Sevgi ve muhabbet



Yüklə 29,1 Kb.
tarix06.05.2018
ölçüsü29,1 Kb.
#42323

>SEVGİ VE MUHABBET<
BİR AYET:

Al-i İmran / 14. “Nefsanî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah'ın katındadır.”


BİR HADİS:

Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Allah bir kulu sevdi mi, Cebrâil (aleyhisselam)'e şöyle seslenir: "Ben falanca kişiyi seviyorum, sen de sev!" Bunun üzerine semada aynı şekilde nida edilir. Sonra, arz ehli arasına onun sevgisi indirilir.”



SEVGİ


Sevgi, dünyaya gelen her varlıkta en esaslı bir unsur, en parlak bir nur, en büyük bir kuvvettir ve bu kuvvetin yeryüzünde yenemeyeceği hiçbir hasım yoktur. Sevgi evvelâ bütünleşebildiği her rûhu yükseltir ve ötelere hazırlar. Sonra da bu ruhlar, sonsuzluk adına doyup duydukları şeyleri bütün gönüllere hâkim kılmanın kavgasını vermeye başlarlar. Bu yolda ölür ölür dirilir; ölürken “sevgi” der ölür, dirilirken de “sevgi” soluklarıyla dirilirler.

Sevmeyen ruhların olgunlaşıp insanî semalara yükselmelerine imkân yoktur. Evet, onlar yüzlerce sene yaşasalar dahi olgunluk adına bir çuvaldız boyu yol alamazlar. Sevgiden mahrum bu sineler, bir türlü egonun karanlık labirentlerinden kurtulamadıkları için, kimseyi sevemez, sevgiyi sezemez ve varlığın sinesindeki muhabbetten habersiz olarak kahrolur giderler.

Çocuk, ilk defa dünyaya gözlerini açtığı zaman sevgi ile karşılaşır, şefkatle gerilmiş ruhları görür ve muhabbetle atan kalplere sırtını vererek büyür. Daha sonraları ise, bu sevgiyi bazen bulur bazen de bulamaz; ama bütün bir hayat boyu hep o sevgiyi arar ve onun arkasından koşar.

Güneşin çehresinde sevginin izleri vardır. Sular buhar buhar o sevgiye doğru yükselir; yukarılarda damlalaşan su habbecikleri, o sevginin kanatlarıyla kanatlanır ve nâralar atarak baş aşağı toprağın bağrına inerler. Güller, çiçekler sevgiyle gerilir ve gelip geçenlere tebessümler yağdırırlar. Yaprakların bağrına taht kuran jaleler, durmadan çevrelerine sevgi dolu gamzeler çakar ve sevgiyle raks ederler.

Her varlık, kâinatdaki yeri itibarıyla bu geniş sevginin bir yanını, parlak bir senfonizma ile seslendirmekte, irâdî ve gayr-i irâdî, varlığın sinesindeki derin aşk ve muhabbeti göstermeye çalışmaktadır.

Sevgi, insan ruhunda öyle derin izler bırakır ki, o uğurda yurt-yuva terkedilir, icabında ocaklar söner ve her vadide ayrı bir mecnun “Leylâ!” der inler. Ruhundaki sevgiyi kavrayamamış sığ gönüller ise bu işe delilik derler..!

Diğergamlık ve başkaları için yaşamak, insanoğluna ait yüksek bir duygudur ve kaynağı da sevgidir. İnsanlar arasında bu sevgiden en çok hisse alanlar en büyük kahramanlardır. İçindeki kinleri, nefretleri söküp atmaya muvaffak olmuş en büyük kahramanlar... Ölüm bu kahramanların soluklarını kesemez. Hazân onların çiçeklerini solduramaz.

İnsanların gönüllerini fethetmek için en kestirme yol sevgi yoludur. Ve sevgi yolu peygamberler yoludur. Bu yolda yürüyenlerin yüzlerine kapılar kapanmaz! Ezkazârâ, birisi kapansa bile onun yerine yüzlercesi, binlercesi açılır. Bir kere de sevgi yoluyla gönüllere girildi mi, artık halledilmedik hiçbir mes’ele kalmaz.

Ne mutlu sevgiyi kendine rehber yapıp yürüyenlere! Yazıklar olsun, ruhundaki sevgiyi sezemeyip bütün bir hayat boyu kör ve sağır yaşayan talihsizlere!

Ey yüceler yücesi Rabbim, kinlerin nefretlerin, gecenin koyu karanlıkları gibi dört bir yanı sardığı günümüzde, Sen’in sevgine sığınıyor, şu fevkalâde haşarı ve alabildiğine azgınlaşmış, yaramaz kullarının gönüllerini, muhabbet ve insanî duygularla doldurman için son bir kere daha kapında inliyor ve iki büklüm oluyoruz.


SEVGİ ÇAĞRISI

"İnsanları sevip, sevdiğini de hissettirmek aklın yarısıdır."

İspanya'nın küçük bir kasabasında yaşayan Jorge adında bir adam, küçük oğlu Paco ile çok şiddetli bir şekilde tartışmıştı. Baba Jorge ertesi sabah kalktığında Paco'nun yatağının boş olduğunu farketti; Paco evden kaçmıştı.

Pişmanlık içindeki Jorge ruhunun derinliklerinde oğlunun kendisi için her şeyden daha önemli olduğunu anladı. Oğlunun gönlünü almak, her şeye yeniden başlamak istiyordu. Çaresizlik içinde evlat özlemiyle kıvranırken aklına parlak bir fikir geldi ve kasabanın merkezindeki tanınmış bir mağazaya kocaman bir ilân astı: "Paco, evine dön. Seni seviyorum. Yarın sabah burada buluşalım."

Baba Jorge ertesi sabah mağazanın önüne geldiğinde çok düşündürücü bir tabloyla karşı karşıya geldi. Karşısında, oğlu gibi evden kaçıp ümitle bekleşen "Paco" adında yedi tane çocuk duruyordu.



Evet, sevgi mahrumu bu zavallı çocukların hepsi sevgi çağrısına cevap vermiş, kucağını açıp kendisini eve çağırmış olanın kendi babası olmasını ummuşlardı.

"Sevgiden acılar tatlanır, bakırlar altın olur. Sevgiden kirli ve bulanık sular duru hale gelir." (Hz. Mevlâna)
Yüklə 29,1 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə