Yunus ZEYREK
“AHISKA TÜRKLERİ VETEN BİLGİSİ”
D
ergimizin yazarlarından Prof. Dr. Asif Hacılı,
uzun zamandan beri Ahıska Türklerinin kültür
varlığı üzerinde çalışmaktadır. Geribem Bu
Vetende-Ahıska Türklerinin Etnik Medeniyeti adlı kitabı,
1992’de Bakü’de basılmış, onu Ahıska Türk Folkloru
takip etmişti.
Şimdi elimizde Hacılı’nın yeni bir kitabı var: Ahıska
Türkleri Veten Bilgisi.*
Büyük boy, 584 sayfadan meydana gelen kitap,
Azerbaycan Türkçesiyle kaleme alınmıştır.
1
∗
Kitapta
önsözden sonra başlıca şu bölümler yer almaktadır:
Tarih, coğrafya, maddî medeniyet, toplum hayatı,
maneviyat, halk sanatı.
Tarih bölümünde
Avrasya’da ve Kafkasya’da
Türklüğün tarihinden başlığını taşıyan sayfalarda (s.
6-87), muhtelif tarih kaynakları meyanında bilhassa
İskit, Hun ve Sabir gibi Türk kavimlerinin bölgedeki
rolüne işaret edilmiştir. Atabeylik ve Paşalık başlığı
altında, yine kaynaklar ışığında Ahıska Türklerinin etnik
menşei, Kıpçak ve Buntürk meselesi ele alınmıştır. Bu
bölümde Kafkasya’da Osmanlı fetihlerine işaret edilmiş
ve Osmanlı ordusunun Gürcistan Seferiyle (1578)
Ahıska bölgesinin Osmanlı’ya katılması anlatılmış.
Osmanlı devrinde teşekkül ettirilen Ahıska merkezli
Çıldır Eyaleti’nden ve bu eyaletin yönetiminden
bahsedilmiştir.
∗
Asif Hacılı, Axısqa Türkleri Veten Bilgisi, İstanbul, 2009.
250 yıl Osmanlı Devleti’nin bir eyaleti olan Ahıska
ve çevresinin 1828 yılında Ruslar tarafından işgali,
sukut başlığı altında hikâye edilmiş. Bu sırada
Rusların Ahıska’daki Ahmediye Camii-Medresesinin
kütüphanesini yağmalamasına da yer verilmiş. Uyanış
başlığı altında, XX. yüzyıl başlarında maarif faaliyeti,
aydınlar, millî teşkilâtlanma ve Kars İslâm Şurası’na
katılma safhaları anlatılmış. Bu bahislerde Hacılı’nın
Türkiye’de çıkan neşriyatı da takip ettiği ve lâyıkıyla
istifade ettiği dikkati çekiyor.
Çarlığın son zamanları, bölgede baş gösteren
Ermeni fesadı, komünist rejimin gelmesi, bölgenin
demografik yapısı da bu bölümde ele alınan
hususlardan…
Hacılı, 1944 yılı faciasını Sürgün başlığı altında
anlatıyor ve bu felâketi yaşayanların ağzından
hikâyeler naklediyor. Yalnız burada bir husus var ki,
Gürcistan için daima utanma vesilesi olacak türdendir:
“Sürgün arefesinde Türkler arasında tahkir edici tebligat
yapılıyor. Onlara Gürcü olmayı kabul ettirmek için çaba
sarf ediliyor. Lakin Gürcü kaynaklarında da gösterildiği
gibi, ahali böyle aşağılayıcı teklifleri kesin bir dille
reddederek hepsi Türk olduğunu söylüyor.”
Hacılı, kitabının tarih bölümünün son kısmında
sürgün ahalinin ileri gelenlerinin 1956 yılından itibaren
vatana dönüş çabalarına yer vermiş. Yurda dönüş
mücadelesi başlığı ile bu mücadelenin kahramanlarını
ve faaliyetlerini, bu arada Orta Asya ülkelerinden
1958’de Azerbaycan’a gelişlerini de anlatmış. Ahıska
Türklerinin unutmadığı ve minnetle hatırladığı bir husus
var ki buna Hacılı da işaret etmiş: 1973’te Ahıskalıların
yaşadığı yerleri ziyaret eden zamanın Azerbaycan lideri
Haydar Aliyev, onlara yüksek tahsil yolunu açmıştır.
Söz konusu kitabın tarih bahsi, şu konuları ele
almış: 1989 yılında Özbekistan’da başlayan ve bir
yıldan fazla süren Fergana hadiseleri, Sovyetler
Birliği’nin dağılması, Ahıskalıların çeşitli ülkelere,
bilhassa Türkiye’ye göç etmesi, Gürcistan’ın tutumu ve
dönüşle ilgili çıkan kanun…
Kitabın coğrafya bölümü (s. 90-111), Ahıska mahalının
sınırları ve arazisi, tabii şartlar ve iklim, yaşayış meskenleri,
Ahıska mahalının iç dünyası, muhitle alakalar gibi alt
başlıkları görüyoruz. Bu bölümde Ahıska bölgesinin
Bizim AHISKA
42
Sonbahar 2010
dağları, dereleri, gölleri, yaylaları ve pınarlarının halkın
folkloruna, edebî varlığına kısacası bütün benliğine nasıl
yerleştiğini, verilen örneklerden görüyoruz.
Garibem bu vetende
Garip kuşlar ötende
Gövlüm gögerçin oldi
Durmiyer yad vetende.
Kitabın üçüncü bölümü maddî medeniyet başlığını
taşıyor (s. 114-127). Bu bölümde başlıca alt başlıklar
şunlardır: Ekincilik, bostancılık, bağcılık, maldarlık,
balıkçılık, sanatkârlık, sanayi ve ticaret, ev, mutfak, giyim.
Ahıska Türklerinin çalışkanlığı, tarım ve hayvancılıktaki
başarıları, yetiştirdikleri ürünler, kullandıkları alet
edavat, ev ve mutfak kültürü, ayrıntılı olarak verilmiştir.
Toplum hayatı bölümünde (s. 130-163) aile,
nesil, el, toy merasimi, bayramlar ve dinî merasimler,
eğlenceler, yas merasimleri gibi alt başlıklar görüyoruz.
Aile hayatı, köylerde sülâle adları, evlenme-düğün
gelenekleri, dinî hayat, ölüm gibi sosyal hadiseler
anlatılmış, bazen de bunlarla ilgili halk edebiyatı
parçaları verilmiştir. Ramazan, mevlit, namaz ve nasihat
destanları çalışmanın ilmî vasfını bozmuyor.
Manevivat bölümünde (s. 166-184), manevî
değerler ve ahlâk, etiket, tapınçlar, inanışlar, halk
tababeti, takvim ve ölçüler gibi başlıklar altında
birtakım folklor değerleri hakkında örnekli bilgiler var.
Halk arasında kullanılan lâkaplar, akrabalık terimleri,
yeminler ve beddualar hakkında açıklama ve örnekler
verilmiş. Halk inançları, batıl inançlar, halk sağlığı ile
ilgili inanma ve ilâçlar, takvim ve ölçülerle ilgili terimler…
Burada şu hususa dikkat çekmek isteriz ki
Ahıska halkının kültürel değerleri, Ardahan, Artvin ve
Erzurum yörelerinde de aynı şekilde yaşamaktadır.
Bu da Ahıskalıların sahip olduğu kültür atlasının alanı
hakkında sağlam fikirler vermesi bakımından önemlidir.
Halk Sanatı bölümü (s. 186-572), kitabın asıl ağırlık
kısmını teşkil etmektedir. Atasözleri başlığı altında,
Ahıskalılar arasında yaşayan 728 atasözü derlenerek
buraya kaydedilmiş. Dualar başlığı altında sofra, nazar,
baş ağrısı, göz ağrısı, sancı, kurt ağzı bağlama vs.
dualarından örnekler verilmiş. Rivayet ve nağıl bahsinde
de 16 masal örneği yer almaktadır. Çocuk folkloru
da ihmal edilmemiş; ninni, okşama, oyun, sınama,
şaşırtma, herslatma, bulmaca örnekleri verilmiştir.
Maniler kısmında 754 örnek derlenmiş. Latifeler başlığı
altında halk fıkralarından örnekler görüyoruz. Ahıska
Türkleri arasında derlenen türkülerden 38 örnek
alınmış. Bunların arasında Türkiye’de hemen her yerde
rastlanan türküler de var.
Âşık yaradıcılığı bölümünde Aslı ile Kerem, Âşık
Garip, Kurbanî, Yusuf ve Züleyha, Yaralı Mahmut,
Letifşah, Şah İsmail vs. gibi halk destanlarından
bahisler ve örnek parçalar var. Yunus Emre,
Karacaoğlan, Sümmani, Gülali, Posxovlu Âşık Üzeyir
Fakirî, Hasta Hasan, Ömerî, Zülalî, Şenlik, Huzurî vs.
gibi halk şairlerinden örnek manzumeler verilmiş.
Ahıskalı Molla Muhammed Sefilî ile ilgili özel bir başlık
görüyoruz. Burada onun hayatından bahsedilmiş, 1937
yılında din adamlarının uğradığı yok etme akıbetinden
kurtulamadığı ifade edilmiş ve şiirlerinden örnekler
sunulmuştur.
Yine bu bölümde Ahıska Türkleri arasında yetişmiş
günümüz halk şairleri ve şiirlerinden örnekler var. Bu
bölümde bu satırların yazarından da bahisle iki şiiri
alınmıştır.
Kitabın son sayfalarında söyleyiciler hakkında
malûmat başlığı altında kendilerinden derleme yapılan
76 şahsın isim, doğum yılı ve hangi konuda yaralanıldığı
belirtilmiş. Toplayıcılar hakkında malûmat başlığı
altında da kitapta yer alan derlemeleri yapan şahısların
biyografileri verilmiştir. Burada müellifin kendisi başta
olmak üzere Cabir Halidoğlu, Hacer Dedeyeva, Tahircan
Kukulov ve Aydın Poladoğlu’nun adlarını görüyoruz. En
sonda da içindekiler kısmı yer almış.
Sonuç: Yirmi seneden beri bilhassa Azerbaycan’da
yaşayan Ahıska Türkleri arasında derleme, araştırma
ve inceleme çalışmaları yapan Prof. Hacılı, denilebilir
ki bu sahada en olgun çalışmasını vermiştir. Hacılı’nın
çalışması, bu bölgenin dil ve kültürü üzerinde
çalışacaklar için çok güzel bir kaynak teşkil etmektedir.
Yalnız bazı mahallî söz varlığının yazıya geçirilmesinde
Azerbaycan Türkçesi ile Ahıska ağzının birbirine
karıştırıldığı görülmektedir. Bu tür çalışmalarda mahallî
özellikler önemlidir. Bu eserden yararlananların hata
yapmalarına yol açmamak için bu hususa da dikkat
edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Kitabın içinde söz
edilmiş olsa da gözümüz bir kaynaklar sayfası aradı.
Ahıska Türkleri Veten Bilgisi, Ahıska bölgesi ve
buranın tarihî ahalisi olan Ahıska Türkleri ile ilgili hemen
her konuda zengin malzemenin yer aldığı başarılı bir
çalışmadır. Bu çalışmanın Türkiye Türkçesiyle de basıl-
masını dileriz. Bu sahada yorulmak bilmeyen gayretin-
den dolayı Hacılı’yı tebrik eder, yeni çalışmalarını bek-
lediğimizi belirtmek isteriz.
Bizim AHISKA
43
Sonbahar 2010