Dünya Dışı Akıllı Yaşama Mesaj Gönderdik, Acaba Gitti mi? Y I l d I z g ü n L ü k L e r I



Yüklə 36,84 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix17.04.2018
ölçüsü36,84 Kb.
#38959


30

Dünya Dışı Akıllı Yaşama Mesaj 

Gönderdik, Acaba Gitti mi?

Y I L D I Z   G Ü N L Ü K L E R İ

* NASA/Jet İtki Laboratuvarı - Caltech

 

Dr. Umut Yıldız* 

H

. S

chw

eik

er

m, N

AIC, A

re

cibo G

özl

em

ev

i

ÇOCUKLUĞUMUZDAN BERI HEP 

SETI KELIMESINI DUYMUŞUZ-

DUR (SEARCH FOR EXTRATER-

RESTRIAL INTELLIGENCE - DÜN-

YA DIŞI AKILLI YAŞAM ARAMASI). 

Proje ilk olarak Carl Sagan’ın da büyük 

destek ve çalışmalarıyla 1970’lerde 

başlamış, sonra belli zamanlarda fonu 

büyük oranda kesilmiş, sonra tekrar 

yeniden fonlanmış vs. gibi birçok badi-

reler atlattıktan sonra bugün bir ensti-

tüye dönüşerek (SETI Institute) Dünya 

dışı yaşam arama çalışmalarına devam 

ediyor. 


90’lı yıllarda henüz yeni yeni kişisel 

bilgisayarlar sahibi oluyorduk. Onlara 

bağladığımız eski tip kaba saba ekran-

larda da, ekranların belli noktalarına 

elektron tabancasından sürekli aynı 

renk gönderip kızarmaya yol açmasını 

engellemeye yarayan ekran koruyu-

cularımız vardı. Bilgisayar sahipleri de, 

bilimle ilgilensin ya da ilgilenmesin, bu 

ekran koruyucularının en popülerlerin-

den birisi olan SETI@Home adlı ekran 

koruyucuyu yükler, bizim elimizden 

de bu geliyor kardeşim diye bilime 

uzaktan da olsa katkıda bulunmanın 

mutluluğunu yaşardı. Özellikle Puerto 

Rico’daki Arecibo ve New Mexico’daki 

tişim kurmayı beklemek hayal ötesi bir 

şeydi, ancak o zaman bu projenin olabi-

lirliğini test etmek zorundalardı. Sonuç 

olarak, oldu ve artık sağa sola mesajlar 

göndermeye başladık. İlk zamanlarda 

bu mesaj gönderme işine Aktif SETI 

deniyordu ve bugüne kadar 30’a yakın 

bölgeye mesajlar gönderildi.

Kimi SETI çalışanları bile mesaj gön-

dermenin gerçekten iyi bir fikir olup 

olmadığı konusunda kuşkululardı. 

Açıkçası bu kuşkucuların arasında ben 

de varım. Bununla ilgili birkaç sebebim 

var:


- İnsanlık tarihi, 4.5 milyar yıllık Dünya 

tarihinin yanında en sondaki ufacık 

bir zaman dilimini kapsıyor. Homo 

sapiens tahminen ilk 70 bin yıl önce or-

taya çıktıysa da, insanlığın henüz son 

150 senedir yaşadığı gelişmeler bizi as-

lında evrende başka canlılarla iletişim 

kurdurabilecek teknolojiye erişmemizi 

sağladı. Yani biz bir yere sinyal gönder-

sek ve orada Dünya'daki insanlara ben-

zer akıllı canlılar olduğunu varsaysak, 

sinyalimizin onlara ulaştığı tarihte 

bizim yaptığımız elektronik devrimi 

yapmadılarsa, bizim gönderdiğimiz 

sinyalimizi duyamayacaklardır. Benzer 

şekilde, başka gezegenlerdeki akıllı can-

lılar bize 500 yıl önce sinyal göndermiş 

olsalar, onu anlamayacağımız gibi.

- Astronomik ışık kaynakları yani örne-

ğin yıldızlar her dalga boyunda sürekli 

ve her yöne ışık (enerji) yayınlarlar. 

Buradaki “sürekli ve her yöne” kelime-

lerine dikkatinizi çekmek istiyorum, 

çünkü biz bir sinyal gönderdiğimizde 

sürekli ve her yöne sinyal göndereme-

yiz. Örneğin ilk Arecibo mesajı sadece 3 

dakika boyunca gönderilmişti ve Areci-

bo radyo teleskobu M13 yönüne doğru 

yani tek bir yönde sinyal göndermişti. 

Bir radyo teleskobu sürekli aynı yöne 

sinyal göndermek için en önemli ihti-

yaç büyük fonlardır, kısaca maddi açı-

dan karşılamak imkansızdır. Dolayısıy-

la biz sinyali göndeririz ama Dünya dışı 

VLA (Very Large Array) radyo teleskop-

ları olmak üzere büyük teleskoplardan 

SETI projesi vasıtasıyla gelen veriler o 

kadar büyük miktarlardaydı ki, bunları 

sadece SETI’nin bilgisayarlarının indir-

geyip analiz etmeleri bin yıllar sürerdi. 

Bunun yerine SETI@Home projesiyle, 

veriler Dünyadaki yüzbinlerce kişisel 

bilgisayarlara indirildi ve insanların 

bilgisayarlarının çalışmadığı anlarda 

da ekran koruyucu olarak arka fonda 

analiz yaptı.

SETI’ye şimdi bir de METI (Mes-

saging Extraterrestrial Intelligence 

- Dünya Dışı Akıllı Yaşama Mesaj Gön-

derme) eklendi. Aslında mesaj gönder-

me düşüncesi yeni bir düşünce değil. İlk 

olarak 16 Kasım 1974’de 308 metre çaplı 

dev anten Arecibo Radyo teleskobu ile 

M13 isimli bir yıldız kümesine, insanlığı 

ve Dünya'nın yerini anlatan 210 byte 

büyüklüğünde bir sinyal, 450 kW güç ile 

3 dakika boyunca gönderilmişti. Tabii 

mesajın ulaşma zamanına biraz daha 

vakit var. Yaklaşık 27000 yıl sonra an-

cak M13 bölgesine ulaşacak ve olur da 

oradan birileri mesajımızı alıp cevap 

göndermek istese 27000 yıl da onların 

cevabının bize ulaşması sürecek. Elbet-

te bu mesajdan Dünya dışı yaşamla ile-



Arecibo Gözlemevi


31

1974’te gönderilen Arecibo Mesajı

31

akıllı yaşam da bizimkine benzer bir tek-



noloji ile SETI projesi gibi bir proje yapıp, 

bekleme modunda değillerse, sinyalimiz 

onlara gitse bile yakalayamazlar. 

- Peki oralardakilerin SETI gibi bir proje-

leri olduğunu varsayalım. Örneğin bizde 

bile sadece birkaç teleskop SETI için kul-

lanılabiliyor. Malum gezegenler kendi 

eksenleri etrafında dönüyor, eğer bizim 

sinyalimiz onlara ulaştığında, dinleyen 

Ar

eci

bo

 G

öz

leme

vi

teleskopları gezegenin arka tarafında 

kalıyorsa yine sinyali kaçırırlar.

- Gelelim gönderilen sinyallerin frekan-

sına. Hepimiz günlük yaşamımızdan 

biliyoruz ki, radyo sinyalleri çok uzak-

lara bilgi taşımakta gayet kullanışlıdır. 

Arabada giderken FM radyomuzun 

frekansı ile oynadığımızda 87.5 MHz ile 

108 MHz arasında olduğunu görürüz ve 

1 MHz değişimde bile hemen başka bir 

kanala geçmiş oluruz. Yani burada olan 

şudur. Sizin dinlediğiniz müzik, radyo 

istasyonundan örneğin 90.5 MHz’den 

yayınlanır ve siz arabanızdaki radyonu-

zun frekansını 90.5 MHz’e ayarlamaz-

sanız müziği duyamazsınız. Sanırım 

ne demeye çalıştığımı anladınız. Biz 

buradan radyo teleskobumuz ile sade-

ce belirli bir frekansta ve belli küçük bir 

frekans aralığında sinyal gönderebiliriz. 

Eğer ki Dünya dışı akıllı yaşamda bir 

SETI projesi olsa, büyük radyo teleskop-

ları ile sürekli dinliyor olsalar ve bizim 

sinyalimiz onlara ulaşsa bile eğer bizim 

gönderdiğimiz frekansı dinlemiyorlar-

sa bizi duyamayacaklardır.

- Bir de sinyalleri ancak belli bir güçte 

gönderebiliriz. Örneğin Arecibo me-

sajını 450 kW güç ile göndermiştik ki 

bu bile bayağı yüksek bir güç. Burada 

da şöyle bir sorun var. Biz ne kadar 

yüksek güçle gönderirsek gönderelim, 

sinyalimiz yolda zaman içinde güçsüz-

leşir. Diyeceksiniz ki uzay boş, sinyal 

zaten dümdüz ileriye doğru gidiyor, 

karşısına yağmur, kar gibi bir ortam da 

çıkmadığına göre ne gücünü kesebilir 

ki. Eh, burada mesafelerden bahsetme-

miz gerekecek, çünkü sinya

li gönderdi-

ğimiz gezegen onlarca, yüzlerce, bin-

lerce ışık yılı uzaklıkta olabiliyor (1 ışık 

yılı = 9.5 trilyon km). Dolayısıyla eğer 

ki Dünya dışı akıllı yaşamda bir SETI 

projesi olsa, büyük radyo teleskopları 

ile sürekli dinliyor olsalar, bizim sinya-

limiz onlara ulaşsa ve bizim gönderdi-

ğimiz frekansta dinliyorlarsa bile, sin-

yalimiz oraya vardığında çok güçsüz 

kalmışsa, onlarda sıradan bir gürültü 

halinde kalacaktır ve ne yazık ki bizi 

yine duyamayacaklardır.

Aslında bu konuda daha söyleyecek 

konu çok, belki bir başka yazıda de-

vam ederiz. Ama ben burada mesaj 

gönderme ve karşı tarafın mesajımı-

zı alma konusunun yukarıda bah-

settiğim birçok parametrenin üst 

üste gelmesi gibi çok çok çok büyük 

bir şans olayı olduğunu vurgulama-

ya çalıştım. Hatta arada bir haber-

lere konu olur. Stephan Hawking

Dünya dışı yaşama, galaksimizdeki 

adresimizi haber vermenin çok teh-

likeli olacağını ve bizi yok edeceğini 

konu eden açıklamalarda bulunur. 

Argümanlarından birisi, yüzyıllar 

içinde dünyadaki deneyimlerimiz 

gösterdi ki güçlü medeniyetler, il-

kel medeniyetleri kolonisi haline 

getirme konusunda gayet etkin 

davrandılar ve buralara kadar ula-

şan bir medeniyet elbette bizden 

daha güçlü olacaktır ve bizi koloni 

haline getirmek isteyebilir. Mantık 

olarak sözlerinde haksız değil ama 

sevgili Stephan Hawking, bence bi-

raz sakin olmakta fayda var. Biz bir 

yerlere sinyal göndererek yerimizi 

belli ediyor gibiyiz ama biz daha 

Mars’a insan gönderemedik, hatta 

Güneş Sisteminin dışına çıkan ilk 

uzay aracımız bile 40 yılda sadece 

20 milyar km yol kat etti. Onlar da 

bizim gibi bir teknolojiye sahiplerse 

kendi yıldızlarının dışına çıkma-

larına imkanları yok. Mesafeler o 

kadar büyük ki ve ışığın hızının bir 

sınırının olması bu konuda o kadar 

büyük bir bariyer ki, yıldızlararası 

seyahatlerin standart insan yaşa-

mında olması bugünkü pratik fizik 

ve mühendislik bilgimizle mümkün 



görünmüyor, yani bence güvendeyiz.

Not: Bu makaledeki düşünceler tamamen 

yazarın düşünceleridir ve NASA, Jet İtki 

Laboratuvarı veya Caltech’i bağlamaz.

Yüklə 36,84 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə