Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi / Journal of Turkish World Studies, XIV/1 (Yaz 2014), s.155-178.
S
OĞUK
S
AVAŞ
S
ONRASI
D
ÖNEMDE
R
USYA'
N
IN
D
IŞ
P
OLİTİKASINDA
Y
AKIN
Ç
EVRE VE
O
RTA
A
SYA
The Near Abroad And The Central Asia In Russian
Foreign Policy In The Post-Cold War Era
Mehmet Seyfettin EROL
*
Aidarbek AMİRBEK
**
ÖZ
Rus dış politikasında yakın çevre 1990'lı yılların ilk yarısında daha çok
federasyonun bütünlüğüne yönelik iç ve dış tehditler kapsamında savunmacı bir
refleksle ortaya çıkan güvenlik eksenli bir duruşu yansıtırken, bu durum
Vladimir Putin'in iktidara geldiği ilk yıllardan itibaren önemli bir değişim
sürecine girmiştir. Nitekim, Putin'in üçüncü kez iktidara gelme sürecinde Rus dış
politikasında belirginleşmeye başlayan ve kısaca Avrasya birliği projesi olarak
adlandırılan yeni entegrasyoncu süreç, bundan sonraki dönemde eski Sovyet
alanında daha etkin bir arayışa işaret etmektedir. Bu alanların başında da Orta
Asya gelmektedir. Bu hususu 12 Şubat 2013 tarihinde kabul edilen yeni dış
politika konseptinden de okumak mümkündür. Buna göre, Putin ve çalışma
ekibi, Rusya'nın büyük bir devlet olma yolunun Orta Asya'yı da içine alan yakın
çevre üzerindeki nüfuza bağlı olduğunu ve bu nüfuzu önleyebilecek olası tehdit
ile tehlikelerin güneyden, yani Afganistan üzerinden gelebileceğini
belirtmektedirler. Putin bu sorunların üstesinden gelebilmek için akıllı gücü
önemli dış politika enstrümanı olarak görmektedir.
Anahtar kelimeler; Rusya, Yeni Avrasyacılık, Güvenlik, Orta Asya, KGAÖ
ABSTRACT
While Russian foreign policy in the first half of the 1990s had a defensive scope
reflecting a security-oriented stance within the context of the internal and exter-
nal threats towards the integrity of the federation, this situation has changed sig-
*
Doç. Dr., Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi, Ankara,
mse2009@yahoo.com
**
Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler ABD, Ankara,
aydarbek@yahoo.com
MEHMET SEYFETTİN EROL-AİDARBEK AMİRBEK
156
nificantly from the first years of Vladimir Putin's coming to the power. Indeed,
after Putin came to the power for the third time, Russian foreign policy has be-
gun to crystallize this new integrationist process, called briefly as the Eurasian
Union project. This process indicates a more effective search in the former Soviet
Union area. Central Asia is considered as the leading area. This situation can be
seen in the light of the new foreign policy concept, adopted on 12 February 2013.
According to this, Putin and his working team point out, that on its path of be-
coming a greater state Russia highly depends on the influence, which it may have
on the near abroad including the Central Asia. Russia also points out that possible
threats and risks, which could prevent this influence, may break out from the
South, in other words from Afghanistan. To overcome these problems, Putin
considers the smart power as an important instrument of the foreign policy.
Key words; Russia, Neo-Eurasianism, Security, Central Asia, CSTO
Rus siyasal eliti Orta Asya'yı yakın çevresinin güney kanadı olarak algılamaktadır ve bu
bölge üzerinden ülkelerine çeşitli geleneksel ile geleneksel olmayan tehditlerin yayıldığına
inanmaktadırlar. Bundan dolayı Rusya Orta Asya bölgesindeki varlığını güçlendirmeye bir
güvenlik meselesi olarak yaklaşmaktadır ve Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün
(KGAÖ) olanaklarını güçlendirme siyasetine öncülük tanımaktadır.
Buna ek olarak, Vladimir Putin'in iktidara gelişiyle birlikte Orta Asya'nın da yer aldığı
Avrasya'nın tam kalbinde entegrasyon hareketine hız verilmiştir. 2015 yılında "Avrasya
Ekonomik Birliği" (AEB) olma hedefini taşıyan bu entegrasyon hareketi, Rusya açısından
bölgeyi ekonomik anlamda Moskova merkezli yeniden yapılandırmak için yeni misyonlarla
ortaya çıkmaktadır. Nitekim, Putin'in Avrasya alanında başlattığı entegrasyon hareketinin
felsefi boyutu daha derinden incelendiği zaman, Aleksandr Dugin'in fikirleri çerçevesinde
filizlenen "Dördüncü politik teorisi" ile "Büyük alan felsefesinin" yer aldığını gözlemleriz.
1
Her iki görüşün dayandığı temel felsefi boyutu ise Rusya'yı kendine özgü üçüncü yol
üzerinden yeniden bir imparatorluk olarak doğmasını sağlamak ve Atlantikçi değerlere
karşıt Avrasyacılık adı altında oluşturulan üst kimlik sayesinde büyük bir alana nüfuzunu
yaymaktır.
Yukarıda belirtilen amaçları uygulamak için üçüncü kez Başkanlık koltuğuna oturan
Putin'in bu doğrultuda kararlı adımlarla ilerlediğine tanık olmaktayız. Nitekim, Putin'in
2000 yılından bu yana Rusya'yı yönettiği süre içerisindeki söylemleri ile eylemleri analiz
edildiğinde, Orta Asya bağlamında Rusya'nın dış politikasının belli bir doktrin çerçevesinde
1
Aleksandr Dugin'in büyük alandan kastı Rusya'nın yakın çevresidir. Bilindiği gibi Rus
akademisyenlerin algısındaki yakın çevre ise post sovyet ülkelerinin yer aldığı topraklarla
sınırlıdır. Dugin'e göre Rusya yakın çevresi üzerinde nüfuzunu sağlamlaştırmadan, dünyadaki
konumunu ve otoritesini güçlendiremez. Bundan dolayı Dugin Rus siyasal elite çeşitli
entegrasyon hareketleriyle eski SSCB topraklarını yeniden Moskova'ya bağlamayı önermiştir.
Bkz. Aleksandr Dugin, Çetvertaya Politiçeskaya Teoriya: Rossiya İ Politiçeskiye İdei XXI
Veka (Dördüncü Politik Teori: XXI Yüzyılda Rusya ve Siyaset Fikirleri), Amfora Yayınları,
Sankt-Peterburg 2009, s. 206.