Uluslararası Sosyal Ara tırmalar Dergisi
The Journal of International Social Research
Cilt: 5 Sayı: 21 Volume: 5 Issue: 21
Bahar 2012 Spring 2012
www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581
VAS L D M TR YEV Ç SM RNOV (1846-1922)
hsan ÇOMAK
••••
Özet
19. yüzyıl Rus arkiyatçılı ı açısından önemli bir yüzyıldır. Bu dönemde Osmanlı
tarihi, Türk dili ve kültürü üzerine pek çok çalı malar yapılmı ve önemli tarihçiler yeti mi tir.
Bunlardan birisi de Vasili Dimitriyeviç Smirnov’dur. Smirnov, Rusya’da Türkoloji çalı maları
içinde Osmanlı çalı malarının ayrı bir disiplin olarak olu masını sa layan önemli bir tarihçidir.
Makalede, Sminrov’un Osmanlı tarih ve kültürü üzerine dü ünceleri kendi eserlerinden
örneklerle açıklanmakta, Rus arkiyatçılı ı içinde Smirnov’un sahip oldu u özel yer
vurgulanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Rusya, arkiyatçılık, Smirnov, Tarih Yazıcılı ı, Osmanistika.
Abstract
19th century is an important period in the history of Russian Oriental studies. In this
period, many important works have been made on the history, culture and language of the
Ottoman Empire and distinguished scholars emerged in Russia. One of them is Vasili
Dimitrievich Smirnov. With the contribution of his works, Ottoman studies became a
separated academic discipline in Russia. In this article, Smirnov’s views on Ottoman history
and culture have been explained with citations from his works. In addition, his important role
on the development of Ottoman studies in Russia has been underlined.
Key Words: Russia, Oriental Studies, Smirnov, Historiography, Ottoman Studies.
Rus Çarlı ı döneminde 19. yüzyıl arkiyat çalı malarının zirveye çıktı ı bir dönemdir. Bu
dönemde St. Petersburg ve Kazan’da bulunan üniversite ve enstitüler arkiyatçılı ın önemli merkezleri
idiler. arkiyat çalı maları içinde Osmanlı çalı malarının da önemli bir yeri vardı. Rus
mparatorlu u’nun Osmanlı mparatorlu u ile yapmakta oldu u sava lar ve bu sava larda pek çok
Osmanlı topra ının Rusya’ya geçmesi, Rusya’da Osmanlı çalı malarına kaçınılmaz olarak ilginin
artmasını sa ladı. Bu dönemde . A. Berezin, V. V. Bartold, A. O. Muhlinski, A. Kazımbek ve V. V.
Grigoryev gibi önemli Türkologlar yeti ti. Hiç üphesiz ki bunlardan biri de Vasili Dimitriyeviç
Smirnov’dur. Bu makalede Smirnov’un Osmanlı tarih ve kültürüne ili kin dü ünceleri ortaya koydu u
eserleri ı ı ında de erlendirilmeye çalı ılacaktır.
•
Yrd. Doç. Dr., TOBB ETÜ, Avrasya Çalı maları Merkezi Müdürü.
- 279 -
Vasili Dimitriyeviç Smirnov 27 Haziran 1846’da Rusya’nın Astrahan ehrine ba lı Biruçya Koca
köyünde do du. Babası din adamıydı. Astrahan lahiyat Okulunu ve Perm lahiyat Seminerini
bitirdikten sonra, 1865 yılında Petersburg lahiyat Akademisine yazıldı. Burada bir yıl okuduktan sonra
Petersburg Üniversitesine ba lı me hur Do u Dilleri Fakültesine geçti.
Smirnov bu geçi in sebebini bir yazısında öyle açıklar: “Bilindi i gibi, ayrı eyaletlerin birbirine
kom u ehirlerinde ya amak, burada ya ayan Ruslar için çocukluktan ba layarak, ba ka ırktan gelen
vatanda larının dillerine kar ı bir ilgi ve merak sebebi olmu tur.” Smirnov’un lahiyat Okulunda aldı ı
e itim onun Ön Asya’ya yani Hristiyanlı ın do du u topraklara olan ilgisini de arttırmı tır
(Tveritinova, 1971: 106).
19. yüzyılın ikinci yarısı Rusya’da do uya ilginin arttı ı bir dönemdir. Bu dönemde Rus bilim
dilinde “do u” denince sadece Rusya’nın do usunda kalan topraklar de il, Ma rib ve Ortado u
ülkeleri de kastedilmektedir. Bunun sebebi Rus arkiyatçılı ının köklerinin Batı arkiyatçılı ına
dayanıyor olmasıdır. Bu dönemde do u ile ilgili meselelerle sadece arkiyatçılar de il, diplomatlar,
askerler, seyyahlar ve gazeteciler de ilgilenmi lerdir. Osmanlı Devleti ile ilgili en çok ele alınan konular
arasında ise, Osmanlı Devletinin gerileme sebepleri, ayaklanmalar ve günlük hayat gibi konular yer
alıyordu.
Vasili Smirnov 1871 yılında Arapça-Farsça-Türkçe Bölümünü “Altın Madalya” derecesi ile
bitirdi. Smirnov’un bitirme tezi “Mo ol Hâkimiyetinin Rusya’da Bıraktı ı Etkinin, Özellikle Dil
Sahasındaki Etkinin Ara tırılması” idi. Bitirme tezini inceleyen hocalarında biri Smirnov için unları
yazıyordu: “Hiç üphesiz ki tarihe kar ı do u tan gelen mükemmel bir kabiliyet. E er kaybolup
gitmezse, ülkesine eref getirecek, çok faydalar sa layacaktır.” Bu ba arılı çalı manın ardından
Smirnov’a kürsüde kalıp kariyer yapması teklif edilir. Smirnov bu bunu kabul eder. Dönemin en
me hur Türkologları V. V. Grigoryev ve . N. Berezin, Smirnov’a bu dönemde hocalık yapacaklardır
(Gardlevski, 1968: 409).
1873 yılında aynı fakültede yüksek lisansını tamamlayan Smirnov’un tezi “Gümürcineli Koçu
Bey ve 17. yy.’ın Di er Osmanlı Yazarlarına Göre Türkiye’nin Gerileme Sebepleri” ba lı ını ta ıyordu.
Smirnov bu çalı masını birinci elden Osmanlı kaynaklarına dayandırıyordu. Tezde incelenen temel
problem 17. yy Türk tarihçilerinin politik ve felsefi görü lerini incelemek devlet düzeninin temellerini ve
Türklerin toplumsal hayatını analiz ederek, Osmanlı Devletini yıkılı a götüren sebeplerin ara tırılması
idi (Smirnov, 1905: 298).
Vasili Smirnov’un danı manı (ve en sevdi i hocası) Vasili Grigoryev konunun önemini öyle
açıklıyordu: “Bir yandan tez yazarının seçilen ülkeyi ne kadar iyi bildi inin gösteriyor, di er yandan
sosyologlara ö retici bir ders vererek, devlet aygıtının çürümesinin sebebinin, 17. yy. da idarenin
yabancılarla dolup ta ması oldu unu gösteriyor.” (Gardlevski, 1968: 409).
Smirnov’a göre meselenin özü uydu: Türkiye’nin yaptı ı bütün sava larda isteyen herkes
sava a katılabilirdi. Her taraftan gelen sava çılar “kılıçları kölele tirilinceye” veya yeterli serveti elde
edinceye kadar slam inancı için sava ıyorlardı. Süvariler Kürtler, Çerkezler, Türkmenler, Tatarlar ve
Küçük Asya halkında olu uyordu. Kim slam’ı kabul ederse o Türk sayılıyordu. Aynı durum
donanmanın in asında da oldu. hsan ve ganimet vaadiyle, Akdeniz çevresindeki bütün ülkelerden
Türkiye’ye akın oldu. talyanlar, Araplar, Avusturyalılar ve Fransızlar. Bunlar slam’ı kabul ederek
Sultanın tebası haline geldiler.
Rusya ya da Avusturya tebası olmak istemeyen pek çok Polonyalı da yüksek memuriyet
umuduyla Osmanlı topraklarına göç etti. Bazıları divana kadar yükselerek üst düzey devlet memuru ya
da bürokrat oldu. Farklı etnik kökenden gelen insanlar Osmanlı toplumunun içinde eriyerek Türkçe
konu ur hale geldiler. Tabi ki dinleri de slam oldu.
Donanmaya çe itli ülkelerden gelen ( talyanlar, Yunanlılar, Berberiler, Hollandalılar,
Norveçliler vs.) hiçbir inancı kanunu olmayan serseriler, maceracılar ve korsanlar toplandı. Bunlar
Müslüman olduklarını söylediler. Ancak arap içmeye de devam ettiler. Ba arılı seferler yapıp ganimet
- 280 -
ve çok sayıda esir kadın elde ettiler. Ve onlarla evlendiler. Onların çocukları da Türk sayıldı. Böylece
Türk Devleti, küçük bir beylikten tamamen farklı bir Akdeniz gücü haline geldi.
16. yy. dan itibaren Türkler herhangi bir meslek ya da askerlikte uzmanlı ı olan herkesi devlet
hizmetine kabul eder oldular. Bunun sonuçlarını ise ancak yüz sene sonra fark edebildiler.
Bu dönmelerin bir kısmı enerji dolu ve topluma fayda sa layan insanlardı. Bazıları ise
ya ayabilecekleri huzurlu bir kasabadan ba ka bir ey aramıyorlardı. Bunlar Osmanlı toplumunun etnik
yapısını bozdu. Gerçek Türkler bir etnik gruba indirgenerek kendi ülkelerinde ezilen bir toplum haline
getirildiler. Yabancıların bu yükseli i toplumda Türklere has tepki ve davranı tarzını bozdu. Bu ise
kendini vezirler, kadılar ve di er devlet memurları arasında rü vetin yaygınla ması, ordunun
bozulması ve ekonominin gerilemesinde gösterdi.
Osmanlı mparatorlu u ülkedeki yabancıların bu artı ı sebebiyle 17. yüzyılda gerilemeye
ba ladı. Osmanlı yazarlarına göre, diyor Smirnov, yabancıların bu yo un akımı ve hayatın her sahasına
sızmaları devletin yıkılmasına sebep oldu (Smirnov, 1873: 261).
Türkçe kaynaklar üzerinde yaptı ı çalı malar ve çeviriler Smirnov üzerinde derin izler bıraktı.
Smirnov, Türkiye ve Rusya arasında paralellikler de buluyordu. Mesela, 1. Petro zamanından itibaren
Rusya’da da devlet hizmetine pek çok yabancı kabul edilmi ti. Bu ise, Rus toplumunun yapısını
bozuyordu. Kimi ça da ları gibi o da imparatorluk içindeki Rus olmayan halkların Rusla tırılmasını
savunuyordu.
Vasili Smirnov 1873 yılında Petersburg Üniversitesi’ne doçent olarak seçildi. 1922 yılından
ölümüne kadar burada tam 49 yıl görev yaptı. Burada Türk Edebiyatı ve Tarihi, Türkçe ve Türkiye
Tarihi dersleri verdi. Yakla ık yarım asırlık kariyerinde hemen hemen hiç kesintisiz olarak Üniversite’de
verdi i derslerin ba ında Osmanlı Türkçesi dersi geliyordu. Derste gramer konularının yanı sıra,
kolaydan zora do ru Osmanlıca metinlerin okunması ö retiliyordu (Pılyev, 2009: 97).
O dönemde arkiyat enstitülerinde en az üç yabancı dil ö retiliyordu. Örne in, Yakın ve Orta
Do u Tarihi kürsüsünde okuyan bir ö renci Türkçe, Arapça ve Farsça ö renmek zorundaydı. Aynı
zamanda bu üç dilin kültür ve tarihi ile alakalı dersler de alıyordu. Dolayısıyla yeti en tarihçiler tek bir
dalda de il, örne in hem Osmanlı, hem de Arap ve ran tarihi ve kültürü sahalarında uzmanla mı
oluyorlardı. Böylece kültürleri kar ıla tırmalı olarak inceleyebiliyorlardı. Ancak belli bir sahada
uzmanla maları mümkün olmuyordu.
Smirnov ise çalı malarını tek sahada, Osmanlı üzerinde yo unla tırdı. Kendisinden sonra
gelen tarihçiler tarafından ilk “Osmanist” olarak nitelenen Smirnov, Türkoloji gelene ini bu do rultuda
etkiledi. Smirnov’un “Türk Medeniyeti” (1870), “Ki ilerle Resmi Türkiye” (1875) gibi eserleri sadece
Osmanlı üzerine yo unla manın sonucudur. Smirnov’dan sonra Rusya’da Osmanistika sınırları daha
belirli ve dar bir hale geldi.
Vasili Smirnov Türkiye’yi biliyor ve yakından takip ediyordu. Türkiye’ye ilk seyahatini
1875’de, sonuncusunu ise 1911’de yaptı. Her seyahatinde beraberinde buldu u elyazmalarını ve yeni
çıkan eserleri getiriyordu. Kimi zaman bunları Türkiye’ye giden muhabirler ya da tanıdıkları vasıtasıyla
getirtiyordu. Böylece çok de erli bir Osmanlıca eserler koleksiyonu olu turdu (Gardlevski, 1968: 409).
Smirnov halk edebiyatının dilinden çok etkilenmi ti. “Kırk Vezirler Hikâyesi” ve “Nasreddin
Hoca’nın Fıkraları”nı Rusça olarak yayınladı. Onun çevirileri sayesinde Rus okuyucuları Hazerfan
Ahmet Çelebi, Kâtip Çelebi ve Selanikli ile tanı tı.
Ara tırmalarının genel amacını “Osmanlı’nın iç tarihini anlamak” olarak tarif ediyordu
(Smirnov, 1873: 111). Bunun için slam’ın bu imparatorlu un kurulmasındaki yerini ara tırdı. “Hiç
üphe yok ki slam, Türkiye’nin devlet ve toplum yapısında bütün alanlara en yüksek derecede nüfuz
etmi tir. Devlet ve toplum yapısının bütün kurumlarında ayırt edici kriter Osmanlı Devleti’nin bir üyesi
olmaktır. Ki isel ve toplumsal hayatla ilgili pek çok kural ve kanunun temelinde Muhammed’in
ö retileri yatar. Fakat di er taraftan Türkiye ve onun temsil etti i inancı, dini bütün bir Müslümanlık,
- 281 -
yani bir ö retinin cisimlenmi ekli olarak, Muhammed’in ve O’nun arkada larının a zından çıktı ı
ekliyle oldu unu kabul etmek de yanlı olur. Dünyada fiziki ve sosyal artlar ile ona inananlara ba lı
olarak de i memi tek bir inanç yoktur.” (Smirnov, 1878: 278).
Rus tarihçili inde ilk defa Smirnov Osmanlı Devleti’nin tamamen teokratik bir devlet
oldu u görü üne kar ı çıktı. Ayrıca ona göre Türk Sultanları evrensel anlamda bütün Sünni
Müslümanların halifesi de ildi. Smirnov’a göre o dönemin Türk yazarları “Halife” unvanını
büyüklük manasının dı ında kullanmamı lardı. “Nasıl ki Avrupalılar arasında ta ıdıkları unvanın
ifade etti i manayı temsil etmekten uzak pek çok insan varsa, Türk Sultanlarının da inancın
liderli i de il de, Müslümanların hükümdarlı ı anlamında halife unvanını kendilerine mal
etmelerinde hiç bir a ırtıcılık yoktur. Türkler sultanları sadece devletin temsilcisi ve adaletin
koruyucusu gözüyle görmü lerdir (Smirnov, 1873: 112).
Osmanlı yazarlarının anlattıklarına dayanarak, Türk toplumunun sosyal yapısı üzerine yazdı
ve o güne kadar genel kabul görmü dü üncelere kar ı çıktı. Smirnov’un ça da ları öyle yazıyorlardı:
“Türkiye, Avrupalılar için siyasi bir istisnadır. Burada sınıf yoktur, asiller yoktur, ruhbanlar yoktur,
küçük burjuvazi yoktur, sürgün yoktur…” (Tveritinova, 1974: 108).
Smirnov’a göre Osmanlı toplumu iki sınıftan olu uyordu. Üstte askeriye ve ilmiye vardı.
Bunlar u veya bu ekilde devlet idaresiyle ilgiliydiler. Altta ise ehirliler ve göçmenler vardı. Bu
ikinciler devleti idare eden birinci grubun çıkardı ı kanunlara uymak zorundaydılar. Devletin temel
geliri ise topra a ba lı bu ikinci gruptan elde edilen vergilerdi (Smirnov, 1873: 214).
Smirnov’a göre, gerileme dönemi Osmanlı literatürü devletin temellerinin çözülme keyfiyetini
ortaya koyuyordu. Zenginlik ve güç tek bir grubun, hâkim “feodal bürokratik” üst sınıfın elinde
toplanmı tı. Sultanın verdi i imtiyazlar u veya bu grup için hâkimiyet mücadelesinde birer araçtılar.
Di er taraftan bu süreci köylünün ve ehirli zanaatkârların hâkimiyet altına alınması ve sömürülmesi
takip etti. Köylünün buna cevabı sahip oldukları ve kanunen ba lı oldukları topraktan kaçı ve isyan
eklinde oldu. Sık sık bu isyanlara küçük feodal sipahiler de karı ıyor ve bunların yerini daha sadakatle
hizmet edecek insanlar alıyordu.
Smirnov 1875 yılında stanbul’a ilk ziyaretinden itibaren Rus tarihi ile ilgili kaynakları
toplamaya ba ladı. Bu ziyaretlerinde en çok bulunmayı sevdi i yerler stanbul kütüphaneleri idi. Sadece
1892 yılında stanbul’a yaptı ı ziyarette Arapça, Farsça ve Türkçe 75 el yazmasını satın alarak St.
Petersburg Devlet Kütüphanesine kazandırdı. Bu dönemde Kırım’ın Rusya’ya geçi inin yüzüncü yılının
yakla ması Smirnov’un tez konusu belirlemesinde etkili oldu. Smirnov çalı malarına Simferopol’de
devam etti. 1886 yılında Simferopol Ar ivi’nde çalı ırken, Kırım’ın Osmanlı hâkimiyetinde bulundu u
döneme ait, “bir hazine de erinde” kabul etti i “Kazasker Defteri”ni buldu. Bu defterde Kırım ile
Osmanlı Devleti arasında yapılan ve Kırım’ın siyasi, ekonomik ve sosyal tarihine ı ık tutan yazı maları
buldu. Resmi makamlara yazarak bu belgeyi St. Petersburg Devlet Kütüphanesi’ne ta ınmasını sa ladı.
Bu belgeleri Smirnov de i ik çalı malarında kullandı.
Uzun yıllar süren çalı malarının sonucu olarak Smirnov, 1884 yılında “Osmanlı Egemenli i
Altında Kırım Hanlıkları, 18.yy Ba larına Kadar” (Smirnov, 1887b) adlı çalı masını tamamlayarak
profesör ünvanını alır. Dönemin tarihçileri tarafından ciddi ele tirilere maruz kaldı. Örne in, Türkolog
V. I. Veselovskiy bu çalı ma için “materyaller sistemsiz yı ılmı , ele tiriler süzülmemi , yorumlar
karı ık ve do ru de il” ele tirilerini yapıyordu. (Lazarev, 1988: 409) Ancak, bu ele tirilere ra men
Rusya’da bu güne kadar bu eseri a abilecek bir eser yazılabilmi de ildir.
Tezin ikinci bölümünü te kil eden “Osmanlı Hâkimiyeti Altında Kırım Hanlı ı, 18.Yüzyıldan
Rusya le Birle mesine Kadar” adlı bölümü “Odessa Tarih ve Antik Ça Notları” dergisinde basıldı
(Smirnov, 1889a: 152-403).
Smirnov uzun yıllar Kırım tarihi üzerine çalı maya devam etti. Konuyla ilgili pek çok orjinal
kayna ı inceledi. 1917 de Bilimler Akademisi’ne Kemal Hoca tarafından yazılan ve Kırım Hanı Sahip
- 282 -
Giray dönemini anlatan eserin çevirisini yapmayı teklif etti. Ancak girilen yeni politik dönem
Smirnov’un bu projeyi gerçekle tirmesine izin vermedi.
Kırım konusunu Smirnov sonraki pek çok çalı masında da i ledi. Do u Tarihi Bölümü
Dergisinin birinci cildinde “1886 Yılı Yazında Kırım’a Yapılan Arkeolojik Gezi” hakkındaki raporunu
yayınladı. (Smirnov, 1887a) 1913’de “Kırım Hanları ile lgili Belgeler”i yayınladı (Smirnov, 1913).
Smirnov ya ayan Türk dillerini çok iyi biliyordu. Yaptı ı seyahatlerle bu bilgisini
geni letiyordu. Örne in 1889 yılında Kafkasya’ya yaptı ı gezide Kalmık Halk Edebiyatı üzerine önemli
malzemeler topladı.
Smirnov üniversitedeki görevinin yanı sıra Sansür daresinde de çalı ıyordu. Bu dönemde
Çarlık rejimi sıkı bir azınlıklar politikası uyguluyordu. Rusya siyasi ve ekonomik sorunlar içindeydi. O
yüzden Müslüman veya olmayan bütün azınlıkların faaliyetleri kontrol ediliyordu. Smirnov’un
buradaki görevi Rusya’daki Müslümanların tarafından yazılmı hemen her eyi okumaktı. “Rusya’da
Müslümanlar Tarafından Basılan Eserler” adını ta ıyan 4 makalesini bu sırada yazdı (Smirnov, 1889b:
97-114) .
Vasili Smirnov üniversitedeki görevinin yanı sıra Petersburg’un en büyük kütüphanelerinden
birisi olan Halk Kütüphanesi’nde (1870’lerin ba ından itibaren) el yazmaları kolleksiyonunun
düzenlenmesi ve katalogunun çıkartılmasında da çalı tı. “Halk Kütüphanesindeki Belgelere Göre Türk
Kalelerinde Ele Geçirilen Notlar” adlı makalesini bu dönemde yazdı (Smirnov, 1882: 1-9).
Bu sıralarda Petersburg Üniversitesi’nde Do u Bölümü’nün de ba kanı olmu tu. Kütüphanede
Arapça, Türkçe ve Farsça el yazmalarına tasnif ediyordu. Bu dönemde gerek askeri seferler, gerekse
ba ı lar yoluyla kütüphaneye pek çok eser geldi inden tasnif i i oldukça önem arzediyordu. Ayrıca,
diplomat yeti tirmek amacıyla Dı i leri Bakanlı ı bünyesinde kurulan E itim Bölümü’nün
kütüphanesindeki el yazmalarının katalo u da Smirnov tarafından düzenlenmi tir (Smirnov, 1897).
Vasili Dimitriyeviç e itim ve bilimsel çalı malarının yanı sıra orta dereceli okullarda müfetti lik
yapıyor ve sansür idaresinde de çalı ıyordu. Ayrıca ehir dumasında “glas” görevini yürütüyordu. 1920
yılında Merkezi Ya ayan Do u Diller Enstitüsünde de dersler vermeye ba ladı.
1898 yılında Paris’te yapılan 12. Uluslararası arkiyatçılar Kongresine katılarak “Ayasofya ve
Di er Bizans Eserleri Hakkında Türkler Tarafından Anlatılan Efsaneler” konulu bir tebli sundu
(Smirnov, 1898: 14).
Smirnov üniversitelerde ders kitabı olarak kullanılmak üzere “Osmanlı Literatüründen
Örnekler (Mecmua-i Müntehabat-ı Asar-ı Osmaniye)” adını ta ıyan derlemesinin ilk baskısı 1891’de,
ikinci baskısı 1903’te yapıldı. Eser, Osmanlı edebiyatı üzerine önemli de erlendirmelerin yer aldı ı bir
giri bölümü ile ba lıyor. O dönem için Avrupa’da bir örne i bulunmayan eser Selçuklu Devleti’nin
tarihi ile ba lıyor daha sonra A ıkpa azade, Naima, Vasıf Efendi gibi tarihçilerin eserlerinden bölümler
alınarak tarihi olaylar aktarılıyordu. Eserin ikinci bölümü “Edebiyat-ı Nefise” ba lı ını ta ıyor. Burada
divan iirinden çe itli örneklerin yanısıra Tercüme-i Telemak, Kırk Vezirler Hikâyesi gibi nesirlere de
yer verilmi tir. Böyle bir derleme aslında Rus Türkolojisinde ilk de ildi. Daha önce de de i ik derleme
kitapları olu turulmu tu. Ancak, Smirnov tarafından yapılan bu derleme, seçilen metinlerin birbirini
tamamlar olması ve kapsayıcılı ı açısından di erlerinden ayrılmaktaydı.
Kor a Kirpiçnikova tarafından hazırlanan “Genel Edebiyat Tarihi” serisi için “Türk Edebiyatı
çin Bir Deneme”yi yazdı (Smirnov, 1891). Ayrıca 1771–75 yılları arasında Rusların eline esir dü en
Muhammed Necati Efendi’nin hatıralarını Rusçaya çevirdi (Smirnov, 1894: sayı. 3, s. 113-134; sayı. 4, s.
179-208; sayı. 5, s. 144-169).
Smirnov’un çalı ma mekânı sadece üniversite de ildi. Petersburg Halk Kütüphanesi ve Asya
Müzesi’nde de sık sık bulunurdu. O’nu kimi zaman stanbul’da, Kırım’da, Viyana, Budape te, Paris ya
da Londra Kütüphaneleri’nde Türk Kültür ve Tarihine ait kaynakları ara tırırken görmek mümkündü.
Mesela; bu ara tırmalarından birinde, ngiltere’de bir müzede 14.yüzyıla ait eski bir Türkçe el yazması
- 283 -
bulmu tur. Bu el yazması ile ilgili, 1914 yılında basılan çalı ması Türk dilinin geli mesini göstermesi
açısından fevkalade öneme sahiptir. (Tveritinova, 1974: 107)
O dönemin çok tartı ılan konularından biri de Müslümanlar tarafından açılan medreselerdi.
Smirnov, Müslüman halklar arasında milli dini bir e itimin verildi i medreselerin yayılmasına kar ıydı.
O’na göre medreseler laik devlet okullarının ülke çapında yayılmasına engel olmaktaydı. Milli-dini bir
e itim, dini fanatizmin do masına, bu milletlerin Ruslar’dan yabancıla masına sebep olmaktaydı. Bu
yüzden o da D. . Mendeliyev, V. V. Rozanov gibi bu milletlerin Rusla tırılması fikrini savunmaktaydı.
Bu konuyu “Tatar Halk Okulları çin Kullanılan Rusça Kitaplar Hakkında Birkaç Söz” (Smirnov, 1877)
ve “Müslümanların Okul E itimi Meselesine Dair” (Smirnov, 1882: s. 7) adlı makalelerinde ele alır.
Sonuç
1917 devrimi oldu unda Smirnov artık ya lanmı ve kö esine çekilmi ti. Devrimle gelen yeni
rejim ona göre de ildi. Hayatı boyunca Çarlık rejimine ba lı kalmı tı. Eserlerinde az yorum yaparak
tarafsız olmaya çalı tı. Dönemin Rus bakı açısına sahipti. Eserlerinde olmasa bile, çalı tı ı resmi
görevlerde Rus emperyal bakı açısını hep çalı malarına yansıttı. Rus olmayan milletlerin
asimilasyonunu savundu. Bu ekliyle, her ne kadar kendisi Sovyet rejimini benimseyememi olsa da,
Sovyet rejimi onun arkiyatçılık ve Türkoloji anlayı ını çok rahat benimseyebildi. Bunda Çarlık rejimi ile
Sovyet rejiminin Rus olmayan milletler konusunda ortak bir bakı a sahip olmaları yatmaktaydı. Her
ikisi rejim de Rus olmayanların Rus kültürü içerisinde asimilasyonunu hedefliyordu. Yeni Sovyet rejimi
Çarlık dönemi akademisyen ve yazarlarının pek ço unu “burjuva aydını” diye nitelendirip, bu
aydınları ve eserlerini dı larken, Smirnov ve eserleri bu sınıflamanın dı ında tutuldu. Bu yüzden
Smirnov ekolü Sovyet Türkolojisine yön vermek gibi tarihi bir misyon da üstlendi.
Hiç üphesiz ki, Smirnov ülkesini seven bir vatanperver, aktif bir sansürcü, yorulmak bilmeyen
bir hoca ve ara tırmacıydı. Akademik çalı malarda derinle irken, dü üncelerini devlet kurumlarında
hayata geçirmeye çalı tı. Devlet kurumlarında elde etti i bilgi ve tecrübeyi ise akademik çalı malarına
yansıttı. Bu yönüyle Smirnov, hem teorisi hem de prati i olan bir akademisyen oldu. Yaptı ı çalı malar
ile Rus Türkolojisinin yönünü de i tirdi. Rusya’da sadece Osmanlı üzerine yo unla arak bir gelenek
olu turdu. Geride bıraktı ı eserler Rus Türkoloji içinde Osmanistika/Osmanlı Çalı maları gelene inde
hala önemli bir yere sahiptir.
KAYNAKÇA
GARDLEVSK , V. A. (1968). Pameti V. D. Smirnova (1846-1922), zbrannıye Soçineniye Gardlevskova, T. 4, Moskova: Nauka.
LAZAREV, M. S. (1988). Slava O Masterah, Moskova: Nauka.
PILYEV A. . (2009). “Osmancki Yazık v St. Petergurgskam Universitete”, Otoçesvennaya Osmanistika i Türkologiya, Pub.
Kazanski Goc. Un., s. 97-103.
SM RNOV, V. D. (1873). “Koçibey Gümürcinskova i Drugiye Osmanskiye Pisateli XVII. Veka o Priçinah Upadka Turtsii”, St.
Peterburg.
SM RNOV V. D. (1877). “Hiyeskolka Slov Ob Uçebnikah Ruskova Yazıka Dilya Tatarskih Narodnıh kol”, Jurnal Ministerstva
Harodnova Prosve eniya, S. 1.
SM RNOV, V. D. (1878). Stambul un das moderne Türkenthum. Politische, sociale und biographische Bilder, von einem Osmanen, Leipzig.
SM RNOV V. D. (1882). “Po Vaprosu O kolnom Abrazavaniye narodsev-Müsülman” Jurnal Ministerstva Harodnova Prosve eniye, S.
7.
SM RNOV, V. D. (1884). “Hadpisi, Bıv ih Ha Turyetkih Krepostyah, Hıhiye Hahodiya ihsa vı Publiçnoi Biblioteke”, Otçet PB za
1882 g., St. Peterburg.
SM RNOV, V. D. (1887a). “Arheologiçeskaya Ekskursiya Letom 1886 Goda v Kırım”, Zapiski Vastoçnova Otdeleniye mperatorskova
Rassiiskova Arheologiçeskova Ob estva, c. 1, s. 273-302.
SM RNOV, V. D. (1887b). Kırımskaya Hanstva Pod Verhovenstva ottomankoi Portı Do Naçala XVIII veka, St. Petersburg.
SM RNOV, V. D. (1889a), “Kırımskaya Hanstva Pod Verhovenstvam Ottomankoi Portı v XVIII v. Do Prisayedineniye vo k
Rossii”, Zapisi Odeskaya Ob estva storii i Drevnısti, c. 15, s. 152-403.
SM RNOV, V. D. (1889b). “Müsülmanskoe Peçatnoe zdaniye v Rassii”, Zapiski Vastoçnova Otdeleniya mperatorskova Rassiiskova
Arheologiçeskova Ob estva, c. 3, s. 97-114. Smirnov bu konunun devamını daha sonraki yıllarda da aynı dergide yazmı tır. Bk. Yıl
1891, c. 5, s. 139-145, yıl 1893, c.7, sh. 389-393, yıl 1893, c. 8, sh. 195-201.
SM RNOV, V. D. (1891). “Oçerki istorii Osmanskoi literaturı”, Vı Vsa Ob ei storiyi Literaturı, red. V. F. KOR A, A. .
K RP ÇN KOVA, c. 4, St. Petersburg, s. 425-584.
- 284 -
SM RNOV V. D. (1894). “Zapiski Muhammed Necati Efendi, Turetkova Plennova v Rassii Vı 1771-1775 gg.”, Jurnal Ruskaya Starina,
S. 3, s. 113-134; S. 4, s. 179-208; S. 5, s. 144-169.
SM RNOV V. D. (1897). Manuscrits turces de l’institute de Languages Orıentales, St. Peterburg.
SM RNOV, V. D. (1898). Turiyetkie Legend O Svitoi Sofii I O Drugih Bizanteiskih Derevnestiyah”, St. Peterburg.
SM RNOV V. D. (1909). Materialı Dilya storii Fakultiyeta Vastoçnıh Yazıkov, St. Peterburg.
SM RNOV, V. D. (1913). Kırımsko-Hamskiye Gramatı, Simferapol.
SM RNOV, V. D. (1915). “Turyetskii Rukopis Britanskoi Müzei 14. veka”, Zapiski Vastoçnova Otdeleniye mperatorskova Rassiiskova
Arheologiçeskova Ob estva, c. 22, s. 13-14.
TVER T NOVA, A. S. (1974). “Vasili Dimitriyeviç Smirnov, storik Turtsii”, Sovyetskaya Türkologiya, S. 4, s
.
105-114.
Dostları ilə paylaş: |