Microsoft Word 179-478-1-rv doc



Yüklə 76,96 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix04.11.2017
ölçüsü76,96 Kb.
#8520


 

© Uluslararası

 İnsan Bilimleri 

Dergisi


 

ISSN: 1303-5134

 

www.insanbilimleri.com  



 

Cilt: 4 Sayı: 1 Yıl: 2007 

Yayın Tarihi: 10/01/2007

 

 



 

 

DİL DEĞİŞİMİNİN DİLSEL VE TOPLUMSAL 

NEDENLERİ 

 

 



Yrd.Doç.Dr. Recep Akay,  

Sakarya Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi 

Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü  

 

akay@sakarya.edu.tr



 

 

 



Özet 

Dil yaşayan bir varlık olarak değişmeye muhtaçtır. Kültürel, ekonomik ve teknolojik 

gelişmelere bağlı olarak  değişmektedir. Bunların yanında, bir dilde esas değişmeye  

neden dilin iç ve dış dinamikleridir. Bir dili konuşan topluluk gereksinim duydukça 

dilde değişir. Sadece ölü diller değişmez.Teknolojik transfer yaptığınız sürece ve 

transferini yaptığınız ürünleri adlandıramazsanız, ürünün orjinal ismini kullanmak 

zorunda kalırsınız.Dilde değişmeyi engelleyen sistemler, şimdiye kadar 

bulunamamıştır.Dillinizi, diğer dillerden üstün bir konuma getirmek istiyosanız, 

teknoloji ve kültürel değerler üretmek zorundasınız, ancak bu şekilde diğer dilleri 

etkileyebilirsiniz. Bir dilde değişim sözcük transferi ile başlar, ses  yapınızı yapınızı 

etkiler ve daha sonra, dilin bütün unsurlarını kapsar.  

Anahtar Kelimeler :   Değişim-Gösterge-Dil-Sesbilimi-Belirti-Eşsürem 

 

 

 



 

 



© Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134

  

www.InsanBilimleri.com

  

 

Recep Akay: Dil değişiminin dilsel ve toplumsal nedenleri



 

 

 



2

 

The social and language reasons of the changes in language 

 

by 

Recep Akay

 

 

 

 

 

 

Abstract 

As a living structure, language is bound to change. languaga is also likely to change 

as with the changes of, cultural, economical and technological development.The 

main reasons for changes in a language are; cultural and together with technologial 

developmen, the languages inner and auter dynamisms.As long as language feels the 

need to change, it is bound to change. 

Only dead languaga cannot change.Especialy when it is needed to make 

technologial transfer one will also need to import words from other languages that 

is, if you find it difficult to find the same expression of the words in your own 

language. 

Both the dichtionary meaning and the grammer part of the language will change. 

The communication age that we are living in reguires this. There isn't a mechanism 

yet that can prevent this from happening.Only if you make cultural and 

technological transfer can you keep your own language valuable agains other 

languages. 

Communication change starts with the word and continues on with the change of 

the phonetiec and in time will effect the whole language.  

Key Words: Change-Sing-Synchrony-Lingua-Phonetic-Index 




© Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134

  

www.InsanBilimleri.com

  

 

Recep Akay: Dil değişiminin dilsel ve toplumsal nedenleri



 

 

 



3

Dil değişiminin nedenleri 

  

Giriş 



 

Dil üzerine çalışmanın kaçınılmaz ilgi alanlarından birisi dilin değişkenliği üzerinedir. Dilin 

yozlaştığı, yabancı dillerin etkisi altında olduğu ve yanlış kullanıldığıyla ilgili görüşler sık sık dile 

getirilir. Dilbilimciler bu tür haberleri genellikle ciddiye almaz ve üzerinde tartışmaya değer 

bulmazlar. Dilde oluşan değişimlerin, dilin doğal yapısından ve özelliğinden kaynaklandığını 

bildiklerinden dolayı, bu tür görüşleri kamuoyunda tartışmazlar. Bu makalede, dildeki değişmelerin 

nedeni ve biçimi üzerinde duracağız. Çünkü dil ister artsürem, ister eşsürem açısından  incelensin, 

daha başlangıçta bu konuyla karşılaşılır. Bir dil hakkında açıklama yapmak, zorunlu olarak, o dilin 

niteliklerini ve geçirdiği evreleri göz önünde tutmak gerekir. Aslında dilin gerçeği olarak bahsedilen 

şey, zor da olsa ayırt edilebilen dilin yeni ve eski biçiminden başka bir şey değildir.  

 

Dilbilimci, ya biçimlerin tanımını referans alarak yola çıkar veya bunlardan birini reddedip diğerini 



esas alarak açıklanmasında kullanabilir. Gerçekte her biçim dil değişiminin doğal sonucudur. 

Dünyanın en eski araştırma alanlarından biri olan bu disiplin, bu konuyla ilgilenmek zorundadır ve 

sonuçta değişimlerin nedenlerinin çerçevesini oluşturmak, dilin yapısını açıklamanın bir yoludur.  

Dilbilimi çalışmaları, ister dil kurallarını açıklamak, ister dil planlaması yapmak veya ister dil 

özleştirmesi için yapılsın, sürekli dildeki değişimlerle karşı karşıya gelmek kaçınılmazdır. Çünkü 

dildeki değişimi önlemek için yapılacak hiç bir girişim, değişimi engelleyemez. Hatta dil özleştirme 

çalışmaları yapanlar bu değişimleri çirkin veya yanlış olarak adlandırsa dahi meydana gelir. Özellikle, 

toplum içinde çok tartışılan  sözcüklerin kullanımında bazı  öğretmenlerin  öğrencilerine sürekli 

kendilerinin kabul ettiği doğru sözcükleri kullandırma arzularında bunu görmekteyiz. Kısaca yaşayan 

her dil tartışmaya ve değişime doğal olarak açıktır ve sadece ölü diller değişmez.  

 

Dilin, sözlüksel olmayan kısımlarının kolay kolay değişmeyeceği hakkındaki görüşün dilin realitesiyle 



yakından ve uzaktan ilgisi yoktur. Dil her zaman ihtiyaç duyulduğu sürece değişim gösterebilir. Bu 

yüzden, dile sadece eşsüremlilik açısından bakmamak gerekir. Diğer yandan bilindiği gibi dildeki 

değişimler yalnızca günümüze özgü bir süreç olmadığı gibi, bir dizi faktörün rol oynadığı bilimsel 

açıdan önemli bir fenomendir. Bu yüzden bilim açısından açıklaması zor olan karmaşık ve bütünsel 

bir sonuç ortaya çıkmaktadır.  

 

Bugün dil değişimlerinin nedenleri hakkında gerçek anlamda ortak bir görüş yoktur. Gerçi bugün 



hem dilin iç yapısı hem de dil dışı sosyal faktörlerin burada önemli rol oynadığını bir çok dilbilimci 

iddia etse de, bu iki faktörden hangisinin önemli veya ağırlıklı olduğu hala tartışılmaktadır. 

 

 Dil  değişimlerinin nedeni olarak sosyal faktörlerin önemli olduğunu iddia edenler, özellikle dilin 



taşıdığı toplumsal karaktere işaret ederek, toplumsal alandaki değişikliklerin dile de aynen yansıdığını 

belirtirler(Bailey 1973.S.45). Bu konuyla ilgili başka bir görüş ise, dildeki değişimleri, toplumdaki 

değişimlerle ilintilendirmeyi, dilbiliminin sınırlarını  aşmak olarak algılamaktadır. Buna rağmen 

değişimin toplumsal niteliğine vurgu yapanlar vardır (Vennemann, 1982, S. 79).  Her iki görüş de dil 

değişimlerini açıklamak için yetersiz kalmaktadır. İlki dilin kendine özgü yapısını, yani eklemleme ve 

kavrama yeteneğiyle düşüncenin meydana getirdiği göstergeyi dikkate alır. İkincisi ise dilin iletişimsel 

özelliğini ve her bireyin kendine özgü somut ifade tarzını önemser. Gerçekte her iki unsur da dilin 

oluşumunda ve değişiminde önemli rol oynar. Ancak bu şekilde dil değişimlerinin nedenleri 

hakkında bir teori geliştirebiliriz. .Dildeki değişimler konusunda öne sürülen görüşlerde, dilin   

kendine özgü bir sistemi olduğu göz ününde bulundurulmalıdır. Değişim dil sistemi içinde 




© Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134

  

www.InsanBilimleri.com

  

 

Recep Akay: Dil değişiminin dilsel ve toplumsal nedenleri



 

 

 



4

gerçekleşir. Değişim az çok karşılıklı kurallar bütününden oluşan, anlam ve ses yapılarının 

özelliklerini dikkate alan bir süreçtir. Elbette bu süreç çeşitli sonuçlar ve farklı etkiler doğurabilir. 

Hatta değişim ses ve dizgi yapısından başlayarak, dilin her cümlesini etkileyip,  metinlerin 

değişimlerine kadar genişler ve bu etkileri çoğu kez hissedilmez. 

 

Dildeki değişimleri üç ana grupta toplayabiliriz: 



1.

 

Dil bilgisi özelliği; yani ses bilimsel, biçim bilimsel ve söz dizimsel değişim. Buradaki 



değişim tamamen dilin kendi sisteminden kaynaklanmaktadır.  

2.

 



Anlamsal ve sözlüksel değişim; Toplumun değişim isteği doğrudan veya dolaylı bir şekilde 

burada görülür.  

3.

 

Dil ve lehçe karışımı.  



 

Dil değişimlerinin üç biçimde dile etki etmesi,  her dil değişiminin iki yönlü olduğunu gösterir: Dilsel 

ve sosyal yönünü. Bu iki tür değişimde önemli olan dil sisteminde hangi şartlar altında, hangi 

değişimler meydana geldiği ve hangi şartlar altındaki değişimleri toplumların kabul ettiğidir. 

 

Dilbilgisi ve sosyal yönlü değişimler gözlemlendiğinde, farklı rollerin  etki ettiği olduğu ortaya 



çıkmaktadır ve her ikisi de aynı anda geçerlidir. Diğer yandan doğal değişim, örneğin nazalın asimile 

olması, yeni bir eklemliliği ortaya çıkarır, ancak bunun gerçekleşmesi için sosyal şartların 

olgunlaşması gerekir. 

 

Toplum bilinçli olarak, özellikle bir nesnenin adlandırılmasında değişimden yana tavır koyar ve onu 



benimser.  Örneğin; son yıllarda bilgisayar teknolojisi ile giren e-mail, lap top v.b. birçok kavramın 

kullanımı bu şekilde yaygınlaşmıştır.  

 

Teorik olarak en ilginç değişim ise; doğal dil bilgisi değişimidir. Örneğin biçim biriminde olan 



değişimin her başlangıç noktası, o dildeki sistemi oluşturan biçim bilim kuralları ve birimleridir. 

Önceden belirlenen bu özellik değişimi mümkün kılar ve değişim evrensel sınırlar içerisinde olur. 

Yani, biçim birim sistemi dil sisteminin bir bölümünü oluşturarak, dil bilgisi özelliğini değişim 

kuralları şekline dönüştürür. Kısaca bu değişim, dil bilgisel bir kural haline gelir. Şayet, bu sistem 

belirli bir tarihi değişim sürecinden geçerek sosyal şartların gerekli kıldığı uyumu sağlayabilirse kalıcı 

olur.  


 

Diğer önemli doğal dil bilgisi değişimlerinin bir yönü de ‘ öncelik özelliği;  açıkçası biçim birimsel 

öncelik özellikleridir. Ayrıca bunlar doğal ve belirli özellikler olarak da adlandırılır. Bunların en 

büyük özelliği, evrensel özellik taşımaları ve aynı zamanda dilbilgisi dışı özellikler olarak da 

adlandırılmalarıdır. Halbuki ses bilgisel ve eklemleme öğeleri biyolojik özellikler taşımasına karşın, 

biçim birimsel öğeler göstergebilim özelliği taşır. Yani, anlam ve biçim birimdeki ilişkisini gösterge 

bileşimi üzerine kurar. Bu arada bir yanda dilsel göstergenin şartları insan beyninde oluşurken, diğer 

yandan iletişimsel ve edimsel bileşenin şartları oluşur; bu demektir ki biyolojik ve sosyal faktörlerin 

bileşimi bu sistemi mümkün kılar. Bütün bunları şu şekilde formüle edebiliriz:  

 

Biçim birimsel öğeler (aynı  şartlar altında) daha etkili / belirtili olduğu sürece oluşum özelliği 



derecesi yüksek ön oluşumlar, biçim birimleri meydana getirir. 

 

Dilbiliminde „belirtili“ kavramı: “Artık bir ayırıcı özellik yada belirti içeren, Örneğin Türkçe’de /d/ 



sesbirimi titreşimlik belirtisi içerdiğinden /t/ye oranla belirtilidir” (Vardar, 1998. S.40). 

 

 




© Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134

  

www.InsanBilimleri.com

  

 

Recep Akay: Dil değişiminin dilsel ve toplumsal nedenleri



 

 

 



5

 

Diğer yandan belirti kavramını şu şekilde tanımlanmıştır:  



“Gösterge kavramında (Ch.S. Peirce 1984), bir durumun, bir olgunun varlığını doğal olarak içeren  

ya da ortaya koyan olgu. Belirti, var olduğunu gösterdiği dış gerçeklikle bir bitişiklik, neden-sonuç, 

vb. ilişkisi kurar. Eksik öğeli bir karşıtlık ilişkisi kuran birimlerin karşıtlığını sağlayan ayırıcı özellik. 

Örneğin Türkçe’de /b/ ile /p/ ses birimleri /b/de titreşimlilik belirtisinin bulunmasıyla birbirinden 

ayrılır. Belirti kavramı önce sesbilim alanında ortaya çıkmış, giderek dilbilimin başka alanlarında da 

kullanılmaya başlanmıştır”(Vardar, 1998. S.40).  

 

Kısaca, ön oluşumlar kural olarak dil bilgisi özelliği taşır ve kesin özellikler göstermez. Örnek olarak 



bir biçim birim şekli  (aynı şartlar altında) daha az belirtili yapıda ise anlamca güçlenerek biçim birimi 

sembolize eder. Önemli olan bir öncelik özelliği, sürekli belirli özellikleri olan biçim birimleri 

dikkate alır. Biçim birimin özelliklerinden dolayı; ilk önce dil değişimlerinde belirti’nin meydana 

getirdiği prensipler önemlidir.  Böylece öncelik özelliğini; eşsüremli açıdan değerlendirirsek, dilbilim 

açısından farklı düzensiz biçim birimi oluşumlarına Greenberg’in (1978) anladığı şekilde bakmamız 

gerekir. Burada biçim birim sistemlerinin birçok belirtili özelliğine dikkat çekmek isteriz ve bu 

sistemler belirtili olmadan düşünülemez. Aynı zamanda sesbilimsel değişimler yeni biçim birim 

“belirtileri” ortaya çıkarır.  

 

Tek oluşan biçim birim her zaman belirtili değerlendirmelerinde, sesbirimde olduğu gibi, belirti 



taslağını oluşturur. (Chomsky,1968) Bunlar ses bilimsel açıdan incelendiğinde belirtili veya belirtisiz 

özellikler taşır. 

 

Diğer yandan, öncelik özelliği her zaman kesin belirtili değerlendirmesini vermez, bilakis her şeyden 



önce çeşitli biçim birim özellikleri gösterir. Örneğin, anlamsal biçim birim saydamlığı, sistemin 

yapısı sistemin ölçülmesi gibi  örnekler, dil değişimlerinde açıkça meydana çıkar. Biçim birimdeki 

öncelik özelliğinin hiyerarşik bir düzeni olduğunu düşünebiliriz. Herhangi bir anlaşmazlık 

noktasında belirti hiyerarşik yapıdan dolayı dil değişimlerinde öncelik prensibinden daha önemli rol 

oynar ve yönü belirler. Bu tür hiyerarşik yapı bütün sorunları çözmese de, varlığının bilinmesi ve dil 

değişimlerinde oynadığı rol açısından şüphesiz önemlidir. Örnekler açıkça bize sistemin ölçülebilir 

olduğunu göstermektedir.  

 

Dil yapı sisteminin açıklanmasında biçim birimde parametreler geçerlidir. Genel olarak şunu 



söyleyebiliriz, biçim birim, hiyerarşik yapıdan kaynaklanan oluşum sonucunda, tek oluşan biçim, 

birimler sistemde etkili olur. Etkili olan belirtili sistemin sonucunda potansiyel biçim birimlerin 

değişimini hazırlar. Daha dikkatli incelendiğinde bunun sistemden kaynaklandığı görülür. Dildeki 

özel değişim sistemlerinin doğal dilbilgisi değişimlerinden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Bunu şu 

şekilde formüle edebiliriz: Dil bilgisi alanında olan değişimler belirtilerden fazla etkilenmezler.  

Dil bilgisi değişimlerini, ses, biçim birim ve dizim (yapı) değişimleri olarak görmeliyiz. 

 

Normal değişimler belirtilerin ortadan kalkmasıyla oluşur ve aynı zamanda yeni belirtiler meydana 



gelir. Dil bilgisinde değişimlerin en önemli özelliği, doğal dilbilgisi değişim prensiplerinden meydana 

gelmesidir. Bu özellik, öncelik prensipleri özelliği taşır ve evrenseldir. Bu biçim birimde olan 

değişimler belirti değerlendirmesinin temelinde oluşur. Aynı zamanda belirti derecelendirmesi 

gelecekte olacak değişimlerin habercisidir.  

 

Şimdiye kadar incelediğimiz sebepleri göz önüne aldığımızda, bütün değişimler dil bilgiseldir. 



Kısıtlanan ise sadece değişimler değil, değişim eğilimleridir. Biçim birim sisteminde bulunan değişim 

eğilimlerinin dilbilimcilerin yapmış oldukları, bir eylem olmadığı konusunda yeteri kadar kanıt vardır. 




© Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134

  

www.InsanBilimleri.com

  

 

Recep Akay: Dil değişiminin dilsel ve toplumsal nedenleri



 

 

 



6

Ancak değişime etkileri yadsınamaz. Dildeki değişimlerinin en çok gözlendiği alan çocukların dilidir. 

Değişimlerin en belirgin zamanı ise, çocukların dili edinme evresinde meydana çıkar. Sözlük 

bilgisine ve çekimlerin kurallarına dikkat etmeyen çocuklar dilbilgisi kurallarını genelleştirirler. Yani, 

çocuklar daha az yeni belirtiler kullanırlar; bu da yetişkinlerin dil kurallarına uymamaktadır. Örneğin 

Almanca’da bulunan düzenli ve düzensiz fiilleri karıştırmaları; fiillerin zayıf biçimlerini, bütün fiillere 

uygulamaları. 

 

Gerçekten çocukların bu tür dilsel değişim eğilimleri dildeki biçim birim sisteminin değişimine yol 



açarsa bunun kabul edilmesi ancak o dili konuşan toplumun, bu değişime pozitif yaklaşımıyla 

mümkün olur. Normal değişimler bile otomatik olarak kabul görmez. Bu yüzden  dilbilimciler dil 

değişim unsurunun nedenlerini bulmak istiyorlarsa toplumun dile karşı bakış açılarını dikkate almak 

zorundadırlar. Aşağıdaki örneklerde bunun nasıl olduğunu açıklamaya çalışacağız. 

 

Dilsel davranış, bir sosyal davranıştır ve belirli kurallara göre düzenlenmiştir. Söz konusu geçerli 



olan kuralların yenilenmesinin kabulü, insanların kurallara uyma ilgisiyle ilişkilidir. Dilde de bu 

böyledir. Dilde oluşan yenilikleri kabul etmek de dildeki kurallara uyma bilinciyle mümkün olur. 

Toplum, bu konuda bazen yenilikçi, bazen de tutucu olabilir.  Dil bilincinin oluşmasında iki faktör 

önemli yer tutar. 

 

İlki dil normlarına uygun bilincin, sosyal normlara uygun bilincin bir bölümü olması ve etkilemesi. 



Bu ilerici bir dil normu bilinci gerektirir. 

İkincisi, sosyal normlara uyma bilinci aynı dili konuşan toplumlardaki sosyal ilişkilere bağlıdır.  

Sosyal ilişkiler, dilbilgisel ve dil değişimlerinin kabul edilip edilmemesinde etkili olur. Örneğin, 

özellikle sözcüklerin kabulü, toplumun büyük karışıklıklar yaşadığı dönemlerde, sakin 

dönemlerinden daha kolay olur. Bu değişimlerle ilgili toplumdan daha çok eleştiri gelebilir. Buna en 

iyi örnek, Fransız dilindedir. Fransız ihtilali sırasında Fransız dilinde çok fazla değişiklikler olmuştur. 

Diğer yandan yüz yıllardır yaşamlarında büyük değişiklik olmayan toplumların dilinde çok az 

değişiklik olmuştur. Bir başka etken ise, aynı dili konuşan toplumdaki dil bilinci ve toplumdaki 

sosyolinguisitik ilişkilerdir. 

 

Dil değişimi, dilin  özelliklerine bağlıdır ve birçok değişimi etkiler. Konuşmacı, konuştuğu dilin 



birçok değişik türlerini tanır veya kullanımına alışırsa, yani dilin değişim biçimlerini tanırsa, dilin 

değişkenliğini daha anlayışla karşılar ve ortaya çıkan sonuçları daha rahat kabul eder. 

Örneğin, Türkçe’nin değişim özelliklerine inanan Türk toplumu 1920’den sonra olan değişiklikleri 

daha rahat kabul etmiştir. Kısaca, sosyal norm bilinci ve sosyolinguistik ilişki,  dil bilincinin 

oluşmasında etkilidir. Bunun oluşmasında diğer iki  faktör önemli rol oynar; bu faktörlerin 

oluşmasında ilerici veya tutucu dil norm bilinci yeniliklerin kabul edilip edilmemesini etkiler. Bu da 

ancak biçim birimde oluşan değişiklikleri belirli bir süre sınırlayabilir.  İlki, bu tür değişimlerin 

iletişimin ihtiyacından kaynaklanması ve toplumda iletişimi bozmadan oluşmasının önemdir.  

İkincisi ise, biçim birimin belirtisinin ses birimini etkilemesi ve ortaya çıkan değişimin sistem 

içerisinde zorlanmadan öğrenilmesinin önemidir. Ancak, biçim birimin belirli bir süre zarfında 

gerekli değişimleri etkilemesi bazen zor olabilir. 

 

Bu zorlukların belirlenmesi için dil bilgisini temel alan geniş çaplı iletişim ve psikodilbilimsel 



araştırmaları yapmak gereklidir. Ayrıca, son bahsettiğim faktörlerin sistemdeki belirtinin dilbilgisel 

özellik olduğunu unutmamak gerekir. Ancak bu şekilde dilbilgisinin değişim özelliklerinin kabul 

edilmesi kolay olur. Aynı veya buna benzer dilbilgisel değişimlerin oluşmasının nedeni bunu kabul 

etme faktörleridir. Bu da dilbilgisi alanlarını farklı bir şekilde etkiler. En iyi örnek olarak ses bilimini 

verebiliriz, bu arada oluşan değişimler tabii ki  biçim birimi de etkiler. 



© Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134

  

www.InsanBilimleri.com

  

 

Recep Akay: Dil değişiminin dilsel ve toplumsal nedenleri



 

 

 



7

Büyük dil toplumlarında dilin sosyal yaşama güçlü etkilerle bağlı olması ses birimde oluşan 

değişiklikleri kabul edeceği anlamına gelmez. Aynı zamanda, dil birlikteliğinin sağlanması nedeniyle 

standart dil bu değişiklikleri çoğu kez kabul etmez.  

 

Diğer taraftan toplumun dildeki bu tür değişiklikleri kabul etmediği kanısına varılmaması gerekir. 



Sadece dildeki değişmeyi yavaşlatır. Bu şekilde bir yavaşlama sadece büyük toplumlar tarafından 

konuşulan diller için değil, aynı zamanda homojen diller için de geçerlidir. 

 

Ses birimde meydana gelen değişiklikler dildeki birlikteliği bozmadığı gibi, toplum içinde iletişim 



zorluğu da yaratmaz. Değişiklik sorunsuzca gerçekleşir. Bu da biçim birimde güçlü bir biçimde 

çoğalmasına neden olur. Yani, karışık bir biçim birim ortaya çıkar.  

 

Bu yüzden, özellikle kuzey Avrupa dillerinde    dil normlarına uyma  nedeniyle ses birimde çok az 



değişiklik olmuştur.  

 

Sonuç olarak ortaya çıkan, biçim birimin belirtileri, daha çok çekim eklerinde oluşmuştur ve aynı 



zamanda tutucu bir şekilde dilsel normlara bağlılık da diğer etmenlerden bir tanesi olmuştur. Bunun 

negatif yönü ise, özellikle dilin öğrenilmesini zorlaştırmasıdır. 

 

Diğer yandan, Türk diline baktığımızda ses bilgisel değişiklikler biçim birimi etkileyerek dilin 



gelişmesini sağlamışlardır. Bu örnekler farklı sosyolinguistik ilişkilerin toplumun iletişim ihtiyacını 

etkilediğini ve değişimleri kabul etmede önemli faktörlerden biri olduğunu gösterir.  

 

Yukarıda bahsedilen bütün faktörler bir toplumun dilbilgisi yapısının değişmesinde doğal etkilerdir 



ve    toplum  tarafından kabullenmesi kolaydır. Fakat diğer yandan belirli zamanlarda, belirli şartlar 

altında biçim birimde oluşan değişikliklerin hemen kabul edildiği anlamı da çıkarılmamalıdır. Sosyal 

faktörlere bağlı olarak ve biçim birimin belirti sisteminden dolayı değişimlerin nerede olacağı 

konusunda bazı şeyleri ön görebiliriz. Şayet geniş kapsamlı dilsel bir değişim süreci başlamışsa, dilin 

gelecekteki oluşumu konusunda fikir verebiliriz. Sonuçta, değişimin dilbilgisel ve sosyal faktörler 

sonucu doğal olduğu kanısına varabiliriz. Bu değişim şematik olarak şu şekilde açıklanabilir:  

 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 


© Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134

  

www.InsanBilimleri.com

  

 

Recep Akay: Dil değişiminin dilsel ve toplumsal nedenleri



 

 

 



8

 

 



 

 

  



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



Bir dilin biçim birimsel 

yapısı 


 Yeni 

oluşum 


kuralları 

 

 



 

 

 



Hiyararşik yeni 

oluşum kuralları. 

 

Biçim birimde ortaya çıkan 



belirtiler 

 

Biçim birim sisteminde 



ortaya çıkan değişim 

unsurları ve belirtiler 

Biçim birim sisteminde 

değişim eğilimleri 

 

Doğal dil bilgisi 



değişim kuralları 

 

Biçim birimde belirtinin 



çoğalması. 

Kabul etme 

Dil normlarını kabul 

etme bilinci 

Sosyal normları 

kabul bilinci 

Sosyal 

ilişkiler 



Sosyo – linguistik 

ilişkiler. 

Genel olarak 

iletişim oluşması 

isteği 

 

Biçim birimsel dildeğişimler 



 

 



© Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134

  

www.InsanBilimleri.com

  

 

Recep Akay: Dil değişiminin dilsel ve toplumsal nedenleri



 

 

 



9

 

KAYNAKÇA 

 

Aksan, D. (1986), Türkiye Türkçesi Gelişmeli Sesbilimi. Ankara T.D.K.Yayınları 



Bailey, C.-J.N (1973). Varition and  Linguistic Theory.Arlington. 

Braunmüller, H.(1984), Morphelogoische Undurchsichtigkeit. 

                                     Germanische Linguistik 22. S. 48.68. 

Chomsky, N. /Halle. M. (1968), The Sound Pattern of English New York/ London. 

Gencan, T.N.(1979),Dilbilgisi.Ankara T.D.K. Yayınları 

Greenberg,J.H.C.(1978), Universals of Human language. Stanford University Press 

İmer,K.(1976), Türk Dil Devrimi. Ankara T.D.K. Yayınları 

Mayertaler, W. (1981), Morphologische Natürlichkeit Wiesbaden  

Paul. H. (1909) Prinzipien der Sprachgeschichte. Halle. 

Pierce, Ch.S.(1984) Semiotics of Culture and Language . London 

Porzig,W.; Das Wunder der Sprache. München 1950 

Vardar, B.(1998) Dilbilimleri Terimleri Sözlüğü. İstanbul. 

Vennemann, T.(1982) Sprache und Grammatik. Darmstadt 1982 

 

 



 

 

Yüklə 76,96 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə