1
Din ve deoloji
ER F MARD N
ER F MARD N 1927 y l nda stanbul da do du. Galatasaray Lisesi nde ba lad orta
ö renimini ABD de tamamlad . Stanford Üniversitesi Siyasal Bilimler Bölümü
mezuniyetinin ard ndan lisansüstü e itimini John Hopkins Üniversitesinde yapt .
1954 de Siyasal Bilgiler Fakültesi ne asistan olarak giren erif Mardin, doktoras n Yeni
Osmanl lar n Dü ünsel Yap tlar konulu teziyle Stanford Üniversitesi nde tamamlad .
1964 te doçentli e, 1969 da profesörlü e yükseldi. 1973 te geçti i Bo aziçi
Üniversitesinde siyaset bilimi ve sosyoloji dersleri verdi. ABD de Columbia ve California,
ngiltere de Oxford Üniversitesinde konuk ö retim üyesi olarak dersler verdi. Halen
Washington D.C. deki American University Uluslararas li kiler Bölümü nde ö retim
üyeli i yapan ve ayn üniversite bünyesinde faaliyet gösteren slam Ara t rmalar
Merkezi nin ba kanl görevini sürdüren Mardin in yay mlanan kitaplar unlard r: Jön
Türklerin Siyasi Fikirleri 1895-1908 (1964), Din ve deoloji (1969), deoloji (1976),
Türkiye den Toplum ve Siyaset (Makaleler derlemesi, 1990), Siyasal ve Sosyal Bilimler
(Makaleler derlemesi, 1990), Türkiye de Din ve Siyaset (Makaleler derlemesi, 1991),
Türk Modernle mesi (Makaleler derlemesi, 1991), Religion and Social Change in
Modern Turkey. The Case of Bediüzzaman Said Nursi (1989) [(Bediüzzaman Said Nursi
Olay / Modern Türkiye de Din ve Toplumsal De i im (1992)], The Genesis of Young
Ottoman Thought (l962) [Yeni Osmanl Dü üncesinin Do u u (l996)].
***
Ç NDEK LER
METODOLOJ K NOT ....
7
2. BASIMA ÖNSÖZ
...
.. 11
D NVE DEOLOJ
...
. 13
D N SOSYOLOJ S VE D NSEL DAVRANI ..
39
D N SOSYOLOJ S AÇISINDAN SLAM
.. .. ..
. 65
OSMANLI MPARATORLU U NDA YAPI VE KÜLTÜR ..... 103
CUMHUR YET DEVR NDE VOLK SLAMI
..... 141
AMP R K KANITLAR
..... . 155
SONUÇ
... ...... 165
***
B R NC BÖLÜM
D N VE DEOLOJ
Sert ideoloji dedi im zaman, sistematik bir ekilde i lenmi , temel teorik eserlere
dayanan, seçkinlerin kültürüyle s n rland r lm , muhtevas kuvvetli bir yap y
kastediyorum. Yumu ak ideoloji ile de, kitlelerin, çok daha ekilsiz inanç ve bili sel
(cognitive) sistemlerini kastediyorum.
2
deoloji, Bu kavramla ifade etmek istedi im, kitle toplumunun belirmesiyle beraber
önem kazanan inançlard r. Bu inanç ve tutumlar belirli bir ahs n fikri yap tlar na
indirgemek mümkün de ildir. deoloji, bu anlamda daha çok, idare edilen lerin
aras nda yayg n, yönlü, fakat s n rl , belirsiz fikir kümelerinden meydana gelir.
deolojiler, uzun zaman, insanlar n akl n çelen kurald etkenler olarak tan mlanm t r.
deolojileri bu aç dan ele ald m z zaman onlar , insanlara istikamet vermeye yarayan
birer harita olarak görürüz.
Sokaktaki adam n fikirleri mant ki bir tutarl l a sahip de ilse de, ya ad çerçeve içine
kondu u zaman bir tutarl l k kazanmaktad r.
deolojinin ortaya ç kard bu psikolojik uyum fonksiyonlar n n en önemlilerinden biri
dinsel fonksiyondur. Lane, bu fonksiyonu ideolojik bütünün bir alt katego risi olarak ele
almaktad r.
Lane'in denekleri için din, ideolojilerinin di er parçalar gibi, gidi ine uymak zorunda
olduklar bir dünyada, psikolojik bir denge kurman n yollar ndan biridir. Din, bir dünyay
anlama ve kendini o dünyada belirli bir yere yerle tirme modeli olarak fonksiyon
görmektedir.
Hedefimiz, Türkiye de dinin sosyolojik-siyasal fonksiyonlar n belirtip Türkiye'de siyasi
alanda ne gibi bir rol oynad n anlatacak ba lang ç analitik kategorilerini ortaya
ç karmakt r.
Max Weber, kapitalizmin te ekkülünde Marx' n belirtti i etkenlerin yan ba nda baz
"ideolojik" unsurlar katm t r. Ona göre kapitalizmi geli mi kapitalizm haline getiren
bu etkenlerdir. Bu etkenlerin tümü "Protestanl
n dünya görü ü" kavram alt nda
toplanabilir. Protestanl n Kalvinist eklinde, insan n kendi amaçlar için de il Allah' n
verdi i tabiat intizam n gerçekle tirmek için dünyaya geldi i inanc bu sistem içindeki
insanlar toplumun rasyonel yönlerini geli tirmeye yöneltmi ve böylece pazar
mekanizmas n n rasyonellik unsurlar n bir Allah görüntüsü olarak kabul edip onlar
kullanmaya sevk etmi tir. Kalvinizmin, elde edilen zenginliklerin ahsi ç karlar için
kullan lamayaca fikri ise birikmeye yol açm t r. Fakat bunun yan nda ba ar Allah' n
kulunu sevdi ine dair bir "i aret" olarak kabul edildi i için bireyler Kalvinizmde çal kan
olmaya sevk edilmi lerdir. Böylece ekillenmeye ba lam olan kapitalizm, Weber'e
göre çok daha billurla ma imkan bulmu tur.
Weber amaç rasyonalitesi ile de er rasyonalitesi aras ndaki fark belirtmek suretiyle
insanlar n eylem türlerinin zihindeki ekilleni ini bize anlatmaya yarayacak tamamen
yeni bir eksen sa lam t r.
Amaca göre rasyonellik insan n amac n seçme serbestli inin yan nda bu amaca en k sa
yoldan varacak yolu seçmekte serbest olmakt r.
De ere göre rasyonellik ise belirli bir amaca yönelirken bir insan n, de erlerinin etkisi
dolay s yla yaln z araçlar n seçebilmesi, amac n sabit olmas d r.