Hemato Log TÜrk hematoloji derneğİ 014: ■1 Özet



Yüklə 246,28 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix15.10.2018
ölçüsü246,28 Kb.
#74422


Hemato

Log

TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ

2014: 4

1



ÖZET

Anormal hemoglobinlerin büyük kısmı, klinik bulgu vermediği için genellikle 

tarama çalışmalarıyla ortaya çıkar. Homozigot hemoglobin S, C, D, E, O-Arab 

gibi  sık  görülenlerin,  klinik  ve  laboratuar  bulgularının  belirgin  olması, 

onların  alışılagelmiş  yöntemlerle  tanınmasını  sağlar.  Elektroforez  ve  High 

Pressure Liquide Chromatography (HLPC)  ile sonuç alınamayan hastalarda, 

hemoglobinopati tanısından uzaklaşılarak başka hemolitik anemi nedenleri 

aranır. Bu guruptaki anormal hemoglobinler, yüksek retikülositozla seyreden 

hemolitik anemi, eritrositoz, siyanoz ve talasemi fenotipi gibi çok farklı klinik 

tablolarla karşımıza çıktığından, kan bilimcileri için anormal hemoglobinler 

hala önemli hastalıklardan birisi olma özelliğini korumaktadır. 

Derlemede, sık görülen ve fonksiyon kazanan anormal hemoglobinler gözden 

geçirildi.

GİRİŞ

Hemoglobinopatiler;  hemoglobin  genlerinden  alfa,  beta,  gama,  delta’daki 

mutasyonlara bağlı olarak gelişir. Bu genlerde oluşan mutasyonlar, anormal 

hemoglobinlerde (varyant) yapısal değişikliğe, talasemi sendromlarında ise 

sentez azlığı veya yokluğuna neden olur. 

ANORMAL HEMOGLOBİNLER

Aytemiz Gürgey*

*Bilim Akademisi Üyesi 

e-posta: aytemizgurgey@yahoo.com

Anahtar Sözcükler

Anormal hemoglobinler, Hemoglobinopati, Talasemi

134



TÜRK HEMA

TOLOJİ DERNEĞİ

135

ANORMAL HEMOGLOBİNLER

Günümüzde 1000’nin üzerinde anormal hemoglobin bildirilmiştir. Bunların 

büyük bir kısmı heterozigot durumda bulgu vermediğinden, sıklıkla tarama 

çalışmalarıyla tanımlanır.

Delta gen mutasyonları sonucu gelişen anormal hemoglobinler, hemoglobin 

(Hb)  A


2

’nin  miktarı  düşük  olduğu  için  bulgu  vermez.  Diğer  taraftan  HbF 

kaynaklılar, fetal hemoglobinin yüksek olduğu yeni doğan döneminde bulgu 

verdikleri halde, HbF düzeyi zamanla azaldığından, önceden var olan klinik 

bulgular  ileri  dönemlerde  kaybolur.  Bu  ikinci  gurupta,  örneğin  HbF  Poole, 

durağan  olmayan  (unstable)  hemoglobin  olduğundan,  fetal  yaşamda  ve 

doğumdan  sonra  ilk  aylarda  hemolitik  anemiye,  HbF  M  Osaka,  yenidoğan 

siyanozuna  neden  olur.  Bu  hastalarda,  yenidoğan  döneminden  sonra 

hemolitik anemi ve siyanoz yavaş yavaş kaybolur. 

Burada daha çok, önemli klinik ve laboratuar bulgularıyla kendini gösteren 

alfa ve beta zincirleriyle (HbS dışında) ilişkili anormal hemoglobinler üzerinde 

durulacaktır. 



I. SIK BULUNAN ANORMAL HEMOGLOBİNLER

Bunların  başlıcalarını  HbS,  HbE,  HbD,  HbC  ve  HbO  Arab  oluşturur.  HbS 

polimer,  HbC  kristal,  HbE  talasemi  fenotipi  oluşturduğundan  homozigot 

şekilleri ağır hemolitik anemi yapar (Tablo 1). Ülkemizde HbS’ten sonra ikinci 

sıklıkta HbD, üçüncü sıklıkta HbE yer alır. 

1. HbE (β26 Glu→Val), dünyada sık görülen ve önemli sağlık sorunu yaratan 

anormal hemoglobinlerden biridir. HbE’ye güneydoğu Asya’da sık rastlanır. 

Doğu Tayland’da sıklık %60 civarındadır. Homozigot olgular, orta derecede 

hemolitik  anemi  ve  dalak  büyümesi  ile  seyreder.  HbE  heterozigotları, 

Plasmodium  Falciparum’a  dirençli  olduklarından  dünya  çapındaki  sıklığı 

bununla açıklanmaya çalışılmaktadır. Bu mutasyon aynı zamanda beta globin 

geninde, cryptic mRNA splice yerini aktive eder. Böylece β-E zincirinin sentezi 

azaldığından, homozigot HbE hastalarında gözlenen anemi, mikrositoz gibi 

bulgular  talasemi  fenotipi  geliştiğine  işaret  eder.  Tedavide,  ağır  anemisi 

olanlara  kan  nakli  yapılmalı,  hiperferritinemi  geliştiğinde  demir  bağlayıcı 

ajanlar başlanmalıdır.

• HbE-Beta Talasemi: HbE sendromunun en ağır klinik bulgularını gösteren 

tipidir.  Bununla  beraber,  beta  talasemi  mutasyon  tipi,  HbF  düzeyi,  alfa 



Tablo 1. Anormal Hemoglobinlerin Sınıflandırılması*

I) Hemolitik Anemi Yapanlar (örnek; HbS- polimer, HbC-kristal oluşturarak) 

II) Fonksiyon Kazanan Anormal Hemoglobinler

1) Durağan olmayanlar (unstable)

2) Oksijen ilgisi (afinite) yüksek olanlar (eritrositozla seyreder)

3) Oksijen ilgisi düşük olanlar (siyanozla seyreder) 

4) Oksidize olmuş hemoglobinler (HbM) 

5) Yapısal anormal hemoglobinler (örnek dominant talasemi gurubu)

*Kaynak 2 değiştirilerek (modifiye) yapılmıştır.



2014:4•1

Hemato

Log

136

talasemi ile birlikteliği hastalığın fenotipini değiştirir (modifier etki). Özellikle 

beta

0

-talasemi &HbE çift heterozigotlarında klinik seyir çok ağırdır. Dünyada 



bir milyon kişinin bu birlikteliğe sahip olduğu ve Kuzey Amerika’da oldukça 

sık  bulunduğu  bildirilmektedir.  Hastalarda  talasemide  olduğu  gibi  kan 

transfüzyonuna bağlı hiperferritinemi ve çoklu organ harabiyeti gelişir. Bu 

yüzden hastalar çeşitli bilim dalları (mültidisipliner) tarafından takip edilir. 

Tedavide,  kan  nakli,  demir  bağlayıcı  ve  HbF  düzeyini  artıran  ajanlar 

kullanılabilir.  Hydroxyurea  (%40  hastada  yararlı)  önerilebilir.  Splenektomi 

sonrası,  otopsilerde  özellikle  pulmoner  arter  dallarında  yaygın  tromboz 

geliştiği gösterildiğinden, bu işleme eskisi kadar başvurulmamaktadır. Ağır 

seyirli hastalara kemik iliği transplantasyonu yapılmalı, hastalığın önlenmesi 

için doğum öncesi tanı önerilmelidir.



2. HbD (β121 Glu→Gln): HbD Punjab, Hindistan’ın Punjab bölgesinde sıktır 

(%2).  Türkiyede  yapılan  çalışmalarda  bu  oran  %0,2  olarak  bulunmuştur. 

Taşıyıcılarda  klinik,  hematolojik  ya  da  fizyolojik  herhangi  bir  bozukluk 

gözlenmez.  Homozigot  hastalarda  hafif  anemi  olabilir.  Tedavi  ve  doğum 

öncesi tanıya gerek yoktur.

• HbSD hastalığı, ağır klinik belirtilere neden olur. Hastalarda, akut gögüs 

sendromu,  inme,  ağrılı  krizler,  eklem  nekrozu,  sekestrasyon  krizleri  gibi 

orak hücre anemisi bulguları yoğunluk kazanmıştır. 

Tedavi:  Orak  hücre  anemisi  gibi  tedavi  edilmeli.  Hydroxyurea’dan  yarar 

görebilirler. Ağır klinik bulguları olan hastalara kemikiliği transplantasyonu 

yapılmalı ve hastalığın önlenmesinde, doğum öncesi tanı önerilmelidir. 

3. HbC (β6 Glu→Lys) HbC, elektroforetik tekniklerle yapılan çalışmalarda, 

HbA


2

  ile  benzer  görünüme  sahiptir.  Tanı  genellikle  kolon  kromatografisi 

ve HPLC ile konulur. HbC, batı Afrika’nın daha küçük yerleşim birimlerinde 

bulunur. Örneğin, kuzey Gana’da sıklığı %28’ler düzeyine ulaşır. Amerika’da 

HbS’den sonra ikinci sıklıktadır. Ülkemizde daha çok olgu sunumu şeklinde 

bildirilmiştir. Anemisi ağır olanlara kan nakli yapılabilir.



II. ANORMAL HEMOGLOBİNLERDE DEFEKT

1. Tek aminoasit değişikliği olan anormal hemoglobinler:

Globin  genlerinde  mutasyona  bağlı  olarak  bir  amino  asit  yerine  başka 

aminoasidin gelmesiyle gelişen, yapısal olarak anormal olan hemoglobinlerdir. 

Anormal hemoglobinlerin %90’ı tek nokta mutasyonu sonucu oluşur Örnek; 

HbS’de,  beta  geninde  6.  kodonda  Glutamik  asit  yerine  Valin,  HbC’de  aynı 

kodonda Glutamik asit yerine Lizin gelir. 



2. Aynı zincirde iki aminoasidi değişen anormal hemoglobinler:

Beta  zinciriyle  ilgili  iki  amino  asit  değişikliği  taşıyan  anormal  Hb’lerin 

çoğunluğu  durağan  değildir.  Bu  gurupta  yer  alan  en  az  6  anormal  Hb’de; 

değişikliğe  uğrayan  amino  asitlerin  birisi  HbS  mutasyonudur,  ikinci 

aminoasit değişikliği, beta zincirinin başka bir yerinde oluşur. Örneğin, HbS-

Providence’de,  birinci  aminoasit  değişikliğinde  Glutamik  asid  yerine  Valin 

(β6Glu→Val), ikinci değişiklikte Lizin yerine, Asparajin (β82Lys-Asp) geçer. 



TÜRK HEMA

TOLOJİ DERNEĞİ

137

ANORMAL HEMOGLOBİNLER

Bu tip anormal hemoglobinlerde, beklendiği gibi oraklaşma (sickling) testi 

pozitif bulunur. 

3. Basit amino asit kaybı olan anormal hemoglobinler: Sağlıklı kişilerde; 

alfa globin zincirleri 141, beta, gama, delta globin zincirleri 146 aminoasit 

içerir.  Globin  genlerindeki  mutasyonlar,  erken  olarak  dur  (stop)  kodonu 

oluşturursa, bir veya daha fazla aminosidin kaybı (deletion) gözlenir. Böylece 

alfa  globin  zincirlerinden  kaynaklanan  anormal  hemoglobinler  141  beta 

globin zincirinden gelişenler 146’dan daha az aminoasit içerirler. Anormal 

hemoglobinlerin  çoğunluğu  beta  zincir  kaynaklıdır,  bunların  bazıları  da 

durağan olmayan anormal hemoglobin özelliği gösterir. Örnek; Hb Gunn Hill, 

Hb Freiburg. 

4. Nukleotid kaybı (deletion) veya eklenmesi (insertion) sonucu çerçeve 

kayması yapanlar: Bir veya iki nükleotid kaybı ya da eklenmesi DNA dizisinde 

çerçeve  kaymasına  neden  (frameshift)  olur.  Çerçeve  kayması  mutasyonları 

genellikle  talasemi  fenotipi  yapar.  Globin  genlerinin  şifreleme  (coding) 

bölgesinin sonunda çerçeve kayması mutasyonu gelişirse, globin zincirleri 

sentezi devam eder, fakat oluşan globin zinciri yapısal olarak anormal Hb’dir. 

Örnek; Hb Wayne.



5.  Uzun  globin  zincirli  anormal  hemoglobinler.  Alfa  ya  da  beta  globin 

genlerinin başlangıç ya da sonlandırma kodonlarında olan mutasyonlar, alfa 

zincirinin 141, beta zincirinin 146 aminoasitten daha uzun olmasını sağlar. 

(Örnek;  beta  gen  mutasyonlu  Hb  South  Florida,  alfa  gen  mutasyonlu  Hb 

Constant Spring).

6.  Füzyon  hemoglobinler.  İki  farklı  polipeptid  zincirinden  oluşan 

hemoglobinlerdir. Örneğin Hb Lepore’da; polipeptid zincirinin amino kısmı 

delta, karboksi kısmı beta globin zinciri içermektedir. Bir başka deyişle, Hb 

Lepore, delta ve beta genlerinin birleşme (füzyon) ürünüdür (Tablo 2).



Tablo 2. Anormal Hemoglobin Defektleri*

 Patolojinin Cinsi                                               Örnek

1. Tek amino asit değişikliği 

 

     HbS, HbD, HbC, HbE**



2. Aynı zincirde iki amino asit değişikliği               HbJ Singapur, Hb Harlem

3. Basit amino asit delesyonu  (kısalmış zincir)      Hb Gun Hill, Hb Freiburg

4. Zincire fazladan amino asit katılımı (insersiyon) Hb Grady (Dakar)

5. Uzamış zincirlere sahip hemoglobinler 

      Hb South Florida, Hb Constant                 

                                                                              Spring

6. Füzyon hemoglobinler   

 

      Hb Lepore, Hb Kenya



7. Talasemi fenotipi olanlar  

 

      Hb Agnana



*Kaynak 2 değiştirilerek yapılmıştır.

**Hb E’de aminoasit değişiminin bulunduğu yer, aynı zamanda beta globin geninde cryptic yer 

aktivasyon yeri olduğundan anormal hemoglobin talasemi fenotipi gösterir.



2014:4•1

Hemato

Log

138

7. Yapısal değişikliği olan anormal hemoglobinler (fonksiyon kazanan 

hemoglobinler bölümüne bakınız)

III. ANORMAL HEMOGLOBİNLERDE KALITIM 

Anormal  hemoglobinler  otozomal  ko-dominant  geçiş  gösterirler.  HbS                     

ve HbD gibi iki farklı anormal Hb taşıyanlarda, çift (double) heterozigotluktan 

söz edilir. Bu durum iki farklı kalıtım gösterir. 



1. Çift heterozigot olan anormal hemoglobinlerin allelik (HbS ve HbD’nin 

aynı kromozomda yer alması) olması 

• HbS ve HbD’nin allelik olduğu hastalarda HbA yoktur. İki anormal Hb eşit 

oranlarda bulunur, HbF telafi (kompanzasyon) olarak artabilir. 

Örnek:  Anne,  hasta  (HbS  ve  HbD  için  çift  heterozigot).  Mutasyonlar  aynı 

kromozom üzerinde (allelik) yer alıyor, baba sağlıklı (HbA /HbA): 

Çocukların  hepsi  taşıyıcıdır,  bazıları  HbS,  diğerleri  HbD  için  heterozigot. 

Baba  sağlıklı  olduğu  için  çocukların  hiçbirinde  çift  heterozigotluk  (HbSD 

birlikteliği) bulunmaz. 

2. Farklı zincirlerde yer alan anormal hemoglobinlerin non allelik olması 

[ HbS (β zinciri) , Hb Hopkins II (α zinciri)]

Örnek: Anne hasta ( HbS ve Hb Hopkins II var), baba sağlam, çocukların;

%25’i  normal,  %50  heterozigot  (%25  HbS  ve  %25  Hopkins  II),  %25  çift 

heterozigot olur.

Iv. ANORMAL HEMOGLOBİNLERDE HEMOGLOBİN 

BİLEŞENLERİ (KOMPONENT)

A. Beta zinciriyle ilişkili anormal hemoglobin taşıyan kişilerde 



                                                          HbA        HbA

2

                 HbF     

1) Homozigot anormal hemoglobinde:  Yok     N veya hafif↑    N veya hafif↑

2)  Heterozigot  anormal  hemoglobinde:  HbA  oranı  daima,  anormal  Hb’den 

yüksektir.  Çünkü  HbA  sentezi,  anormal  Hb’den  daha  fazladır  (örnek;  HbA 

%55> HbS %44, HbF %1). 

3) Bir hastada, anormal hemoglobin (HbS %60), HbA’dan yüksekse iki olasılık 

düşünülebilir:

a)  Homozigot  anormal  hemoglobinli  hastaya  kan  transfüzyonu  yapılmıştır 

ya da

b) HbS & beta



+

 talasemi çift heterozigotluğu vardır.

4)  Beta  zincirinden  kaynaklanan  anormal  hemoglobinlere;  alfa  talasemi, 

demir  ve  folat  eksikliği  eşlik  ediyorsa,  anormal  hemoglobin  oranı  düşer 

(örneğin %45 yerine, %35 olur). 



TÜRK HEMA

TOLOJİ DERNEĞİ

139

ANORMAL HEMOGLOBİNLER

B. Alfa zinciriyle ilişkili anormal hemoglobinler:

1.  Sağlıklı  kişilerde  dört  alfa  geni  bulunduğundan,  alfa  gen  defekti 

taşıyanlarda anormal hemoglobin oranı, beta globin geninden kaynaklanan 

anormal  hemoglobinlerden  daha  farklıdır.  Defektif  gen  sayısı  arttıkça,  

anormal hemoglobin oranı da artar. 

Örnek; Alfa zinciri ile ilgili anormal hemoglobin; sadece bir alfa geninden 

kaynaklanmış,  diğer  üç  gen  normalse,  anormal  hemoglobin  oranı  %23 

civarında bulunur. 

2.  Alfa  zinciriyle  ilgili  anormal  hemoglobinin,  ağır  alfa  talasemi  (iki  alfa 

geni defektif, iki gen sağlam) taşıyıcılığı ile birlikteliği HbH hastalığı yapar.  

Örnek; ağır alfa taşıyıcılığı & Hb Constant Spring =HbH hastalığı 

v. FONKSİYON KAZANAN ANORMAL 

HEMOGLOBİNLER

1. Durağan Olmayan (Unstable) Anormal Hemoglobinler (varyant)

Genellikle  otozomal  dominant  geçer,  spontan  mutasyon  sık  gelişir.  Bu 

nedenle  anne,  baba  ve  kardeşlerde  anormal  hemoglobin  bulunmaması, 

hastalık tanısından uzaklaştırmamalı. Aşırı durağan olmayan (hyperunstable) 

hemoglobinler,  kısa  sürede  parçalandığından  anormal  hemoglobin, 

elektroforetik yöntemlerle gösterilemez. Böylece hastaların sebebi bilinmeyen 

hemolitik anemi tanısı almasına yol açar. 

Klinik Bulgular 

Durağan olmayan anormal hemoglobinlerin klinik ve laboratuvar bulguları 

geniş  bir  yelpaze  içinde  yer  alır.  Bazıları  yenidoğan  döneminde,  diğerleri 

farklı yaşlarda bulgu verir. Hastalığın;

a) Aşırı hemoliz (%30’a kadar yükselen retikülositoz olur) 

b) Orta ya da hafif hemolizli kronik hemolitik anemi ve

c) Epizodik hemolitik anemi olmak üzere üç farklı alt gurubu vardır.

Sonuncu  gurupta,  enfeksiyonlar,  sülfonamid,  fenozopiridin  ve  nitratlı  su 

gibi ilaç ve kimyasal maddelerin kullanılması hemolizi başlatabilir. Bu antite 

sıklıkla eritrosit G6PD enzim eksikliği ile karıştırılır. 

Hastalar;  solukluk,  sarılık,  karaciğer  dalak  büyüklüğü,  koyu  renkli  idrar 

yapma, küçük yaşta safra taşı geliştirme, bacak ülseri yakınmaları ile başvurur. 

Kahverengiden siyaha kadar değişiklik gösteren koyu renkli idrar çıkarırlar. 

Koyu renk, Heinz body oluşurken HEM’den salınan dipirol’lerden ileri gelir. 



Hematolojik Bulgular

•  Çoğu  hastada,  kronik  ya  da  intermitant  hemolitik  anemi  vardır. 

Hemoglobin konsantrasyonu ile anemi bulguları arasında iyi bir korelasyon 

yoktur.  Retikülositoz,  periferik  kan  yaymasında  polikromazi,  poikilositoz, 

normoblastemi, sık görülen bulgulardır. Ağır hemoliz sırasında, mikrosferosit, 

deforme olmuş (bite cell) kırmızı kan hücreleri görülebilir. Dalaktan kırmızı 

kan hücreleri geçerken Heinz body’lerin fagosite edilmesi, bite cell oluşumuna 



2014:4•1

Hemato

Log

140

neden  olur.  Hemolitik  anemi  olmasına  rağmen  hipokromi  görülebilir. 

Hipokrominin, Heinz body oluşurken gelişen kan kaybından ileri geldiği öne 

sürülür. Buna paralel olarak MCHC’de (25g/dL) düşüklük gözlenir.

• Dalak sekestrasyonuna bağlı olarak trombositopeni gelişebilir.

• Beta zinciriyle ilgili durağan olmayan anormal hemoglobin oranı, toplam 

hemoglobinin  %25  kadarını  oluşturur  (durağan  olanlara  göre  oran  daha 

düşüktür). 

• Alfa zincir değişikliklerinde (varyant), anormal Hb oranı %12 civarındadır. 

•  Heterozigot  anormal  Hb’li  kişide,  beraberinde  beta  talasemi  de  varsa, 

anormal  Hb  oranı  %50’yi  geçer.  Hb  Duart,  Hb  Köln  gibi  durağan  olmayan 

Hb’ler,  beta

0

  talasemi  ile  birlikteyse,  anormal  hemoglobin  oranı  %100’e 



yaklaşır.

•  Bazı  aşırı  durağan  olmayan  (hyperunstable)  hemoglobinlerde,  anormal 

hemoglobin oranı %2 kadardır. Bu oran çok düşük olduğundan, alışılagelmiş  

yöntemlerle incelemede anormal hemoglobin gösterilemez ve hasta sebebi 

bilinmeyen hemolitik anemi tanısı alır. 

Tanı koymak İçin Ne Yapmalı?

a)  Sebebi  bulunamayan  hemolitik  anemili  hastalar  durağan  olmayan 

hemoglobinler yönünden araştırılmalı.

b) Viral, bakteriyel enfeksiyonlar, oksidan madde, sulfonamid kullanımından 

sonra ani gelişen solukluk ve hemoliz gelişen hastalarda  G6PD eksikliği yoksa, 

durağan  olmayan  hemoglobin  olasılığı  düşünülmeli.  (Hastalar  Parvovirüs 

B19’a  duyarlıdır  ve  aplastik  krize  girerler.  Hemolitik  krizler  kendiliğinden 

sonlanır. Ateş ve geçici asidoz, hemoglobin denatürasyonunu artırdığı için 

hemolize katkıda bulunur). 

c)  Heinz  Cisimciği  Aranması:  Bazı  anormal  hemoglobinlerde,  molekülün 

eriyirliğinde (solubilite) değişiklikler olur. Eritrosit içine yuvarlak (globuler) 

inklüzyonlar şeklinde birikir (Heinz Body). Bunlar eritrosit ömrünü azaltararak 

hemolitik anemiye neden olur. Heinz cisimciklerinin gösterilmesi, periferik 

kan yaymasının parlak krezil mavisi, ya da metilen mavisi ile boyanmasıyla 

mümkün olur.

d)  Isı  stabilite  testi.  Hemolizat  bir  veya  iki  saat  50  C°  de  inkübe  edilir. 

Durağan olmayan hemoglobin varsa, çöküntü (presipitasyon) görülür. Normal 

hemoglobin, 55 C° de çöküntü yapar.

e) Iso-Propanolol testi yapılması durağan olmayan hemoglobin tanısında yol 

gösterici olabilirse de %5 oranında yanlış pozitiflik elde edilebilir (özellikle 

depolanmış ya da HbF düzeyi %4↑olanlarda). Kan örneğine potasyum siyanid 

eklenirse  ya  da  kan  örneği,  hemolizat  yerine  taze  kan  olarak  bekletilirse 

yanlış pozitiflik azalır.

f) Hemoglobin elektroforezi ya da HPLC ile anormal hemoglobin aramalı

g) Globin genleri DNA dizi analizi ile incelenmelidir.

Tedavi ve İzlem

• Hemoliz ataklarında folik asit başlamalı ve enfeksiyonlar tedavi edilmeli 




TÜRK HEMA

TOLOJİ DERNEĞİ

141

ANORMAL HEMOGLOBİNLER

• Acetaminophene gibi oksidan ilaçlar kullanılmamalı 

• Ağır hemoliz ataklarında kan transfüzyonu yapılmalıdır. Tekrarlayan ağır 

hemoliz ataklarında splenektomi yapılması transfüzyon bağımlılığını ortadan 

kaldırabilir. 

Önleme: Kan transfüzyonuna sık gereksinimi olan, ağır klinik seyirli durağan 

olmayan hemoglobinopatilere doğum öncesi tanı önerilir.



2.  Oksijene  İlgisi  (Afinite)  Yüksek  Olan  Anormal  Hemoglobinler 

(eritrositozla seyreder) 

Bu guruptaki bazı mutasyonlar;

• HEM cebi içindeki ilişkileri bozarak, 

• HbA’nın 2,3 DPG’a bağlanmasını azaltarak, Bohr etkiyi ve tuz bağlarının 

yerlerini değiştirerek hemoglobinin oksijene olan ilgisini artırırlar.

Oksijene  yüksek  ilgi  gösteren  anormal  hemoglobinler  O

2

  ayrışma 



(dissociation)  eğrisini  sola  kaydırarak,  HbA’ya  göre  daha  fazla  O

2

  bağlar. 



Böylece normal kapiller oksijen basıncında dokulara daha az O

2

 bırakırlar. 



Dokularda olan hafif hipoksi, eritropoetin yapımını tetikler ve eritrosit sayısı 

artarak eritrositoza neden olur. 

Bu  tip  anormal  hemoglobin,  ilk  kez  1966  yılında  81  yaşında  eritrositozlu 

ve kalp şikayeti olan bir hastada tanımlandı. Hastada lökosit ve trombosit 

sayıları normaldi, dalak büyüklüğü yoktu. Bu bulgularla Polisitemi Vera’dan 

farklıydı.  Hastanın  hemoglobin  elektroforezinde  anormal  band  görüldüğü 

için  ileri  tetkikler  yapıldığında  anormal  hemoglobinin  oksijene  ilgisinin 

arttığı bulunuyor. Anormal hemoglobinin incelenmesinde, alfa zincirinde 92. 

pozisyonda Leu→Arg değişikliği tesbit  ediliyor. Hb Chesapeake adı verilen 

bu  anormal  hemoglobinin  bulunması,  kan  bilimcilerin  ilgisini  eritrositozla 

seyreden hastalara yöneltiyor. 

Klinik Bulgular 

Hastalarda genellikle önemli bulgu yoktur. Bazı hastalarda eritrositoza bağlı 

kalp şikayetleri olabilir. Bu nedenle, özellikle yaşlı hastalar koroner hastalığı 

yönünden yakından takip edilmeli. Eritrositozlu gebe ve fetuslar herhangibir 

sorun yaşamazlar, fakat oksijenin dokulara verilmesinde azlık olduğundan 

doku  hipoksisine  bağlı  eritrositoza  sahip  olurlar.  Hastalarda  perfüzyon 

etkisinin  artması  gibi  telafi  mekanizmaları,  yaşamı  sorunsuz  hale  getirir. 

Örneğin  Hb  Malmö’lü  hastalarda  miyokardiyal  kan  akımı,  Hb  Yakuma’da 

serebral  kan  akımı  artmıştır.  Eritrositozlu  hastalarda  bu  mekanizmalarla, 

dokulara  oksijen  verilmesi  düzeltildiğinden  genellikle  flebotomiye  gerek 

yoktur.  Çalışmalarda  O

2

  harcanması  ve  arteriyel  PO



2

  değerleri  normal 

bulunmuştur. Bu değerler flebotomi ve eksersizden sonra değişiklik gösterir. 

Tanıyı düşündüren bulgular;

• Ailevi eritrositoz öyküsünün bulunması 

•  Hemoglobin  elektroforezinde  anormal  hemoglobin  tesbit  edilmesi  (Hb 

elektroforezinin normal olması hastalıktan uzaklaştırmamalı) 

• Plazma ve idrar eritropoetin düzeyi tayini 

• Hb fonksiyonel testinin (P50) yapılması, tanıda anahtar rol oynar. Oksijene 



2014:4•1

Hemato

Log

142

ilgisi yüksek olan anormal hemoglobinlerde, P50 değeri düşüktür. Bunun için 

Reverse phase HPLC gibi cihaz kullanılması gerekir. PO

2

 hesaplanarak tanıya 



varılamaz. 

Ayırıcı Tanı 

a-  Polycythemia  Vera:  Anormal  Hb’li  hastada  sadece  eritrosit  düzeyinin 

yüksek, beyaz küre ve trombosit sayısının normal olması, splenomegalinin 

bulunmaması,  iki  hastalığı  birbirinden  ayırır.  Literatürde  bu  guruptaki 

hastaların bazıları, Polisitemi Vera ile karıştırılarak P32 ile tedavi edilmişlerdir. 

b-  Karbon  monoksit  (CO)  zehirlenmesinde,  benzer  şekilde  P50  değerinde 

düşüklük  olur.  Bulgular,  O

2

’ne  ilgisi  yüksek  olan  anormal  hemoglobinli 



hastalarda görülene benzer. Tanı CO dedektörleri ile konulur.

c-  Eritropoetin  reseptör  mutasyonlarında  da  ailevi  eritrositoz  görülür. 

Otozomal dominant geçişlidir.

d- Oksijene Duyarlı Mutasyonlar düşünülmelidir.



Tedavi ve Önleme: Hastalarda önemli klinik bulgular olmadığı için tedaviye 

ve doğum öncesi tanıya gerek yoktur. 



3. Oksijene İlgisi (Afinite) Düşük Olan Hemoglobinler 

(siyanozla seyredebilir)

Oksijen ilgisi düşük olan hemoglobinlerde [Hb Kansas’da (β 102 Arg→Thr)], 

oksijen  bağlanması  bozulur.  Hb  Kansas  oksijeni  iyi  bağlayamadığı  için 

oksijen  ayrışma  eğrisi  sağ  tarafa  kayar.  Oksijen  ilgisi  düşük  olan  anormal 

hemoglobinli  hastaların  bazısında  deri  siyanotik  görünümdedir.  Alfa 

zincirleri  fetal  hayatın  ikinci  trimestrinde  yapılmaya  başladığından,  alfa 

gen  mutasyonlarına  bağlı  anormal  hemoglobinlerde  siyanoz,  doğumda, 

görülür.  Doğumsal  kalp  hastalıkları  gibi  siyanoz  yapan  diğer  nedenlerden 

uzaklaşıldıktan sonra, anormal hemoglobin olasılığı üzerinde durulmalıdır. 

Siyanoz  yapan  anormal  hemoglobin  sayısının,  eritrositozla  seyredenden 

daha az olduğu bildirilmektedir. 

Oksijene  ilgisi  az  olan  anormal  hemoglobinlerin  çoğu,  akciğerde  oksijen 

ile  tam  doygunluğa  (satürasyon)  ulaşır.  Diğer  dokularda  düşük  kapiller 

PO

2



  basıncında,  bu  hemoglobinler  normalden  daha  fazla  O

2

’ni  dokulara 



bırakır.  Dokulara  fazla  oksijen  bırakılması  iki  sonucun  gelişmesine  neden 

olur.  İlkinde,  dokulara  gereğinden  fazla  oksijen  bırakıldığı  için  düşük 

hematokrit  düzeylerinde  bile  oksijen  gereksinimi  karşılanabilir.  Böylece, 

düşük hematokrite rağmen hastalar tamamen sağlıklı görünür ve dokuların 

oksijenlenmesi normaldir. İkincisinde kapiller ve venlerde dolaşan doymamış 

(desatüre) hemoglobin miktarı 5 g/dl’den fazla olduğundan siyanoz görülür. 

Hastalar siyanozlu oldukları halde şikayetleri yoktur ve klinik olarak tamamen 

normal görünümdedir. 

Tanı koymak için;

a) Kardiyopulmoner hastalık tanısından uzaklaşılmalı

b)  Methemoglobinemi,  sulfhemoglobinemi  ve  Hb  M  çalışılarak  bunların 

normal  olduğu  gösterilmeli.  Normal  venöz  kan  (deoksi  Hb)  menekşe 

renginde,  oksijene  ilgisi  düşük  olan  anormal  hemoglobinli  hastaların 

oksihemoglobinleri ise parlak kırmızıdır. Bu nedenle oksijene ilgisi düşük olan 




TÜRK HEMA

TOLOJİ DERNEĞİ

143

ANORMAL HEMOGLOBİNLER

hasta kanı oksijenlendirildiğinde renkte açılma olmazsa Methemoglobinemi, 

Sulfhemoglobinemi ya da Hb M gibi hastalıklar düşünülmeli.

c) Tam kanda p50 ölçülmesi tanıda çok önemli 

d) Hb elektroforezi yapılmalı, elektroforezde band her zaman görülmeyebilir.

Tedavi  ve  önleme:  Klinik  seyir  ağır  olmadığı  için  genellikle  tedaviye  ve 

doğum öncesi tanıya gerek duyulmaz.



4. Oksidize Olmuş Anormal Hemoglobinler: Hemoglobin M 

Hemoglobin  M  hastalığı,  otozomal  dominant  geçiş  gösteren  bir  globin 

hastalığıdır. Mutasyon sonucu alfa veya beta globin zincirinde yer değiştiren 

yeni  aminoasitler  anormal  mikroçevre  oluşturur  ve  iki  değerli  (Fe+2)  HEM 

demiri, oksidize olarak ferrik şekle (Fe+3) dönüşür.

Hemoglobin  M,  siyanoz  ve  demirin  +3  değerli  olması  gibi  özellikleriyle 

methemoglobine benzemektedir. Bununla birlikte HbM, methemoglobinden 

tamamen  farklıdır.  Methemoglobinde  HEM’deki  demir  oksidize  (Fe+3) 

olmuştur, globin kısmı normaldir. 

Hemoglobin M de ise genetik defekt globindedir, HEM demiri +3 değerlidir. 

Bu  durum  anormal  spektrum  yaratır,  böylece  Hb  M,  methemoglobinden 

kolayca ayrılır. 

Hb M’de, genellikle HEM demiriyle ilişkili olan proksimal veya distal Histidin 

değişerek  yerine  Tyrosine  aminoasidi  gelir.  Başka  aminoasitlerle  de  yer 

değişimi olduğu bildirilmiştir. Hastaların deri ve mukozaları kahverengi-mor 

renktedir. Doğumdan itibaren olan siyanoz alfa, bir yaş civarında başlayanlar 

beta  gen  mutasyonlarını  düşündürür.  Hastalar  doğumsal  kalp  hastalıkları 

ile karıştırılabilir, dispne ve çomak parmak olmaması ayırıcı tanıda yardımcı 

olur.  Literatürde  bir  aylık  çocuğa  psödöturunkus  tanısı  konularak  Blalock 

şant ameliyatı yapılmış, yıllar sonra aile tekrar incelendiğinde, baba ve çocuk 

hemoglobin M Boston tanısı almıştır. 

Tanıda, hemoglobin M’ nin, methemoglobinden ayırımının yapılması gerekir. 

• Hb M’in spektrumu, HbA dan farklıdır. Tanı koymada, spektrofotometrik 

inceleme anahtar rol oynar.

•  Hasta  hemolizatına  potasyum  siyanid  eklendiği  zaman  kırmızı  renk 

görülmesi methemoglobine işaret eder.

•  Hemoglobin elektroforezinin rolü kısıtlıdır. Selüloz asetat’ta hemoglobinin 

oxy  şekli,  normal  hemoglobinden  ayrılmadığı  için  yararı  olmaz.  Agar 

elektroforezi tanı için daha üstündür. 

Tedavi  ve  önleme:  Siyanoz  dışında  önemli  klinik  bulgusu  olmadığından 

tedavi ve doğum öncesi tanı gerekmez.



5. Talasemi Fenotipi Olan Anormal Hemoglobinler 

a) Dominant Talasemi Gurubu

 Bu gurupta yer alan hastalarda globin geninin şifreleme bölgesinde (coding) 

ağır protein sentez eksikliği vardır. Klinik bulgular ve tam kan sayımını içine 

alan  basit  hematolojik  testler  anormal  hemoglobinden  çok,  talasemi’ye 

işaret eder. Böylece, anormal hemoglobin oldukları halde hastalar Talasemi 



2014:4•1

Hemato

Log

144

tanısıyla izlenir. Diğer talasemilerden farkı, otozomal resesif yerine dominant 

geçişin olmasıdır.

Aşırı durağan olmayan hemoglobinler, heterozigot durumda iken, özellikle 

exon 3 de gelişen; 

•  Tek nokta mutasyonları, delesyonlar 

• Aminoasit sayısı azalmasına neden olan erken sonlandırma (stop) kodonu 

• Aminoasit zincirinin uzamasına neden olan mutasyonlar 

• Alfa globin stabilize edici proteine bağlanmayı bozan, alfa globindeki amino 

asit  değişiklikleri,  beta  globin  sentezini  azaltarak  beta  talasemi  fenotipini 

ortaya çıkarır.

Önemli klinik ve laboratuvar bulgusu olarak;

• Transfüzyona bağımlı anemi

• Splenomegali

•  Retikülositoz,  periferik  kan  yaymasında  belirgin  hipokrom,  mikrositoz, 

bazofilik stipling vardır.

•  Kemikiliği  aspirasyon  örneğinde  eritroid  hiperplazi,  etkisiz  (ineffective) 

eritropoez  ve  eritrosit  öncüllerinde  inklüzyon  cisimciği  vardır.  İnklüzyon 

oluşumu, hemoglobin yıkımı olduktan sonra serbest kalan HEM guruplarının, 

methemoglobine okside olması ve serbest radikallerin varlığına bağlanmıştır. 

Bu özellikleri nedeni ile hastalığa Inclusion Body- Talasemi sendromu adı da 

verilmiştir. 

Ebeveynlerden  birisi  normaldir.  Bazen  ana  babanın  her  ikisi  de  normal 

olabilir. Çünkü çoğunluğu yeni (de novo) mutasyondur. 

Tedavi  ve  önleme:  Hastaların  büyük  kısmı,  talasemi  Intermedia  kliniği 

gösterdiğinden, transfüzyon gereksinimi fazla olmaz. Ağır seyirli olanlarda 

ya da enfeksiyon gibi nedenlerle ağır anemi geliştiğinde kan transfüzyonu 

yapılmalıdır. Ferritin düzeyi yüksek olanlara şelasyon tedavi uygulanmalıdır.

Talasemi intermedia gibi seyredenlere doğum öncesi tanı yapılmaz.

b) Beta Globin Geninde Cryptic Yerlerin Aktivasyonu ile oluşan anormal 

hemoglobinler  gurubunda,  HbE,  Hb  Knossos,  Hb  Malay  bulunur.  Cryptic 

yer aktivasyonu, aslında talasemi oluşumundan sorumlu mekanizmalardan 

biridir. Bu yerlerdeki aminoasit değişimi yapısal olarak anormal hemoglobine 

ve ayrıca anemi, mikrositoz gibi talasemi bulgularının gelişmesine neden olur. 

Yukarıda  belirtilen  anormal  hemoglobinlerin,  beta  talasemi  ile  birlikteliği, 

talasemi major ya da intermedia fenotipi oluşturur. Klinik seyri ağır olanlar 

talasemi major gibi tedavi edilmeli.



c)  Füzyon  gen  ürünü  olan  Hb  Lepore’da,  mRNA  relatif  olarak  durağan 

değildir.  Bu  da  Hb  Lepore  sentezinin  azalmasına  (Hb  Lepore  oranı  %10 

civarında)  sebep  olduğu  için  hastalarda  talasemi  fenotipi  gelişir.  Beta 

talasemi taşıyıcılığı ile Hb Lepore çift heterozigotluğu, talasemi major ya da 

intermedia fenotipi yapar. 

Tedavi  ve  önleme:  Hastaların  izlemi  klinik  seyre  göre  (talasemi  major, 

intermedia)  yapılmalı  ve  tedavi  edilmelidir.  Ağır  seyirli  hastalarda  doğum 

öncesi tanı uygulanmalıdır. 

Sonuç  olarak  Anormal  Hemoglobinli  hastalar,  çok  farklı  klinik  bulgularla 

başvurabilirler.  Açıklanamayan  eritrositoz,  siyanoz,  sebebi  bilinmeyen 



TÜRK HEMA

TOLOJİ DERNEĞİ

145

ANORMAL HEMOGLOBİNLER

hemolitik anemi ve dominant talasemi tanısı alanların, anormal hemoglobin 

yönünden incelenmesi gerçeğin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

Kaynaklar 

1.   Bunn HF, Nagel RL. Hemoglobins: Normal and abnormal. In Orkin HS, Nathan DG, 

Ginsburg D, Look AT, Fisher DE, Lux SE (eds). Nathan and Oski’s Hematology of 

Infancy and Childhood 7th edition. Saunders Elsevier, 2009, p. 911-1014.

2.   Lukens JN. Disorders of Red Cells. In Greer JP, Foerster J, Paraskevas F, Glader B, 

Arber DA, Means RT (eds) Wintrobe’s Clinical Hematology 11

th

  edition. Lippincott 



Williams&Wilkins, 2004, 1247-1500. 

3.   Benz EJ, Ebert BL. Hemoglobin Variants Associated with Hemolytic Anemia, Altered 

Oxygen Affinity and Methemoglobins. In Hoffman R, Benz EJ, Shattil SJ, Furie B, 

Silberstein LE, McGlave P, Heslop H (eds). Hematology. Basic Principles and Practice 

5th edition. Churchill Livingstone Elsevier, 2009, p.603-610. 

4.   Wajcman  H,  Galacteros  F.  Hemoglobins  with  high  oxygen  affinity  leading  to 

erythrocytosis. New variants and new concepts. Hemoglobin. 2005;29:91-106. 

5.  Olivieri  NF,  Pakbaz  Z,  Vichinsky  E.  HbE/  β  -Talasemi:  Basis  of  marked  clinical 

diversity. Hematol Oncol Clin N Am. 2010;24:1055-1070. 

6.   Cathie AB. Apparent idiopathic Heinz Body anemia. Great Ormon St J. 1952;3:43-

47. 

7.   Kazazian  HH  Jr,  Dowling  CE,  Hurwitz  R,  et  al.  Dominant  thalassemia-like 



phenotypes associated with mutations in exon 3 of the beta- globin gene. Blood 

1992;79:3014-3018.

8.   Lojo  L,  Santiago-Borrero  P,  Rivera  E,  Renta  J,  Cadilla  CL.  Asymptomatic  child 

heterozygous  for  hemoglobin  S  and  hemoglobin  Porto  Alegre.  Pediatr  Blood 

Cancer. 2011;56:458-459.

9.   Altay Ç. Abnormal hemoglobins in Turkey. Turk J Hematol. 2002;19:63-74.

10. Akar E, Akar N. A review of abnormal hemoglobins in Turkey. Turk J Hematol. 

2007;24:143-145.

11. Özsoylu Ş. Congenital methemoglobinemi due to hemoglobin M. Acta Haematol. 

1972;47:225-232.

12. Gürgey A. Fonksiyon kazanan anormal hemoglobinler. Türk Pediatrik Hematoloji 

Dergisi. 2009;3:4-12.



Yüklə 246,28 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə