İSLAM DÜŞÜNCESİNDE BİLGİ-İMAN İLİŞKİSİ
Vecihi SÖNMEZ*
ÖZET:
Mahiyetleri farklı olsa da, iman ve bilginin ortak alan ve özellikleri
vardır. Bu nedenle birbirlerinden etkilenmekte, çoğu kere ayrılmaz
bir birlikteliğe sahip olmaktadırlar. Bu bakımdan birer insan eylemi
olan iman ve bilgi, birbirini besleyen iki kaynak konumundadır. Zi-
ra çoğu kere insan inanmak için bilgiye, bilgiye ulaşmak için de i-
mana ihtiyaç duyar. Çünkü hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadı-
ğımız bir şeye inanmamız söz konusu olmadığı gibi, henüz bir ön
kabul aşamasına gelmemiş bir problemi araştırıp bilgilenme ihtiyacı
içinde olmak da söz konusu değildir. Öte yandan iman gerçeği ol-
maktan çıkmış ve bilgisel gerçekler haline gelmiş bilgilerimizi genel
imana dayalı bilgi üstü prensiplere bağlamamızda yine inanç pren-
siplerinin önemli bir rol oynadığını görmekteyiz.
Anahtar Kelimeler: İman, akıl, tasdik, kelam
THE RELATIONSHIP OF KNOWLEDGE AND BELIEF
IN THE ISLAMIC THOUGHT
ABSTRACT
Belief and Knowledge are two different things in terms of essence
but there are common scope and properties of them. With this
reason, they affect each other and need each other. Belief is not
opposed to knowledge. Instead if you want to know anything, it
takes a certain amount of belief. Man is a rational animal- our
power of thought is what differsus from the loweranimals. By
definition, faith is belief without reason. It does not strike people as
an admirable trait if one can allow oneself to believe without any
solid reason; faith is a dead end in logical reasoning. If you are
willing to believe something because you feel it is true in your heart,
that is a reason, though a very personal one that is by its very
definition subject to individual assessment, which of course varies
widely. However, we always try to rationalize everything in life, and
give explains to everything like our beliefs. We have to think about
God and religions in every way. It is normal and necessary thing
for us.
Key Words: Faith, reason, tasdiq, Kalam.
Vecihi SÖNMEZ
230
GİRİŞ
İman’ın bilgi yönünden içeriği konusu veya bilgi-iman ilişkisi,
genel anlamda tüm ideolojilerin tartıştığı bir konudur.Özellikle tek-
nolojinin ilerlediği ve imanın körükörüne bağlanma ve şartlanma,
aklı ve bilimi devre dışı bırakma olarak algılanmaya başlandığı gü-
nümüzde bu problem daha büyük bir önem taşımaktadır. Nitekim
modern batı düşüncesi Filozoflarından Kant; “İmana yer bulmak için,
aklı aradan çıkarmak zorunda kaldım” derken bu probleme işaret
etmiştir. Yine ilahiyatçı Schleirmacher’in imanla ilgili olarak, “iman
şartsız bağımlılığın hissedilmesidir.”tarifiyle imanın bilgi kapsamı
dışında bırakılması gerektiğine vurgu yapılmıştır.
1
İslam’ın dışındaki dinler açısından bakıldığında doğru görülebi-
lecek bu yaklaşımların İslam düşünce sistemine göre doğru kabul
edilmesi mümkün değildir. İslama göre imanla bilgi, aynı varlığın de-
ğişik aşamalarda ki adlarıdır. Ontolojik anlamda ve alanları bakı-
mından birbirinden farklı şeyler olmalarına rağmen, birinin benim-
senmesi, ötekinin inkar edilmesini gerektiren şeyler değildir. Ancak
bununla beraber imanın, sadece kalpte bulunan bir bilgi olmadığını,
imanın bilgi yanında kalbi tasdike de ihtiyaç duyduğu şart koşul-
muştur. Zira imanın karşıtı küfür olurken bilginin karşıtı cehalet o-
larak değerlendirilir.
2
A- Bilgi Kavramının Tanımı:
Bilgi nedir? Sorusu düşünce tarihinin ilk dönemlerinden bu ya-
na tartışılmaktadır.
En genel anlamıyla bilgi, “test edilmiş, haklı kılınmış doğru i-
nanç” bilgiyi bir inanç tarzı şeklinde sunmak hem bilginin hem de
inancın aynı objelere sahip olduğunu gösterir. Burada sadece doğru
olana dair bilgi sahibi olabileceğimizin açıkça belli olmasıdır. Önemli
olan bilgiye dair tanımlama haklı kılınmış, doğrulanmış inanç, mu-
hakeme ve test edilmiş anlamında (Justipied) kullanılan bilgiden ev-
reni anlama ve açıklamaya yönelik bir gözlem
3
Konuya başlarken, İslam düşünce sisteminde bilgi tariflerinden
bir kısmına işaret etmekte fayda vardır.
Büyük Mu’tezili düşünürlerden Ebu’1-Kasım el-Belhi el-Ka’bi
* Yüzüncü
Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kelâm Ana Bilim Dalı
sonmezvecihi@yahoo.com
1
Bkz., Hüseyin Atay, Ankara Üniversitesi Haftası, 1973, s.99; Yaşar Nuri Öztürk,
Kur’an’ı Anlamaya Doğru, Yeni Boyut, İst., 1995, s.81.
2
Bkz.,Maturidi, Ebu Mansur, Muhammed b. Muhammed, Kitabu’t-Tevhid, Beyrut,
1970, s.380; Hüseyin Aydın, Günümüz Toplumunda İman Problemi, Ankara ,
karakoç, yay., thz.,s.15.
3
Anthony Quinten knowldege, mad.,the Encyclopedia of Philosophy, London, 1967,
IV, 345.
Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi V (2005), Sayı: 1
231
(ö.319/931), bilgiyi “objeye olduğu gibi inanmak/ir.”
4
şeklinde tanım-
lamaktadır. Ebu’l-Muin en-Nesefi, Ka’bi’den başka Mu’tezile ekolün-
den bu tanımı benimseyen kimsenin çıkmadığını belirtilir.
Ebû Haşim (ö.321/933), bilgiyi: “Kalben mutmain olarak objeye
olduğu gibi inanmaktır.”
5
şeklinde tarif etmiştir.
Ebü Ali el-Cubbai (ö.303/915)ise bilgi, “zorunlu bilgi veya istid-
lali bilgi yoluyla inanma” şartını koyarak,
6
böylece bilgiyi, “zorunlu
veya istidlali bir bilgiye dayanarak objeye olduğu gibi inanmaktır.”
şeklinde tanımlamıştır.
Nazzam (231/845)ise, bilgiyi şöyle tarif etmektedir: “Kalbin, iç
duyuların duyumu sebebiyle hareket etmesidir.”
7
Ebu Bekr Muhammed b Tayyib e1-Bakıllânî (ö.403/1013) bilgiyi
şöyle tanımlar: “Bilineni (objeyi) olduğu gibi tanımaktır.”
Ebu Bekr İbn Fûrek(406/1015)de, bilgiyi: “Muktedir olan kimse-
ye sağlam ve doğru iş yapma imkanı sağlayan bir niteliktir.”
8
diye tarif
eder.
Ebu İshak el-İsferayini (418/l027)’nin bilgiyi şöyle tanımladığı
söylenir: “Bilinen (obje,)‘nin olduğu gibi açıklığa kavuşmasıdır.”
9
İmam Ebu’l-Hasan el-Eş’âri(324/936)’nin de, bilgiyi şöyle tarif
ettiği rivayet edilir: “Bilgi (ilim), âlim (bilen,) olmayı sağlayan nitelik-
tir”
10
Bazı Eş’ari’ler bu tanımı şöyle yorumlamaktadır: “Bilgi, kendi-
sinde bulunduğu kimsenin alim olmasını sağlayan bir niteliktir.”
11
Ba-
zıları da Eş’âri’nin tanımını şu şekilde açıklamaya çalışmaktadır:
“Bilgi, kendisinde bulunan kimseyi alim yapan bir sıfattır”
12
Eş’âri’lerin Çoğu İmam Ebü’l-Hasan el Eş’âri’nin yukarıda verilen
tanımını bu şekilde yorumlamışlardır.
İnsan değişik bilgilere sahiptir. Bir kısım bilgileri yüzeysel ama
gerçek iken bir kısmı da tafsilidir. Mesela bir objenin gerçek mahiye-
tini, o objenin diğer objelerden ayrılan veya ortak olan bütün özellik-
4
Nesefı, Tebsiratu’l-Edille, Tah.: Hüseyin Atay, DİB Yay., Ankara, 1993, 1/9;
Taftâzânî, Şerhu’l-Mekâsıd, Tah.: Abdurrahman ‘Umeyra, Beyrut, 1993, 1/193;
Cuveyni, el-İrşâd, Tah.: Es’ad Temim, Beyrut, 1992, s.34; Îcî, e1-Mevâkıf, Beyrut,
Ts., s., 34.
5
Nesefi, Tebsira, 1/9;Taftazani, Şerhu’l-Mekâsıd 1/193;İci, el-Mevâkıf, s.10;Cüveyni,
el-İrşâd, s.34; George Hourani, Islamic Rationalism, Oxford, 1971, s. 17-20.
6
Nesefi, Tebsira, 1/10; Cüveyni,el-İrşâd, s.34;İci, el-Mevâkıf, s.10.
7
Nesefi, a.g.e., 1/12.
8
Taftazani, Şerhu’l-Mekâsıd, 1/193; Gazali, İhyâ, Beyrut, Ts., 1/33.
9
Nesefi, Tebsira, 1/15.
10
Nesefi, Tebsira, 1/15; Cüveyni, el-irşâd, s.33;İci, el-Mevâkıf, s.10; Taftazani, Şerhu’l-
Mekâsıd, 1/193; Beyadi, İşârâtu’l-Merâm, Tah.: Zahid el-Kevseri, İstanbul, 1949,
s.39.
11
Nesefi, Tebsira, 1/15.
12
Nesefi, Ay.
Dostları ilə paylaş: |