Kasim aralik 2010



Yüklə 32,75 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix29.05.2018
ölçüsü32,75 Kb.
#46590


KASIM - ARALIK 2010

48 G 


İSMMMO YAŞAM

G

E



Z

İ-

D



Ü

N

Y



A

Balkanların 

gizli 

incisi


Komşumuz Bulgaristan, tarih ve

doğal güzellik arayanları çağırıyor.

Başta Filibe ve Sofya olmak üzere

pek çok şehriyle ziyaretçilerine çok

şey vaat ediyor. Tarihin eskitemediği

Türk yapıları, camileri hala eski

günlerden hatıralar taşıyor. Kışın ise

Bansko, Borovets, Pamporovo 

kayak merkezleriyle kayak

severlerin gözdesi… 

G A Y E   D E L E N

Sınır kapısına vardığımızda, salaş

değil modern bir geçiş kapısı bizi karşılı-

yor. Bir süre arabadan kapıyı incelerken

havayolu yerine karayoluyla gitmenin o ka-

dar da kötü bir fikir olmadığını düşünü-

yorum. Modern kapıdan kolayca geçme

planları yaparken, şanssız uygulama bize

rastlıyor. Beklediğimiz sıradaki memurun

mola saatine denk geliyoruz. Orta boylu,

ince ve her halinden sıkıldığı belli olan me-

mur gidiyor ve uzun süre gelmiyor. Bir saat

sonra bekledikten sonra sınırdan geçme-

yi başarıyoruz… 

İki ülke sınır kapısı arasındaki fark

da net şekilde kendini gösteriyor. Sık sık

şakalaşırken  ‘komşu’  dediğimiz  Bulga-

ristan’a ilk yolculuğum sırasında,  Kapıkule

Sınır Kapısı’nda bunları yaşıyorum. Sını-

rı geçer geçmez, bu Balkan ülkesinin içe-

rilerine doğru akşamın karanlığında son

hızla yol alıyoruz. Koyuluğunu artıran ge-

cede yorgunluğun verdiği yarı uyku halinde

köyleri, ormanları geride bırakıyoruz. Ak-

şamdan sonra balkonlarında şaraplarını

Plovdiv 

evleri



demlenme alışkanlığı olan Bulgarların ev-

lerinin cılız ışıklarında sokakları, cadde-

leri birer birer geçip otelimize varıyoruz. 

Kalacağımız otel Filibe’de... Bu şeh-

re Bulgarlar, Plovdiv diyor. Şehrin en gü-

zel oteli olan Türk Dedeman’a yerleşi-

yoruz. Tam adı; Dedeman Trimontium Prin-

cess Plovdiv. Geç bir akşam yemeğinin ar-

dından sonraki gün için enerji depolamak

amacıyla koşar adım odalarımızın yolu-

nu tutuyoruz.

ÜNİVERSİTE VE SANAT

Bulgaristan’ın başkenti Sofya’dan

sonraki en büyük şehri, Plovdiv yani Fi-

libe. Kapıkule Sınır Kapısı’na 150 kilo-

metre  uzaklıkta.  Üniversiteler,  kültür,

sanat ve fuarlar şehri olarak anılıyor. Za-

ten şehrin her yerinde sanat havasını so-

luyabiliyorsunuz. Şehrin eski adını taşı-

yan otelin önündeki meydana, güneşli ha-

vanın da verdiği enerjiyle dağılıyoruz. Haf-

ta sonu olduğu için çevredeki müzik ve

sanat etkinlikleri artmış. Meydanın hemen

ilerisinde ise kafeler ve mağazalar birbiri

ardı sıra uzanıyor. Meydanı keşfedip, kah-

veleri yudumladıktan sonra tur arabası-

na geri dönüyoruz. 

Rehberin yönlendirmesiyle istika-

met eski Türk evlerinin bulunduğu eski

Filibe oluyor. Yıllara meydan okumuş ve

kısmen de restorasyon geçirmiş ahşap, ka-

gir binalarla bir anda kendimi eski İs-

tanbul mahallerinde hissediyorum. Reh-

berimizden, bu binaların dünya kültür mi-

rası  olarak  korunmaya  alındığını  öğ-

renmek sevindirici. 

Bir tepe üzerindeki bu mahallenin

her sokağına giriyoruz. Mahalle halen eski

günlerden hatıralar taşıyor gibi... Her yer

buram buram tarih kokuyor. Düşüncele-

ri ve hayalleri bir anda geçmişe götürü-

yor. Öğlen güneşinin sevecen ışınları al-

tında  tepeden  manzarayı  izleyip,  Os-

KASIM - ARALIK 2010

G

E

Z



İ-

D

Ü



N

Y

A



İSMMMO YAŞAM 

G 49


Sofya

GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER

Aleksander Nevski Katedraili

G Vitoşa Dağı Milli Parkı

G Rus Kurtuluş Heykeli

G Parlamento Binası

G Sofya Saint Kliment Ohridski Üniversitesi

G Kartallı Köprü

G Kiril ve Metodiy Kütüphanesi

G Koca Derviş Mehmet Paşa Camii

G Ivan Vazov Devlet Tiyatrosu

G Eski Komünist Partisi Binası

G Aleksander Battenberg Mozolesi

G Banyabaşı Camii

G Tük Hamamı

G Tabiat Müzesi

G Tarih Müzesi

G Arkeoloji Müzesi




KASIM - ARALIK 2010

50 G 


İSMMMO YAŞAM

G

E



Z

İ-

D



Ü

N

Y



A

manlı’dan  kalan diğer eserleri geziyoruz. Burada bir Mevl-

evihane de var. Camisi yıkılmış olan Mevlevihane’nin diğer

kısımları korunmuş ve restore edilmiş durumda. Bugün ise res-

toran olarak kullanılıyor. 700 bin nüfusu olan şehirde sayı-

ları çok fazla olmasa da Türkler yaşıyor. Rehberimizin şehirle

ilgili bilgisine kulak veriyoruz: “Bölge Osmanlı tarafından fet-

hedildikten sonra İzmir, Aydın, Manisa, Konya, Karaman yö-

resinden getirilen Yörük Türkmenler buraya  yerleştirildi. Böl-

gede Türk nüfus hala varlığını koruyor.”

BALKANLARIN PARİS’İ…

Roma döneminden kalan stadyumu da görüp fotoğraf

çektirdikten sonra otelden valizleri hızlıca alarak yönümüzü

Sofya’ya çeviriyoruz. Yemyeşil doğayı geride bırakarak geniş

caddeleri ve ihtişamlı güzel binalarıyla ülkenin başkentine va-

rıyoruz. Planlı yerleşimi ve yeşillikleriyle ayrı bir havası olan

şehirdeki komünizm döneminden kalma şekilsiz binaları gör-

memeye çalışıyoruz. Balkanların Paris’i olarak da anılıyor, Sofya. 

Burası, 500 yıla yakın Osmanlı yönetiminde kalmış bir şehir. Ye-

şil parkları dikkat çekiyor. İlk olarak şehrin en önemli meydanlarından

birinde bulunan Aleksander Nevski Katedrali’ne gidiyoruz. Kubbesi al-

tından olan Bulgar Ortodoks katedrali, parıltısıyla göz alıyor. Piramid şek-

lindeki üçgen yapısıyla bizi hayran bırakıyor.  Sofya’daki tarihi devasa

Aleksander 

Nevski 

Katedrali



KASIM - ARALIK 2010

İSMMMO YAŞAM 

G 51

binaların çoğu Meclis Binası, Başba-



kanlık binası ve müze olarak kullanı-

lıyor. Sofya Üniversitesi ve Milli Kü-

tüphane de görmeye değer. 

KAYAK MERKEZİ

Şehrin merkezi iki taraftan Ars-

lanlı ve Kartal Köprüleri arasında ka-

lıyor. Şehir, İskır Nehri üzerine ve Vi-

toşa Dağı eteklerine kurulmuş. Vitoşa

Dağı’nı şehrin her yerinden görebili-

yorsunuz. Kış aylarında özellikle kayak

severlerin uğrak yeri oluyor, bu dağ.

Sofya,  yeşilin  her  tonunu  sunuyor

size. Doğasıyla da ziyaretçilerini bü-

yülüyor. Osmanlı yapılarını da az da

olsa görmek mümkün. Banyabaşı Ca-

mii bunlardan biri. 1566 yılında yapılan

cami Mimar Sinan’ın eseri.

1.8 milyon kişinin yaşadığı Sof-

ya’da, merkeze doğru insan kalabalı-

ğının yoğunlaştığına tanık oluyoruz. Ko-

münizmin etkilerini silmiş gibi duran

ülkede, kadınlar ve erkekler adeta şık-

lık yarışında. Son modayı takip etme-

ye çalışan kadınlara, ülkede erkekle-

rin hepsinde olduğu gibi geniş omuz-

lu yapılı erkekler eşlik ediyor. İki gün-

de Sofya’nın en güzel ve gizemli yer-

lerini geziyoruz ve güzel anılarla geri

dönüşe geçiyoruz.

G

E



Z

İ-

D



Ü

N

Y



A

Bansko

ÜÇ BÜYÜK KAYAK MERKEZİ VAR

Bulgaristan, kış aylarında özellikle kayakçıların da gözde destinasyonu oluyor. Yeşilli, do-

ğası ve dağlarıyla ünlü ülkede Bansko, Borovets, Pamporovo kayak merkezleri dünyanın her

yanından turist çekiyor. 

Türkler de son yıllarda bu merkezlerin müdavimleri arasına katıldı. Bunlardan en iddialısı

Bansko. 2014 Kış Olimpiyatları için de onay almış. 990-2.600 metre arasında her zorluk dere-

cesinde 13 pisti bulunuyor. Borovets ise, Rila Dağları’nın eteklerinde çam ağaçları arasındaki

büyük bir kayak merkezi. Burada ise 20 kayak pisti var. 

Pamporovo ise Rodop Dağları’nda yer alıyor. Toplam sekiz pisti var.



Yüklə 32,75 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə