Karbohidratlar, insan beslenmesinin en önemli kısmını oluştururlar



Yüklə 445 b.
tarix26.05.2018
ölçüsü445 b.
#46353



Karbohidratlar, insan beslenmesinin en önemli kısmını oluştururlar

  • Karbohidratlar, insan beslenmesinin en önemli kısmını oluştururlar



Karbohidratların büyük çoğunluğu güneş ışığı enerjisiyle atmosferdeki karbondioksidin suyla fotosentezi sonucu oluşan biyomoleküllerdir.

  • Karbohidratların büyük çoğunluğu güneş ışığı enerjisiyle atmosferdeki karbondioksidin suyla fotosentezi sonucu oluşan biyomoleküllerdir.

  • Genel formülleri

  • CnH2nOn

  • şeklindedir.





Karbohidratlar, vücudumuzda

  • Karbohidratlar, vücudumuzda

  • temel enerji sağlayıcıdırlar

  • diğer bazı biyomoleküllerin oluşmasında ön maddedirler

  • iskelet eklemlerini kayganlaştırırlar ve hücreler arası yapışmayı sağlarlar

  • yapısal ve koruyucu elemanlar olarak fonksiyon görürler



Karbohidratların molekül yapılarında, alkol grubu ile birlikte ya aldehit ya da keton grubu bulunur. Karbohidratlar, polihidroksi alkollerin aldehit veya keton türevleri veya bunların polimerleridirler

  • Karbohidratların molekül yapılarında, alkol grubu ile birlikte ya aldehit ya da keton grubu bulunur. Karbohidratlar, polihidroksi alkollerin aldehit veya keton türevleri veya bunların polimerleridirler



Bulundukları yerlere göre:

  • Bulundukları yerlere göre:

  • Bitkisel Karbohidratlar: Tüm şekerler, nişasta ve selüloz

  • Hayvansal karbohidratlar: Laktoz, glikojen

  • 2. Fonksiyonlarına göre:

  • Çatı-iskelet bileşeni olan karbohidratlar: selüloz, hemiselüloz

  • Depo maddesi olan karbohidratlar: nişasta, glikojen, inulin

  • Jelleşme maddesi olan karbohidratlar: Pektin, agar-agar



Kimyasal yapılarına göre:

  • Kimyasal yapılarına göre:

  • Monosakkaritler

  • Disakkaritler

  • Oligosakkaritler

  • Polisakkaritler



Monosakkaridler:

  • Monosakkaridler:

  • Hidroliz yoluyla daha küçük moleküllü basit karbohidratlara ayrışmazlar; oligosakkarit lerin ve polisakkaritlerin alt ünitelerini oluştururlar. Monosakkaritlerin aldehit grubu içerenleri aldoz, keton grubu içerenleri ketoz olarak adlandırılırlar.



Bir aldoz şekerin karşılığı olan bir keton şeker (oz) ekinden önce (ul) ekini alarak ifade edilmektedir.

  • Bir aldoz şekerin karşılığı olan bir keton şeker (oz) ekinden önce (ul) ekini alarak ifade edilmektedir.

  • Monosakkaritler, moleküllerindeki toplam karbon sayılarına göre de dioz, trioz, tetroz, pentoz, heksoz olarak adlandırılırlar.



Aldoz Ketoz

  • Aldoz Ketoz

  • 2 C’lu  diozlar  Glukoaldehit

  • 3 C’lu  triozlar  Gliseraldehit Dihidroksiaseton

  • 4 C’lu  tetroz  Eritroz Eritruloz

  • 5 C’lu  pentoz  Riboz Ribuloz

  • 6 C’lu  heksoz  Glikoz Fruktoz

  • 7 C’lu  heptoz  Sedoheptiloz

  • 9 C’lu  nonoz  Nöraminik asid





Doğada monosakkaritlerin çeşitli izomer formları vardır.

  • Doğada monosakkaritlerin çeşitli izomer formları vardır.

  • D- ve L-izomerler (enantiyomerler)

  • epimer şekerler

  • enol şekerler

  • - ve - formları (anomerler)



Enantiyomerler, stereoizomer çiftleridirler. Monosakkaritlerde D- ve L-izomerlerin ayrımı için, karbonil grubundan en uzak olan asimetrik karbon atomu referans alınır. Referans karbon atomu üzerindeki hidroksil grubu projeksiyon formülünde sağda ise, monosakkarit D- izomerdir; solda ise L- izomerdir

  • Enantiyomerler, stereoizomer çiftleridirler. Monosakkaritlerde D- ve L-izomerlerin ayrımı için, karbonil grubundan en uzak olan asimetrik karbon atomu referans alınır. Referans karbon atomu üzerindeki hidroksil grubu projeksiyon formülünde sağda ise, monosakkarit D- izomerdir; solda ise L- izomerdir



Monosakkaritlerin D- ve L- izomerleri optikçe aktiftirler.

  • Monosakkaritlerin D- ve L- izomerleri optikçe aktiftirler.

  • Birinin çözeltisi polarize ışığın düzlemini sağa (+) çevirir, diğerinin çözeltisi ise aynı derecede sola (-) çevirir. D- ve L- izomerleri eşit miktarlarda içeren karışımlar optikçe aktif değildir. Böyle karışımlara rasemik karışım veya rasemat denir.

  • Canlı organizmada bulunan heksozların çoğu D-izomerlerdir. Örneğin kandaki glukoz, D-glukozdur.



Epimer şekerler, yalnızca bir asimetrik karbon atomu etrafındaki konfigürasyon bakımından farklı olan iki monosakkarit için kullanılır

  • Epimer şekerler, yalnızca bir asimetrik karbon atomu etrafındaki konfigürasyon bakımından farklı olan iki monosakkarit için kullanılır

  • Glukoz, altı karbonlu standart şekerdir. Glukozun C-2 de epimeri mannozdur; C-4’de epimeri ise galaktozdur



Enol şekerler, enolleşme (enolizasyon) ara basamağından geçerek birbirlerine dönüşebilen monosakkaritler için kullanılır

  • Enol şekerler, enolleşme (enolizasyon) ara basamağından geçerek birbirlerine dönüşebilen monosakkaritler için kullanılır

  • Glukoz, mannoz ve fruktoz, enol şekerler olarak da bilinirler



Monosakkaritlerin α- ve β- formları, 5 ve daha fazla karbonlu monosakkaritlerin sulu çözeltilerde halkalı yapılar meydana getirmeleri sonunda ortaya çıkar

  • Monosakkaritlerin α- ve β- formları, 5 ve daha fazla karbonlu monosakkaritlerin sulu çözeltilerde halkalı yapılar meydana getirmeleri sonunda ortaya çıkar





Bu durumda halkanın birleşme noktasındaki önceden asimetrik özellik taşımayan C atomu asimetrik özellik kazanır. Bu C atomuna anomer C atomu denir. Anomer C atomuna bağlı OH grubu düzlemin üstünde ise , düzlemin altında ise  şekli söz konusudur.  ve  anomer şekilleri sulu çözeltilerde sürekli birbirlerine dönüşerek bir denge konumuna gelirler. Bu dönüşme olayına mutorotasyon denilir

  • Bu durumda halkanın birleşme noktasındaki önceden asimetrik özellik taşımayan C atomu asimetrik özellik kazanır. Bu C atomuna anomer C atomu denir. Anomer C atomuna bağlı OH grubu düzlemin üstünde ise , düzlemin altında ise  şekli söz konusudur.  ve  anomer şekilleri sulu çözeltilerde sürekli birbirlerine dönüşerek bir denge konumuna gelirler. Bu dönüşme olayına mutorotasyon denilir





Laktoz  Glukoz- 1-4 Galaktoz, süt şekeri

  • Laktoz  Glukoz- 1-4 Galaktoz, süt şekeri

  • Sukroz  Glukoz -1-2 Fruktoz, çay şekeri

  • Maltoz  Glukoz-1-4 Glukoz, nişasta sinidirimi ile oluşur,

  • İzomaltoz Glukoz- 1-6 Glukoz

  • Trehaloz  Glukoz - 1-1 glukoz.

  • Cellabioz  Glukoz- 1-4 Glukoz

  • Laktuloz  Galaktoz-  1-4 fruktoz







Homopolisakkaritler, tek tip monomerik ünite içeren polisakkaritlerdir.

  • Homopolisakkaritler, tek tip monomerik ünite içeren polisakkaritlerdir.

  • Bunların bazıları, yakıt olarak kullanılan monosakkaritlerin depo formları olarak işlev görürler ve depo homopolisakkaritler olarak adlandırılırlar

  • Bazıları ise bitki hücre duvarlarında ve hayvan dış kabuklarında yapısal elemanlar olarak işlev görürler ve yapısal homopolisakkaritler olarak adlandırılırlar



Depo homopolisakkaritler, organizmada yakıt olarak kullanılan monosakkaritlerin depo formları olarak işlev gören polisakkaritlerdir.

  • Depo homopolisakkaritler, organizmada yakıt olarak kullanılan monosakkaritlerin depo formları olarak işlev gören polisakkaritlerdir.

  • Doğadaki en önemli depo homopolisakkaritler, bitki hücrelerinde nişasta, hayvan hücrelerinde glikojendir.



Yapısal homopolisakkaritler, bitki hücre duvarlarında ve hayvan dış kabuklarında yapısal elemanlar olarak işlev gören polisakkaritlerdir. Bitkilerin hücre duvarlarında sellüloz, eklem bacaklıların sert dış iskeletlerinde kitin önemlidir.

  • Yapısal homopolisakkaritler, bitki hücre duvarlarında ve hayvan dış kabuklarında yapısal elemanlar olarak işlev gören polisakkaritlerdir. Bitkilerin hücre duvarlarında sellüloz, eklem bacaklıların sert dış iskeletlerinde kitin önemlidir.



Heteropolisakkaritler, tekrarlayan iki veya daha fazla farklı tip monomerik ünite içeren polisakkaritlerdir. Heteropolisakkaritler, tüm organizmalar için ekstrasellüler destek sağlarlar.

  • Heteropolisakkaritler, tekrarlayan iki veya daha fazla farklı tip monomerik ünite içeren polisakkaritlerdir. Heteropolisakkaritler, tüm organizmalar için ekstrasellüler destek sağlarlar.



Glukozdan Sorbitol

  • Glukozdan Sorbitol

  • Galaktozdan Galaktitol

  • Gliseraldehit veya Dihidroksiasetondan  Gliserol

  • Fruktozdan Sorbitol

  • Fruktoz ve mannozdan  Mannitol

  • Xylozdan  Xylitol



Karbonhidratların 1. Anomerik C atomu okside olmuş ise Glukonik asid, sadece 6. C atomu okside olmuş ise Glukronik asid (uronik asid) ve 1. ve 6. C atomu okside olmuş ise sakkarid asit (glukozdan alderik, galaktozdan muzik asid) meydana gelir. Asit şekerler insanda aktif olarak glukoz aminoglikan sentezinde kullanılırlar. Ayrıca glukronik asid özellikle toksik moleküllerin veya suda çözünemeyen moleküllerin çözünür hale getirilmesinde (steroid hormonlar, bilirubin v.b.) ve vücuttan uzaklaştırılmasında kullanılır.

  • Karbonhidratların 1. Anomerik C atomu okside olmuş ise Glukonik asid, sadece 6. C atomu okside olmuş ise Glukronik asid (uronik asid) ve 1. ve 6. C atomu okside olmuş ise sakkarid asit (glukozdan alderik, galaktozdan muzik asid) meydana gelir. Asit şekerler insanda aktif olarak glukoz aminoglikan sentezinde kullanılırlar. Ayrıca glukronik asid özellikle toksik moleküllerin veya suda çözünemeyen moleküllerin çözünür hale getirilmesinde (steroid hormonlar, bilirubin v.b.) ve vücuttan uzaklaştırılmasında kullanılır.



Bir monosakkaridin OH grubunun amino grubu ile değişmesi sonucunda oluşurlar. En sık karşılaşılan amino şekerler D-glukozamin ve D-galaktozamin’dir. Amino şekerler insanda glukozaminoglikan, glikoprotein ve glikolipid sentezinde aktif olarak kullanılamaktadır.

  • Bir monosakkaridin OH grubunun amino grubu ile değişmesi sonucunda oluşurlar. En sık karşılaşılan amino şekerler D-glukozamin ve D-galaktozamin’dir. Amino şekerler insanda glukozaminoglikan, glikoprotein ve glikolipid sentezinde aktif olarak kullanılamaktadır.

  • Deoksi şekerler:

  • Halka yapısına bağlı 1 OH grubu yerine bir H atomunun geçtiği şekerlerdir. Örnek nükleik asitlerdeki deoksiriboz.



Karbonhidratlar karbonhidrat olmayan yapılara glikozid bağı ile birleşerek kompleks karbonhidratları meydana getirirler. Karbonhidrat olmayan kısma aglikan, tüm yapıya glikozid denir. Eğer şekerlerin aglikanla birleştikleri grup OH grubu ise O-glikozid, NH2 grubu ise N-glikozid bağı adı verilir.

  • Karbonhidratlar karbonhidrat olmayan yapılara glikozid bağı ile birleşerek kompleks karbonhidratları meydana getirirler. Karbonhidrat olmayan kısma aglikan, tüm yapıya glikozid denir. Eğer şekerlerin aglikanla birleştikleri grup OH grubu ise O-glikozid, NH2 grubu ise N-glikozid bağı adı verilir.























































Kan glukozu 40 mg/dl (2.5 mM)’ün altına düşerse buna hipoglisemi denir ve glukozlu çözelti verince semptomlar ortadan kalkar.

  • Kan glukozu 40 mg/dl (2.5 mM)’ün altına düşerse buna hipoglisemi denir ve glukozlu çözelti verince semptomlar ortadan kalkar.

  • Normal beslenen sağlıklı bir erkek 24 saat aç kalsa glisemi 55 mg/ dl (3.1 mM)’a kadar düşer ve daha uzun süren açlıkta daha da azalır. Bayanlar 24 saat aç kalırsa 35 mg/dl (1.9 mM)’a kadar düşebilir, yani bayanlar uzun süre aç kalırsa kan şekeri erkeklerden daha az düzeye düşer. Bu nedenle bayanlar açlığa daha dayanıksızdır.



Beyin enerjisi glukozdan sağlandığından uzun süren hipoglisemiye dayanamaz. Dikkat edilirse hipoglisemi septomlarını yetişkinlerde kolay farkedilir. Bebeklerde ve çocuklarda hipoglisemi tanısı koymak zordur, çünkü yetişkinlerdeki gibi tipik klinik bulgular farkedilmez. Yenidoğan bebekte glisemi 30 mg/dl (1.7 mM)’den az ise anormaldir. Yenidoğan bebek 24-72 saat kadar aç bırakılırsa beyinde nörolojik hasar oluşabilir. Yetişkinler açlığa çocuklardan daha dayanıklı olduğu halde uzun süren açlıkta kalıcı beyin hasarı olur.

  • Beyin enerjisi glukozdan sağlandığından uzun süren hipoglisemiye dayanamaz. Dikkat edilirse hipoglisemi septomlarını yetişkinlerde kolay farkedilir. Bebeklerde ve çocuklarda hipoglisemi tanısı koymak zordur, çünkü yetişkinlerdeki gibi tipik klinik bulgular farkedilmez. Yenidoğan bebekte glisemi 30 mg/dl (1.7 mM)’den az ise anormaldir. Yenidoğan bebek 24-72 saat kadar aç bırakılırsa beyinde nörolojik hasar oluşabilir. Yetişkinler açlığa çocuklardan daha dayanıklı olduğu halde uzun süren açlıkta kalıcı beyin hasarı olur.



Heyecan, korku, stres, devamlı egzersiz, dolaşımda adrenalin artması fizyolojik olarak kan şekerini arttırabilir. Bazı hastalıklar (diabetes mellitus, akut pankreatit, Cushing sendromu, şiddetli tirotoksikoz, jigantizm, akromegali, bazı nefrit ve üremiler, ACTH enjeksiyonu) da hiperglisemiye neden olabilmektedir.

  • Heyecan, korku, stres, devamlı egzersiz, dolaşımda adrenalin artması fizyolojik olarak kan şekerini arttırabilir. Bazı hastalıklar (diabetes mellitus, akut pankreatit, Cushing sendromu, şiddetli tirotoksikoz, jigantizm, akromegali, bazı nefrit ve üremiler, ACTH enjeksiyonu) da hiperglisemiye neden olabilmektedir.



Hiperglisemi, karbonhidrat metabolizmasına etkili hormonların anormal miktarda salgılanmasıyla oluşabilir.

  • Hiperglisemi, karbonhidrat metabolizmasına etkili hormonların anormal miktarda salgılanmasıyla oluşabilir.

  • Epinefrin, kortikosteroidler, büyüme hormonu, ACTH (adrenokortikotropik hormon), tiroid hormonları aşırı salgılanırsa hiperglisemiye neden olurlar.



Tarama testleri herkese uygulanmaz, risk gruplarına uygulanır. Karbonhidrat metabolizması bozuklukları içinde en büyük grubu diyabetliler oluşturur. Bu nedenle risk grupları taranır, diyabete yatkınlık olanlar belirlenir, diyet uygulamasıyla diyabet oluşumu geciktirilir. Diyabet oluşmuş olsa bile diyet uygulamasıyla glisemi kontrolde tutulur ve oral diyabetiklerle tedavi yeterli olabilir ve hergün insülin enjeksiyonu yapmaktan daha iyidir.

  • Tarama testleri herkese uygulanmaz, risk gruplarına uygulanır. Karbonhidrat metabolizması bozuklukları içinde en büyük grubu diyabetliler oluşturur. Bu nedenle risk grupları taranır, diyabete yatkınlık olanlar belirlenir, diyet uygulamasıyla diyabet oluşumu geciktirilir. Diyabet oluşmuş olsa bile diyet uygulamasıyla glisemi kontrolde tutulur ve oral diyabetiklerle tedavi yeterli olabilir ve hergün insülin enjeksiyonu yapmaktan daha iyidir.



Diğer karbonhidrat metabolizması bozuklukları özellikle doğuştan metabolik hastalıklar nadir görülebileceğinden pek tarama yapılmaz.

  • Diğer karbonhidrat metabolizması bozuklukları özellikle doğuştan metabolik hastalıklar nadir görülebileceğinden pek tarama yapılmaz.

  • Bir poliklinikte muayene olan hastanın laboratuar analiz sonuçlarında AKŞ’nin yüksek bulunması veya yemekten iki saat sonra (tok iken) gliseminin normali aşması diyabet riski kapsamındadır.



Başarılar dileğiyle.

  • Başarılar dileğiyle.



Yüklə 445 b.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə