Idea freud yas ve melankoli haz ilkesiNİN Ötesinde metapsikoloji — 3



Yüklə 82,49 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix14.05.2018
ölçüsü82,49 Kb.
#43803


idea

FREUD

YAS VE MELANKOLİ

HAZ İLKESİNİN ÖTESİNDE

 

METAPSİKOLOJİ  3

İDEA C1 2011/04



METAPSİKOLOJİ

TAM İÇERİK

RUHSAL OLAYLARIN İKİ İLKESİ ÜZERİNE FORMÜLASYONLAR

(1911)


RUHÇÖZÜMLEMEDE BİLİNÇALTI ÜZERİNE BİR NOT (1912)

NARSİSSİZM ÜZERİNE. BİR GİRİŞ (1914)

İÇGÜDÜLER VE YAZGILARI (1915)

BASKI (1915)

BİLİNÇSİZ (1915)

 

I.  BİLİNÇALTININ AKLANMASI 



 

II.  BİLİNÇSİZİN ÇOK ANLAMLILIĞI VE YERSEL BAKIŞ AÇISI 

 

III.  BİLİNÇSİZ DUYGULAR 



 

IV.  BASKININ TOPOGRAFİ VE DİNAMİĞİ 

 

V.  BÇ.SİZ DİZGESİNİN TİKEL ÖZELLİKLERİ



 

VI.  İKİ DİZGENİN İLETİŞİMİ

 

VI.  BİLİNÇSİZİN TANISI 



DÜŞLER KURAMINA METAPSİKOLOJİK BİR EK (1917 [1915])

YAS VE MELANKOLİ (1917)

HAZ İLKESİNİN ÖTESİNDE (1920)

EGO VE İD (1923) 

  

ÖNSÖZ 


 

I.  BİLİNÇ VE BİLİNÇALTI 

 

II.  BEN VE O (İD VE EGO)



 

III.  BEN VE ÜST-BEN (BEN İDEALİ)

 

IV.  İÇGÜDÜLERİN İKİ SINIFI 



 

V.  BENİN BAĞIMLILIKLARI 

MAZOŞİZMİN EKONOMİK SORUNU (1924)

GİZEMLİ BLOKNOT’ ÜZERİNE BİR NOT (1925) 

YADSIMA (1925)



SIGMUND FREUD

METAPSİKOLOJİ

III



FREUD

Metapsikoloji

III


YAS VE MELANKOLİ

HAZ İLKESİNİN ÖTESİNDE



Çeviren

Aziz Yardımlı




5

idea • istanbul




Freud’un ruhçözümlemenin kuramı üzerine yazılarının Gesammelte Werke’den 

(Imago Publishing Co. Ltd., Londra 1940; VIII, X, XIII ve XIV’üncü ciltler) 

yapılan  çevirilerinin  bu  derleminde  James  Strachey’in  editörlüğü  altında  ve 

Anna  Freud,  Alix  Strachey,  Alan  Tyson  ve  Angela  Richards’ın  yardımları  ile 

üretilen Standard Edition’un sunuş ve notlandırma yöntemi izlendi.Standard Edi-

tion bugün de Freud’un yapıtlarının Almanca yayımlarda da izlenen en tam ve 

en saygın derlemi olarak kalmayı sürdürmektedir. Notlarda göndermeler daha 

kolay erişilebilme olanağı dikkate alınarak Standard Edition’u izleyen The Pelican 

Freud Library yayımlarını belirtiyor.

KISALTMALAR LİSTESİ



Gesammelte Schriften = Freud, Gesammelte Schriften (12 cilt), 

Viyana, 1924-34.



Gesammelte Werke = Freud, Gesammelte Werke (18 cilt), Ciltler 

1-17 Londra, 1940-52, cilt 18 Frankfurt am Main, 1968. 

1960’tan başlayarak bütün düzenleme S. Fischer Verlag 

(Frankfurt am Main) tarafından yayımlandı.



Almanach 1937 Almanach für das Jahr 1937, Viyana, Inter-

nationaler Psychoanalytischer Verlag, 1936.

S.K.S.N. = Freud, Sammlung kleiner Schriften zur Neurosenlehre 

(5 cilt). Viyana. 1906-22.



Collected Papers Freud, Collected Papers (5 cilt), Londra, 1924-

50.


Standard Edition The standard Edition of the Complete Psycho-

logical Works of Sigmund Freud (24cilt), Hogarth Press 

ve The Institute of Psycho-Analysis, Londra, 1953-74.



P.F.L. = Pelican Freud Library (15 cilt). Penguin Books, Har-

mondsworth, 1973’te başladı.




İDEA CEP KİTAPLARI — 013

İdea Yayınevi

Şarap İskelesi Sk. 2/106-107 34425 Karaköy — İstanbul

iletisim@ideayayinevi.com / www.ideayayinevi.com

Bu çeviriler için © AZİZ YARDIMLI 2011

SIGMUND FREUD



Metapsikoloji

III


Yas ve Melankoli

Haz İlkesinin Ötesinde

Birinci Basım 2000

İDEA CEP KİTAPLARINDA İkinci Basım 2011

Tüm hakları saklıdır. Bu yayımın hiçbir bölümü 

İdea Yayınevinin ön izni olmaksızın 

yeniden üretilemez

İDEA CEP KİTAPLARI DİZİSİ 008 RUHBİLİM 3

SÜRELİ YAYIN

YAYININ ADI:

 Sigmund Freud, Metapsikoloji III

YETKİ SAHİBİ / SORUMLU MÜDÜR:

 ALİYE ZEYNELOĞLU

YÖNETİM YERİ: 

İDEA YAYINEVİ

Şarap İskelesi Sk. 2/106-107 34425 Karaköy — İstanbul

YAYININ SÜRESİ:

 30 GÜNDE BİR

BASKI: 

BAYRAK MATBAASI



Davutpaşa Cad. 14/2 34015 Topkapı — İstanbul

DAĞITIM: 

YAYSAT

Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu 34517 Esenyurt — İstanbul



Printed in Türkiye

ISSN 2146-1198

İDEA C1 2011/04



İçindekiler

 

YAS VE MELANKOLİ — 7



HAZ İLKESİNİN ÖTESİNDE — 35

Sözlük


 — 

107

Çözümlemeler / Aziz Yardımlı 

— 

111

Dizin


 — 

117


9

YAS VE MELANKOLİ

(1917 [1915])



METAPSİKOLOJİ

10



YAS VE MELANKOLİ

11

JAMES STRACHEY’İN NOTU



TRAUER UND MELANCHOLIE

(A) ALMANCA YAYIMLAR: 

1917  Int. Z. ärztl. Psychoanal., 4 (6), 288-301.

1924   Gesammelte Schriften5, 535-53.

1946   Gesammelte Werke10, 428-46.

(B) İNGİLİZCE ÇEVİRİLER: 

“Mourning and Melancholia”

1925   Collected Papers4, 152-70. (Tr. Joan Riviere.)

1957   Standard Edition14, 237-58.(1925 çevirisi üzeri-

 

ne dayalı ama büyük ölçüde yeniden yapılan çe- 



 

viri.)


Ernest Jones’dan öğrendiğimize göre (1955, 367-8)  Freud 

bu denemenin temasını ona 1914  Ocağın da açım lamıştı; 

ve o yılın 30 Aralığında Viyana Ruh çözümleme Top lu-

mun da üzerine bir konuşma yaptı. Denemenin bir ilk 

taslağını 1915 Şubatında yazdı. Bunu Abraham’a (§ 

14) gönderdi ve ondan melankoli ile libidinal gelişme-

nin oral evresi arasında bir bağıntı olduğunu imleyen 

önemli bir gözlemi içeren uzunca yorumlar aldı. (Bkz. 

Abraham’ın 31 Mart 1915 ve Freud’un 4 Mayıs 1915 ta-

rihli mektupları; her ikisi de Freud 1965a, ss. 206 ve 211-

2’de kapsanır.) Denemenin son taslağı 4 Mayıs 1915’te 

bitirildi, ama, onu önceleyen deneme gibi (“Düşler Ku-

ramına Metapskolojik Bir Ek,” 1917), ancak iki yıl sonra 

yayımlandı. 




METAPSİKOLOJİ

12

Çok erken bir tarihte (büyük bir olasılıkla 1895 Oca-



ğında) Freud Fliess’a melankoliyi salt nörolojik terimler-

de açıklamaya yönelik ayrıntılı bir girişimini göndermişti 

(melankoli terimi altına kurallı olarak şimdi genellikle 

çöküntü/depression olarak betimlediğimiz durumları ka-

tıyordu) (Freud, 1950a, Taslak G). 

Bu girişim özellikle verimli değildi ve çok geçmeden 

yerini konuya ruhbilimsel bir yaklaşıma bıraktı. Freud’un 

ön-görüşünün en dikkate değer örneklerinden birini an-

cak iki yıl sonra buluruz. Yine Fliess’a seslenen ve ‘Notlar 

(III)’ başlığını taşıyan bir elyazmasında görülür. 31 Mayıs 

1897 tarihi taşıyan bu elyazması Freud’un Ödipus karma-

şası üzerine ilk görüşlerini de kapsar (Freud, 1950a, Tas-

lak N). Anlamı yer yer bulanık olacak denli sıkıştırılmış 

olan söz konusu pasaj bütününde alıntılanmaya değer: 

‘Ebeveynlere karşı düşmanca dürtüler de (ölmeleri 

dileği) sinircelerin bütünleyici bir bileşenidir. Bilinçli 

olarak saplantılı düşünceler biçiminde kendilerini gös-

terirler. Paranoyada kovalanma sabuklamalarında en 

kötü olan şey (egemenlere ve tekerklere patolojik gü-

vensizlik) bu dürtülere karşılık düşer. Ebeveynler için 

zaman zaman — hastalıkları ya da ölümleri sırasında — 

şefkat etkin olduğunda baskılanırlar. Böyle durumlarda 

ölümleri için kendini kınamak (melankoli olarak bilinen 

şey) ya da onların gösterdikleri aynı [hastalık] durumları 

ile histerik bir biçimde kendini cezalandırmak (öç dü-

şüncesi aracılığıyla) yasın bir belirişidir. Burada yer alan 

özdeşleşme, görebileceğimiz gibi, bir düşünme kipinden 

başka birşey değildir ve bizi güdüyü arama zorunluğun-

dan kurtarmaz.’ 

Bu pasajda anahatlarında verilen düşünce çizgisinin 

melankoliye daha öte uygulanması Freud tarafından 

bütünüyle bir yana bırakılmış görünür. Gerçekten de, 

bu denemeden önce durumdan hemen hemen hiç 

söz etmez. Buna biricik kuraldışı Viyana Ruhçözümle-

me Toplumunda intihar üzerine bir tartışmadaki kimi 



YAS VE MELANKOLİ

13

gözlemleridir (1910g). Orada melankoli ve normal yas 



durumları arasında bir karşılaştırma yapmanın önemini 

vurgularken, gene de ilgili ruhbilimsel sorunun henüz 

çözümsüz olduğunu bildirdi. 

Freud’a sorunu yeniden açma olanağını veren şey hiç 

kuşkusuz narsissizm ve bir Ben-ideali kavramlarının geti-

rilişi oldu. Bu deneme gerçekten de Freud’un narsissizm 

üzerine bir yıl önce yazdığı denemenin bir genişletilmesi 

olarak görülebilir. Tıpkı o denemenin ( § III.7) paranoya 

durumlarında ‘eleştirel etmen’in işleyişini betimlemiş 

olması gibi, bu deneme de aynı etmeni melankolideki 

işleyişi içinde görür. 

Ama bu denemenin imlemleri tek bir tikel patolojik 

durumun düzeneğinin açıklamasından daha önemli ol-

maya yazgılanmışlardı, gerçi o imlemler dolaysızca açık 

olmamış olsalar da. Burada kapsanan gereç ‘eleştirel 

etmen’in Küme Ruhbilimi’nin (1921c) XI’inci Bölümün-

de bulunacak olan daha öte irdelenişine, ve bu da kendi 

payına Ego ve İd’ deki (1923b) üst-Ben önsavına götürdü. 

Bir başka çizgi boyunca, bu deneme bütün bir öz-

deşleşmenin doğası sorusunun bir yoklanışını gerekti-

riyordu. Freud ilkin onu libidinal gelişimin oral ya da 

yamyamlık evresi ile yakından bağıntılı ya da belki de ona 

bağımlı görme eğiliminde olmuş izlenimini verir. Böylece 

Totem ve Tabu’ da (1912-13) ilksel hordanın oğulları ve ba-

bası arasındaki ilişki üzerine ‘onu yeme ediminde onunla 

özdeşleşmelerini başardılar’ diye yazmıştı. Ve yine, Üç De-

neme’ nin 1915’te yayımlanan üçüncü yayımına eklenen 

ama bu denemeden birkaç ay önce yazılan bir pasajda 

yamyamsı oral evreyi ‘özdeşleşme biçiminde daha sonra 

çok önemli bir ruhbilimsel rol oynayacak bir sürecin 

öntipi olarak’ betimledi (1950d), P.F.L., 7, 116-7.) Şim-

diki denemede özdeşleşmeden ‘nesne-seçiminin bir ön 

basamağı, Benin bir nesneyi ilk .. ayırdediş kipi’ olarak 

söz eder, ve ‘Ben bu nesneyi kendi içine almak ister, ve 

libido gelişimin oral ya da yamyamlık evresi gereği bunu 



14

yeme yoluyla yapmayı ister’ sözlerini ekler.

1

 Ve gerçek-



ten de, gerçi oral evrenin melankoli ile ilgisini Abraham 

telkin etmiş olsa da, Freud’un kendi ilgisi konuyu ‘Kurt 

Adam’ olay öyküsünde (1918b) tartışmasının gösterdiği 

gibi daha şimdiden ona dönmeye başlamıştı (bu öykü 

1914 yazında yazılmıştı ve içinde o evre önemli bir rol 

oynuyordu, bkz. P.F.L., 9, 347-9). Birkaç yıl sonra, özdeş-

leşme konusunu açıkça şimdiki tartışmanın sürdürülü-

şü olarak yeniden ele alan Küme Ruhbilimi’ nde (1921c

önceki görüşte bir değişiklik — ya da belki de yalnızca 

onun bir durulaştırılması — ortaya çıkıyor görünür. Öz-

deşleşme, orada bildirildiği gibi, nesne-yatırımını öncele-

yen ve ondan ayrı birşeydir, gerçi henüz ‘ilk, oral evrenin 

bir türevi gibi davranır’ deniyor olsa da. Bu özdeşleşme 

görüşü Freud’un sonraki yazılarının birçoğunda tutarlı 

olarak vurgulanır, örneğin Ego ve İd’  in III’üncü Bölü-

münde olduğu gibi. 

Orada (§ III.9) ebeveynlerle özdeşleşme ‘bir nes-

ne-yatırımının vargısı ya da sonucu olarak görünmez; 

doğrudan ve dolaysız bir özdeşleşmedir ve her nesne-

yatırımından daha önce yer alır’ diye yazar. 

Ama Freud’un daha sonra bu denemenin en önemli 

özelliği olarak gördüğü şey melankolide bir nesne-yatırı-

mının bir özdeşleşme ile değiştirilmesini sağlayan süreci 

açıklamasıydı. Ego ve İd’  in III’üncü Bölümünde bu süre-

cin melankoliye sınırlı olmadığını ama sık sık yer aldığını 

ileri sürdü (§ III.1).

Bu gerileyici özdeşleşmeler, diyordu, büyük ölçüde 

bir kişinin ‘karakteri’ olarak betimlediğimiz şeyin teme-

liydiler. Ama, çok daha önemlisi, bu gerileyici özdeşleş-

melerin çok erken olanlarının — Ödipus karmaşasının 

1

‘Introjection/içe-yansıtmaa’ terimi bu denemede geçmez, gerçi 



Freud onu daha önce değişik bir bağıntıda bu metapsikolojik deneme-

lerin ilkinde kullanmış olsa da, bkz. İçgüdüler ve Yazgıları, § 45. Küme 



Ruhbilimi’nde (P.F.L., 12, ss. 134) özdeşleşme konusuna geri döndüğü 

zaman, ‘introjection’ sözcüğünü birçok noktada kullandı, ve sözcük, çok 

sık olmasa da, sonraki yazılarında göze çarpar.



YAS VE MELANKOLİ

15

çözülüşünden türeyenlerin — oldukça özel bir konum 



doldurmaya ve gerçekte üst-Benin çekirdeğini oluştur-

maya başladıklarını ileri sürdü. 




METAPSİKOLOJİ

16

YAS VE MELANKOLİ



1. D

ÜŞÜN BİZE NARSİSSİSTİK RUHSAL RAHATSIZLIKLARIN

 nor-

mal ön-imgesi olarak hizmet etmesinden sonra, şimdi 



melankolinin özü üzerine onu normal yas duygusu ile 

karşılaştırarak biraz ışık düşürmeye çalışacağız.

2

 Ama bu 


kez, sonuçlarımıza herhangi bir aşırı değer biçmeye karşı 

bir uyarı olarak, bir noktayı kabul ederek başlamalıyız. 

Kavramsal belirlenimi betimlemeci psikiyatride bile ka-

rarsızlıklar gösteren melankoli çeşitli klinik biçimlerde 

kendini gösterir ki, bunların hep birlikte tek bir birliğe 

kümelendirilmesi pekinlikle doğrulanmış görünmez; ve 

bu biçimlerden bir bölümü ruhsal kökenli rahatsızlık-

lardan çok bedensel rahatsızlıkları anıştırır. Gerecimiz, 

her gözlemciye açık olan türde izlenimlerden ayrı olarak, 

doğalarının ruhsal kökeni tartışma götürmez az sayıda 

duruma kısıtlıdır. Böylece sonuçlarımız için genel bir 

geçerlik istemini başından bir yana bırakarak, kendimi-

zi bugün elimizde olan araştırma araçları ile bütün bir 

rahatsızlıklar sınıfı için olmasa da en azından bunlardan 

küçük bir küme için tipik olmayan hemen hemen hiçbir-

şey bulamayacağımız düşüncesi ile avutacağız. 

2

[Almanca ‘Trauer’ de İngilizce ‘mourning’ gibi hem elem (grief) duygusu 



hem de bunun dışsal belirişi demek olabilir. Bu denemenin İngilizce çe-

virisinin bütününde sözcük ‘mourning’ olarak karşılandı.]




YAS VE MELANKOLİ

17

2. Melankoli ve yas arasındaki yakınlık her iki duru-

mun genel tablosu tarafından aklanıyor görünür.

3

 Da-



hası, yaşamın etkilerine bağlı nedenler de, genel olarak 

saptanabilir oldukları yerde, her ikisi için çakışıyor gö-

rünürler. Yas bir kural olarak sevilen bir kimsenin ya da 

vatan, özgürlük, bir ideal vb. gibi onun yerini alan bir 

soyutlamanın yitişi üzerine tepkidir. Benzer etkiler al-

tında birçok kimse durumunda yas yerine bir melankoli 

kendini gösterir ve bu nedenle onlarda hastalıklı bir eği-

lim bulunduğu kuşkusuna düşeriz. Yine oldukça dikkate 

değer ki, yası hastalıklı bir durum olarak görmek ve tıbbi 

sağaltıma yöneltmek hiçbir zaman aklımızdan geçmez, 

üstelik normal yaşam koşulundan ciddi uzaklaşmaları 

birlikte getirse de. Belli bir zaman süresinden sonra 

üstesinden gelineceğine güveniriz, ve ona karışılmasını 

yararsız, giderek zararlı görürüz. 



3. Melankoli ruhsal olarak derin bir acı veren keyif-

siz lik ve dış dünyaya ilginin ortadan kalkışı yoluyla, 

tüm etkinliklerin engellenişi ve öz-saygının kendini 

öz-kınamalarda ve öz-suçlamalarda anlatan ve sanrısal 

bir ceza beklentisinde doruğuna ulaşan bir indirgenişi 

yoluyla göze çarpar. Bu tablo yasın da tek bir kuraldışı 

ile aynı özellikleri gösterdiğini dikkate aldığımız zaman 

daha iyi anlaşılır: Öz-saygının bozulması yas durumunda 

bulunmaz. Ama bunun dışında aynıdır. Derin yas, sevi-

len bir kişinin yitirilişine tepki, aynı acılı ruh durumunu, 

dış dünya için ilginin yitişini — yitirileni anımsatmadığı 

sürece —, herhangi bir yeni sevgi nesnesi seçme — ki 

yası tutulanın yerinin alınması demek olacaktır — yete-

neğinin yitişini, yitirilenin anısı ile bağlı olmayan her 

etkinlikten uzaklaşmayı kapsar. Benin bu engelleniş ve 

kısıtlanışının yas tutmaya özel bir bağlılığın anlatımı ol-

3

Kendisine konu üzerine birkaç çözümlemeci inceleme arasında en 



önemlilerini borçlu olduğumuz Abraham da (1912) bu karşılaştırmadan 

yola çıkar. [Karşılaştırmayı daha önce 1910’da, aslında daha da erken bir 

tarihte, Freud’un kendisi yapmıştı. (Bkz. Strachey’in notu.)]



METAPSİKOLOJİ

18

duğunu ve bunda geriye başka amaçlar ve ilgiler için 



hiçbirşey kalmadığını kolayca anlarız. Aslında bu dav-

ranış bize ancak onu açıklamayı çok iyi bildiğimiz için 

patolojik görünmez. 

4. Yas durumuna “acılı” bir durum demeyi de uygun 

bir karşılaştırma olarak göreceğiz. Aklanışı büyük bir 

olasılıkla acıyı ekonomik olarak karakterize etme duru-

munda olduğumuz zaman kendini gösterecektir.

4

 Şimdi, 


yasın yerine getirdiği iş neden oluşur? Sanmıyorum ki 

onu şu yolda sunmada zoraki birşey olsun: Olgusallık 

sınaması sevilen nesnenin bundan böyle varolmadığını 

göstermiştir, ve tüm libidonun bu nesne ile bağlantıların-

dan çekilmesi isteminde bulunmaktadır. Buna karşı şöyle 

anlaşılır bir direnç doğabilir: İnsanların bir libido konu-

munu, üstelik bir almaşık daha şimdiden kendini onlara 

gösteriyor olsa bile, isteyerek terketmedikleri genel bir 

gözlemdir. Bu direnç öylesine yeğin olabilir ki, olgusal-

lıktan bir uzaklaşma ve sanrısal bir dilek çıldırısı yoluyla 

nesneye sıkı sıkıya bir sarılma yer alabilir.

5

 Normal olan 



şey olgusallığa saygının utku kazanmasıdır. Ama gene de 

olgusallığın buyrukları hemen yerine getirilemez. Ancak 

tek tek ve büyük bir zaman ve yatırım enerjisi harcaması 

altında tamamlanabilir, ve bu arada yitirilen nesnenin 

varoluşu ruhsal olarak sürer. İçlerinde libidonun nesneye 

bağlandığı anı ve beklentilerin her biri ortaya getirilir, 

aşırı-yatırıma uğrar ve onda libidonun çözülüşü tamamla-

nır.


6

 Olgusallık buyruklarının tek tek yerine getirilmesini 

sağlayan bu uzlaşma işinin niçin böylesine olağanüstü 

acılı olması gerektiği ekonomik terimlerde kolay kolay 

anlaşılamaz. Bu acılı hazsızlığın bize kendiliğinden açık 

görünmesi dikkate değerdir. Ama, olgusal olarak, yas işi-

4

[Bkz. Baskı, 4.’e dipnot.]



5

Bkz. Düşlerin Metapsikolojisi, [§ 16ss].

6

[Bu düşünce daha önce Histeri Üzerine İncelemeler’de (1895d) anlatılmış 



görünür: buna benzer bir süreç Freud’un Fräulein Elisabeth von R. olay 

öyküsünü ‘Tartışma’sının başlarında bulunacaktır (P.F.L., 3, 233).]




YAS VE MELANKOLİ

19

nin tamamlanmasından sonra Ben yeniden özgür olur 



ve engellemeden kurtulur.

7

6. Şimdi yas üzerine öğrendiklerimizi melankoliye 

uygulayalım. Bir dizi örnekte açıktır ki, melankoli de se-

vilen bir nesnenin yitirilişine tepki olabilir; daha başka 

durumlarda, yitirilenin daha çok ideal bir doğada oldu-

ğu görülebilir. Nesne belki de gerçekten ölmüş değildir, 

ama bir sevgi nesnesi olarak yitirilmiştir (örneğin bozu-

lan bir nişan durumu). Daha da başka durumlarda böyle 

bir yitirme varsayımına sarılmamız gerektiğine inanılır, 

ama neyin yitirildiği açıkça anlaşılamaz, ve hastanın da 

neyi yitirdiğini bilinçli olarak anlayamadığını varsaymak 

o denli yerinde olur. Giderek hasta melankoliye yol açan 

yitiği bildiği zaman bile durum böyle olabilir, çünkü kimi 

yitirdiğini bilmesine karşın onda neyi yitirdiğini bilme-

mektedir. Bu, yitikte hiçbir şeyin bilinçsiz olmadığı yas 

durumundan ayrı olarak, bize melankolinin herhangi bir 

yolda bilinçten çekilen bir nesne-yitimi ile ilgili olduğunu 

düşündürecektir. 



7. Yas durumunda engelleniş ve ilgisizliğin Beni soğu-

ran yas işi [Trauerarbeit] tarafından bütünüyle açıklan-

dıklarını bulduk. Melankoli durumunda da bilinmeyen 

yitik benzer bir iç eylemde sonuçlanacak ve dolayısıyla 

melankolinin engellemesinden sorumlu olacaktır. Yal-

nızca, melankolik engelleme bizde bilmecemsi bir izle-

nim bırakır, çünkü hastayı böylesine bütünüyle soğuran 

şeyin ne olduğunu göremeyiz. Melankolik kişi bize yas 

durumunda olmayan birşeyi daha, öz-saygısının olağa-

nüstü bir indirgenişini, Benin büyük ölçek bir yoksullaş-

masını gösterir. Yas durumunda dünya yoksullaşmış ve 

boşalmıştır; melankolide bu Benin kendisidir. Hasta bize 

Benini değersiz, eyleme yeteneksiz ve ahlaksal açıdan kı-

nanabilir olarak gösterir; kendini suçlar, kendine söver 

ve dışlanma ve ceza bekler. Kendini başkaları karşısında 

7

[Bu sürecin ekonomisinin bir tartışması aşağıda § 24 ve sonrasında 



bulunacaktır.]


METAPSİKOLOJİ

20

aşağılar, böylesine değersiz bir kişi ile bağlı oldukları 



için akrabalarına acır. Kendisinde bir değişiklik olduğu 

yargısında bulunmaz, tersine öz-eleştirisini geçmişe ge-

nişletir, hiçbir zaman daha iyi olmamış olduğunu ileri 

sürer. Bu — başlıca ahlaksal — ‘küçüklük sabuklaması’ 

tablosu uykusuzluk ve beslenmenin reddedilişi ile ve tüm 

dirimli varlıkları sıkı sıkıya yaşama sarılmaya zorlayan iç-

güdünün — ruhbilimsel olarak çok dikkate değer bir 

yolda — yenilmesi ile tamamlanır. 



8. Kendi Benine karşı böyle suçlamalar getiren bir has-

taya karşı çıkmak bilimsel olarak olduğu gibi sağaltım 

açısından da eşit ölçüde yararsız olacaktır. Hiç kuşkusuz 

belli bir yolda haklı olmalı ve ona göründüğü gibi olan 

birşeyi betimliyor olmalıdır. Ve hiç kuşkusuz bildirdik-

lerinin bir bölümünü duraksamadan hemen doğrula-

malıyız. Gerçekten de dediği denli ilgisizdir, sevgiye ve 

etkinliğe dediği denli yeteneksizdir. Ama bu, bildiğimiz 

gibi, ikincildir, bilmediğimiz ve yas ile karşılaştırılabilir 

olan ve Benini yiyip bitiren iç işin sonucudur. Kimi daha 

başka kendini-suçlamalarda da bize benzer olarak haklı 

görünür ve gerçekliği melankolik olmayan başkaların-

dan daha keskin olarak algılar. Yeğinleşmiş öz-eleştiride 

kendini küçük, bencil, dürüstlükten yoksun, bağımsız 

olmayan ve her zaman özünün zayıflığını gizlemeye ça-

balamış bir insan olarak gösterdiği zaman, bildiğimiz 

kadarıyla kendini anlamanın oldukça yakınına gelmiş 

olabilir; ve kendimize yalnızca niçin böyle gerçekliğin 

erişilebilir olması için ilkin bir insanın hasta olması ge-

rektiğini sorarız. Çünkü hiçbir kuşku yoktur ki, kim böyle 

bir öz-değerlendirme yapmış ve onu başkalarına anlat-

mışsa — bir değerlendirme ki daha önce Prens Hamlet 

tarafından kendisi için olduğu gibi başkaları için de ya-

pılmıştı


8

 — ister gerçeği söylüyor, isterse kendine az çok 

haksızlık yapıyor olsun, hastadır. Yine kolayca görülebilir 

8

Use every man after his desert, and who should scape whipping? Ham-



let, II, 2.

Yüklə 82,49 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə