değer teorisine dayanması

  • Emek değer teorisine dayanması

  • Ülkeler arasındaki işgücü verimindeki farklılığın nedenlerini açıklamaması

  • İşgücü ülke içinde tam hareketli, ülkeler arasında tam hareketsiz olması

  • Ricardo teorisi bir arz teorisidir.

        • Uluslararası fiyatların düzeyi açıklanmamış. Bunun için talebe de yer verilmeli.
  • Sabit maliyetlere ve tam uzmanlaşmaya dayanması

        • artan-azalan maliyetler yok.
  • Statik bir model olması

  • Üretimin aşamalara ayrılmasına değinmemektedir



A) Yurtiçi talep ve ulusal üretim arasındaki farklılıklar

  • A) Yurtiçi talep ve ulusal üretim arasındaki farklılıklar

  • B) Mal niteliklerindeki farklılıklar

  • C) Fiyat farklılıkları



Klasik teoriye yöneltilen eleştirilerden birisi

  • Klasik teoriye yöneltilen eleştirilerden birisi

  • Gerçekte maliyet emek, sermaye, doğal kaynaklar ve girişimciliği faktörlerini de kapsar.

  • Neo-Klasik iktisatçılar emek maliyeti yerine tüm faktörleri kapsayan “FIRSAT MALİYETİ” kavramını koyarak karşılaştırmalı üstünlükler teorisinin bu eksiğini gidermişlerdir.



Bir malın fırsat maliyeti o malın üretimini bir birim artırmak gereken kaynakları serbest bırakmak üzere, başka bir malın üretiminden vazgeçilmesi gereken miktara eşittir.

  • Bir malın fırsat maliyeti o malın üretimini bir birim artırmak gereken kaynakları serbest bırakmak üzere, başka bir malın üretiminden vazgeçilmesi gereken miktara eşittir.



Fırsat maliyeti teorisinde kaynakların tam çalışma düzeyinde kullanıldığı varsayılır.

  • Fırsat maliyeti teorisinde kaynakların tam çalışma düzeyinde kullanıldığı varsayılır.

  • Birden fazla üretim faktörünün üretime katıldığı kabul edilince ülkeler arasında teker teker faktör verimliliği yönünden karşılaştırma yapmak olanaksızlaşır. Bu güçlüğü yenmek için verimlilik yerine bu kavramın tersi olan üretim maliyeti ele alınarak bu sorun giderilir.

  • Fırsat maliyetleri yaklaşımına göre üretim maliyeti, bir birim mal üretmek için gerekli olan kaynakların toplamına eşittir.



Fiziki bakımdan farklı olan bu kaynakları toplamak için de emek, sermaye ve doğal kaynaklar gibi faktörlerin her birinden kullanılan miktarlar yerine parasal değerler dikkate alınır.

  • Fiziki bakımdan farklı olan bu kaynakları toplamak için de emek, sermaye ve doğal kaynaklar gibi faktörlerin her birinden kullanılan miktarlar yerine parasal değerler dikkate alınır.



Böylece, Ricardo’nun emek verimliliği tablosu yerine şimdi her ülkenin kendi ulusal parası ile ölçülen ve fırsat maliyetlerini yansıtan yeni bir tablo elde edilmiş olur.

  • Böylece, Ricardo’nun emek verimliliği tablosu yerine şimdi her ülkenin kendi ulusal parası ile ölçülen ve fırsat maliyetlerini yansıtan yeni bir tablo elde edilmiş olur.



1 birim çelik ve 1 birim buğday üretmek için gerekli kaynakların parasal değeri

  • 1 birim çelik ve 1 birim buğday üretmek için gerekli kaynakların parasal değeri

  • Çelik Buğday

  • Türkiye 10 TL 1 TL

  • ABD 1 $ 2 $

  • Türkiye, 1 Birim Çelik: 10 birim buğday

  • ABD, 1 Birim Çelik: 0,5 birim buğday



Dış ticarette fırsat maliyetleri üretim imkanları veya dönüşüm eğrileri ile gösterilir.

  • Dış ticarette fırsat maliyetleri üretim imkanları veya dönüşüm eğrileri ile gösterilir.

  • TANIM:

  • Bir ülkenin veri teknoloji ve üretim faktörleri varsayımı altında üretebileceği azami mal ve hizmet miktarlarını ifade eder.

  • Üretim İmkanları Eğrisi ile bir ülkenin iki farklı maldan üretebilecekleri alternatif bileşimleri göstermek mümkündür.



Klasik Üretimin değişmesine karşın maliyetlerin sabit kalmasıdır. (Sabit verimler)

  • Klasik Üretimin değişmesine karşın maliyetlerin sabit kalmasıdır. (Sabit verimler)

  • Üretimde sabit maliyetler, bir endüstriden (kumaş) diğerine (buğday) aktarılan kaynakların her iki kesimde de aynı derecede verimli olmasıdır.



Üretim değiştikçe maliyetler artıyorsa üretimde artan maliyetler (azalan verimler) söz konusudur.

  • Üretim değiştikçe maliyetler artıyorsa üretimde artan maliyetler (azalan verimler) söz konusudur.



Üretim artarken maliyetler azalıyorsa üretimde azalan maliyetler (artan verimler) denir.

  • Üretim artarken maliyetler azalıyorsa üretimde azalan maliyetler (artan verimler) denir.

  • Azalan maliyetler durumunda aktarılan her kaynağın üretimde sağladığı artış bir öncekinden fazladır. Verimlilikteki bu artışlar iktisatta içsel ve dışsal tasarruflar ya da ölçek ekonomileri ile açıklana bilir.







































Yukarıda üç farklı maliyet türüne göre üretim olanakları eğrilerini ayrı ayrı inceledik. Fakat gerçekte üretim olanakları eğrisi, yüksek bir olasılıkla artan, azalan veya sabit maliyetlerden yalnızca birisine bağlı değildir.

  • Yukarıda üç farklı maliyet türüne göre üretim olanakları eğrilerini ayrı ayrı inceledik. Fakat gerçekte üretim olanakları eğrisi, yüksek bir olasılıkla artan, azalan veya sabit maliyetlerden yalnızca birisine bağlı değildir.

  • Daha gerçekçi bir durum, üretim olanakları eğrisi üzerinde bu üç maliyet yapısını kapsayan değişik bileşimlerin bulunmasıdır.

  • Başka bir deyişle, belirli hacimdeki üretime kadar, diyelim ki artan maliyetler geçerli iken daha sonra bunu öteki maliyet özellikleri izler. Böylece belki de aynı maliyet yapısının geçerli olduğu birden çok bileşim bulunabilecektir.



Maliyetlerin dönüşüm eğrisi boyunca bu şekilde farklılaşması, uluslararası uzmanlaşma konusunda da bazı sorunlar doğurabilir.

  • Maliyetlerin dönüşüm eğrisi boyunca bu şekilde farklılaşması, uluslararası uzmanlaşma konusunda da bazı sorunlar doğurabilir.

  • Eğer gerçekte olduğu gibi, dönüşüm eğrisinin şekli tam olarak bilinemiyorsa, belli bir anda uluslararası fiyat ora­nına göre ulaşılan üretim dengesi maksimum refah noktası olmayabilir.

  • Diğer bir deyişle, gerçekleşen uzmanlaşma durumunda refah ancak sınırlı bir maksimum düzeyde bulunabilir.



Maliyetlerde farklılaşma özelliğine sahip bir dönüşüm eğrisi Grafik 1-6' da gösterilmiştir.

  • Maliyetlerde farklılaşma özelliğine sahip bir dönüşüm eğrisi Grafik 1-6' da gösterilmiştir.

  • Eğer dış ticaret öncesi üretim, AB dönüşüm eğrisi üzerinde A ile K arasında bir noktada bulunuyorsa, ülke TT gibi bir uluslararası fiyat oranından ticarete açıldığında, D1 noktasında uzmanlaşmaya gider.



Diğer yandan Cı gibi bir noktanın gösterdiği bileşimleri tüketerek geçerli koşullar altında refahını maksimum eder.

  • Diğer yandan Cı gibi bir noktanın gösterdiği bileşimleri tüketerek geçerli koşullar altında refahını maksimum eder.

  • Ama bu bir yerel veya sınırlı refah maksimumudur. Çünkü ülke rastlantı sonucu K ile B arasında bir yerde bulunsaydı, aynı ticaret hadlerinden (TT=TT) dış ticarete açıldığında D2 noktasında uzmanlaşacak ve örneğin C2 bileşimini tüketecekti.

  • O da yine yerel bir maksimum noktasıdır. Ancak her iki maldan da daha fazla tüketime olanak verdiği için, birincisine göre daha yüksek bir refahı temsil eder.



O halde veri koşullar altında, en yüksek refaha ulaşabilmek için dönüşüm eğrisinin şekli hakkında bilgi sahibi olmak gerekir.

  • O halde veri koşullar altında, en yüksek refaha ulaşabilmek için dönüşüm eğrisinin şekli hakkında bilgi sahibi olmak gerekir.

  • Eğer eğrinin şekli grafikteki gibi tam olarak tahmin edilebilmiş olsaydı, ekonomiyi doğrudan doğruya D2'ye yönlendirmek gerekirdi.

  • Bu amaçla devlet Örneğin, vergi politikası araçlarını kullanarak bir malın üretimini özendirme ve öteki malın üretimini caydırma yoluna gidebilirdi.



Yüklə 0,76 Mb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə