T. C. İStanbul 13. AĞIr ceza mahkemesi



Yüklə 0,97 Mb.
səhifə1/7
tarix14.06.2018
ölçüsü0,97 Mb.
#48492
  1   2   3   4   5   6   7



T.C.

İSTANBUL

13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ

( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI
ESAS NO :2008/209

CELSE NO :212

CELSE TARİHİ :24.01.2012
BAŞKAN :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298

ÜYE :ERCAN FIRAT 39995

ÜYE :NİHAT TOPAL 41981

C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954

KATİP :BAHATTİN KÖSE 127251

Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese ile Üye Hakimler Ercan Fırat ve Nihat Topal’dan oluşan mahkeme heyeti tarafından 24 Ocak 2012 günü saat 9.55’de Silivri Cezaevi bitişiğindeki büyük duruşma salonunda oturum açıldı.

Tutuklu sanıklardan Sevgi Erenerol, Hayrettin Ertekin, Mehmet Zekeriya Öztürk ve Seyhun Zayim ile başka suçtun tutuklu sanıklar Sedat Peker, Semih Tufan Gülaltay ayrıca duruşmaya cezalı olarak gelmeyen tutuklu sanıklar Bedirhan Şinal, İsmail Sağır, Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu ve Özkan Kurt dışındaki tutuklu sanıkların cezaevinden getirildikleri görüldü.

Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı.

Tutuksuz sanıklardan gelen yok.

Müdahil Vekili Danıştay Başkanlığı Vekili Av. Perihan Özcan ile bir kısım sanıklar müdafilerinden Sanıklar Doğu Perinçek ve Hikmet Çiçek müdafii Av. Osman Aydın Şahin, Sanık Sedat Peker müdafii Av. Yusuf Utku Tekayak geldikleri görüldü.

Huzurdaki yerlerine alındı.

Ancak biraz önce başka suçtan tutuklu sanıklar Sedat Peker ve Semih Tufan Gülaltay’ın gelmedikleri anlaşılmakla denmekle beraber duruşma salonunda hazır oldukları anlaşıldı.

Açık yargılamaya devam olundu.

Tanık odasında hazır olan Gizli Tanık Poyraz’ın sesi değiştirilmek ve görüntüsü bozulmak suretiyle duruşma salonundaki monitörlere dünkü oturumda olduğu şekilde yansıtıldı.

Mahkeme Başkanı: "Dün bir ara karar vermiştik. Molalar dışında dışarı çıkılmaması konusunda. Bu karara uyulması gerekiyor. Ancak mazereti olanlar dilekçe ile başvurabilirler. Mazeretleri yerinde görülürse dışarı çıkabilir. Bu karara uyulması gerekiyor.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılamadı.

Mahkeme Başkanı: "Efendim bizde burada aynı şartlarda oturuyoruz. Bizde, bizde 2 saat 3 saat 5 saat burada aynı şartlarda oturuyoruz. Lütfen, lütfen bu kuralı ihlal etmeyelim. Tamam. Mazereti olanlar bildirsinler.”

Gizli Tanık Poyraz’ın yanında Mahkememiz Hakimi Hüsnü Çalmuk’un hazır olduğu anlaşıldı.

Mahkeme Başkanı: "Hüsnü Bey hazır mısınız?”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk: “Başkanım hazırız. Mehmet Ali Altunkaynak isimli zabıt katibi, Gizli Tanık Poyraz ve Hakim Hüsnü Çalmuk dışında odada kimse bulunmamaktadır.”

Mahkeme Başkanı: "Evet. Gizli Tanık Poyraz duyuyor musunuz sesimi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Duyuyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Dün yemin etmiştiniz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: "Doğru söyleyeceğinize dair.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: "Aynı yemin tahtında sizi dinlemeye devam ediyoruz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: "Sorusu olan var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Başkanım, bir şey söylemek istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Başkanım, zaten bunlar benim peşimde biliyorlar benim kim olduğumu. Ben kararımı verdim bunlar yarın bir gün der ki işte cam arkasına geldi öyle konuştu böyle konuştu. Akşamda ben kararımı verdim. Benim açımdan hiç karartmaya gerek yok. Kendileri de beni biliyorlar yarın bir gün bunlar öyle yatar, böyle yatar görüntümün tamamen verilmesi benim için hiçbir sorun yok.”

Mahkeme Başkanı: "Yani sizin kendi görüntünüzün buraya yansımasını istiyorsunuz değil mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet efendim. Efendim zaten peşimdeler biliyorum beni kovalaya kovalaya ben onlardan kaçmaktan bıktım.”

Mahkeme Başkanı: "Peki görüntüyü aynen verelim. Gizli Tanık Poyraz’ın gizli görüntüsünü aynen verelim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Zaten biliyor zaten biliyor zaten biliyorlar beni.”

Mahkeme Başkanı: "Yani bir mahsur görmüyorsunuz görüntünüzün verilmesinden öyle mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Hiç görmüyorum, hiç görmüyorum. Cenab-ı Allah’ın verdiği canı Cenab-ı Allah alır, kul vesiledir. Zaten kalemimi de kırmışlar öldürebiliyorsalar öldürsünler.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam. Sesinin sesinizin orijinal olmasını ister misiniz aynı şekilde mi olsun sesiniz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Aynı aynı orijinal hiçbir şeyim yok.”

Mahkeme Başkanı: "Yani sesiniz ve görüntünüz değiştirilmesine gerek yok mu diyorsunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Gerek yok kararını vermişler. Benim canımı Allah verdi Cenab-ı Allah alır kul vesiledir. Bildiğini de yapsınlar.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk: “Başkanım bir 5 dakika ara verirsek ayarlarımızı yapalım.”

Gizli Tanık Poyraz: “Zaten biliyorlar efendim peşime düşmüşler. Onlardan mı korkacağım. (1, 2 kelime anlaşılmadı).”



Gizli Tanığın beyanı karşısında duruşmaya 10 dakika ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Bu sırada bir kısım sanıklar müdafilerinden Av. Zeynep Küçük ile Av. Hikmet Fırat Aslan’ın geldikleri görüldü.

Huzurdaki yerlerine alındı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Gizli Tanık Poyraz’ın bugünkü oturumdaki sözlü beyanları ve CMK’nın 58 ve 180. 187. maddeleri ile tanık koruma yasasının ilgili maddeleri dikkate alınarak tanığın sesi ve görüntüsünün orijinal olarak duruşma salonundaki monitörlere yansıtılmak suretiyle gizli tanığın dinlenmesine. Bu dinleme sırasında kimliği hakkında yalnızca Gizli Tanık Poyraz tabirinin kullanılmasına ve dinlendikten sonra da sadece bu tabir kullanılarak yayın yapılabileceğine. Açık kimliğinin ses, görüntü ve eşgalinin her ne suret her ne şekilde olursa olsun açıklanması ile ilgili yayın yasağı konulmasına. Aksine hareket edenler hakkında yasal işlem yapılacağının ihtarına. Ara karar örneğinin gereği için CMK’nın 250. madde ile yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekiline gönderilmesine oybirliği ile karar verildi. Açıklandı.

Açık duruşmaya devam olundu.

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”

Gizli Tanık odasında hazır olan Gizli Tanık Poyraz’ın sesi ve görüntüsü orijinal haliyle duruşma salonundaki monitörlere yansıtıldı.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk .”Başkanım hazırız.”

Mahkeme Başkanı: "Evet. Sorusu olan? Buyurun Kemal Bey.”

Sanık Kemal Kerinçsiz söz istedi verildi: “Değerli Başkanım yüksek müsaadenizle birkaç sualim olacaktı.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Sayın Gizli Tanık sesimi duyabiliyor musunuz efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Duyuyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam. Dün sizin beyanınızdan şunu anladım. Tevsik edebilir misiniz acaba yani doğruysa, doğru yanlışsa yanlış dersiniz. Siz bu beyanınızda beni hiç görmediğinizi, konuşmadığınızı ancak Mecnun Odyakmaz’ın sizin Şişli adliyesinde bir ceza davası infaz veya tahliyenin bir işleminizle ilgili bir sorununuz olduğunu ve bu işinizin de Avukat Kemal tarafından halledileceğini beyan ettiğini söylediniz. Doğru mudur efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bu konuşmayı hangi tarihte yaptınız Sayın gizli tanık?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bu konuşmayı Şişli adliyesinde 7. asliyede benim dosyalarım orada onu sizde biliyorsunuz. Ben sizi Şişli adliyesinde gördüm ama onu da söyledim dün. Fakat bir görüşmem yok sizle bir konuşmam yok. Ben Kelebek operasyonunda alındığım zaman çeteden takipsizlik yedim fakat otoparktaki kasada çıkan malzemelerden ötürü 3 tane dosyamda Şişli 7. asliyede yargılanıyordum. Orada da serbest kaldım Beşiktaş adliyesinde, Şişli adliyesine getirdiler ertesi günü Mecnun Odyakmaz Metin Kaya ile yanında 2 arkadaşı geldi bana dediler ki, Mecnun’la da telefonla da görüştüm ben aynısını söylüyorum. Mecnun dedi ki bizle dedi yakın markajda olduğunu kimse bilmesin. Olay büyük derinlemesine gidiyorlar. Bu yüzden seni aldılar. Sen eski olduğun için aldılar. Olayın ta arkasına gidiyorlar. Avukatlar senin işini halledecek. Bu arada ben serbest dolaşıyordum. Antep’e gitmiştim. Antep’teyken köyün muhtarı benim amcamın oğlu.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki efendim tarih kaçtı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben şimdi tarih, tarihi hatırla…”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yaklaşık olarak. Çünkü tarihi önemli yıl, yıl itibariyle ay sormuyoruz tabi de.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kele…”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani Kelebek operasyonunun tarihini söyler misiniz öncelikle?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kelebek operasyonunun tarihi, tarihi, tarihi çantamda bütün kağıtlarım var da şimdi tarihi aklımda yok.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki, şöyle soralım efendim. Sizin söylediğiniz bu Mecnun Beyle konuşmanız Kelebek operasyonundan önceki bir tarih mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kelebek operasyonundan sonra. Sayın Avukat, Sayın Kemal Bey ben Antep’teyken diyorum dün de söyledim muhtar aradı. Dedi ki, gıyabı tevkifin çıkmış. Nerede dedim? Şişli adliyesinde.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Kaç ay sonra efendim yani yaklaşık takriben Kelebek operasyonunun tarihi malum. 2004 zannediyorum. Benim o operasyonla hiçbir ilgi ve alakam yok bilmiyorum ama dün sorduğum kadarıyla 2004 dendi. Yani o tarihe göre söyleyebilir misiniz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Şimdi o tarihi ben tam net olarak hatırlayamıyorum. Ama evde çanta.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “(3, 4 kelime anlaşılamadı).”

Gizli Tanık Poyraz: “Çantamda kağıtta oradan ben geldim İstanbul’a. Kozyatağı’na şirkete gittim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Evraklar yanınızda mı efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok yanımda değil. Yanımda değil.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki yani bu konuşmanın tarihini.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bu lafımı kesmezseniz ben sizi dinliyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kozyatağı’na şirkete gittim. Mecnun’a dedim ki Mecnun dedim nasıl olacak dedim bu iş? Böyle böyle dediniz. Ne oldu dedim böyle böyle. Sen şimdi git dedi. O ara telefon görüşmesi yaptı sen git dedi sana haber gelecek. 2, 3 gün sonra bana haber geldi. Ben şimdi insanları karalamak istemiyorum o zaman Şişli Cumhuriyet Savcısı Mecit Ceylan’dı. Bana hatırlıyorum. Beni adliyeye çağırdılar ben çıktım gıyabı tevkifim kaldırıldı çıktım koridorda güle oynaya gelirken ben sizi orada gördüm. Ben dün aynısını da söyledim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yalnız Sayın tanık dün bunu söylemediniz. Yani dünkü ifadelerinizde.”

Gizli Tanık Poyraz: “Söyledim Şişli adliyesinde gördüm dedim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yok efendim. Beni gördüğünüzü söylemediniz hatta ben görmedim sizi dediniz. Peki, diyelim ki diyelim ki efendim gördünüz yani yanımdan mı geçtiniz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yanımdan mı geçtiniz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben zaten Mecnun’un söylemiş olduğu talimata göre bu yani eskiye dayanılıyor dediği için ben hep uzak kaçıyordum. Sakın dedi aman kendini ben o yüzden Antep’e mantepe gittim. Yoksa benim Antep’te bir işim yoktu ki.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Hani beni gördünüz.”

Mahkeme Başkanı: "Kemal Bey bir dakika. Gizli Tanık Poyraz, Kemal Kerinçsiz’i orada görmüşsünüz. Ne yapıyordu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Normal avukat işte efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Yanında birileri var mıydı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Şimdi hatırlamıyorum. Bilmiyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani benimle konuştunuz mu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben konuşmadım diyorum konuştum diyorum mu?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki. Yok efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben birebir konuşmadım diyorum dün de.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani sizinle hiç tanışmıyoruz değil mi efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok efendim ben seninle bir görüşmüşlüğüm yok.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam. Peki efendim Mecnun Beyle bu görüşmeyi siz yüz yüze mi yaptınız telefonla mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yüz yüze ben devamlı şirkete gidiyordum Kozyatağı’na.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yeri neresiydi mahal olarak görüşmenizin yeri?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kozyatağı’nda Güllüoğlu Güllüoğlu baklavacısı var. Onun o camlı bina var. Tarif ediyorum yerini de biliyorum ben yani bağlı olduğum insanın şirketini bilmeyeceğim mi Kemal Bey?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Estağfurullah efendim. Yani sadece kayıtlara geçsin diye söylüyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben şirkete bir sefer değil ki 50 sefer gittim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki efendim Mecnun Odyakmaz’ı kaç yıldır tanıyorsunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Mecnun Odyakmaz’ı 88’den beri tanırım. Mecnun benim hemşerim olur. Mecnun aslen Sivaslı değildir Tokatlıdır. Babası da hamamcıdır. Osmanlı hamamın sahibi Bostancı’da. Fikirtepe’de hamamın sahibi.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki efendim Mecnun Odyakmaz ile geçmiş dönemde siz birlikte yargılandınız mı ya da herhangi bir ceza davasında yargılandığı konusunda bir bilginiz var mı? (1 kelime anlaşılamadı) olayı ile ilgili?”

Gizli Tanık Poyraz: “Şubeye, şubeye alındık ben Küfe barı bastığım zaman beni aldılar geçe Aksaray’da oldu. Ertesi günü Sedat Peker’i şeyi Erdal Aksakal’ı, Mecnun’u o zaman koşturduğumuz Denizli Ali Sayım Sokrucu milli tokatçı hepsini aldılar.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki efendim bu alınmada gerek soruşturma kapsamında.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Gerekse daha sonra açılan davalarda Mecnun Odyakmaz’ı tarafımdan temsil edildiğini veya benim o davalara soruşturmalara girdiğimi hiç gördünüz mü?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben onu bilmem.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Gördünüz mü efendim? Görmediniz yani. Bilmem dediğinize göre.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ya bilmem. Ama şimdi o.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Şimdi bilmediğinize göre şöyle yorumlayabiliriz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Uğraştığınızı biliyorum bak uğraştığınızı biliyorum. Ama tespit etmediğim için ben tespit etmediğim olaya he demem. Benim adım Hacı Turan beni herkes bilir.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Teşekkür ediyorum yani.”

Gizli Tanık Poyraz: “Gayrimeşru alem bilir. Ben açıkça da konuşurum. Yüzümü de yayınlatıyorum. Sende biliyorsun. Birbirimizi kandırmamıza gerek yok.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Estağfurullah efendim. Şu var ki ben sizlerin vicdanen burada doğruyu konuşacağınıza eminim ama .”

Gizli Tanık Poyraz: “Vicdanen.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “İşin şu bir gerçeği bakın tekrar söylüyorum. Ben Mecnun Odyakmaz’ı bir avukat olarak tanımış olsam çok rahatlıkla derim çünkü benim mesleğim avukatlık. Ben insanların hiçbir zaman yaptıkları işlerine göre ahlaki yapılarına göre veya sosyal statülerine göre ayıramam. Bir davayı alırım o konuda kesinlikle Sayın tanık asla bir ayrım yapmam.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam anlaşıldı. Gizli Tanık. Tamam. Gizli. Tamam. Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani çok rahatlıkla derim ki, evet Mecnun Beyi tanıyorum diyebilirim. Bir dava almak suç mudur bu ülkede?”

Mahkeme Başkanı: "Gizli Tanık Poyraz, Gizli Tanık Poyraz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kemal Bey, Kemal Bey.”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika, bir dakika.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani o bakımdan müsterih olunuz lütfen.”

Gizli Tanık Poyraz: “Buyurun efendim. Buyurun efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Kemal Kerinçsiz’i Şişli adliyesinde gördüğünüz zaman neredeydi yani kalemde miydi koridorda mıydı? Bulunduğu ceza mahkemesinin olduğu yerde miydi nasıl bir?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Duruşma salonunda mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben 7. asliyede yargılandım efendim. Çıktım göz göze geldik ben yürüdüm gittim. Kaçtım açıkçası. Mecnun dedi ki, sakın yaklaşma göz göze gelince ben hemen arkamı döndüm gittim.”

Mahkeme Başkanı: "Peki Kemal Kerinçsiz’in kıyafeti nasıldı üzerinde avukat cüppesi var mıydı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Şimdi bilemem çünkü Mecnun bana kesin talimat verdi. Ben anlatıyorum efendim. Dedi kesinlikle uzak duracaksın. Seni tekrar bir daha dedi organize alır dedi. Ben 4 gün sorgulandım.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “Alır dedi. Ben göz göze gelince kıyafetine filan dikkat etmeye hemen arkamı döndüm yürüdüm gittim.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki Mecnun Bey beni ilk defa orada gördüğünüzü söylediniz değil mi efendim konuşmadığınızı söylediniz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Geçip gittiğinizi söylediniz. Ondan önce gördünüz mü?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kemal Bey benim adım Hacı Turan. Ben şimdi ispatlayamayacağım şeyi söylemem. Sizin tamam davaya girmeyip de ama dışarıdan yönlendirdiğinizi biliyorum. Ama bunu ispatlayamam şimdi.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Davalara girmeyip avukat olarak ama öbür avukatları dışa… uzaktan kumandayla yönlendirdiğinizi biliyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ben sizin her beyanınızın vicdanınıza bir kez daha danışarak söyleyeceğinize inanıyorum. Gerçekten inanıyorum. Siz çünkü tanıklık kutsal bir müessese. Zaten sizde bu müessesenin kutsallığını dün de ifade ettiniz. Ben inanıyorum ki ağzınızdan çıkan her sözcük vicdanınızdan da süzgeçten de geçecektir.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben şerefimle ve namusumla yaşadım bugüne kadar.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “İnanıyorum, inanıyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Herkeste bilir.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Sayın gizli tanık.”

Gizli Tanık Poyraz: “Şu anda gayrimeşruda Sedat Peker’i yüzde 10 tak yani haklıdır diyen varsa yüzde 90 Hacı Turan haklı diyen var.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Benimde kendime göre şeyim var peşime düşen adamları bana abi İzmir’e geliyorlar abi Manisa’ya geliyorlar, abi Amasya’ya geliyorlar benimde sevenim var. Bunu Sedat Peker de iyi biliyor. Bunu Mecnun Odyakmaz da iyi biliyor. Bunu Şaban Hacıoğlu da iyi biliyor.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Efendim şöyle bir sualim olacak.”

Gizli Tanık Poyraz: “Buyur.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Sizleri de yormak istemiyorum. Çünkü astım hastasısınız. 2000-2008 yılları arasında telefon kayıtlarım dosyada mübrez.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Mecnun Odyakmaz ile hiçbir görüşmem yok. Bu telefon kayıtlarında yani 2000 yılından itibaren.”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilmem.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “2000 önceden de yok 2000 sonrasında da yok. Mecnun Beyi ben sadece basından ismini bilirim. Yüzünü dahi şu anda bilemem ve kendisiyle de hiçbir şekilde görüşmedim. Basından tanırım telefon fihristlerimde de bu kişinin hiçbir şek… son derece geniş bir telefon fihristinde.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi Kemal Bey siz kendi Kemal Bey siz kendi görüşlerinizi değil de doğrudan doğrudan.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bir dakika efendim sualim var. Sualim var efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Tanığın bilgisine, duygusunu, duyusunu sorun. Buyurun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Hayır hayır önce bir tespiti, maddi tespiti yapıyorum efendim. Maddi bir tespiti yapmak sorunun içerisinde vardır.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim onlar yani yönlendirme amaçlı olabilir.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Değil. Efendim ben maddi bir tespiti.”

Mahkeme Başkanı: "Yorum ya yorum yaparak değil. Tanık, tanığa doğrudan soru sorun yani şunu biliyor musunuz, bunu gördün mü falan diye kendinizle ilgili, savunmanızla ilgili soru sorabilirsiniz.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tabi Değerli Başkanım ama maddi bir vakayı tespit etmek öncesinde bir sorum şeklinde bakın.”

Mahkeme Başkanı: "Yani kendinizden bir şey katmadan doğrudan bilgisine başvurun tanığın. Buyurun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bu benim katkım değil ben açıkça dosyamdaki bir delile dayanıyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim tartışmayalım görüş söylediklerimi dikkate alın. Buyurun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki efendim tamam. Tamam Değerli Başkanım.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Başkanım müsaade istiyorum ben.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Kerinçsiz aynı Şişli adliyesinde tevkifim kaldırıldıktan sonra şimdi dediniz ya astım hastası sayenizde bak ben size çok kırgın olduğum halde yine ben size leke de atmıyorum, karalamıyorum da. Aynı o dosyada ceza aldım. Aranıyordum. Varis Küçük’ü aradım onu aradım dedim beni şeye yatıracaksınız bir kaza cezaevine. Benim cezaevinde ölmemi istediler onlar. Ceza Silivri arandığım halde Sayın savcıya çıktım kendim buldum ben savcı kendim savcıya öyle emniyete memniyete değil. Savcıya çıktım. aslanlar gibi de geldim. Hasta hasta Silivri cezaevinde yattım, bütün cezalarımı da yattım çıktım. Ama vicdanım ben bunu anlatmam gerektiğine kendi vicdanımda karar verdim. Kendi kararımla hiç kimsenin baskısıyla. Ben olayda İzmir’den geldim çünkü ama neden? Bu gizli tanık olayları patladı. Basın yazdı. Sedat Peker’e yakın Şaban Hacıoğlu bana defalarca haber gönderdi yüz yüze. Telefonda konuş… yüz yüze. Ben İzmir’den çıktım geldim beni bir gördü sarıldı. Dedi ki herkes dedi aman Hacı konuşursa ortalık yanar, Hacı konuşursa ben oradan çektim gittim. Ha Hacı konuşursa demek ki, yani sizin aklınızda bir şey var. Ben gittim Levent adliyesi 4. Levent’e orada benim görüntülerimde vardır. Ben Sayın Zekeriya Öz’e ulaşmaya çabaladım. Oradaki katip bana dedi ki, Sultanahmet adliyesine git Zekeriya Sayın Zekeriya Öz’ün yardımcısı Pekgüzel’e ulaşırsın ondan ona. Ben bu sefer ama öyle ettim ama böyle ettim Sayın savcıya birisini ulaştırdım. Sayın savcı da aynısını söylüyorum Sayın Başkanım demiş ki ne biliyor, ne ediyor. Beni ona ulaştıran arkadaşa dedim ki Sayın savcıma söyle organizeye sorsun Hacı Turan kimdir desin. O beni çağıracaktır. O arkadaş da Sayın savcıma böyle söylüyor. O da organize söyleyince ben kaburgalarım kırıldı bunu Sedat Peker’de biliyor. Beni aynı sorguda Sedat Peker’i de sorgulayan dönemin meşhur Dozer Süleyman’ı sonra Sedat Peker’e reis dedi. Ben fındıktan fıstıktan bahsettim. Beni ben açıkça konuş… gayrimeşru mafya alemi de bilir Hacı Turan konuşmaz, Hacı Turan adam satmaz, Hacı Turan kimsenin kapısına polis götürmez. Ama vicdanım rahat, rahatça da konuşuyorum burada.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki Sayın tanık isim olarak hitap edemiyorum malumunuz. Kusara bakmayın çünkü yasak var o konuda. Az önce söyledim telefon fihristlerimde de bu kişinin telefon numarası yok. Siz beni bu kişi ile telefonla ya da yüz yüze görüştüğüme bizzat tanık oldunuz mu efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben biraz önce söyledim. Sormanıza gerek yok. Ben dedim ki, öyle bir görüşme görmedim de etmedim de.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sorunuza daha önceden cevap verdim ben.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Evet tekrar tekrar sormayalım mümkünse zamandan tasarruf olması açısından.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tabi efendim tabi. Efendim siz peki Sayın Sedat Peker’in herhangi bir davasına benim girdiğimi gördünüz mü efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Kerinçsiz aynı soruya ben bu 3. cevap ben sizin davalara girmediğinizi ama dışarıdan çok güzel kumanda ettiğinizi biliyorum. Ama tespit edemiyorum. Bunu bir daha yani böyle beni zarfa getiremezsin ben eski (1 kelime anlaşılmadı) ben eski siyasiyim.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi Gizli Tanık Poyraz biliyorum diyorsanız duydunuz mu yani? Bir dakika. Şimdi.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum diyorum efendim ama bize, bilmiyorum diyorum üzerime geliyor girdiğimi gördün mü? Girmediğini biliyorum ben girmediğini biliyorum ama uzaktan kumanda ama tespit edemiyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam Kemal Kerinçsiz’in bazı avukatları yönlendirdiğini söylüyorsunuz. Bunu nereden biliyorsunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Mecnun Odyakmaz’dan. Ama tespit edemem. Mecnun Odyakmaz’a gelince yalan konuşuyor der.”

Mahkeme Başkanı: "Ne dedi ne dedi size?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bana dedi ki Kozyatağı’nda şirkete rahat ol dedi Kemal dedi her şeyi yönlendirecek, halledecek. Dedim ki o mu davaya girecek efendim. Ben ama ispatlayamam bunu. Mecnun gelir der ki bu yalan konuşuyor. Dedi ki Kemal dedi her şeyi halletti. Başka avukatlar dedi işini halledecek dedi.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “İsimde verdi mi avukatların isimlerini?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok vermedi.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Üstelik de Sayın Başkanım Mecnun Odyakmaz bana diyor ki kesinlikle uzak dur. Ben ondan sonra çektim gittim Antep’e.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki Sayın gizli tanık Kemal derken soy isim söyledi mi size acaba başka bir Kemal olmasın?”

Gizli Tanık Poyraz: “Değil, değil, değil Sayın Kemal Bey değil.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani olabilir ki sadece isim olarak mı söyledi.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet, evet.”

Mahkeme Başkanı: "Gösterelim Kemal Beyin görüntüsünü verelim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yok görüntü zaten söylediler efendim. Yani beni basından da tanıyor onda bir sorun yok.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet Kerinçsiz ismini söyledi söyledi.”

Mahkeme Başkanı: “Şu anda, şu anda bahsettiğiniz şahıs.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “(1 kelime anlaşılamadı) basını takip ettiğini söyledi yani buradaki bir teşhisin çok önemi yok.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet, evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Buradaki insanların birçoğu basından zaten bilinen insanlar. Peki efendim yine tabi siz söylediniz ama ben yeniden sormak durumunda kalıyorum. Sizin takip etmiş olduğunuz davaların önemli bir kısmı sizinle alakalı ve diğer arkadaşlarınızla hangi adliyede daha ziyade Beşiktaş adliyesinde mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Benim davalarım mı?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Sizin davalarınız ve sizin birlikte hani kalabalık olarak gittiğiniz arkadaşlarınız davaları.”

Gizli Tanık Poyraz: “Benim davalarım biraz önce dediniz ya basında buradaki kişiler hep tanınıyor. Basın beni yıllarca yazıyor. Ben eski gayrimeşruyum. En az olmasa daha fazla basın sizden beni daha iyi tanıyor. Hacı Turan dedi mi herkes bilir. Gayrimeşru da bilir. Babaları da bilir herkeste bilir.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani Beşiktaş adliyesinde mi daha ziyade efendim sizin davalarınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Beşiktaş adliyesinde mi?

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tabi.”

Gizli Tanık Poyraz: “Değil Kelebek operasyonu… Beşiktaş adliyesine çıktım ben.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani sizler umumiyetle diyorum bu kendi davalarınız ve diğer arkadaşlarınızın davaları için Beşiktaş adliyesine mi gidiyorsunuz veya yoğun olarak gittiğiniz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben bir tek Kelebek operasyonunda Beşiktaş adliyesinde yargılandım. Savcı takipsizlik kararı verdi. Oradan Şişli asliye ondan sonra her mahkemede oradaydım. Ama davacı davalı yani şey sanık olarak değil. Her mahkeme salonuna da giriyordum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki efendim Kelebek operasyonunda gözaltına alındınız.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ve o Kelebek operasyonunda tutuklanan insanları da tanıyorsunuz, biliyorsunuz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki benim o Kelebek operasyonundaki bulunan herhangi birinin herhangi bir şekilde vekilliğini yaptığımı duyup gördünüz mü efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben biraz önce dedim. Sizin vekillik yaptığınızı görmedim dedim zaten.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam efendim. Sizin bana çıkarmış olduğunuz benim bilgim dahi olmadan herhangi bir vekaletname falan yok değil mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok, yok.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam. Peki efendim sizler bu Şişli adliyesindeki meseleyle Mecnun Beyle bir defa konuştuğunuzu söylediniz değil mi değerli…”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet. 2, 3 gün sonra bana telefon geldi git dedi adliyeye. Ben gittim direk 7. asliyeye çıktım.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “1 defa konuştunuz benimle ilgili.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yanımda avukatta yoktu. Yazıldı, çizildi benim tevkifim kalktı.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yanımda avukat yoktu yani bir avukata da ben şey vermiş değilim vekalet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani o zaman gıyabi tevkifi…”

Gizli Tanık Poyraz: “Mecnun avukatsız beni git dedi tevkifin kalkıyor dedi. Bende gittim aslanlar gibi tevkifim kalktı. Ondan sonra çıktım güle oynaya yüz, yüz yüze seninle geldim arkamı döndüm kaçtım gittim oradan.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki efendim yanınızda avukat yoktu değil mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yoktu efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok Mecnun dedi ki git tevkifin kalkacak dedi.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “O zaman ben niye halledeceğim burada yani Değerli Sayın gizli tanık.”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu Mecnun ile onu Mecnun ile sen bilirsin ben bilmem.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Hayır yani sizler çok rahatlıkla Şişli adliyesine gitmişsiniz ifadenizi vermişsiniz (1-2 kelime anlaşılamadı).”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet tevkifim olduğu halde rahat rahat gittim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ve tevkif yani işinizi halletmişsiniz değil mi efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben Mecnun işin halloldu deyince ben rahat rahat gittim. Çünkü biliyorum hallolacağını.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani şöyle diyeyim ben size. Sizin bu hadisenizde ifadenizi verdiniz çıktınız gittiniz öyle mi efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Tevkif tevkif olduğu şey gıyabi tevkifim çıkınca mı?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet gittim hakimin huzuruna çıktım.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “Tevkifim kaldırıldı.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani herhangi biri hakime etki edip de size böyle bir olay mı yarattı? Onu mu demek istiyorsunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilmiyorum onu sen sizle Mecnun Odyakmaz biliyorsunuz. Ben bilmiyorum. Bana Mecnun telefonda dedi ki git dedi işin halloldu.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yok hiçbir hakimimiz böyle bir şeye tenezzül etmez.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben hakimleri kara… karalamıyorum Sayın Kerinçsiz bak benim ağzımda hakim bağlandı şu bu demiyorum. Ben hakimleri de karalamıyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Hiçbir (1, 2 kelime anlaşılamadı) yapmaz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben zaten hakimleri karalasam, bayrağımı sevmesem burada bu kelimeleri konuşmazdım.”

Mahkeme Başkanı: "Gizli Tanık Poyraz hakkınızdaki gıyabi tevkif hani suçla ilgiliydi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kelebek operasyonunda kasada çıkan silah, silah, evraklar, çek, senet, 12 buçuk gram cigaralık. Basın o zaman bar bar bağırıyordu cadde şey Peker’in cadde grubu başında cigaralık çıktı diye. Bendim işte.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Şimdi bir tek konuşmadan bahsettiniz. Peki bu konuşmada siz herhangi bir evrak vesaire verdiniz mi Mecnun Odyakmaz’a? Evrak numarası veya daha önce bir evrak verdiniz mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Şeyi.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Mecnun Beye.”

Gizli Tanık Poyraz: “Biliyor zaten.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Sizin davalarınızla ilgili olarak. Herhangi bir dosya numarası veya herhangi bir evrak teslim ettiniz mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “7. Asliyede kasamda çıkanların hepsini Mecnun biliyor zaten. Ben yazmışım dosya numarasını da Mecnun’a vermişim. Erte… Metin Kaya gelince zaten bana dediler ki abi senin işin hallolacak sen rahatına bak ama bizden uzak dur. Çünkü olay büyük, olayın üstüne gidiyorlar denildi.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ama daha önce bir defa konuştunuz Mecnun Odyakmaz ile.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben mi?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani o konuşmada mı verdiniz o tek bir konuşmada mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “O konuşmada olmayabilir ertesi konuşmada. Ben şirkete bir sefer gitmedim. Ben yine söylüyorum ben 50 sefer gittim şirkete.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Hayır bu konu ile.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben şirkete girdiğim zaman da beni tanımayan insanlara Sayın Kemal Kerinçsiz Mecnun Odyakmaz boynuma sarılıp bu kütüğün en kalın damarı Hacı Turan’dır diye insanlara tanıştırıyordu. Aynı şekil Şile’de Ahmetli Köyünde Atilla Peker’in yazlığına gidiyordum orada tanıştırıyordu Hacı Turan işte kütüğün kalın damarı Hacı Abimiz budur diyordu. Ben Mecnun’ları tanımıyorum ki.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki bu tevkif… gıyabi tevkifiniz kalkmış gitmişsiniz ifade vermişsiniz. Bu konuyla alakalı daha sonra Mecnun Otyakmaz’la görüştünüz mü?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ondan sonra yeniden tevkif için ben Mecnun’a sert yapınca bende ters yaptım o da bu sefer ileri geri fazla konuşma dedi, bende konuşurum dedim tevkifler peş peşe patladı bende voltayı çıktım gittim İzmir’e.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani sonraki konuşmalarda benim herhangi bir ismim zikredilmedi öyle mi efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu senin ismin böyle geçmedi ama nasıl oldu, nasıl gitti isyanları patlattı Mecnun. Niye böyle oldu, niye bağlanmadı böyle kelimeler oldu.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani demek ki sizin hukuki işleminiz Mecnun Odyakmaz tarafından halledilmedi öyle mi efendim çözümlenmedi.”

Gizli Tanık Poyraz: “İlk önce halledildi.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ama işte az önce dediniz işte bir ihtilaf doğdu dediniz bu sebeple.”

Gizli Tanık Poyraz: “Halledildi Sayın Kemal Kerinçsiz. Fakat şimdi ben insanları karalamak istemiyorum olabilir orada Sayın Mecit Ceylan’ın şoförüne ben 500 lira söz verdim üzerimde de para yoktu Mecnun’a da telefon açtım dedim böyle böyle dedi ki; telefonlaşırız Sivas’a geçiyorum dedi. Dönüşte telefonlaşırız, gittim o 500 lirayı veremeyince anlıyor musun?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Şoföre şoföre Kağıthane’nin çocuğu uzun boylu otoparka da devamlı gelir ama insanları karalamak istemiyorum ben söz verdim yani başkası değil.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani kendi olayınızı kendiniz çözdünüz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kendim çözmedim kendim çözdüm demiyorum Mecnun çözdü.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi Gizli Tanık Poyraz eski CMK’ya göre Ceza Usul Kanununa göre 2 türlü gıyabi tevkif kararı olur. Birincisi savunması alındıktan sonra serbest bırakılmak üzere gıyabi tevkif çıkartılır.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Diğeri de tutuklanmak üzere gıyabi tevkif kararı çıkartılır. Sizin hakkınızda çıkartılan gıyabi tevkif kararı hangisine ilişkin yani savunması alındıktan sonra serbest bırakılma üzerine miydi yoksa diğer tutuklanmak üzere miydi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim Beşiktaş Adliyesinde ben rahatsızlanınca savcı beni bırakınca tekrar organizeye gittik. Şişli’ye yani kasada çıkan silah işte esrar, çek, senet ıvır zıvırlardan ötürü o tür suçlara Şişli Adliyesi baktığı için mıntıkada Şişli’ye götürdüler. Orada da çıktım mahkemeye serbest bıraktılar mahkeme devam ediyor. Ertesi günü Mecnun Metin Kaya’yı bana gönderince sen rahat ol ama bizden uzak dur işin hallolacak. Bende dedim ki böyle böyle Şişli Adliyesinde de işte Beşiktaş’ta da. Sen rahat ol ben ondan sonra hiçbir mahkemeye çıkmadım.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi onu sormuyoruz Gizli Tanık Poyraz yani hakkınızda çıkartılan gıyabi tevkif kararı ne amaçla çıkartıldı onu biliyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Mahkemelere çıkmadığım için cezam verilmiş o cezaları da ben Silivri’de yattım.”

Mahkeme Başkanı: "Yani savunmalarını vermemişsiniz o tarihe kadar değil mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Hayır mahkemelere çıkmadığım için mahkemeye gelmem için gıyabi tevkifim çıkmış.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam ama mahiyetini bilmiyorsunuz yani o gıyabi tevkif kararının.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum efendim bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam. Buyurun Kemal Bey.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani anlaşıldığı kadarıyla ifadeyi verdiniz salıverildiniz öyle mi efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki, bunun Mecit Ceylan’la ne alakası var Sayın savcıyla? Yani çünkü bu söz konusu ifadeleri mahkeme hakimi alıyor, aldıktan sonra da sizi salıveriyor.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kozyatağı’nda şirkette Mecnun’la aramızda geçen ama ispatı olmayan bir görüşme bu, onun için ben üzerine durmuyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani…”

Gizli Tanık Poyraz: “Mecnun’la aramızda geçen bir görüşme Mecit… Yoksa ben Mecit Ceylan’ı ne birebir konuşmuşluğum var ne görüşmüşlüğüm bir tek şoförünü tanırım.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani ondan ismini duydunuz Mecnun Beyden öyle mi efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet ama ispatlayamadığım için kaale almıyorum ben onu.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Efendim siz az öncede söylediniz Türkiye’de de gayrimeşru alemde isim yapmış ve tecrübe sahibi olduğunuzu.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “O da sabit. Hakkınızda da birçok ceza davaları açılmış öyle mi efendim yargılandınız çıktınız girdiniz adliyelere?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet, evet, evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Cezaevinde yatmış biri olarak bir avukatın sizin böyle büyük bir operasyondan bir avukat olarak kurtarabileceğine inandınız mı, böyle bir inancınız var mı? Yani bir avukat böyle büyük bir operasyondan sizi efendim bakın vekaletiniz yok hiçbir şey yok ortada kurtarabileceğine inanabiliyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Mecnun bana.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tecrübeleriniz varsa (1 kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: "Kemal Bey görüş sormayın lütfen, görüş sormayın bilgisini sorun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki peki. Efendim ifadenizi dün polis. İyi misiniz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet iyiyim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam efendim. Dün ifadenizi efendim emniyette verdim dediniz polise verdim dediniz doğru mu efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Hayır savcıya çıktım, savcıya çıktım anlattım biraz önce bir daha da anlatmama gerek yok. Sayın savcım dedi ki ben arandığımı da söyledim. Her şeyi anlattım Sayın savcım dedi ki; protokol gereği dedi seni dedi polis ifadeni alacak ben şimdi çağıracağım polisleri organize dedi ben dedim ki efendim beni organizeye gönderme dedim. Dedi ki, şey yapma dedi ben gönderiyorum seni dedi ifadeni onlar alacak. Ondan sonra ben Sayın savcıma dedim ki efendim dedim. Fakat benim olaylarım eski dedim. Yani 1 günde 2 saatte, 3 saatte verilebilecek bir ifade değil dedim. Ondan sonra verdik. Sayın savcım memuru çağırdı memurlar geldi beni aldı götürdü oradan başladım ifade vermeye.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani savcıya değil de polise gittiniz, poliste ifade verdiniz değil mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Kerinçsiz savcıya gittim diyorum ilk önce.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam savcıya gittiniz anlattınız durumu.”

Gizli Tanık Poyraz: “Anlattım.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Savcıda size dedi ki tamam dedi buyurun gidin polise verin ifadenizi öyle mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Buyurun gidin demedi diyorum ki polisi çağırdı ben organizede. Ben dedim ki beni organizeye göndermeyin dedim. Dedi ki göndereceğim dedi, sen merak etme dedi polisi çağırdı, polise dedi ki bu arkadaşın ifadesini alacaksın dedi.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam ifadenizi polis mi aldı orada?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kim alacak polis alacak savcı polise vermiş polis aldı götürdü benim ifademi polis alacak gardiyan alacak hali yok.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam yani siz…”

Mahkeme Başkanı: "Polis, polis sizi nereye götürdü?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim?”

Mahkeme Başkanı: "Polis sizi nereye götürdü?”

Gizli Tanık Poyraz: “Vatan Caddesine organizeye götürdü.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani ifadenizi organizede verdiniz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam efendim, yani bu Değerli Sayın mahkeme başkanının okumadığı ancak size bu ifadeniz doğru mudur dediği 38 sayfalık ifadeyi organizede verdiniz değil mi efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ama organizede verdim fakat memurlar gelene kadar ben en azından bir kısmını Sayın savcıma anlattım.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Şifahi olarak konuştunuz Sayın savcıya.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet şifahi olarak.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ama daktiloya geçirmedi Sayın savcımız.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın…”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Siz o daktilo kısmı organizede polis tarafından oldu.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Savcım dedi ki bana benim kontrolüm altında prosedür gereği senin ifadeni dedi polis alacak dedi organize alacak dedi.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam efendim sizde organizeye gittiniz, ifadenizi verdiniz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben gitmedim Sayın savcım polisi çağırdı memuru.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “Memurlar geldi beni aldı götürdü.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam efendim teşekkür ediyorum. Sayın Başkanım ben küçük bir cümle ifade edeyim. Bugüne kadar meslek hayatımda 28 yıllık meslek hayatımda siyasetle uğraşmış olduğumdan prensip olarak 250. madde kapsamında hiçbir suç almadım ilke kararımdır bu saygım vardır alan avukat arkadaşıma. Sadece bir şey söyleyeyim bu güne kadar şu davanın soruşturmasına kadar DGM o zaman DGM vardı bir tek 5 DGM’de bir davaya girdim o da bir köylüyü isim yanlışlığı sebebiyle almışlardı. O bakımdan kesinlikle ve kesinlikle benim bu tür hadiselerle ilgi ve alakam yoktur, Mecnun Odyakmaz’ı tanımam, telefonla yüz yüze herhangi bir şekilde görüşmemde yoktur teşekkür ediyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam, anlaşıldı, tamam. Efendim bu tür görüşlerinizi daha sonra beyanda bulunursunuz. Sanıklardan sorusu olan var mı? Buyurun Boğaç Kaan Bey. Bir dakika bir mola verelim ondan sonra devam ederiz.”

Saatin 10:50 olduğu görüldü.



Yüklə 0,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə