Hazirlayan prof. Dr. Halis arioğLU



Yüklə 84,45 Kb.
tarix02.03.2018
ölçüsü84,45 Kb.
#29156



Ç.Ü. ZİRAAT FAKÜLTESİ, TARLA BİTKİLERİ BÖLÜMÜ


SOYA TARIMI



HAZIRLAYAN

_____________

Prof. Dr. Halis ARIOĞLU

Ç.Ü.Ziraat Fakültesi

Tarla Bitkileri Bölümü

ADANA - 2013

SOYANIN ÖNEMİ

Soya; içerdiği değerli besin maddeleri nedeniyle 250'den fazla değişik yerlerde kullanılmaktadır. Bu özelliği nedeniyle soya, “sarı altın” veya “ asrın harika bitkisi ” olarak bilinmektedir.

Soya, önemli bir yağ bitkisidir. Tohumlarında % 18-24 oranında yağ bulunmaktadır. Sarı renkli ve hoş kokulu olan soya yağı; en fazla margarin olarak tüketilmektedir. Soya yağı insan gıdası olarak kullanıldığı gibi, sanayide hammadde olarak da geniş kullanma yerlerine sahiptir.

Soya tohumlarında yaklaşık % 36-40 dolaylarında protein bulunmaktadır. Soya proteini, çok değerli amino asitler içerdiğinden beslenme değeri oldukça yüksek olup, hayvansal proteinlere çok yakındır.

Yağı alındıktan sonra geriye kalan soya küspesi; doğrudan hayvan yemlerine katkı maddesi olarak kullanılabildiği gibi, öğütülerek elde edilen yağı alınmış soya unu gıda maddesi ve endüstride hammadde olarak kullanılmaktadır.

Soya bir baklagil bitkisidir. Köklerinde yaşayan Rhizobium bredy japonicum bakterisi sayesinde havanın serbest azotunu toprağı bağlamaktadır. Bu nedenle önemli bir ekim nöbeti bitkisidir. Hem kendisinden sonra ekilecek bitkiye azotça zengin bir tarla bırakmakta, hem de kendi ihtiyacı olan azotu karşılamaktadır. Soya sapları kolay parçalanabildiği için, toprağın organik maddesinin artırmaktadır. Soyanın ekim nöbetine sokulması ile, toprağın verimliliği uzun süre eksilmeden devam ettirilebilmektedir.




İKLİM İSTEĞİ
Sıcaklık: Soya yazlık bir bitkidir. Yetişme süresi boyunca 2400-3600°C sıcaklık toplamına gereksinim duymaktadır. Soyada fotosentez için en uygun hava sıcaklığı 25-30°C'dir. Hava sıcaklığı 30°C'nin üzerine çıktığında, fotosentez olumsuz yönde etkilenmektedir. Yetişme süresi boyunca hava sıcaklığı 35°C’nin üzerine çıktığında, çiçek ve baklalarda silkme (dökülme) başlamaktadır. Hava sıcaklığının yüksek olduğu dönemlerde toprakta yeterince suyun (rutubetin) bulundurulması gerekmektedir. Aksi takdirde, bitkide çiçek ve bakla dökümleri artar.

Yüksek sıcaklıkta olduğu gibi, düşük sıcaklıkta soyanın büyüme ve gelişmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki; hava sıcaklığı 24°C'nin altına düştüğünde, düşen her 0.5°C için, çiçeklenme süresi 2-3 gün gecikmiştir. Ayrıca, erken ekimlerde, düşük hava sıcaklığı nedeniyle bitkiler hasat zamanı yeşil kalırlar.

Hava sıcaklığı yanında, toprak sıcaklığı da soyanın büyüme ve gelişmesini etkilemektedir. Soya tohumları 4-40°C arasında çimlenebilmektedir. Çimlenme için en uygun toprak sıcaklığı 25-30°C'dir. Toprak sıcaklığı azaldıkça, tohumun çimlenme süresi uzamakta ve sürme gücü zayıflamaktadır. Toprak sıcaklığı bitkinin nodozite oluşturmasını da etkilemektedir. Nodozite oluşumu için en uygun toprak sıcaklığı 27°C'dir. Toprak sıcaklığı 33°C'nin üzerine çıktığında, nodozite oluşumunun durduğu saptanmıştır.

Gün Uzunluğu: Soya bitkisinin büyüme ve gelişmesini etkileyen en önemli iklim faktörlerinden biri de gün uzunluğudur. Soya kısa gün bitkisidir. Gün uzunluğu arttıkça, çiçeklenme başlangıcı önemli ölçüde gecikmektedir. Soya'da çiçeklenme için kritik gün uzunluğu 10-12 saat arasında değişmektedir. Geç olgunlaşan soya çeşitleri, gün uzunluğuna daha duyarlıdırlar. Uzun gün şartlarında soya bitkisi daha fazla sayıda çiçek oluşturmakta, ancak, çiçeklerin silkme oranı artmaktadır. Soya tarımında kısa gün koşullarının olumsuz etkisi, 21 Hazirandan sonra yapılan ekimlerde ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, ikinci ürün ekimleri 21 Hazirana kadar bitirilmelidir. Bu tarihe kadar yapılan ekimlerde, verim kaybı olmaz.
Yağış: Yetişme mevsiminin yaz aylarına rastlaması nedeni ile, soya bitkisinin suya olan ihtiyacı oldukça fazladır. Yetişme süresi boyunca toplam 500-700 mm su tüketmektedir. Bölgelere göre değişmekle beraber soyanın haftalık su tüketimi 50 mm'ye kadar çıkabilmektedir.

Soya tohumları çimlenebilmesi için, kendi ağırlığının % 50'si kadar su alması gerekmektedir. Aksi halde normal bir çimlenme gösteremez. Bu nedenle, ekim tavlı (Darbız) toprağı yapılmalıdır. Soya bitkisinin suya en fazla ihtiyaç duyduğu devre, çiçeklenme başlangıcından, baklaların olgunlaşmasına kadar geçen süredir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki; soya toplam su tüketiminin % 65-75'ini bu dönemde kullanmaktadır.



Sulama imkanının yetersiz olduğu yerlerde, soya ekimi kesinlikle yapılmamalıdır. Yetişme süresi boyunca, özellikle çiçeklenme ve meyve oluşum devresinde bitkilerin susuzluk stresine girmeleri halinde, çiçek ve meyve dökümleri artmaktadır. Bu nedenle, çiçeklenme-olgunlaşma döneminde toprakta yeterince suyun bulundurulmasına çok dikkat edilmelidir. Özellikle hava sıcaklığının 35C’nin üzerine çıktığı ve sam yelinin (Poyraz) estiği dönemlerde, mutlak surette sulama yapılarak, toprakta yeterince su bulunması sağlanmalıdır. Soya bitkisinin su tüketimi; hava sıcaklığına, hava nemine, güneşlenmeye ve sam yelinin esmesine bağlı olarak değişmektedir.

TOPRAK İSTEĞİ
Soya toprak isteği bakımından fazla seçici değildir. Pamuk ve Buğdayın yetiştiği her toprakta rahatlıkla yetişebilmektedir. Ancak, fazla kumlu ve taşlı topraklarda yetiştirildiğinde, verim düşük olmaktadır. Soya ekilecek toprağın kumlu-tınlı, organik maddece zengin olması halinde, tohum verimi yüksek olmaktadır. Malaz (ağır bünyeli) tabir edilen topraklarda, düzenli bir sulama ile yüksek verim alınabilmektedir. Soyada verimin yüksek ve nodozite oluşumunun istenilen düzeyde olabilmesi için, toprak pH'sının 6.2-6.8 arasında olması gerekmektedir. Düşük pH derecelerinde nodül oluşumu için çok gerekli olan Molibden elementinin alımı azalır, Aliminyum ve Mangan gibi elementlerde bitkiye toksik etkide bulunurlar. pH'nın yüksek olması halinde ise; demir, bakır ve çinko gibi elementlerin bitkide eksiklikleri ortaya çıkar. Bu nedenle çok kireçli topraklarda soya ekimi önerilmez. Soya tarımı yapılacak topraklardaki tuz miktarı, 5.3 mili-mose’nin üzerinde olmaması gerekmektedir.


EKİM NÖBETİ
Soya bir baklagil bitkisi olduğu için, ekim nöbetinde önemli bir yeri vardır. Havanın serbest azotunu toprağa bağlaması ve toprakta bol miktarda organik madde bırakması nedeni ile toprağın verimliliğini artırmaktadır. Soya bitkisi topraktan kaldırdığı azotun % 33'ünü sap, yaprak ve köklerinde biriktirmektedir. Hasat sonrası bu kısımlar toprakta kaldığı için, dekara 8-9 kg saf azot biriktirilmiş olmaktadır. (Bakteri aşılanmış ise). Ayrıca, bir çapa bitkisi olduğu için, kendinden sonraki bitkiye temiz ve havalanmış bir toprak bırakmaktadır. Topraktan geçen hastalıkların önlenmesi için, her yıl aynı tarlaya soya ekiminden kaçınılmalıdır. Bölgemizde; buğday, mısır, pamuk, yerfıstığı, patates ve kanola gibi bitkilerle ekim nöbetine girebilmektedir.
TOPRAK HAZIRLAMA
Soyadan yüksek verim alınabilmesi için, etkili faktörlerin başında, birim alanda yeterli sayıda bitkinin bulunması gelmektedir. Bu ise, ekilen soya tohumunun çimlenmesine bağlıdır. Tohumların normal bir çimlenme gösterebilmeleri için, tohum yatağının çok iyi hazırlanması ve toprakta yeterince rutubetin bulundurulması gerekmektedir.
Ana Ürün İçin Toprak Hazırlama
Normal Ekim: Soya ekimi yapılacak tarla sonbaharda pullukla veya patlatma (Çizel) ile sürülmelidir. Tarlada pulluk tabanı meydana gelmiş ise, sonbaharda taban patlatma yapılarak, oluşan taban taşı kırılmalıdır (Bu işlem 4-5 yıl ara ile yapıldığında yeterli olmaktadır). Kışı bu şekilde geçiren tarla, ilkbaharda (Mart ayında) kültüvatör denilen aletler ile karıştırılır. Ekim zamanına kadar bu şekilde bekletilen toprak, ekim zamanı geldiğinde, gübre ve yabancı ot ilaçlarının uygulanmasından sonra, tekrardan goble-disk veya kültüvatör geçirilerek karıştırılır. Daha sonra, üzerinden tapan geçirilerek tarla yüzeyi düzlenir ve toprak sıkıştırılır. Topraktaki rutubet (tav, gönen, darbız) durumuna göre çekilecek tapan veya sürgü sayısı değişmektedir. Genellikle iki tapan yeterli olmaktadır. Bu şekilde hazırlanan tarlaya vakit geçirilmeden ekim yapılmalıdır.

Sırta Ekim: Soya ekimi yapılacak tarla sonbaharda pullukla veya patlatma (Çizel) ile iki defa sürülmekte ve arkasından goble disk geçirilerek oluşan kesekler parçalanmalıdır. Daha sonra sırt yapma pullukları ile sırtlar çekilir. Kışı bu şekilde geçiren tarlada; ilkbaharda sırtların üzerinde oluşan otlar tıraşlanır, arkasından gübre ve herbisit atılır ve daha sonra sırtlar yenilenir. Ekim öncesi; sırtlar üzerinden özel yapılmış tapan geçirilerek sırtların üzeri bastırılır ve ekim için düzgün hale getirilir.
İkinci Ürün İçin Toprak Hazırlama:
İkinci ürün soya tarımında toprak hazırlama çok önemlidir. Tarla hazırlığı Haziran ayında yapıldığı için, toprak tavının korunması zorlaşmaktadır. İyi bir çıkış için tohumun nemli (tavlı) toprağa ekilmesi gerekmektedir.

Normal Ekim: Buğday hasadından sonra toprakta yeterince tav yok ise, anız yakılmalı veya iyice parçalanmalı ve tarla goble-disk ile yüzlek olarak işlenmelidir (yüzlek işleme mutlak zorunlu değildir, üreticinin tercihine bağlıdır). Tarla içerisinde yeterli sayıda tavalar çekilerek (seddeler oluşturularak) uygun bir sulama yapılmalıdır. Toprak tava gelir gelmez, goble-disk ile yüzlek bir sürüm yapılır. Gübre ve yabancı ot ilaçlarının uygulanmasından sonra, goble-disk ile normal derinlikte ikinci bir işleme daha yapılır. Arkasından en az iki veya üç defa tapan geçirilir. Toprak hazırlığı tamamlandıktan sonra, vakit geçirilmeden en kısa sürede ekim tamamlanmalıdır. Buğday hasadından hemen önce, yeterli miktarda yağışın düşmesi halinde, sulamaya gerek duyulmadan, yukarda anlatıldığı şeklinde toprak işleme yapılmalıdır.

Yağmurlama sisteminin olması halinde, tarla sulanmadan kuru olarak işlenmelidir. Bu şartlarda anızın yakılması gerekli olmayabilmektedir (sapların toplanması şartıyla). Toprak işleme goble-disk ile yapılmalıdır. Ekim yüzlek olmalı (4-5 cm) ve arkasından yağmurlama kurulmalıdır. Ekimde geç kalınmadığı sürece, tohum kuruya ekilip, üzerine yağmurlama kurulması önerilmemektedir. Kaymak tabakası oluşabilir ve çıkışlar tehlikeye düşer. Ayrıca, ekimde kullanılan bakteriler canlılığını yitirebilir. En ideal ekim, tohumun tavlı toprağa düşürülmesidir. Yani sulanarak ekim yapılmasıdır.



Sırta Ekim: Buğday hasadından sonra toprakta yeterince tav yok ise, anız yakılmalı ve tarla goble-disk ile normal derinlikte işlenmelidir. Hemen arkasından; gübre uygulanmalı ve goble-disk ile toprağa karıştırılmalıdır. Daha sonra sırt yapma (lister) pullukları ile sırtlar çekilmeli ve tavalar çekilerek tav suyu verilmelidir. Toprak tava geldikten sonra, sırtların üzeri tıraşlanmalı ve sırtlar yenilenmelidir. Arkasından herbisit uygulanmalı ve tapan çekilerek tarla ekime hazır hale getirilmelidir. Toprak hazırlığı tamamlandıktan sonra, vakit geçirilmeden en kısa sürede ekim tamamlanmalıdır.

Ekim sırasında mibzer baltalarının arkasına, küçük halkalardan oluşan ve her biri 10 kg. gelecek şekilde hazırlanmış demet halinde zincir bağlanmalıdır. Bazı üreticiler, zincir kullanma yerine, ekim sonrası, ekilen yerin üzerine tapan çekmektedirler. Bu çok yanlış bir uygulamadır. Tohumun çimlenmesini tehlikeye düşürür. Ayrıca, ekim sonrası yağışların olması halinde, çok kalın bir kaymak tabakasının oluşmasına neden olur. Bu da çimlenmeyi olumsuz etkiler.

Bazı üreticiler yağışlardan sonra toprak rutubetini tam olarak kontrol etmeden, toprak hazırlığına başlamakta ve ekimi yapmaktadırlar. Soyada, tohumun çimlenebilmesi için, kendi ağırlığının % 50’si kadar topraktan su alması gerekmektedir. Bu miktar % 40 olsa dahi, tohum çimlenemez. Ancak, tohum su emerek şiştiği için, toprakta mevcut saprofit mantarlar tarafından çürütülür (Tohum cılk olur veya etrafı sarı-siyah küf mantarları ile kaplanır). Bazı üreticiler bunun nedenini bateri aşılaması olarak göstermektedirler ve ekimde soya bakterisi kullanmamaktadırlar. Bu çok yanlış bir uygulamadır. Ekimde mutlak surette bakteri aşılaması yapılmalıdır.


GÜBRELEME VE BAKTERİ AŞILAMASI
Diğer kültür bitkilerinde olduğu gibi soya bitkisi de yetişme süresi boyunca topraktan belirli miktarda besin maddesi kaldırmaktadır. A.B.D.'de yapılan bir araştırmada; bir dekardan 380 kg soya ürünü kaldırıldığında, bitkiler tarafından bir dekar alandan; 36 kg saf N, 9 kg saf P2O5 ve 16 kg K2O kaldırıldığı saptanmıştır. Görüldüğü gibi, soya bitkisi topraktan en fazla azot ve potasyum kaldırmaktadır. Yapılan hesaplamalara göre; elde edilecek her 10-15 kg/da verim için topraktan 1 kg Azot kaldırılması gerekmektedir. Ayrıca, her 40-50 kg/da verim için 1 kg P205 ve her 20-25 kg/da verim için de, 1 kg K2O kaldırılmaktadır. Bu nedenle soya tarımında gübreleme büyük önem arzetmektedir.
Azot Gübrelemesi: Soya bir baklagil bitkisidir. Bu nedenle, azota olan ihtiyacı oldukça fazladır. Ancak, bunun gübreleme ile karşılanması ekonomik olmamaktadır. Soya kazık köklü bir bitkidir. Bu nedenle, kendinden önceki bitkiye verilen ve yıkanma ile ön bitkinin etkili kök sisteminin altına inen azottan kolayca yararlanmaktadır. Ayrıca, soyanın kendisi bir baklagil bitkisi olduğu için, ihtiyaç duyduğu azotun % 40-70’ini kendisi temin etmekte ve fazladan da toprağa bir miktar azot bırakmaktadır. Topraktan kaldırılan azotun büyük bir kısmı tohumda (% 67), bir kısmı sap ve anızda (% 22), çok az bir kısmı ise kökte (% 11) birikmektedir.

Soya tarımında ilk gelişmenin sağlanması için ekimden önce veya ekimle birlikte dekara 4-6 kg. saf azot uygulanmalıdır. Bunun için ekimle beraber dekara 20 kg Diamonium fosfat (18.46.0) veya 30 kg Kompoze (20.20.0) gübresi uygulanmalıdır. Verilen bu azot, aynı zamanda nodozite oluşumuna da yardımcı olmaktadır. Türkiye topraklarında Rhizobium brady japonicum bakterisi tabi olarak bulunmadığı için, ekimle birlikte mutlak surette bakteri aşılaması yapılmalıdır. Yüksek verim için iyi bir nodozite oluşumu esastır. Aşılama yapılmaz ise, verilecek azotlu gübre miktarını artırmak gerekmektedir. Gelişmenin durumuna ve nodozite oluşumuna göre, üst gübreleme yapılmalıdır. Ekimde bakteri kullanılmış ise, ilk çiçeklenme döneminde bitkiler çekilerek kök sisteminde oluşan nodozite sayısı kontrol edilmelidir. Çok sayıda nodozite oluşumu var ise, üst azot gübrelemesine gerek yoktur. Nodozite oluşmamış veya çok az sayıda ise, üst azot gübrelemesi yapılmalıdır. Bunun için dekara 20 kg. üre veya 35 kg. Amonium Nitrat gübresi kullanılmalıdır. Azotlu üst gübre uygulaması, ilk suyun önüne yapılmalıdır. Ekimle birlikte bakteri kullanılmış ise, azotlu üst gübre 2. suyun önüne uygulanmalıdır. Ekimle birlikte hiç azotlu gübre kullanılmamış ise, üst gübreleme birinci sudan önce yapılmalıdır. Gerek duyulur ise ikinci üst gübre uygulanmalıdır.

Soya tarımında ekimle birlikte fazla miktarda azotlu gübre kullanılmamalıdır. İlk devrede verilen fazla miktardaki azot, bitkide nodozite oluşumun geciktirir veya engeller. Ön bitkiye bol miktarda azotlu gübre verilmiş ise, iyi bir bakteri aşılaması yapılarak azotlu gübre verilmeden yeterli ürün alınabilmektedir (Pataes, soğan ve karpuz yerleri için).

Gelişmenin ilk devrelerinde bazı tarlalarda görülen sarılık, azot eksikliği değildir. Bu sarılığın nedeni, demir eksikliğidir. Özellikli bu durum, fazla kireçli topraklarda ortaya çıkar. Gübreleme ile giderilmesi oldukça zordur. Bu sarılığın giderilebilmesi için, sıkça çapalama yapılmalı ve çapalama her defasında derinleştirilmelidir. Zaman ilerledikçe çoğu kez, bu sarılık kaybolmaktadır.




Bakteri Aşılaması: Soya bir baklagil bitkisidir. Havanın serbest azotunu toprağa bağlayan Rhizobium bredy japonicum bakteriler sayesinde, kendi azot ihtiyaçlarını, kendileri karşılarlar. Tohum ile birlikte toprağa verilen bu bakteriler, tohumun çimlenmesi ile oluşan bitkinin kök sistemine yerleşirler ve çıkıştan 15 gün sonra bitkinin köklerinde ur şeklinde nodoziteler oluştururlar ve 21 gün sonra da azot bağlama (fiksasyonu) başlar.

Soyada nodozite oluşumunu sağlayan bakteriler, Türkiye topraklarında tabi olarak bulunmamaktadır. Bu nedenle, soya ekimi sırasında kesinlikle tohuma bakteri aşılaması yapılmalıdır. Bakteri aşılaması yapmadan soya ekimine kalkışmak, meydana gelebilecek verim düşüklüğünü baştan kabullenmek demektir. Soya tarımında yapılması gerekli ve olmazsa olmaz uygulamaların başında, bakteri kullanımı gelmektedir.

Soya bakterisi güneş ışığı altında 4 dakikada canlılığını kaybetmektedir. Aşılamada buna dikkat edilmeli ve bakteri güneş ışığından korunmalıdır (gölge yerde aşılama yapılmalıdır). Toz şeklinde hazırlanmış bakteri kültürünün tohuma yapışmasını sağlamak için, 1 kg şeker, 4 litre suda eritilmelidir. Tohumlar gölge bir yerde branda bez üzerine dökülmeli ve hazırlanan şekerli su ile ekmek sular gibi hafifçe ıslatılarak iyice karıştırılmalıdır. Daha sonra, belirlenen miktardaki bakteri tohum üzerine serpilmeli ve tohumla birlikte iyice karıştırılmalıdır. Soya tohumu için gerekli bakteri miktarı, 1 gr numunede bulunan canlı bakteri sayısına bağlıdır. Bakteri aşılaması sırasında fazla su kullanılmamalıdır. Zira, fazla ıslanan tohumda kabuk soyulur ve kotiledonlar iki parçaya ayrılır. Böyle tohumlar çimlenemezler. Aşılamayı müteakip, tohumlar hemen mibzer kovalarına konmalı ve üzerleri bez veya kağıt parçaları ile kapatılmalıdır. Fazla miktarda tohuma bakteri aşılaması yapılmamalı, her defasında mibzer kovalarını dolduracak kadar tohum, bakteri ile aşılanmalıdır.

Bir yıl önce soya ekilen ve bakteri aşılaması yapılan tarlaya tekrar soya ekilmek istendiğinde, mutlak surette yine bakteri aşılaması yapılmalıdır. Yüksek ısı, ışık ve kuraklık gibi toprak içi faktörler, bakterilerin ölmesine neden olurlar. Topraktaki bakteri sayısı arttıkça, tohum verimi de o nispette artmaktadır.


Fosfor Gübrelemesi: Fosfor; baklagiller için önemli bir besin maddesidir. Ekimden önce veya ekim sırasında mutlak surette toprağa fosforlu gübreler verilmelidir. Baklagiller kendi azotlarını temin edebildikleri halde, fosfor temin edebilme yetenekleri yoktur. Bu nedenle, toprakta yeteri kadar fosfor yok ise, bunu gübreleme ile takviye edilmesi gerekmektedir.

Daha önce de belirtildiği gibi, dekardan elde edilecek her 40-60 kg ürün için, topraktan 1 kg/da saf P2O5 kaldırılması gerekmektedir. Fosforlu gübrelerin tane verimini artırması yanında, en önemli etkisi, tanelerin kalitesini yükseltmektedir. Fosforlu gübrelerin bir başka faydası da, topraktaki azotun yararlanılabilirliğini artırmaktadır. Ekimle beraber dekara 20 kg Diamonium Fosfat (18.46.0) gübresi kullanıldığında, soya bitkisinin ihtiyaç duyduğu fosforun tamamı verilmiş olmaktadır.


Potasyum Gübrelemesi: Soyada azottan sonra en fazla kullanılan bitki besin maddesi potasyumdur. Dekardan elde edilecek her 20-25 kg tane ürünü için, bitkiler tarafından topraktan 1 kg/da saf K2O kaldırılması gerekmektedir. Potaslı gübrenin en önemli faydası; bitkinin olgunlaşmasını sağlamakta, tohumdaki yağ oranını yükseltmekte ve bitkinin olumsuz dış şartlara dayanıklılığını artırmaktadır. Yapılan toprak analizlerine göre, soya için hesaplanan potaslı gübre miktarı, mutlak surette ekimden önce veya ekimle birlikte verilmelidir. Türkiye topraklarında bol miktarda potas olduğu için, soya tarımında potaslı gübre uygulaması şimdilik önerilmemektedir Ancak, toprak analizlerine göre eksikliğinin belirlenmesi halinde, mutlak surette potaslı gübre uygulaması yapılmalıdır .

Soya tarımında; bitkinin gereksinim duyduğu temel besin maddeleri (NPK) ekim öncesi veya sonrası, toprağa yeterince verilmesi halinde, yaprak gübrelemesine fazla gereksinim duyulmamaktadır. Ancak, bazı özel durumlarda (Toprak pH’sına bağlı olarak), özellikle mikro besin elementlerinin eksikliğinin görülmesi halinde, yapraktan uygulama yapılmalıdır.

Diğer yandan soya tarımında; Crop Extra, Biomaster, Atonic ve Maxicrop gibi bitki büyüme düzenleyicisi kimyasallar kullanılabilmekte ve sonuçta önemli verim artışları elde edilmektedir.

TOHUMLUK VE ÇEŞİT SEÇİMİ
Çukurova bölgesinde III. ve IV. olgunlaşma gurubuna giren çeşitler seçilmeli ve bunların ekimi tercih edilmelidir. Bugün bölgemizde üretimi yapılan soya çeşitleri; Nova, Arısoy, Atakişi, Blaze, Bravo, Nazlıcan, Adasoy, Türksoy ve Sa.88 dir. Bu çeşitlerden Nazlıcan mutlak surette ana ürün olarak ekilmeli, diğerleri ise hem ana ürün ve hem de ikinci ürün olarak ekilebilmektedir. Ekimin geç kalması halinde ise; Nova veya Atakişi çeşitleri tercih edilmelidir (daha erkenci oldukları için).

Çeşit özelliğine bakılmaksızın, ekimi yapılacak soya tohumlarında aranan başlıca özellikler şunlardır;

a- Çimlenme oranı % 85’in üzerinde olmalı,

b- Sürme gücü yüksek olmalı,

c- Başka çeşitlerle karışık olmamalı,

d- Hastalıklarla bulaşık olmamalı,

e- Tohumlar kırık, çatlak ve buruşuk olmamalı,

f- Tohumlarda Nazara (Pis kokulu böcek) emgisi bulunmamalı,

g- Tohumlar yeni yılın(taze) ürünü olmalıdır.

h- Tohumlar sertifikalı olmalıdır. Hasat sonrası tohum desteği alınabilmesi için, sertifikalı tohumluk kullanılması zorunludur.




SOYA EKİMİ
Ekim Zamanı: Soya tohumları toprak sıcaklığı 13-15°C'yi bulduğu zaman normal olarak çimlenebilmektedir. Bölgemizde ana ürün olarak soya ekimi Nisan ayı ortalarında başlamakta ve Mayıs ayı sonuna kadar devam etmektedir. Çok erken dönemde (20 nisandan önce) ekim yapıldığında, bitkiler hasat zamanı yeşil kalmaktadırlar. İkinci ürün soya ekimi ise buğday hasadından sonra 1-30 Haziran tarihleri arasında yapılmalıdır. 21 Hazirandan sonra yapılan ekimlerde, gün dönümü nedeniyle verimler düşmektedir. Ekim zamanı geciktikçe, tohum veriminin azalması yanında, ilk meyveler toprağa çok yakın oluşacağı için, hasat kaybı da artmaktadır. İkinci ürün soya ekimi 30 Hazirana kadar bitirilmelidir. 20 Temmuzdan sonra kesinlikle soya ekimi yapılmamalıdır.
Ekim Sıklığı: Soyada ekim sıklığı, çeşide ve ekim zamanına bağlı olarak değişmektedir. Ana üründe; 25-30 bin/da, ikinci üründe ise 30-45 bin/da bitki olacak şekilde ekim sıklığı ayarlanmalıdır. Bu bitki yoğunluğuna ulaşabilmek için; ana ürün ekimlerinde sıra arası 70 cm, ikinci ürün ekimlerinde ise 65-70 cm olmalıdır. Ayrıca, sıra arası uzaklığına bağlı olarak, sıra üzeri aralığı ise; birinci üründe 5-6 cm, ikinci üründe ise 3-5 cm olmalıdır. Ekim gecikir ise, sıra üzeri mesafesi 3 cm'ye kadar düşürülmelidir. Sık ekimlerde bitkiler fazla boylanmakta ve yatmalar oluşmaktadır. Ayrıca, çiçekte fazla sayıda silkme meydana gelmekte ve hastalıklı bitki sayısı (Kömür çürüklüğü ve Antraknoz hastalıkları) artmaktadır. Bunlar da önemli miktarda verim düşüklüğüne neden olmaktadır.

Tohumluk Miktarı: Dekara atılacak tohumluk miktarı; ekim sıklığına, tohumun 1000 tane ağırlığına ve tohumluk değerine göre değişmektedir. Dekara atılacak tohumluk miktarı; 6.5-8.0 kg arasında değişmektedir. Dekara atılacak tohumluk miktarı hesaplanırken; ekim zamanı, buna bağlı olarak ekim sıklığı ve kullanılacak çeşit dikkate alınmalıdır. Ülkemizde soya ekimi, pamuk mibzeri veya havalı mibzerler ile yapılmaktadır. Soya ekiminde pamuk ekim mibzeri kullanılacak ise, kova içerisinde dönen dişli plakalar çıkartılarak, yerine özel olarak yapılmış düz plakalar yerleştirilmelidir. Daha sonra kovaların dip kısımlarında uzun-silindir şeklinde bir delik açılır. Havalı mibzerlerin kullanılması durumunda ise, soya için hazırlanmış plakalar takılarak ekim yapılır. Havalı mibzerlerde, sıra üzeri uzaklıkları istenildiği şekilde ayarlanabilmektedir.
Ekim Derinliği: Soyada ekim derinliği, toprağın tav (gönen) durumuna ve yapısına göre değişmektedir. Ağır topraklarda yüzlek ekim, hafif topraklarda ise, biraz daha derine ekim yapılmalıdır. Ekim tavlı toprağa yapılacak ise, derinlik 5-6 cm olmalıdır. Toprak tavı biraz geçmiş ise, ekim derinliği 7-8 cm’ye kadar çıkartılabilmektedir. Gerekirse, baltaların önüne sıyırkaçlar takılarak kuru toprak kazınmalı ve tohumun nemli bölgeye düşmesi sağlanmalıdır. Soya ekimi kuru toprağı yapılacak ve üzerine yağmurlama kurulacak ise, ekim derinliği 4-5 cm olmalıdır. Ekimin derin yapılması halinde, yağmurlamadan sonra kaymak tabakası oluşacağı için, tohumların sürmesi engellenmektedir.

BAKIM
Çapalama ve Yabancı Ot Kontrolü: Soya bir çapa bitkisi olduğu için, yetişme mevsimi boyunca yabancı ot kontrolü ve toprağı havalandırmak amacıyla 2-3 defa çapalama yapılmaktadır. Soyada ilk ara çapası; bitkiler toprak yüzüne çıkıştan 10-12 gün sonra (2-4 yapraklı dönemde) traktör ile yapılmaktadır. İlk ara çapası patlatma biçiminde olmalı ve sıralara fazla yanaşılmamalıdır. Bitkinin gelişme durumuna göre 2. ve 3. ara çapaları yapılmaktadır. Üçüncü çapalama genellikle birinci sulamadan sonra yapılmalıdır. Çapalamada lister tipi çapalar kullanılmamalıdır (Sırta ekimler hariç). Lister tipi çapaların kullanılması halinde, ilk meyveler toprağa yaklaştırıldığı için, hasat kaybı artmaktadır.

Soya tarımında yabancı otları yok etmek için 150-200 cc/da Traflen (ekim öncesi) ve benzeri herbisitler rahatlıkla kullanılabilmektedir. Ayrıca, yabancı otlara karşı çıkış sonrası kullanılan seçici herbisitler de bulunmaktadır. Bunlardan; Raptor Ultra geniş yapraklı otlara karşı soya bitkisi 3-5 yapraklı olduğu dönemde uygulanmalı, Forward ise dar yapraklı yabancı otlara karşı kullanılmalıdır.


Sulama: Soya tohumları, çimlenebilmesi için topraktan kendi ağırlığının % 50'si kadar su alması gerekmektedir. Bu nedenle, soya ekimi yapılacak toprakta yeterince tav (nem) olmalıdır. Tavlı toprağa ekilen tohum, hava sıcaklığının da normal olması ile hızla çimlenir ve bitki büyümeye başlar. Soya bitkisi en fazla çiçeklenme-bakla oluşum dönemlerinde su tüketmektedir. Çiçeklenme ve meyve (Bakla) oluşum döneminde bitki susuzluk stresine girdiğinde, çiçek ve meyvelerini dökmektedir. Soya bitkisi toplam su ihtiyacının % 65-75'ini çiçeklenme-bakla dolum devresinde kullanmaktadır. Bakla dolum devresinde bitki susuz bırakılır ise, tohumlar küçük ve cılız kalmaktadır. Soya bitkisinin su tüketimi; hava sıcaklığına, sam (poyraz) yelinin esmesine ve toprak yapısına bağlı olarak değişmektedir.

Soyada ilk sulama zamanı, ekim tarihine göre değişmektedir. Soya tarımında ilk çiçekler görülmeye başlandığında birinci sulama yapılmalıdır. İlk sulamayı müteakip, hava şartlarına bağlı olarak 12-15 gün ara ile 3-5 defa sulama yapılmaktadır. Soyada ilk sulama zamanı gibi, son sulama zamanı da çok önemlidir. Bitkiler hafifçe sararmaya başladığında veya en üst boğumda bulunan baklanın uç kısmına parmakla bastırıldığında, parmağı acıtacak şekilde sertleşmiş olması durumunda son sulama yapılmalıdır. Son sulamada geç kalındığında veya yapılmadığında, üst kısımlardaki tohumlar gelişmelerini tamamlayamazlar ve verimde % 20-30'luk bir azalma meydana gelir. Ayrıca, son sulama erken yapılır ve hasada kadar uzunca bir süre geçerse, başta kömür çürüklüğü olmak üzere, hastalıkların zararlı etkisi artar.

Soyada sulama; tava veya yağmurlama yöntemlerine göre yapılmaktadır. Ülkemizde yağmurlama sulama fazla yaygın değildir. Soya tarımında ilk sulama yağmurlama yapılır ise, verim önemli miktarda artmaktadır. Ülkemizde en yaygın sulama şekli tava usulü sulamadır. Bu sistemde; sıralara paralel olarak tavalar (Setteler) yapılır ve iki tava arasına su bırakılarak sulama gerçekleştirilir. Tava usulü sulamada en önemli konu, tavalar arası mesafedir. Bu mesafe, biçerdöver tablası genişliğinin katları şeklinde olmalıdır. Genellikle biçerdöver tabla genişliği 4.0 m civarındadır. Bu nedenle 70 cm sıra arası yapılan ekimlerde; 6, 12,......,18 gibi sıralı aralıklarla tavalar yapılmalıdır. Sulama sırasında tarlaya fazla su bırakılmamalıdır. Göllenme sonucu bitkiler normal gelişme gösteremezler. Özellikle ilk sulamada, sulama sonrası tarla içerisinde fazla suyun birikmesi kesinlikle önlenmelidir. Bu durum malaz tabir edilen tarlalar için çok önemlidir.

Soyada susuzluk belirtileri olarak; bitkinin yaprakları hafifçe gevşemekte ve renkleri matlaşmaktadır. Yapraklar el ile kontrol edildiğinde ölü bir his uyandırmaktadır. Ayrıca bitkinin gelişmesinde bir duraklama görülmektedir.


Zararlılarla Mücadele: Soya bitkisine arız olan çok sayıda zararlı bulunmaktadır.. Ülkemizde en önemli soya zararlıları olarak;

Karadrina (Spodoptera exiqua) ve Yeşilkurt (Heliothis spp): Gelişmenin ileri devrelerinde yeşilkurt ve karadrina zararlı olabilmektedir. Bunlar bitkinin yapraklarını ve meyvelerini (Bakla) yemek suretiyle bitkiye zarar verirler. Sadece bitkinin yapraklarını yemek suretiyle fazla etkili olmazlar. Çünkü; bitkinin hızlı gelişmesi sonucu zarar gören yaprakların yerine yenileri oluştuğu için, verimde herhangi bir azalma meydana gelmemektedir. Bu zararlıların yoğunluğu fazla olduğunda, Larvin, Karete, Flambo, Atalet, Yitaber, Match ve Maturan gibi ilaçlar kullanılarak mücadele edilmelidir.


Prodenya (Sopodoptera littoralis): Bakla oluşum devresinde ortaya çıkan prodenya yer yer etkili olmaktadır. Bitkinin yaprak ve meyvelerini yemek suretiyle bitkiye zarar verirler. Prodenya yoğunluğunun fazla olması halinde; Larvin, Match ve Maturan gibi ilaçlar kullanılarak mücadele yapılmalıdır.

Kokulu böcek (Nazara viridula) : Şu anda, soya tarımında en tehlikeli zararlı, kokulu böcek olarak görülmektedir. Soya tarlasında fazla sayıda kokulu böcek görüldüğünde, kesinlikle ilaçlama yapılmalıdır. Kokulu böcek emgisine maruz kalan bitkiler, hasat sırasında yeşil kalmaktadırlar. Ayrıca kokulu böceğin emdiği tohumlar, normal olarak çimlenememektedirler. Kokulu böcek, genellikle ikinci sulamadan hemen sonra ortaya çıkmaktadır. İlk devrede bitkinin alt kısımlarında beslendiği için, çifçiler bunu göremezler. Erginler bitkinin üst yapraklarında görüldüğünde zarar meydana gelmiştir. Bu nedenle, çok iyi gözlem yapılmalıdır. İlaçlama ikinci sudan hemen sonra yapılmalıdır. Bu zararlıya karşı Spermetrin grubu ilaçlar (Kral, Arrvo, Sipil, Politrin v.s) ve Deltanetrin grubu ilaçlar (Demond, Nikriz, Decis v.s) ilaçlar kullanılmalıdır.

Kırmızı örümcek (Tetranychus spp.): Soya’da bitki ve yaprakların öz suyunu emmek suretiyle zararlı olur. Doğal düşmanları fazla olduğu için, kırmızı örümcek için ilaçlama önerilmemektedir.

Tütün Tripsi (Thrips tabaci): Soya bitkisinin ilk gelişme döneminde ortaya çıkar ve bitki özsuyunu emmek suretiyle bitkinin gelişmesini engeller. Daha sonraki dönemlerde etkili olmaz. Bu zararlıya karşı; Polo, Poleron, Dosage v.s gibi ilaçlar kullanılarak mücadele yapılmalıdır.
Hastalıklarla Mücadele: Dünyada soya bitkisine arız olan çok sayıda hastalık bulunmaktadır. Sulama suyunun fazla biriktiği yerlerde; Kök çürüklüğü (Phytophthora megasperma) hastalığı görülmekte ve etkili olmaktadır. Bazı yıllar hassas çeşitlerde Downy mildyö (Peronospora trifoliorum) hastalığı görülmektedir.) hastalığı bölgemizde yaygın olarak görülmeye başlamıştır. Son yıllarda ise; Kömür çürüklüğü (Macrophomina phaseolina), Antraknoz (Colletotrichum), Sap-bakla yanıklığı (Diaporthe) ve Yaprak leke (Cercospora) hastalığı gibi hastalıklar da yaygın olarak görülmeye başlamış ve önemli verim düşüklüğüne neden olmaktadırlar.

Soya hastalıkları ile mücadelede en emin yöntem; dayanıklı çeşitlerin kullanılması, ekim nöbeti uygulaması, temiz tohum kullanma, tohum ilaçlaması ve üst ilaçlamanın yapılmasıdır. Özellikle; bakla oluşumu ve bundan 15 gün sonra olmak üzere iki defa fungusit uygulaması ile bitkiler hastalıklardan korunabilmektedir. Bunun için; Benomil (Safomil, Fundazol v.s) veya Thiophanate Methyl içeren (Survitop, Camada v.s) ilaçlardan biri kullanılmalıdır.


HASAT
Normal gelişmesini tamamlayan soya bitkisi, yavaş yavaş olgunlaşmaya başlar. Tanedeki rutubet oranı % 50'ye düştüğünde, tohum fizyolojik olarak maximum olgunluğa erişmektedir. Hasat olgunluğu yaklaştıkça, tanedeki nem oranı düşer. Bu sırada soya bitkisinin sap ve yaprakları sararmaya başlar ve daha sonra da yapraklar dökülür. Soyada yaprakların dökülmesinden 5 gün gibi kısa bir süre sonra, tohumdaki nem oranı % 15'e düşmektedir. Tanedeki nem % 13-15'e düştüğünde, hasat zamanı gelmiştir ve vakit geçirilmeden hasada başlanılmalıdır. Tanedeki rutubet oranı % 13'ün altına düştüğünde baklalar çatlamaya başlar ve tohum dökülür. Hasatta geç kalındığında ve tanedeki rutubet oranı % 10-11'in altına düştüğünde, hasat kaybını azaltmak için, geceleyin veya sabahın erken saatlerinde çiğ kurumadan hasat yapılmalıdır.

Normal koşullarda hasat olgunluğuna gelmiş soya bitkilerinde, yapraklar dökülür, bitkinin sap ve baklaları sararır. Hasat zamanında bitkinin sap ve yapraklarının yeşil kalması değişik nedenlerden kaynaklanmaktadır. Bunlar daha önceki bölümlerde açıklanmıştır. Bölgemiz koşullarında ekim zamanlarına bağlı olarak soya hasadı; 15 Eylül-30 Ekim tarihleri arasında yapılmaktadır.

Soya hasadı biçerdöver ile yapılmaktadır. Ülkemizde, soya hasadında normal buğday biçerdöverleri kullanılmaktadır. Bu nedenle hasat kaybı fazla olmaktadır. Hasat sırasında biçerdöver tablalarının seddelerin üzerine gelmesi önlenmelidir. Sulama için tavalar oluşturulurken, biçerdöverlerin iş genişlikleri göz önüne alınmış ise, bu sorun ortaya çıkmamaktadır. Eğer sulama tavaları gelişi güzel oluşturulmuş ise, önce tava araları hasat edilmeli, sonra seddelerin üzerine başlanılmalıdır.

Tanedeki rutubet oranının % 13'ün altına düşmesi halinde, baklaların çatlaması ve hasat sırasında biçerdöver dolabının çarpması nedeniyle kayıplar meydana gelmektedir. Bu nedenle, hasat geciktirilmemeli veya geç kalındığında geceleri hasat yapılmalıdır.




KURUTMA VE DEPOLAMA
Hasat sonrası, üründeki rutubet oranı % 14-15'in üzerinde olduğunda, kurutma işlemine gerek duyulmaktadır. Yüksek rutubetteki soya ürünü depolanacak olur ise, ürün kısa sürede kızışmakta ve bozulmaktadır. Kurutma işlemi güneş altında veya kurutma tesislerinde yapılmaktadır. Uzun süre depolanacak soyalarda rutubet oranı % 13'ün altında olmalıdır.

Soya ürünü yüksek sıcaklıkta kurutulduğunda tohum kabuğu çatlamaktadır. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, soya için en uygun kurutma; 38°C'nin altındaki sıcaklık derecesinde ve % 40-50 nispi nemde yapılmalıdır. Üretici açısından en uygun kurutma açıkta ve güneş altında yapılmaktadır. Tohum olarak kullanılacak soyalar ise biraz nemli (%14-15) biçilmeli ve gölge bir yerde kurutulmalıdır.






ARISOY

Ürün Cinsi : 

Soya

Islah Edildiği Yıl : 

2006

Islah Eden Kuruluş : 

Ç.Ü.Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü

Tescil Ettiren Kuruluş : 

Ç.Ü.Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü

Islah Eden Kişi : 

Prof. Dr. H.Halis ARIOĞLU

Islah Yöntemi : 

Melezleme

Tohum ve Bitkisel 
Özellikleri : 


Bitki boyu: 80-120 cm, İlk Bakla Yüksekliği: 15-25 cm, 1000 Tohum Ağırlığı: 140-160 g, Göbek Rengi: Kızıl, Yağ Oranı: %19-23, Protein Oranı:% 28-37

Yetişme Süresi : 

3.Olgunlaşma Grubu, 90-110 Gün (Ekim zamanına göre değişiyor)

Verim Potansiyeli : 

Ana Ürün: 450-550 kg/da, İkinci Ürün: 350-450 kg/da

Önerilen Bölgeler : 

Eğe, Akdeniz, Karadeniz, Güneydoğu ve İç Anadolu Bölgeleri

Tohum Temini : 

Atlas Tohum (Martoğlu Tarım)




ATAKİŞİ

Ürün Cinsi : 

Soya

Islah Edildiği Yıl : 

2006

Islah Eden Kuruluş : 

Ç.Ü.Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü

Tescil Ettiren Kuruluş : 

Ç.Ü.Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü

Islah Eden Kişi : 

Prof. Dr. H.Halis ARIOĞLU

Islah Yöntemi : 

Melezleme

Tohum ve Bitkisel 
Özellikleri : 


Bitki boyu: 90-125 cm, İlk Bakla Yüksekliği: 15-25 cm, 1000 Tohum Ağırlığı: 140-160 g, Göbek Rengi: Kızıl Yağ Oranı: %19-23, Protein Oranı:% 27-34

Yetişme Süresi : 

3.Olgunlaşma Grubu, 90-110 Gün (Ekim zamanına göre değişiyor)

Verim Potansiyeli : 

Ana Ürün: 450-550 kg/da, İkinci Ürün: 350-450 kg/da

Önerilen Bölgeler : 

Eğe, Akdeniz, Karadeniz, Güneydoğu ve İç Anadolu Bölgeleri

Tohum Temini : 

Atlas Tohum (Martoğlu Tarım)




Yüklə 84,45 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə