1
REKABET KURUMU KARARI IŞIĞINDA BANKALARDAN HAKSIZ FAİZİN
TAHSİLİ
Bekiroğlu-İsen-Ciğerli Hukuk Bürosu
Bu makale ile, Türkiye’de faaliyet gösteren 12 banka ile ilgili olarak Rekabet Kurumu’nun
verdiği kartel kararı ve bu karar doğrultusunda tespit edilen zararın iadesine ilişkin olarak
ikame edilecek davanın usul ve esaslarına kısaca değinilecektir.
1.
Kartel Kavramı ve İlgili Rekabet Kurumu Kararı
Serbest rekabetin hâkim olduğu ülkelerde, aynı iş dalında zirai, sınai veya ticari faaliyette
bulunan ve esasen rakip olan teşebbüslerin, rekabeti devam ettirmenin zararlı olmaya
başladığına kanaat getirdiği konulardarekabeti önlemek maksadıyla aralarında yaptıkları
anlaşmalara, Rekabet Hukuku literatüründe “kartel” denmektedir.Kartel, rekabeti fiilen
ortadan kaldıracak surette rakip teşebbüslerin gerek açık gerek zımni yollarla (uyumlu
eylem) asgari satış fiyatını veya satış şartlarını aralarında kararlaştırmaları, piyasaları
bölüşmeleri, üretimi tespit olunan miktar ve çeşitlere inhisar ettirmeleri yönünde
gerçekleştirilebilmekte; konusuna göre, fiyat, bölge, miktar ve çeşit ile ilgili kartellerden söz
edilebilmektedir.
Bankalarca tahsil edilen haksız faizlere ilişkin Rekabet Kurulu Kararı’nı özetlemek
gerekirse,Rekabet Kurumu, konuya ilişkin olarak, Türkiye’de faaliyet gösteren 12 banka ile
ilgili olarak 3’ü isimsiz 4 kişinin ihbar mektubu üzerine, 2011 yılında bir soruşturma
başlatmış ve bu soruşturmasını 2013 yılında sonuçlandırmıştır. Rekabet Kurumu’nun yaptığı
söz konusu inceleme, Türkiye’de faaliyet gösteren 12 bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı
hizmetleri konusunda anlaşma ve/veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle, 4054
sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un (“4054 sayılı Kanun”) 4’üncü maddesini
ihlal edip etmediğinin tespiti için gerçekleştirilmiş olup, incelemeler neticesinde Türkiye’de
faaliyet gösteren 12 bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerine ilişkin faiz oranının,
ücret ve komisyonların birlikte belirlenmesi konusunda anlaşma ve/veya uyumlu eylem
içerisinde bulundukları ve bu suretle 4054 sayılı Kanun’u ihlal ettikleri tespit edilerek ve söz
konusu 12 banka aleyhine toplamda 1.100.000.000Dolar’ı bulan idari para cezasına
hükmedilmiştir.
Anılan Rekabet Kurumu kararının,yakın tarihte Danıştay tarafından onanması ile birlikte,yeni
bir dava konusu gündeme gelmiş ve milyonlarca tüketici, tacir ve hatta kamu kurumu,
bankalarca, oluşturulan kartel aracılığıyla haksız olarak tahsil edilen zararlarını tahsil etme
hakkı bulmuşlardır.
Rekabet Kurumu’nun ve ardından Danıştay’ın kararına konu olan 12 banka şu şekildedir:
Akbank T.A.Ş., Denizbank A.Ş., Finans Bank A.Ş., HSBC Bank A.Ş., ING Bank A.Ş., Türk
Ekonomi Bankası A.Ş., Türkiye Garanti Bankası A.Ş., Garanti Ödeme Sistemleri A.Ş.,
2
Garanti Konut Finansmanı Danışmanlık A.Ş., Türkiye Halk Bankası A.Ş., Türkiye İş Bankası
A.Ş., Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O., Yapı ve Kredi Bankası A.Ş., T.C. Ziraat Bankası A.Ş.
Rekabet Kurumu’nun tespitine göre, 21.08.2007 ile 22.09.2011 tarihleri arasında bu 12
bankadan herhangi birisinden mevduat, kredi ve kredi kartı hizmeti almış olanların aldıkları
hizmetin kartel kapsamında belirlenen faiz oranlarına tabi olduğu tespit edilmiştir.
Rekabet Kurumu’nun 169 sayfalık gerekçeli kararında karteli tespit ettiği hizmetler ise
şunlardır:Konut Kredileri, İhtiyaç Kredileri, Taşıt Kredileri, Mevduat ve Kredi Kartları.
2.
Tazminat Hakkı
21 Ağustos 2007 ile 22 Eylül 2011 tarihleri arasında, bu bankalardan mevduat, kredi ve kredi
kartı hizmeti almış olan bankamüşterileri, suni şekilde oluşturulan kartel aracılığıyla
bankalarca talep edilen faiz dolayısıyla uğradıkları maddi zararlarını ya da zarara neden
olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan karların üç katı oranında
tazminattalebiyle, ilgili bankalara karşı alacak davası açabilecektir.
3.
Davanın Tarafları ve Davanın İkame Ediliş Usulü
Somut olaya konu edilecek dava, tüketiciler, tacirler ve kamu kurumları tarafından,ilgili
Rekabet Kararı’na konu olan 12 bankaya karşı açılabilecektir.
Belirtmek isteriz ki, davaya konu edilecek maddi zararın veya ya da zarara neden olanların
elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan karların miktarının tespiti, ancak uzman
bilirkişilerce yapılacak incelemeler neticesinde ortaya koyulabilecektir. Bu nedenle, yapılması
gereken, davanın, “belirsiz alacak davası” olarak açılması yönündedir.
Önemle vurgulamak isteriz ki dava dilekçesinde muhakkak “4054 sayılı Kanun’un 58’inci
maddesi gereğince zararın 3 katı kadar tazminat” talebi açıkça yer almalıdır.Şöyle ki,
mahkeme, dilekçede belirtilen taleplerle bağlı olacağından,bu talebin yer almadığı
dilekçelerde sadece zarar miktarına hükmedilecektir.
Bunların yanı sıra, davanın açılacağı yer, açacak olan kişi veya kuruluşa göre değişmektedir.
Şöyle ki, tüketiciler tarafından açılacak davalartüketici mahkemelerinde; tacirler tarafından
açılacak davalar, ticaret mahkemelerinde, kamu kurumları tarafından açılacak davalar ise,
asliye hukuk mahkemelerinde açılacaktır.
Son olarak belirtmek isteriz ki, ilgili dava, banka ve müşterileri arasında sözleşme ilişkisi
bulunması dolayısıyla, 10 yıllık zamanaşımına tabi olacaktır.