Uluslararası Sosyal Ara tırmalar Dergisi
The Journal of International Social Research
Cilt: 7 Sayı: 33 Volume: 7 Issue: 33
www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581
PLATON’UN METAF Z K TERM NOLOJ S VE MA ARA ALEGOR S N N M ST K
TEMELLER
PLATO METAPHYSICAL TERMINOLOGY AND FUNDAMENTALS MYSTICAL ALLEGORY
OF THE CAVE
Cevdet KILIÇ
∗∗∗∗
Öz
Platon metafizi inin ana ve esas kavramları Tanrı, Demiorgues, dealar ve Ruh
kavramlarıdır. Platon’un ma ara alegorisi idealar âlemi ve görünü ler âlemi kavramlarıyla
ontolojinin, akledilir dünya ile duyulur dünya kavramlarıyla da epistemolojinin konusudur. nsanın
e itimle aydınlatılması meselesi ma ara alegorisinin ana temasıdır. Bu temaya mistik boyutlar
eklemek mümkündür. “ nsanların küçük ya tan beri boyunlarından ve ayaklarından zincire
vurulmaları”, “ma ara,” “karanlık,” “gölgeler,” “ate ,” “zincirlerden kurtulu ,” “dik yoku u
tırmanma” ve “güne ” gibi kavramların tasavvufi açılımları olabilir.
Anahtar Kelimeler: Metafizik, Ma ara Alegorisi, Ate , Güne , Tasavvuf.
Abstract
God, Demiorgues, Idea and Soul are the main and essential concepts of Plato’s metaphysics.
Plato’s cave allegory is the subject of ontology by the concepts of world of ideas and world of
appearances, and the subject of epistemology by the concepts world of thought and world of
sensations. Enlightenment of human through education is the main theme of the cave allegory. It is
possible to add a mystical dimension to this theme. The concepts like “chained by the neck and foot
from little ages”, “cave”, “darkness”, “shadows”, “fire”, “escaping from chain”, “climbing the hill”,
and “sun” may have mystical dimensions.
Keywords: Metaphysics, Cave Allegory, Fire, Sun, Mysticism.
Giri
Sokrates, Platon ve Aristoteles felsefe tarihinin üç önemli filozoflarıdır. Sokrates
olmasaydı Platon, Platon olmasaydı, Aristoteles’in varlı ı dü ünülemezdi. Aristoteles Platon’un
ö rencisi oldu unda henüz on sekiz ya ındaydı. Platon’un Akademia’sında on dokuz yıl
süreyle parlak bir ö rencilik hayatı sürdürmü tür. Felsefesinin geli iminde hocasıyla yaptıkları
kar ılıklı tartı maların etkisi büyüktür. Parlak ö rencilik yıllarından sonra Aristoteles, hocasının
izleyicisi ve fikirlerinin orta ı olmak yerine, kendi çizgisini otaya koyarak farklı bir yol izlemeyi
tercih etmi tir.
Sokrates’i en sadık talebesi Platon’un ilk dönem diyaloglarındaki etkisinden tanıyoruz.
Platon’un olgunluk dönemi diyaloglarının arasında yer alan ve bir devlet tasarımı ortaya attı ı
Politeia (Devlet) isimli eseri adeta bir iniltinin yansıması olarak görülmesi mümkündür. Çünkü
hocasıyla tanı ması yirmili ya larında olmu , ölümüne kadar da yanından ayrılmamı tır.
Hocasının ba ına gelen bu talihsiz olay onu adeta çileden çıkarmı tır. Devlet isimli eserinin her
∗
Doç. Dr. OMU. Fen Ed. Fak. Felsefe Böl. Ö r. Üyesi, e-posta: cevdet.kilic@omu.edu.tr
- 571 -
satırında bu iniltiyi görmek mümkündür. Bu eserdeki devlet yönetiminden yöneticilerin
seçilmesi ve e itimine kadar her eyin en ince ayrıntısına kadar planlanması, ele aldı ı her bir
problem hakkında son sözü söylemeyip sürüncemede bırakması bu iniltinin bir yansıması
olarak de erlendirmek mümkündür. Platon’un böyle bir tutum içinde olmasının sebebini
hocasıyla aynı akıbeti ya amak istemiyor olu undan kaynaklandı ını dü ünmek yanlı
olmayacaktır. Bu ikisi arasında sürekli ve sıkı bir yakınlık olmu , diyaloglarının yarıya yakını
ona kar ı duydu u derin sevgi ve saygının bir eseri olarak ortaya çıkmı tır. Hocası Sokrates’in
demokrasi yanda larınca haksız yere öldürülmesinden sonra Platon Atina’yı terk ederek
Mısır’a gitmi , Güney talya ve Sicilya’da bulunmu tur. Bu seyahatler onun dü ünce hayatına
büyük etkiler bırakmı tır. 12 yıl süren bu seyahatleri esnasında özellikle Mısır seyahati, bir
yandan matematik bilgisini güçlendirmi bir yandan da dini mistik görü ler edinmi tir.
1
Platon
bundan sonraki çalı malarını felsefe ve siyaset teorileri üzerinde yo unla tırmı tır. Atina’ya
dönü ünden sonra kurdu u ‘Akademia’sında felsefeye tutkun devlet adamları yeti tirmeyi
amaçlamı tır.
Platon’un dü üncelerinin olu masında Pythagorasçılar’ın Herakleitos (MÖ.535-475) ve
Pramenides (540-470)’in etkisini unutmamak gerekir. Özellikle ruhun ölümsüzlü ü, ruh göçü
ve matemati in yetkinli i konusunda Pythagorasçılı ın, iki dünyalı metafizi in olu umunda
nesneler dünyasındaki sürekli bir de i im ve çatı ma alanı olarak kabul edilen nesneler
dünyasının olu umunda Herakleitos’un ve idealar dünyasının olu umunda da Parmenides’in
etkisi söz konusudur.
Platon felsefesinin ana sistemati i bilgi felsefesine dayanır. Platon’da bilgi sorunu en
üst bilgi seviyesini yani bilgeli i kastederek “bilginin ne oldu u,” bilgi türlerinin ne oldu u” ve
“insanın nasıl bildi i” üzerinde yo unla ır.
2
te Platon’un asıl metafizik dü üncesine bilgi
problemi üzerinden kapı aralanır. Platon metafizi ini, Tanrı, dealar dü üncesi ve ruh problemi
üzerinde in a eder. Ma ara alegorisi bu üç kavramı içine alan ve mistik bir dünyaya kapı
aralayan önemli bir sembolik anlatımdır. Ma ara sembolizminde yer alan ma ara, küçük
ya tan beri zincire ba lı insanlar, ate , güne , gölgeler, aydınlık, karanlık, zincire ba lı
insanların bir gün çözülmeleri, tüm bunların mistik dü üncede birer açıklaması oldu u
muhakkaktır. Ma ara benzetmesine geçmeden önce Platon dü ünce sisteminde yer alan
metafizik kavramları ele almaya çalı alım.
1. Metafizik Terminolojinin Ana Kavramları
1
Platon’un Mısır seyahati ve orada ne kadar kaldı ı ve nasılbir e itim aldı ı hususu kapalılı ını korumaktadır. Ancak
Platon’un Mısır’da Musa peygamber’e inanan bir rahipten mistik dersler aldı ı görü ünü dile getiren ara tırmacılar
çıkmı tır. Platon’un Mısır’da ne kadar kaldı ı ve kimlerden ne gibi e itim aldı ı yönü günümüze kadar tam ortaya
çıkarılmı de ildir. Bu fikri ilk ortaya atan Mehmet Ali Aynî’dir. Tasavvuf Tarihi isimli eserinde Yunan Yunanistan’da
Tasavvuf bahsinde Eflatun’dan bahsederken unları yazmaktadır: “ Sokrat’ın idamından sonra Eflatun, Atina’da kalmayı
ihtiyata uygun bulmadı ından, kendi iste iyle vatanını terk ederek seyahata çıkmı tı. Önce Megara’ya gidip ünlü matematikçi
Öklit ve Harmujen ile ili ki kurmu tu. Eflatun’un Elea filozoflarının hikmet nazariyelerini bu iki filozof aracılı ı ile ö renmi ve
inceleme fırsatı bulmu olması muhtemeldir. Eflatun Megara’dan Mısır’a geçmi ti. Orada üç yıl kalmı ve özellikle tasavvuf ilimleri
tahsil etmi tir. Bundan ba ka kâhinlerden batın ilmi okumu , fakat seyr-ü sülûk hususunda Pisagor gibi en yüksek derecelere
çıkamamı , üçüncü mertebede kalmı tı.” M.Ali Aynî (1991).
Tasavvuf Tarihi, sad.: H. Rami Yananlı, stanbul, s. 139;
Platon’un Mısır’da kalı ıyla alakalı olarak Karman Birand’ın söyledikleri de dikkat çekicidir. “Mısır, çok eski kültürü,
yüzyıllardan beri hiç de i meden aynı ekilde sürüp gelen gelenekleri ile onun üzerinde çok derin izler bırakmı tır. Eflatun,
Mısır'da sanki, sonsuz de i mezli in kendisini bulmu tur.” Birand, Karman (1958).
lkça Felsefesi Tarihi, Ankara, s. 48;
Platon’un Mısır’da kaldı ı ve dü üncelerinde bir takım tasavvufi e ilimler ta ıdı ı hususunda bilgi verenler arasında
1973 tarihinde yapmı oldu u mezuniyet tezi ile Mehmet Bayraktar olmu tur. O Platon için Musevilikten etkilenmi
olabilece i iddiasını ispatlayan pek çok delil ortaya atmı tır ve “Eflâtun Yunanca konu an Musa mıydı?” Sorusunu
sormu tur. Bkz, Mehmet Bayraktar (2004). slâm Dü üncesi Yazıları, Ankara, s. 263 vd; Özellikle Son dönem eserlerinden
Yasalar çev.: C. entuna, S. Babür, stanbul 2012), isimli eserinin X. ve XI. Kitabının Hz. Musa’ya verilen on emrin
açıklaması oldu u fikri ortaya atılmı tır. Bunun yanı sıra özellikle Devlet isimli eserinin pek çok yerinde Platon’un bir
mistik e itimi aldı ı görü ünü destekleyecek pek çok cümleye rastlamak mümkündür. Bkz.: Platon, Devlet, çev.: S.
Eyubo lu, M.A.Cimcoz, 401d; efik Can da Platon Mevlana kar ıla tırması yaparken buna benzer fikirler ortaya
atmı tır. Bkz.: efik Can (2004). Mevlana ve Eflatun, stanbul, s. 17-39; Sunar, Cavit (1975). Tasavvuf Tarihi, Ankara, s. 86;
Aster, Ernst von (2005). lkça ve Ortaça Felsefe Tarihi, çev.: Vural Okur, stanbul, s. 191.
2
Platon (2009). Theaitetos, çev.: Macit Gökberk, Diyaloglar içinde stanbul, 145e; Dürü ken, Çi dem (2014). Antikça
Felsefesi, stanbul, s. 177.