Nikel Raporu indd



Yüklə 413,29 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə1/17
tarix02.03.2018
ölçüsü413,29 Kb.
#29350
növüYazı
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   17


TMMOB 

MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI 

NİKEL  RAPORU

Kasım 2012


©

Tüm hakları saklıdır. TMMOB Maden Mühendisleri Odası’nın yazılı izni 

olmaksızın bu kitap ya da kitabın bir kısmı herhangi bir biçimde çoğaltılamaz.

ISBN 


:  978-605-01-0430-1

Teknik Hazırlık  :  Maden Mühendisleri Odası

Kapak Fotoğrafı  :  Goro Nikel Projesi

Baskı 


:  Gurup Matbaacılık, 0312 384 73 44

Baskı Tarihi 

:  Kasım 2012

İsteme Adresi  :  TMMOB Maden Mühendisleri Odası

 

  Selanik Cad. 19/4 Kızılay-ANKARA



Tel 

:  0312 425 10 80   Faks: 0312 417 52 90

İnternet Adresi  :  www.maden.org.tr

E-Posta 


:  maden@maden.org.tr


SUNUŞ

Son dönemde yapılan bazı madencilik faaliyetleri toplumda tartışma konusu ol-

maktadır. Bu çalışmalara karşı çıkanlar da destekleyenler de birbirlerini suçla-

maktadır. Bu tür yaklaşımlar anlamlı bir tartışmanın önüne geçerek belirli nokta-

larda ortaklaşabilecek kesimleri bile karşı karşıya getirebilmekte, sorunun çözü-

münü zorlaştırmaktadır. Madenler; yenilenemeyen ve üretildiklerinde tükenen kıt 

kaynaklardır. Ekonomik rezervler belli bölgelerde yoğunlaşmıştır. Bu nedenle, 

madencilikte yer seçme şansı yoktur ve madenin bulunduğu yerde üretilmesi zo-

runludur. Yapıldığı bölgelere sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan önemli katkılar 

sağlayan madencilik sektörü, emek yoğun bir istihdam gerektirdiğinden kırsal 

kesimden göçleri önleyici ve gelir dağılımını düzenleyici bir etkisi bulunmakta-

dır. Aranmaları, üretim için gereken yatırımlar ve işletilmeleri büyük mali kaynak 

ve zaman gerektirir. Buna karşılık, madenciliğin her aşaması riskli, yatırımın geri 

dönüş süreci uzundur.

Madencilik sektörü; sanayi başta olmak üzere, ekonominin diğer sektörlerinin 

temel  hammadde  gereksinimlerini  sağlamaya  ilaveten,  yatırım  bedelinin  çoğu 

makine, elektrik ve inşaat kalemlerini oluşturduğundan, ekonomik kalkınmayı 

başlatan sanayileşmenin lokomotifi konumundadır. Madencilik sektörünün tüm 

alt sektörlerinde üretim artırılırken söz konusu üretimin hedefi hammadde olarak 

dış satım değil, ülke sanayi sektörleri olmalıdır. Madencilik sektörünün ülke kal-

kınmasındaki kritik önemi, fazla miktarlarda üretilip yurt dışına satılarak döviz 

elde edilmesinde değil, yerli sanayiye düşük maliyette ve kaliteli girdi sağlama-

sındadır. Bu çerçevede, madencilik sektörünün planlanmasında ülke sanayi sek-

törleri ile entegrasyon ön planda tutulmalıdır. Mevcut kaynakların en iyi şekilde 

kullanımı,  kaynakların  atıl  durumda  bırakılmaması  ve  bilinmeyen  kaynakların 

belirlenerek üretilmesi ile ülke sanayisinin gelişmesine hız verilmesi gerektiği 

tartışılmaz bir gerçektir. Fakat, bir ülke kendi kaynaklarının yurt içinde işlenip 

nihai ürüne yönelik politikalar geliştirip uygulayamıyorsa; bu ülke sanayileşmiş 

ülkelere ucuz hammadde sağlamaktadır. Diğer bir deyimle ülke zenginliklerini 

gerçek değerlerinin çok altında yurt dışına aktarmaktadır.

Yaşanan küreselleşme süreci ile; çok uluslu şirketlerin kar paylarını artırmak, ser-

mayenin ve mal dolaşımının önündeki tüm engellerin kaldırılması amaçlanmıştır. 

Bu gelişmeler; sahip oldukları bilgi birikimi, sermaye kaynakları, ekonomik ve 

politik güçleri sayesinde dizginleri ellerinde tutan gelişmiş ülkelerin lehine ol-

maktadır. Ülkemizde 80’li yıllardan bu yana izlenen neo-liberal politikalar ile; 

pek çok sektör gibi madencilik sektörü de çok büyük yıkım görmüş, özelleştirme 

uygulamaları ile bu ulusun dişinden tırnağından artırarak oluşturduğu kamu iş-

letmeleri yok pahasına yerli ya da yabancı sermaye gruplarına satılmak suretiyle 

elden  çıkarılmıştır.  IMF  ve  Dünya  Bankası  reçeteleriyle  ülkemizde  kamu  ma-



4

TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI / NİKEL RAPORU

dencilik kuruluşlarının özelleştirilmesi veya kapatılması madencilik sektörünün 

daralmasına ve yok olmasına neden olmuştur. Yatırım yapılmayarak üretimden 

çekilmek zorunda bırakılan kamu madencilik kuruluşları son aşamada sermaye-

si güçlü yabancı şirketlerin eline geçmekte ve kaynaklarımızın kullanımı da bu 

güçler tarafından değerlendirilmektedir. Ülkemizin sanayileşememesi ve mamul 

madde  üretiminin  yeterince  yapılamaması  madenlerimizin  hammadde  olarak 

ihracı sonucunu doğurmaktadır. 2011 yılında tüm madenlerimizden elde edilen 

ihracat gelirimiz  yaklaşık 4 milyar dolar olmuştur. Aynı yıl sadece ithal kömüre 

ve demire 3 milyar dolara yakın döviz ödenmiştir. Bu tek örnek bile yanlış bir 

politika izlendiğinin açık bir göstergesidir.

Nikel, diğer madenlerimiz gibi yeraltı zenginliklerimizden birisidir. Nikel made-

ninin aranması ve üretilmesinin diğer metal madenlerinden fazlaca bir farkı yok-

tur. Son zamanlarda gündemde yer alan bu konu ya işletme teknolojisi ve çevre 

ya da ekonomik boyutuyla gündeme getirilmiştir. Ancak sorun, bir bütünsellik 

içinde  ulusal  madenciliğimizin  temel  tercihleri  ve  politikalarının  neler  olması 

gerektiği açısından yeterince değerlendirilmemiştir. Sorunların farklı temellerde 

tartışılması çözümü daha da zorlaştırmıştır.

Hiçbir ülkede toplumun bütün ihtiyaçlarını karşılayacak kadar bol üretim yapmak 

mümkün olmadığına göre, üretimde kullanılacak kıt kaynaklar konusunda tercih 

yapmak bir zorunluluk olabilmektedir. Böyle bir tercih yapıldığında yapılan ter-

cihin rasyonel sayılabilmesi için, feda edilen değerlerin, alternatif maliyetlerinin 

yapılan  tercihten  fazla  olmaması  gerekir.  Örneğin;  nikel  madenciliğinin  tercih 

edilmesi; o yöredeki tarım, turizm vb. gibi alternatiflerden daha çok ve daha uzun 

süreli ekonomik avantajlar sağlamalıdır. Bu nedenle her nikel madeni için ayrı 

ayrı alternatifler ortaya konulmalı, alternatif maliyet analizleri yapılmalı ve bu 

verilere göre tercihte bulunulmalıdır. Yapılacak tercihlerde sosyal maliyetlerin de 

gözetilmesi gerekmektedir. Kaynak kullanımı çok alternatifli, çok parametreli bir 

sorunu ifade etmektedir. Bu durum nikel madenciliği için de geçerlidir.

Nikel madenciliği, pek çok ülkede gerekli önlemler alınarak yapılmaktadır. Gü-

nümüzde çevreye karşı çok duyarlı birçok ülkede sadece nikel değil her türlü 

yeraltı kaynağı, (maden, petrol, doğal gaz, endüstriyel hammadde) yerüstü zen-

ginliklerine ve çevreye en az zarar verecek şekilde planlanıp işletilebilmektedir. 

Dolayısıyla bazı özel durumlar (arkeolojik alan, sit alanı, milli park, vb.) dışında 

madencilik, uygun bir planlamayla çevre ile barışık olarak yapılmaktadır. Çevre 

faktörü göz ardı edilerek madencilik faaliyetlerinin yürütülmesi, içinde bulun-

duğumuz yüzyılda mümkün değildir. Madenciliğin çevreye etkileri yadsınamaz. 

Ancak, madencilik sektöründe, çevre dostu teknoloji ve yöntemlerin kullanılma-

sı, madencilik süreçlerinde ya da sonrasında çevrenin korunmasına ya da yenilen-

mesine yönelik önlemlerin alınması bir zorunluluktur. Bu konuda gelişmiş ülke-




Yüklə 413,29 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   17




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə