O smanlıda müskirat kullanımı İslam inancına göre Müslümanlara ya



Yüklə 102,03 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix04.02.2018
ölçüsü102,03 Kb.
#24003


kebikeç /312011

Hamdi ÖZDİŞ

O

smanlıda müskirat kullanımı İslam inancına göre Müslümanlara ya-



sak olsa da hemen her dönemde bu yasak ihlal edilmiş ve bir sorun 

olmaya devam etmiştir. Müskirat kullanımı kimi zaman kendini 16. 

yüzyılda Gelibolulu Mustafa Âli’nin Mevâidü’n –nefâis fi kavâidi’l mecâlis

1

 



adlı adab-ı muaşeret eserinde kimi zaman Sultan IV. Murat’ın meşhur içki 

yasağında ve kimi zaman da Lâle Devri’ndeki aşk ve şarap şiirlerinde gös-

termiştir.  Dolayısıyla  müskirat  ya  da  keyif  verici  maddeler  hemen  her  dö-

nem  Osmanlı  yaşamında  ve  coğrafyasında  ve  Müslümanların  gündelik  ha-

yatlarında varolagelmiştir. Öyle ki Memalik-i Şahane’nin hemen her yerinde, 

kutsal topraklarda bile, müskirata rastlamak kabildir.

2

 Öyle olmakla birlikte 



Müslümanların alkol kullanımına dönük yasak ve üretimine ve satışına dair 

sınırlamalar da hep gündemde olmuştur. Müskirata dönük düzenlemeler 16. 

yüzyılda Ebusuud Efendi’nin

3

 fetvalarında yer alırken 19. yüzyılın son çey-



*    Dr. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü.

1   Bkz. Mehmet Şeker, Gelibolulu Mustafa Âli ve Mevâ’ıdü’n-Nefais Fî-Kavâ’ıdi’l-Mecalis

TTK: Ankara, 1997; Metnin sadeleştirilmiş hali için bkz. Orhan Şaik Gökyay (Haz.), Görgü ve 

Toplum Kuralları Üzerine Ziyafet Sofraları, İstanbul: Tercuman 1001 Temel Eser, 1978. 

2   “Medine-i Münevvere’de müskirat bulundurulması ve satışı kesinlikle yasak olup Medine-i 

Münevvere Şimendifer İstasyonu’nda bulunan müskiratın refi için işletmeye tebligat yapılması” 

hakkındaki 1329 hicri tarihli belge için bkz. BOA, DH. İD. Dosya No:70/-1 Gömlek No:29. 

Ayrıca Cidde’de müskirat içilmesinin ve satılmasının yasaklanmasına dair daha erken (hicri 

1279) tarihli bir belge için bkz. A.}MKT.MHM. 256/86.

3   16. yüzyılda “hamr” yani müskirat konusundaki düzenlemeler Ebussuûd Efendi Fetvaları’da 

karşılığını bulur. Buna göre evinde içki bulundurana ve içene, bir kasabaya hamr getirene had 

ve ta’zir ve habs-i medid (uzun hapis) cezası uygulanır. Had ve ta’zir cezaları döneme göre 

197


Lazistan’da Müskiratın Men’ine 

Dair: Hopa’da İçki Yasağı


kebikeç / 31   2011

198


reğinde yüzyılın bir özelliği olarak her alanda olduğu gibi bu konuda bir ni-

zamnamede yansımasını bulacaktır. Alkol tüketimi, üretimi, satışı Müskirat 

Nizamnamesi’nde yeniden düzenlemeye tabii tutulacaktır.

4

 Ancak bu düzen-



leme  de  meseleyi  bir  “düzene”  sokmaya  yetmeyecektir  ve  İmparatorluğun 

taşrasıyla merkezi arasındaki uygulamada bariz farklılıklar ortaya çıkacaktır. 

Müskirat Nizamnamesi’nin uygulanması mekana ve zamana göre değişiklik 

gösterecektir. Nizamname İstanbul’da farklı taşrada farklı uygulanacaktır. Bu 

meyanda Osmanlı Arşivi’nde yapılacak yüzeysel bir taramada dahi farklı uy-

gulamaları görmek olasıdır. Bu çalışmada nizamnamenin farklı yorumlanma-

sına ve müskirat yasağının taşradaki bir yansımasına dair bir örnek üzerinde 

durulacak ve bu anlamda bir belge değerlendirilmesi yapılacaktır. Çalışmaya 

konu olan belge de bu uygulama ve yaklaşım farklılığını yansıtan ilginç bir 

örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Müskirat konusunda Osmanlı Arşivi’nde yaptığımız online taramada 2400 

belge içerisinde içki üretimi, tüketimi, satışı, vergilendirilmesi ve yasağı ko-

nusunda yüzlerce belge olmasına rağmen burada incelenecek olan belgenin 

içerik olarak bir benzerine daha (en azından şimdilik) rastlanılmamıştır. Elbet-

te daha çarpıcı belgelerin çıkma ihtimali oldukça yüksektir. 

Belgeyi diğerlerinden farklı ya da incelenmeye değer kılan şey yukarıda be-

lirtildigi gibi nadirattan olmasının yanında belgenin başka özgün yanlarının da 

bulunmasıdır. Bu özgünlükler ise belgenin yerele özgü sosyolojik özellikleri 

yansıttığı kadar yerelin içki-müskirat konusundaki duyarlılığıyla yerel düzey-

de içki yasağının hangi boyutlara vardığını göstermesi ve sosyo-kültürel öge-

lerin etkisi olarak belirtilebilir. Tabii idari mekanizmaları ve süreci harekete 

geçirmesi ayrıca belirtilmelidir. Öyleki, yerele, küçük bir kazaya özgü bu me-

selede Trabzon Vilayeti’nden Dahiliye Nezareti’ne ve Şura-yı Devlet’e kadar 

yazışmalar gerçekleşecek ve işin içerisine Duyun-ı Umumiye de dahil edile-

cektir. Ancak hayal kırıklığı yaşatan nokta odur ki, bu yazışmalarda mesele-

nin evveliyatına ve detaylarına dair fazla bir bilgi elde edilememektedir. Dola-

yısıyla anılan belge üzerinden bazı sorular sorulacak ve yanıtları aranacaktır.

5

Belge Lazistan Sancağı’nın Hopa kazasına müskirat girmesinin engellen-



mesine dönük bir meseleyi ve bu minvaldeki gelişmeleri bize aktarıyor. Bel-

gede adı geçen Hopa Lazistan Sancağı’na bağlı ve bu tarihte (1895) yaklaşık 

30.000 nüfusa sahip Karadeniz kıyısında yer alan bir kazadır. Arşiv belgeleri-

çeşitlilik göstermektedir. Sopa atmaktan, falakadan para cezasına ve “kazuğa urmak”a kadar 

uzanabilmektedir. Fetvalar için bkz. M. Ertuğrul Düzdağ, Ebussuûd Efenedi Fetvaları Işığında 

16. Asır Türk Hayatı, Enderun Kitabevi: İstanbul, 1983, s. 146 vd. Osmanlıda suç ve cezaya 

dair bkz. Heyd, Uriel, “Kanun and Shari’a in Old Ottoman Criminal JusticeProceedings of 



the Israel Academy of Sciences and Humanities,  Studies in Old Ottoman Criminal Law, ed. V. 

L. Menage, Oxford, 1973.

4   Müskirat Nizamnamesi ve çeşitli tarihlerdeki düzenlemeler için bkz. Düstur Zeyl, s. 52-55, 

1298; Düstur Cüz’-i sani, s. 709-720, 1289; Düstur Birinci Tertip, 135, C.6. 

5   Anılan belge için bkz. BOA, Şura-yı Devlet 1848/17. Bu belgenin Osmanlı Arşivi’nde yer 

alan diğer uzantıları için bkz. Bab-ı ali Evrak Odası (BEO) 687/51464; DH. MKT.380/73.




ÖZDİŞ

199


Hopa’da İçki Yasağı 

ne ve Trabzon Vilayeti Salnameleri’ne göre kazada yerleşik ahalinin tamamı 

Müslümandır.

6

 Bu nokta önemlidir çünkü meselenin çıkış nedeni olarak gö-



rülmekte ve gösterilmektedir. O halde mesele nedir?

1895 tarihli Hopa Kazası İdare Meclisi’nin mazbatasına göre Trabzon’dan 

Sürmene ve Rize’den gelen bakırcı, demirci, abacı gibi sayıları 40-50’yi bulan 

Hıristiyan esnaflar ve tüccarlar Hopa’ya gelişlerinde beraberlerinde “sanduk 

ve fuçularla” konyak, rakı ve emsali işret getirmekte ve ahaliye satmaktadır-

lar. Zaman içerisinde ahaliyi de işrete alıştırmışlardır. Öyleki gençler birbirle-

rine bakarak bu işrete olan ülfetlerini artırmışlardır. İşretle tanışan bu delikan-

lular “mest” olup kimi vukuatlara ve fenalıklara da sebebiyet vermekte ve asa-

yişi bozmaktadırlar. Bu coğrafyanın (Hopa kastediliyor) insanı zaten “müte-

hevvir ve haşin” yani birdenbire hiddetlenen ve sert mizaçlı olduklarından ve 

“delikanlu güruhunun meyl ve meşrebi daima hevada olacağından” alkol al-

dıklarında kontrol altında tutulmaları daha da güçleşmektedir. Hele bir de bu 

bölge insanının silahşörlüğü de düşünülürse durumun vahâmeti daha iyi anla-

şılır. Dolayısıyla zabtiyenin işi güçleşmekte, Rus sınırında olan kazanın bu in-

zibati durumu güvenlik açısından daha da bir önem arzetmektedir.

Belgedeki ifadeye göre aslında Hopa ahalisi şimdiye kadar müskiratın getir-

diği bütün mazarrattan, onun yarattığı ruh halinden “masun ve salim kalmış” 

ise de Sürmene vesair mahallerden misafir olarak gelen bu Hıristiyan esnaf-

lar ahaliyi müskirata alıştırarak onların ahlakını bozmuşlar ve inzibatça da çe-

şitli fenalıklara sebebiyet vermişlerdir. Hıristiyan esnafların ifadeleri elimiz-

de olmadığı için belgelerdeki sınırlı bilgiden hareket etmek gerekirse bakır-

cı ve demirci olarak anılan bu esnaflar müskiratı Hopa’daki bayileri vasıtasıy-

la Rusya’ya nakil ve ithal ettiklerini belirtmekte ve haklarındaki iddiaları red-

detmektedirler. Ancak anlaşılan o ki yanlarında getirdikleri konyak rakı emsa-

li müskiratı “kab” ile Hopalılara satmaktadırlar. Onlara göre onların bu ticari 

faaliyetini yasaklayan bir yasa da yoktur.

7

 Zaten devlet de onlardan vergi al-



maktadır. Ancak yerel yöneticiler onlarla aynı fikirde değildir.

Hopalılar her ne kadar şimdiye kadar kazalarında bir meyhane açılmasını 

çeşitli nedenlerle (Hopa’nın sınır olması nedeniyle buranın inzibat açısından 

da önemli olduğu vb. gerekçelerle) engellemişlerse de kaza meclisinin ifade-

sine göre daha evvel bir kaç defa girişimde bulunarak müskiratın kazalarına 

6   Oysa Osmanlı Arşivi’ndeki bir belgeye göre Hopa’nın nüfusu 1885’te 7000’dir. Bkz. BOA, 

Şura-yı Devlet 1837/19. Oysa Trabzon Vilayeti Salnamesi’nde 1888’de Hopa’nın nüfusu 27, 

984’dür. Bkz. Kudret Emiroğlu, (Haz.) Trabzon Vilayeti Salnamesi1888, C. 13, Trabzon İli ve 

İlçeleri Eğitim, Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı Yay. Ankara, 2002, s. 643.

7   Müskirat Nizamnamesi çıkarlıncaya kadar  “Kab ile müskirat satışını yasaklamaktan ziyade 

düzenleyen  bir  yaklaşım  vardır.  “Kıyye  ve  kadeh  ile  müskirât  satışından  yeni  nizamname 

yürürlüğe girinceye kadar eskisi gibi yüzde onbeş ruhsatiye resmi alınmaya devam edilmesi” 

hakkında bkz. A.}MKT.MHM. 368/65. Ancak Müskirat Nizamnamesi 1867’de çıkarıldıktan 

sonra bunu düzenleyen ve doğrudan bununla alakalı 25. maddesi yürürlüktedir. 25. maddeye 

göre    “Gerek  şehir  ve  kasaba  ve  karyelerde  ve  gerek  sair  her  nerelerde  olur  ise  olsun 

gezgincilik suretiyle müskirat füruht etmek katiyyen memnu’ olduğundan buna kimse cesaret 

edemeyecektir.” Düstur, Cüz’-i Sani, 1289.



kebikeç / 31   2011

200


girmesine engel olmaya çalışmışlar ancak bir türlü başaramamışlardır. Müs-

kirat tüketimi ve vukuat her geçen gün artmakta ve önü alınamaz olmakta-

dır. Dolayısıyla artık gelinen nokta itibariyle Hopa kazası idare meclisi duru-

mu Lazistan Sancak Meclisi’ne onlar da aldığı bir kararla durumu Trabzon’un 

meşhur valisi Kadri Bey’e bildirirler. Böylece Dahiliye’ye ve sadrazama ka-

dar uzanan bürokratik yazışmalar silsilesi başlar. 

Hopa ahalisinin talep ettiği müskiratın yasaklanmasına ve Hopa’ya girme-

sinin engellenmesine dönük kararın alınması öyle kolay olmayacaktır. Çünkü 

malum hem meseleye bir yasal dayanak bulunacaktır hem de ülkede Duyun-ı 

Umumiye İdaresi vardır ve bu tür kararlar rüsumattan dolayı onları da ilgilen-

dirmektedir ve onların da bilgilendirilmesi ve onayı gerekecektir. 

Doğu  Karadenizin  kıyı  şeridindeki  bu  kazadaki  bu  durumu  aydınlatacak 

kazanın sosyo-kültürel dokusuna dair bilgilerimiz kısıtlıdır. Trabzon Vilaye-

ti Salnamesi’nde yer alan bilgiler bu konuda yeterli bilgi sunmaz bize. Bun-

dan başka elimizde Osmanlı Arşivi’nden edindiğimiz belgelerde yukarıda ifa-

de ettiğimiz sınırlı bilgiler vardır. Salnamedeki bilgilere göre Hopalı erkek-

ler Kafkasya’ya, Kırım’ın bazı şehirlerine, Bulgaristan ve Romanya çalışma-

ya gitmekte kayıkçılık, marangozluk, balıkçılık, tütüncülük ve amelelik yap-

maktadırlar. Hopalıların mizaçlarına dönük yapılan değerlendirme de yuka-

rıdaki  bilgileri  teyid  etmektedir:  “Laz  cinsine  mensup  ve  umûmiyetle  zeki 

ve  gayet  çalışkan  olan  (...)  bu  ahalinin  ne  kadar  hadîdü’l  micaz  ve  birbir-

leriyle  mütemâdiyen  muhâsamaya  mail  adîmü’l  imtizac  adamlar  oldukları 

malumdur.”

8

Ahalisi umumiyetle İslam olan Hopa’da 1878 yılında sadece 1 medrese ve 



1 camii bulunurken, 1902 yılına gelindiğinde bu rakamlarda keskin bir artış 

yaşanacak ve kazada 20 camii, 5 mescid, 6 medrese yer aldığını göreceğiz.

9

 

Bu dinsel yapıların 1895 yılına ait bilgileri elimizde bulunmadığından bu ar-



tışın  hangi  dönemde  ve  nasıl  gerçekleştiğini  bilemiyoruz.

10

  Elbette  sosyo-



kültürel yapının şekillenmesinde önemli olan bu dini yapıların inşa edildiği 

tarih önemlidir. Bu yapılar bize Hopa’nın dini ve sosyolojik yapısı hakkında 

bazı bilgiler verse de meseleyi açıklamada yetersiz kalmaktadır. Dinsel yapı-

lardaki bu artışın neden ve nasıl gerçekleştiğini bilmek meselenin aydınlan-

masında önemli bilgileri ihtiva etmesi mümkündür. Zira bir başka çalışmada 

dinsel yapılardaki artışın nedeni tanassur hareketlerinden dolayı devletin doğ-

rudan müdahalesinin bir sonucu olarak gerçekleştiği ortaya konulmuştu.

11

 Bu 



çerçevede spekülatif olarak belirtmek gerekirse dinsel yapılardaki bu artışla 

müskirat tüketiminin önüne geçilmesinin de bürokratlarca hedeflenmiş olma 

8   Bkz. Kudret Emiroğlu, (Haz.) Trabzon Vilayeti Salnamesi, 1902, C. 20, Trabzon İli ve İlçeleri 

Eğitim, Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı Yay. Ankara, 2002, s. 575.

9   Trabzon Vilayeti Salnamesi, 1902, .s. 575.

10   1878’den 1902’ye kadarki salnamelerde bu noktalara dair bilgiler yer almaz.

11    Bkz.  Hamdi  Özdiş,  “Taşrada  İktidar  Mücadelesi  II.  Abdülhamid  Döneminde  Trabzon 

Vilayeti’nde  Eşraf,  Siyaset  ve  Devlet  (1876-1909)”  Hacettepe  Üniversitesi  Sos.  Bil.  Ens. 

Ankara, 2008, Basılmamış Doktora Tezi, s. 95-107.



ÖZDİŞ

201


Hopa’da İçki Yasağı 

ihtimali vardır. Benzer şekilde merkezî devletin sınır olması hasebiyle kazaya 

daha fazla önem vermiş olması olasılığı da sözkonusudur.

Bu noktada şu soru yine yanıtsız kalıyor. Hopa’da uygulanan yasak ahalinin 

umumiyetle İslam olmasına dayandırılıyorsa ki öyledir, aynı mantıkla vilayet 

genelinde hakim olan İslam kültürü ve geleneğine rağmen vilayette açılmış 

olan 85 meyhaneyi nasıl izah etmek gerekir? Müskirat Nizamnamesi orada 

geçerli değil midir ve müskirat yasağı yok mudur? Üstelik bu 85 meyhaneden 

4’ü Lazistan Sancağı’nın merkezi Rize’dedir ki Hopa’ya çok da uzak değildir. 

Aynı kıyı şeridinde yer almasına rağmen Hopa’da uygulanan müskirat ve 

meyhane yasağına diğer kaza ya da kasabalarda (en azından Arşiv belgeleri 

arasında)  rastlanmaz.  Trabzon  Vilayeti  Salnamesi’ne  bakıldığında  bu  nokta 

açık bir şekilde fark edilebilir. Bilindiği gibi “Meygede” şarap satılan dükkan, 

meyhane anlamına gelir. 1878 yılı Trabzon Vilayeti Salnamesi’ne bakıldığın-

da nefs-i Trabzon’da 51, Rize’de 4, Akçaabad’da 10, Tirebolu’da 3, Ordu’da 

8,  Görele  kasabasında  2,  Hopa’nın  hemen  yakınındaki  nefs-i  Batum’da  1, 

Gümüşhane’de 5 tane olmak üzere toplamda vilayet genelinde 85 tane meyha-

ne ya da salnamenin diliyle meygede bulunmaktadır.

12

 Yani aslında vilayetin 



büyük bir kısmında müskirat satan dükkanlar (ve hatta fuhuşhaneler

13

 bile) 



bulunmaktadır ve devlet de bunlardan vergi almaktadır. Hatta Hopa’nın da 

dahil olduğu Lazistan Sancağı’nda yeri belirtilmese de bir dönem müskirat 

üretildiğini biliyoruz.

14

 



Vilayet genelindeki bu meyhanelerin Gayrimüslimlere dönük olduğu iddia 

edilebilirse de bunun fiilyatta öyle olmadığı açıktır. Kaldı ki burada üzerinde 

durulan belgede bile durum böyledir. Yani Hopa’da, ahalisi umumiyetle İslam 

olan bir kazada meyhane olmamasına rağmen müskirat tüketimi yöneticileri 

rahatsız edecek boyuttaysa meyhanenin olduğu yerlerde durumu tahmin et-

mek zor olmasa gerektir. Bu nedenle bu tür meselelerin arşiv belgelere yan-

sıyan şekliyle gündelik hayattaki pratiğinin uyuşmadığına dair sayısız örnek 

verilebilir.

Osmanlı Arşivi’ndeki resmi yazışmalara

15

 bakarak İstanbul’da cami, med-



12    Trabzon  Vilayeti  Salnamesi,  1878,  (Haz.)  Kudret  Emiroğlu,  C.  10,  1999,  s.  249. Aynı 

rakamlar 1876 ve 1877 yılı Trabzon Vilayeti Salnameleri’nde de geçiyor. 

13    Basbakanlık  Osmanlı  Arşivi’ndeki  bir  belgeye  göre  Ünye  kasabasında  fuhuşhanelerin 

açıldığı,  bazı  cami  ve  mescidler  etrafında  müskirat  satıldığı  ve  bunlardan  dolayı  müessif 

ve  müstehcen  olayların  vuku  bulduğu,  aynı  zamanda  köylerdeki  bazı  mekatip  muallimlerin 

ücretlerinin  ödenmediği  ve  ahalinin  İslamiyete  menafi  ahvale  doğru  gittiklerinden  gereken 

önlemlerin alınmasına dair bilgi için bkz. Dahiliye Mektubi Kalemi (DH.MKT) 1716/55, 1307, 

19 Şevval/8 Haziran 1890.

14   A. MKT.MHM 131/20, 1274, L. 10 hicri tarihli belge.

15    Ülkede  alkol  satışını,  tüketimini  ve  üretimini  belirleyen  Müskirat  Nizamnamesi’ne  ve 

resmi yazışmalara göre cami, mescid gibi yapıların yakınında alkol satmak, meyhane açmak, 

müskirata  dönük  dükkan  işletmek  yasaktı. Ancak  bunda  da  bir  kafa  karışıklığı  vardı.  Keza 

resmi  yazışmalarda  bunu  gösteren  sayısız  örnek  bulunmaktadır.  Bir  yandan  cami,  mescid, 

türbe vb. yapıların yakınında müskirat satışı yasaklanırken öte taraftan daha önce izin alarak 

müskirat mağazası ya da dükkan açanların kapatılan bu mekanlarının yeniden açılmasına izin 

verilmesine dönük arzuhaller dikkat çekicidir. Bu meyanda Yeni Cami’ye yakınlığı nedeniyle 




kebikeç / 31   2011

202


rese, tekke, türbe vb. yapılara yakın yerlerde müskiratın yasak olduğuna ve 

Müslümanların  müskirat  kullanmaktan  kesinlikle  men’  edildiğine  ve  on-

ların da kullanmadığına kani olmak mümkündür belki. Ancak Basiretçi Ali 

Efendi’nin İstanbul Mektupları’nı okuyunca durumun hiç de öyle olmadığını 

gündelik hayatın bu resmi yazışmalardan tamamıyla farklı olduğunu görürüz. 

1870’lerde Basiretçi Ali Efendi İstanbul’daki meyhaneler üzerine peş peşe 

kaleme aldığı şikayet yazılarında İstanbul sokaklarında sarhoşların nara ses-

lerinin  yükseldiğinden  Fatih’teki  Büyükkaraman’daki  (Fatih’deki  zabıtanın 

yanı başındaki) “meyhanelerin vızır vızır rakı şarap sattığından” “kadeh şa-

kırtısından” bahsederken ve “şer’an haram” olduğunu vurgularken bu meyha-

nelerin yol açtığı “mazarrata” ve “ümmü’l-habais” satılmasına son verilerek 

bir çözüm bulunmasını ister ve sorar: “Bu meyhanelerin... kaldırılmasında ne 

müşkilât vardır ki hâlâ duruyor?”

16

 Bu soru Basiretçi Ali Efendi için ne kadar 



anlamlıysa ve gerçeklikten uzaksa Hopa’daki uygulama da o  denli anlaşıl-

maktan ve gerçeklikten uzak görünüyor. 

Birkaç defa girişimde bulunmuş olmalarına rağmen Hopalıların talebi neden 

daha önce geri çevrilmiştir ve şimdi onların talebi yerine getirilmektedir? Ka-

zanın sınırda olması hasebiyle güvenlik gerekçesiyle olduğu belgede belirtil-

se de daha önce de Hopa sınır kazasıydı ve o zaman da güvenlik gerekçesi ge-

çerliydi. Dolayısıyla bu gerekçe de pek ikna edici gelmemektedir. Benzer şe-

kilde kazanın ahalisi daha önce de umumiyetle İslamdı ve o zaman da bu ta-

lepleri geri çevrilmişti. Ya da bu durum merkezi hükümetin yerelin hassasiye-

tine önem vermesiyle izah edilebilir mi?  Elimizdeki belgelerden bu ve benze-

ri sorulara yanıt vermek imkansızdır. 

Trabzon Vilayeti’nin diğer kaza ve merkezlerinde müskirat satılabilirken ve 

meyhaneler dahi işletilebilirken Hopa’da bu denli sert bir tepkinin ve uygula-

manın nedeni nedir? Hopa’nın Trabzon Vilayeti’nin yukarıda anılan diğer ka-

zalarından daha mütedeyyin, daha muhafazakar, daha İslami geleneklere bağlı 

olduğunu öne sürmek akla gelirse de bunun temellendirmeye muhtaç olduğu-

nu belirtmek gerekir. Gelişmeler akla bir rant kavgasını getirse de bunu çağ-

rıştıracak herhangi bir bulguya da rastlanmadı.

En niyahetinde Hıristiyanlara müskirat satışının önünde kanunen

17

 bir engel 



yoksa da Şura-yı Devlet’ten çıkan kararda Hopa’ya müskiratın girmesi kesin-

kapatılan  müskirat  mağaza  sahiplerinin  mağazalarının  yeniden  açılması  yönünde  verdikleri 

arzuhali örnek göstermek mümkündür. Bkz. A.}MKT.MHM 496/17. 1305 hicri tarihli belge. 

Bu ve benzeri durumu yansıtan çeşitli fonlarda çok sayıda belge bulunmaktadır. Bundan başka 

Nuruosmaniye ve Atikali Camileri civarındaki müskirat yerlerinin kapatılması için arzuhallerin 

verilmesi; Fatih Camii avlusundaki dükkanların sıkıca kontrolü ile müskirat satılmasına mani 

olunması yönünde çok sayıdaki talepler de örnek gösterilebilir. Bkz. HR. MKT. 154/96; A.}

MKT.NZD 198/66.

16   Basiretçi Ali Efendi, İstanbul Mektupları, Haz. Nuri Sağlam, Kitabevi Yay. İstanbul, 2001. 

s. 112, 128, 132, 172

17    Hıristiyan  esnaflar  gezginci  olarak  müskirat  satışını  reddettikleri  için  bu  madde  onlara 

uygulanamıyordu. Belgeden anlaşıldığı kadarıyla onlar bayileri aracılığıyla satış yapıyorlardı.




ÖZDİŞ

203


Hopa’da İçki Yasağı 

likle yasaklanır ve kazadaki müskirat toplattırılarak sahiplerine iade edilir ve 

müskiratı kazaya sokmakta ve satmakta ısrar edenler hakkında en ağır cezala-

rın uygulanacağı bildirilir. Ayrıca durum Trabzon Rüsumat Nezareti’ne bildi-

rilerek gümrüklerden tezkere ve ruhsat verilmesinin de önü kesilmiştir. Bu ka-

rardaki ifade politik bir argüman niteliğindedir. Hopa Kaza İdare Meclisi’nin 

de açıkça ifade ettiği gibi aslında Hıristiyanlar için müskirat satışını engel-

leyen bir kanun yoktur. Kanuni olarak herhangi bir engel yoksa da Trabzon 

valisinden Dahiliye Nazırına kadar devlet erkânı aynı kararın altına imza ata-

rak meyhane ve dükkan gibi yerlerin açılmasına ruhsat verilmeyerek Hopa’da 

müskirat satışına ve bu meyanda meyhane ve dükkan küşadına kesinlikle izin 

verilmemesini ve engellenmesini istemişlerdir. Duyun-ı Umumiye İdaresi de 

bu mesele hakkında  lisan-ı münasip bir dille bilgilendirilmiştir. 

Sonuç olarak Hopa’nın Müslümanlığına ya da “serhad-ı hakanide” olmasına 

dikkat çekilerek alınan bu karar sadece İstanbulla kıyaslandığında çelişki ya-

ratmıyor. İmparatorluğun başka İslam mahallerinde ve ülkenin pekçok başka 

merkezlerinde de Müslümanlar içki üretiyor ve satıyordu. Dolayısıyla burada-

ki Hopa için öne sürülen argüman ikna edici gelmiyor. Elbette belgedeki bilgi-

lere bakarak pekçok şey söylenebilir ve insani endişelere dayalı argümanlar da 

öne sürülebilir. Örneğin Hopalıların bu tavrını Delikanlılarını-Çocuklarını al-

kolden korumak isteyen Müslüman ahalinin tepkisi olarak okunabileceği gibi, 

giderek büsbütün ahalinin içkiye alışmasından mütevellid endişeye dayalı in-

sani bir tepki olarak da yorumlanabilir. Ancak ortada bir çelişkinin olduğu 

açıktır. 

İmparatorluğun payitahtında meyhaneler “vızır vızır” işler ve “kadehler şa-

kırdarken” ve gece saat üç buçuğa kadar meyhanelerin açık olması talebi

18

 ge-


lirken taşrasında (Trabzon Vilayeti’nde 85 meyhane varken) Hopa’da müski-

ratın külliyen yasaklanması talebi merkezi hükümetin tutumundaki farklılığı 

göstermekte, uygulamada bir standarttan bahsetmenin mümkün olmadığını te-

yid etmektedir. Dolayısıyla ülkede çıkarılan nizamnamelerin ne denli hayata 

geçtiği de bu pratikler üzerinden değerlendirilebilir.  

18   İstanbul’da Galata’da “Müskirat mağazalarının gece saat üç buçuğa kadar açık bulunması 

içün ruhsat itası istidasında bulunan eşhasın esamisini mübeyyin virilen varakaya” dair bkz. 

DH.MKT.1699/44, 1307, 21 Cemaziye’l-evvel. 




kebikeç / 31   2011

204


BELGELER

Ünyedeki fuhşiyat ve müskirat

DH.MKT. 1716/55, 1307. Şevval 19/ 28 Mart 1306,/ 8 Haziran 1890

Trabzon Vilayet-i Behiyyesine

Ünye kasabasında çarşu derununda üç dört mevkide fuhşhâneler küşad olu-

narak cevami ve mesacid-i şerif etrafında müskirat satılmakda bulunmasından 

dolayı bir takım ahval-i müessif ve müstehcene vuku bulmakda idügünden 

ve köylerdeki mekatib muallimlerinin ücretleri virilmemesi cihetiyle ahali-i 

kurra  zarûrât-ı  diniyelerinden  cahil  kalub  şeâir-i  İslamiyete  menafi  ahvale 

inhimâk  itmekde  bulunduklarından  bahisle  icra-yı  icabı  istida  olunduğu  ve 

keyfiyet-i  makarrat  sıhhat  idüğü  led  el  istilam  Ünye  kasabası  niyabet-i  şe-

riyesinden ba tahrirat işar kılındığına beyan-ı aliyesiyle icra-yı icabı taraf-ı 

sami-i fetva-i penahiye ba tezekkir emr ü işar buyrulmuş ve ehemmiyet-i mas-

lahat müstefni-i tezekkir bulunmuş olmağla serien ba tahkik iktizasına ifasıyla 

netice-i keyfiyetin esbasına? himmet buyurulması babında.




ÖZDİŞ

205


Hopa’da İçki Yasağı 

Şura-yı Devlet (ŞD) 1848/17,  2 Nisan 1895

6  Şevval  312  ve  21  Mart  311/2Nisan  1895  tarihli  ve  altı  numerosuyla 

Hopa kazası idare-i meclisinden Lazistan sancağı mutasarrıflığına yazılan 

mazbatanın suretidir.

Bir müddetten berü Hıristiyan erbab-ı ticaret tarafından Trabzon ve Rize’den 

envai müskirat getürülüb satılmakda olmasından ve gençleri birbirine bakarak 

işretle ülfet ideceklerinden ve ifade-i saireden bahisle men’i esbabının istikmali 

taraf-ı  ahaliden  istida  ve  istirham  olunur.  Bu  kaza  ahalisi  umumiyetle  İslam 

olmasıyla beraber umur-ı inzibatiye mahzur-ı azim görülmesine mebni meyhane 

açdırılmayub  ancak  Sürmene  vesair  ahali-i  Hıristiyanisinden  misafir  suretiyle 

gelüb  bütün  kaza  içerüsüne  mecmu’  kırk  elli  nüfusa  baliğ  olabilen  bakırcı  ve 

timurcu [demirci]  ve abacı esnafı sanduk ve fuçularla [fıçılarla] konyak ve rakı 

ve emsali işret getürerek esna-yı gurbetlerinde alışan kimselere virmekde ve bura 

ahalisi bu ve emsali menahiye nazar-ı nefretle bakmakda olub eğerçi memalik-i 

şahanede  her  şahsın  serbetçe  ticarete  mazun  bulunduğu  misillü  erbab-ı  işretin 

de men’ine mahall-i kanun bulunmadığınadan naşi bu babda bir şey denilemez 

ise de delikanlu güruhunun meyl ve meşrebi daima hevada olacağı meydanda 

olmasına mebni nevresidân dahi gide gide enf ül arz

19

 ehl-i işrete bakarak kesb-i 



ülfet  ve  ta’mim  ideceği  ve  bunlar  saikan  humarlarının  [işretten  sonra  gelen 

başağrısı, sersemlik] nik ü bedi /ve bedi

20

 tefrik idemeyerek cüzi ve külli vukuatın 



meydana getürecekleri dahi arasıra vukua gelmekde bulunan fenalıkların bazıları 

19   Kelime okunamadı.

20   Okunamadı



kebikeç / 31   2011

206


da bu yüzden mütevellid idüğü maznun-ı kavidir eğerçi erbab-ı ceraimin pençe-i 

kanundan rehayab olamayacakları dahi bedii ise de ceramin vukuundan evvel 

men’i asayiş nokta-i nazarınca daha ahsen idüğü müstefni-i arz u tasaddidir. İşte 

buna mebni bundan evvel bir kaç defa işretin men’i füruhtu esbabına teşebbüs 

olunduğu  halde  bayileri  kendü  idareleriyle  Rusya’ya  nakl  ve  sevk  zımnında 

getürdükleri cevabında bulunmuş ve halbuki burada Hıristiyan esnafi işreti pek 

ender  istimal  itmekde  ve  memalik-i  Rusya’ya  sevk  idileceği  bahsine  gelince 

her ne kadar kazamız serhad-ı hakanide ise de hasb el mevki öncü ağrasiyanın

21

 

berren nakl ü emrarına müsaid tarik olmadığı ve bahren nakli halinde de Avrupa 



malı itibarıyle Rusya hükümeti kıymetinin nısf ü sülüsü nisbetinde resm-i gümrük 

almakda bulunduğu cihetle bu yoldaki ifadeleri sıhhate karin görülememiş ise 

de  ne  çare  ki  kab  ile  müskirat  füruht  idenlerin  sureti-i  men’ine  dair  sarahat-ı 

nizamiyeye  tesadüf  olunamadığına  mebni  daha  getürmemeleri  yolunda  icra-

yı  nasâyihden  gayri  bir  şey  denilememişdir.  Elhasıl  bu  kaza  dahilinde  işret 

satdırılması her dürlü mehazari dai ve bunun men’i dahi her ne vesile ile olursa 

olsun ma-mülhakat Hopa kazasına işret getürecekelerin mahrecleri olmak lazım 

gelen Trabzon ve Rize rüsumat idarelerinden ruhsata dair tezkere virilmemesiyle 

hasıl  olacağından  muvafık-ı  rey-i  samileri  olduğu  halde  ol  vechile  muamele 

idilmesi esbabının istikmaline müsade-i lütüfade-i mutasarrıf-ı ifhamileri erzan 

buyrulması babında. 

Huzur-ı ali i hazret-i sadaretpenahiye

Maruz çaker kemineleridirki

Hopa kazası ahalisi umumiyetle İslam olmak hasebiyle umur-ı inzibatiyetnin 

temin-i hüsn ü ceryanı maksadıyla şimdiye kadar orada meyhane açdırılmamış 

ve  ahali-i  kaza  mâiyât-ı  müskerenin  mazarrat-ı  maddiye  ve  maneviyessinden 

masun  kalmış  olduğu  halde  Sürmene  vesair  mahallerden  misafirin  suretiyle 

kaza-i mezkûre azimet iden bazı Hıristiyanlar sanduk ve fuçularla müskirat celb 

itmekde ve ahaliyi müskirata alışdırmada bulunduklarından ve kanun dairesinde 

ahz ü itası serbest ise de kaza-i mezkur aksa-i hududda bulunmağla beraber ahalisi 

mütehevvir ve haşin adamlar olmak hasebiyle bunların alelusul gençlerinin işretle 

itilafları saikan mest ile bir takım fenalıklar hudusüne bais olacağından bahisle 

mevcud müskirtaın heman toplatdırılub sahibleri marifetiyle iade itdirilmesi ve 

bir daha oralara müskirat idhaline meydan virilmemesi zımnında tedabir-i lazıme 

itthaz kılındığına dair Trabzon vilayet-i aliyyesinden cevaben gelen 22 Nisan 311 

tarih ve yetmiş numerolu tahrirat melfufatıyla matviyyen [dürerek, sarılı, dürülü 

olduğu  halde]  ve  Trabzon  ve  Rize’den  Hopa’ya  müskirat  nakline  ki  esbab-ı 

siyasiye mübteni ise ehemmiyet-i madde cihetiyle bildirilmesi hakkında rusumat 

emanet-i  celilesinden  evvelce  tevarid  idüb  vilayetin  işbu  tahriratına  intizaren 

derdestde hıfz olunan tezkere dahi maen takdim kılınmış olmağla iktizasının emr 

ü inbası men’ût rey-i ali-i sadaretpenahilerdir. Ol babda emr ü ferman hazert-i 

veliyyül emrindir. 6 Zilhicce 312 ve 18 Mayıs 311/30 Mayıs 1895 

Nazır-ı umur-ı dahiliye

21   Okunamadı




ÖZDİŞ

207


Hopa’da İçki Yasağı 

Vali Kadri Paşa’nın konuya ilişkin açıklaması:

 Dahiliye Nezaret-i Celilesine 

Devletlü efendim hazretleri

Hopa kazası ahalisi umumiyetle 

İslam  olmak  hasebiyle  umur-ı 

inzibatiyenin temin-i hüsn ceryanı 

maksadıyla  şimdiye  kadar  o 

kazada  meyhane  açdırılmamış 

ve  ahali-i  kaza  maiyyet-i 

müskirenin mazarrat-ı maddiye ve 

maneviyesinden  masun  ve  salim 

kalmış  olduğu  halde  Sürmeneden 

ve  sair  mahallerden  müsaferet  

suretiyle  kaza-i  mezkûre  azimet 

iden  bakırcı  ve  timurcu  vesair 

esnafdan bazı Hıristiyanlar sanduk 

ve  fuçularla  konyak  ve  rakı  ve 

emsali  müskirat  celb  itmekde  ve 

ahali-i  müslimeden  şunu  bunu 

istimal-i  müskirata  alışdırmakda 

bulunduklarından  ve  bu  hal 

ahlakça  ve  inzibatça  enva-ı 

mehaziri dai olmakda bulunduğundan bahisle kaza-i mezkûra müskirat nakl 

ve idhal ideceklere fi-mâba’d Trabzon ve Rize rüsumat idarelerinden gümrük 

tezkeresi virilmemesi esbabının istikmali kaza-i mezkure meclis-i idaresiden  

yazulub Lazistan mutasarrıflığından ba tahrirat irsal kılınan mazbatada işar 

olunmasına ve kanun dairesinde olacak her nevi ahz u ita serbest ise de kaza-i 

mezkur aksa-i hudud-ı hakanide bulunmağla beraber ahalisi mütehevvir ve 

haşin  adamlar  olmak  hasebiyle  bunların  ve  alelhusul  gençlerinin  birbirine 



bakarak işrete itilafları sâike-i hal-i mest ile bir takım fenalıklar hudûsunu 

bais  olub  mevkien  rehin-i  cevaz  olmayacağına  binaen  mevcud  müskiratın 

heman toplatdırlıub sahibleri marifetiyle gerüye iade itdirilmesi ve bir daha 

oralara müskirat idhaline meydan virilmemesi cevaben mutasarrıflığa ve ana 

göre icabının icrası içün de Trabzon Rüsumat Nezareti’ne bildirilmiş  ve buna 

dair olan evrakın suretleri leffen arz ve takdim idilmiş olmağın olbabda emr 

ü femran hazret i men-lehül emrindir. 9 Zilkade 312 ve 22 Nisan 311/4 Mayıs 

1895


Trabzon valisi

Mehmed Kadri




kebikeç / 31   2011

208


KAYNAKÇA

Basbakanlık Osmanlı Arşivi

Dahiliye İrade (DH. İD) 

Şura-yı Devlet (ŞD)

Dahiliye Nezareti Mektubi Kalemi (DH.MKT.)

Sadaret Mühimme Kalemi Evrakı) A.}MKT.MHM.

Sadaret Mektubî Kalemi Nezaret ve Devâir Yazışmalarına Ait Belgeler (A.}

MKT.NZD)

Hariciye Nezareti Mektubi Kalemi (HR. MKT.)

Basiretçi Ali Efendi, (2001) İstanbul Mektupları, Haz. Nuri Sağlam, Kitabevi 

Yay. İstanbul. 



Düstür, Cüz’-i Sani, 1289.

Düstur, Zeyl, 1298, İstanbul. 

Düstur, Birinci Tertip, C.6. 

Düzdağ,  M.  Ertuğrul  (1983)  Ebussuûd  Efenedi  Fetvaları  Işığında  16. Asır 



Türk Hayatı, İstanbul: Enderun Kitabevi.

Emiroğlu,  Kudret  (Haz.)  (2002)  Trabzon  Vilayeti  Salnamesi,  1888,  C.  13, 

Trabzon İli ve İlçeleri Eğitim, Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı Yay. Ankara. 

_________, (Haz.) (1999) Trabzon Vilayeti Salnamesi, 1878, C. 10, Trabzon 

İli ve İlçeleri Eğitim, Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı Yay. Ankara.

         _________, (Haz.) (2008) Trabzon Vilayeti Salnamesi, 1902, C. 20, Trabzon 

İli ve İlçeleri Eğitim, Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı Yay. Ankara.

Gelibolulu Mustafa Âli, (1978) Görgü ve Toplum Kuralları Üzerine Ziyafet 



Sofraları, Tercuman 1001 Temel Eser, Haz. Orhan Şaik Gökyay, İstanbul.

Heyd, Uriel (1973) “Kanun and Shari’a in Old Ottoman Criminal Justice



Proceedings of the Israel Academy of Sciences and HumanitiesStudies in Old 

Ottoman Criminal Law, ed. V. L. Menage, Oxford.

Özet:  Bu  çalışmada  bir  belgeye  dayalı  olarak  1895  yılında  Hopa’da  uy-

gulanan müskirat (içki) yasağı üzerinde durulmaktadır. Trabzon Vilayeti’nin 

pekçok merkezinde meyhaneler işletilebilirken Hopa’daki bu içki yasağının 

nedenleri üzerine sorular sorulmuş ve yanıtları aranmıştır.



Anahtar kelimeler: Müskirat, İçki, Hopa, Trabzon, Lazistan.

On teh Prohibition of Alcohol Consumption in Lazistan: The Case of 

Hopa

Abstract: This paper focuses on the prohibition of alcoholic beverages in 

Hopa in 1895 based on a archive document concerning  social life of the regi-

on. Although many taverns/pub (meyhane) serve alcoholic beverages for local 

people in a variety of countries within the frontiers of Province of Trabzon, 

the reasons for the prohibition in Hopa are inquired and some conclusions are 

drawn from the close examination of the archive documents. 



Key words: Alcohol, Hopa, Trabzon, Lazistan

Yüklə 102,03 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə