T. C. İStanbul 13. AĞIr ceza mahkemesi



Yüklə 423,12 Kb.
səhifə1/5
tarix14.06.2018
ölçüsü423,12 Kb.
#48494
  1   2   3   4   5



T.C.

İSTANBUL

13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ

( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI
ESAS NO :2008/209

CELSE NO :60

CELSE TARİHİ :05.03.2009
BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909

ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298

ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266

C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954

C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924

KATİP :AHMET ELMALI 116766
05/03/2009 tarihli oturum açıldı.

Tutuklu sanıklardan Hayrettin Ertekin, Ümit Sayın, Muhammet Yüce, Erkut Ersoy, Mehmet Adnan Akfırat, Mete Yalazangil ve Semih Tufan Gülaltay dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi.

Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı.

Tutuksuz sanık Güler Kömürcü Öztürk ile bir kısım sanıklar müdafileri sanık kahraman Şahin müdafii Av. Süleyman Erbaş, sanık Erol Ölmez müdafii Av. Adem Murat Beyoğlu, sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar müdafii Av. Mehmet Cengiz, sanık Hayati Özcan müdafii Av. Cihan Öztugay ın geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındı.

Açık yargılamaya devam olundu.

Sanık Kahraman Şahin huzura alındı.

CMK nın 147 ve 191. maddesindeki yasal hakları kendisine izah edildi.

Mahkeme Başkanı :” Avukatlarınız hazır, suçlandığınız konular ile ilgili cevap vermeme hakkında sahipsiniz, lehinizde toplanacak bütün isteme hakkına sahipsiniz, bu haklarınızı biliyorsunuz, buna göre savunmaya hazır mısınız.”



Sanık Kahraman Şahin :” hazırım efendim.”

SANIK KAHRAMAN ŞAHİN SORGU VE SAVUNMASINDA:

Sayın başkanım şahsınızda yüce mahkeme ve iddia makamına saygılarımı sunuyorum. İddianamede şahsıma yönelik suçlamaları elimden geldiğince en anlaşılır ve en özet açıklamalarla kendimi savunmaya çalışacağım. Kişisel savunmamın yanı sıra adalete yardımcı olmak çabasında olacağım. Peşinen ifade etmek isterim ki iddianame yer alan üzerime atılı suçların kesinlikle kabul etmediğim gibi bir vatandaşınız olarak herhangi bir konuda suçlu olmadığıma her şeyden önce kendi vicdanımda inanıyorum. Huzurlarınızda sanık sandalyesinde olmam kendime duyduğum saygı ve yüce türk adaletine duyduğum inanç ve güveni zerre kadar sarsmamıştır. Yargılanmayı aklanma hakkı olarak değerlendiriyorum. Saygıdeğer başkanım, 1974 Kırşehir doğumluyum. Beş çocuklu bir ailenin ferdiyim. Hayatımı ticari araç alım satımı ve buna bağlı olarak trafik müşavirliği yaparak kazanıyorum. Bunun yanı sıra eğitimimi Ahi Evren Üniversitesi İşletme bölümünde inşallah buradan çıkarsam devam edeceğim. Bir kız çocuğu babasıyım. Hayatımda siyasetle ilgili herhangi bir parti, herhangi bir kuruluşta herhangi bir kaydım yoktur. Saygıdeğer başkanım Kuvai Milliye derneğinde sayman olarak görev yaptığımdan dolayı buradayım. Kuvai Milliye ye nasıl girdim? 1997 yılında Hüseyin Görüm ün bir araç satışının gazetedeki ilanını bulup o arabayı bir vatandaşa satmamız ile başlayan bir süreçte tanıştım. Kendisi bu aracı bir market sahibi olan bir insana satmış bende bunu ilanlarda gördüm. gazete ilanında o şahıs da satıyormuş, araba onların üzerine olduğu için o şekilde bir tanışmamış gerçekleşti. Saygıdeğer başkanım bu tanışmadan sonra aracın ruhsat işlerini yaptığımdan dolayı tanıştık daha sonra bu şirketin bütün işlerini almaya başladım. Yani ticari faaliyet gösterdiği zamanlarda. Araç işleri olduğu zamanlarda ruhsat çıkartacakları zamanlarda. Burada ismi geçen Raif Görüm Yusuf Görüm ile de o zaman tanışmışımdır. Bu bu süreçten sonra Raif görüm ile çok sıkı bir dostluğumu oluşmaya başladı. Onun da arabasını aldık sattık. Ruhsat işlemlerini yaptım. Daha sonra arabalar aldık normal binek araç, bu şekilde bir tanışmışlığımız bir birlikteliğimiz bir dostluğumuz oluştu. 2004 yılının ağustos ayında askere gittim. 2005 in onuncu ayında askerden döndüm. Döndüğümde artık trafik müşavirlik işini günün koşullarından dolayı yapmamaya karar verdim. Başka bir iş ile uğraşacağım diye. İş aramaya başladım. Raif Görüm arkadaşım olduğu için amcasının da Maltepe de bu konteynır diye bahsedilen yerde ki yazıhanesini söyledi bana. Oraya gittim yanına gittim ben Hüseyin Görüm ün. Hüseyin Görüm bir dernek açacağından bahsetti bana Kuvai Milliye. Buraya bir inşaatı kötü durumda olan bir inşaatı aldıklarını söylediler. Ve buranını yapımından buranın tadilatında görevli yani oraya gidip geleceksin buranın işlerini takip edersin diye bu şekilde başladım ben. Yaklaşık başkanım nisan ayı idi galiba tam hatırladığım kadarı ile mart yada nisan ayına kadar bu inşaat sürdü. Ben sürekli gittim geldim. Bütün her şey ile ilgilendim. Çok kötü durumda olan bir inşaat içerisi dışarısı her tarafı mahvolmuş, çok kötü bir durumda idi yani bir harabe diyelim size. Bunun içinde işte Hüseyin görüm ün de anlattığı gibi çeşitli insanlar yani sokakta kalan insanlar, işte bali çekenler işte o tip insanların kaldığı bir yerdi. Yani çok kötü bir durumda. Elimden geldiğince sonuçta devletimizin yeridir. Elimden ne geliyorsa yaptım bir alt katı vardı saygıdeğer başkanım artık af edersiniz lağım basmış pislik içersinde işçi dahi giremiyor ordan iki kamyon şey attım ordan pislik attım dışarı yani burayı o şekilde orayı hem devletimize kazandırdık en güzel bir şekilde yaptırdık. Arada bir gidip gelmeye başladık işte bu Hüseyin Görüm ün de anlattığı şekilde İbrahim Özcan işte Ali Özoğlu genel başkanımız Mehmet Fikri Karadağ, onlar orda görev yapmaya başladılar. Biz Maltepe deyiz. Danıştay davası oldu başkanım, Hüseyin Görüm Ankara ya gitti. tabi burada ben kaldım Hüseyin Görüm ün yakını gibi yanındaki adam olarak. Bana da şey yapmaya başladılar orda, işte Hüseyin Görüm gelmeyecek oraya gitti çeşitli şeyler yaptı. Sanki suçlu imiş gibi, karar vermişler bana saldırmaya başladılar.”

Mahkeme Başkanı :” mişleri mişleri aç mişleri. Mişleri diyorsun ya onları aç. Mişler diyorsun ya saldırmışlar etmişler yapmışlar kim o mişler. Kim onlar kim. İsim ve kişi bazında konuşsana bizimle.?”

Sanık Kahraman Şahin :” işte İbrahim Özcan,”

Mahkeme Başkanı :” işte isim söyle yani nasıl oldu.”



Sanık Kahraman Şahin :” İbrahim Özcan, Ali Özoğlu, o insanlar karar vermişler kafalarında sanki bir şey var, tabi yanındaki yakın insan kim benim. Geçmişten de bir şeyimiz olduğu için bana saldırmaya başladılar yani beni uzaklaştırmak istiyorlar. Dernekte biz kalacağız senin herhangi bir ilgin alakan yok. gideceksin gibisinden, aradan iki üç gün geçti tabi Hüseyin Görüm döndü. Neler oldu neler bitti işte. Anlattım böyle böyle durumlar oldu tabi o zamana kadar biz oraya gidip gelmiyoruz sürekli. Maltepe de kalıyoruz. Gizemli olaylar işte orayı kapatıyorlar, orta katı kapatmışlar işte altı yedi kişi var çalışan bilgisayarlarda onlar kitap basıyorlarmış meğer orda yani kendi özel işlerini görüyorlar Ali Özoğlu. Kitapçı kendisi. Hüseyin Görüm geldi işte durumları ben bahsettim işte böyle böyle tabi onlar da bana karşı şimdi bir de onların istedikleri olaylar olmadı. Onların düşünceleri gerçekleşmedi. Bunları Hüseyin abi kovdu ordan. Hepsini. Bir paşa kaldı yani. Mehmet Fikri Karadağ. Biz bu sefer Kadıköy e gidip gelmeye başladık. Sürekli ordayız kapıları açtık, insanlar gelmeye başladı başkanım. Kitaplar falan vardı onları dağıttık. Bir güzel bir hareketlenme başladı orayı öyle şey yapmışlar ki. O şekilde başladık yani bende gidip gelmeye başladım. Benim görevim orda başkanım gelen insanlarla konuşup üye olmak istiyorsa üye yapıyorum. Defterler tutuyordum yani üye defterlerini. Aidatları alıyordum. Öyle bir görevim vardı. 2007 nin saygı değer başkanım ağustos ayında bir Ankara ya bir miting anıtkabire, bir de cumhuriyet bayramında bir mitingimiz oldu. Oraya gittik geldik, burada iddia makamı mitinglere katıldığımı organize ettiğimi söylüyor, bunlar yasal olan mitinglerdir. Valilikten işte kaymakamlıktan izin alınarak yapılmıştır. Bunun dışında başka bir şey varsa benim bilmediğim hatırlatırlarsa sevinirim. Cumhuriyet mitinglerine de katıldım saygıdeğer başkanım, saygıdeğer üyeler, bunlar tabi benim kişisel kendi dernek olarak herhangi bir karar alıpta katılmışlık yoktur. Ben kendim katıldım. Bunun dışında örgüte eleman kazandırma bahsettiğim gibi benim görevim saymanlıktı orda işte gelen insanları derneğe kaydetmek aidatları almak, örgüte eleman kazandırma diye nitelendirdikleri herhalde budur tahmin ediyorum. Örgüte gelir temin etme. Örgüte gelir temin etmeyi bırakın evime haciz geldi benim. Buradan özür diliyorum babamdan babam ödemesini yaptı çünkü. İstihbarat topladı. İstihbaratımız ancak polis ve jandarma ya ancak öyle bir istihbarat gelse de ancak yönlendirebileceğimiz yer bellidir. Bizim yoksa başka ne bir kuvvetimiz vardır, ne herhangi bir şeyimiz vardır. sivil toplum hareketlerini organize ettiği, veya katıldığı, evet sivil toplum hareketlerine katıldım. Ama yasal olanlara, yasal olmayan hiçbir organizeye hiçbir mitinge katılmadım. Saygıdeğer başkanım, bizim derneğimizde herhangi bir siyasi görüşümüz, herhangi bir parti ile bağlantımız hiçbir şekilde olmadı. Gelenler oldu siyasi partilerden bizleri destekleyin diyerek fakat biz hiçbir siyasi partinin bir birleştirici unsur olduğunu düşünmüyoruz ülkemizde. Çünkü bütün siyasi partilerin ne olduğunu sizler daha da iyi biliyorsunuz. Hepsi paramparça bölük börçük insanlarımız. Aramalarda elde edilen deliller var başkanım burada şunu söyleyeyim, Kuvai Milliye de 9. aydan sonra 9. ayın bitimi idi tahmin edersem, yalan konuşmayım tam hatırladığım kadarı ile ayrıldım ben. Nasıl ayrıldım yani kötülüğünden falan değil. çalışmam gerekiyordu, orada çünkü herhangi bir kazancım olamadı. Bu derneğe Hüseyin bey in de anlattığı gibi birilerinin bir şey yapabileceğini zannediyorduk ama kimsenin bir tarafından tutmadığı hep Hüseyin Görüm ün kendi kazanmış olduğu paralarla ancak yürütebildik o kadar. Kimsenin bir lira katkısı olmadı başkanım. Bir lira. Olmadı yani. yeri geldi çorba içtik uzun zaman elli kiloya düşmüştüm artık ailem de kızmaya başlamıştı. Ne oluyor sana diye. Tabi dava yürütmek kolay olmuyor yani başkanım. Çoğu insanlar geldi oraya ellerinde çantalar, pazarlamacılar diyorum ben onlara, bir şeyler yani bu derneği kullanıp da bu ismi bir şeyler kazanabilir miyiz bir şeyler elde edebilir miyiz, bir işler yürütebilir miyiz, çok gelen giden oldu ama bunlara hiçbir zaman fırsat verilmedi orda. Kesinlikle çünkü orası ticarethane değildi onu biliyoruz. Ne diyeceğimi de tam olarak şey yapamıyorum başkanım, yani bu bir buçuk iki yıllık dönem benim bütün şeyim odur. Bu işlerle ilgilenmemin şeyi, fakat şunu çok samimiyetle söylüyorum ben hiçbir kötü şey görmedim. Hiçbir kötü bir şey yaşamadım, bize kimse bir şey emredip de şunu yapacaksın, bunu kıracaksın bunu öldüreceksin cebir şiddet herhangi bir terör saygıdeğer başkanım şunu izin verirseniz anlatmak istiyorum. Benim ailem köklerim yani inanıyorum ki sizin de öyledir, belki birbirlerini de tanıyorlardır, hep şehit ailesi çocuklarıyız bizler. Kırşehir den hiç duydunuz mu terörist çıktığını başkanım. Öyle bir şey duydunuz mu Anadolu nun ortasından ve karşınızda ben terörist olarak karşınızda duruyorum. Bu suçlama ile böyle bir şey olabilir mi başkanım. Ailemde savaşa gidip hiç dönmeyen insanlar künyesi gelmeyen insanlar var, aileme de çok şeyler oldu çok üzüldüler onlardan da özür diliyorum buradan. Anneme, babama, kardeşlerime, bir kızım var başkanım eşimden ayrıldım. Annem bakıyor şeker hastası bir de rahatsız. Onun için çok üzülüyorum özellikle. Telefon görüşmeleri var başkanım, evet yani biraz abartılı biraz da kendime yakıştıramadığım okuduğumda şeyler konuşmuşum ama inanın bu sadece konuşmaktan ibaret. Çoğuda zaten kesilmiş başkanım anlam yitirmiş, anlam değişikliğine çevrilmiş buradan ben tekrar sizden çok çok rica ediyorum. Bu telefon görüşmelerini bizzat dinlerseniz bir daha bu telefon görüşmelerinde ne olduğunu anlayacağınıza kesinlikle inanıyorum. Yani bu konuşmalardan herhangi bir sonuç ç çıkacağını siz de göreceksiniz başkanım. Bir de gizli tanık 17 var, gizli tanık 17 Niyazi Kıyak tır sayın başkanım. Dernekte sürekli olduğum için bir gün bir telefon geldi başkanım, işte ben Niyazi kıyak bursa dan İnegöl den arıyorum, işte televizyonlarda şeylerinizi gördüm yemin töreninden dolayı, işte şöyledir böyledir ben böle milliyetçiyim, böyle vatanseverim, çok hoşuma gitti falan iyi güzel, işte buradayız Kadıköy deyiz yerimiz burda bizim gelirseniz örgüte eleman kazandırma diyorlar ya başkanım, yasal bir dernek bu devlet onay vermiş onay vermiş. Nasıl yasa dışı onuyor onu da anlamıyorum yani, geldi bir zaman geçti aradan bisiklet ile geldi başkanım, bisikletle bütün dünyayı dolaşmış, resimleri falan vardı. O yüzden ona şeytan arabası var diyordu Hüseyin abi. Geldi işte bize bir takım şeyler vatanseverlikler falan işte ben dedi çalışmak istiyorum dedi, bu davayı yürütmek istiyorum. Bir de yeniyiz başkanım hiçbir dernekte hiçbir şeyde bir şeyimiz olmamış yani etrafımızı sarmış şeytanlar af edersiniz, bilmiyoruz daha önce böyle bir şey yapmadık, böyle bir iş yapmadık yani. tecrübesiziz yani açıkçası ki herkese inanıyoruz zannediyoruz ki herkes bizim gibi. Ordan ayrıldı işte ben dedi Bursa ya gideceğim dedi orda bir çiftlikte dedi bekçilik yapıyorum,arada bir telefon açıyor işte birisinin telefondan veriyor konuşturuyor bizle şöyledir böyledir biz her zaman sizlerle birlikteyiz gibisine birkaç kişi böyle tabi seviniyoruz adam çalışıyor bir şeyler yapmaya çalışıyor, tanıtmaya çalışıyor. Meğer başka şeylerin ortamını hazırlıyormuş. Yine aradan bir zaman geçti derneğe geldi, ondan sonra da sürekli kalmaya başladı. Bu arada tabi bir takım şeyler de yapıyor yani acayip bir adam yani başkanım acayip bir adam. Hiçbir dakika durmaz gece iki üç saat uyur. Gerçekten yani şeytan gibi bir adam acayip bir adam. Bizim türk insanına para vermezsen çalışmıyordu başkanım. Bunu da öğrendim o gün. Yok bilmem ne imiş bilmem ne imiş bunları şey yapmıyorlar. İşte mitingler falan oldu o arada başkanım onlara gittik geldik burada mesela bir yerde Çanakkale mitingine gittik biz. Oda vardı. Şimdi gizli tanık ya anlattığı şeylerde bizim ikili yaşadığımız şeyler var o yüzden bunun Niyazi olduğuna adım gibi eminim. Çanakkale ye gittik biz mitinge cumhuriyet mitinglerine başkanım bir saat falan onun bir de evi vardı orda. Oraya bir uğradık. Ordan mitinge geçtik işte burda mitingde diyor ki yok askeriye nin kamerası var, ben öyle bir şey görmedim. Görsem de söylerim buradan. Bir saat mi bir buçuk saat mi yalan söylemeyeyim, o kadar bir süre kaldık orda siyasi platforma çevirmişler artık CHP liler işte bu Tuncay Özkan, hatta münakaşa ettik. Yanımızda metin diye bir arkadaş var, o gün Hüseyin görüm de bahsetti lokantası var bu arkadaşın hem o tarafta bir işi varmış başkanım, özellikle bizim için gitmedi yani. daha sonra da gidebilirdim şimdi de gitsem olur dedi yani öyle bir telefonla görüştük. İşte siyasi bir arenaya çevirmeye çalışıyorlar, biz birlikten bahsediyoruz partisiz şunsuz bunsuz insanlarımız ve öyle çıkıldı yani bu mitingler öyle olarak lanse edildi. Kamuoyuna gittik siyasi platforma çevirdiler. Yani bölücülük, sinirlendik başkanım hatta o metin boksördür biraz şey yapılı bir insan. Dedim bırak şey yap çıkacak nerdeyse yani orda ayrımcılık kötü şeyler konuştu. Ordan çıktık, şehitliği bir gezdik başkanım dolaştık dua falan ettik. İki saat falan da öle kaldık ordan döndük geldik. Bütün olay budur işte yok burda Veli Küçük telefon açmış bilmem ne olmuş. Veli Küçük kesinlikle bizim oraya gelmedi başkanım. Yalan söylüyor yani. bir yerde daha irtibatlandırmaya çalışmış, oraya da ikimiz gittik bir tek. Çanakkale mitingi böyle geçti başkanım, aradan bir zaman geçti tekrar izmir açılışımız var, izmir e gittik işte bu zeytin operasyonu deniyor ya zeytin operasyonu da bu Erol Ölmez in bir arkadaşı var zeytinci bir şey zeytin getirdi bize çok da güzel zeytinde Allah razı olsun, yiyerek gittik geldik yoldan da ekmek aldık, temel reis var reis yani. Karadenizlidir Allah r azı olsun ondan da akrabaları varmış bursa da uğradık yol üzerinde. Aldık gittik başkanım hem açılışımız vardı hem öyle denk geldi. Yine oraya gittik gene aynı senaryolar orda. Her tarafı kapatmışlar başkanım DSP liler, CHP liler, orda isim de veriyorum işte Kuvai Milliye yi sokmayın. Bayrak taşıyorum başkanım bayrak da var elimde şapkalarını takmışlar nerde ise bize saldıracaklar. Nerdeyse yani ben biraz münakaşa etsem birbirimize gireceğiz o kalabalığın içinde. Neyse çıktık gittik tekrar geri dündük aynı gün. Açılışımızı da yaptık tabi Nilgün hanım vardı orda başkanımız izmir in, izmir mitingi de böyle geçti izmir deki hem açılışımız hem miting. Her hangi bir şey olmadı kimsenin ne burnu kanadı ne bir şey oldu. Onu dışında başkanım bana sormak istediğiniz bir şey varsa eğer öğrenmek yardımcı olabilirsem ne gerekiyorsa ilk atlayarak şey yapıyorum, unutuyorum biraz da heyecanlıyım başkanım kusura bakmayın. Parça parça gibi olmasın. İlk kurulduğu aşamada bu Yürobont lardan bahsetmişti Hüseyin Görüm başkanımız dernek kurulma şeyinde iken başkanım binamız yeni kuruldu tabi bu çantacılar gelmeye başladı. O Hazer Holding in sahibi geldi, Ahmet Bülent Hazer, kendisinin de milliyetçi olduğunu, aynı paralel fikirleri taşıdığımızı, matbaacılık yaptığını, Afrika da para bastığını özal döneminde, işte bu Gazprom ile bir takım işler yaptığından bahsetti. Bu yürobont lardan bahsetti başkanım biz şeylerimizi falan bastı yani o üyelik formaları var bizim üyelik formlarımız vardı ilk formu doldurulur sonradan deftere geçilir. Onları falan bastık baya bir basıldı başkanım. Bu arada tabi gelip gidiyor bu yüro bontlardan bahis olundu. İşte Afrika daki bu sömürge ülkelerine Amerika nın vermiş olduğu, basıp vermiş olduğu yüro bontlar bir tane sayfa 100 milyon dolar, toplan 750 milyar dolar. İşte dedi bunu dedi ne yapabiliriz falan o dönemde de bu Tayyip Erdoğan ın bacanağı var Nuri Vardarbaşı o da çantacılık yapıyor gene. Ona verdik başkanım. İşte götür Hüseyin bey verdi götür işte devletimizin borcu silinsin. Borcumuz kalmasın. Ama yürek lazım insanda yani onu yapabilecek. Gitti tabi olumsuz, baktık işte orda iş bitirmeye çalışıyor bir şeyler yapacak, yok silah ruhsatı ile yok bilmem ne idi, Hüseyin abi bunu kovdu. Ben de rozetini çıkarttım. Rozetini çıkarttım. Hiçbir fayda da sağlamadı yani bize hiçbir şey olmadan gitti. bu yüro bontlardan dolayı saygıdeğer başkanım Kaan Soyak ona da verildi bir tane, ondan da bir şey çıkmadı yani bir şey becerilemedi. Biraz cesaretle gidilebilse bir şeyler yapılabilirdi. Ülkenin borcu sıfırlanabilirdi yani ama yapan olmadı. Onu yapamadılar yani bu gün de Amerika 750 milyar dolar ile krize girdi. İnşallah diyoruz ki bizi o şeylerden dolayıdır diyoruz , inşallah da öyledir o mazlum ülkelerin sömürüp de hak yiyenler inşallah öyle cezalandırılıyordur. Onun dışında başkanım yaşadığım şeyleri anlatıyorum ben herhangi bir şey de yazılı bir şey hazırlamadım. Her ailede de olur bu karı koca bile kavga eder. Baba oğul ile kavga eder. Olur yani bir tartışma oldu bunu sürekli şeylerde veriliyor televizyonlarda Hüseyin bey ile Mehmet Fikri Karadağ arasında sonradan tabi kendi aralarında anlaştı öpüşüldü tekrar şey yapıldı. Bundan herhangi bir şey çıkarılmasın yani. herhangi bir kötülük çıkarılmasın çünkü ben ordaydım bizzat. Benim de kamerayla çektiğim falan söyleniyor evet çekildi yani. bizler Türkiye cumhuriyetinin bir vatandaşıyız, cumhuriyetin bize yüklemiş olduğu görevlerde elimizden geldiği kadar yerine getirmeye çalışıyoruz. saygıdeğer başkanım ben ne Atatürk ü ne tam doğru düzgün biliyordum, nede dinimizi, ikisini bir arada yaşadım ben ikisini bir arada öğrendim. Ama gerçeği ile. Gerçeği ile, Mehmet Fikri Karadağ Atatürk ü tahmin ediyorum ki Türkiye de anlatabilecek bir insan varsa gerçekten yani onu gösterebiliriz. Parmakla dinimizi de Hüseyin görüm kendisine de teşekkür ediyorum hiçbir zaman kimsenin eline silah vermedi kesinlikle. Gidin şunu yapın bunu yapın demedi. Bir işi de olsa sonuna kadar da giderim onunla beraber yani. eminim ki o hiçbir hiç bir kötü bir şey yapmaz buna eminim yani tanıdığım bildiğim bir insan olduğu için. Tabi bunları da öğrenmeye başladık saygıdeğer başkanım bizim öğrendiklerimiz gibi falan değil yani. bilinenler anlatılanlar bir taraf Atatürk ile aldatıyor insanları bir tarafta din ile aldatanlar var. saygıdeğer başkanım biraz de bu telefon görüşmelerinden veya bana kafanızda bir şey varsa lütfen hatırlatın veya sorun. elimden geldiğince cevap vermeye çalışayım. Çok heyecanlanıyorum unutabilirim yani. her türlü adalete yardım etmek istiyorum. Elimden geldiği kadar ne biliyorsam. saygıdeğer başkanım birde bu gizli tanık ile biz Ümraniye de bir iş hanına gittik. Kadıköy e birkaç arkadaş geliyor genç. Pazarcılık işi yapıyorlar giyim işi falan. Gelirler giderler işte samimi olduk. Üye oldular.arkadaşlarını çevresindeki insanları getirdiler. Bir gün ağustos ayı mı idi yanlış hatırlamıyorsam temmuz muydu o zamanlarda böyle yaz bir aydı. Biz fazla dışarı çıkmıyorduk başkanım yani. Kuvai Milliye den dışarı çıkmıyorduk orda yatıp kalkıyordum ben bu Ümraniye den gelen gençler arasında birisi vardı arkadaşımız yine, dedi bir doğum günümüz var dedi. Niyazi ye telefon etmişler oda görüşüyor. Bizi davet etmişler. Bana dedi ki hadi gidelim çok dedi burada şey yaptık duruyoruz bunalıyoruz gidelim değişiklik olsun. İyi dedim gidelim, başkanım gittik, oturduk böyle arkadaş muhabbeti başka bir şey yok, ben kimin neresi kimin yeridir ne onu sordum ne bir şey yaptım. İşte burada dedikleri zikrettikleri bir isim var Gülay Tuğlukçu diye ve onunmuş Veli Küçük onun adamları imiş öyle bir şey de yok başkanım. Kesinlikle bunun da yani öğrenilmesini arz ediyorum, sizlerden. Çünkü Veli Küçük ne ben tanırım, ne Hüseyin Görüm tanır. Biliyorum gelse ben görürüm mutlaka görürüm ama mutlaka görürüm. Kesinlikle yalan yani bir şeyden bir bağlantı kurmaya çalışıyorlar. Ama bunu da niçin yaptıklarını anlamıyorum. Bu şekilde bir ifade vermiş. Bunun da gerçeği bu şekildedir. Bir doğum günü pasta falan şey yapmışlar çocuklar işte kuruyemiş bilmem ne. Hatta içki şey yapmışlar ben içki içmiyorum bu Niyazi kıyak orda içki içti falan ordan çektik geldik. İki saat mi ne iki buçuk saat bir zaman geçirdik orda. Bu pazarcıların alışveriş yaptığı yani toptan eşya aldığı giysi falan satıyorlar bunlar Anadolu ya falan da çıkartıyorlar arabaları falan var. esnaf insanlar yani. genç ama yani genç insanlar ora öyle bir yermiş kiralarını tam büyük bir yer kiralarını falan ödemedikleri için de ora boşaltılma tasfiye aşamasında idi öyle gittik oturduk geri geldik başka bir şey ortada hiçbir şey yok başkanım. Hiçbir şey yok. yalan söylüyor yani. Allah tan da korkmuyor, yalan söylüyor. Sürekli orda olduğum için başkanım. Tabi başkanım bir taraftan da teşkilatlanmaya çalışıyoruz zaten birilerini rahatsız eden de o oldu. Kuvai Milliye nin oyla herhangi bir siyasi şeyle hiçbir zaman işi olmadı. Herkes bu konuda rahat edebilir. Para olmadığı için saygıdeğer başkanım Kuvai Milliye de gelen ya en fazla kalan bir ay, onu da ceketimizi gömleğimizi çok özür dilerim iç çamaşırlarımıza kadar alıp giden insanlar oldu orda. Ben söylerken utanıyorum özür diliyorum bu konuda. İşte denmiş ki esnaf tan para topladılar denmiş, başkanım orayı yaparken Kuvai Milliye binasını, çevredeki bütün esnaf o binadan o kadar rahatsız imiş ki, neden diyeceksiniz çünkü gelip gidenler gece gelip gidenler oraya artık yani kaderine terk edilmiş bir binaydı ora. Polis giremiyormuş yani, bizim öğrendiğimiz yani benim gözümle görmediğim fakat çevredeki esnaf böyle söylüyor. Biz geldik bütün esnaf teşekkür etti orada bize. Allah razı olsun sizden dediler başkanım, bir tane esnaf gösterin ki biz gidip de onunla bir lira para istediğimizi bunu ispat edin rica ediyorum ispat edin yani. esnafın hepsi o kadar memnun di ki başkanım, hepsi teşekkür etti bizzat. Bir de hediye alıp geldiler yani. kuruluş bitti oraya geçtiğimizde hediye alıp gelen esnaflar vardı. Özel kuvvetler olayı var başkanım bu ismi de ben şey yaptım yani, kimsenin şeyi değildir. bunun amacı da yani ben askerim özel kuvvet adam toplayım vurayım kırayım kesinlikle böyle bir şey yok başkanım bu tip şeyleri yapan insan onu yapmaz zaten. Böyle bir zaafı da kullansaydım başkanım öyle bir zaafı yani o genç insanları kullanmaya çalışsaydım gerisini düşünün yani. eğer kullansaydım. Özel kuvvetlerden kastımız tabi afetlerden burada Hüseyin görüm açıkladı depremi yaşadığını, saygıdeğer başkanım 17 ağustos depreminde Adapazarı nda o gece atladım gittim bir vatandaş olarak atladım gittim başkanım çok üzgünüz tabi. Bir çok ceset çıkarttım. Kolu kopmuş bacağı kopmuş, kafası kopmuş, elimden geldiğince ellerimin içleri hep patladı. Ellerimle kazdım. Ve böyle bir şey yapmak kararını aldık biz. Burada işte diyor ki apoletli diyor bilmen neyli resim çekilmiş başkanım bunun sırtında arkasında Kuvai Milliye arama kurtarma özel kuvvet Kuvai Milliye arama kurtarma diye yazı yazar. Bu cdlerin içinde olması lazımdı ama tabi bunu artık gördünüz mü bilmiyorum bu resmi. Burda askeri üniformaya benzetilmiş, öyle bir şey de yok başkanım yani. o anda çekildi hatta bunu da yapan Niyazi Kıyaktır resimleri falan çeken. Arkasında koskoca yazı var. kötü bir şey mi başkanım. Kötü bir şey mi. Zonguldak ta gelen işçiler hep insanları çıkarttı oralardan. Gene yani maden işçileri kazma kürek sallayanlar. Ben onlarla birlikteydim orda. Üç ay kendime gelemedim o kokulardan o görüntülerden üç ay kendime gelemedim. Gece yatarım hep gözümün önüne gelir. Üç ay. Tabi yaşamak lazım, şimdi ne anlatsak boş. Erkut Ersoy başkanım dün burda açıkladı, Hüseyin görüm ün bir yakın akrabası vardır, Rukiye Güdü öğretmendir kendisi tarih öğretmeni bende tanırım kendisini işte bizim kuruluş aşamamızda bilgisayarımızdan web sitesi yaptırmak için uğraşıyoruz bir taraftan bir türlü de kısmet olmadı başkanım. Bir türlü kısmet olmadı iyi de olmamış bu gün kim bilir neler gelecekti ordan başımıza. İşte düzce li bu Erkut Ersoy arkadaşım söylemiş Hüseyin beye, Hüseyin bey bana dedi ki böyle böyle kahraman dedi bu çamlıca da bir toplantıları varmış dedi, sende git bir görüş dedi hem bu web sitesi için dedi. Hem de tanışırsın atladım gittim başkanım dört lira mıydı üç lira mıydı bir para verdim bir garnitür yemek öyle gizli de değil, bir tarafta o grup bir tarafta da oranın günlük gelip giden müşterileri yani gizli bir toplantı değil bu. Gittik işte başkanım oda Kuvai Milliye den bahsetti, bende bahsettim bir saat veya bir buçuk saat ordan çıktık geldik. Durumu anlattım böyle böle oldu diye ondan sonra da ben Erkut Ersoy ile görüşmedim de gelip gittiğini dahi bilmiyorum. Başkanım tabi ülke siyasetini ülkede olup biten olayları da takip ediyoruz bir taraftan gün oluyor şehitlerimiz oluyor on beş tane yirmi tane biliyorsunuz 2007 yılında insanlar bir infial ile oraya geliyor. Kuvai Milliye ye. Üye olan almayan. Ne olacak insanların içi acıyor çünkü üzülüyoruz. Ne yapabiliriz ne edebiliriz. Bu tip infialler çok oldu. Gelen giden insanlar oluyordu. İşte toprak satımından yakınanlar, ülkenin borçlarından yakınanlar işsizlikten yakınanlar yani bizim artık şeyimize yerleşmiş sorunlar deyim size. Bir türlü çözülemeyen çözüme kavuşmayan. Askeri sıfatlar diyor kullanıldı. Bir askeri sıfat bana yüzbaşım diyorlardı başkanım, onun da bir açıklamasını yapayım ben bir Erol ile Erol sevdiğim bir insandır matraktır biraz. Yani şaka yapılır cinsten bir insan. Konuştuğunuz zaman güldürür sizi gülersiniz. Yani insan hani kendisini serbest bıraktığı zamanlar olur ya başkanım öyle bir insandır . boş boğazlılıksa bunu kabul ediyorum başkanım. Boşboğazlık yapmışım ben. Ama başka bir insan ile de böyle bir görüşmem yok burada telefonlarda mevcut. Bunu diyen başka insanlarda söyleyebilirdi bunu bana, bir tek o insan. Bir de başkanım kısa bir şey söyleyeceğim, 74 yılında doğdum ben Kıbrıs harbinde amcam var Mustafa Şahin bir yüzbaşının ismini koyuyor, ordan herhalde biraz onun ruhundan geçmiş bir şeyler var yani askerliği olan bir sevgi var içimizde. İşte haraç diyorlar bir şeyler diyorlar kesinlikle öyle bir şey yok başkanım, kesinlikle. İnanın bana yok. saygıdeğer başkanım Abdullah Arapoğulları, erol ölmez, Erkut Ersoy dan bahsettim. Abdullah Arapoğulları gelen kişileri kaydettiğim için başkanım çoğunu tanırım yani Kuvai Milliye ye girip çıkan insanları. Genç arkadaşımız gelmiş, telefon kartı satıyor dergide bir öyle bir şey gazeteci öyle bir şey geçmiş zaman konuştuk. Kuvai Milliye den bahsettik. Kendisi de o fikirleri taşıyan insan olduğunu bahsetti. Fakat zamanla çok heyecanlı bir insan olduğunu anladım ben. İnsan anlar. Ben şimdi sizin karşınıza çıktım siz bir bakışta neyin ne olduğun anlayabilecek bir insansınız. Tecrübenizle, terörist ile vatandaşı ayırabilecek kapasitede olduğunuzu çok iyi biliyorum. Heyecanlı insan yani nasıl ki bir insan birisine bir kendini biraz daha özel hissettirmeye çalışır, o tip bir insan. Dernek te tabi maddi sıkıntıları çok çektik başkanım, ama kimseye de şey yapmadık böyle eğer fikrimizi bozsak zikrimizi bozsak birilerinin gelip oraya oturttursak eminim para da gelirdi yani. ama biz bağımsız bağlantısız şeyimizi kaybederdik. Abdullah Arapoğulları ile bir takım işlerden bir takım şeylerden bahsediyor inanın başkanım bildiğim için kalpte kırmayı pek sevmem, beceremem de başkanım bu şekilde konuşmalarımız biliyorum ki yani sonunda bir şey yok. zaten dikkat ederseniz bir yerden bir yere atlıyor, birm yerden bir yere atlıyor, telefon görüşmelerinde işte telefonumuz dinleniyor Allah söyletecek ya ben kesinlikle telefonlarımızın dinlendiğini bilmiyorum. Bilmiyorum, bilsem zaten aptal mıyım böyle konuşacak. Gelip giden insanlar oluyor elektrikçi naim abi vardı bizim elektriklerimizi yapan binayı baştan aşağıyı yaptığımız için her şeyini dinlenme var dedi herkesi dinleyebilirler, aletler satılıyor diyordu. Herkesi dinleyebilirler diyordu. Ben de ordan biraz şey yaptım işte yani telefon dinleniyor falan gibisinden. Erol ölmez ile bir görüşmemiz var başkanım bu sürekli gündemde tutuldu, basının da çok hoşuna gitti bu haber işte ismailağa tarikatını işte adam göndermişiz de saygıdeğer başkanım bu telefon görüşmesinin bir başı var, iddia makamı zaten çoğunluğunda öyle, bir kısmını almış şimdi hani adama dersiniz ya seni gülmekten öldüreceğim, gülmekten i çıkartırsan seni öldüreceğim kalır. Hani tırpanlamışlar mı diyorlar aynı o şekilde devam ediyor bütün telefon görüşmelerimizin çoğunda. Raif görüm var başkanım raif görüm Hüseyin görüm ün yeğenidir. Abisinin oğludur. Ailesi yurt dışındadır. Kendisi burada doksan yedi yılından beri görüşürüz, evine giderim kalırım yatarım kalkarım, öyle bir dostluğumuz var. öyle bir arkadaşlığımız var. Gökhan sipahioğlu var başkanım, kendisini yüksek mühendis olarak tanıttı ilk. ………sonradan tekniker olduğunu iğrendik biz, bu nano teknoloji ile uğraşıyormuş. Gözle görünmeyen o şeylerden yapıyormuş bu şeylerden anlattı ama ben tabi tam bilmediğim için teknolojinin içini tahmin ediyorum oda burda anlattıkları gibi oda yalandır. Durumumuz kötüydü başkanım. Dedim ki ben bir Hüseyin abiye de söyledim. Ben dedim bu recep Gökhan sipahioğlu ile gideyim bir müddet çalışayım dedim. Sürekli gelip gidiyor o aralar, İstanbul teknik üniversitesinde bir iş yapmış başkanım işte malum gündemdeki siyasi kavga var ya hani bölünmüşlük, ondan dolayı parasını alamıyormuş, işte sıkıntı yaşıyor bilmem ne meğer bizi şey olarak götürmüş yanında ne bir par aldım. Bırakın para vermeyi verdiğimiz para var Hüseyin beyin evi vardı Yalova da orayı sattı, bir miktar para verdi tamamını alamadık başkanım. Bu şahsın da ben evine de giderdim ailesini komple tanıyorum zaten ailecek gelip gidiyorlardı. İşte öyle bir adam geldiği zaman zaten göreceksiniz. Deniz yıldırım var başkanım, şu anda cezaevinde bu gün iddia makamı hükümlü olduğunu söyledi ama galiba tutuklu olduğunu biliyorum, mektuplarında öyle yazıyordu çünkü. Kesinleşmiş bir ceza yani aldığı bir şey yok. işte bir takım bir şeylerden şey yapmış bahsetmiş, saygıdeğer başkanım bu konuda cezaevine bir deniz yıldırım ın bulunduğu hangi cezaevinde ise herhangi bir Kahraman Şahin in gidip görüşmüşlüğü var mı herhangi bir mektubu var mı bunların istenilmesini arz ediyorum. Başkanım deniz yıldırım levent taraflarında bize geldiğinde levent tarafında oturduğunu, o bölgede bir şube açmak istediğini belirtti bize. İşte gelip gidiyor tabi biz bunun herhangi bir iş yaptığını herhangi bir böyle bir şeye karıştığını arandığını bilmiyoruz o gün de anlattı Hüseyin görüm karşımızda bir komşumuz var kafeteryası var adamlar bize telefon ettiler işte burda iki kişi var sürekli sizin orayı şey yapıyorlar sürekli orayı kesiyorlar, ben çıktım Hüseyin abiye dedim böyle böyle bir durum varmış hemen yürüdük gittik oraya birisi oturuyordu bir kişi daha var yanında Hüseyin abi dedi ki adama, kimsiniz dedi hem buyrun gelin içeri dedi sürekli bakıyormuşsunuz oraya. Öyle bir konuşma geçti ben polisim dedi. Hayırdır buyur gene gel, buyur gene gel herkesin yeri orası çünkü hepimizin yeri. Dedi böyle böyle bir kişiyi arıyoruz dedi takipteyiz. Buraya girip çıktığını görüyoruz dedi. Kim işte deniz yıldırım. Neden, işte böyle bir durum var. gittik içeriye oda içerde oturuyor başkanım böyle böyle bir şey var mı yok dedi. Polisi çağırdık polis geldi buyur kardeşim bu adam böyle bir şey olmuş. Buyrun aldı gitti. tabi daha sonradan bu mektuplar geldi böyle bir suçlama ile karşı karşıya kaldığını, zaten mektuplar ortada başkanım. iddianame var. ek delil klasörlerinde hepsi mevcut. O tarihten sonra ne gittim ne gördüm. mektup yazdı cevabını da vermedim. Yani bir şey ile irtibatlandırmaya çalışıyorlar çünkü. Sürekli. Açıldığımızdan beri başkanım. Açıldık müfettişler gelmeye başladı. Kime ne rahatsızlık verdiysek, verildiyse.Bir ton şeyle suçlanıyor alakası olmayan şeyler. Saygıdeğer başkanım Mehmet fikri Karadağ bizim de şeyimiz var tabi dedik ki sen bağımsız milletvekili adaylığını koy. Herhalde kimse inanmayacak bize çünkü kimisi bilmem nerenin adamı yapıyor kimisi bilmem nerenin adamı yapıyor bizi. Dedik ki bağımsız milletvekili ol baba. Tamam dedi. Bağımsız milletvekili adayı oldu başkanım. Kadıköy e gidiyoruz meydana bu vodafone şeyleri bulunmuş kartları delil olarak şey yapmışlar, kamil isminde bir arkadaş geldi bir yerden bir yere atlıyorum başkanım bağlayacağım ikisini kamil diye bir arkadaş geldi başkanım, vodafone şeyleri satıyormuş kartları işte böyle derneklere şirketlere falan ucuz tarife ile bu Niyazi kıyak on tane hat aldı başkanım erol aldı on tane, bu temel reis dediğimiz aldı. On tane kendi aile içinde kullanacak çok ucuza geliyor. Bu kamil gelip gidiyor tabi hat sattı ya onlarda prim falan alıyormuş gelip giderken işte dedik ki ses şeyi lazımdı bize işte o Kadıköy meydanına çıkıyoruz, bağımsız adayımız tanıtıyoruz. Çıktık tanıtıyoruz bir parti gibi. Ses sistemi lazımdı oda dedi ki ağabeyim benim bu işlerle uğraşıyor o bize böyle bir ses sistemi verdi. Kullanmak amacı ile geri tekrar iade ettik. Bu arada da orda bulunan kartlar hiç şey olmamış yani hat verilmemiş öyle bıraktı idi oraya. Bunlar dedim fazla numaralıdır onlar, numaraları var beğendiğin zaman açılır. Onların bilgisi dahilinde yani. eğer onlar sokarlarsa onların bilgisi olmadan her hangi bir şey olmuyor. Açılmıyor. Kayıt olmuyor. Bu recep Gökhan sipahi burda demiş ki beni çağırdılar, kendisi gelirdi başkanım yalan söylüyor. Kendisi gelirdi katılırdı bir de şey takardı kafasına kalpak takıyordu. Böyle bir insan yok çocuğunu şey yapmışız da kendi çocuğumuz gibi onun çocuğu da. Yok tehdit edilmiş de falan yani yalan yalan hem de tam alası yani. başkanım bu seçimler oldu bitti. Tabi biz oy falan da alınmadı. İşte dediğim gibi yani siyasi partilerinden falan sıyrılmaya çalışıyoruz, insanlar bizi bir yere bağlamaya çalışıyor, biz kendimizi biliyoruz ama dışardan gören işte yav Atatürk ü görüyor CHP limi, adam dinden bahsediyor AKP li mi. ya bundan bir türlü kurtulamadık. Biz kimsenin adamı olmadık hiçbir zaman, hiçbir parti Mehmet fikri Karadağ bize bir baba gibidir. Baba deriz paşa deriz, işte ölürüm demişim de askerin demişim de o sevginin bir ifadesidir. Belki sizinle de tanışsak sizin de o şeyde kanaatinize varsak size de derim başkanım. Sizin için de ölürüm başkanım. Kötü bir şey mi başkanım. Bir insana bunu demek illa ki öldüreceğim asacağım mı yani. buna mı getirmek bir kelimeyi. Muhammed yüce başkanım, bir gün telefon açtı Mehmet Fikri Karadağ , oğulcuğum dedi oğulcuğum der bize, oğulcuğum dedi ben dedi evden çıktım geliyorum, Bursa dan bir asker gelecek dedi, biz tabi kendi belki geçmiş askeri kökenli olduğu için asker dedi falan öyle düşünüyoruz, dedi ki ben geliyorum oraya araba ile dedi, bir de yerimiz caddenin önümüz hemen yol Kadıköy ün Pendik minibüsleri geçer ordan, Kadıköy altı yola gelmeden dönerler ordan yani işlek bir cadde. Fakat yokuş olduğu için orası yol kenarlarını da biliyorsunuz İstanbul un. Park sorununu. Bir yer dede şey yap dedi önümüzde çünkü taksi durağı var orda oraya önümüzü kapatıyorlardı bazen. Orda işte belirtmişler sayın iddia makamı Muhammet Yüce geldi, içeri girdi ben konuşmadım bile, bir dakika mı geçti iki dakika mı geçti içeri girdikten sonra beş dakika mı geçti Mehmet Fikri Karadağ geldi onla görüştüler. Başka da hiçbir görüşmemiz bizim herhangi bir irtibatımız bütün tanımışlığımız yani bu başkanım. Bir dakika bir insanın bakarsın yüzüne o kadar olsa mutlaka zaten telefon görüşmemiz olurdu. İddia makamı da öyle bir şey de yazmamazlık etmezdi tabi. Bu başkanım şeyi atladım ben geçtim bu İsmail ağa cemaati, işte telefon görüşmelerine bakıldığı zaman ne olduğu çok iyi anlaşılacaktır. Tekrar tekrar arz ediyorum bakılmasını, tekrar dinlenilmesini arz ediyorum. Bir de şey göndermişler bu İsmail ağa cemaati başkanım, F tipinde kalıyoruz Edirne de dergi göndermişler bize. Furkan diye yani şey yapıyorlar tehdit ediyorlar. Onlardan korkan onlar gibi olsun. Ama buradan tekrar söylüyorum basın çarpıtmalarıdır onlar. Lobi falan işte belgeler falan işte dedik ya başkanım Allah tan yani bilgisayarımızda şey yok sitemiz yoktu. olsaydı tahmin ediyorum ki mutlaka bizden esirgemezlerdi bunları. Tahminim yani mutlaka bize de gelirdi başkanım. Ama Allah tan o web sitesi açılmamış, Allah ta açtırmadı bir türlü kısmet olmadı. Yapamadık beceremedik. Konuşmalar başkanım ben burda karşınızda utanıyorum özür diliyorum. Çoğu palavradan ibaret işte şey yani biraz atma deyim yani nasıl deyim bilmiyorum suçsa da suçunu da kabul ediyorum başkanım. Şimdi başkanım burada görüyorum burada Kuvai Milliye den gördüğüm insanlar var tanıdığım insanlar var bu Niyazi kıyak niye burada yok. başkanım niye yani, o her yerde niye yok yani ben özellikle de onu burada tanıklık yapmasını istiyorum başkanım. Getirtirseniz bulabilirseniz onun çünkü bisikleti var başkanım onu yakalamak zor bir iş yani şeytan yakalanır mı. ama size çok güveniyoruz o konuda başkanım Kuvai Milliye olarak bu konuda çok güveniyoruz. Başkanım izin verirseniz burada Hüseyin görüm biraz dinimizden bahsediyor insanların duymadığı gerçekleri anlatıyor işte laik değimlisin diye bir şeyi var soru geldi biz de diyoruz ki Atatürk hangi izde ise hangi yolda ise inşallah biz de o yoldayız. Başka hiçbir yolumuz yok. atatürk ün yolu da hak yoluydu bunu herkes bilsin yani. bir türlü bağdaştıramıyorlar bir araya getiremiyorlar. Bir takım insanlar deyim artık başkanım bir araya getiremiyorlar yani. şehitliğe inanmayan Mustafa kemal askerine ölmeyi emretmez. Tabi kitabımızda da Lokman 33. de diyor ki başkanım, o aldatıcı şeytan sizi Allah ile aldatmasın. Adit 27 de diyor ki ruhbanlık yok diyor. ben kısa keseceğim başkanım. Bakara da diyor ki dinde zorlama yoktur diyor, bilmeyenler de öğrensin buradan ufak bir şey bahsetmek istiyorum başkanım 1. dünya savaşında Almanlarla müttefik olduğumuz için o dönemki damat Ferit paşa, bizim askerimiz dururken alman general var ………. İsmi var bizim bizim üçte iki askerimiz başkanım Çanakkale de bu general sayesinde yok ediliyor. öldürülüyor üçte bir askerle Mustafa kemal bir tarih yazıyor. Tarih yazanlara söylüyorum ben buradan bana lütfen sadık kalın. İngiliz lordlar kamarasından lord George diyor ki bir tek türk kalmayıncaya kadar hepsini kesin diyor, haksızı kimse sevmez değil mi başkanım zulmedici zulüm yapan biz de bunları sevmiyoruz. Bir de başkanım bu örgütler konusunda kendi şahsi bir kanaatimi belirtmek istiyorum, elin adamı başkanım o kadar güzel kuruyor ki tuzakları bir örgüt kuruyor, onun üzerinden her türlü silahını satıyor her türlü şeyini yapıyor, her türlü zulmü yapıyor birilerine bir şeyler veriyor nemalandırıyor örgütler kuruyor başkanım buna dikkatinize çekiyorum. Amerikanın siyasi oyunlarından tıpkı ikiz kulelerin bombalanmasından sonraki yaptığı vahşetler burda herkes anlattı başkanım ben bu konuda sizi sıkmak istemiyorum. zaman da almak istemiyorum. tek bir şey söyleyeceğim başkanım, birinci dünya savaşı sonrası kurtuluş savaşından sonra yeni meclis kurulunca hep amerikan mandacıları varmış başkanım, Sivas ta Erzurum da kararlar alınırken amerikan mandacıları hep amerikanın himayesine girmek istemişler. Atatürk öldükten sonra bunlar da gerçekleşmiş başkanım bizim şu andaki yaşadığımız ortama bakıldığında başkanım bu derneklerin çoğu da mutlaka bir yerlere bağlı mutlaka ama. Niyazi’nin işi Başkanım bunu benim yapımda yapmıştı. Kendini de çizmiş. Başkanım bunlar sizde var vereyim mi vermeyeyim mi kararını siz verin meşgul etmeyin sizi. İşte bende çıkan cd ler var ya başkanım bilirkişi raporları, önceden hazır edilmiş sanki bu gün için arama tutanağı başkanım, herhangi suç ve suç unsuruna rastlanılmamıştır diye. Zaten olsaydı başkanım bizi paramparça ederlerdi kesinlikle yani bir de başkanım ben poliste ifade vermedim diyeceksin ki niye vermedin başkanım evime geldiler sabah uyuyorum, işe girmiştim başkanım Ankara ya gidip geliyorum sabah bir baskın ben uyuyorum ailem açmış ailemin yanında kalıyorum bir de kızım var sekiz yaşında o da okula gidecek Allah tan annem falan kalkmıştı çocuğu da uyandırmış, kapı şey yapıldı, birisi şey yaptı gözümü açtım ben çok da yorgunum acaip yorgunum birini gördüm ama geri gözümü kapattım geri yattım. Bir daha s eslendi şey yaptım ayıldım tamamen kalk dedi kalktım hayırdın dedim bu kim ya falan, işte polis dedi ne oldu dedim hiçbir şey söylemiyorlar yani niçin geldiklerini dahi söylemediler oturttular beni oturma odamız var yüzümü yıkayamadım yani oturdum şey gibi bekliyorum öyle, bir şey mi oldu diyorum kendi kendime ben bir şey mi yaptım kendi kendimden şüphelendim yani. aradılar her tarafı darma duman ettiler her tarafı. Anacığımdan da özür diliyorum senin evini dağıttılar çok özür diliyorum sizden sizi çok üzdüm. Kızım başkanım okula gidecek geldi atladı kucağıma Allah’ım dedim yani içimden ne oldu diyorum çocuk da var polis o çocukta ne etki bırakacak acaba ilerde bir de olayı anlatacağım bunla ilgili, başkanım bir kız kardeşim var kaynarca da oturuyor babam kızımı da alıyor oraya gidecek yolda trafik çevirmesi var, polis durduruyor babam işte ehliyet ruhsat falan babamın yanında oturuyor polisi görünce şey yaptı birden hırçınlaştı diyor babam, polise tükürmüş babamı niye bırakmıyorsun. Yani bir çocuğun yaşayabildiği şeyleri o psikolojiyi nasıl yansıdığını başkanım birde dün burada arz edildi Salı günü işte 11. ayın 16 sına kadar biz tabi burada da bir hafta oldu onu öğreneli yani siz biliyorsunuz başkanım yani işin ustası siz olduğunuz için arife tarif gerekmez herhalde. İfade vermedim başkanım şeyde, emniyette emniyette vermedim onu da niye vermedim başkanım herhangi bir gizlediğim bir şey mi var. belki bir muamma yaratmasın aşağıda verdim aslında ben. İki üç kere çıkarttılar beni buradan emniyete emniyet ile en ufak herhangi bir şeyim yoktur, kişiler kendi karakterini yansıtır sadece. Kurumu bağlamaz diye düşünüyorum üç tane polis var başkanım ifade alıyorlar, soruyorlar ben konuşuyorum söylüyorum ne olduğunu arkada da bir tane arkamda oturmuş artık ne tipi ise ben bilmiyorum onun tipini Allah çevirecek ya bir anda döndüm böle başkanım ordan bir hareketler böyle, göstermek istemiyorum o hareketi emniyete de maletmiyorum ben hepsinde de çünkü dediğim gibi kişinin karakteri kurumu bağlamaz. Yukarı aldılar başkanım gerçek şey ordaymış herhalde aşağıda bir tane şey geldi başkanım bir bayan avukat yukarı çıktık. Cumhur hatın diye birisi geldi. Tabi biz ilk görüyoruz yani daha önceden ne görmüşlüğüm var ne tanımışlığım var, dedi ki soruşturma dosyasını dedi göremedik dedi. Orda dedi ki yasak var, terör suçu ile dedi. Ben dedim terörist değilim ya. Ben terörist değilim ki dedim yani vermiyorum dedim ya. Ben dedim savcıya gidip vereceğim. Cumhuriyet savcısına. Teröristin yeri bellidir aslında saygıdeğer başkanım savcılığına geldik savcılıkta ifademi verdim. Sayın Haşlıoğlu mahkememize baktı, kendisine de en ufak bir kızgınlığım yok. inşallah bu davada inşallah bir kilometre taşlarını sami Bey katedecek diye umut ediyorum. Başkanım ben terörist değilim. Böyle bir terör örgütü de duymadım Ergenekon isminde. Olsa mutlaka herhalde bizden önce siz duyardınız. Siz inanıyorsanız bende inanıyorum başkanım. Hani yaş kemale erdi derler ya başkanım kemale ermiş bir yaşınız var çünkü sizin tecrübeniz sizin ustalığınız ben inanıyorum buna şahsım olarak başkasının ne dediği beni ilgilendirmez ben inanıyorum buradan inanıyorum. Siz var diyorsanız bende var diyorum. 14 aydan beri tutukluyum başkanım saygıdeğer başkanım sağ olsun buradan teşekkür ediyorum Hüseyin Görüm e Mehmet Fikri Karadağ a dedim ki bir üniversite sınavlarına gireyim başkanım orda şeydeyiz. Bunu da kazandım başkanım sağolsun ben girmeyecektim Hüseyin abi zorladı beni, gir dedi kazandım çıkarsak okuyacağız çıkamazsak da başkanım bunun dışında benim diyeceğim birm şey yok dinlediniz.”

Mahkeme Başkanı :” bitti mi savunmanız.”


Yüklə 423,12 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə