Shrek 3 Prodüksiyon Notlari



Yüklə 72,89 Kb.
tarix18.06.2018
ölçüsü72,89 Kb.
#49627

“Shrek the Third – Şrek Üç” Prodüksiyon Notları


-
UIP FİLMCİLİK SUNAR


*Yılın en iyi animasyon filmi dalında Oscar ödülü kazanan “Şrek” serisinin toplam yapım bütçesi 370 milyon doları, dünya sinemalarındaki toplam hasılatı ise 1 milyar 700 milyon doları bıraktı.İlk iki “Şrek” filminin DVD satışları 90 milyon adeti geride bıraktı.

*“Şrek” serisi en iyi uyarlama senaryo ve en iyi özgün şarkı dallarında da Oscar ödülüne aday gösterildi.

*“Şrek” serisinin ilk iki bölümü Cannes Film Festivali’nde büyük ödül Altın Palmiye için yarışmaya layık bulundu.

*“Şrek Üç”ün gösterime girmesinin ardından “Şrek” fırtınası başka mecralarda da devam edecek. Amerika’da yayın yapan ABC televizyon kanalında Noel için hazırlanan ve “Shrek the Halls” adını taşıyan çok özel bir animasyon filmi gösterilecek. Bu animasyon filminin seslendirmesini de Mike Myers, Eddie Murphy, Cameron Diaz ve Antonio Banderas yapacak. Ayrıca önümüzdeki yıl da “Shrek: The Musical” adlı bir Broadway showu da sahnelenmeye başlayacak.


SHREK THE THIRD – ŞREK ÜÇ” 151’İ TÜRKÇE SESLENDİRİLMİŞ ,DÖRDÜ TÜRKÇE ALT YAZILI TOPLAM 155 KOPYAYLA 15 HAZİRAN’DA SİNEMALARINDA GÖSTERİLMEYE BAŞLANIYOR.

ŞREK ÜÇ”ÜN TÜRKÇE SESLENDİRENLER LİSTESİ VE FİLMİN KAMERA ARKASINI ANLATAN TÜRKÇE PRODÜKSİYON NOTLARI AŞAĞIDA BİLGİNİZE SUNULUR.




Yönetmen: Chris Miller, Raman Hui (Ortak Yönetmen)

Seslendirme Kadrosu: Mike Myers, Eddie Murphy, Cameron Diaz, Antonio Banderas, Rupert Everett,

Justin Timberlake, Julie Andrews, John Cleese, Eric Idle, Cheri Oteri, Amy Poehler, Maya Rudolph,

Amy Sedaris, John Krasinski, Ian McShane

Yapımcı: Aron Warner

Senaryo: Jeffrey Price, Peter S. Seaman, Jon Zack (Andrew Adamson’un öyküsünden)

Prodüksiyon Tasarımı: Guillaume Aretos, Kurgu: Michael Andrews

Müzik: Harry Gregson-Williams



DreamWorks Pictures – Paramount Pictures / UIP Filmcilik




http://www.image.net ; http://www.uip.com.tr ; hakan_sonok@uip.com



ŞREK ÜÇ TÜRKÇE SESLENDİRENLER:

SHREK OKAN BAYÜLGEN

DONKEY SEZAİ AYDIN

FIONA OYA PROSÇİLER

PUSS ENGİN ALKAN

PRINCE CHARMING VOLKAN SEVERCAN

GINGERMAN SERCAN GİDİŞOĞLU

PINOCCHIO ÖZGÜR ÖZDURAL

KING HAROLD OSMAN GİDİŞOĞLU

QUEEN LILLIAN RÜÇHAN ÇALIŞKUR

CAPTAIN HOOK AHMET ERES

MABEL MURAT ŞENOL

LANCELOT ALPER DEVELİOĞLU

RAPUNZEL ÖZLEM ABACI

SNOW WHITE ÖZLEM ÖZBAY

DORIS RÜÇHAN GÜREL

CINDERELLA ÖZGE ERDAŞ

MERLIN BÜLENT EMİN YARAR

RUMPLESTILTSKIN BAHTİYAR ENGİN

SLEEPING BEAUTY ŞEBNEM DÖNMEZ

ARTIE HARUN CAN

Kral olmak herkesin harcı değildir. Özellikle de bataklık gibi kokan inatçı yeşil bir dev iseniz… Fiona’yla evlendiğinde Şrek’in belki de en son istediği şey Uzak Ülke’nin kralı olmaktır. Ancak kayınpederi Kurbağa Kral Harold’un ani ölümü üzerine ülkenin tacı için Şrek’in başı uygun bulunur. Kral olmaya hiç hevesli ve istekli olmayan Şrek’in taht için acilen uygun ve istekli birisini bulması gerekmektedir. Aksi takdirde hayatının geri kalan kısmını kraliyet ailesinin katı ve tatsız kuralları arasında sıkışmış olarak geçirecektir.

Şrek’in başındaki dertler yetmezmiş gibi, bir de Prenses Fiona mutlu haberi verir. Fioana hamiledir ve Şrek baba olacaktır ama buna hiç de hazır değildir. Kral olmanın getirdiği görevlerden ve yaklaşan babalık duygusundan iyice bunalan Şrek, tahtın tek mirasçısı olan Artie’yi bulmak için bir arama bulma opersyonu başlatır.Öğrenim gördüğü lisenin en renksiz ve en ışıltısız öğrencisi olan Artie, Fiona’nın uzun zamandır kayıp kuzenidir. Artie’yi bulmayı başardığı anda kraliyet tahtını ona devredecektir.

Şrek uzaklardayken eski düşmanı Yakışıklı Prens (Charming) ortaya çıkar ve tahtı ele geçirmek üzere sürpriz sevgilisiyle birlikte harekete geçer. Yaptığı plana göre Uzak Ülke’nin tahtı çantada kekliktir.Artık yaşamayan hırslı ve açgözlü annesinin hayallerini gerçekleştirmek üzeredir. Şrek ve yakınları büyük bir tehdit altındadır. Yanında Eşek ve Çizmeli Kedi olduğu, Fiona’dan ve prensesler grubundan yardım aldığı halde Şrek ve Artie’nin “Mutlu Son”a ulaşması hiç de kolay olmayacaktır.

DreamWorks Animation’un sunduğu bir PDI/DreamWorks prodüksiyonu olan “Shrek the Third – Şrek Üç”ün yönetmenliğini Chris Miller üstlendi. İngilizce seslendirme kadrosunda Mike Myers, Eddie Murphy, Cameron Diaz, Antonio Banderas, Rupert Everett, Justin Timberlake, Julie Andrews, John Cleese, Eric Idle, Cheri Oteri, Amy Poehler, Maya Rudolph, Amy Sedaris, John Krasinski ve Ian McShane mikrofon arkasına geçti. Senaryosunu, Andrew Adamson’un öyküsünden yola çıkarak Jeffrey Price, Peter S. Seaman, Chris Miller ve Aron Warner yazdı. Yapımcığılını Aron Warner, ortak yönetmenliğini Raman Hui gerçekleştirdi. Prodüksiyon amirliklerini Andrew Adamson ile John H. Williams yaptı.

PRODÜKSİYON NOTLARI

Şrek’in Gelişimi

Sinema tarihinin en başarılı ve en çok sevilen film serisinin başlangıç noktasında William Steig’in Türkiye’de çeşitli nedenlerle bir türlü yayınlanamayan kısa çocuk öyküsü kitabı vardır.

Teknolojideki şaşırtıcı gelişmelere paralel olarak “Şrek” filmlerinin görünümü de yıllar içinde dramatik şekilde değişti. Şrek karakterinin kendisi de yepyeni arkadaşlar edindi, yeni sorumluluklar üstlendi, hayata karşı yeni bakış açısı geliştirdi.

Evet,bir zamanlar canavar zannedilen,sonra canavar olmadığı anlaşılan yeşil dev kahramanımız bataklıktaki yapayalnız günlerine kıyasla çok önemli yol kat etti.

Film yapımcılarının Şrek karakterini herhangi bir yere doğru yönlendirmek gibi bir amacı olmadı. Şrek daima kendi yolunu kendisi çizdi. Bunu yaparken de hepimizin izleyebileceği yollardan geçti. Yapımcı Aron Warner’ın deyimiyle “Şrek Üç”ün öyküsü, yeşil dev kahramanımızın doğal gelişimi ve yetişkinlik sürecine gelişimini izledi.

Yönetmen Chris Miller, “Şrek Üç”ün konusu hakkında şu yorumu yapıyor: “İlk filmde Şrek ile Fiona birbirine aşık olmuş ve evlenmişlerdi. İkinci filmde birbirlerinin aileleriyle tanışarak onları yakından tanıdılar. Bundan sonraki doğal adım çocuk sahibi olmalarıydı. Ancak Şrek için bunun doğal adım olduğu söylenemez. Çünkü o iyi bir baba olamayacağına inanmıştı.”

Şrek’e sesini veren Mike Myers, sevimli yeşil kahramanımızın ilk filmden bu yana sürekli geliştiği halde her zaman huysuz ve gergin olduğunu belirterek şu yorumu getiriyor:

Bence üçüncü ‘Şrek’in en güzel yanı, yaşadığı her olay sonrasında kendi gücüne inanma sürecinin devam etmesidir. İlk filmde kendisini aşık olunmaya layık görmüyordu. İkinci filmde koca olmaya layık görmemişti. Şimdi ise bir kral ve baba olmaya layık görmeme duygusuyla boğuşmaktadır. Zaten Şrek filmlerinin en harika yanı da budur. Hayatımızın farklı dönemleri boyunca herşeyden önce kendimize güvenmek, kendimize inanmak, başkalarının bizim hakkımızda ne söylediğine aldırmamak gerektiğini anlatır.”



İlk filmden bu yana sevimli Eşek karakterini seslendiren Eddie Murphy ise, “Her yeni film bir öncekinden daha iyi oluyor. Karakterlerin daha gelişkin, öykülerin daha karmaşık yapıda olduğunu görüyoruz” şeklinde bir yorum getiriyor.

Dünyanın her köşesindeki eleştirmen ve izleyicilerden sürekli övgüler alan iki “Şrek” filminin dünya çapındaki hasılatı 1.4 milyar dolara ulaşırken bugüne kadar 90 milyondan fazla DVD’si satıldı.

2002 yılında gösterime giren ilk “Şrek”, global düzeyde 479 milyon dolar hasılat yaparken DVD satışı da 50 milyon olarak gerçekleşmişti. Ticari başarısının yanısıra ayrıca 2002 yılında en iyi animasyon filmi kategorisinde Oscar ödülünü kucaklayarak zaferini perçinledi.

19 Mayıs 2004’de “Şrek 2” gösterime girdiğinde tüm zamanların en iyi beş günlük açılış hasılatını elde etti. Dünya çapında ulaştığı 920 milyon dolarlık hasılatla tüm zamanların en iyi üçüncü hasılat rakamının sahisbi oldu. DVD satışları ise 40 milyonu buldu.

Şrek Üç”ün gösterime girmesinin ardından “Şrek” fırtınası başka mecralarda da devam edecek. Amerika’da yayın yapan ABC televizyon kanalında Noel için hazırlanan ve “Shrek the Halls” adını taşıyan çok özel bir animasyon filmi gösterilecek. Bu animasyon filminin seslendirmesini Mike Myers, Eddie Murphy, Cameron Diaz ve Antonio Banderas yapacak. Ayrıca önümüzdeki yıl da “Shrek: The Musical” adlı bir Broadway showu da seyirciyle buluşacak.



SESLENDİRME AİLESİ

Şrek’in dünyasının genişlemesine paralel olarak filmdeki karakterlere seslerini veren aktörler ailesi de genişleme gösterdi. İlk bölümden beri seslendirme yapan Mike Myers, Eddie Murphy ve Cameron Diaz’ın sesleri olmayan bir “Şrek” filmini hayal etmek nasıl ki imkansızsa, ikinci filmin kadrosuna katılan Antonio Banderas, Julie Andrews, Rupert Everett, John Cleese ve Larry King’in sesleri olmayan “Şrek” filmlerini hayal etmek artık daha da zordur.

Şrek Üç” ile birlikte seslendirme ailesi iyice genişledi ve Justin Timberlake, Eric Idle, Cheri Oteri, Amy Poehler, Maya Rudolph, Amy Sedaris, John Krasinski, Ian McShare ve Regis Philbin gibi isimler de kadroya katıldılar.



Yönetmen Chris Miller’ın seslendirme kadrosuyla ilgili yorumu şöyle: “İlk etapta seslendirme kadrosunu kurarken birlikte çalışmak istediğiniz veya role uygun olacağını düşündüğünüz isimleri not alırsınız. Şansımız varmış ki, ‘Şrek’ filmlerinde çalışmaya istekli çok fazla oyuncu çıktı. Bu sayede sadece en iyiyi istemekle kalmayıp en iyi isimleri kadromuza katma fırsatı bulduk.”

Yapımcı Aron Warner şunları ekliyor: “Çoğumuz birbirimizi neredeyse 10 yıldan beri yakından tanıyoruz. Birbirimizi seviyor oluşumuz çok iyi bir şey…Neredeyse aile olduk.”

Şrek”in setlerinde yıllar boyunca oluşan dostluk ve keyifli rekabet duygusu daima olumlu sonuçlar verdi. Filmin ortak yönetmeni Raman Hui, “Çalışmalarımız sırasında herşeyi daha eğlenceli kılmak için motive olduk. Birbirimize sürekli olarak, ‘Şunu neden denemiyoruz?’ diyerek motivasyonu artırdık. Bu ekiple çalışmak gerçekten büyüleyiciydi” diyor.



Prodüksiyon işlemlerinin büyük kısmı hiç kuşkusuz filmin baş karakteri çevresinde gelişir. Şrek karakterine sesini veren Mike Myers, “Şrek Üç”ün prodüksiyon sürecini bir çeşit aile buluşması gibi gördüğünü belirterek, “Açıkçası ‘Şrek’i yaparken harika zaman geçiriyorum. Bu film sayesinde aptalca davranma şansı buluyorum. Eşek’i, Fiona’yı, Çizmeli Kedi’yi ve Şrek ile ilgili herşeyi çok seviyorum. Bu dünyanın içindeyken mutlu olduğumu hissediyorum” diyor.

Yapımcı Aron Warner’ın Mike Myers ile ilgili yorumu şöyle: “Şrek karakterine ve serinin geneline çok şeyler kattı. Karakterin kimliği üzerinde derinlemesine düşünerek, bu yolculuğun nasıl olması gerektiği konusunda önemli ipuçları verdi. Prodüksiyonun her aşamasında daima ön cephede oldu. Böyle olması da doğaldı. Çünkü espri zamanlamasını herkesten daha iyi anladığını biliyoruz.”

Yönetmen Chris Miller ise şöyle konuşuyor: “Mike bu filme sadece bir performanstan daha fazlasını getirdi. O büyük bir yazardır, iyi öyküyü çok iyi anlar. Mike Myers’tan çok önemli katkılar aldık. En iyi öykünün anlatılabilmesi için bize fazlasıyla yardımcı oldu.”

Film yapımcıları biraz daha ekstra yardıma ihtiyaç duyduklarında Prenses Fiona’yı seslendiren Cameron Diaz’dan destek aldılar. “Fiona’ya sesini veren Cameron ile başlıbaşına bir film yapmayı çok isterdim” diyor yapımcı Aron Warner, “Bence o, ‘Şrek’ dünyasının temel taşıdır. Bu film serisine olağanüstü bir ruh getirdiğini düşünüyorum.”

Fiona karakterine sesini veren Cameron Diaz’ın yorumu ise şöyle: “Bu film serisi insanları derinden etkiledi. Onlara iyi zaman geçirtirken aynı zamanda belli bir mesaj da verdi. ‘Şrek’ efsanesinin bir parçası olmak bence çok önemli bir ayrıcalıktır.”

Şrek” serisine katkı sağlayan aktörlerden birisi de, Yakışıklı Prens (Charming) karakterini seslendirirken “kötü niyet, melodram ve espri zamanlaması” gibi kavramların doğru dengesini kuran Rupert Everett oldu.



Rupert Everett’in “Şrek” serisiyle ilgili yorumu şöyle: “Bence bu, bir aktörün sahip olabileceği en iyi ve en eğlenceli iştir. Çünkü ‘Şrek’ serisinin tüm filmleri baştan sona kadar ince ince düşünülmüş ve özenle yapılmış filmlerdir. Böyle bir seride yer almak gerçekten büyük keyiftir. Sıradan filmlere kıyasla çok daha ferahlatıcı ve canlandırıcı bir deneyim yaşadığımı düşünüyorum.”

Herkesin favorisi eşeğe sesini veren Eddie Murphy ise, “Şrek” gibi bir animasyon serisinde görev almak ile aktörlerin oynadığı normal filmler arasında şu kıyaslamayı yapıyor:

Animasyon filmi yaparken geniş kapsamlı ortak çalışmanın parçası olursunuz. İçinde yer aldığınız bütünün parçalarından sadece bir tanesi olduğunuzu hissedersiniz. Buna bir ekibin parçası olmak da diyebiliriz. Ortada sadece aktörler, sadece prodüksiyon, sadece animatörler yoktur. Herkes bir araya gelir ve filmi hep birlikte oluştururlar.”



Yapımcı Aron Warner’ın Eddie Murphy ile ilgili yorumu şöyle: “Eddie bu serideki Eşek karakterine o kadar çok katkı yaptı ki, onu canlandırıp ışıl ışıl parlamasını sağladı. Eşek karakterinde bir parlaklık, bir masumiyet ve belli bir keyif vardır. Eddie bu görünümlerin hepsini tam olarak yakaladı. Aynı zamanda doğaçlama da yapabildiği için en sıradan görünen diyalogları bile eğlenceli kılmasını bildi.”

Serinin ikinci filmi “Şrek 2”den itibaren Çizmeli Kedi karakterini seslendirmeye başlayan Antonio Banderas ise, “Şrek Üç” için şunları söylüyor:

Jeffrey Katzenberg bana bu teklifi ilk getirdiğinde Çizmeli Kedi karakterinin ilerideki bölümlerde de devam edeceğini söylemişti. Şu anda kendimi bu grubun ayrılmaz bir parçası gibi hissediyorum. Eddie Murphy’nin seslendirdiği Eşek karakteriyle ilişkim daima tatlı bir rekabet şeklinde olacaktır ama derinden derine de olsa birbirimizi çok seviyoruz.”



İkinci filmde Kraliçe Lillian karakterini seslendiren Julie Andrews ise, Şrek ailesine yeniden katılmaya istekli olduğunu belirterek, “Bana gelip rica ettiler. Sadece istemeleri yeterliydi. Önceki filmde çok fazla eğlendiğim için yeniden çağırdıklarında keyfim yerine geldi.”

Şrek” kadrosuna üçüncü filmden itibaren yeni katılan aktörlerin “Şrek Üç” ile ilgili çeşitli yaklaşımları vardı. Örneğin ilk iki filmin sıkı bir hayranı olan Justin Timberlake, teklif aldığı günden itibaren mikrofon arkasına geçeceği anı sabırsızlıkla beklediğini belirterek şöyle konuşuyor:

Seslendirdiğim karakteri sıfırdan yaratmak inanılmaz bir keyif oldu. Seslendirme aktörlüğünün diğer bütün aktörlük türlerinden tamamen farklı olduğunu gördüm. Sesinizi verdiğiniz karakterin neye benzeyeceğini, sesinin nasıl olacağını öncelikle hayalinizde canlandırıyorsunuz. Bu da normalinden çok daha büyük bir enerji patlaması anlamına geliyor.”

Justin Timberlake’in konuk sanatçı olarak katıldığı “Saturday Night Live” programını izledikten sonra “Şrek Üç”te Artie karakterini ona vermeyi düşündüğünü söyleyen Chris Miller, “Justin’le birlikte daha çok zaman geçirdikçe Artie karakterine çok özel birşeyler katacağından emin oldum. Bence Justin doğuştan yetenekleri olan bir oyuncu. Artie karakteriyle etkileşime girdikçe bu karakterin giderek daha çok Justin’e benzediğini fark ettim” diyor.

Mizah yazarı ve komedyen Amy Sedaris başlangıçta biraz çekingendi. Ancak “Şrek Üç”de yeni bir karakter yaratma fikrine sıcak bakmaya başladığını belirten Amy Sedaris, “Daha önce benden hiç kimse prenses rolü oynamamı istememişti. Bu yüzden çok zor olacağını düşünmüştüm. Diğer prenseslerin kimler olacağını duyunca bu rolü pas geçemezdim” diyor.

Amy Sedaris’in sıcak bakmasının ikinci bir sebebi daha vardı. Tıpkı Justin Timberlake gibi aksiyon boyutunun yükseltilmiş olmasından heyecan duyduğunu söyleyen Sedaris, “Televizyon dizileri ve sinema filmlerinde yönetmen sürekli olarak, ‘Geri çekil, geri çekil, rolünü küçült’ gibi uyarılar yapar. Böyle bir sözü animasyonda hiç duymadım. Tam tersine, ‘Daha büyük, daha gösterişli yapabilir misin?’ diye soruyorlardı. Günün birinde ‘daha büyük’ sözünü duymak benim hayalimdi.”

Fiona’nın prensesler grubunun diğer iki üyesini ise “Saturday Night Live” programıyla ünlenen Maya Rudolph ile Amy Poehler seslendirdi.

Prensesler grubunun bir parçası olmak harikaydı” diyor Maya Rudolph, “Prenseslerin sesini komedi ustası bayanlar olarak biz verdik. Bu küçük grubun parçası olmaktan onur duydum.”



Üçüncü prensese sesini veren Amy Poehler ise, “Şrek” serisinde görev almaktan duyduğu keyfi şu sözlerle özetliyor: “Çevremde çok sayıda küçük kuzenim ve arkadaşlarımın çocukları var. Bu seri her yaştan izleyiciye hitap eden filmlerden birisidir. Genciyle yaşlısıyla herkesin bayıldığını biliyorum. Böyle bir serinin parçası olmak hoşuma gitti. İzin verin de biraz havamı atayım.”

Ünlü masal kahramanlarından Uyuyan Güzel karakterinin seslendirmesini yapan Cheri Oteri ise, “Bu serinin parçası olduğum için çok şanslıyım ve onur duyuyorum. Çünkü mizah boyutu çok harika ve her karakterde bol miktarda kurnazlık var. Bu da serinin keyfini artırıyor” yorumunu yapıyor.

Lancelot karakterinin sesini vererek “Şrek” kadrosuna katılan John Krasinski ise, bu film sayesinde yıllardır süregelen bir hayalini gerçekleştirdiğini belirterek şunları söylüyor:

Hayatım boyunca istediğim tek şeyin bir animasyon filminde çalışmak olduğunu kabul etmeliyim. Bunu altı yaşımdan beri hep söylüyordum. Böylece duymayan kalmadı. Böyle bir filmin parçası olmak gerçekten heyecan verici… Animasyon serilerinin hepsini çok severim. Bu nedenle ‘Şrek’in bir parçası olmak benim için bir onurdur.”

Şrek Üç” ile gelen yeni karakterlerden birisi olan efsanevi büyücü Merlin’i ise ünlü İngiliz komedyen Eric Idle seslendirdi. “Şrek” olayına biraz farklı açıdan bakan Eric Idle, “Sanırım Jeffrey Katzenberg’in elinde benim 70’li yıllarda yaptığım eski filmlerim var. Onları tabloid basına / magazin basınına göndermekle beni tehdit etti. Sözleşmeyi bu nedenle imzaladım” diyor.

ŞREK TEKNOLOJİSİ

Eski başarılara sırtını yaslamaya niyeti olmayan “Şrek”in yaratıcı ekipleri, izleyicinin başını döndürecek yepyeni yöntemlerin arayışını her zaman sürdürdüler. Teknolojideki dev adımlar da, karakterlerin önemli detaylarının zenginleştirilmesinde onlara yardımcı oldu. Bu durum, Şrek karakterinin dev cüssesinden Üç Kör Fare’nin küçücük tüylerine kadar her alanda geçerliydi.

Şrek 2” ile “Şrek Üç” arasındaki üç yıllık sürede DreamWorks Animation bünyesinde “Over the Hedge” ve “Madagascar”ın yapımı için son derece ileri sistemler geliştirilmişti. Şimdi “Şrek the Third” ile birlikte film yapımcıları yaratıcılığın sınırlarını daha da genişletiyorlar.

Şrek Üç”ün efekt süpervizörlerinden Matt Baer, “Yapacağımız her yeni filmde elimizde geliştirmek istediğimiz yeni tekniklerle araçların bir listesi daima vardır. Burada önemli olan hangi gelişimlerin o film üzerinde en büyük etkiyi yapacağına karar verebilmektir. Her yeni ‘Şrek’ filminde animasyon departmanının neredeyse yarısı görev yapar. Bu nedenle hepimizin çok yüksek hedefleri olması doğaldır” diyor.

Filmin Mizanpaj Bölüm Başkanı Nick Walker ise, “Bu filmle birlikte karşımıza çıkan en büyük zorluklardan birisi, serinin üçüncü filmi olmasıydı” diyor ve şöyle devam ediyor: “Dolayısıyla çok iyi bildiğimiz detayların otomatiğe bağlanması gibi tehlikeli bir eğilim sözkonusu olabilirdi. Ancak sürekli olarak en iyi işi çıkaran, en kaliteli malzemeyi üreten bir ekiple çalıştığımız için şanslıydık.”

Şrek”in özel efektlerinden sorumlu Arnauld Lamorlette ise, en yeni teknolojik gelişmeler sayesinde film yapımcılarının önünde yepyeni olanaklar açıldığına dikkat çekerek, “Karşımıza çıkan tablo, resim sanatı ile heykel sanatı arasındaki fark gibidir. Teknolojik gelişmeler sayesinde bu filmi çok daha güzel yapabilme fırsatını elde ettik” diyor.



Filmin ortak yönetmenlerinden Raman Hui, DreamWorks bünyesinde çekilen animasyon filmler konusunda şunları söylüyor: “PDI/DreamWorks’ün bir bilgisayar animasyonu şirketi olarak işe başlamış olmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Her zaman kendi yazılımımızı kendimiz geliştirdik. Yeni bir film projesi üzerinde çalışmaya başladığımızda birbirimize bakar ve öncelikle, ‘Okey, şimdi bu teknolojiyi daha da ileri taşımak için ne yapabiliriz?’ diye sorarız.”

Şrek Üç”ün prodüksiyonu sırasında AMD Opteron işlemcileriyle donatılmış HP DL145 ProLiant sunucuları/serverları ve HP xw9300 iş istasyonları kullanıldı. DreamWorks Animation’da görev yapan sanatçılar, bu sayede daha detaylı karakterler oluşturmak için gereken bilgisayar desteğine kavuştular. Ayrıca Merlin’in sakalı ve Fiona’nın saçlarındaki tek tek kılları bile yaratabilme olanağını elde ettiler. Filmde görülen etkileyici büyülü iksir görüntüleri de bu sayede yaratılabildi. Prodüksiyon yöneticileri ayrıca çeşitli prodüksiyon aktivitilerinin kesintisiz şekilde akıcılığını sağlamak amacıyla AMD Turion 64 X2 çift çekirdekli mobil teknolojisiyle donatılmış HP nx6125 notebook’ları kullandılar.



KARAKTER ÇALIŞMALARI

Şrek” film serisinin en önemli özelliklerinden birisi de, hepsinde özgün, canayakın ve cezbedici karakterler bulunmasıdır. Film yapımcıları yeni araç-gereçler konusunda özellikle heyecan duydular. Çünkü bu araçlar sayesinde Şrek ve arkadaşlarının derinliğini ve duygularını daha önceden hiç olmadığı kadar yakalayabileceklerdi.

Şrek Üç”ün karakter TD süpervizörlerinden Lucia Modesto, karakter çalışmaları konusundaki yaklaşımı şu sözlerle açıklıyor: “Üçüncü filme başladığımızda elimizde mevcut olan karakterlerle neler yapabileceğimiz üzerinde bol bol düşündük. Şrek, Fiona, Eşek ve Ejderha karakterleri sekiz yıldır izleyici karşısındadır. Sekiz yıllık bir karakter üzerinde çalışırken yeni yaratılmış bir karakterde yaptığımız gibi davranamayız. Çünkü teknoloji sarsıcı şekilde değişti. Şimdi artık daha fazlasına ulaşma şansımız var. Yüz hatları üzerinde daha fazla kontrole sahibiz. Çözünürlük düzeyimiz daha yüksek. Orijinal karakterde olmayan çok fazla detay ekleyebiliriz. Bu karakterlerin daima en iyisine layık olduğunu hissettiğimiz sürece herşeyi yeniden yapmaya kararlıyız.”

Karakter animasyon bölüm başkanı Tim Cheung ise şunları söylüyor: “Yeni filmde tüm karakterler çok daha fazla hayat dolu oldular. Bu kez çok fazla detay eklediğimiz için gerçekten şaşırtıcı görüntüler ortaya çıktı. Örneğin Şrek karakteri heyecandan ürktüğü zaman burnunun üzerindeki kırışıkları görebiliyorsunuz. İlk iki filmde böyle şeyleri yapabilme gücümüz/olanağımız teknolojik olarak yoktu. Bunların hepsini uygulayınca o karaktere daha derin gerçeklik ekleme şansını elde ettik.”

ZENGİNLEŞTİRİLMİŞ GERÇEKÇİLİK

Bu detaylar sayesinde “Şrek Üç”, Lamorlette’nin “stilize gerçekçilik” adını verdiği düzeye ulaştı. Bu, olağanüstü görsel deneyim sonucuna katkılar yapan daha doğal bir görünümdü.

Filmin ortak yönetmenlerinden Raman Hui, elde edilen sonucu şu sözlerle açıklıyor: “Fiona’nın giysilerindeki kumaşın malzemesini gerçekten hissedebiliyorsunuz. Işıkla karşı karşıya geldiğinde biraz daha parlak olduğunu göreceksiniz. O sahneleri izlerken kumaşın dokusunu ve yumuşaklığını hissedeceğinize yemin edebilirim.”

Yönetmen Chris Miller’ın yorumu ise şöyle: “Bu film teknolojik açıdan büyük sıçrama kaydetti. Aslında bu her zaman gerçekleşen bir durumdur ama bu kez gerçekten kaydadeğer şekilde ortaya çıktı. Giysiler, prenseslerin saçları, hepsi büyüleyici gerçekçilik düzeyindedir.”

Prodüksiyon tasarımcısı Guillaume Aretos ise şunları ekliyor: “Bu filmdeki amacımız inanılabilir bir fantezi evreni yaratmaya çalışmak oldu. ‘Şrek’teki ormana girdiğinizde ağaçlara veya otlara dokunabilecekmiş gibi hissediyorsunuz.”

Karakter TD süpervizörü Lawrence D. Cutler da, filmin en dramatik sahnelerinin arka planındaki insan kalabalıklarını ekibinin başarmasından heyecan duyduğunu belirterek şöyle konuşuyor:

İkinci karakterleri birbirinden farklı ve seçilebilir kılmak suretiyle arka planı doldurmayı başardık. Filmi yapmaya başlamadan önce yaklaşık beş bin karakterden oluşan bir katalog hazırladık. Onların her birinin yönetmenler ve sanat yönetmenleri tarafından tek tek onaylanmasını istedik. Buradaki amacımız, kameranın görüş alanındaki figüranların seçilmesiyle eşdeğer bir işlemdi. Böylece kalabalık sahnelerde görülebilen herkesin –bunlar ikincil karakterler de olabilir, hiç farkedilmeyecek kadar kısa sürede gelip geçenler de olabilir- en doğru şekilde yansımasını sağladık. Tek isteğimiz o kalabalıklardaki her bireyin olması gerektiği şekilde olmasıydı.”



Kostüm tasarımcısı Israel Segal’in yorumu ise şöyle: “Elimizde 4.500 kadar farklı olasılık vardı. Kalabalık sahneleri için bunu 2.500 farklı görünüme kadar sınırladık. Eğer o kalabalık içerisinde birbirinin aynısı iki karakter bulursanız, büyük ödülü hak edersiniz.”

Görsel efektler süpervizörü Philippe Gluckman’ın düşüncesine göre ise, bu teknolojik gelişmeler sadece gözlere hitap eden görsel şölen olmanın çok ötelerine geçerek çok farklı olanaklar sağladı. Gluckman bunların neler olduğunu şu sözlerle açıklıyor:

Prenseslere dikkatle bakarsanız, eğer onlar için farklı farklı saç stilleri yaratamasaydık bu kadar keyifli ve farklı olmazlardı. Teknolojik gelişmelerin bazen öyküleme anlamında da faydası oldu. Şrek ile Fiona’nın kraliyet giysileri içinde olduğu bir sahne vardır. İkisi de iğrenç görünürler. O giysiler içerisindeyken zar zor hareket ettikleri gibi bir dolu da olay yaşarlar. Böyle bir sahneyi yaratmak, sadece kullandığımız teknoloji sayesinde mümkün olabildi.”



BÜYÜ SHOWU

Özel efektlerin keşfedilmesinde yeni karakterler yepyeni fırsatlar sağladılar. Bu karakterlerden birisi de, bu filmle birlikte “Şrek” serisine ilk kez katılan efsanevi büyücü Merlin oldu.

Karakter efektleri sorumlularından Matt Bauer, “Merlin’in üçüncü filmde yer alıyor olması, bol miktarda büyü de olacağı anlamına gelir. Aslında ‘Şrek’ filmlerinde her zaman büyü olgusu yer almıştır, ama her filmin kendine özgü farklı görünümü olduğu unutulmamalı. Buradaki büyü olgusu da üçüncü filmin farklılığına yakışır tarzda olmalıydı” diyor.

Matt Bauer sözlerine şöyle devam ediyor: “Merlin için en mükemmel efektleri yaratırken bu yaklaşımdan hareket etmemiz gerekiyordu. Yönetmenlerimizin karşısına gerçekten çılgın görünüşlü bir konseptle çıktık. Düşüncemizin harika olduğunu sanıyorduk ama yanıldığımızı fark etmekte gecikmedik. Fazla bilimsel olduğu gibi ‘Şrek’ evrenine uyum sağlayamayacak kadar modern kalıyordu. Böylece eski çağlara giderek Orta Çağ dönemine özgü büyü kavramına geri dönmeyi uygun bulduk. Bu büyü efektleri sayesinde keşifler dönemine giriş yapmayı düşündük.”

Sözü bu noktada devralan Görsel efektler süpervizörü Philippe Gluckman şöyle devam ediyor: “Büyü konusu bizler için daima en zor konulardan birisi olmuştur. Tanımlaması zor olduğu gibi tamamen sübjektif bir konudur. Merlin’e gelince, onun büyü konusunda çok özel bir durumu vardır. Bazen büyü karışımlarını unuttuğu veya birbirine karıştırdığı için belli bir tarzda başladığı halde doğruyu nasıl yapacağını bulmaya çalışırken tamamen farklı şekilde tamamladığı olur.”

Animasyon sürecinde meydana gelen keşiflerden bir tanesi de, “Şrek Üç”teki öykü dönüşümünün sonucu oldu. Buna göre Eşek ile Çizmeli Kedi’nin bir iksiri içmeleri sonucunda büyü etkisiyle vücutlarının birbirine dönüşmesi gerekiyordu.

Philippe Gluckman bu dönüşümün nasıl yapıldığını şu sözlerle açıklıyor: “Animatörler açısından en büyük zorluk, şimdiye dek Eşek karakterini eşek bedeni içinde, Çizmeli Kedi’yi de kedi bedeni içinde görmeye alışmış olmaktı. Bedenleriyle birlikte kişilik yapılarının da transfer edilmesi gerekiyordu. Başka bir deyişle eşek bedeni içine giren Çizmeli Kedi’nin yine bir kedi gibi hareket etmesi, kedilerin verdiği tepkileri vermesi şarttı. Eşeğin iri ve hantal bedeni içinde var olmaya çalışan Çizmeli Kedi’nin hareketleri ve kedi bedenine sıkışmaya çalışan Eşeğin hareketleri olağanüstü bir komedi fırsatı yarattı.”

ÇITAYI YÜKSELTMEK

En ince detaylarından en geniş çevresel düzenlemelere kadar “Şrek Üç”, animasyon sanatında yepyeni standartlar belirledi. “Tek kelimeyle çarpıcıydı” diyor ortak yapımcı Denise Nolan Cascino, “Karakalemle yapılmış ilk eskizleri gördüğümüz andan itibaren ortaya çok özel birşeyler çıkacağını zaten biliyorduk. Sonuç gerçekten de öyle oldu.”

Prodüksiyon tasarımcısı Guillaume Aretos, özel çevre düzenlemelerinin nasıl yapıldığı konusunda şu bilgiyi veriyor: “Bu tip kreasyonlar giderek daha kapsamlı hale gelmeye başladı. ‘Şrek Üç’ün konusunun önemli bölümünün tarihin derinliklerinde geçmesi nedeniyle bu bölümlerin bir nevi dev tiyatro gösterisine dönüşmesini istedik. Orta Çağ’daki makineleri ve Vatel’in Kral 14. Louis için yaptığı el sanatı örneklerini temel aldık. Tasarım aşaması zor olduğu kadar keyifli ve eğlenceli oldu. Filmin bir seyahat şeklinde olması nedeniyle Arthur’ün öğrenim gördüğü okul, Kuzey Avrupa’dadır. Bu nedenle esin kaynağımızı Oxford’dan almak suretiyle İngiliz havasının ağır basmasını sağladık. Aynı şekilde Avrupa’nın çeşitli yerlerindeki manastırlar da yer aldı. Güçlendirmek istediğimiz bir başka şey de, herşeyin sonbaharda gerçekleştiği şeklindeki Kuzey Avrupa duygusuydu. İlk iki filmdeki hiç bitmeyecekmiş gibi gözüken ilkbahar havasından estetik bir dönüşüm sağlayarak daha renkli, aynı zamanda daha derin ve daha duygusal bir ortam olsun istedik.”

Sanat yönetmeni Peter Zaslav’ın bu konudaki yorumu ise şöyle: “Bu filmdeki dışsal çevreler, daha önce ‘Şrek’ ve ‘Şrek 2’de gördüklerimizden daha geniş ve daha detaylıdır. Orta Çağ dönemine olabildiğince sadık kalmaya çalıştık. Elbette abarttığımız noktalar da oldu. Duvarlara oyulmuş sanat eserleri koyduk, hatta Orta Çağa özgü işporta makinesi bile yarattık. Eğer dikkatle bakarsanız zekice düzenlenmiş küçük espriler keşfedeceksiniz. Günümüzün çağdaş mizahını Orta Çağ dünyasına akıtmak daima keyiflidir. Bir okul otobüsünün modifiye edilmiş at arabasına dönüşmesi eğlenceli sonuç verir. Bu gibi küçük detaylar filme önemli bir espri katkısı sağladı.”

GÜZEL MÜZİĞİ HEP BİRLİKTE YAPMAK

Şrek” ve “Şrek 2”nin oluşumunda müzik boyutunun çok büyük önem taşıdığının farkında olan yapımcılar, “Şrek Üç”te çıtayı daha da yükseltmeye istekliydiler.



İşin özeti müzik boyutu daima filmin yarısıdır” diyor yönetmen Chris Miller, “Müzik filmleri cazip kılan en büyük parçadır da diyebiliriz.”

İlk iki “Şrek” filminin müziklerini besteleyen Harry Gregson-Williams, üçüncü defa ekibe katılmaya davet edilirken önceki çalışmalarını geliştirip bir adım ileri götürmesi istendi.

Besteci Harry Gregson-Williams’ın “Şrek” müzikleriyle ilgili yaklaşımı şöyle: “Bu serinin müziklerini yapmak benim için başlıbaşına bir düello gibidir. Her yıl çok sayıda beste yaparım ama çocuklarım sadece ‘Şrek’ filmleri için yaptığım müzikleri önemserler. ‘Şrek’ müziklerini bir yolculuğa benzetebiliriz. Yolculuğa başlarken nasıl bir otobüse veya gemiye bineceğimizi çoğumuz bilemeyiz. İlk iki filmdeki tüm unsurları ve daha fazlasını bünyesinde barındırdığı için ‘Şrek Üç’ü çok sevdim. Bu kez farklı bir bakış açısı var. Mekanlar açısından da oldukça radikal bir çalışma…”

Yapımcı Aron Warner, filmdeki müziklerle ilgili olarak şu yorumu getiriyor: “Harry’nin daha önce yaptığı çalışmalarda bize sunduklarından etkilenmek hayli kolay olmuştu. Ancak bu kez bizi etkilemekle kalmayıp büyülemeyi başardı. Hazırladığı bestelerle filme ayrı bir lezzet kattı. Filmin sonunda karakterlerden birkaç tanesinin aslında çalmayı bilmedikleri enstrümanlarla yorumladıkları bir müzik vardır. Harry bu besteyi kasten kötü yaptı ki, bir besteci için en zor şeylerden birisi kötü müzik yapmaktır. Sonra onu gerçek bestenin içine karıştırdı. Zor işti ama başardı.”

Harry Gregson-Williams ise, animasyon filmleri için müzik yaparken hangi yaklaşımdan yola çıktığını şu sözlerle açıklıyor: “Film müziği çok çok önemlidir. Müzik aracılığıyla ekranda gördüklerinize farklı bir boyut getirebilirsiniz. Özellikle de animasyonda müziğin önemi büyüktür. Unutmayalım ki, animasyonda hiçbir şey gerçek değildir. Eğer bu aktörlerin oynadığı bir live-action filmi olsaydı, Şrek ile Arthur’ün ateş başında ağaç kütük üzerinde oturduğu sahnede doğal olarak geceye özgü sesler de olacaktı. Bu da bir ambians yaratacaktı. Ancak animasyonda siyah tuval üzerinde işe başlarsınız. Doldurmanız gereken ise ortamdır.”

Karakterlerin ve öykünün modunun yansıtılmasında doğru soundtrack şarkıları seçmek de başka bir yöntemdi. “Şrek Üç”ün soundtrack müzik listesinde klasik rock şarkılarıyla özel olarak bu film için bestelenen yeni melodilerden büyüleyici bir demet yer aldı.

Yapımcı Aron Warner bu konudaki ilkeyi şu sözlerle açıklıyor: “İlk iki filmin bütünlüğüne uyum sağlayacak müzikleri bulmak gerçekten çok önemliydi. Geniş bir yelpazeden derlenen çeşitli müzikleri bir araya getirdik. Çok sayıda eski klasik şarkımız olduğu gibi orijinal şarkılar yaratan yeni sanatçılarımız da var. Ayrıca eski şarkılara cover yapan/yeniden yorumlayan yeni sanatçılarımızın da olduğunu söylemeliyim. Müzik gruplarından istediğimiz tek şey, Şrek’in sesini temsil edecek şarkılar oldu. Bu da işlerinin zor olduğu, duygularının gerçek olması gerektiği anlamına geliyordu.”

Bu işe başlarken elimizde genel çerçeveyi belirleyen birkaç şarkının olduğunu hatırlıyorum” diye ekliyor Chris Miller, “Ancak film değiştikçe şarkılar da değişkenlik gösterdi. Sürekli arayış içerisinde olduk. Filmin her yönden işlemesinin hayati önem taşıyan parçası buydu.”



Şrek’in öyküsünü temsil etmek üzere bir araya getirilen şarkılar arasında şunlar yer alıyor:

Wings’den “Live And Let Die”, The Ramones’ten “Do You Remember Rock ‘N’ Roll Radio”, Led Zeppelin’den “Immigrant Song”, Fergie’den “Barracuda”, Wolfmother’dan “Joker And The Thief”, Harry Chapin’den “Cat’s In The Trade”, Eddie Murphy ve Antonio Banderas’tan “Thank You (Falettin’ Me Be Mice Elf Again)”, Eels’ten “Losing Streak” ve “Royal Pain”.

Şrek Üç”ün soundtrack albümü, Geffen Records tarafından yayımlanacak.
Yüklə 72,89 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə