Genel Kurul’da, Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın görüşmeleri sürüyor



Yüklə 36,26 Kb.
tarix04.02.2018
ölçüsü36,26 Kb.
#23999

Genel Kurul’da, Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın görüşmeleri sürüyor. 

Tasarının 12. maddesinde değişiklik yapılmasına ilişkin önerge üzerinde konuşan HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan'ın "Kürt illeri" ifadesini kullanması üzerine AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, tepki gösterdi. 

HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, "Kürt illeri" sözünden rahatsızlık duyulmaması gerektiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olduğu 2012 yılında Diyarbakır'da sıklıkla Kürdistan kelimesini kullandığını, kendilerinin de bunu söylemekte sakınca görmediklerini aktardı.

Başkanvekili Ahmet Aydın ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadelerinin birçok defa dile getirildiğini, aslolanın onun sosyolojik, tarihi ve coğrafi bağlamından koparılmaması olduğunu söyledi.

Bunun sosyolojik, tarihi ve coğrafi bağlamından koparılarak farklı bir anlamda adlandırılmasının doğru olmadığını daha önce de ifade ettiklerini aktaran Aydın, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanı aynen şu ifadeyi kullanmıştır; 'Osmanlıya baktığımız zaman Kürdistan eyaleti var, Lazistan eyaleti var' diyor. 'Bu millet köksüz değildir, 100 yıl öncesine gidin, Meclis zabıtlarına baksınlar Kürdistan kelimesini o Meclis zabıtlarında görecekler. Osmanlı'ya gittiklerinde Doğu, Güneydoğu Kürdistan eyaleti olarak görecekler. Karadeniz bölgesini Lazistan eyaleti olarak görecekler'. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı toplumların tarih bilincine atıf yapıyor. Osmanlı bakiyesi üzerinde kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu tarihi bağlamından kopamayacağından söz ederek bir tarih okuma çağrısı yapıyor. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısı içerisinde bu şekildeki tanımlamaların gerçekçi olmadığını ifade ediyor. Bu bağlamda düşündüğünüzde çok sık kullandığınız Türk illeri, Kürt illeri, başka iller ayrımının çok tehlikeli bir ayrım olduğu, Anayasa'nın 126 ve 127 ile pek çok maddesine aykırı olduğunu defalarca ifade ettik. Bu bağlamda siz İstanbul'u ne ili olarak göreceksiniz? Bütün iller, 81 vilayet Türkiye Cumhuriyeti illeridir. Hepsinin de adı bellidir."

Aydın, ülkenin bölünmez bütünlüğü açısından herkesin bu hassasiyeti göstereceğine inandığını kaydetti.

MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta da Türkiye Cumhuriyeti devleti içinde Kürdistan ya da "Kürt illeri" diye bir tanımın olmadığını, "Türk milleti vardır, Türk vatanı vardır ve bu vatan bölünmezdir." dedi.

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ise her kurumun anayasal sınırları içerisinde, coğrafi bölgelerin de geçerli olan adının söylenmesinden yana olduklarını ifade etti.  

AK Parti milletvekillerinin verdiği önergeyle, 668 sayılı KHK'de yapılan düzenleme nedeniyle, sözleşmeli öğretmen istihdamıyla ilgili madde, tasarıdan çıkarıldı.

Genel Kurul’da, eğitim alanını düzenleyen tasarının görüşmelerinde AK Parti ile CHP'li milletvekilleri arasında "Grup Yorum" tartışması yaşandı. 

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, önerge üzerinde yaptığı konuşmada Grup Yorum üyelerinin tutuklandığını belirterek, "Tek amaçları vardı, 12 Eylül faşizminin getirmiş olduğu baskı duvarlarını, baskı alanlarını yırtmak, yok etmek için kar yollarını açan bir lokomotif gibi çalışıyorlardı. Grup Yorum yine tutuklandı. Onlar bu ülkede demokrasinin, özgürlüğün öncüleriydi. Aynen William Shakespeare'ın dediği gibi, bir ulusun türkülerini yapanlar yasalarını yapanlardan daha güçlüdür, çünkü türküleri halk yapar." dedi. 

AK Parti Grup Başkanvekili İlknur İnceöz, Sarıbal'ın sözleri üzerine sataşma gerekçesiyle yaptığı konuşmada, "Sanki anlatılan grup üyelerinin ya da benzeri kişilerin hiçbir suçu yok. Hiçbir suçu yokken onlara saldırılmış, tutuklanmış. Grup Yorum üyeleri; öyle müziğini yaparken, vatan, millet peşinde koşarken haklarında işlem yapılmış değil. Bunların gitarının tellerine on binlerce Suriyelinin kanı bulaşmış. Kendileri terör örgütü. Terör örgütüne üye olmaktan, DHKP-C, MLKP terör örgütüne yardım ve yataklık yapmaktan, terör örgütünün propagandasını yapmaktan suçlanıyorlar. Grup Yorum üyeleri, savcı Mehmet Selim Kiraz'ı şehit eden Şafak Yayla adına beste yapmış. Gazi Polis Merkezine saldırıda bulunan teröristle aynı karede yer almaktan çekinmeyen Grup Yorum üyeleridir." diye konuştu. 

CHP'li Sarıbal, İnceöz'ün sözlerine karşılık, "Eğer ortada Fetullah Gülen cemaatine ve Paralel Devlet Yapılanması'na (PDY) yardım ve yataklık etmiş biri varsa lütfen, şu camiada herkes şöyle bir kafasını kaldırsın, bir kendine bir de yaşadıklarımıza baksın. Bu nedenle bir terör örgütünü desteklemek ve bununla ilgili bir yardım ve yataklık varsa Fetullah Gülen cemaati, saray ve AKP'yi gözden geçirmek gerekiyor." ifadesini kullandı. 

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök de tartışmaya katılarak, "17-25 Aralık'ı Fetullah Gülen'le irtibatlı olmak için savcılar baz alıyorlar ve iddianame düzenleyip dava açıyorlar.  Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın bakanlığı döneminde bütün valilere, bütün okullara yazılı talimat gönderilerek üyelerinin Aktif Eğitim-Sen Sendikasına üye olması istenmiştir, bankadaki hesap numaraları verilmiştir. Bunları ne yapacaksınız, bunlara niye bakmıyorsunuz? 'Terör örgütü' diyeceksiniz, yanına gittiğiniz zaman başörtüsü takıp poz vereceksiniz, ondan sonra burada gelip FETÖ terör örgütüne karşı mücadele ettiğinizi zannedeceksiniz. Bunu kimse yutmaz." dedi. 

AK Parti'li İnceöz'ün "Her sıkıştıklarında bu sataşmayı yapabilirler, hiç önemli değil. Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendisi gibi zanneder" sözlerine Gök, "Ülkede bu hesaplaşmalar yapılacak. Bir yandan siz çok kolayca bir şekilde insanları suçlayacaksınız ama darbenin mimarlarından birisinin kardeşini de genel başkan yardımcısı olarak partide tutmak da herhalde AKP'ye yakışır." karşılığını verdi. 

Genel Kurul’da, eğitim alanını düzenleyen yasa tasarısının görüşmelerinde "sendika" tartışması yaşandı. 

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, CHP Grup Başkanvekili Levent Gök'ün, "Aktif Eğitim-Sen'in kurulduğunu bütün kurumlarınızda duyurdunuz, üye olmasını istediniz" yönündeki açıklaması üzerine bilgilendirmede bulundu.

Aktif Eğitim-Sen'in kurulduktan sonra Milli Eğitim Bakanlığına "Bizi kurumlarınızda duyurun" şeklinde müracaat yaptığını, Bakanlığın da "Aktif Eğitim-Sen kurulmuştur ve dosya sayısı almıştır, konunun tüm birimlerde görevli personele duyurulması" notunu ilgili birimlere gönderdiğini belirten Yılmaz, "Sadece bu konu Aktif Eğitim-Sen'e ilişkin değildir. Ata Eğitim-Sen ile ilgili de aynı işlem yapılmıştır. Bakanlığa müracaat etmiş tüm sendikalara yönelik bu duyuru işlemi bu şekilde yapılmıştır." diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök'ün Aktif Eğitim-Sen'in Bakanlıktan hangi tarihte bu yönde talepte bulunduğunu sorması üzerine Yılmaz, 2 Ocak 2014 tarihinde başvurunun yapıldığını açıkladı.

Bunun üzerine söz alan Gök, "FETÖ ile bağı olduğu iddia edilen Aktif  Eğitim-Sen diye bir sendika var, sendikanın üyeleri tutuklanıyor, ihraç ediliyor, işten atılıyor. Şimdi bu sendikanın kuruluşu 2014 yılında zamanın Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı adına bir yazıyla valiliklere bildiriyorlar. Aktif Sen'in üyeliği 17-25 Aralık'tan sonraki bir tarihte tüm personele bildiriliyor. Sayın Bakan bir belge açıkladı. Bakanın bu açıklamasını tüm cumhuriyet savcılarının suç duyurusu olarak değerlendirmesi gerekir." dedi.

Gök'ün açıklamalarına AK Parti milletvekillerinin tepki göstermesi üzerine tartışma çıktı. Karşılıklı atışmaların sürmesi üzerine Başkanvekili Ahmet Aydın birleşime ara verdi. Tartışma, verilen arada da devam etti. 

Genel Kurul’da, Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı'nın birinci bölümünde yer alan 27 madde kabul edildi. 

Tasarıyla, Milli Eğitim Bakanlığında müsteşar yardımcısı sayısı 5'ten 7'ye çıkarılacak. 

Rehberlik ve Denetim Başkanlığı "Teftiş Kurulu Başkanlığı", Hukuk Müşavirliği ise "Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü" şeklinde teşkilatlandırılacak.

Aday çırak, çırak, kalfa, ustalar, genel ve mesleki eğitimlerini verme görevi Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünden alınıp, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne verilecek.

Özel öğretim kurumlarında olduğu gibi öğrencilere özel barınma hizmeti sunan kurumların iş yeri açma ve çalışma ruhsatı Milli Eğitim Bakanlığınca verilecek, mevzuata aykırılık tespit edilirse Bakanlıkça kapatılabilecek. Bakanlık bu yetkisini valiliklere devredebilecek. 

Teftiş Kurulu Başkanlığı, bakanın veya bakanın yetkili kılması üzerine müsteşarın emri veya onayıyla bakan adına verilen görevleri yapacak. 

Rehberlik ve Denetim Başkanlığına verilen görevlerin yerine getirilmesi amacıyla, il milli eğitim müdürlükleri bünyesinde bulunan Maarif Müfettişleri Başkanlığı kaldırılıyor. Tasarıyla Teftiş Kurulu Başkanlığının, başkan, başkanlık birimlerinde ve çalışma merkezlerinde görevli bakanlık maarif müfettişi ve müfettiş yardımcılarından oluşacağı şeklinde değiştiriliyor. 

Üniversitelerde görev yapan öğretim elemanlarına, proje okullarında okul müdürlüğü görevi verilebilecek. 

Bakanlık tarafından veya Bakanlığın denetiminde sunulan hizmetlerin rehberlik ve teftişini sağlamak amacıyla gerekli görülen illerde bakan onayıyla çalışma merkezleri kurulabilecek veya bu merkezler aynı yolla kaldırılabilecek. Teftiş Kurulu Başkanlığında ve çalışma merkezlerinde yeterli sayıda bakanlık maarif müfettişi ve bakanlık maarif müfettiş yardımcısı istihdam edilecek.

Engelli bireylerin özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine, birimlerine kayıt ve kabul işlemleri, engelli birey ve eğitim personelinin ders devam takibi, 1 Eylül 2017'den itibaren biyometrik kimlik doğrulama sistemi veya kameralı görüntüleme sistemiyle yapılacak.

Maarif müfettişleri, illerde il müdürlüklerine bağlı olarak inceleme, araştırma, rehberlik hizmetleri ile il müdürünün vereceği diğer görevleri yapacak. 

Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1 yıl içinde; "Bakanlık Maarif Müfettişi" unvanlı toplam serbest kadro adedini geçmemek üzere "Maarif Müfettişi", "Eğitim Müfettişi", "Milli Eğitim Denetçisi" ve "İl Eğitim Denetmeni" unvanlarını ibraz etmiş olup halen Bakanlık teşkilatında görevli olanlar ile Bakanlık teşkilatında şube müdürü ve üstü kadrolarda fiilen çalışanlar ve milli eğitim uzmanı ile milli eğitim uzman yardımcılarından yabancı dil ve tez şartını karşılayanlar arasından yapılacak mülakatta başarılı olanlar, 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile belirlenen atama sayı sınırlarına tabi tutulmaksızın bakan onayı ile "Bakanlık Maarif Müfettişi" olarak atanabilecek.

Bakanlık teşkilatında halen şube müdürü ve üstü kadrolarda çalışanlar ile milli eğitim uzmanı ve milli eğitim uzman yardımcıları arasından yapılacak atamaların sayısı, ihdas edilen Bakanlık Maarif Müfettişi kadro sayısının yüzde 5'ini geçemeyecek.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından; Okul ve kurumların eğitim ve öğretim programları, taslak ders kitapları, eğitim araç gereçleri, sınav sorularının hazırlatılması veya inceletilmesi karşılığı ödenecek bedel ile telif ücretleri, taslak kitap, ders kitabı, eğitim araç ve gereçlerinin inceleme işlerinde görev alanlara yapılacak ödemeler döner sermayeden karşılanacak.

Bakanlıkça gerçekleştirilen merkezi sınavlarda görev yapan bina sınav sorumluları, sınav koordinatörüne, yardımcılarına, bina yöneticilerine, salon başkanlarına, gözetmenlere, sınav güvenliğini sağlayan kolluk kuvvetlerine, soruların hazırlanmasında kapalı dönem çalışanlara ve sınav sürecinde görev alan diğer personele, döner sermaye hesabından sınav veya soru ücreti ödenecek. Bakanlığın merkez teşkilatında kadrolu veya sözleşmeli çalışan personeline, sınav sorularının hazırlanmasına katkıları nedeniyle ayrıca soru ücreti ödenmeyecek.

Maarif müfettiş yardımcılarından yeterlilik sınavına girebilmek için gerekli süreyi tamamlayanlar, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki mevzuat hükümlerine göre yeterlilik sınavında başarılı olmaları halinde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce emsali maarif müfettişlerinin tabi olduğu özlük haklarından yararlanacak.

Tasarıyla, kanunla yurt dışına gönderilen bursiyerlerin eş ve çocuklarının tedavi giderlerinin karşılanmasına da imkan sağlanıyor. 

Mecburi hizmetle yükümlü bulunanların yetiştirme, eğitim veya staj sürelerinin bitiminden itibaren en çok 3 ay içinde kurumlarına başvurma zorunluluğu 2 ay şeklinde değiştiriliyor.

Yurt dışına gönderilmeye hak kazandıktan sonra çeşitli nedenlerle ruh veya beden sağlığı bozulan öğrenciler, hastanelerden aldığı sağlık kurulu raporu ve bakanlığın istediği diğer belgelerle sağlık durumlarının öğrenimlerini sürdürmelerine imkan vermediğini belgelendirmeleri halinde öğrencilikle ilişikleri kesilecek. Bu öğrenciler tahsil masrafı ödemeyecek, mecburi hizmetle yükümlü tutulamayacak.

Kanun kapsamında yurt dışına gönderilen memurlar, öğrenim süreleri boyunca aylıksız izinli sayılacak. Bu kişiler öğrenimlerini başarıyla tamamlayıp mecburi hizmet yükümlülüklerini yerine getirmek üzere aylıksız izinli olarak ayrıldıkları kadrolarına döndükten sonra, adına öğrenim gördükleri kurumların ilgili kadrolarına en geç 6 ay içerisinde naklen atanacaklar. Ancak 2 ay içinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmiş sayılacak. 

Tasarıyla, çıraklık eğitimi zorunlu ortaöğretim kapsamına alınıyor.

Ortaöğretim, ilköğretime dayalı 4 yıllık zorunlu örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumları ile mesleki eğitim merkezlerinin tümünü kapsayacak. Bu okul ve kurumları bitirenlere, bitirdikleri programın özelliğine göre diploma verilecek. Ancak mesleki eğitim merkezi öğrencilerinin diploma alabilmeleri için Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenen fark derslerini tamamlaması gerekecek.

Bir mesleğe yönelik program uygulayan liselerin mezunlarının, YÖK tarafından belirlenecek aynı alanda bir önlisans programına yerleşmelerinde, merkezi sınavda aldıkları puanlara, ortaöğretim başarı puanı ve bu puanın YÖK tarafından tespit edilecek katsayıyla çarpımı sonucunda bulunacak puan eklenecek.

Genel Kurulda, Tasarının 27'nci maddesi üzerinde CHP'nin açık oylama talebi sonrasında tartışma yaşandı. 

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, "Milletvekilleri girmezse açık oylama düşer." dedi.

Birleşimi yöneten Başkanvekili Ahmet Aydın, İçtüzükte, "Önerge sahiplerinden en az 15'i Genel Kurul salonunda bulunmaz veya noksan imza herhangi bir milletvekili tarafından kabul edilmez veya oylamaya katılmazlarsa, açık oylama istemi düşer." ifadesinin yer aldığını söyledi. 



Aydın, "Şimdi oylama sonuçlarını alacağız, karşılaştıracağız. Açık oylama talebinde bulunan arkadaşlar oylamaya katılmış mı katılmamış mı ona bakacağız, ona göre kararımızı vereceğiz." diye konuştu.

CHP Grup  Başkanvekili Levent Gök ise Aydın ve Elitaş'ın görüşüne itiraz ederek, kısa bir süre önce farklı bir uygulama yapıldığını savundu.
Ahmet Aydın, milletvekillerinin Başkanlık Divanı önünde birikmesine ve tartışma yaşanması üzerine birleşime ara verdi. Arada, grup başkanvekilleri Aydın ile bir araya geldi.
Birleşimin açılmasının ardından usul tartışması yaşandı.
CHP'li Gök, "Oylamada 184 yerine 176 milletvekilinin bulunması madde ve tasarıyı sakatladığı" görüşünü ileri sürdü.
Başkanvekili Aydın, usul tartışmasının ardından tutumunda değişiklik olmadığını belirtti.
Tasarının birinci bölümü kabul edildi.
"Temel kanun" olarak 3 bölüm halinde görüşülen tasarının 2'nci bölümü üzerinde görüşmelere geçildi.
Yüklə 36,26 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə