Mezhep: (Arapça: مذهب mazhab, çoğ. مذاهب‎ mazāhib), Mezhep:



Yüklə 1,53 Mb.
tarix30.10.2018
ölçüsü1,53 Mb.
#76391



Mezhep: (Arapça: مذهب mazhab, çoğ. مذاهب‎ mazāhib),

  • Mezhep: (Arapça: مذهب mazhab, çoğ. مذاهب‎ mazāhib),

  • Sözlük anlamı gitmek, izlemek, gidilen yol demektir.

  • Mecazi olarak kişisel görüş, inanç ve doktrin karşılığında da kullanılır.



Mezheb’ kelime anlamı itibariyle ‘gidilen yol’, ‘mecra’ anlamları taşır.

  • Mezheb’ kelime anlamı itibariyle ‘gidilen yol’, ‘mecra’ anlamları taşır.

  • Dini ıstılahta ise içtihat (rey; görüş; hüküm) derecesine ulaşmış olan alimin dini meseleleri bir bütün sistem halinde ortaya koyması, bir anlamda teknik yorumlar bütünü oluşturmasıdır



Hz. Peygamber (s.a.s), hayatta iken sahabiler arasında herhangi bir ihtilaf yoktu. Dinin usul ve füruunda sahabilerden bazısının anlamadığı bir mesele çıkarsa, Hz. Peygamber'e sorar, o da açıklardı.

  • Hz. Peygamber (s.a.s), hayatta iken sahabiler arasında herhangi bir ihtilaf yoktu. Dinin usul ve füruunda sahabilerden bazısının anlamadığı bir mesele çıkarsa, Hz. Peygamber'e sorar, o da açıklardı.

  • Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer devirleri ile Hz. Osman'ın hilafetinin ilk yıllarında da herhangi bir ihtilaf çıkmamıştı. Sahabe ve tabiin devirlerinde akaidde bir mesele çıkarsa, hemen güvenilir alimlere müracaat olunur, hükmü alınır, ihtilafın çıkmasına fırsat verilmezdi.



Hz. Osman'ın şehadetinden sonra tehlikeli olan siyasi ihtilaflar çıkmaya başladı. Özellikle hakem olayından sonra İslâm'da ilk siyâsî ayrılık ve bid'at mezhebleri kendilerini gösterdiler.

  • Hz. Osman'ın şehadetinden sonra tehlikeli olan siyasi ihtilaflar çıkmaya başladı. Özellikle hakem olayından sonra İslâm'da ilk siyâsî ayrılık ve bid'at mezhebleri kendilerini gösterdiler.

  • İlk çıkan mezhebler siyası mahiyette olup bunlar dini bir kisveye bürünmüşlerdi.



Mezhepler ayet ve hadisleri farklı anlamaktan kaynaklandığına göre, Peygamberin zamanında mezhep olması düşünülemez.

  • Mezhepler ayet ve hadisleri farklı anlamaktan kaynaklandığına göre, Peygamberin zamanında mezhep olması düşünülemez.

  • Çünkü Peygamber zamanında bir mesele olduğunda, sahabiler Peygambere geliyor, soruyordu.

  • Peygamber hüküm veriyor, muhakeme için gelenlerin davalarını neticeye bağlıyordu.



Peygamberimizin vefatından sonra İslâm alemi genişledi İran, Irak, Suriye gibi yerler fethedildi Hz Ömer (ra) Zeyd b Sabit, Abdullah bin Ömer (ra) Medine’de kalırken, pek çok sahabi efendimiz de yeni fethedilen yerlere dağıldı, Her Sahabi bulunduğu yerde fetva ve ilim öğretme işleri ile meşgul oldular, Sahabiler, kendilerine sorulan suallerde evvela, Kur’an’a müracaat ediyorlardı Sualin cevabını Kur’an’da bulamadıklarında hadislere bakıyorlardı Hadislerde de bulamazlarsa, Kur’an ve hadise dayanarak kendileri içtihad yapıyorlardı.

  • Peygamberimizin vefatından sonra İslâm alemi genişledi İran, Irak, Suriye gibi yerler fethedildi Hz Ömer (ra) Zeyd b Sabit, Abdullah bin Ömer (ra) Medine’de kalırken, pek çok sahabi efendimiz de yeni fethedilen yerlere dağıldı, Her Sahabi bulunduğu yerde fetva ve ilim öğretme işleri ile meşgul oldular, Sahabiler, kendilerine sorulan suallerde evvela, Kur’an’a müracaat ediyorlardı Sualin cevabını Kur’an’da bulamadıklarında hadislere bakıyorlardı Hadislerde de bulamazlarsa, Kur’an ve hadise dayanarak kendileri içtihad yapıyorlardı.



Resulullah Muaz b. Cebel’i Yemen’e vali olarak gönderdiğinde kendisine sorar: Sana bir dava getirildiğinde nasıl hükmedeceksin? ‘Allah’ın kitabı ile hükmedeceğim’ der.  Meseleyi Kur’an’da bulamazsan ? Resulullah’ın n sünneti ile hükmedeceğim der. Resulullah Hem kuran Hem de sünnette bulamazsan? dediğinde kendi reyimle ictihad edeceğim hüküm vermekten  geri durmayacağım demiştir.

  • Resulullah Muaz b. Cebel’i Yemen’e vali olarak gönderdiğinde kendisine sorar: Sana bir dava getirildiğinde nasıl hükmedeceksin? ‘Allah’ın kitabı ile hükmedeceğim’ der.  Meseleyi Kur’an’da bulamazsan ? Resulullah’ın n sünneti ile hükmedeceğim der. Resulullah Hem kuran Hem de sünnette bulamazsan? dediğinde kendi reyimle ictihad edeceğim hüküm vermekten  geri durmayacağım demiştir.

  • Muaz b.Cebel der ki: İşte o zaman Resulullah Memnun kaldı ve göğsüme eliyle vurup ‘Allah’ın elçisinin elçisini, Allah’ın elçisini memnun edecek şekilde muvaffak kılan Allah’a hamdolsun’ buyurdu.[24]



Sahabiler aynı zamanda Resulullah (sav)’in yanında uzun süre kalmalarından dolayı, Kur’an ve Sünnet’ten hüküm çıkarabilme anlayışına sahiptiler Yani müçtehit idiler Bir yandan Müslümanların dini meselelerine çözüm bulan, fetva veren bu Sahabiler, diğer taraftan dini ilimler sahasında pek çok talebe yetiştirdiler Böylece Peygamberimizin bırakmış olduğu ilim ve hikmet mirası, Sahabiler yoluyla kendilerinden sonraki nesil olan Tâbiin’e intikal etti.

  • Sahabiler aynı zamanda Resulullah (sav)’in yanında uzun süre kalmalarından dolayı, Kur’an ve Sünnet’ten hüküm çıkarabilme anlayışına sahiptiler Yani müçtehit idiler Bir yandan Müslümanların dini meselelerine çözüm bulan, fetva veren bu Sahabiler, diğer taraftan dini ilimler sahasında pek çok talebe yetiştirdiler Böylece Peygamberimizin bırakmış olduğu ilim ve hikmet mirası, Sahabiler yoluyla kendilerinden sonraki nesil olan Tâbiin’e intikal etti.



Sahabilerden ders alan ve kendilerine Tabiin denilen zatlar, çeşitli İslam merkezlerinde bulunuyorlardı.

  • Sahabilerden ders alan ve kendilerine Tabiin denilen zatlar, çeşitli İslam merkezlerinde bulunuyorlardı.

  • Bu imamların her biri kendisinden ders aldığı sahabinin rivayet ettiği hadisleri ve çeşitli meselelerdeki fetvalarını derlediler, bir araya topladılar, bunlar da kendilerine sorulan suallerin çoğunu evvela Kur’an’da, sonra da hadislerde ararlar, cevabını bulamadıkları meselelerde, kendi içtihatları ile cevap verdiler.



Tabiin imamları da Sahabiler gibi bir yandan Müslümanların suallerini cevaplandırırken, bir yandan da talebe yetiştirmekle meşgul oluyorlardı.

  • Tabiin imamları da Sahabiler gibi bir yandan Müslümanların suallerini cevaplandırırken, bir yandan da talebe yetiştirmekle meşgul oluyorlardı.

  • Çevrelerinde halkalanan talebelere İslam ilimlerinden ders veriyorlardı İslam hukukunun temelini kurma, karşılaşılan yeni meseleleri enine boyuna inceleyip hükümlerini açıklama hususunda talebelerine rehberlik ediyorlardı.



Tabiinin yetiştirdiği bu talebelere “Tebe-i Tabiîn” denir ki, meşhur olanları şunlardır: İmam-ı Azam Ebu Hanife, İmam Malik, İmam Evzaî, Leys Bin Sa’d, İmam Şafiî, Ahmed bin Hanbel, Süfyan-ı Servi, Süfyan bin Uyeyne (rahmetullahi aleyhim)

  • Tabiinin yetiştirdiği bu talebelere “Tebe-i Tabiîn” denir ki, meşhur olanları şunlardır: İmam-ı Azam Ebu Hanife, İmam Malik, İmam Evzaî, Leys Bin Sa’d, İmam Şafiî, Ahmed bin Hanbel, Süfyan-ı Servi, Süfyan bin Uyeyne (rahmetullahi aleyhim)



Tabiin alimleri Sahabilerin fetvalarını topladıkları gibi Tebe-i Tabiin alimleri de Tabiinin fetvalarını topladılar. Müçtehid derecesinde pek çok imam vardı İşte fıkhi-ameli mezheplerin teşekkülü Tebe-i Tabiin zamanına rastlar. Gerek sahabilerin, gerekse Tabii’nin temel meselelerinin dışında kalan teferruatla ilgili meselelerde, Kur’an ve Sünnet ışığında yaptıkları içtihatlar neticesinde, aynı konuda farklı fetvalar ortaya çıktı

  • Tabiin alimleri Sahabilerin fetvalarını topladıkları gibi Tebe-i Tabiin alimleri de Tabiinin fetvalarını topladılar. Müçtehid derecesinde pek çok imam vardı İşte fıkhi-ameli mezheplerin teşekkülü Tebe-i Tabiin zamanına rastlar. Gerek sahabilerin, gerekse Tabii’nin temel meselelerinin dışında kalan teferruatla ilgili meselelerde, Kur’an ve Sünnet ışığında yaptıkları içtihatlar neticesinde, aynı konuda farklı fetvalar ortaya çıktı



Alimler içerisinde de öyleleri vardır ki, diğerleri onun görüşüne ve ilminin sağlamlığına tabi olmuşlardır.

  • Alimler içerisinde de öyleleri vardır ki, diğerleri onun görüşüne ve ilminin sağlamlığına tabi olmuşlardır.

  • Yetiştirdiği talebeleri, yazdığı eserleri, nesilden nesile o görüşleri devam ettirdiler Böylece, o en güvenilir alimin sistemli görüşleri, sağlam hüküm ve prensipleri etrafında, zamanla bir yorum tarz ve tekniği, bir okul, bir ‘mezheb’ oluşmuştur.



Müslümanlar, kendi bölgelerinde yaşayan imamın fetvalarını biliyor, onu tercih ediyor ve onunla amel ediyordu, İşte bu tercih ve taraftarlık, zamanla yerini “gidilen yol” manasına gelen “Mezhepleri” ortaya çıkardı.

  • Müslümanlar, kendi bölgelerinde yaşayan imamın fetvalarını biliyor, onu tercih ediyor ve onunla amel ediyordu, İşte bu tercih ve taraftarlık, zamanla yerini “gidilen yol” manasına gelen “Mezhepleri” ortaya çıkardı.



a. İtikadi Mezhepler: İmanla ilgili konulardaki görüşler

  • a. İtikadi Mezhepler: İmanla ilgili konulardaki görüşler

  • b. Ameli Mezhepler : İbadetle ilgili konulardaki görüşler



Sünnî mezhebinin takip ettiği dört büyük fıkıh mezhebi:

  • Sünnî mezhebinin takip ettiği dört büyük fıkıh mezhebi:

  • Hanefi mezhebi (Hanefilik)

  • Şafii mezhebi (Şafiilik)

  • Maliki mezhebi (Malikililik)

  • Hanbeli mezhebi (Hanbelilik)



Hanefi mezhebinin temeli, İmam-ı Azam’a yani Ebu Hanife’nin (H 80-150 / M 699-767) içtihatlarına dayanır. Aynı şekilde İmam-ı Azam’ın talebeleri de onun rivayet ettiği hadisleri, kabul ettiği görüşlerini toplayarak sistemleştirdiler. O görüşlerinden yeni yeni eserler telif ettiler, zaman içerisinde bu eserlere şerh yazdılar, imamların görüşlerine ve fıkıhtaki usullerine uygun yeni yeni hükümler çıkardılar.

  • Hanefi mezhebinin temeli, İmam-ı Azam’a yani Ebu Hanife’nin (H 80-150 / M 699-767) içtihatlarına dayanır. Aynı şekilde İmam-ı Azam’ın talebeleri de onun rivayet ettiği hadisleri, kabul ettiği görüşlerini toplayarak sistemleştirdiler. O görüşlerinden yeni yeni eserler telif ettiler, zaman içerisinde bu eserlere şerh yazdılar, imamların görüşlerine ve fıkıhtaki usullerine uygun yeni yeni hükümler çıkardılar.

  • Bunlarda çeşitli bölgelere dağıldılar Böylece İmam-ı Azam’ın görüşleri bir mezhep halini aldı



Maliki mezhebi, İmam Malik Hz lerinin (ö 179 / 795) içtihatlarına dayanır Zaman içerisinde İmam-ı Malik’in talebeleri de onun rivayet ettikleri hadisleri ve görüşlerini toplayarak benimsemiş ve sistemleştirmişlerdir.

  • Maliki mezhebi, İmam Malik Hz lerinin (ö 179 / 795) içtihatlarına dayanır Zaman içerisinde İmam-ı Malik’in talebeleri de onun rivayet ettikleri hadisleri ve görüşlerini toplayarak benimsemiş ve sistemleştirmişlerdir.

  • Onun talebeleri de onun metoduna uygun şekilde karşılaştıkları yeni meselelerde fetva verdiler, böylece de Malikî mezhebi ortaya çıktı.



İmam Şafii, Maliki ve Hanefi mezheplerinin usullerinin yayılmaya başladığı ilk zamanlarda yetişti (H 150-204 / M 767/819) İmam-ı Şafii, bu iki imam’dan sonra dünyaya gelmesi, kendisi için Allah’ın büyük bir lütfu idi çünkü o ilimle meşgul olduğu zamanlarda, bu iki mezhep teşekkül etmiş, usülleri belirlenmiş ve bir çok yerde yaygınlaşmıştı.

  • İmam Şafii, Maliki ve Hanefi mezheplerinin usullerinin yayılmaya başladığı ilk zamanlarda yetişti (H 150-204 / M 767/819) İmam-ı Şafii, bu iki imam’dan sonra dünyaya gelmesi, kendisi için Allah’ın büyük bir lütfu idi çünkü o ilimle meşgul olduğu zamanlarda, bu iki mezhep teşekkül etmiş, usülleri belirlenmiş ve bir çok yerde yaygınlaşmıştı.

  • Dolayısıyla İmam-ı Şafi mezheplerin yollarını inceleme fırsatı buldu ve onlardan farklı bir usül takip etti, fıkhın usulleri ile ilgili İslam tarihinde ilk eser olan ‘er-Risale’ isimli kitabını yazdı.



Hanbeli Mezhebi’nin esasları, Ahmed b Hanbelin içtihatlarına dayanır Yine bu mezhep de onun talebeleri tarafından sistemleştirilerek batıl olan ve sahih kavillere dayanmayan görüşlerin zararlarından bertaraf edilerek günümüze kadar ulaştırılmıştır

  • Hanbeli Mezhebi’nin esasları, Ahmed b Hanbelin içtihatlarına dayanır Yine bu mezhep de onun talebeleri tarafından sistemleştirilerek batıl olan ve sahih kavillere dayanmayan görüşlerin zararlarından bertaraf edilerek günümüze kadar ulaştırılmıştır



Sahabe, Tabiin ve Tebe-i Tabiin devirlerinde müçtehitlerin fazla olması, birçok mezhebin ortaya çıkmasına sebep oldu Zaman içerisinde onun üzerinde Sünni fıkhi mezhep ortaya çıktı.

  • Sahabe, Tabiin ve Tebe-i Tabiin devirlerinde müçtehitlerin fazla olması, birçok mezhebin ortaya çıkmasına sebep oldu Zaman içerisinde onun üzerinde Sünni fıkhi mezhep ortaya çıktı.

  • Zaman geçtikçe mezhep imamı durumunda olan alimlerin birçoğu kendilerinden daha alim gördükleri veya aynı meselede aynı içtihatta ittifak ettikleri imamların mezheplerine girdiler



Ehl-i Sünnet Mezhepler

  • Ehl-i Sünnet Mezhepler

  • Maturidi

  • Esari

  • Selef

  • Diger Mezhepler

  • 1- CEBRİYE 7

  • 2- KADERİYE 14

  • 3-MÜRCİE 21

  • 4- MUTEZİLE



Mezhepler ayet ve hadisleri farklı anlamaktan kaynaklandığına göre, Peygamberin zamanında mezhep olması düşünülemez.

  • Mezhepler ayet ve hadisleri farklı anlamaktan kaynaklandığına göre, Peygamberin zamanında mezhep olması düşünülemez.

  • Çünkü Peygamber zamanında bir mesele olduğunda, sahabiler Peygambere geliyor, soruyordu.

  • Peygamber hüküm veriyor, muhakeme için gelenlerin davalarını neticeye bağlıyordu.



Her Müslüman; Kur’an’ın hükümlerini, Resulüllah’ın (sav) hadislerini ve sünnetini, daha sonraki sahabe ve tabiinin görüşlerini ve bunlara ait bütün ilimleri tam manasıyla öğrenip uygulayamayacağına göre bunları bilen bir alime tabi olmak zorundadır.

  • Her Müslüman; Kur’an’ın hükümlerini, Resulüllah’ın (sav) hadislerini ve sünnetini, daha sonraki sahabe ve tabiinin görüşlerini ve bunlara ait bütün ilimleri tam manasıyla öğrenip uygulayamayacağına göre bunları bilen bir alime tabi olmak zorundadır.

  • Bu durum fiili bir zorunluluk olup farz veya vacip değildir.



Bu zorunluluk, hem kişisel bilgi ihtiyacını gidermek hem de cemaat halinde uygulanması gereken namaz, Hac vb. gibi ibadetlerde, idarede, yargıda ve daha bir çok sosyal alanda bütünlüğü ve birlikteliği koruyabilmekten kaynaklanıyordu.

  • Bu zorunluluk, hem kişisel bilgi ihtiyacını gidermek hem de cemaat halinde uygulanması gereken namaz, Hac vb. gibi ibadetlerde, idarede, yargıda ve daha bir çok sosyal alanda bütünlüğü ve birlikteliği koruyabilmekten kaynaklanıyordu.





Yüklə 1,53 Mb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə