Kaçkar dağinda buzul şEKİlleri, yaylalar ve turiZM



Yüklə 131,36 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix04.02.2018
ölçüsü131,36 Kb.
#23674


KAÇKAR DAĞINDA BUZUL ŞEKİLLERİ, 

YAYLALAR VE TURİZM 

(Glacier Shapes on the Kaçkar Mountains, Yaylalar 

and Tourism) 



Yrd. Doç. Dr. Ali Fuat Doğu* 

Arş. Gör. Mehmet Somuncu* 

Arş. Gör. İhsan Çiçek* 

Arş. Gör. Harun Tunçel* 

Arş. Gör. Gürcan Gürgen** 

ÖZET 

Anadolu'nun diğer yüksek dağlarında olduğu gibi Pleistosen buzul­

laşması, Kaçkar Dağı'nda (3932 m) da belirgin izler bırakmıştır. Pleisto-

sen'deki kalıcı kar sının 2700 m olan Kaçkar'da buzul izleri kuzeyde 

2000, güneyde 2200 m lere kadar rahatlıkla izlenebilmektedir. Burası, bu­

gün de Anadolu'nun en önemli aktüel buzul alanlarından birisidir. Kaçkar 

Dağı'nın daha çok kuzey yamaçlarında yer alan, aktüel buzullarının dilleri 

3000-3200 m lerdedir. 

Pleistosen'de kilometrelerce uzunluğa sahip olan büyük buzullardan 

arta kalan tekne vadilerin tabanlarında çeşitli yükseltilerde yayla yerleş­

meleri vardır. Yaylaların konumlarıyla buzul şekilleri arasında sıkı bir 

iliş ki sözkonusudur. 

Yörenin en önemli sosyo-ekonomik etkinliklerinden olan yaylacılık 

ile iklim koşullan arasında da yakın bir ilişki vardır. Çevrede kısa mesa­

fede, yükseltinin artması nedeniyle, karın yerden farklı zamanlarda kalk­

ması, yaylacılığı doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle aynı köye ait bir­

den fazla yayla dikey yönde farklı yükselti basamaklarında 

konumlanmışlardır. 

Kaçkar Dağı, sahip olduğu özelliklerden dolayı, turizm merkezi ilan 

edilmiştir. 

* A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Coğrafya Bolümü. 

** A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Coğrafya Anabilim Dalı. 

Bu araştırma sırasında ekibimize katılan ve yardımlarını gördüğümüz Mehmet Al-

tın'a teşekkür ederiz. 




54 A. FUAT DOĞU-M. SOMUNCU-İ. ÇİÇEK-H. TUNCEL-G. GÜRGEN 

SUMMARY 


Pleistocene glaciation, as on the other high mountains of Anatolia, 

has left clear evidences on the Kaçkar Mountains (3932 m), on Kaçkar 

which had a stable show cover at 2700 m in Pleistocene, the glacial evi­

dences can be observed at 2000 m on the north and 2200 m on the south. 

Today, the area is one of the most important actual glaciation areas of 

Anatolia. 

The terminus of the actual glaciers, situated mostly on the northern 

spoles of the Kaçkar Mountains, reach to 3000-3200 m. 

There are "yayla" settlements, on different altitudes at the bottom of 

"U" shaped valleys which are remanents of the enormous glaciers exten­

ding several kilometres in the Pleistocene. 

There is a close relation between glacier morphology and location of 

"yayla's". There is also a close relation between "yaylacılık", which is the 

most important socio-economic activity and the climatic conditions. 

Yaylacılık is the directly effected by the melting of snow and diffe­

rent times due to rapid increase of the altitude. Therefore there are several 

yayla's located on different altitude steps vertically belonging to the same 

village. 

Kaçkar Mountain has been declared a tourism center due to the 

chracteristics given above. 

GİRİŞ 

Türkiye aktüel buzul alanları bakımından zengin değildir. Pleisto-



sen'e ait önemli buzul alanlarının varlığı sadece yüksek dağlık kesimlerde 

bıraktığı izlerle belirlenebilmektedir. 

Ülkemizde Pleistosen'e ait buzul izleriyle beraber aktüel buzullaşma­

nın birlikte görüldüğü ender yerlerden birisi de Doğu Karadeniz Bölü-

mü'ndeki Rize Dağları'nm, Kaçkar Dağları ünitesidir (Bkz. Şekil: 1). Kaç-

kar Dağları'nın başlıca doruklarını oluşturan Dilek, Bulut ve Soğanlı 

Dağları'nın arasında yer alan Kaçkar Dağı (3932 m) da diğerleri gibi Ple­

istosen buzullaşmasına ait izler taşımaktadır. 

Bu alanda yükseltinin kısa mesafelerde artması yaylacılık etkinlikle­

rine bağlı bir takım geçici yerleşmelerin de kurulmasına doğrudan etkili 

olmuştur. Ülkemizin önemli zirvelerinden birisine sahip olan Kaçkar Da-

ğı'nda aktüel buzullaşmanın ve diğer doğal değerlerin zenginliği dağcıla­

rı, turistleri ve bilim çevrelerini buraya çekmiştir. 



KAÇKAR DAĞINDA BUZUL ŞEKİLLERİ, YAYLALAR VE TURİZM 55 


56 A. FUAT DOĞUM. SOMUNCU-İ. ÇİÇEK-H. TUNCEL-G. GÜRGEN 

Kaçkar Dağında Buzul Şekilleri 

Kaçkar Dağı'ndaki buzul şekilleri dört büyük tekne vadi ve onlara 

kavuşan pekçok yan kolda toplanmıştır. Buzul vadilerinden, Hastaf ve 

Dübe, güneybatıdan kuzeydoğuya, Ceymakcur vadisi güneydoğudan ku­

zeybatıya, Kavran vadisi ise güneyden kuzeye uzanmaktadır

1

 (Bkz. Şe­



kil:2). 

Hastaf Vadisi: Bu vadi Kaçkar Dağı'nın güney yamaçlarına ve So­

ğanlı Dağı'nın kuzey yamaçlarına yerleşen çeşitli boyutlarda sirklerle baş­

lar. Kaçkar Dağı'nın güney yamacında yeralan sirkler içerisinde birbirin­

den farklı büyüklükte aktüel buzullar da yeralmaktadır. Bunlardan büyük 

olanı, kuzeye bakan yamaca yamanmış, eğimi fazla bir sirk içerisindedir. 

İ. Yalçınlar'ın (1951) Krenek'ten nakline göre dil yükseltisi 3540 m olan 

bu buzul, 3700-3550 m 1er arasında yer alır. Buzulun hemen kuzeyinde 

bulunan doğu-batı yönlü küçük bir asılı buzul vadisinin sirk kısmında yer 

alan diğer buzul ise 3500-3480 m lerdedir. Bu buzulun önünde küçük bir 

dil çanağı gölü de vardır. 

Söz konusu buzulların güneydoğusunda bulunan sirkin içerisinde yer 

alan gölün yükseltisi 3375 m, alanı ise 750 m

2

 dir. Bazı çevrelerce krater 



gölü olarak da nitelenen, bu sirk gölü, çalışma alanının en büyük gölüdür 

(Bkz. Foto:l). Buradaki sirkin önünde bir eşik ve çok sayıda hörgüç kaya 

Foto: 1: Kaçkar Dağı'ndaki en büyük sirk gölü olan Büyük Deniz Gölü (3375 m). 

1. Buzul vadileri, içlerinde bulunan yaylaların isimleri esas alınarak adlandırılmıştır. 





KAÇKAR DAĞINDA BUZUL ŞEKİLLERİ, YAYLALAR VE TURİZM 57 

ile farklı yönlerdeki cilalı, çizikli yüzeyler dikkati çeker (Bkz. Foto:2). 

Bu şekillerin içerisinde bulunduğu kısa ve geniş buzul vadisi dik bir eşik­

le ana sisteme kavuşur. 

Foto 2: Hastaf buzul vadisinden, cilalı ve çizikli yüzeyleri ile, bir hörgüç kaya örneği. 

Hastaf vadisinin, Soğanlı Dağı'nın kuzey yamaçlarında üç büyük sir­

ki vardır. Bu sirklerin hemen önünde genç moren sırtları ile düzensiz mo-

ren yığınları birlikte bulunmaktadır (Bkz. Foto:3). Vadi belirgin yan mo­

ren sıraları ve eşiklerle ana buzul vadisine kavuşur. Hastaf vadisine güney 

yamaçlarından kavuşan 3 buzul vadisi, asılı karakterdedir. Bunlar ana bu­

zul vadisi tabanından 300 m kadar yüksektedir. Vadinin kuzey yamaçları 

ise kayşat konileri ile boydan boya kaplanmış durumdadır. Hastaf vadisi­

nin güney yamacında yer alan sirk ve asılı buzul vadisi gibi şekillerin ku­

zey yamaçlarında görülmeyişi ve kayşat konilerinin sadece kuzey yamaç­

larda bulunması, buzul vadisine belirgin bir asimetri kazandırmıştır. 5 km 

uzunluğundaki Hastaf vadisinin eğimi ortalama %10 dur. Çok sayıda eşik 

ve hörgüç kayaların da bulunduğu Hastaf, karakteristik bir tekne vadidir 

(Bkz. Foto: 4). Bu vadi içinde akmakta olan Büyükçay, tabandaki moren-

leri yararak, sekiler oluşturmuştur. 2270 m derin ön moren seddi ile so­

nuçlanan Hastaf tekne vadisi buradan itibaren fluvial karakterde devam 

eder. 

Dübe Vadisi: Hastaf vadisine paralel olarak uzanan ve Kaçkar Dağı­

nın doğuya bakan yamaçlarındakı sirklerle başlayan, Dübe vadisinin 

uzunluğu yaklaşık 5 km dir. Bu vadinin kökünde, taban seviyesi 3130 m 



58 A. FUAT DOĞU-M. SOMUNCU-İ. ÇİÇEK-H. TUNCEL-G. GÜRGEN 

Foto 3: Hastaf buzul vadisinin, Hevek Gediği kuzeyindeki sirklerinin önünde geniş bir 

alanı kaplayan moren yığınları. 

Foto 4: Kaçkar Dağı'nın karakteristik tekne vadilerinden biri olan Hastaf vadisinin güney­

batıdan görünümü. 



KAÇKAR DAĞINDA BUZUL ŞEKİLLERİ, YAYLALAR VE TURİZM 59 

Foto 5: İçindeki düzenli moren setleri bulunan Dübe vadisi ve geri planda sirkler. Fotoğra­

fa göre, sağda görülen sirkin içinde küçük bir aktüel buzul yer almaktadır. 

olan sirkin, kuzeye bakan yamacında küçük bir buzul vardır. Bu sirkin 

önünde düzenli sıralar halinde bulunan genç moren depoları oldukça ge­

niş bir alana yayılmıştır (Bkz. Foto: 5). Dübe vadisinin kuzeye bakan ya­

maçlarında yeralan sirkler ana vadiye ulaşabilmiş, güneye bakan yamaç-

larındakiler ise vadiye bağlanamamışlardır. Bunlardan kuzeye bakan 

yamaçlara yerleşenler bakının etkisi ile daha aşağılara inebilmişken (2800 

m civarı), güneye bakan yamaçda bulunanlar daha yüksekte kalarak 

(3000 m civarı) ana vadiye ulaşamamışlardır. Ortalama eğimi %15 kadar 

olan Dübe vadisinde, tabanındaki eşiklerden kaynaklanan, belirgin eğim 

kırıklıkları vardır. Vadinin yukarı kısımlarında buzul hareketlerine ait 

aşamaları gösteren düzenli sıralar halinde genç moren dizileri yer alır. 

Dübe vadisinin kuzeye bakan yamaçlarında 2700-2800 m civarında so-

lüflüksiyon taraçaları görülür. Dübe yaylasına kadar güneybatı-

kuzeydoğu yönünde uzanan tekne vadi, buradan itibaren güneydoğuya 

dönerek 2200 m ye kadar iner. Vadi içindeki Düpedüz Deresi tarafından 

yarılan dip morenleri, fluvio-glasial sekiler halinde bulunmaktadır. Diğer 

buzul vadilerindeki gibi belirgin ön moren deposu bulunmayan Dübe va­

disi 2200 m lerden sonra fluvial karaktere bürünür ve Olgunlar mahalle­

sinde Hastaf vadisi ile birleşerek doğuya doğru devam eder. Bu vadi için­

deki akarsu Çoruh Nehri'nin kollarından birini oluşturur. 

Ceymakcur Vadisi: Dübe vadisinin güneye bakan yamaçlarındaki, 

küçük bir buzul vadisinin kuzeyinden, 3250 m yükseklikteki Ceymakcur 




60 A. FUAT DOĞU-M. SOMUNCU-İ. ÇİÇEK-H. TUNCEL-G. GÜRGEN 

gediği aracılığı ile, Kaçkar Dağı'nın üçüncü büyük buzul vadisi olan Cey-

makcur vadisine geçilir. Ceymakcur sistemi başlıca iki buzul vadisinden 

oluşur. Bu vadilerden batıda yer alan ve daha büyük olanı, taban seviyele­

ri 2750-2800 m lerdeki dört sirke bağlanan küçük vadilerin birleşmesiyle 

meydana gelmiştir. Ceymakcur vadi sistemi içinde yer alan diğer kol ise 

taban seviyeleri 2900 m de olan iki sirkle başlayarak 2 km kadar sonra 

ana vadiye bağlanır. Yaklaşık 3 km lik boyu ile Kaçkar Dağı'ndaki diğer 

büyük buzul vadilerine oranla daha kısa olan Ceymakcur vadisi 2050 m 

de yeralan ön moren seddi ile son bulur. Diğerlerine göre daha belirgin ve 

çok sayıdaki eşiğe sahip olan (Bkz. Şekil: 3) Ceymakcur vadisinin, ortala­

ma eğimi %16 dır. Vadi içindeki eşiklerin gerisinde iri ufaklı 10 kadar 

göl vardır. Ceymakcur vadisinde bulunan Yukarı Ceymakcur yaylası ile 

Aşağı Ceymakcur yaylası arasında ise moren depolarının yarılmasıyla 

oluşmuş fluvio-glasyal sekileri oluşturan Ceymakcur Deresi, Kalerin Dü-

zü'nde Kavran Deresi ile birleşir. 

Kavran Vadisi: Kaçkar doruğunun kuzeybatısında yer alan vadi, 

güneyden kuzeye doğru uzanır (Bkz. Foto: 6). Uzunluğu yaklaşık 7,5 km, 

eğimi ise % 10 kadar olan bu vadi doğusundan iki kol alır. Vadinin doğu­

ya bakan yamaçlarında ise sirkler dikkati çeker. Kavran tekne vadisi, gü­

neyinde yer alan 2850-2900 m lerdeki sirklerle başlar. Bu sirklerin önün­

deki belirgin moren seddinin gerisinde, bulunan gölün yükseltisi 2855m 

dir. Yukarı Kavran yaylası doğusundan ana vadiye kavuşan 2 km uzunlu-

Foto 6: Kaçkar Dağı'nın en uzun buzul vadisi olan Kavran teknesinin ve Yukarı Kavran 

yaylasının güneyden görünüşü. 




62 A. FUAT DOĞU-M. SOMUNCU-İ. ÇİÇEK-H. TUNCEL-G. GÜRGEN 

ğundaki kol,basamaklı bir görünümdeki iç içe sirklerle başlar. Bunlardan 

ikisinin tabanında göl vardır. En yüksekte bulunan sirklerin tabanları 

3100 m lerdedir. Kavran vadisinin en önemli kolu, Kaçkar Dağı zirvesi­

nin kuzeybatısında, içerisinde gelişkin aktüel buzulların varlığı ile dikkati 

çeken bölümdür. Bu vadi kökündeki sirklerin içerisinde irili ufaklı 5 tane 

buzul bulunur. Sözkonusu buzullardan birbirine çok yakın mesafelerde 

bulunan dördü Kaçkar doruğunun kuzeybatısına yerleşmiştir (Bkz. Foto 

7). Diğer buzul ise doruğun kuzeydoğusundaki başka bir sirk içindedir. 

Kuzeydoğudaki bu buzulun dili 3200 m dedir. Vadi buradan itibaren, bu­

zul dilinin önünde düzenli sıralar halinde genç cephe morenleri ye hör-

güçkayalarla devam ederek bir eşikle diğer buzulların oluşturduğu vadiye 

kavuşur. 

Kaçkar doruğunun kuzeybatısındaki buzulların boyutları ve dilleri­

nin ulaştıkları seviyeler farklıdır. Bunlardan en uzun olanı 1250-1300 m 

uzunluğunda ve bu sistem içerisindeki tek vadi buzuludur. Dik bir yamaç 

önünde, tipik bir geri yarığı ile 3600 m den başlayan bu buzul, 3000 m ye 

kadar iner. Buzul dilinin son 100 m si yamaçlardan dökülen enkaz örtüsü 

ile kaplanmıştır (Bkz. Foto : 8). Diğer buzullar vadi buzulunun doğusun­

da ve batısında yeralırlar. Batıda yeralan buzullardan büyük olanının dili 

3080 m ye, doğuya yer alan buzulun dili ise 3100 m ye kadar iner. S. 

Erinç'e göre (1949), kuzeydeki III nolu buzulun dili 3000 m, vadi buzulu 

(I nolu) 2850 m, vadi buzulunun doğusundaki II nolu buzul 2940 m, vadi 

Foto 7: Kaçkar doruğunun (3932 m), kuzeyindeki buzullar ile bunların önündeki genç 

moren depolarının, vadi içinden görünümü. 



KAÇKAR DAĞINDA BUZUL ŞEKİLLERİ, YAYLALAR VE TURİZM 63 

Foto 8: Kaçkar Dağındaki tek vadi buzulunun dil kısmının yarıkları. Buzulun dili yamaçlardan 

dökülen molozlarla yer yer kaplanmıştır. 

Foto 9: Kavrarı vadisinde fluviyal etkilerle yarılmış bir moren deposu. Fotoğrafın geri planında 

görüldüğü gibi, Karadeniz'den gelen nemli hava kütlelerinin oluşturduğu bulutlar, günün belirli 

saatlerinde vadi boyunca kanalize olmaktadır. 




64 A. FUAT DOĞU-M. SOMUNCU-İ. ÇİÇEK-H. TUNCEL-G. GÜRGEN 

buzulu batısındaki buzulun dili ise 2900 m dir. Batıda yer alan buzul ile 

vadi buzulu arasında, küçük bir buzul daha vardır. Buradaki buzulların 

önünde genç moren yığınları geniş bir alan kaplayan büyük bir set oluştu­

rur. Moren yığınları önündeki bir eşikten sonra vadi, Pleistosen buzullaş­

masından arta kalan yan moren sıraları, hörgüçkayalar, cilalı yüzeyler ve 

bir gölden oluşan çeşitli şekil gruplarıyla devam ederek asıllı karakterde 

Kavran tekne vadisine kavuşur. 

Kavran tekne vadisinde de, diğerlerinde olduğu gibi, tabanda bulu­

nan morenlerin akarsular tarafından yarılmasıyla oluşan sekiler vardır 

(Bkz. Foto: 9). Bu vadi 2020 m deki ön moren seddi ile son bulur. Kav­

ran vadisinin her iki yamacı da, yer yer kayşat konileri ile kaplıdır. Özel­

likle buzul vadisinden çıkıldıktan sonra Kalerin Düzü'ne kadar, vadinin 

her iki yamacında çığ olukları ve çığ konilerinin varlığı dikkati çekmekte­

dir (1988 yılında vadinin batı yamacından gelen bir çığ ile Yukarı Kavran 

Yaylasında 50 civarında yayla evi tahrip olmuştur). Vadi içerisinde yer 

alan Kavran Deresi, Kalerin Düzü'nde, Ceymakcur Deresi ile birleşerek 

Fırtına Deresi'nin kollarından birini oluşturmaktadır. 

Kaçkar Dağı'nın dört büyük buzul vadisindeki veriler dikkate alındı­

ğında, Pleistosen daimi kar sınırı ortalama 2700 m olarak kabul edilebilir. 

Bu sınır vadilerin yönüne bağlı olarak değişiklik gösterir. Kaçkar Da­

ğı'nın kuzey yamaçlarında, Kavran vadisinde bu sınır 2635 m iken Cey­

makcur vadisinde 2675 m, doğuya bakan yamaçta yer alan Dübe vadisin­

de 2725 m, Hastaf vadisinde ise 2835 m dir

2



Hastaf ve Dübe vadilerinin, Karadeniz üzerinde gelen nemli hava 



kütlelerine kapalı oluşları bu vadilere düşen yağış cinsi miktarını etkile­

mektedir. Bu sebeple göreceli olarak ortaya çıkan farklılıklar Pleistosen 

ve aktüel kar sınırına da yansımış ve kuzeyden güneye gidildikçe azalan 

denizel etkiler nedeniyle Pleistosen'e ait kalıcı kar sınırı yükselmiştir 

(Bkz: Tablo 1). 

Tablo 1: Kaçkar Dağı Buzul Vadilerinde Pleistosen'e Ait Kalıcı Kar Sınırı Değerleri 

2. Vadiler için verilen Pleistosen'e ait kalıcı kar sınırı değerleri çevre-dil metodu 

kullanılarak elde edilmiştir. 

Kaçkar Dağının 

Kuzey 


Yamacı 

Doğu 


Yamacı 

Güney 


Yamacı 

Vadi Adı 

Kavran 

Ceymakcur 



Dübe 

Hastaf 


Vadi Uzanış Yönü 

G'den K'ya 

G'den K'ya 

GB'dan KD'ya 

GB'dan KD'ya 

Kalıcı Kar Sınırı 

2635m 

2675 m 


2725 m 

2835 m 



KAÇKAR DAĞINDA BUZUL ŞEKİLLERİ, YAYLALAR VE TURİZM 65 

Bu farklılık günümüz koşullarında aktüel buzul dağılışım da etkile­

mektedir. Kuzeyden gelen hava kütlelerine açık olan Kavran vadisindeki 

buzulların varlığı bu etkinin kanıtıdır (Bkz. Foto:9). Hastaf ve Dübe vadi­

lerinde yeralan buzullar, bakının yanı sıra kuzeylerindeki boyunlar aracı­

lığı ile Karadenizden buraya ulaşabilen hava kütleleriyle de ilgilidir. 

Nemli hava kütlelerinin sadece bu boyunlar aracılığıyla, Hastaf ve Dübe 

vadilerine sokulabildikleri gözlenmiştir. Ayrıca, Karadenizin nemli orta­

mım temsil eden bitkilerden birisi olan, rhododendronlann(ormangülü) 

vadiler içindeki dağılışı da bunu göstermektedir. Hastaf vadisinde bulun­

mayan ormangülleri, Dübe vadisinde az da olsa görülmekte, Ceymakcur 

ve Kavran'da ise yer yer yoğun bir örtü oluşturmaktadır. Aynı şekilde bu 

buzul vadilerinden, sadece Dübe vadisinin kuzeye bakan yamaçlarında 

görülen solüflüksiyon taraçaları, bu vadinin pekçok bakımdan denizel et­

kiler ile karasal etkilerin arasındaki bir geçiş zonu üzerinde yer aldığını 

ortaya koymaktadır. 

Kaçkar Dağı'ndaki sirklerin dağılışı ve buzul vadilerinin uzanışların­

da bazı yapısal etkiler de gözlenmiştir. Sirkler ve aktüel buzulların yerleş­

tiği alanların, özellikle kolay aşınabilen serpantinleşme zonlarına uygun 

dağılışları dikkati çeker. Bunun en belirgin örneğini, Deniz Gölü'nün gü­

neyinden başlayan ve aktüel vadi buzuluna kadar izlenebilen, zayıf bir 

zona yerleşen göller ve aktüel buzullar oluşturur (Bkz. Foto: 1). Hastaf 

buzul vadisinde de benzer bir durum sözkonusudur. Burada bakı koşulla­

rının yanısıra, yapısal etkilerin de morfolojiye yansıdığı gözlenmiştir. Va­

dinin kuzeye bakan yamaçlarında volkanik kayaçlar, güneye bakan ya­

maçlarında daha kolay ayrışabilen volkanosedimanter kayaçlar vardır. 

Buzul vadisi bu litolojik farklılığın oluşturduğu zayıf zonda açılmıştır. 

Vadinin güneye bakan yamaçlarının büyük bölümü, bakının yanısıra lito­

lojinin de etkisiyle, kayşat konilerince örtülmüştür. Bunun sonucunda 

Hastaf buzul vadisi asimetrik bir görünüm kazanmıştır. 



Kaçkar Dağı'nda Yaylalar 

Yaylacılık yörenin en önemli sosyo-ekonomik etkinliklerindendir. 

Bu etkinlikler ile yerşekilleri ve iklim koşullan arasında çok sıkı bir bağ­

lantı vardır. Çevrede yükseltinin kısa mesafede artması nedeniyle karın 

yerden farklı zamanlarda kalkması, yaylacılığı doğrudan etkilemektedir. 

Bu nedenle, özellikle kuzeye bakan yamaçlarda, aynı köye ait birden faz­

la yayla farklı yükselti basamaklarında konumlanmıştır. 

Çevrenin geleneksel yaylacılık etkinliklerinde, son yıllarda, Doğu 

Karadeniz Bölümü'nde turizmin gelişmeye başlamasıyla birlikte fonksi­

yon değişiklikleri de gözlenmektedir. 

Araştırma alanında Hastaf yaylası, Dübe yaylası, Aşağı ve Yukarı 

Ceymakcur ile Aşağı ve Yukarı Kavran yaylaları olmak üzere altı adet 




66 A. FUAT DOĞU-M. SOMUNCU-İ. ÇİÇEK-H. TUNCEL-G. GÜRGEN 

yayla bulunmaktadır. Bunlardan Hastaf ve Dübe yaylaları Kaçkar Dağı­

nın doğusunda diğerleri ise dağın kuzeyindedir. 

Dağın kuzeyinde yaylalar ve yaylacılık: Ceymakcur ve Kavran 

tekne vadilerinde Aşağı ve Yukarı olarak isimlendirilen ikişer yayla bu­

lunmaktadır. Bunlardan Aşağı Ceymakcur ve Aşağı Kavran yaylaları 

2000 m de ve cephe morenleri önünde kurulmuştur. Buzul vadisindeki bir 

eşiğin önünde bulunan Yukarı Ceymakcur yaylası 2350 m de, Kavran va­

disi içerisindeki önemli eşiklerden birisinin üzerinde yer alan Yukarı 

Kavran yaylası ise 2300 m dedir (Bkz. Foto: 6). Yaylaların bu konumları­

nın jeomorfolojik birimlerle uyumlu oldukları dikkati çekmektedir. 

Ceymakcur ile Kavran vadilerinde Aşağı ve Yukarı olarak isimlendi­

rilen ve farklı yükseltide konumlanmış olan yaylaların kuruluşunda kar 

örtüsünün bahar aylarında yerden farklı zamanlarda kalkması etkindir. 

Yaylaların kademeli olmasının bir diğer sebebi ise taze ot ihtiyacının kar-

şılanabilmesidir. Yaylaya çıkan köylerin tümünün 1000 m den daha aşa­

ğıda yer almasının sonucunda yöre halkı ilk önce, nisan ayı ortalarında 

bir mezraa olan (Tandoğan 1988), Ayder'e gelmektedir. Burada 10-15 

gün kadar kaldıktan sonra önce aşağı yaylalara çıkılmaktadır. Yukarı yay­

lalara çıkış ise karın henüz yerden kalmaması sebebiyle ancak haziran 

ayında gerçekleşebilmektedir. Ceymakcur yaylalarına Çamlıhemşin ilçe­

sine bağlı Aşağı Şimsirli ve Kaplıca köyleri, Kavran yaylalarına ise Çam-

lıhemşin'e bağlı Sırt, Yukarı Şimsirli, Güroluk ve Pazar ilçesine bağlı Ak-

bucak köyleri halkı çıkmaktadır (Somuncu 1992). 

Yukarı Ceymakcur ve Yukarı Kavran yaylalarında ağustos ayı sonu­

na kadar kalınmaktadır. Bu tarihten sonra, aşağı yaylalara inilmekte ve 

ekim ayı başına kadar burada kalınmaktadır. Ekim ayında Ayder'e kalın­

dıktan sonra ise köylere dönülmektedir. Yukarı yaylalardan dönüş başla­

dığı zaman, bazı aileleler aşağı yaylada kalmadan Ayder'e inerler. Yayla­

lara çıkış ve dönüşler gelenek haline gelmiş, törensel ve şenlik havası 

içerisinde yapılmaktadır. Bu şenliklere yörede "Vartovur" adı verilmekte­

dir (Sonumcu 1989). 

Ceymakcur ve Kavran yaylalarında hayvancılık amaçlı yaylacılığın 

yanısıra sadece yaz tatilini geçirmek için gelenlerin sayısının günden gü­

ne arttığı dikkati çekmektedir. Yöre halkı dışında kaplıca tedavisi (Tando­

ğan 1988), dağcılık ve doğa yürüyüşcülüğü gibi çeşitli amaçlarla da bu 

yaylalara gelenler vardır. 

Ceymakcur ve Kavran yaylalarında evlerin hemen tümünün yamaç 

eğiminden kazanılan alt bölümleri ahır, bunun üzerine yapılan kısım ise 

konut olarak kullanılmaktadır (Bkz. Foto: 10). Sözkonusu yayla evleri 

yörenin geleneksel mimarisine uygun, estetik bakımdan son derece güzel 

yapılardır. Binaların ahır olarak kullanılan bölümleri taştan, konut olarak 

kullanılan kısımları ise tümüyle ahşaptan yapılmıştır. Bunun yanında sa-




KAÇKAR DAĞINDA BUZUL ŞEKİLLERİ, YAYLALAR VE TURİZM

 67 


Foto 10: Aşağı Ceymakcur Yaylası ve civarında, 2200 m lerde son bulan orman üst sınırı. 

dece taştan yapılmış, birbirlerinden aralarındaki duvarla ayrılan iki bölüm 

halinde, daha basit yayla evleri de vardır. Bu yapıların bir bölümü ahır, 

diğer bölümü ise konut olarak kullanılmaktadır. Yaylaya çıkan ailelerin 

gelir düzeyleri farklıdır. Bu sebeple yoksul aileler maliyeti düşük ve temi­

ni daha kolay olan yapı malzemelerini tercih ederek, genellikle taştan ve 

tek katlı yayla evleri yapmışlardır. Varlıklı aileler ise çoğunlukla iki katlı 

ve ikinci katları tümüyle ahşap olan konutlara sahiptiler. Yaylalardaki ko­

nutların üzeri önceleri hartama (bedevra) ile kaplanırken, bunların yerini, 

günümüzde çinko levhalar almıştır. 

Ceymakcur ve Kavran tekne vadilerindeki yaylaların konutları planlı 

ve özenli yapılmıştır. Konutların çoğu 3 veya 4 bölümden oluşur. Bunlar­

dan girişte yer alan mekân, günlük ekonomik faaliyetlerin yürütüldüğü 

yerdir. Bu bölümün duvarının herhangi bir yerinde ise ısınmak ve yemek 

pişirmek amacıyla kullanılan ocak bulunur, konutlarda yiyeceklerin ve el­

de edilen ürünlerin depolandığı kısım ile diğer odalara bu bölümden açı­

lan kapılarla geçilir. Konutların zemini ahşapla döşenmiştir. Buranın al­

tında ahır olarak kullanılan bölüm yer alır. Yöredeki yayla konutlarının 

kapıları, çoğunlukla güneye bakmaktadır. Konutlardaki pencerelerde, 

yaylacılık dönemi sonunda, yapıyı dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı 

korumak amacıyla yapılan pancurlar da vardır. 

Ceymakcur ve Kavran yaylalarına 900 kadar büyükbaş, 100 kadar da 

küçükbaş hayvan götürülmektedir. Yaylacılık döneminde bu yaylaların 



68 A. FUAT DOĞU-M. SOMUNCU-İ. ÇİÇEK-H. TUNCEL-G. GÜRGEN 

köyle bağlantıları devam etmektedir. Bu yaylalarda erkek nüfus başka şe­

hirlerde çalışmaları sebebiyle azdır. Çay hasadı dönemlerinde de insan sa­

yısında bir miktar eksilme görülür. Yayla halkının ihtiyaçları, Doğu Kara-

deniz'in belli başlı kaplıcalarından birinin bulunduğu Ayder 

yerleşmesinden karşılanmaktadır. Burası son zamanlarda yaylacılık faali­

yetlerinden çok turizme hizmet eder hale gelmiştir. 

Dağın doğu yüzünde yaylalar ve yaylacılık: Hastaf tekne vadisi 

üzerinde 2400 m deki Hastaf yaylasına sadece Yaylalar (Hevek) köyü 

halkı çıkmaktadır. Yayladaki konutların hemen tümü moren depolarından 

temin edilen taşlardan yapılmış olup, üstleri ahşap malzeme ile örtülmüş­

tür. Konutlar genellikle tek odadan oluşmuş, basit yapılardır. Bu konutla­

rın tabanı toprak olup üzerine kilim vb. bir örtü serilir. Yaylacılık dönemi 

boyunca bu oda aynı zamanda yağ, peynir yapımı ve bunların depolanma­

sı amacıyla da kullanılmaktadır. Bu mekanda genellikle sadece bir duvar 

üzerinde, içeriye ışık girmesi amacıyla bırakılan küçük açıklıklar vardır. 

Yaz aylarında geceleri 2-3 °C ye kadar düşen sıcaklığın etkisini azaltmak 

amacıyla, pencere boşlukları cam veya naylon bir örtüyle kaplanır. Bu 

odaların yanında yaylaya getirilen hayvanların barındırıldığı ve samanlık 

olarak da kullanılan, üç tarafı duvarla çevrili, üzeri kapalı, önü açık bir 

bölüm vardır. Sözü edilen bu mekânların önünde bir avlu bulunmaktadır. 

Avluyu oluşturan taş duvarların herhangi bir köşesinde ocak bulunur 

(Bkz. Şekil: 4). 

Hastaf yaylasına nisan-mayıs aylarında çıkılmaktadır. Burada ağus­

tosa kadar kalınır. Yaylacılık döneminde içerisinde kuzeydeki yaylalarda' 

olduğu gibi, halkın köyü ile bağlantısı sürmektedir. Gerek kişisel ihtiyaç­

ların karşılanması, gerekse köyde yürütülen ekonomik faaliyetler için za­

man zaman köye gidip gelmeler sözkonusudur. 

Dağın bu yüzündeki diğer yayla ise yine bir tekne vadi içerisinde bu­

lunan, 2450 m de konumlanmış Dübe yaylasıdır. Bu yayla, buzulun oluş­

turduğu bir eşik önünde (Bkz. Foto: 11), geceleri yükseklerden vadi için­

de kanalize olan rüzgârlardan korunaklı bir yerde kurulmuştur. 

Sözkonusu yaylada da Hastaf yaylasında olduğu gibi evler morenlerden 

inşa edilmiştir. Yayla evlerinin çoğunun üzeri ahşapla kaplanmıştır, kimi­

lerinde ise bunun yerine çinko örtü almıştır. Buradaki konut planlan ile 

Hastaf yaylasındakiler arasında belirgin bir farklılık olmamakla birlikte, 

Dübe yaylası konutlarının daha özensizce yapılmış oldukları dikkati çe­

ker. 

Ağustos ayına kadar Hastaf yaylasında kalan Yaylalar köyü halkı bu 



ayın sonunda Hastaf yaylasını hemen tümüyle terkederek Dübe yaylasına 

geçer. Burada eylül ayı sonuna kadar kalındıktan sonra ise köye dönül­

mektedir. Bunun yanında Yaylalar köyünü oluşturan bazı mahalleler ise 

bu iki yayladan yalnız birisini kullanmaktadır. 





70 A. FUAT DOĞU-M. SOMUNCU-İ. ÇİÇEK-H. TUNCEL-G. GÜRGEN 

Hastaf ve Dübe yaylalarına sadece hayvancılık amacıyla gelenlerin 

yanısıra, Yaylalar köyünden başka şehirlere göç ederek yerleşenlerin, yaz 

tatillerini geçirmek amacıyla yaylaya geldikleri de görülür. 

Hastaf ve Dübe yaylasına 250 kadar büyükbaş, bir o kadar da küçük­

baş hayvan götürülmektedir. Hastaf vadisinin vejetasyonu daha çok mera 

özelliği göstermektedir. Kaçkar Dağı'nın doğusunda sürdürülen yaylacılık 

faaliyetleri sırasında ilk dönemlerde önce (nisan-ağustos ayları arası) 

Hastaf tekne vadisindeki vejetasyondan yararlanılmakta, ardından ağustos 

ayına kadar hayvan otlatmak için hemen hiç kullanılmamış olan ve veje-

tatif örtüsü daha çok çayır özelliği gösteren Dübe vadisine geçilmektedir. 

Hastaf ve Dübe vadilerinde, kış aylarında hayvanların beslenmesinde 

de kullanılmak amacıyla ot biçilerek yaylacılık dönemi içerisinde köye 

götürülmektedir. 

Kullanılma dönemleri dikkate alındığında Hastaf Yaylası, Aşağı 

Ceymakcur ve Aşağı Kavran yaylalarına, Dübe Yaylası ise Yukarı Cey-

makcur ve Yukarı Kavran yaylalarına benzerlik gösterir (Bkz. Şekil: 5). 

İnceleme alanında yaylacılık buzul vadileri ile sınırlı bir durum gös­

termektedir. Buzul vadileri içindeki eğim koşullarının elverişli olması 

yaylacılık faaliyetlerini, buralara yöneltmiştir. Buzul vadilerinin hepsinde 

yaylacılık sınırı vadilerin köklerinde yer alan sirk tabanlarına kadar izle­

nebilmektedir (Bkz. Şekil: 6). Örneğin, Kavran vadisinde, aktüel buzulla­

rın önünde yeralan Öküzçayırı'nda, yaylalardan getirilen boğalar eylül or­

tasına kadar alıkonulmaktadır. 

İnceleme alanı içerisinde çok sınırlı bir yer tutan tarım alanları Ol­

gunlar mahallesi seviyesinde, Dübe ve Hastaf vadileri girişinde görül­

mektedir. Buradaki küçük düzlükler üzerinde yulaf ve arpa ekimi yapıl­

maktadır. 

Yörede orman alanları, doğuda Olgunlar mahallesi civarında 2150 m 

lere kadar çıkar. Burada yaygın olarak sarıçamlar (Pinus silvestris) görü­

lür. Kuzeyde ise, orman alanları, Aşağı Kavran ve Aşağı Ceymakcur yay­

laları seviyelerinde 2200 m ye kadar ulaşmaktadır. Burada kızılağaç (Al­

mış barbata), ladin (Picea orientalis) ve yer yer göknarlar (Abies 

nordmanniana) görülmektedir (Bkz. Foto: 10). Ayrıca kuzeyde zengin bir 

ormanaltı florası da vardır. Dağın kuzeyi ile doğusunda orman üst sınırın­

daki asimetri ve bitki türlerindeki farklılık iklim koşullarına bağlı olarak 

meydana gelmiştir. 

Kaçkar Dağında Turizm 

Kaçkar Dağı, yurdumuzda dağ turizmi açısından en önemli alanlar­

dan biridir. Bunda, sözkonusu dağlık alanın doğal ve beşeri özelliklerinin 



KAÇKAR DAĞINDA BUZUL ŞEKİLLERİ, YAYLALAR VE TURİZM 71 


72 A. FUAT DOĞU-M. SOMUNCU-İ. ÇİÇEK-H. TUNCEL-G. GÜRGEN 

payı büyüktür. Kaçkar Dağı'ndaki buzullar ve buzul gölleri, özellikle ku­

zey yamaçlarda 2200 m kadar izlenebilen zengin orman örtüsü ve bunun 

üzerinde yer alan alpin vejetasyon dikkati çeken doğal değerlerdendir. Bu 

doğal ortamla uyumlu bir dağılış gösteren yaylalar ve yaylacılık faaliyet­

leri de turizm açısından önem taşımaktadır. Kaçkar Dağı'nda turizm, ço­

ğunlukla tırmanma ya da dağ yürüyüşcülüğü olarak da tanımlanan "trek-

king" biçiminde gerçekleştirilmektedir. Ayrıca fotoğraf çekmek, bitki ve 

hayvan varlığını, buzul ve buzul göllerini incelemek ve görmek amacıyla 

gelenler de vardır. Dağın zengin turizm potansiyeli yeterince organize bir 

şekilde değerlendirilememektedir. 

Kaçkar Dağı'na, çoğunluğu yabancı olan turistler bir tur organizasyo­

nu aracılığı ile veya birkaç kişilik küçük gruplar halinde gelmektedirler. 

Çeşitli amaçlarla Kaçkar'a gelenler, turizm şirketlerince önceden be­

lirli kamp alanlarında kurulmuş olan çadırlarda ya da beraberlerinde geti­

rerek kurdukları çadırlarda kalmaktadırlar. Bunun yanında yöre halkının 

konukseverliği, yayla evlerinin bu amaçla kullanılmasını sağlar. 

Kaçkar Dağı'nda gerçekleştirilen turizm faaliyetleri dağın kuzeyin­

den ve güneyinden başlayan iki farklı rotadan yapılmaktadır (Bkz. Şekil: 

6). Dağın güneyindeki rota, Erzurum-Yusufeli bağlantılıdır. Yusufe-

li'nden dağa en yakın yerleşim merkezlerinden biri olan Yaylalar köyüne 

kadar araçla gelinebilmektedir. Yaylalar köyü turizm amaçlı bu tip faali­

yetlere cevap verebilecek bazı fonksiyonlara sahiptir. Yaylalar köyünde, 

köyün ortak malı olan bir dağ kulübesi ile şahsa ait bir pansiyon bulun­

maktadır. Ayrıca burada yiyecek ve benzeri zorunlu gereksinmelerin kar­

şılayabilecek (bakkal, fırın, kahvehane) hizmet birimlerinin yanısıra ça­

dırlı kamp kurmak isteyen turistler için köy çevresinde uygun kamp 

alanları mevcuttur (Bkz. Foto: 12). Turizm, imkanları kısıtlı bir dağ köyü 

olan, Yaylalar köyü halkı için son birkaç yıldır önemli bir gelir kaynağı 

olmaya başlamıştır.Köyün erkekleri çevredeki geziler için gelen gruplara 

kılavuzluk yapmakta, ayrıca turist gruplarının eşyalarını kamp alanlarına 

taşınmasında hayvanlardan yararlanılmakta ve bu yolla köye gelir sağlan­

maktadır. Bu haliyle Yaylalar köyü, yurdumuzda henüz gelişmekte olan 

dağ turizmi konusunda önemli rol aynayan güzel bir örnek oluşturmakta­

dır. 

Yaylalar köyünden Kaçkar Dağı'na çıkabilmek için, önce stabilize 



bir yolu takiben Olgunlar mahallesine gelinmektedir. Buradan itibaren 

Hastaf vadisinin güney yamacı boyunca devam eden patika Kaçkar doru­

ğunun güneydoğusundaki Dilberdüzü (2750 m) mevkiine ulaşmaktadır. 

Burası Kaçkar doruğuna güney yüzden tırmanmak ve çevreyi gezmek is­

teyenler için ana kamp alanıdır (Bkz. . Foto: 13). Olgunlar mahallesi ile 

Dilberdüzüne tek etapta çıkabileceği gibi arada yer alan diğer kamp alan-

larında da konaklanabilir. Olgunlar'dan Dilberdüzü'ne yüksüz olarak 5-6 

saat süren bir yürüyüşle ulaşılır. Dilberdüzü'nden Kaçkar doruğuna tırma-




KAÇKAR DAĞINDA BUZUL ŞEKİLLERİ, YAYLALAR VE TURİZM 73 

Foto 11: Vadi içerisinde kanalize olan rüzgârların olumsuz etkilerinden korunmak amacıyla bir eşik 

önünde kurulmuş olan Dübe yaylası. Yayladaki evler çoğunlukla tek oda olup morenlerden 

yapılmıştır. 

Foto 12: Dağın güney yüzünde turizm etkinlikleri bakımından önemli bir yerleşme olan, Yaylalar 

köyü. Bu çevredeki sarıçamlar, köy çevresinde 2150 m de orman üst sınırlarını oluşturmaktadır. 




74 A. FUAT DOĞU-M. SOMUNCU-İ. ÇİÇEK-H. TUNCEL-G. GÜRGEN 

niş ve kamp alanına dönüş ise yaklaşık 10 saattir.Kaçkar Dağı'nın güne­

yindeki bu rota, geriye dönüş için de kullanılmaktadır. Dağın kuzey tara­

fına ulaşmak için çoğunlukla Ayder yolu kullanılırsa da, dağın güneyin­

d e n  d e  k u z e y i n e geçmek  m ü m k ü n d ü r .  B u n u n için  O l g u n l a r 

mahallesinden, önce Dübe vadisine girilir. Burada, vadideki patika izle­

nerek, Ceymakcur geçidine ulaşılır. 3250 m deki bu geçit güneyi kuzeye 

bağlayan başlıca yoldur (Bkz. Şekil: 6). Hastaf da olduğu gibi, Dübe vadi­

sinde de uygun kamp alanları vardır. 

Ceymakcur geçidiyle, dağın kuzey yamaçlarında yer alan Ceymak­

cur vadisine ulaşılır. Bu vadide, eğimin fazla olması sebebiyle çağıldaya-

rak akan sular, buzul gölleri ve doğal bitki örtüsünün oluşturduğu güzel­

likler turizm açısından büyük bir potansiyeldir. Ceymakcur vadisi ile 

Kavran vadisi "Kalerin düzü" adı verilen yerde birleşir. Burası Ayder'den 

yukarı çıkışta Ceymakcur ve Kavran'a giden yolların ayrıldığı yerdir. Or­

man deposu olarak kullanılan bu düzlük, aynı zamanda Ayder ile yaylala­

rın arasında, kamp kurmak için uygun bir alandır. 

Kavran, jeomorfolojik özellikler ve yaylacılığın oluşturduğu turizm 

değerleri açısından en önemli vadidir. Kavran vadisinde gerçekleşen tu­

rizm etkinliklerinde, burada yer alan aktüel buzulların payı büyüktür. Bu­

zullar ve göllerin yanısıra vadi içindeki Aşağı ve Yukarı Kavran yaylaları 

çevrenin doğal ve mimari özelliklerini yansıtan konutlarıyla başlıca tu­

rizm değerlerini oluştururlar: 

Kavran vadisi güzergâhında Yukarı Kavran yaylasına kadar araba 

yolu mevcuttur. Ancak toprak olan bu yol yağışlar sonucu çoğu zaman 

yer yer bozulmaktadır. Yukarı Kavran yaylasından sonra yolun bitimiyle 

birlikte patika başlamaktadır. 

Vadi içerisindeki yaylalardan yukarıya çıkarıldığında, Kaçkar doru­

ğunun kuzeybatısında, yöre halkınca "Mezovit" olarak anılan, Oküzçayı-

n'na (2800 m) ulaşılır. Burada çadır kurmak için uygun kamp alanları 

mevcuttur (Bkz. Foto: 14). Özel tırmanış malzemesi kullanarak buzulla­

rın üzerinden Kaçkar doruğuna çıkabilir. Ülkemizdeki aktüel buzulların 

en güzel örneklerinin bulunduğu bu alan dağcılar, fotoğrafçılar, doğa bi­

limciler ve buradaki doğal güzellikleri görmek amacıyla gelenler için ilgi 

çekicidir. Çevrede değişik amaçlı günübirlik yürüyüşler yapıp kamp yeri­

ne dönmek mümkündür. 

Dağ turizmi yurdumuzda giderek yaygınlaşmaktadır. Bu konuda bü­

yük bir potansiyelin varlığı gözönüne alınarak Turizm Bakanlığı tarafın­

dan, ülke düzeyinde çeşitli çalışmalar başlatılmıştır. Söz konusu çalışma­

ların amacı, dağ turizmine elverişli alanların belirlenmesi ve buraların, 

gerekli etüdler yapıldıktan sonra bir planlamayla turizme açılmasıdır. Bu 

çerçevede, Kaçkar Dağı ve çevresi Bakanlar Kurulu'nun 07 Şubat 1991 

tarih ve 91/1514 sayılı kararı ile "Turizm Merkezi" ilan edilmiştir. Bu ka­

rar 20 Mayıs 1991 tarih ve 20876 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak 

yürürlüğe girmiştir. 




KAÇKAR DAĞINDA BUZUL ŞEKİLLERİ, YAYLALAR VE TURİZM 75 

Foto 13: Dağın güneyinde Hastaf buzul vadisindeki en önemli kamp yeri olan Diberdüzü. 

Arka planda asılı bir vadi ve önündeki çağlayan dikkati çekmektedir. 

Foto 14: Öküzçayırı kamp alanı. Burası dağın kuzeyindeki turizm etkinliklerinde ana 

kamp alanı özelliği taşımaktadır. 



76 A. FUAT DOĞU-M. SOMUNCU-İ. ÇİÇEK-H. TUNCEL-G. GÜRGEN 

Turizm merkezi ilan edilmesiyle dikkatleri üzerine çeken bu yörede, 

öncelikle yapılması zorunlu bazı düzenlemeler gündeme gelmiştir; 

- Kuzeyde Yukarı Kavran'a, güneyde ise Olgunlar mahallesine kadar 

ulaşan yol, doğanın korunabilmesi için, daha yukarıya götürülmemelidir. 

- Turistlerin konaklayabilmeleri için yöredeki yayla evlerinden ya­

rarlanılabilir. Bu evler aslına uygun restore edilmeli, yeniden yapılacak 

konutlarda ise geleneksel mimari tarz korunmalıdır. Yörede, yaylalardan 

yukarıda olası bir yapılaşmaya kesinlikle izin verilmemelidir. 

- Dilberdüzü, Öküzçayırı gibi ana kamp yeri özelliği yaşıyan alanlar­

da, çevrenin kirletilmemesi ve korunması amacıyla gerekli tedbirlerin 

alınması zorunludur. Bu alanlarda, turizm dönemlerinde mutlaka görevli 

bulundurulmalıdır. 

- Kaçkar Dağı'nın bitki ve hayvan varlığı envanteri çıkarılmalıdır. 

Özellikle bu yöreye has türlerin korunması ve tanıtılmasına yönelik çalış­

malar yapılmalıdır. 

- Yörede turizm faaliyetlerine katkıda bulunmak üzere, tanıtıcı slayt 

ve fotoğraflar, otantik el sanatı ürünleri satılan, dağcılık ve kamp malze­

mesi sağlanabilecek birimler ve turizm danışma büroları tesis edilmelidir. 

Bu amaç için Yaylalar (Hevek) köyü ve Ayder en uygun yerleşmelerdir. 

- Kaçkar Dağı'nın turizme açılması için acele edilmemeli, sağlıklı bir 

gelişme için, öncelikle belirtilen alt yapı çalışmaları tamamlanmalıdır. 

- Kaçkar Dağı ve benzeri turizm merkezlerinin planlanmasında, doğa 

ve insan ilişkisinin sağlıklı bir şekilde kurulabilmesi için, coğrafyacıların 

aktif katılımına ihtiyaç vardır. 

BİBLİYOGRAFYA 

Atalay, İ. (1984) "Mescid Dağı'nın Glasyal Morfolojisi". Ege Coğrafya 

Der. S.2, s.129-138, İzmir. 

Bilgin, T. (1969) Gavurdağ Kütlesinde Glasiyal ve Periglasiyal Topog­

rafya Şekilleri. İst. Üniv. Coğ. Ens. Yay. No: 58, İstanbul. 

Bilgin, T. (1972) Munzur Dağları Doğu Kısmının Glasiyal ve Periglasi­

yal Morfolojisi, ist. Üniv. Yay. No: 1757, Coğ. Ens. Yay. 

No: 69, İstanbul. 

Erinç, S. (1945)Doğu Karadeniz Dağlarında Glasyalmorfoloji Araştırma­

ları. İst. Üniv. Ed. Fak. Yay. Coğ. Ens. Dok. Tez. Ser. No: 1, 

İstanbul. 




KAÇKAR DAĞINDA BUZUL ŞEKİLLERİ, YAYLALAR VE TURİZM 77 

Erinç, S. (1949) "Kaçkardağı Grubunda Diluvyal ve Bugünkü Glasyas-

yon (Eiszeitliche und gegenwartige Vergletscherung in der 



Kaçkardağ-Gruppe)". İst. Üniv. Fen Fak. Mec. Seri B, 

C. XIV, S. 3 s. 243-245, İstanbul. 

Erinç, S. (1953-1954) "Karadeniz ve Çevresinin Morfolojik Tekâmülü 

ile Pleistasen İklim Tahavvülleri Arasındaki Münasebet" 

İst. Üniv. Coğ. Ens. Der. C:2, S:5-6, s:46-94 İstanbul. 

Erinç, S. (1971) Jeomorfoloji II. İst. Üniv. Yay. No: 1628. Coğ. Ens. 

Yay. No:23, İstanbul. 



Erol, O. (.1979) Dördüncü Çağ (Kuvaterner) Jeoloji ve Jeomorfolojisinin 

Ana Çizgileri, AÜDTCF Yay. No: 289. Coğ. Araş. Ens. 

Yay. No:22, Ankara. 

Gattinger, T.E. (1962) 1/500.000 Ölçekli Jeoloji Haritası Trabzon Pafta­

sı İzahnamesi, M.T.A. Yay., Ankara. 



İzbırak, R. (1951) Cilo Dağı ve Hakkâri ile Van Gölü Çevresinde Coğ­

rafya Araştırmaları. AÜDTCF Yay. No: 67, Coğ. Ens. Yay. 

No:4, Ankara. 

İzbırak, R. (1979) Jeomorfoloji, Analitik ve Umumi. AÜDTCF Yay. No: 

127, Ankara. 



Louis, H. (1944) "Die Spuien eiszeitlicher vergletsherung in Anatolien. 

Diluvial-Geologie und Klima. Geologische Rundschau, 

Band 34, Heft 7/8, p.447-481, Stuttgart. 

Onur (Sür), A. (1962) "Türkiye'de Daimi Kar Sınırı Hakkında" A.Ü. 

DTCF. Der. C.:XX, S.l-2, s:119-121, Ankara. 



Planhol, X de., Bilgin, T. (1961) "Karagöl Kütlesi Üzerinde Pleistosen 

ve Aktüel Glasiyasyon ile Periglasiyal Topografya Şekille­

ri". İst. Üniv. Coğ. Ens. Der. C.6, S. 12. s. 127-146, İstanbul. 

Somuncu, M. (1986) "Türkiye'nin Yaşayan Buzulları". TÜBİTAK, Bi­

lim ve Teknik Dergisi, C. 19 S. 221, s.1-3, Ankara. 



Somuncu, M. (1988) "Türkiye'deki Güncel Buzulların Bazı Jeomorfolo­

jik Özellikleri". ODTÜ Sağlık, Kültür ve Spor Daire Bşk. 

Spor Müd. Dağcılık ve Kış Sporları Kolu 25. Yıldönümü 

Dağcılık Sempozyumu (9-10 Nisan 1988), Ankara. 



Somuncu, M. (1989) "The Kaçkar Mountains of the Eastern Black Sea 

Coast". İmage of Turkey. İssue: 26, Ankara. 




78 A. FUAT DOĞU-M. SOMUNCU-İ. ÇİÇEK-H. TUNCEL-G. GÜRGEN 

Sür, A. - Sür, Ö. (1987) "Buzulların Jeomorfolojik Yönden Klasifikasyo-

nu". A.Ü. DTCF. Der. C.XXXI, S: 1-2, s.443-458, Ankara. 



Tandoğan, A. (1968) "Fırtına Deresi Yukarı Çığırının Üç Köyünde Coğ­

rafi Müşahadeler". AÜDTCF Coğ. Araş. Der. S.2 s. 285-

307, Ankara. 

Tandoğan, A. (1977) "Çayeli ve Pazar İlçelerinde Yerleşme Mesken Tip­

leri ve Nüfus". AÜDTCF Der. C. :XXVJJI, S. 3-4, s. 99-155, 

Ankara. 

Tandoğan, A. (1988) "İncesu Vadisinde (Çayeli) Coğrafya Gözlemleri". 

AÜDTCF Coğ. Araş. Der. S. 11, s. 91-110, Ankara. 



Yalçınlar, İ. (1951) "Soğanlı-Kaçkar ve Mescit Dağı Silsilelerinin Glas-

yasyon Şekilleri". İst. Üniv. Coğ. Ens. Der. C.I, S. 2, s. 82-



88, İstanbul. 

Yüklə 131,36 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə